Gezi.2nd leg SEATTLE
)
Amerika ve kanada gezimin ikinci etabi,seattle sehriydi,seattle north amerikanin California eyaletinin yukarlarinda WA Washington eyaletine bagli bir sehirdir kanadanin vancouver sehrinide gorecegim icin yakin yolculuk olsun diye bu sehri secmistim,aslinda Portland sehrine gitmeyi dusunmustum,internetten biraz arastirma yapinca seattle nin daha uygun oldugunu gordum.
….San Francisco dan seattle ye ucakla gidecektim,2 saatten fazla bir ucak yolculugu.san Francisco hava alaninda otomatik makinelerden boarding kartimizi aldiktan sonra gumruk kontrolunden gecip yolcu salonuna girdik,bir hayli uzun bir terminal..
…sabah saat 9.00 da ucagimiz kalkti,bana gore kisa bir yolculuktan sonra seatac hava limanina indik,bilmem bilirmisiniz tum hava alanlarinin kisa bir isimleri vardir,newyork jfk, los angeles lax.san Francisco sfo,Vancouver YVR.
.SEATTLE hava alanindan nasil sehire giderim diye inceleme yapmistim,tabiki bir cok yollar var taksi otobus tren shuttle gibi.benim icin en uygun olani light rail treniydi,istasyon hava Alani araba parkinin dorduncu katindaydi, rehber tabelalara bakip bir hayli yuruduk ve istasyonu bulduk,yine elevator ile istasyona cikiliyor,asagida bilet makinesi var bunuda internette incelemistim,burdada seniorlar icin biletler bir dolar ,ama makinede senior isini beceremedim ve kisi basi 3 dolarlik normal bilet aldim,becerebilseydim 4 amerikan dolari kazancim olurdu,hani bazen adam sende 4 dolar neymis diye dusunuruz ama,ben oyle dusunmem ve paramin kiymetini bilirim 4 dolar 4 dolardir.
.biletimiz aldik ve yukardaki perona ciktik bir kac dakika sonra tren geldi,inecegim istasyonun adi Westlake ve sondan ikinci istasyondu,her halde 20 dakikadan fazla trende gittik,tabiki gormedigim bir sehire gittigimiz icin merakla etrafi seyrederim,sehirin dis bolumleri pek ic acici gibi gelmedi,evlere baktim oyle ahim sahim evler yoktu yani gariban usulu,gariban usulu deyince cok gormemek lazim, her ulkenin kendine gore yasam ve alim gucu sartlari vardir.
..Trenimiz Westlake istasyonunda durunca bizde cantalarimizi alip indik,otelimizin adi Mediterranean(akdeniz) hoteldi ve queen anne caddesi uzerindeydi,yine daha evvel yaptigim arastirmaya gore istasyon ile otele yurume mesafesi 2,2 km,ohoo biz bunu rahatla yururuz demistim,queen anne ye cikan iki cadde vardi 1,st strret ve 2,nd street,istasyondan cikarken bir gorevliye birinci caddeye nerden cikacagimi sordum tariff etti tesekkur ettim ve birinci caddeyi bulduk.
..bilmedigim bir sey vardir, elimde harita yok, birinci caddenin uzerindeyim,caddenin bir ucu queen anne ye cikiyor ama saga mi gidecegim solami iste problem burda basliyor,bir tahmin yaparak 200 metre kadar sol tarafa yurudum sabahleyin cadde kalabalik,yol kenarinda bir kac insaat iscisi var,bir tanesine queen anne caddesi bu taraftami diye sordum,adam valla hic duymadigim bir isim ozur dilerim dedi,bir yuz metre kadar daha yuruduk,yine is uniformali bir kac kisi var,bir tanesine daha sordum,sag tarafi gostererek bu tarafta ama ne kadar uzaktir bilemem dedi,bizde tamamen ters tarafa gidiyormusuz,hemen hemen 300 metre filan yalnis tarafa yuruyunce yolumuz 600 metre uzamis oldu,hatuna baktim yururmuyuz yururuz ya allah deyip basladik yurumeye,yurumeye alisik insanlariz ama bu caddenin sanki sonu yokmus gibi geldi ,bir kosede iki genc kiz otobus bekliyorlardi onlara sordum,ozur dileriz bizde burali degiliz dediler,
…basa gelen cekilir yuruduk yuruduk ve queen anne nin basina geldik,burdada sagami gidecegiz solami gidecegiz diye dusunurken binalarin kapi numaralarina bakip saga gidecegimiz tahmin ettim yine yurumeye basladik,ama onumuz bir hayli yokus,elimizde birer carry on cantalari var,hatun ben artik cantayi cekemiyecegim dedi,bende her iki cantayi cekmeye basladim,aslinda 10-15 dolara buraya taksiyle gelebilirdik,ne varki bazi oteller erken saatlerde musterilerini almiyorlar,bende yururken biraz vakit gecer diye dusunmustum,200 metre kadar bayir ciktiktan sonra otelin kapisinda olduk,iceri girdik adimizi soyledik, sag olsunlar hemen 420 nolu odayi verdiler,galiba 6 katli bir otel olacak biz dorduncu kattaydik,zaten otellerin bir kac katlari araba parklari oluyor.Odamiz kucuk olmasina ragmen guzeldi yani icinde kitchenette olan bir oda,kahve makinesi,kucuk buz dolabi kasasi microwave filan tek penceresi vardi gorulecek pek manzarasi yoktu diyebilirim.otelin lobisindede kahve cay ve soguk su vardi ister cay yap ister kahve yada soguk su,suyun icinede biraz limon filan atiyorlar tadi degisik oluyor.
Otel sehir merkezinde olmamasina ragmen hareketliydi, her gun gelenler ve gidenler oluyordu,zaten seattle de butcemize en elverisli otel buydu
…biraz dinlendikten sonra asagiya indik,yiyecek bir seyler almamiz lazimdi,otelin lobisindenden bir local harita aldim,sonra yakinda super market varmi diye sordum,gorevli bayan disari cik sola don asagi dogru yuru orda safeway marketi var dedi, cok yakinmis hemen indik marketi bulduk lazim olan seyleri aldik.Geriye otelimize donduk,ana 419 var 421 var bizim odanin kapisinda Numara yok,kapida degilde duvarda oluyor,biraz sasirdik ama kapiyi actik bizim odamizmis,daha sonra lobiye inince yaw bizim odanin duvardaki numarasi kaybolmus dedim,Adam gulerek yinemi caldilar dedi,kapi numarasi calan insanlar veya musterilerde oluyormus demek..
…Daha sonra yine dinlendik yine asagiya indik,yakinda gorulecek bir yer varmi diye sordum,hemen karsida seattle center var dediler,yolu karsiya gecip asagiya dogru yuruduk,tabi haritada cebimde ne olur ne olmaz,kaybolmayi cok sevmem ama bazen kaybolurum, her halde yasliliktan oluyor.Seattle center guzel bir yer kocaman bir parki var ortasinda kubbeli bir havuz fiskiyeleri filan var,biraz otesinde space needle diye kule var,resimlerde gormussunuzdur,SEATTLE center bir kultur merkezi gibi bir yer,tiyatrolari var muzeleri var cocuk parki var,kocaman bir binada yiyecek yerleri var,bazi saatlerde vicik vicik kalabalik.parkin etrafinda biraz dolastik kanapelere oturup dinlendik,kuleye yakin bir yerde monorail gordum,bir kac vagonluk tren sehir merkezine gidiyormus.birinci gunduzumuz boylece bitti sayilir otele donduk dusumuzu aldik karnimizi doyurduk,kahve makinemiz var microwave var sag olsunlar her gun bir paketde patlamamis misir birakiyorlar,microwave de bir kac dakika icinde tabi kagit torba icinde patliyorlar,boylece bes gun misir patlattik.bir seferinde de hazir plav pisirdik oda torbada,torba icinde pisiyor.
…dikkat ettigim bir husus amerikan tv lerinde pek doyurucu program yapmiyorlar,gercek programlar herhalde parali kanallarda olmali,benim ilgimi ceken program, katilleri yakalama cimayetleri cozme programlari, hatunda bunlari pek sevmez,gittigim yerlerde yemek programlarina baksin diye tv remotunu hep hatuna teslim ederim.
……Gun sehir merkezine inme gunu,kahvaltimizi yedikten sonra asagiya inip 5-6 dakika kadar yuruyup monorail istasyonuna gittik,2 tane senior bileti aldik birer dolar tanesi,tren geldi atladik bir kac dakika sonra sehir merkezinde olduk.
.4 tane ana cadde var yuksek binalar ve shoplar bu caddeler uzerinde,monarailin sehirdeki istasyonu zara adli shopping centerin en ust katinda bulunuyor,ya asagidan asansorle yukari cikilacak ya da
---- Mesajlar Birleştirildi ----
en ust katinda bulunuyor,ya asagidan asansorle yukari cikilacak ya da plazanin icindeki yuruyen merdivenlerden.biraz caddeleri dolastik,fazla alacagimiz bir sey yok,macy,s magazasini gorduk, daldik iceri alt kati erkekler icin,ayagimdaki spor ayakkabilarin burunlari acilmak uzereydi,zaten bunlari amerikada atar yenisini alirim diye dusunmustum,alacagim ayakkabi cok yumusak ve hafif olmaliydi,ayagimdakilerde ayniydi,bazi model ayakkabilarda indirim yapmislar bir kac tane denedim beyendiklerimden istedigim renkte yoktu,en son beyendigim mokosen tipi spor ayakkabi ne yazikki onunda siyahi ve baska rengi yok, acik yesile bakan bir renk, fiati 30 dolar aldim normal olarak 8,5 giyerim ayaklarim cok sismis aldigim ayakkabi 10 size…biraz ilerde erkek giyeceklerini %70-80 indirime koymuslar,pek fazla alacak bir seyim yok, baktim guzel bir polar ceket var hoodlu,ici kurklu gibi,uzerinde markali yazi var,gerci giyecek ceketim cok,fakat cok hosuma gitti 16 dolara indirmisler,sezon sonu diye kisliklari elden cikariyorlar,biraz dusundukten sonra dayanamayip aldim,(iyiki almisim),bir tane ogluma bir tanede damadima almayi dusundum,hatun cantalarda yer yok deyince vaz gectim,hawaiide de bir kac tane macy,s magazasi var orda bulursak aliriz diye dusundum..
Ana merkezde biraz dolasip yine monorail ile otelimize geldik yol uzerinde parkda durup dinlendik,her taraf yemyesil,boyle parklarda sincaplar olur ama ben hic gormedim..
.parkdan otele dogru yururken bir suru binalar var,her kosede evsiz insanlar,kimileri kanapelerde uyukluyor kimileri bina koselerinde, hele bir cardak gibi yer vardi,burdada genc issiz gucsuz insanlar doluydu, sirtlarinda sirt cantasi her halde sabah gelip aksama kadar burda bir birleriyle lak lak yapip gun olduruyorlar diye dusundum,yanlarindan yol geciyordu ama pek yaklasmadim, sehir icindede ayniydi, bir cok otobus duraklarina toplanmislar bagiriyorlar birbirlerine sakali pis laflar soyluyorlar…
Bir muddet icin uzaga tatile gitmeyi dusunursek yanimiza neler aliriz.,tabiki giyeceklerimiz ve paramiz dersiniz,ben bunlarin yaninda cocuklarimi ve torunlarimi birde muzigimi de gotururum,nasil olur dimi, yuzlerce resmi ve klasik sarkilari 4 gb lik bir usb ye yuklemistim,bir hafta dolmadan cocuklari ozledigimizi anladik,cocuklardan ziyade kucuk torunlari daha cok ozluyoruz,otel odasinda usb yi tv ye taktim ama basarili olamadim,ne kadar denediysemde usb yi acamadim
.asagida lobinin yaninda kucuk bir salon ve 3 tane computer var,otel musterileri icin yapmislar, bir tanesine oturdum ve usb yi taktim,hatunla beraber ailenin resimlerine baktik,bu arada bilgisayarlarda internet oldugunu gordum.,ordan biraz turk gazetelerini okudum.cok iyi oldu biraz hasret giderdik ayni zamanda foruma da girip neler olduguna baktim.yine bir gun bilgisayarbasinda oturuyorum 3 computer birincisinde bir zat var galiba mesaj gonderecek,bana donup spelling yapmaniz iyimi dedi s harfi ile bir kelime soyleyip hecelermisin dedi, I am sorry dedim,ingilizce hem kolay hemde zor bir lisandir,iyi ingilizce bilenler bile bazi kelimeleri yazarken sasirirlar bocalarlar,bir coklari bu kelime yi hecelermisin diye sorar ya da sozluge bakarlar hecelemek yani kelimeleri harfleriyle soylemek.,ortadaki bos computere iri yari bir vatandas geldi,yaninda bir sirt cantasi var, once bosmu diye sordu, bende kimse yok dedim, oturdu,computerin biraz gerisdinde miting masasi gibi masa var,cok gecmeden oraya da zayif bir adam geldi elinde bir kac drink,iri yari amerikan computere bir seyler yazarken kapida iki polis arabasi durdu,sonradan gelen adam drink getiren hemen toz oldu,polisler lobiye giderlerken iri yari adam yerinden kalkip polislere benim icinmi geldiniz sir diye sordu,her halde biri sikayet etmis, polisler kimlik sordular otel musterisimisin dediler, adam degilim dedi,hadi pilini pirtini topla cik burdan dediler, adamda cantasini alip cikti gitti.
…..seattle centre de space needle diye kule var,buraya kadar gelmisken kuleye cikip sehire kus bakisi bakmadan gitmek olmaz degilmi,sabah kahvaltisindan sonra sokaga ciktik ve kuleye dogru yuruduk, bu arada eski spor ayakkabilarimi torba icinde bir koseye biraktim belki bir gariban alir giyer diye.
..kulenin onunde bilet sirasina girdim hatun ben asagida beklerim sen cik bak dedi, kulenin en alt kati hediyelik hatiralik esya shop u,7-8 dakika sira bekledik biletimizi aldik,senior olunca bir kac dolarda karimiz oldu,yine siraya girip asansor kuyruguna girdik.sira geldi, asansor rehberi genc bir bayan,tepeye cikis bir dakika surmuyor,kizcagiz kisaca kulenin tarihini anlatiyor, ayni papagan gibi olmus,kimsenin yuzune bakmadan robot gibi anlatiyor,yani her bir kac dakikada bir yukari yolcu cikardigi icin hep ayni seyleri anlatmaktan robotlasmis.nihayet tepeye ciktik,bir hayli resimler cektim,selfie yapamiyorum neyseki bir vatandas bulup kamerayi eline tutusturdum ve iki poz resmimi cektirdim.yarim saate yakin tepede kaldim,sonra asagiya indim hatun shopda bir kosede oturmus bekliyor,biraz hediyelik seylere baktik giyeceginden tutda porselen seylerden bir yigin hediyelik,hatiralik var,biz bir sey almadik…
Hatun kendimi yorgun hissediyorum deyince biraz parkda dinlendik ve otele donduk..hani bir sey vardir her sey genclikde olur diye,cok dogru bir kelimedir…hatunun kalbinde kocaman madeni kapak var kan sulandirici kullandigi nicin seyahat sigortalari sigorta yapmiyorlar,her seyi riske alip geziyoruz.
.sabah kalvaltisindan sonra yine sehir merkezine inmeye karar verdik,otelin onunden otobus geciyor biraz yukarda duragi var,bu sefer otobusle gidelim dedik,seattle nin meshur marketi var,Pazar gibi yiyecek icecek seyler satan, pike place olacak ya da pike market,burayi gormedende olmaz yani, otobus soferine pike markete yakin bir yerde inecegimizi soyledim, sehir icine geldik, sofer soylemis ama ben ya anlamamisim ya da duymamisim bir yerde durdu burasi son durak dedi,indik 5-6 yuz metre geriye yuruduk,burdanda deniz kenarina inecegiz,pike markette deniz kenarina yakin,bayir bir caddeden indikten sonra deniz kenari Alaskan way caddesine indik,burdada bir yigin hediyelik seyler satan dukkanlar var,is olsun diye hepsine girip ciktik,yururken tur gemisinin kalktigi bir iskeleye girdik bes on kisi sirada bilet aliyorlar iki tur var biri 2,5 saatlik digeri bir saatlik uzun tur olan gemi kalkmak uzereydi bilet varmi, var dediler ne var ki gemi geri donmuyormus,en son bir yerde yolculari indiriyormus ve yine tur sirketinin vasitalari yolculari geri getiriyormus,ne yazikki bu vasitalarda yer kalmamis, bilet satan gorevli kendi imkanlarinizla geri doneceksiniz dedi,bilmedigim yer oldugu icin pek hosuma gitmedi yarim saat sonra kalkalcak bir saatlik tur icin bilet aldik,cok uzun bir sahil yolu, bir hayli yuruduk ve saat yaklasincada tur gemisine geldik,gemi gelip yolcularini indirdi ve bizi bindirdi ,bir saat kadar limanda dolasti, rehberi anlatti.hani bir soz vardir orman gormek icin ormanin disina cikacaksin diye,iste tur gemisiyle sehire bakmakta gercekten baska oluyor.
….tur teknesindede bir hayli resim cektim,yine bir vatandasi yakalayip iki poz kendi resmimizi cektirdik,gemi iskeleye yanasti ve indik. Bir tekne gezisi san Francisco da yapmistik bir tanede burda yaptik,okyanus havasi,hatunda bunlardan birinde sifayi kapti ..bulundugumuz sahil seridi alcak yerde sehirin ana caddeleri bir hayli yuksek, yamac yani,bazi yerlerde bir hayli merdiven cikmak lazim,elimde harita var,yavas yavas yuruduk merdivenlere geldik,merdivenlerin sonu kucuk bir caddeye cikti ana cadde degil,biraz ilerde bir kac kisi bir binanin onunden asansore bindiler,bir siseci dukkani vardi iceri daldim biraz baktim sonra ya ben bu pike
---- Mesajlar Birleştirildi ----
siseci dukkani vardi iceri daldim biraz baktim sonra ya ben bu pike markete nerden giderim diye sordum,saolsunlar asansoru tarif ettiler,baktim bir kac kisi bekliyor,asansor geldi girdik iceri,bu arada bir bey e ya 3 uncu caddeye nasil giderim diye sordum,asansorden inice adam burasi pike market,beni takip edin size ana caddeyi gostereyim dedi,kibar bir amerikali,yukarda biraz yuruduk ve bir sokagin basina geldik burdan yukari yururseniz ucuncu caddeye cikarsiniz dedi,tesekkur ettim, biraz pike markette dolastik,bir balikci dukkanina yeni balik gelmis, her biri 3-4 kiloluk baliklar getiren kisi karpuz atar gibi baliklari atiyor oburude havada yakaliyor,tam bir Pazar,biraz dolastik bir iki muz bir iki elma aldik,market gercekten kalabalik,bir bolumde yiyecek dukkanlari ve café ler var,biraz orda dolastik,sonra biraz macy,s birazda ross magazalarina girdik,indirimli cok seyler var ama cantamizda pek yer yok..
…seattle guzel bir sehir ayni zamanda kucuk bir sehir,gordugumuz yerler hep sehir icinde oldu,tabiki bir cok muhitleri vardir,ben gorecegimi gormustum,ayni zamanda ayaklarim sismeye basladi yeni almis oldugum ayakkabilar bile ayaklarimi acitmaya basladi,eskilerini attigima pisman oldum,ross magazasinda hafif guzel bir spor ayakkabi gormus ve denemistim ama yuk olmasin diye almamistim.
..son gunumuzun aksam uzeri otelde ve otelin civarinda yurumekle gecti,ya bayir yukari gideceksin yada bayir asagiya, ne derler her inisin bir cikisi vardir diye.otelin yakinindan da bir yol sahil yoluna iniyor bir iki gun evvel gidip bir saat kadar yurumustuk,tabiki geri donuste bayir cikiyoruz,deniz kenarina guzel parklar yapmislar,bisiklet ve yuruyenler icin yol yapmislar,bazi yerlerde kayaliklar var bunlarida fok baliklari yavrulari icin yapmislar galiba yavrulari filan geliyormus…kayaliklar arasinda bir afro amerikan genc adam gordum odunlari cekiyor kartonlari cekiyor,evsizlerden iste,kendine signacak bir yer yapmaya calisiyordu.
…son gecemizde yemekden sonra cantalarimiz hazirladik,son kahve ve cayimizi ictik,sabahleyin kanadanin Vancouver sehrine
---- Mesajlar Birleştirildi ----
uzere tren garina gidecektik..Seattle de 5 gece nasil gecti bende anlamadim,yuruduk dinlendik cok az alisveris ettik derken burdaki tatil bitmis oldu.Seattle de bazi amerikan sehirleri gibi bir kucuk sehirdi,ne gordun derseniz cok bir sey gormedim derim ama yinede bir sehir hakkinda biraz bilgim oldu.
…the end..
Bir hayli uzun bir yazi oldu,usenmeden okuyanlara tesekkurler.