Melâl~

---> Melâl~

Küf Kokan Bir Gece..

Sana geL diyemem
Ben kendimden gideLi çok oLdu,
Yüreğime ayazLar vurdu,
ŞarkıLarım öLdü benim bugün,
Ve ısLak bir cama vurdu çocukLuğum.

Küf kokan bir gece devriLiyor üzerime, İçimdeki kentLer darmadağın
DiLimde ısLatmaya kaLktığım cümLeLer hayatın akışında…

PişmanLıkLar ayak bağım, keşkeLer için artık çok geç..
BeLki sabahLarım nedenLer iLe doLar taşar ve bir soru işareti oLurum kendimde.
BeLki de kıyametLer koparırım kendimde kim biLir.
İLikLerime kadar hissediyorum öLümü

Ama korkmuyorum.
Şimdi bakışLarımdan şiirLer düşüyor,
Ve vuruyor beni dört bir koLdan,
Eşkıya duyguLarımı tutukLuyorum göğüs kafesimde,
DeLi gömLeği giydiriyorum düşLerime.
AynaLarda hüzün rengi; bakışLarımda mana yok.
Karantina zamanLara sıkıştırılmış, güLüşLerimin tozu avuçLarımda
Ve gecenin körü çarpıyor suratıma.

GözyaşLarımdan yangınLar çıkarıp yakmalı bu yüreği…
 
---> Melâl~

Ey Gecelerin Sessizligi ...


Ey gecelerin sessizligi,
Kaybolsam zifiri karanliginda,
Koşsam uzun ve sessiz yollarinda,
Dilegimi kabul edip getirirmisin O’nu bana ?

Ey gecelerimin sessizligi,
Bir isik yakarmisin yalnizligima,
Kurtarirmisin beni içimin karanligindan,
Kokusunu getirirmisin sevdiğimin bana rüzgarinla.?
O’na olan özlemimi dindirirmisin ?
Benden uzak olmasinin korkunu atarmisin yüreğimden ?

Ey gecelerin sessizligi,
En çok beni ...
Karanliginda tek başıma kalmak,
Aşkımın gözlerine doya doya bakamamak
Üzüntünün kucaginda aglamak,
...Yakar !

Ey gecelerin sessizligi,
Sen hiç yildizlarina hasret gece geçirdinmi ?
Sen hiç kendi kendini kandirdin mi ?
Sen hiç yalan söyledin mi ?
Sen hiç unutamadigin halde “unuttum” dedin mi ?
Sanmam..!
Ama ben yüregim yarali hepsini yaptım.

Ey gecelerimin sessizligi,
Yeter artik ,susma n’olursun..!
İçim daraliyor,
kalbim çarpıyor deli gibi
Haydi,
Sen yildizlarina kavuş,
Ben Can taneme,biricik aşkıma…

-Alıntıdır-
 
---> Melâl~

Üşüdüğüm zaman...

Üşüdüğüm zaman
kimin hayaline sokuluyorum zannediyorsun?
Kimin... kimin parmaklarını hissediyorum arasında saçlarımın? ..

Üşüdüğüm zaman...
Üşüdüğüm zaman, katı bir mum gibiyken yani;
tam ortamdan geçen ipin ucunda kim yanıyor titreyerek?
Kim eriyor içimde,
kimm taşıyor benden ve kiimm sıcak gözyaşı damlaları halinde süzülüyor bedenimden? ..

Üşüdüğüm zaman...
Üşüdüğüm zaman bir yandan hayalini bulup ona sokulmaya çalışırken; bir yandan da hayal olup senin bulabileceğin yerlerde dolaşmadığımı mı zannediyorsun?..
Ve sana... Ve sanaa; başını yaslayabileceğin bir omuz getirmediğimi mi zannediyorsun?..

Üşüdüğüm zaman...

Üşüdüğüm zaman senin de bir yerlerde üşüdüğünü...
Ve sen, tam ortamdan geçen ipin ucunda titreyerek yanarken; ben de senin içinde “çattııırrçutur” yandığımı bilmediğimi mi zannediyorsun?..

Üşüdüğüm zaman...
Üşüdüğüm zaman, kimin hayaline sokuluyorum zannediyorsun?.
 
---> Melâl~

Seni seviyorum çünkü

Her günüm senin sesinle doğuyor,seninle sürüyor
Gecem ise seninle son buluyor.
seni seviyorum çünkü
Kilometrelerce uzakta olsan bile,
Buluşma gününü özlemle beklemek hoşuma gidiyor.

Seni seviyorum çünkü
Yanımda olmasan bile,
Yüreğinin benimle olduğunu biliyor
Her an yanında olduğumu biliyorsun.

seni seviyorum çünkü
Bu mesafelere ragmen
Yaşanmamışı yaşatabiliyorsun,
Duygularımda var olabiliyorsun.

Sni seviyorum çünkü
Ssinle dünyama bir anda girip,
Srprizlerinle beni kendine
Tekar tekrar aşık edebiliyorsun


Seni seviyorum çünkü
Yüreğimin tam ortasında varolabiliyorsun
Beni hayallere götürebiliyor,
Umutlarımı geleceğimi düşündürebiliyorsun.
Şiir yazdırıp,şarkılarda hissettirebiliyorsun kendini.

Seni seviyorum çünkü
İkimize dair bir yaşamı düşündürebiliyorsun,
Mutluluğun,aşkın varlığına inandırabiliyorsun.
Engellerin aşılacağını,
Mücadelenin hırsını,
Birlikteliğin tek yürek olmanın ve
Güvenin aşamayacağının olmadığını gösteriyorsun.

Seni seviyorum çünkü
Sen hayatıma vazgeçilmez bir anlam katıyorsun.

Seni seviyorum çünkü
Sen benimle bende yaşıyor,
Ben seninle sende varoluyorum
 
---> Melâl~

_*_..Söz Bitti...Şimdi Susma Zamanı.._*_


Oysa ne zordu seni tamda bulmusken kaybetmek..
Ne zordu ağlamamak için dudaklarımı ısırırken veda sözlerini dinlemek..


Biz sevgiliden başka dosttuk, arkadaştık ya bi nevi Sırdaştık, insandık ya önceleri..
Değilmiş !


Rüzgarı kıskanırmı insan hiç tenine deyip geçiyor diye..
Yağmur damlalarından nefret edermi yanaklarından süzülüp dudaklarına yerleşiyor diye..
Edermiş meğer !

Sana benden başkası dokunamaz ki..Sımsıcak sarılamaz ki..
Ellerini tutmak isteyemezki; canı benim canımın istediği gibi..
Beklentisizce sevemezki, bekleyemez ki seni..
Sahi, doldurabilir mi yerimi biri ?


Oysa biz değilmiydik defalarca söz veren birbirimize..
Biz değilmiydik kalbimizde birbirimizden başkası olmayacağına yemin eden..
Tek bir ruh, tek bir kalp..
O biz değilmiydik sahi ?


Bocalıyorum yokluğunda..
Neye elimi uzatsam boşlukta buluyorum kendimi..
Baktığım hiç bir yüz seninkine benzemiyor,
hiç bir renk hayatımı senin rengin kadar ferahlatmıyor..
Hiç bir söz senin bir tek sözün kadar değer bulmuyor..
Olmuyor ! Ne yerin doluyor, ne boşluğunun acısı hafifliyor..
İçimde bir yerlerde öyle büyüksün, öyle hızla çoğalıyorsunki yetişemiyorum sana .. Yaşadıklarımız öyle ardı ardına geliyorki aklıma;
unuttum desemde beceremiyorum aslında..


Artık tek basıma dinliyorum gözlerimin içine baka baka söylediğin o sarkıları..
Tek başıma bakıp eski resimlere, gülümsemeye çabalıyorum buruk bir tebessümle..


Oysa simdi ne bir resmin kalmalı elimde, ne bir anı beynimde..
Susmalıyım !
Çünkü her konuştuğumda seni seviyorum dememek için ısırıyorum dudaklarımı ..
 
---> Melâl~

Sana ve Yalnızlığıma Dair


Sessiz bir merhaba ısmarladım sana içimde bu gün, eski eski günlerin hatırına..

Gündüz niyetine öptüm boynunun

ben kokan yanlarını.. Kimsesiz çocukların,

mağrur duruşu gibi kaldın bende..

Kiremitle yazmıştım oysa yüreğime adını..

Sen yoksun diye sek sek bile oynamıyordum taa ne zamandır..

Yüreğim çıtır pıtır gibi isyanları yaşarken, sen sonsuz saklambaç peşindeydin..

Yine aciz olan bendim bu doktorculukta değil mi? İztoplar gibi renkli olamadı sevdamız.. Gol atan ilk defa kaleye geçmiyordu belki de..

Sapanla öyle bir vurdun ki kalbimden,

içimdeki çocuk bile ağladı bana... ne mutlu değil mi..

Ki benim güzel umutlarım olacaktı, sana dair..

Bir sen olacaktın ki hayatımda, kimsesizliklerim bile

sıcak bir ev bulmuş gibi sevinecekti.. Anlamsızlıklarım çözüm bulacaktı..

Önüme bakamaz oldum sayende,

ya da kimseye...

......

.........

.

..

Kapanmışım, kapatmışım yüzümü, hüzne, sevdaya..

Kahpeliğin bile moda olduğu yerde, nasıl bir diğer yarı bulunur, unutmuşum...

Sahte yüzlerin garip kokuları benim tenim olamazdı asla..


Nerdesin şimdi,

o kadar zamanın üstüne, kimlesin?

Sarıldığın ya da yüzüne baktığın adam, gözlerini dolduruyor mu yine?

Soğuk diye sarıldığında,

canı gibi sarabiliyor mu seni? "Üşüdüm aşkım" dediğinde,

senin için hasta olmayı göze alıyor mu?

Akşamları güneşin batışını beraber izliyor musun yine, yerime...

Öyle boşum ki olmadığında, en kanayanından, en acizinden...


Gelme demeye bile gücüm yok artık, sadece bende kalanlarsın bundan sonra..

Ben sendekileri sormuyorum bile,

biliyorum onlar güvendedir

başka kollarda,

bensiz yollarda,

ismim olmayan hayatlarda...


Artık yokuz..

Ne kadar uzaktı bu kelime değil mi bize?

Yenilmeye dayanamayan bir yürek

ve bende kalan acı.. Umarım herşeye rağmen mutlu olursun...

Tavrı devrik de olsa hislerimin, oluşum mübalağa, yaşayışımsa itinadır...

(...züğürt tesellisi değil bendeki, insaf sadece insaf...)


Dedim ya;

şimdi, o eski günlerin hatırına, beni bekleyen kahırlar biriktiriyorum..

Sana ve olmayışlarımıza,

bir kocaman öpücük bırakıyorum.. Dudaklarının değil,

hislerinin bile değemeyeceği kadar yükseklere... Belki gerçekte değil ama

rüyanda görmen ümidiyle...


"Sana ve olmayışlarımıza.."
 
---> Melâl~

Kundaklandı yüreğim dil vurgunu dikenli seslerle
Bir vâveyla düştü ellerime sadaka niyetine Melâl!



Şimdi risâlesini istiyorlar hiçliğimin..
Çok -sus- acıdın!
Bir -sus- konuş !
Bilmiyorlar sızımı dürttüklerini Melâl.
Bilmiyorlar battığını kelimelerin içime..
Oysa canıma kastediyor sustuğum her bir hece..



Yolcusu yitik çıkmaz bir yolda kurban oldum ben Melâl
Aransa bulunmaz silüetim.
Saçlarıma zifiri rüzgârlar değdi..
Kayıptır gölgesi ellerimin Melâl!…



Avuntudur libasım
Yüreğime eğreti ateşten bir avuntu!…
Namusuna hâlel gelmez bir yalnızlık alnıma yazgılanan
Nişangâhı iki damla yas..!
ve hep gece
Şakağımdan süzülen koyu bir ahla boyanan..





Dilimdeki ezberleri bilmezdim önceleri..
Ne çok körpeydim acıya Melâl
İçime ağan sızıya ne kadar çöl…
Ateşlere uzanmış meğer
Tutunamadı
Yan(ıl)dı körpe ellerim!
Bu yüzdendir Melâl
kavrukluğu yüreğimin!..
Artık ellerimi dualara veresim var …
Gömülüp secdelere ağlayasım..
Aminlerce sus-asım var Melâl!..





Şimdi gökyüzü ağlar bîçâreliğime..
Kuşlar uğramaz tenhalarıma Melâl!
Hangi duvara yaslasam başımı
Yıkık bir harabe gibi kalırım..
Zehirdir suyun tadı bende..
İklimlerin yoktur baharı..
Kış ortası açan çiçekler gibiyim Melâl!
Senden öte kimseler ilişmez ıssızlığıma.
Kimseler seslenmez kuyularıma.
Sızlar savunmasız kırgınlıklarım
Kanar avuçlarım…
Hadi ellerinle sarmala kırıklarımı..
Merheminden sür dilime
Duala beni Melâl!
Sesime sarayım seni soluğuma..
Saçlarıma dolan
Düşme gözlerimden
Asıl kirpiklerime!
Saklan!
Saklan kimseler görmesin seni Melâl!…
 
---> Melâl~

Arada bir kanar,yarada bir alaz sancı... Bir işe yarasan,kabuk bağlasan mesela. ...Hiç değilse yaralara yaransan. Olur, Olabilir. Yaralarım ‘‘geçmiş’’ rolü de yapabilir. Ama sıhhat midir yoksa ardımda kalan sen dolu hakikat midir? Bu ‘‘geçmiş’’ neye göre geçmiş, O'nu sen seç. Sensiz kalan yüreğimin talepleri artık daha tedarikli. Mesela madem artık yoksun; ‘‘Hayatımı kurtar,öldür beni!’’
 
---> Melâl~

Aşk,ölümü erken aldatma biçimiyken,Anladım..- Nerdesin'? sorusuna alamadığım cevapmış Ayrılık..Şüphesizdir ki şimdi;Sesimde kalırsın,Yatıya..Aklımda kalırsın,Yatalak..Aklım sesim olur,Kısılırım..
 
---> Melâl~

MUTLU AŞK YOKTUR

İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an

Mutlu aşk yoktur

Hayatı bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter

Mutlu aşk yoktur

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için

Mutlu aşk yoktur

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine

Mutlu aşk yoktur

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
 
---> Melâl~

Bilsen(de) Bilmesen(de)

Bu sabah içimde bir eksiklik var neden bilinmez.
Bir soluk kadar yakın, bir kıble kadar yüzü bana uzak olan sevgilim,
günaydın sana.
Günaydın ömrüne adadığım tüm yıllarıma.


Sen şimdi o kar tanelerini bile kıskandıracak kadar beyaz yatağında,
içerisinde kardelenin olmadan uyuyorken
ve kardelenin güneşli bir iklime inat yaşama çabası veriyorken senden çok uzaklarda
o halde bir günaydın da bu yalnızlığa.

Sesimi duymayacaksın belki de biliyorum.
O ılık nefesim boynunu koklayamayacak işte bu sabah.
Kaç gece yandı ömrüm sesinde, nefesinde bir kandil daha sönecek bak işte,
bir karanlık daha ışıldayacak yokluğumuza.
Senden uzak olmak ne menem şey imiş böyle.
Uykular kaç gecedir firari…
Sesini, tenini, bedenini, ruhunu özlerken ben bir geceyi daha teslim ediyorum sabaha.
Günaydın teslimiyetsiz aşkımıza, günaydın hani senin bende her olmayışına.


Şimdi çok uzaklardan gülümsüyorum sana.
Heybemde taşınması ağır yalnızlıklarımla.
Kaç gece sabahı buldu, kaç mevsim sensiz geçti bu diyarda
Günaydın içime bıraktın tüm yokluğuna…

Susuz bir yazla gelen kapıma,
Sonsuz bir sedaya beni inandıran o yüreğine,
Hadi bir parça da suskun yüzüne .
Günaydın bize ait ikimizin hüzünlerine…

Günaydın günümün aydınlığı, sen bilsen de bu böyle, bilmesen de…
 
---> Melâl~

İçimde kötü bir his var,
biraz ağlamaklı; biraz hüzünlü..
Acı var sanki gönlümde, ÇÖZEMİYORUMki .. Çözemiyorum,
Damla damla kanıyormuş gibi..
Nefes alamıyorum, soluğumu kesiyor bu şey..
Ağlayamıyorum, gülemiyorum...
Bu his, ...
İçimde geçmeyen kötü bir his var, kötü işte..
 
---> Melâl~

O'na de ki;


valizime ayrılıkları tıkıştırdım
en altta anılarım
yabancılık çekersem gittiğim yerde
arada bir çıkarır koklarım

... .. .. aşikar bir zavallılık var üstümde
devrilip düşüyorum mecalsiz bekleyişlere
elim göğsümü işaret ediyor;
beni bulanlar bilsinler;
" ayrılığa "
d
ü
ş
m
e
k
böyle oluyor...!
 
---> Melâl~

Aklım takıldı!
Bir şey diyeceğim!
Yok, yok demeyeceğim!
Vazgeçeceğim!
Aslında başka bir şeydi söylemek istediğim.
Yazdım, sildim…
Yazdım, sildim...

Seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan söylemem! Sen anla! Hisset ya da.
Yormak istemiyorum artık hiç kimseyi. Yorgunum zira! Yeniden kurasım yok hiç, aşka dair cümleler. Kelimeleri yan yana getiresim yok bir de, kendimi anlatmak için.
Sen anla!


Konuşmak istemiyorum kısaca. Konuşacak ne var ki? Benim sana gelene kadar ne yaptığım mı, senin bana gelene kadar ne yaşadığın mı?
Saçma!
Ne geçmişe aidim artık ne de geleceğe ve kaçırmak istemiyorum şu anı da, olmuşların, bitmişlerin, gelmişlerin, geçmişlerin laf kalabalığında. Olacakların, biteceklerin ve geleceklerin kurgusunda ya da…
Ama şimdi burada, seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Ama sorsan


söylemem! Sen anla!
Ne şu andan öncesi ne şu andan sonrası… Dedim ya; bir tek şu an'ın ciddiyetindeyim.
Hayallerim yok sana uzun uzun anlatabileceğim ama çok istersen kurarım tabi senin için ve illâ merak ediyorsan hatırlarım elbet canımın yanmışlığını da zira unutmuş değilim.
Ruhumda dikiş izlerim…

Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için! Hiç söylenmemiş sözler duymaya ihtiyacım var, ve belki yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var, yetmiyor bildiklerim.
Şimdilik, baş edilir gibi değil içime çekilmişliğim...
Sözlerini duyuyorum; düşüncemi zorlayan, aklımı sana uçuran. Her anlamaya çalıştığımda merak edilen oluyorsun. Anlamak istemiyorum merak etmekten korktuğum için!
Yoksa buradayım yani, yörüngendeyim.

Masallar tadındayım… Zehirli elma hevesindeyim! Bul beni! Lakin ne soru istiyor canım ne cevap. Ne bir beklentim var ne de bir söz verebilirim.
Bulursan, sadece bulduğuna sevineceğim! Ve eğer geleceksen, seni burada bekleyeceğim.
Ama ben sana, gün dünü unutmadıkça ve beyaz sayfalar gibi olmadıkça ruhum, gelmeyeceğim…
Özür dilerim bu kadar yorgun olduğum için!
 
---> Melâl~

Vakit göçe durmuştur. Unutulmuşsundur giden tarafından. Zamana yenilir düşersin aklın istasyonundan , üstelik başkalarına göre delisindir. Dönmez yine de aşkın akıllı geçinen sevgilisi... Bir buse kalmıştır dudaklarında ayrılığın son dokunuşudur aslında...


2uyfyn4.jpg
 
---> Melâl~

5dp8r6.png



Ey gece
virgul.gif


sevdiğime söyle
virgul.gif

yanındayım ben hep
virgul.gif


onunla yüreğim
virgul.gif
ellerim
virgul.gif
gözlerim.

Ara sıra
virgul.gif
o da düşünsün beni
virgul.gif


karanlık çöktüğünde.
Kimbilir
virgul.gif

bir yıldızda birleşir yüreklerimiz belki de...



5dp8r6.png
 
---> Melâl~

mavi6bv7qe5tr2.png





Sen gelmeden önce, hangi renkte, hangi sehirde yaşıyordum ben anlayamamışım bunca zaman. Pembeden kırmızılara, yeşillerden siyahi lacivertlere bakan bir balkondaydım sanki. Unutmak ve unutturmak istediğim o kadar çok şey var ki ve sen geldin mavi sihrim. Şimdi doyasıya seyredeyim seni köşeme oturup...


Önce yaşantıma getirdiğin renge alışmalı ve doymalı bu gözler. Zira derler ki; ben yeşilden başka renk görmezmişim. Bütün o kırmızılar pembeler yalan mıydı öyleyse? Kandırılmış, korkutulmuş gözlerim, yüreğim mavinle yeniden can bulur mu sihrim? Morları, siyahları istemiyorum etrafımda artık...

Mavi bir sihirsin sen bu yürekte,
Yok olmaya yüz tutmuşken gelen.
Simsiyah anılarla, bulutları silen,
Silkeleyen hayatımı…


Neler getirdin bana geldiğin yerlerden mavim? Okyanus mu yoksa gökyüzü mü rengin? Nelere götürüp te, bırakacaksın beni? Bundan sonra sadece sana hasret kalmaktan korkar, ıslanır bu gözler. Hep sende kalsın, seni izlesin isterim. Sihrinle yüreğim evim değil tüm dünya maviye boyansın isterim. Her yerde sen ol, seni duyup seni koklayayım isterim.

Mavi bir sihirsin sen, rengimi, bakışımı, duruşumu değiştiren. Belki soluduğum, belki kokladığım hava, belki de içtiğim bir bardak sudasın. Aslında nerde olduğunun da önemi yok mavim. Biliyorum ki, hem de her şeyden daha çok biliyorum ki, Sen Bendesin, Sen Bendensin.

SEN BENİM MAVİ SİHRİMSİN..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst