Nymphadora' Alıntı:
Ne güzel bir laf tanrım !
Düşünüyorumda sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin keşfedilmesi, cesaretsizliğimizin anlaşılması, korkularımızın paylaşılması sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımız ardında. Hissedilmeden, el değmeden , sevgimizi göstermeden. Deniz minareleri, midyeler. Kirpiler ve kaplumbağalar gibi. Sahi koruyor mu bizi çatlamamış sert kabuk ? Kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi ? Yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize ? Hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi ? Duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu ? Eğer bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak, ne çıkar ateş böceği sansalar beni. Belki en hoyrat yürek bile ateş böceğinin o uçucu, masum , sevimli çocuksuluğuna el kaldırmaya kıyamaz. Güçlü kapıların ardına kirlemesem kendimi, korkaklığımı, sevgi isteğimi, en insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup bir kuş gibi uçacağım özgürce. Anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım karşımdakine. O da çözülecek belki. Samimi ve güvenliksiz silahız biriyle göz göze gelince.
Oysa bir görebilsek bunu. Kalmadı böyle insanlar demesek. Güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak. Kırılmaktan korkmasak. Yaralansak. Ne olur bir darbe daha alsak. Yeniden açsak kendimizi, atabilsek kabuğu.
Denesek, risk alsak, yanılsak, fark etmez. Tekrar tekrar bıkmadan denesek. Ve kıcaklaşsak yeniden, tıpkı eskisi gibi. Ne olduğunu anlayamadığımız o 15 yıldan öncesi gibi. O zaman farkedeceğiz, ne kadar özlediğimizi birbirimizi. Neler biriktirdiğimizi, kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi. Beraber geldik beraber gidiyoruz oysa. Vakit az, paylaşmak, sarışmak için . Yaşadığımız coğrafya zor, şartlar ağır. Yüreği daha fazla küstürmemek lazım. Sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan. Ve koşullar bir türlü düzelmeyen. Sevgiye çok ihtiyacımız var. Ufukta kara bir kış görünüyor. Ancak birbirimize sokularak atlatırız o günleri. Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı. Kurtulun bu yükten, korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize. Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri. Hem hepimiz bir yıldızız. Ne çıkar ateş böceği sansalar bizi...
Rabindranath TAGORE