Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Zar Adam'ın Peşinde

Luke Rhinehart


zaradampesinde.jpg


Kült klasik Zar Adam romanının devamı niteliğinde olan zar adamın peşinde eğlenceli, canlı ve erotik anlatımıyla sîzi asla unutamayacağınız bîr yolculuğa çıkaracak.

Kötü şöhretli babası psikiyatrist Luke Rhînehart'ın oğlu Larry Rhinehart kitap boyunca babasının izini sürmektedir. Zar Adam diye bilinen Luke yetmişli yılların bir kült kişiliği olmuştur ve Zar Yaşantısı adı altında anarşik bir dünyada yaşamaları için binlerce kişiye esin kaynağı olmuştur. Larry ise kendisi için istikrarlı ve normal bir hayat seçmiştir. Babasının varlığını tümden yok sayarak borsada yatırım analizleri yapmaktadır. Zengin patronunun kızıyla nişanlıdır ve zengin bir yaşam sürmektedir.

Bir gün babasını arayan iki FBI ajanının işyerine gelmesiyle tüm hayatı altüst olmuştur. Varlığıyla düzenini bozan babasını bulmaya karar verir ve bir yolculuğa çıkar. Babasını bulmadan önce onun takipçileriyle birlikte zaman geçirecektir ve bîr süre sonra babasının kurduğu sistem onu da etkisi altına alacaktır...

Tesadüf hayatın yaratıcısıdır. -Charles Darwin

Hayat olsa olsa küçük ve riskli bir müessesedir. Fakat insanoğlunun hayatın istikrarsızlığı ve rasgeleliliğine karşı kendine korumaya yönelik cılız çabaları nafile görünüyor. Çıkarılabilecek en iyi ders onu şansa bırakmaktır. -Emerson

İnsan ırkından istifa etmek gereklidir-sahte bir imzayla tabii ki.-Luke
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

akabiranstan.jpg


Aşka Bir Şans Daha - Georgetta Heyer

Evlenme vaktinin geldiğine karar veren Kont Rule, kendisi için en mantıklı ve uygun olan seçimi yaptı. Eş olarak seçtiği leydi de Kont'un teklifini kabul elti. Fakat leydinin düşünmeden hareket eden aceleci ama çekici kız kardeşi Horatia'nın başka planlan vardı. Ablası Lizzie sevdiği adamla evlenirse, kendisi de Kont'la evlenebilirdi! Horatia'nın cesareti, ailesini şaşırtmakla kalmadı, Kont'un da aklını karıştırdı. Horatia, Kont için en uygun eş olmayabilirdi ama bir insanın onun yanında sıkılmasına imkan yoktu.
Parlak bir zekanın ürünü olan diyaloglar ve canlı karakterlerle hayranlarının sayısı her geçen gün artan bir Georgette Heyer romanı.
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Okuyup beğendiğim ve tavsiye edebileceğim diğer kitaplar;​


975101877-3.jpg


La Cucina / Aşk Mutfağı – Lily Prior
Bu kitap Azerilerin deyişiyle benim “en sevimli” kitaplarımdan biri. Gerçekten çok sıcak duygular veren, eğlenceli ve içinde adından da anlaşılacağı gibi bol bol yemek tarifi olan (aslında bunlar tam tarif değil ama yemeklerin yapılışı hakkında fikir veriyor)

Hikaye Sicilya’da geçiyor. Çocukluğundan beri mutfağı kendisi için bir sığınak ve tapınak haline getirmiş Rosa çevresinde genç yaşında iyi bir aşçı olarak tanınır. Rosa’nın aşık olduğu genç bir cinayete kurban gidince Rosa yine mutfağa sığınır ve evde hiçbir malzeme, çiftlikte pişirilecek hiçbir canlı hayvan kalmayıncaya kadar yemek pişirmeye devam eder. Annesi müdahale edince Palermo’ya kaçar gündüz kütüphanede çalışır, akşamları ise küçük mutfağında çeşit çeşit yemek yapar. Aslında bu kısım beni çok kıskandırıyor. En sevdiğim iki şey kitap okumak ve yemek yapmak. Neyse beklenmedik şekilde tekrar aşık olan Rosa duygularını yine yemekler aracılığı ile ortaya koyar.

*****

40597_2.jpg


Kitapta Burçak adında bir genç kızın hayata dair hayalleri, umutları, acıları anlatılmıştır.Burçak’ın kendi ağzından anlattığı 16 yıllık kısa hayatı ne yazık ki acı bir sonla noktalanmıştır.

Burçak hayata gülen gözlerle bakabilen, hayata bağlı, neşeli bir kızdır.Ve hayatta iki hedefi bulunmaktadır.birincisi sinema sanatçısı, tiyatro oyuncusu veya manken olmaktır.Yani tanınmış, ünlü biri olmak istemektedir.Burçak’ın ikinci arzusu ise Amerika’ya gitmektir.Burçak çok küçük yaştan beri Amerika’da yaşamak, orada okumak istemiştir.Bu hedefi gerçekleşir ama Amerika’ya orada yaşamak için değil, son günlerini iyi geçirmesi için gider.Çünkü Burçak lösemi hastalığına yakalanmıştır.14 yaşında iken sırt ağrıları, halsizlik gibi nedenlerden dolayı hastaneye giden Burçak’ın önce sınav stresinden dolayı psikolojik bir rahatsızlığı olduğu söylenir, aynı belirtilerin artmasıyla hastaneye giden Burçak’a bu kez bir tür kemik hastalığına yakalandığı söylenir.

Rahatsızlığının artmasıyla hastaneye tekrar giden Burçak’ın lösemi olduğu anlaşılır.Ailesi perişan olur, çok üzülürler ve bu hastalığı Burçak’a anlatmaya karar verirler.Burçak hastalığını öğrenince önce şaşırmış, inanamamıştır, ancak hiçbir zaman yılmamış, her zaman kurtulacağını düşünmüştür.Ve doktorların iki ay ömür biçtikleri Burçak yaşama azmi ile iki sene hayatını sürdürmüştür.

Ailesi Burçağın Almanya’da tedavi olmasının daha iyi olacağını düşünerek Burçak’ı Almanya’ya götürmüşlerdir.Ve herkes Burçak için seferber olmuş, her yerde yardım için çalışmalar yapılmıştır.Burçak’ın en büyük korkusu saçlarını kaybetmek olmuştur, ama hiçbir zaman saçları tam olarak dökülmemiş ve dökülen saçları da peruk yapılmıştır.Ve Burçak’ın rahatsızlığın arttığı bir dönemde doktorun tavsiyesi ile ailesi en büyük arzusunu yerine getirmek için Burçak’ Amerika’ya götürmüşlerdir.Burçağa ise iyileştiği için kendisine bir armağan olduğu söylenmiştir.

Ancak yapılan tüm çabalara rağmen Burçak kurtarılamamış, rahatsızlığa daha fazla dayanamayan Burçak 16. doğum gününe 4 gün kala sonsuzluğa kavuşmuştur.

*****

644-Dijital-Kale.jpg


Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA’nın şifre çözücü süper bilgisayarı TRANSLTR’nin bile üstesinden gelemediği, çözülmesi imkânsız gibi görünen bir şifre...
ABD’den ve NSA’dan intikam almak isteyen bir dâhi…
Dünyanın dört bir yanında ve sanal ortamda yaşanan nefes kesici bir kovalamaca…
Cinayetler, casusluk oyunları ve müthiş bir macera!..


Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA), ABD istihbarat ağının belkemiğini oluşturan bir kuruluştur. Yörüngedeki casus uyduları, dünyanın her tarafındaki dinleme istasyonları ve ajanları aracılığıyla elektronik iletişim ortamlarını izlerken ABD'nin düşmanı olan devletleri ve suç örgütlerini takip eden teşkilatın en büyük güvencesi TRNSLTR adlı şifre çözücü bilgisayardır. İletişimin artık e-posta ve internete dayandığı bir dünyada, mesajların şifrelerini hızla çözen, üç milyon işlemciye sahip ve koca bir binanın içine ancak sığan bu süper bilgisayar, en zor şifreleri bile dakikalar içinde çözerek Amerikan istihbaratına sürekli bilgi sağlamaktadır.

Ama bir gün, TRNSLTR'nin çözemediği bir şifreyle karşılaşılır. Eski bir NSA çalışanı olan bir bilgisayar dâhisi, NSA bütün dünya insanlarının iletişim mahremiyetini ihlal ettiği için TRNSLTR'nin varlığını açıklayıp kamuoyundan özür dilemediği takdirde bu şifreyi herkesin kullanımına açacağını söyler. Bu da, artık dünyadaki bütün mesajların "Dijital Kale" adlı bu algoritma ile şifrelenmesi ve NSA'nın kör olması anlamına gelir.

Bu sorunun üstesinden gelmesi için, zeki olduğu kadar çekici bir kadın olan, NSA'nın baş kriptografı (şifrecisi) Susan Fletcher çağrılır. Susan'ın, genç bir profesör olan sevgilisi, dilbilimci David Becker'ın da bu konu için ve tesadüfi gibi görünen bir şekilde İspanya'ya gönderilmesi, olayların karışmasına, NSA'nın içine bir gölge düşmesine ve içinde entrikaların ve cinayetlerin de olduğu, zamana karşı bir yarışın başlamasına yol açar...

*****

30337_2.jpg


Dünya-dışı (uzaylı varlıkların ziyaretleri) ANDROMEDA'dan geldiklerini söylüyorlar Ardromeda, yıldız haritalarında yer alıyor Sokaklarımızda yürüyüp bizimle birlikte nefes alıyorlar Temas kurdukları kişi, tanınmış bir bilim adamı ve profesör Başka bir tanık da işe karışıyor Olaya Meksika Hükümeti müdahale ediyor Dünya-dışı varlıklarla uzun konuşmalar yapılıyor Bilimsel ve dini konular tartışılıyor Dünya-dışı uzay gemileriyle yapılan yolculuklar ve ziyaretler Profesör de Dünya-dışı teknik gereçleri kullanıyor Çeşitli uzay gemileri var Dünya-dışı bir kadının fotoğrafı çekiliyor: Sonuç şaşırtıcı Profesör iz bırakmadan kayboluyor .
*****

643-Da-Vinci-Sifresi.jpg


Harvard Üniversitesi simgebilim profesörü Robert Kangdon, Paris'te iş gezisindeyken bir gece yarısı, Louvre'un yaşlı müdürünün müzede ölü bulunduğu haberini alır. Langdon ve yetenekli Fransız kriptoloji uzmanı Sophie Neveu cesedin yanına ulaştıklarında anlaşılmaz bir takım izlerin varlığını tespit ederler.

Söz konusu izlerin ne anlama geldiğini araştırırken garip bir esrar perdesinin aralandığını ve ipuçlarının onları Da Vinci'nin tablosuna götürdüğünü keşfedip şaşkına dönerler. Büyük usta sırrını herkesin görebileceği bir yere, ünlü bir eserinin içine gizlemiştir.

*****


okuyorumgeziyorum_zBK333074DF090_250.jpg


Ayşe Kulin Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde işgal altındaki İstanbul’da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen “Veda” çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.

Ayşe Kulin’in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakmayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin bu kez bir İstanbul öyküsü ile bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.

 
Son düzenleme:
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Rica ederim daha çok var da bunlar aklıma geldi. :)
Birşeyler okumak çok güzel.Roman,ansiklopedi,gazete...Hatta geçen sözlük okuyup bitirdim.Çok da yararlı oldu
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

gocebe.jpg



elimde bu kitap mevcut 700 küsür sayfa okumak istiyorum ama pek heyecan vermedi bna başlangıcı bi bilgisi olan varmı bu kitapla ilgili
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

bende o kitabı aldım 30 sayfa okudum benide sıktı bıraktım :)
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Pek bilmiyorum ama zaten konusu güzel olsaydı onu da filme çevirilerdi.Yazarı meşhur zaten :)
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Mavi saclı kızı bende okudum cok hostu gercekten gizem :2:


f15d9aee1d4227299c2ac9a9efebb6a9.jpg



şiddetle tavsiye diyorum :R
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

9789752894846uc4.jpg


Kapak Yazısı :

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...

Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...

Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.

Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla 'beklenen' bir roman...



Okuduğum kitaplar arasında en çok etkisinde kaldığım kitaplardan biri..Kitaptaki iki kadının dostluğu gerçekten imrenilecek cinsten ve yazılanlar gerçek şeyler..afganistan da yaşayan insanların durumu..okuduktan sonra halinize şükretme durumu söz konusu :)
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Dan Brown Kitapları ;

-Da Vinci Şifresi
-MelekLer ve ŞeytanLar
-DijitaL KaLe
-İhanet Noktası
-Kayıp SemboL

Oldukça BaşarıLı Bir Yazar.KitapLarı da çok güzeL + sürükLeyici.
Son Kitabı oLan 'Kayıp SemboL' ü pek Beğenmesemde Diğer KitapLar Harikaydı.
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Dan Brown Kitapları ;

-Da Vinci Şifresi
-MelekLer ve ŞeytanLar
-DijitaL KaLe
-İhanet Noktası
-Kayıp SemboL

Oldukça BaşarıLı Bir Yazar.KitapLarı da çok güzeL + sürükLeyici.
Son Kitabı oLan 'Kayıp SemboL' ü pek Beğenmesemde Diğer KitapLar Harikaydı.

Bi kayıp sembolü okuyamadım ama çok merak ediyorum.Kötü olduğunu sanmıyorum ama
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

şuan elimde alacakaranlık serisi var..
3. kitap biraz sıkıcı ama genel anlamda muhteşem eserler..
ben izlerim diyip tembelli ederseniz bilemem :)
Tavsiye ederim.
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Bi kayıp sembolü okuyamadım ama çok merak ediyorum.Kötü olduğunu sanmıyorum ama

Sadece TürkLere çamur atmş.
Kitabı okuduktan sonra .. Dünya üzerinde başka üLke mi yoktu da ?
Neden Türkler / Neden Türkiye diyosun.
Zaten o da diğerleri gibi Tipik bi Dan Brown Kitabı :)
 
---> Kitaplarla İlgili Yorumlarımız

Okuduğum diğer bir kitap;

1218712.jpg



Süreyya ve karısı Suat’ la birlikte babasının evinde oturmaktadır. Ama bu halden memnun değildirler. Babası hem yaşlı, hem dediği dediktir. Onun yüzünden her yaz bir tane taş ocağına benzeyen köye gelirler ve orada sıkıntıdan patlarlar. Suat bu arada başka olaylardan da sıkılmaktadır. Suat’ın kardeşi Hacer akrabası olan Necip Bey’le gönül eğlendirmektedir. Hacer evli ve eşi de onun için her şeyini verecek nitelikte bir eştir. Daha sonraları Suat ile Süreyya birlikte mutlu bir şekilde yaşayabilmenin yolunu aramışlar ve bulmuşlardır. Suat Hanım gizlice babasından para isteyip eşi için bir yalı kiralar. Kocası bu duruma çok sevinir.

Necip de hem dostları hem de akrabaları olarak Suat ve Süreyya’nın yanına gelir. Süreyya için yelkenle gezmek ve balık tutmak vazgeçilmez bir zevktir. Süreyya bu alışkanlıklarını sürdürürken Suat da Necip’le birlikte piyano çalmaktadır.

Baş başa geçen bu uzun yaz tatilinin sonlarında Necip Bey bir şeylerin olduğunu, Suat Hanım’a aşık olduğunu anlar. Bu durumdan kurtulmaya çalışsa da başarılı olamaz. Sonunda çare olarak onların yanından ayrılmaya karar verir. Giderken de Suat’ın eldivenlerinden bir tanesini izinsiz olarak hatıra olması için alır.

Daha sonraları Necip’in tifoya tutulduğu öğrenilir. Süreyya ve Suat buna çok üzülürler. Tehlike devresi geçince Necip’in yanına giderler. Necip hastalığın etkisiyle sinir yorgunluğu içerisindedir. Hacer Necip’in hastalığı sırasında yanında bulunmuş ve o sıralarda Necip’in kendiden geçmiş olduğu zamanda yastığının altından bir bayan eldiveni bulmuştur. Hep birlikte hasta hakkında konuşurlarken Necip’in annesi eldiveni gösterir. Suat kendi eldivenini görünce şok olur ve olayı anlar fakat kimseye sezdirmez. O sırada Necip’te sapsarı olur utancından ve çaresizliğinden ne yapacağını bilemez.

Necip hastalıktan sonraki iyileşme devresini yalıda geçirilmek üzere mecbur edilir. Halbuki O, onlardan kaçmak için uğraşmaktadır.

Bir yaz sessiz ve olaysız bir şekilde geçmiştir. Eylül gelince Süreyya konağa gider. Bu gidiş beklenen bir gidiş değildir. Suat bu duruma anlam veremez. Daha gitmeden önce kışı bile beraber geçireceklerini söylemiştir. Ama Süreyya bir şeyleri sezmiş olup, o yüzden gitmiştir.

Konağa geri dönülür. Necip artık eskisi kadar yalıya gelmemektedir. Hele Hacer’in davranışları , onların her bakışlarından anlam çıkarmaya çalışan tavrı her ikisini de deliye döndürür. Birbirlerini buldukları anda , ister istemez kaybedeceklerdir. Suat kendisinden kalan , Necip’in aldığı eldivenin diğerini de verir. Bunun sebebi ise artık hayatın Suat için yaşamaya değer bir tarafı kalmamasıdır.

O gece konakta yangın çıkar.Herkesi bir telaş ve korku alıp götürür. Canlarını zor kurtarırlar. Ama Suat ortalıklarda yoktur. Süreyya alevlerin içine doğru Suat diye inlemektedir. Ama cesaret edemez. Necip bir haykırışla içeriye fırlar . Her ikiside çöken tavanın altında can verirler.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst