Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Göz gözü görmeyecek kadar mıydı yol ayrımları?
Söylenecek ne varsa alıp gittin.
Sesimdi, hiç yorulmadı,
Tırmandı durdu ıslığıma.
Bir deste başıboş anahtar gider ayak elime tutuşturduğun,
Hangi kapına varsam taş duvar.
Geri dönmelerine sakladım kendimi.
Keşke bir gün tık kapı ansızın sen...
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Sen yoksun ya,
Canım acıyor, içim yanıyor,
Darmadağın oluyor koca yüreğim,
Fırtınalar savuruyor oradan oraya,
Kurumuş yapraklar gibi, savruluyorum,
Sonbaharda benliğim…
Geceler boyu seni düşünüyor,
Yalnızlığımla boğuşuyorum,
Bir yanımda koskoca yalnızlığım,
Diğer yanımda sen
Gün gelir ben de giderim...
Ardıma bakmadan usulca, içimde yanan ateşle, haykırışlarımı içime hapsederek...
Gün gelir ben de giderim...
Hamal değilim ben aşkın tüm yükünü taşıyayım, bırakmadın bir gün mutlu yaşayayım,
Gün yüzü görmedim ki etrafa neşe saçayım,
Gün gelir bende giderim...
Hhani elini her uzattığında tutacak kadar yakındım ya;
Bitti dediğinde bi daha beni bulmayacağını anlamadın ya,
Şimdi pişmanlığını ne diye saklıyorsun,
Ayrılığı sen istedin ne diye ağlıyorsun.
sana demiştim...
Gün olur bende giderim...
İşte gidiyorum...
Bu son ne yeni bir başlangıç ne de geriye dönüş,
Bu son artık bir yok oluş,
Aşkın enkazına son bakış,
Aşk için söylenen son haykırış,
sana demiştim ya.!!
Gün olur ben de giderim diye,
Gün doldu artık dönmem geriye senden sadece enkaz kalmıştı içimde,
Küllerinle gömüldün maziye seni başbaşa bırakıyorum geçmişinle
Ve ben gidiyorum senin olmadığın kente
Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyo!
Karaya çalan pembeler...
Kim kimi kandırıyor bu alemde!
Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyo...
Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artk!
Dayanıksızım...
Bir isyan kabul et bunu ve olduğun yerde kal
Sevdim Seni
Dert etme kendine
İnim inim inleme
Sus! Bir kere dinle.
Çıkarsız sevdim seni
Üşürken ısınmaya hasret gecelerde
Yalansız sevdim seni
Ölüme esen sabah yellerinde.
Yanarcasına sevdim seni
Çırasız ateşinle yanarken de
Ölürcesine sevdim seni
Aşkımız tarih yazarken dillerde.
Parçalanırcasına sevdim seni
Gözlerine bakamazken ağlarken de
Ve boğulurken de gözyaşımda sevdim seni
Sen sırtını çevirip yerlere atarken de.
Muhtaç etme sözlerine
Damla damla ağlama
Gel son kez dinle.
Dört bir yanda sabah ezanlarında sevdim seni
Ellerini tutamazken göğsünde uyuyamazken de
Serseri olmayan namuslu duyguyla sevdim seni
Sen umutları bulutlara güneşe çizerken de...
Bozkır kaldığım dağ yamaçlarında sevdim seni
Yaşamakla ölmek arasındaki kılda ezilirken de
Ödlek olmayan yürekli bir sevgiyle sevdim seni
Sevdim seni sevdim seni ne çare
Dert etme üzülme
Gel beni son kez dinle
Yalansız sevdim seni
Sevdim seni ne çare
Zindan odalarda bin bir dualarda sevdim seni
Sen şartlı sevdalara maddelere dökerken de
Gözü kara yalan dolan olmayan sevgimle sevdim seni
Umutlarımı hicranlara yarınlarımı karalara salarken de.
Biliyorsun yok demiştin umut
Olmaz dilekleri tüket
Yüreğine unutmaktan söz et
Nafile dilde son düet
Umutlara kes bir bilet
Dedin diye istedin diye
Razı oldum sustum şimdi!
Param parça dilim dişlerimde
Gücümün yettiği kadar
Sesimin çıktığı kadar
Avaz avaz bağırıyorum
Son nefesimde ölürken de sevdim seni
Ölürcesine sevdim seni...
Dert etme üzülme
Gel beni son kez dinle
Yalansız sevdim seni
Sevdim seni ne çare..
Eğer yeniden gelseydim hayata deyip kalakalıyorum…
"Eğer yeniden gelme şansım olsaydı hayata...
tüm hatalarımı yeniden yaşardım" diyen şairin
dibe vurmuş umutsuzluğuyla karşı karşıyayım…
Bir daha dönemeyecek olmak... bir daha başlayamayacak olmak...
bir daha gelmeyecek olmak…bir dahası olmayacak olric...
bir dahası hiç olmayacak ...
Zamanla her şey geçer demişti bilge adam
Bitmezler biter olur bir süre sonra...
Artık sabahlara ulaşmaz olur gecelerin
Töre gibi sahiplendiğin aşkın yok olur.
"Yaşarken mi daha çok acı çekiyoruz
Yaşadıktan sonra mı?.." dedi
Ve sustu günlerce konuşmamacasına...
"Yaşadıktan sonra" dedimheyecanla.
Beni duymuyor gibiydi.
Boynunu büktü.
Gözlerini kapadı o her zamanki ağırbaşlılığıyla...
Düşüncelere daldım.
Geçmişe gittim yıllar sonra yeniden...
Bendeki o hiç bitmemişti.
Ama ya ondaki ben?
Silinip gitmişti belki de
Sadece hayatından geçen biriydim.
Sadece bu...
Değişmişti içimde
Bir alışkanlık olmuştu bende
Bunca senede...
Aslında iyi de olmuştu.
İçim rahat
Onu kaybetme korkusundan uzak...
Yanımda taşıdığım maskottan farksızdı artık.
Onsuz ilk günlerim geldi gözümün önüne.
Uykusuz gecelerim
Bir sigara elimde; tek dert ortağım...
Açılmayan telefonlarım...
"Allah’ım neydi günahım?"
Nağmeleri beynimde dolaşan...
aşkımın ve mantığımın önüne geçen gururum
Ama en önemlisi sensizliğim...
Değiştin artık...
Karanlık odada hayallerimdeki yüzün
Güneşin önündeki siluetin oluverdi.
Elimdeki kadehi "sen sen" diyerek
İçtiğim günler bitti..
aşkın benden uzaklaştı senin gibi...
Sonsuz aşkının bittiğini anladığım an
Lanet ettim kendime...
Çektiğim tarifsiz acıları
Benden ayrılmayan çaresizliğimi
Düşündükçe defalarca tekrarladım;
"Lanet olsun bana hak ettim bunları" diye...
Senin mutluluğun için çektiğim acıları
İçimden atarcasına...
Tam bu sırada doğruldu bilge adam;
"Buldun mu cevabı?" dedi.
"Yaşarken" dedim sessizce...
Küçük bir tebessüm oluştu
Yaşadığı acıların aynası kırışmış yüzünde...
"Akşam oldu." dedi. Gitmeliyim...
O da herkes gibi yaptı
Arkasına bakmadan çekip gitti...
Hasreti öldüremedim. Dün gece adını fısıldarken kulağıma
Hesabını göremedim yıllarımın ömrümü azar azar alırken
Sensizliğin karanlığında yalnız kaldım artık ağlarken
Yalnızlığım isyanımdır... isyanımı göremedin sen.
Dağları oynatırdım yerinden sevgine eğer bana gelseydin
Ömrümü hiç ederdim bana gelsen canımı verseydim
Yüreğin yüreğim olsun ki çok beni sevseydin
Sevmem isyanımdır isyanımı göremedin sen.
Ayakları ayaklarıma bitişik
Kımıltısız bir gövdeyle rüzgârın sildiği
Bir bulup bir kaybettiğim
Yani bir gezginin hep gittiği
Senin yüzün benim yüzüm değil mi?
Zihnime habersizce gizlenen
Uyandığıma lanet ettiren
Yeniden uykuya dalmak isterken
Belirsiz bir korku hissettiren
Bir bahanesin sen
Geceleri uykumu bölen
Herşey yolunda giderken
Düzenimi bozmamı gerektiren aşksın sen
Birşey söylemeden çekip giden
Herşeyi tadında bırakırken
Bir yandan da acı veren
Bir ihtiyaçsın sen
Muştusu ecel olan hayata
Sokakları kuşatıldığından beri
Yorgun çarpan kalbe
Ne demeli şimdi.
Bu gece
Yüreğime aralıksız batan sözlerinin acısıyla
öfkenin kuşatmasında yazıyorum sahipsiz kırılganlıklarımı…
Beni Dinle/me…
Ne öncesinine de söyleyeceklerimi bu defa dinle/me…
Sana doğru attığım her adımda
üstüme yıkılan duvarın altında kalmaktan
(ç)atışma içinde geçen dakikaların
gece boyu sinirini taşımaktan yoruldu ruhum…
Oysa bu değildi içimde başlattığım seni kazanma savaşının sonu…
Böyle olmamalıydı..
Ümitleri tükenmeye yüz tutmuş ses boğumlarından
çıkamıyor nefesim…
İnadına zorluyorum onca haykırılmış sözlerin sonrasında tenimi…
Oysa özgürlük vaad etmiştim sanakendimi atarak zındanlara..
Zaman kıskaçlarını açmış yengeç gibi gelirken üstüme üstüme
Kekremsi bir rüyanın yorgun tadını yutkunuyorum
buruşturarak yüzümü…
Sessizliğin çığlıklarına düştüm…Ne yana baksam sen bakıyorsun Kirpiklerimin penceresinden…
Şimdi hangi kuytunda susar avazım…
yoruldum…
Hiçbir hikayenin kahramanı olamayacak kadar uykum var…
Başımı koyduğum yastıkta
yokluğundan olma koca boşluklara düşüyorum hızla…
Gecenin yarısında ;
Yine bağdaş kurmuş oturuyorsun kançanağı gözlerime…
Kapak resminde idam ilmeği olan
yeşilimsi bir kitabın hüzün sarısı sayfalarında arıyorum
yankısı (ç)alınmış sesimi…
Öykünüp ustama “sus(may)acak var “ diyorumyakılmış sesimle…
Sussam içimde (k)anarım seni…
Yine de sargısı boldur yaralarımın…
Uzak şehir özlemleri sürtse de bedenimi
İnadına bekliyorum geleceğimi(zi)…
Dört duvarımda yankılanan tüm acılarımı
ve küflenmiş alışkanlıklarımı tek hamlede
infaz edeceğim o gün…Bunu bil…
Yeter ki sen toplama valizini ve gitme…
Bırak inadına dağınık kalsın kızıl saçların…
Üzerine sinen ağırlıklarımla bu gece yarısı
Çatkapı arala acılarımı…
Döndür beni yaşam(ın)a…Bak öl(m)üyorum işte…
İçimdeki sevinçlerin senli sebeplerini desteliyorum yüreğimde…
aşk’a beş kala sancılanıyorum yinedoğumsuz coğrafyalarda…
Yüreğimdeki amansız savaşın
tenimde açtığı yaraları görmezden gelme..
Karanlık gecelerimde gözlerin.Bir yıldız gibi düşüyor gözbebeklerime.Ve ardından Her yer yeşeriyor gözlerimde...
Baktığım her yer yeşil her yerde sen..Senli umutlarım da yeşeriyor.Filizleniyor o bakışlarda…
Hep gözbebeklerimde..Hep aklımda kalsana
Hiç çıkma… Sana her baktığımda.Dertlerimi sende unutup.Hayatın çekilmez suretine bakıp gülümsüyorum…Sen aklıma her düştüğünde
En dayanılmaz acılarım da bile.Tozpembe oluyor dünyam... Nasıl olmasın ki..Sen benim güneşimsin
Bana doğan tek güneş Sen doğan güneşimsin…
Her sabah camımı araladığımda.Senin ışığınla merhaba diyorum güne..Seninle aydınlanıyor ruhum..Sen farklısın sevgili..Öyle ki canımdan bir parça Kalbimin mutluluk renginde ki sureti
Canımdan öte bir cansın bana...
Belki de hayatımda ilk kez
Böylesine çok sevmişken
Seni kalbime hediye ediyorum
Bundan böyle
Bir sen varsın içimde benden sonra...
Bu kalp!
Bu kalp seni seviyor hala…
Unutma!
dudağında kırmızı bir notayla
şarkılar dokuyorsun sağırlığıma
" hani gitmesen diyorum hani gitmesek diyorum
gitme sisli ülkemin çığlık notası
damarımda patlayan kırık şiirim
sen aşkın anadilisin
kalabalıktan yalnızlık yapma becerimsin
hayatın solfejini öğretip
notasız coğrafyalara çalmışlar seni
kendi cümleni kuramıyorsun
kenti dudaklarımdan öpemiyorsun
yetiştin bütün geç kalmalara
iklimler biriktirdin kanına tenha(sızım)
aşk hep yazdan kalma
ayrılık ise kıştır
senden sonraki dünde
sulardan başka her yerde kulaçlar atıyorum
boğuluyorum
kırık notam
şimdi gidiyorsun
git
oysa senden tek bir damla istemiştim
sana kocaman bir deniz sunmak için
şimdi gidiyorsun
git
ne zaman başladı bu hikaye
anımsamak zor
gençtim
hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
komazdı öyle üç-beş nöbetleri
geceler içimi acıtmazdı böyle
bir insan bu kadar eksilebilir mi
hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adamvardı
bu şehrin biryerlerinde
düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
o adam bendim unuttun mu
bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
seni unutamadı
işin kolayına kaçmadım
uğruna ölmedim yani
uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
sen bunu da bilmedin
ben bir bakışına bin anlam yükledim
sen aşka kestirmeden gittin
bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
şimdi gidiyorsun
git
bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
bütün ışıklarımı söndürüyorsun
bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
yazıklar olsun yazıklar olsun
susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
hani sen sevdiğini
yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin
uzun lafın kısası yoktur
anlatacağım çok şey var
hoyrat bir rüzgar gibi geldin
aklımı hayatımı dağıttın
şimdi gidiyorsun
git
daha ayrılığa bile çarpmadan
aşk bize döndü
bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
ama sana dokunmak da yasak bana
göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
sen var ya sen
allah kahretsin
yani şimdi
gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
yani şimdi başkaları mı sevecek seni
ben saçlarını okşadığım zaman
ellerin öksüz kalırdı
şimdi gidiyorsun git..