Melâl~

---> Melâl~

Yardim Et
Tutunayim Eline Eteyine
Surgunum Hasretine Yatagina Döşegine
Kanayip Ölsemde Gulune Dikenine
Yar gitme

Gitmeler Aglatir
Soldurur Çicegimi
Sevmeler Buyutur Aski
Saklama Yuregini
Yetmiyor Kalbim Silmeye Nefretini
Yar Gitme

Sevemedin Sinirlarin mi Var
Gelemedin Savaslarin mi Var
Gecemde Hilal Icimde Melal Var
Donersen Bana Hakkin Helal Yar
 
---> Melâl~

Mahçubunuzum içerimden geçerken siz
..Affediniz
Düşünürken elânızı,
Şubat vakitlerim kenarı deniz
Dokunsun istedim
İçimin bir şeylerine,
Durduk yerleriniz
Demem o demem ki siz
Geçip gitmeseniz
Dünümün yanıbaşından ,
Bu gün
Gelseniz sizsizliğime müsaitseniz...
 
---> Melâl~

BİRAZ EĞİL...


Bu yaz Latince kursuna gitme, beni incele!
Seneye uçarsın planörle.
Bu yaz boşluğu,
Benim cinnetimde dene...
Sana çağdışı bir romantizm getirdim,
İlkel bir soyutlanma...
İşletme tezini sonra verirsin, bu yıkımı kaçırma.
Hırslarını yatıştır bir süre için...
Biraz eğil, nefesimi dinle,
Hiç olmazsa, üzülüyormuş gibi yap...

Yeniden dönersin eski hayatına,
Biraz saygı duy, biraz zaman kaybet...
Bak, beni nasıl zehirleyecek,
İçinde taşıdığını bile fark etmediğin o aşk!..
Küçümseme, deneyimdir; soranlara anlatırsın.
Senin için bu yenilgi, bu dağılıp parçalanma...

Bu yaz Latince kursuna gitme, beni incele!..

Cezmi Ersöz
 
---> Melâl~

Ben mi ? Evet..!


bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoşgeldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...



Ataol Behramoğlu
 
---> Melâl~

Hiç bir tutsaklık mutlu etmedi gözlerin kadar…
Gözlerin kadar etkilemedi hiçbir bahar.
Hiç bir renk bu kadar ışımadı gül dalında.
Denizi coşturan fırtınalardır, yüreğimi coşturan sen.
Saklı bahçelerimde sandıklarda naftalinledim gözlerini.
Hiçbir tarih eskitmesin diye,
sevdalısının mendilini koynunda usanmadan taşıyan bir sevgi arsızıydım beklide gözlerinde.
Şimdi gözlerin tutsaklığımda: Tutsaklığım gözlerin şimdi.

Sevdanın ilk durağı gözlerine düşer yollarım…

Bütün yollar sana çıkar, bütün sokaklar sana, caddeler, şehirler.
Hüzünlerin bittiği bir mevsim olur, son cemre de aşktan yana düşmüştür.
Sevdadır ıslatan artık.
Gözlerin sevda(m).
Bütün bulutlar boşalsın istiyorum, bütün yağmurlar ıslasın kirpiklerimi.
Yeniden başlasın burcu burcu kokan toprak canlanmaya,
filizler yeniden boy atsın, yeniden döneyim yüzümü sana, gözlerin güneşim olsun.
Sevdanın rüzgârına takılıp gözlerine düştü yollarım.
Beklenen tüm zamanlardır.
Özlenen tüm zamanlar.

Sevdam kutsandı gözlerinde…
Aşk kutsandı…

Bir bozkır yangınını andırır sevdam,
bir alev topu düşer sonradan ,
gelip yakalar bir amansız sevda, düşer yollarına .
Sende kutsandı yollar, aşk sende kutsandı.
Gözlerinden aldım kutsanmış ilahi aşkları, soyundum,
hadi sür gözlerini tenime, kutsa beni.
İçeyim ab-ı hayat ı düşeyim dergâhına.

Düş kokar sevdanın kapıları…

Tükenmelerin olmadığı bir düşe uzanır şimdi adımlarım.
Beyaz karlı dağların ötesindedir özlenen hayatlar.
Bir güzel pınar sızar kayalıklardan bir yudum bir ömür gibi…
Güneş sızar her bir damlaya, gün gelir güneş olur bir pınar, bir de sevda düşer yanı başına.
Her yan papatya, her yan bir günlük ömre sığan kelebek kanadı sonra.
Bir güne sığan bir ömür gibi…
Gözlerine bakmak gibi bir ömür…
Beyaz bir tuvaldir şimdi sere serpe uzanan gökyüzü.
Beyazın ve mavinin harmonisi dolanır sevdamın üzerine.

Aşk kutsandı gözlerinde…
Zarif bir nehrin akışına bırakıyorum şimdi sevdamı…
Gözlerin dalsın sularıma…


Nihat Coşkun
 
---> Melâl~

''Keyfe bakar misiniz?
Okudugunuz dersler gittikce kolaylasiyor. Ekmek elden, su golden bir donem basliyor. Partiler, diskotekler, kizlarin sayisi artiyor.''

burası beni düşündürdü,
biggrin.gif
 
---> Melâl~

Gece Melâli





Gece!
Katran karası ellerini çek üzerimden!
Değme!
İniltilerini sus!
Sus gece!
Sıra bende!..

Ayazlarda kalemi kana bulama vaktidir.
İçimi parçalarcasına,

İçimin sızısına çığlık çığlığa susmalı şimdi!

Gece melâlinde yâr…
Ahım sığmazken içime
Söyle!
Sen hangi yastıklarda susturursun ağlamalarını ?!
İçinin sızısını hangi duayla dindirirsin?
Canın yaprak yaprak dökülür bilirim,
güneş görsede suretin..

Sesine ayrılık kaçtığından beri susmak en asil sözdü senin lügatinde.
Bense dökülendim ardına..
Ardında dağıttığın harfleri toplayandım, bir usta çabukluğunda..
Yokluğunda hepi topu cılız sesli bir avuntuydu, dinleyip inandığım…
Tutunup kalktığım, asıldığım bir avuç duaydı..

Sustun!
Sevinçleri düşürdüm yırtılan ceplerimden..
Yaşamaktan çevirdim yüzümü,
İnine çekildi deli düşlerim
Bu şehre yüzümü döktüm pencerelerden..
Kimseler görmedi..
Susarak ağladım en çok!...

Ve ellerimi kanatırcasına yazdım!…
Sen yoktun
Sızımı savurdum rüzgarlara..
Koyu bir hüzne dağıttım saçlarımı,
Toplayamadım..
Usul usul salındı hüzün
Ellerini gözlerimde gezdirdi..
ve yokluğunda adıma en çok HÜZÜN dendi !


Ellerim vardı kırılgan,kanlı,ürkek ellerim!
Ahu efgânlarımda bir onlar yoldaştı bana bir de sesim..
Tutunamadım göğüne!
Uzanamadım!..
Asılı kaldım uçurumlarında..
Çıkmazlarında yollarımı şaşırdım..

Bak ellerime!
Parmak uçlarımda tadımlık sevinçlerim..
Kulaklarımı tırmalarcasına sâlâsını duyuyorum benliğimin...
Bilir misin ki kaç SEN geceyle dilimlendi içim?.
Yâr! bilebilir misin?
Ömrümce kaç zindanla doldu gözlerim?!
Kaç sızı oturdu gamzelerine yüreğin?

Seslenmek ırağına,
bir yudum söz beklemek alfabenden,
faydasız artık bilirim!
Bilirim,
Yine kendime döner çığlık çığlığa sesim…
Belki de harfleri yutmalıyım dudağımda..
Yakmalıyım şiirleri,
Ateşe vermeliyim!..
Gel o zaman, gülüşünü al rüzgardan artık deli yâr!..

Sızıma değmesin!..
Ben geceden döndüm yüzümü..
El verdim suskuya ve duaya..
Söyle geceye, ne olur..
Ne olur ardım sıra gelmesin!
Yoruldum artık! Yeter!…
Bana Aşk’tan söyletmesin..!

İçime konuşma vaktidir şimdi…





Bozguna uğrasın harfler..
En ırağıma gitsin….
 
---> Melâl~

NAZEN DE MELAL

Nazende Melâl..
Nazlı Hüznüm Benim içimin suretsiz sevdası
nazlı hüznüm benim

ayrılıkların ayazına düşmüş nemli dudaklarım
ertelenmiş sevmelerimin ilk ve son noktasısın sen..
Gözlerimi sensiz düşlere hiç kapamadım
yıldızlar bile eksildi de gönlümün göğünden
sen hiç eksilmedin nazlı dileğim...

dilimde senin ateşinden geçmiş kelimeler
yakıyor boğazımı..
Hikâyelerim bitmedi henüz sana dair
mevsimlerim yeni uyanıyor...
gitme, sana yanan yüreğimden
en fazla bana yakın, en çok benden uzak gözlerin..
elimde kırık dökük cümlelerimle hep sana gelişim bundandır..
yasaklı cümlelerin ardında
kıvranıyor gecelerim..
bakma gözlerime öyle azrailin olmasın sesim..

NAZEN DE MELAL
nazlı hüznüm benim...

daha kaç yalnızlık vursamda ruhuma
sana sustuklarımı konuşuyorum
sesimin en içli yanından..
eski bir yaranın adıdır sende kanayan..

sahibinde kaybolan düşler kaldı ruhumda
düşlerken kaybettim hayatı
bunca acı çekilmez bunca sevmeyince
sen hep bende kal can yaram..

ahh yar!
kalemime vuran efkarım benim..
kırık dökük cümlelerim
sol yanımda kanayan bir şair sancısı
sen içimdeki züleyha
Yusuf yüzlü suretlerde can bulan

senden kalmış bir mühürdür gözlerimde hüzün
senden kalmıştır bu sessizliğim
içimin acıyan yanı
takati kalmadı sensizliğimin

NAZEN DE MELAL
nazlı hüznüm benim

en güzel cümlem sensin..
senden kalan her öykü titrer içimde
sığlığıma şiir genişliği sunan da sensin..

Gitme benden nazlı hüznüm
ömrüme yazılmış düşüm...
körpe sevdalar düşsede bozgunlarmın yalnızlığından
yarınımsın,sızımsın..

gözlerinde yitik bir şiire başladım
kendi öz yazımla, senden kalan yanımdan
her köşe başında bir hüzün bekler beni
başlığında senin adın yazan..


Sürmeden gözlerime yaşanmışlıkları
gir dizelerimden genzime
sensiz geçmesin hiçbir harf içimden
sesim sesinde
ıssız bir hüzün olsun...

NAZEN DE MELAL
nazlı hüznüm benim

yürümeye mecalim yokken
koşmamı isteme benden..

Anla ki en güzel cümlem sensin...

Nazlı hüznün ömrümden eksilmesin...


ALİ KIRDUDU
 
---> Melâl~

Melâl-i Aşk




Susmayı geç öğrendim
Bu yüzden yalnızlığım

Çocuktum
Son gördüğümde
Esrikti yüzü aşkın
Kaçtığım için ondan
Şehla yollara düştüm ardınca
Ayaklarım kan revan

Ak bulutlardan düşen
Bir damla gözyaşıyım ben
Şimdi yazılmalı aşkın ahiri
Bitmeden içimde sürgün
Su ve yol tükenmeden
Gel hüznüme sebep yâr

Ayrılık kanıma sızdı
Mahur gökçe bir akşam
Tarla kuşları ve dua
Yürüdük mavi bir sancıyla
Kıvrılan yolda sevda namına

Gözlerimde tuz erittim
Dudağımda soldu kardelen
Kırgın ve mülteci
Her şehir tanır beni
Söyle aşk
Hangi yol sana çıkar...

Kalender Yıldız
 
---> Melâl~

Geldi mi şiire böyle girer eylül
Güneş solgun resimler çizerek gizlenir
parkların tenhalığına
Bir güz ağacından acılı
Son yaprak da yere düşer
Kuşlar pencerelere
İnsanlar evlere alışır

Titreyen söğüt ağaçlarında
İnce yağmur haberleri
Sokaklarda akşamın kederi
Yalnızlığa ve yalınlığa alışarak
Suları akmayan çeşmelere konar

Artık yaşanacak ne var
İçimizin derin denizleri kadar mahzun
Bir gülün açılıp solmalarına
hayret edemeden
Sular sararır ve yüzümüzde
Acılı zamanlara özgü
Buruk bir kedere dönüşür ırmaklar

Şimdi serindir serviler ve göçmen kuşları
Umdum ve bekledim diyerek
Çekilirler gövdelerinin derin mağaralarına
Peşinden koştuğumuz güneşin gölgeleri
Bir tebessüm olsun sunamadan alnımıza
Sayfalarında bilgelik dersleri
Uzun yağmurlara dönüşüp
Bu şehri ve bizi terk edip gider.
Sakıncalı bir türküydü
Baharın dudağındaki ses koku ve renk
Gönlümüzde geç kalmanın telaşı
Bir masalı vardı kaderin
İşte şimdi anladım dağların sabrını
Peşimizde ince uzun yağmurlar
Dudağında melâl türküleri



Mustafa ÖZÇELİK
 
---> Melâl~

Yaz bitti
Birazdan yağmur yağacak
Üşüyeceksin

Çocuk olsan,
Şalımı verip
Korurdum kollarımın içinde

Sevgilimsin
Şiire sarıyorum seni
Üşütme diye
Rezzan Kafalı
 
---> Melâl~

yankı verdim sesimden / sesim sesime çarptı...

şafağı karşıladım
göz göze geldik , selam ettik
ve kalem
ve kağıt
buluşmalar ayarladık / güneş ile...

eller çırpınır birden , umut yanlısı kelam
tetik düşse nafile , hayatadır bu selam...

ve biraz sis
ve çığlık
isyansı bir nara...

kavga düşer payıma , sokak sokak koşarım
nefes verip geceye , haykırırım çoşarım ...

ve bir umut
ve tebessüm
ve ellerim...

güneş elimde doğdu , elim geceye infaz
kutlu bir yol seçmişim , vallahi ölmek de haz

zamansızca
mekan üstü sarılmalarım...

göklerde yurt tutmuşum , izlerim her dem yeri
akıl arâfta tutsak , yürek yine serseri...

İmdat Özcan
 
---> Melâl~

Sigara Yanığı İzlerim Var... Dostum Kül olmuş yangınlar girdabındayım İs tutan nemli duvarlara mıhlanmışım Bir ad takılı kaldı göğsümde Vurgun yemişim Durulmuşum Acemi yanım tutuklu Yorulmuşum Dostum Eylül kuşatılmışlığındayım Parmaklıklar ardında Hür bırakılmış umutlar Esaret bedene çökmüş Sigara yanığı izlerim var Kerpeten ucunda tırnaklarım Düşmüşüm dost Kırılmışım Tamamı yanmış yar mektubunun Tamamı yakılmış hoyrat ellerce Sis basar ya tenhasını sevdanın Dönmeye yüz tutmuş günler kuşanmışım Vuslata gebe düşlerim var Çatılmış kaşlarım Sıkılmış dişlerim var isyana bilenmiş Çatlayan dudaklarımdan sızan dizeler biriktirdim yarına Sevgiliye hatıra kalsın Gül yüzüne hasret şiirlerim var Zindan karanlığına Kırık kalemle yazdığım Alnı ak şiirler Dostum Öfkem sıyrıldı kınından…


İmdat Özcan
 
---> Melâl~

Belki”ler.. Umutsuz bekleyişler…
Kimin canını yaktım kimin ah’ını aldım bu denli?
Neden bu kadar acı çekiyorum her defasında?
İçimden ne ırmaklar geçiyor ama susuyorum..
Susuyorum ve bekliyorum.

Bir banka oturmuş yalnızlığımla sessizce dertleşiyorum.
İçimden geçen herşeyi yalnızca ona anlatabiliyorum.
Tüm sırlarımı ona döküyor
üç-beş damla gözyaşını avuçlarına koyup oradan uzaklaşıyorum.
Beni takip ettiğini bilsem de ondan uzaklaşmaya çalışıyorum.
Bir gün umutlu olabilmeyi bekliyorum.
Gülümsemeyi o gün gülümsemesem bile gülümsetecek bir melek bekliyorum..
Bekliyorum ve susuyorum.


[FONT=Times New Roman, Times, serif]Beni bulmasını umutsuzca bekliyorum.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Bazen göz yaşlarım isyan ediyor terk ediyorlar gözlerimi.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Ama aldırmıyorum.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Yine de bekliyorum.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Gelmeyeceğini bile bile yapıyorum bunu.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Belkilerimden sıyrılmaya çalışıyorum.[/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] Her sıyrılmaya çalıştığımda uçurumdan düşüp[/FONT]
tekrar tırmanıyorum sarp kayaları.


Parçalanan ellerime kalbime bakmıyorum.
Düşünmüyorum hiçbir yaramı.
Hissetmemeye çalışıyorum acılarımı; kanayan derin yaralarımı.
Hem hızla kan kaybediyorum hem de susuyor ve bekliyorum…
Bir gün karşılık bulmayı bekliyorum.
Saygıma sevgime hislerime
virgs.gif
kendime yaptığım iyiliklere bile…
 
---> Melâl~

Hayatımı adamayı
Ve istediğim o kişinin hayatının bana adanmasını bekliyorum.
Çok uzun olsa da bu bekleyiş
virgs.gif

hatta gerçekleşmeyeceğini biliyor olsam da çaresiz bekliyorum.
Taklit ediyorum diğer bekleyip kavuşamadan toprağın olanları..
Sonum onlara benzemesin istiyorum.

Ama el mahkum yıkılsam da doğrulup bekliyorum.
Defalarca sarsılıyorum yalpalıyorum.
Rüyalarımın gerçekle olan mesafesini düşünüyorum.
Ama bu mesafe ürkütüyor.
Vazgeçiyorum..


Artık fazla bir şey değil; sadece “yıkılmamayı” diliyorum.
Artık doğrulurken yorulduğumu ve yıprandığımı hissediyorum.
Belki de yıkıldıktan sonra yanlış doğruluyorum.
Yanlış yöne doğru açıyorum gözlerimi.
Ama nafile kalbime söz geçiremiyorum.
Artık akan yaşların hesabını bile tutmuyorum…


Yalnızca koca bir bekleyiş benimkisi.
Sadece bir “bekleyiş” ten ibaret olduğunu bilsem de bekliyorum…
Bazen “boşver” diyorum.
Savuruyorum tüm dertleri.
Ama geri gelip buluyor beni yine bumerang misali.
Olmuyor boşveremiyorum..


Umutsuzluğu yeryüzünden silmek istiyorum.
Ben üzülmeyeyim kimse üzülmesin
virgs.gif
ulaşılmazlara ulaşılsın istiyorum.

Uzattığında elimi bir sevinç yakalamak istiyorum.
Aklım ve yüreğim aynı kararda buluşsunlar istiyorum.
Aklımdaki soru işaretlerinden gemiler yapmak
Ve en derin okyanuslara salıp benden uzaklaştıklarını görmek istiyorum.
Hiçbiri özlemeyeceğim biliyorum…
Kalbime söz geçirmeyi diliyorum..


Dur dediğimde dursun bitirsin bu yaşamı istiyorum.
Yalnızlığımı hüznümle boğup yok etmek
Sonra da hüznümü ortadan kaldırmak istiyorum.
Gözümü açtığımda her şey bambaşka olsun
dertlerimi yazdığım duvar beyaza boyanmış olsun istiyorum.
Çok şey mi istiyorum?
Aslında evet.. imkansızı diliyorum…
 
---> Melâl~

Bu son şiirim
noktaqp6.gif
senin için yazdığım
Bu bir veda..
Elveda diyorum
Anlıyor musun?
Ben yolumu çizdim
Sen olmadan
Yalnız gidiyorum.

Sevmesen de beni
Bir nokta kadar..
Ben aşkımı denizlere emanet ediyorum.

Ne zaman bir deniz görürsen..
Uçan her martının gözlerinden
Sana bakacağım.
Belki de
Mutlu olduğumuz günleri düşünüp
noktaqp6.gif

Hıçkırık seslerimi
Dalgaların kıyıya vurduğu seslerde gizleyip
Avaz avaz ağlayacağım.
Sen hiç bilmeyeceksin...

Ne olursa..
Nasıl olursa..
Kim ne söylerse söylesin.

Buraya kadar...


Umutsuz bekleyişlerime son verdim artık.
O
noktaqp6.gif
perde arkasından yollarını gözlemek..
Her telefon sesinde
Yüreğimdeki o tarifsiz heyecanlar
Bitti...

Kapımın zili
Gecenin hangi geç saatlerinde çalarsa çalsın
Umurumda değil.
Beklediğim kimse yok.
Bundan sonra kimseyi beklemeyeceğim
Andım olsun.

Oysa
noktaqp6.gif
bir kez çağırsaydın
Bir kez olsun
noktaqp6.gif
gel deseydin..
Bir gülüşüne
Dünyayı tepe taklak ederdim.

Ellerin
noktaqp6.gif
ellerimi tutsa..
Dudağın
noktaqp6.gif
dudağıma dokunsa..
Sarılıp
noktaqp6.gif
kucaklasan..
Aşk ateşi ile yansam da..

İsteseydin / O AN..
Senin için en acımasız
noktaqp6.gif

En tarifsiz ölümlere bile
Gözü kapalı giderdim.

İsteseydin /O AN..

Gözlerinin içine bakarak..
Zil zurna olmuş
noktaqp6.gif

Bir sarhoş gibi naralar atarak..
Yalnız seni sevdiğimi
Binlerce kez söylerdim...
Bir güzelliğine bin katarak...

Yeniden beraber olmak için
Vakit çok geç..
Özlemlerim bitti..
Yaşanılası bir sevda vardı.
Yaşandı ve bitti.
Korkularımı
Korkusuzca yendim.
Senden yana beklentilerimi
Geçen zaman tüketti
noktaqp6.gif

Yalnızlığıma karşı güçlendim.
Yalnız kalmak
noktaqp6.gif

Sensiz olmak değilmiş meğer
Geç anladım.

Senden sonra
Kaybedecek hiç bir şeyim kalmadı..
Bildiğin gibi değilim.
Ben de değiştim.
Kendimden çok uzaklardayım.
Geçmişten kalan tatlı hüzünlerimle
Şimdi kendimi
Çok uzaklardan seyretmekteyim.

Evet hüzün bakışlım..
Yalnızca sevilmeyi isteyip
noktaqp6.gif

Sevmeyeni bilmeyenim..
Gidip de gelmeyenim.

Buraya kadar...

Bu son şiirim senin için yazdığım..
Bu bir veda..
Sana elveda diyorum
Anlıyor musun ?
Ben yolumu çizdim
Sen olmadan
noktaqp6.gif

Yalnız gidiyorum.



Necdet GÖKNİL
 
---> Melâl~

s1.jpg


s2.jpg



İntihar intihar düşerim senden beni..

Gözlerimin ağlak bebekleri uyutmuyor geceleri..
Karanlık değil sebep..
Seni görememek ihtimali..

Lâl titreği bakışlarım..

Gitmelere kaçışlarından beri tükendim..

Kulaklarımda çınlatıyorum sesini her gece..
Sevdiğim şarkıyı başa sarar gibi...
Sanki dinlemeye duyarsam
noktaqp6.gif
silinirmiş gibi sesin...


Hayalin bile öyle gidecekli ki..
Sanki uyuyakalsam peşinden yollara düşecek gibi..

Oldu-bitti'ye getirdin aşkı sevgili
noktaqp6.gif


Helâl..


Nilay DALCI
 
---> Melâl~

Renk körüymüş aşk...
ne düşleri pembe
noktaqp6.gif
ne umutları mavi
noktaqp6.gif

Huzuru yeşil
noktaqp6.gif
arzuları da kırmızı değilmiş ki
noktaqp6.gif

Beyazda başlayıp siyahta bitermiş aşk...
 
---> Melâl~

Elif lâm Râ nedir diyene..
hûrûf-u mukatta’a dandır
virgul.gif

kilittir hem
virgul.gif
hem de anahtar.

sözü özüne kavuşturmaya çalışanlar ortaklığıdır.
anonimdir bir nevi
virgul.gif
bir nevi de tekelci.




Elif..
söz başı
virgul.gif

ince kaşlı
virgul.gif
selvi boylu
virgul.gif
tüm ihtişamıyla dim dik duran

nazenin bir dilberdir Elif ..
göz süzerde kandırır
ada kızıdır ..
————————-


lâm ..
koruyucu bir anne gibi
virgul.gif

içre eder sevdiğini
virgul.gif

gönlü geniş anaç lâm
virgul.gif

Elifin de anasıdır
virgul.gif

bu sebeptendir onu yanına alışı….
————————-


Râ ..
Halet-i rûhiye’si değişkencedir
virgul.gif

Kimi zaman kalın kimi zaman ince
virgul.gif

Bazı dem sakin
virgul.gif
Bazı dem
virgul.gif
coşkun
virgul.gif

Ama her dem soyludur Râ ..
Mekâna uymaz
virgul.gif
mekanı kendine uydurur….

——–
Elif… lâm … Râ ..
Söz başı …
Müennes ..
Mekânı kendine uyduran…
 
---> Melâl~

Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz
Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden
Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken
Canevimin önünden geçersen,
...Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı
Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında
Canevinin önünden geçersem
Anlatırım nasıl nerde
Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız
Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız
Anlatırım nasıl nerde...
Sonra eğilir kulağına derim: Bekle
Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin
Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere,
Hele ürksün fincancı katırları!

Can Yücel - İkimizin Arasında

63235_470661855892_137922510892_5668152_7813567_s.jpg
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst