Türkiye’de hukuk öğretimi

:
Hukuk fakültelerinin ders programlarının ne olması gerektiği konusu internet ortamında veya çeşitli toplantılar yaparak, teknik çalışma komiteleri kurarak, tüm hukuk uygulamacılarını, akademisyenleri ve öğrencileri bir araya getirerek, bu konuda Avrupa örneklerinden de yararlanarak üzerinde enine boyuna tartışılması gereken bir konudur
 
6 Hukuk Fakültelerinde Öğretim Elemanı Sorunu

Öğretim elemanı, hukuk öğretiminin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Ancak bu konuda da hukuk fakültelerinin ciddi sorunlarının bulunduğu da bir gerçektir. Belirleyebildiğimiz kadarıyla, bu konuya ilişkin sorunlardan bazıları ve bizce çözüm yolları veya alınması gereken önlemler şunlardır.
 
- Hukuk fakültelerinde yapılan eğitim ve öğretimlerin yeterli olması için, uygulamadan gelenlerden yararlanmak koşuluyla derslerin uzman kişiler tarafından verilmesi ve bu kişilerin akademik kariyer içinde yer almaları olması gereken bir durumdur.
 
- Araştıra görevlisi sayısı yeterli olmalı, pratik çalışmalara ve sınavlara destek hizmetleri araştırma faaliyetlerini aksatmayacak şekilde düzenlenmelidir.Böylece diğerlerine bilimsel çalışmaları için zaman kazanılmış olur. Ayrıca, araştırma görevlilerinin ücret düzeyi yeterli olmalı ve avukatlık stajını yapanlar ve bu staja ilişkin sınavları başaranlar arasından ve okul başarı düzeyi belli bir notun üstünde olanlar girebilmelidir.
 
- Doçentlikten itibaren öğretim üyelerine kendi alanlarıyla sınırlı olmak koşuluyla avukatlık, hukuk danışmanlığı ve uygulamaya yönelik diğer mesleki faaliyetlerini yapma hakkı kendilerine tanınmalıdır. Böylece, hem ekonomik durumları iyileştirilmiş olacak hem de uygulamadan kopmamış olacaklardır.
 
.
- Doktorasını yapmış elemanlar atanmak için bekletilmemeli veya bekleme dönemlerinde taşra veya vakıf üniversiteleri hukuk fakültelerinde belirli bir süre için geçici olarak görev yapma zorunluluğu veya imkanı sağlanmalıdır.
 
- Doktoralar belirli birkaç merkezde(Ankara, İstanbul, İzmir), üniversitelerden bağımsız araştırma merkezleri bünyelerinde yapılmalıdır. Özel yurtlar veya kamu kuruluşları konukevlerinde kalma imkanı verilmelidir
 
- Araştırma görevlileri yaz aylarında veya birer yıllık sürelerle Avrupa’daki belli hukuk fakültelerinde yapılacak antlaşmalar çerçevesinde gönderilmelerine veya gitmelerine olanak hazırlanmalıdır. Böylece araştırma kaynaklarına ulaşma sağlanmış olacak ve oluşma yabancı dillerinin gelişmesi görgülerinin artması olanaklarının artmasıdır.
 
- Akademik kariyerin çeşitli aşamaları ve akademik unvanlar üzerinde yeniden düşünmek gerektiği kanısındayım.
7- Hukukçunun Mezuniyet Sonrası ve Meslek İçi Eğitimi
Hukukçunun ve eğitim süreci hukuk fakültesinde öğrenimi tamamlamak ve mesleğe girişle sona ermemektedir. Bu eğitim hukukçunun mesleki yaşamı boyunca sürmektedir. O kadar ki her karar ve her dava bu eğitimin bir parçası oluşturur ve bunlar hukukçuyu
 
. kariyeri boyunca zenginleştirir. Ancak yinede bu eğitimin biçimsel bazı aşamaları vardır ve olmak gerekir.
Bu aşamalardan ilki; avukatlık veya yargıçlık için mesleğe girişin ön koşulu stajdır. Staj hukuk öğreniminin bir parçası kabul edilerek çok ciddi yapılmalıdır.
Avukatlık stajı, yeni yasayla bir yıl olarak düzenlenmiştir. Ancak bu süre fakültelerinde yeterince hukuk pratiği hukuk yapamayan hukuk mezunları için yeterli olmaktan çok uzaktır. Kaldı ki yargıçlık stajı iki yıl olarak düzenlenmişken avukatlık için daha az bir sürenin öngörülmüş olmasının hiçbir mantığı yoktur ve
 
bu süre de iki yıl olmalıdır. Staj sonunda yapılması öngörülen sınavların merkezi sistemle yapılması olumludur; ancak sınavların biçimi ve sorulacak soruların hazırlanması, içereceği konular da en az bunun kadar önemlidir.
Yargıçlık stajı konusunda Bakanlıkça hazırlanmakta olan yargıçlık yüksek okulu kurulmasına ve yargıçlık stajlarının bu okul bünyesinde yapılmasına
 
ilişkin tasarı olumlu bir girişimdir. Ancak bunun yasalaşma sürecinin hukukçu camiasının eleştirilerine ve görüşlerine açık olması gerekir.
Avukatlara; fakülteden mezuniyet derecelerine, mesleğe kabul için girdikleri sınavda
 
aldıkları puana, meslekte geçirdikleri sürelere, kazandıkları davaların sayısına, alanlarında uzmanlaşmış olup olmamalarına (master, doktora vs.) ve belirlenecek diğer kriterlere göre sulh, asliye, ağır ceza, istinaf ve temyiz mercileri önünde dava izleme yetkisi tanımak ve böylece onları derecelere ayırmak da meslek içi eğitimin bir parçası olarak düşünülebilir.
 
Yargıçların meslek içi eğitimi, bu amaçla her yıl düzenlenecek adli sorunların ve bunlara çözüm önerilerinin tartışıldığı seminerlerle de sağlanabilir. Bunun için adli tatilin bir bölümü kullanılabilir.
 
Avukat, yargıç ve savcılardan isteyenlere üniversitelerin yüksek lisans programları bünyelerinde “tezsiz master” programlarına sınavsız girmeleri yolu açılarak meslek içi eğitimleri ve kendilerini geliştirmeleri sağlanabilir..
8. Hukuk Fakültelerinde Öğrenim Süresi ve Yabancı Dil Öğretimi

Yukarıda açıklamaya çalışılan koşullarda ve aşağıda yapacağımız öneriler çerçevesinde,
 
ülkemizde hukuk öğretiminin ne olması gerektiği konusuna gelindiğinde, bu sürenin halen uygulanmakta olan süreden daha fazla olması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan, gerek devlet ve bireyler gerekse ilişkinin konularının çeşitliliği
 
ve niteliği bağlamlarında uluslararası ilişkilerin çok yoğun olduğu günümüzde hukuk mezunlarının da uluslararası geçerliliği olan bir yabancı dili ıyi öğrenmeleri gerekmektedir. Bu öğrenim ya orta öğretimde ya da yüksek öğretim süresi içinde kazanılabilir. Orta öğretimde öğrendiğini ve bildiğini yapılacak bir sınavla kanıtlayanlar dahi hukuk ingilizcesinin öğrenilmesi için dil öğrenimine devam etmelidirler.. Dil yeterlik sınavı mezuniyet aşamasında ayrı ve özel bir sınavla ölçülmelidir. Yabancı dil öğretimi bunun için hazırlık sınıfı oluşturularak değil, öğrenimini yıllara yaymak biçiminde yapılmalıdır
 
. Genel kültür ve hukuk kültürüne ilişkin derslere ilk yıldan itibaren başlanmalı ve yaz ayları da dil öğrenimi ve hukuk pratiği için ayrıca planlanmalıdır.
 
Böyle olunca, yani bir yandan hukuk öğretiminde hukuk ve genel kültür derslerinin sayı ve çeşit olarak ulaşması gereken düzey ve diğer yandan bir yabancı dili öğrenmek için gereken zaman hukuk eğitiminin (5) yıl olmasını gerektirmektedir. Gelişmiş batı ülkelerinde hukukçunun eğitimi için gereken sürenin (7) yıldan fazla
 
bir süreyi kapsadığı dikkate alınırsa bu süre hiç de fazla değildir. Ayrıca ülkemizde hukukçu adaylarının yukarıda açıklanan durumları, mevcut sürenin bir yıl uzatılmasını zorunlu kılmaktadır.
9. Hukuk Eğitimi ve Öğretimine İlişkin Diğer Bazı Sorunlar ve Öneriler
Temel eğitim ve lise düzeyi öğretimde koşulların bugünden yarına değiştirilmesinin güçlüğü karşısında, ivedi ve mümkün olan çözümü yüksek öğretimde, konumuz açısından hukuk eğitim ve öğretiminde yapılacak reformlarda aramak gerekir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst