Melâl~

---> Melâl~

Gidiyorsun işte!
Bir kenti terkediyorsun.
Belki de sonsuza kadar.Sonsuzluk neyse,ne halta yararsa,sonsuza kadar terkediyorsun belki de.Kaybolan farlara,stop lambalarına şöyle seslenmek geliyor içimden:

'Ben bir silahım! Ama hiçbir silah yaralamaz insanı,bir başka insan olmadan!'
 
---> Melâl~

"kusursuzluk zamanlamasıyla ifadesi alınmış, yakılıp yıkılmış bir başkent gibi uyuyorsun. uyu, uyku iyi. zaten uyansan bütün renklerin adı karışır, bütün renklerin kimlik bilgileri karışır, saten mi atlas mı kimse saklanmaz ki, gibi duyuyorsun beni. duy, duygu iyi. zaten öfkelensen bütün kuşlar da küt ölür, küt gece ol...ur, içimiz sil baştan sıkılır. içeriz konuşuruz, içeriz konuşuruz, içimizden bıkılır. ağlaşsak kıpırdansak küt sessizlik olur, sessizlik bir tek yorumsuz rüyalarınla bölünür. gibi uygunsuzsun, suçla beni, suç iyi. zaten, aşk bir ihtimal; intihar da ihtimal iki."
tabanca_silah_intihar.jpg
 
---> Melâl~

Oysa birbirimize aynı mezara gömülmüş iki ceset nedenli yakın ve onlara nedenli mecbur olsak bile
Ağlama!
Ne yazık, elele tutuşamaz ki yanyana yatan ölüler
ve tutuşmaz ki alevi ayrılığın!!!
 
---> Melâl~

Sen intihar ederken orda,
Ben intihar ederken burda
Aynı acıyla...
Aynı yerlerde..
Yanyana...
...Sezdirmeden öldüm, farkettirmeden öleceğim..
Birini bırakıp başka birini severken
Hep seni özledim çünkü ben !
 
---> Melâl~

Bir sehirden baska bir sehire giderken hep seni dusundum
Bir yuzden bir diger yuze cevirirken bakislarimi
Arada senin kırık, huzursuz gulumseyisin..
Cocukken anneme degil, sana sarilmisim bilmeden
Senin goguslerinmis onlar nerden bilecegim
...Yatağımdaki beyaz ayı.. Senmissin o da !
Karanlıktan korkmayısım, yaramaziklarim, o da !!!
 
---> Melâl~

Sanki ne anladım bugüne kadarki aşklardan
biraz hüzün işte, belki biraz da ıstırap
geriye kalanı,
bir gece denize açılıp kaybolan çocuklar:
karıştırılan eski bir kitabın içinden kayıp düşen, o kırık hayal
 
---> Melâl~

'Gidiyor' dedi .
Gitsin dedim .
Durdurmayacakmısın? dedi şaşkın şaşkın .
Hayır dedim.
Farkında mısın gitti ! Dedi sinirliydi bu defa .
Gitsiin dedim .
Neden umursamazsın dedi .
Küçük bir tebessüm ettim.
Taş kalplisin sen dedi hiç sevmemişsin dedi dedi de dedi.
En sonunda sus yürek sus dedim. 'Küçük iskender' hesabı cesedimi alıp çıktım

Alıntıdır
 
---> Melâl~

bu sevdayı bir türlü yakıştıramadım üstüme...
ya ben beceremedim, ya da sen giydiremedin...
artık önemi yok!
şimdi kirli bir gömlek gibi...
çıkar at üzerimden, getirdiğin bütün ümitleri...
alıştım soğuklar da çırılçıplak,yalınayak kalmaya.....
'canım' dediğim seni..canına göm ve git beni!...
ilişme yaralarıma.....
sustum şimdi!.... bebek kokan yalnızlığıma...
ilişme suskunluğuma!..
 
---> Melâl~

Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar
koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin
kimse dönüp bakmıyor
görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin
eğilip almıyor ateşler içinde
yanıyor kalbim!
kalbim ahhh!!!

Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen
yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında
yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim
ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
kirli bir hayatın karanlık odalarında
mil çekiliyor gözlerime
kör oluyorum!
dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
yaralanıyor canevim
kan damlıyor her yerimden
yüreğimden
ellerimden
gözlerimden
dudaklarımdan...
ahhh!!!

Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım
şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz
kış kadar soğuk bedenim şimdi
param parça her yerim
bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi
yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs
sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum

Ah!!! Diyorum,
keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına
gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni
ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar

Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni
anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra
bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı
el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak,
onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum...
bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.

Ey kalbe saplanan hançer
ey ciğere işlenen kurşun
bu yürek artık ağlamamalı,
yanmamalı acılara bu kadar
ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü
bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
gözlerimde kaç bin yıllık ah!
yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar

Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım
yaşama sevincimi yıllar önce
çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
yorgunum, bitkinim, dargınım!
elini vermiyor hayat!
bir uçurum kenarında
ha düştüm düşeceğim

her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
bu yüzden hep yetimdir bir yanım
bir yanım aşka ve acıya ayarlı

enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
(*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
dolunay
bulutların arkasından
bakar
bakar
darılır...

ben
dolunaya
bakar
bakar
utanırım...
 
---> Melâl~

senin_yeni_adin_hayat.jpg




Herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar
Kendi külünde söner bütün rüzgârlarına yazıldığın akşam


Ateş tadında kum tadında kalarak
Derinleştirir bazı ayrılıkları zaman


Al ağrını git buradan
En uzun eylülü ömrümüzün


Uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur
Ne göğsündeki kaplan


Seçilmiş taş milyonlarca taş arasından
Başını vurduğun
Çok gençti genç olmak için bile
Kendi zamanına muhtaç
Kendiyle dalgın


Daha yolun başında görülüyordu
Menzilindeki noksan
Ömrünce sızlayacak
Kayıplar sarayında ateşte unuttuğun ferman


Murathan MUNGAN
 
---> Melâl~

156712_481873038105_171311923105_6135686_7721934_n.jpg



“Sen’siz kalmaz hiç sevenler…” diye not bıraktım evdeki sessizliğe.

Bizden gidiyorum, en çok da seni terk ediyorum; beni ilk çağlardan beridir yalansızca seven kadınların aşkına!

Çocuk oyuncağı haline getirilmiş hislerin aşkına!
Allah aşkına, en çok da seni terk ediyorum!


Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

Ve sen kadın iyi dinle şimdi beni;

Eğer bir günüm daha olsa seninle geçirilecek
Yırtar kozamı, ilmek ilmek sana gelirdim
Beni her bahar tekrar öldür kabul
Fakat bilmelisin ki bizim dokularımızdan asla;

El emeği göz nuru bir aşk örülemeyecek!
Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

26521_379171608105_171311923105_3986505_3180886_n.jpg

Aklım; giderken onu unut budur ricam senden
Yüreğimde
var zaten, ziyadesiyle...
Endişe etme, o kitleyi de;
Emanet ettim
Türk hekimlerinin maharetine!!

ÖzgürGümüşsoy
 
---> Melâl~

27171_387327648105_171311923105_4197344_5693007_n.jpg


Darağacında hangi meyve yetişir diye soracak kadar ahmak ve darağacındaki kiraz aromasına tat katacak kadar güzelsin. Kahretsin!


Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

27171_387612793105_171311923105_4203011_3948016_n.jpg


Ne duruyorsun öyle benim gönül bahçemde tembel tembel
Kalk da gül der; eminim gül der ki o vakit sana;
Dikenim dahi senin elin kadar batmaz benim etime
Bilir misin ki bir çiçeğin iç kanaması, kırk kıyametten beter!

Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

Bu cenaze için insanüstü bir çaba sarf ettim haklısın
Taziyeme gelen herkesi ayakta karşılıyorum
Ayakta alkışlıyorum onların tüm riyakârlıklarını!
Ve sen sevgili, ne iyi ettin de geldin
Buyur şöyle, mezarımın başköşesi senin!

Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

Aşk oda sıcaklığına göre maddenin üç halini de alabilir. Bağırıp küfrederken katıdır, öpüp kokladığınızda sıvıya dönüşürken, kapıyı çarpıp çıktığınızda ise buharlaşır. Bana kalırsa aşkın kimyası mutlaka öğretilmelidir eğitim/öğretim kurumlarında. Yoksa bu topraklardaki herhangi iki yüreğin periyodik değerlerinin tutmasını beklemek ahmaklık olur.

Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

Yarı uykulu bir kabirin içinden sizin kıytırık dünyanızı gördüm. Pek de matah bir şeye benzetemedim. Bir zahmet şimdi üzerimi örtün. Dikkate almayın beni, cennet ile cehennem arasında öyle bir sövesim geldi. Alayınıza sövdüm!

Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

25810_388976288105_171311923105_4238232_6965285_n.jpg


İyisi mi sen bu hadiseye geceyi hiç karıştırma! Keza ne vakit aramız biraz limoni olsa seninle, vücudumda açlıktan ağzı kokan bir kemirgen peyda olur. Hiç bıkmadan, usanmadan iç organlarımı dişlemeye başlar ki; yüreğimin kara sınırlarına yaklaştığında mecburen durur. Bilir çünkü orada sen varsın, seni incittiğinde bu bedenden daha fazla beslenemeyeceğini fark edecek denli usta bir avcıdır. Ben ona isim vermemeyi tercih ettim, sen istersen Aşk diyebilirsin!

Özgür Gümüşsoy
 
---> Melâl~

166321_481925518105_171311923105_6136452_6489763_n.jpg


Ben aslen Yürekzedeyim!
Şu aralar tüm his senetlerim düşüşte
Öyle ki sevgimin menkul kıymeti, eksilerle ifade ediliyor
Üstelik bir de, herkeslerce imtina edilen bir beddua
Vakitsizce peyda oluyor yezit dudaklarımda;

Sebep olan sebepsiz kalsın!

Özgür Gümüşsoy
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst