Kürtçe Bir Dil midir?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Çünkü bunlardan birisi taraflı bir site,diğeri tarafsız.Ona bakılırsa Türkçe'de de sayısız Fransızca,Farsça,Arapça kelime vardır o zaman Türkçe'ye de dil demeyelim.O yazarın yazdığı şey adamın görüşü,bir kabul edilirliği yok ki.Benim yazdığım yer içine yorum katılmayan,dünyaca kabul edirliliği olan bir site.Ki sen kurallarını istedin ben de yazdım kafamdan mı salladım yani?
 
Son düzenleme:
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kürtçe bir değildir.Sadece ve sadece teroristlerin ve teroristleri seven,okşayan,boş zamanlarında ihtiyaclarını karşılayan tiplerin anlaşma aracıdır.NOKTA
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından “alet” edilen kürtçe, düşüncelerine değer verilen birçok dil bilimci tarafından bir “dil” olarak bile kabul edilmiyor. Kuşkusuz milyonlarca insan, onunla anlaşmaya çalışıyor; fakat bu, kürtçenin gerçekten “dil” sayılabileceği anlamına gelmiyor. Bir dilin, “dil” olarak nitelenebilmesi için “dilsel yeterlilikleri” taşıması gerekiyor. Burada kürtçenin bir dil sayılamayacağını ortaya koymak, “kürtlerin varlığını inkar etmek” veya onların değer yargılarını yermek amacını değil; kürtçenin bilimsel gerçekliklere göre bugün ne durumda olduğunu gösterebilmek amacını taşımaktadır. Araştırmalar, kürtçenin gerçek anlamda bir dil olmadığını ortaya koymakta ve onun ne kadar düzensiz ve temelsiz bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Şimdi kürtçenin niye bir dil sayılmaması gerektiğini açıklamaya çalışacağım:

Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Diller, toplumların gereksinimleri sonucunda doğal olarak ortaya çıkar. Yani kişiler tek tek bir dil yapmak için uğraşmazlar, dil kendi düzenliliği içerisinde kendi yapısını oluşturur. Bugüne kadar soyları ve dilleri üzerinde pek çok tartışmaların yaşandığı kürtler, henüz bir ulus veya toplum olamamışlardır. Sürekli yaşadıkları çevrelerdeki büyük devletlerin çatısı altında yaşayan kürtler, bir toplum olamadıkları için bir dil de oluşturamamışlardır. Yani kürtçe, bir dilin dil olarak kabul edilebilmesi için tarihsel süreç içerisinde aralarında ortak bir geçmiş bulunan insanlardan oluşan bir “toplum” tarafından oluşturulma niteliğinden mahrumdur.

Diller, türetme özelliklerine, edebi anlamda kullanılabilirliklerine, bilimsel alandaki geçerlilik ve işlevselliklerine, söz varlıklarına, köklülük ve güçlülüklerine, düzenliliklerine, geniş alanda kullanılıp kullanılmadıklarına göre değer kazanırlar. Bazı diller, dil bilimsel anlamda pek değerli olmadıkları hâlde, pek çok insan tarafından kullanıldıkları için değerlidir; bazı diller ise onun köklü ve güçlü geçmişi neticesinde sağlam dil bilimsel yapısı nedeniyle değerlidir. Kürtçe ise, geniş bir alanda kullanılmadığı ve bir düzenliliğe sahip olmadığı hâlde, bir dilmiş gibi gösterilmektedir. Ulus bilincine sahip olmayan toplulukların bir dil oluşturabilmeleri toplumbilimsel açıdan olanaksızdır.

Kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten; 3080 tanesi Türkçe,,, 1030 tanesi Farsça kökenlidir. Geri kalan yaklaşık 1000 sözcüğün ise yaklaşık 700 tanesi Ermenice, Çerkezce, Gürcüce, Pehlevice… gibi dillerden geldiği bilinmektedir. Bu sözcükler de çıkarıldıktan sonra, geriye yalnızca 300 tane sözcük kalmaktadır. Yani kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten,, onun ciddi anlamda bir söz varlığının olması gerekmektedir. Bu anlamda <%> 97 si yabancı dillerden alıntılanan sözcüklerden oluşan bir söz varlığıyla bir dilin olduğunu düşünmek, gerçekten kabul edilir bir şey değildir. Ayrıca burada yüz yıllardır işlenerek günümüze kadar gelen Türkçemiz ile, kürtçeyi karşılaştırıyormuşum gibi bir hisse kapılmayın. Ben, sadece insanların bu tür söylemler içerisine girdiklerini görerek, bu bağlamda açıklamalar yapabilmek amacıyla bunu yazıyorum. 1200 tanesi Zent Lehçesi yalnızca 300 tanesinin kökeni bilinmemektedir. Bir sözcük kümesinin “dil” olarak sayılabilmesi için

Kürtçenin bir dil olduğunu kabul etmeyenler, özellikle ortada bir “söz varlığının” olmadığını vurgulamaya çalışması, kürtçenin bir dil olduğu konusundaki düşünceleri “saplantı” hâline gelmiş kişilerce şöyle eleştirilmektedir: “Efendim, her dilde yabancı sözcükler vardır. Tükçede de Arapça ve Farsçadan alınmış binlerce sözcük vardır. O zaman Türkçe diye bir dil yoktur mu dememiz gerekiyor?” Bu tür insanlar, gerçekten bu söylemleriyle bile, çürütülmeye uygun bir düşünce yapısına sahiptirler. Bir kere Türkçe gibi 8500 yıllık (*) bir tarihi olduğu kabul edilen bir dille,, kürtçenin bütün söz varlığından daha zengindir. Türkçedeki toplam 105 bin sözcüğün, sadece 15 bin tanesi yabancı kökenlidir. Bu da Türkçedeki yabancı sözcüklerin oranının ortalama <%> 14 olduğunu göstermektedir. <%> 97´si yabancı kökenli sözcüklerden oluşan bir dilce nerede, <%> 14ü yabancı olan Türkçe nerede? Ayrıca, Türkçedeki yabancı sözcükler olduğu gibi kullanılmaz. Alıntılanan yabancı sözcükler, Türkçenin ses ve şekil özelliklerine uyacak biçimde dile alınır. Fakat kürtçedeki temel sözcükler bile alındığı dildeki biçimiyle aynıdır.

Kürtçenin bir dil olduğunu gösterebilmek için, onun dünya üzerindeki dört büyük dil ailesinden birine bağlı olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Genel olarak kürtçenin “Hint - Avrupa Dil Ailesi” içerisinde yer aldığı söylense de, Prof. Dr. Vladimir Minorsky kürtçenin bu dil ailesi içerisinde kabul edilmemesi için; “telaffuz farklılıkları, şekil farklılıkları,, sözcük farklılıkları ve ses değişimi farklılıkları” gibi maddeler sıralamıştır. Zaten tümce kuruluşu açısından da, normalde Hint - Avrupa dillerinde söz dizimi “Özne + Yüklem + Tümleç“ biçiminde olmasına rağmen, kürtçede “Özne + Tümleç + Yüklem” biçimindedir. Bu da, bu dilin Hint - Avrupa dilleri arasında olmadığını göstermeye yeterlidir. Eğer kürtçe Hint - Avrupa Dil Ailesi içerisinde değilse, “Sâmi” ailesinin içine konulabilir ki bu da imkânsızdır. Kürtçe, cümle kuruluşları açısından da Türkçe ile yakınlık göstermektedir. Örnek verecek olursak:

Benim elmam var. (Türkçe)

Min sev heye. (Kürtçe)

I have an apple. (İngilizce)

Yukarıdaki örnekte de göreceğiniz üzere, kürtçedeki söz dizimi,, kürtçede Türkçedeki gibi yüklem sondadır. Bu da kürtçenin,

Bugün bir kürt boyu olarak gösterilmeye çalışılan “kırmanç / kurmanç” boyunun adı bile, Kuman Türkleri ile bağlantılıdır ve bu adın tarihteki büyük bir Türk boyu olan “Kurmanlar“dan geldiği düşünülmektedir. Daha birçok sözcük, Eski Türkçedeki sözcüklerde çok yakındır. İşte onlardan bazıları;

Eski Türkçe Kürtçe Anlamı

apa apo amca

mın min ben, benim, bana

ka ka / ko aile büyüğü

kent gend / gund şehir, köy

buge bug(e) gelin

kon kon konak yeri, çadır

kutay kutni parlak kumaş

(Kaynak: Türkiye’nin Etnik Yapısı - Ali Tayyar Önder)


Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını, çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe, tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli, olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.
Bugün, Türkiye’de kürtçe konuştuklarını zannedenler, aslında uydurma bir takım sözcüklerle yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar. Zaten Türkiye’nin doğusunda birbirine yakın iki köyde yaşayan kürtler bile birbirlerini anlamazlar. Elbette bu, her yer için genellemelere uygun değildir. Bir de “Düzensizlik içinde bile bir düzen vardır.” felsefesiyle yapılmış olsa gerek, çeşitli bölgelerde kullanılan farklı söyleyişler için “Soranice” ve “Guranice” gibi lehçeler (?) uydurmuşlar. Daha bir dil olduğu bile kabul edilmeyen bir dilcenin, nasıl lehçesi olur, anlamış değilim. Zaten kürtçe, yazı diline de sağlam bir biçimde yansımış değildir. Sırf farklılaşmak adına “w, é, û” gibi harflerin Latin alfabesine eklenmesi neticesinde oluşturulan uyduruk bir alfabe ile, biçimsiz dizilişler ve görünüşler gösteren yazılar yazılmaya çalışılmaktadır. Kuşkunuz olmasın, temeli sağlam olmadığı için bir kürdün yazdığını, çoğu zaman başkası anlamaz. Çünkü rastgele yazılışlar vardır. Birisi “kardeş” anlamına gelen sözcük için “keko” der, diğeri “keki” der, başka biri “keke” der… Bu söyleyiş yazıya da yansıyınca, edebi değer taşıyan bir eser bile vermemiş olan bu uydurma dillin, tek heceli olabileceğini bile düşündürebilecek yapılarını görmek, insanı güldürmektedir. :)

Tüm bu anlattıklarım neticesinde; kürtçe, henüz ulus bilincine sahip olmayan ve bugüne kadar “toplum” olamamış kürtler tarafından, başta Türkçe olmak üzere Arapça, Farsça, Ermenice… gibi dillerden alınan sözcüklerle kurulmaya çalışılmış, sağlam bir dil bilimsel yapısı bulunmayan, kişiler arasında tam anlamıyla iletişimi sağlayamayan ve sadece çok basit konuları anlatabilmek için geliştirilmiş; bu nedenle de “sığ” kalmış ve bir “aşiret dili” olmaktan öteye gidememiş bir dilce veya dilimsidir. Bu dilce için, Türkçede dil adlarını yaparken de kullanılan “ca - ce - ça - çe” ekini kullanarak “kürtçe” demek de yanlıştır; fakat günlük yaşamda hep böyle söylenegeldiği için bu hâli kullanılmaktadır. Böylesine derleme ve uydurma dilce için “dil” demek, dil bilimsel gerçekliklerden uzaklaşmayı gerektirdiği için, biraz “yanlı” bir tutum içerisinde olunduğunu gösterir.

NOKTA !​
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Başka bir dilde karşılıgı olan her kelime bir dildir. Bu kadar uzatılmasına gerek yoktu =)
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kürtce Bir Dildir..

Hadi Diyelim Kürtce bir Dil Değil..

budan 2 ay sonra kürtce dili yayılsa Ozamanmı Bir Dil Olur :)

Bence Tartışması Bile Şaçma.

Kürtce Bir Dildir.


Günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından “alet” edilen kürtçe, düşüncelerine değer verilen birçok dil bilimci tarafından bir “dil” olarak bile kabul edilmiyor. Kuşkusuz milyonlarca insan, onunla anlaşmaya çalışıyor; fakat bu, kürtçenin gerçekten “dil” sayılabileceği anlamına gelmiyor. Bir dilin, “dil” olarak nitelenebilmesi için “dilsel yeterlilikleri” taşıması gerekiyor. Burada kürtçenin bir dil sayılamayacağını ortaya koymak, “kürtlerin varlığını inkar etmek” veya onların değer yargılarını yermek amacını değil; kürtçenin bilimsel gerçekliklere göre bugün ne durumda olduğunu gösterebilmek amacını taşımaktadır. Araştırmalar, kürtçenin gerçek anlamda bir dil olmadığını ortaya koymakta ve onun ne kadar düzensiz ve temelsiz bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Şimdi kürtçenin niye bir dil sayılmaması gerektiğini açıklamaya çalışacağım:


Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Diller, toplumların gereksinimleri sonucunda doğal olarak ortaya çıkar. Yani kişiler tek tek bir dil yapmak için uğraşmazlar, dil kendi düzenliliği içerisinde kendi yapısını oluşturur. Bugüne kadar soyları ve dilleri üzerinde pek çok tartışmaların yaşandığı kürtler, henüz bir ulus veya toplum olamamışlardır. Sürekli yaşadıkları çevrelerdeki büyük devletlerin çatısı altında yaşayan kürtler, bir toplum olamadıkları için bir dil de oluşturamamışlardır. Yani kürtçe, bir dilin dil olarak kabul edilebilmesi için tarihsel süreç içerisinde aralarında ortak bir geçmiş bulunan insanlardan oluşan bir “toplum” tarafından oluşturulma niteliğinden mahrumdur.

Diller, türetme özelliklerine, edebi anlamda kullanılabilirliklerine, bilimsel alandaki geçerlilik ve işlevselliklerine, söz varlıklarına, köklülük ve güçlülüklerine, düzenliliklerine, geniş alanda kullanılıp kullanılmadıklarına göre değer kazanırlar. Bazı diller, dil bilimsel anlamda pek değerli olmadıkları hâlde, pek çok insan tarafından kullanıldıkları için değerlidir; bazı diller ise onun köklü ve güçlü geçmişi neticesinde sağlam dil bilimsel yapısı nedeniyle değerlidir. Kürtçe ise, geniş bir alanda kullanılmadığı ve bir düzenliliğe sahip olmadığı hâlde, bir dilmiş gibi gösterilmektedir. Ulus bilincine sahip olmayan toplulukların bir dil oluşturabilmeleri toplumbilimsel açıdan olanaksızdır.

Kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten; 3080 tanesi Türkçe,,, 1030 tanesi Farsça kökenlidir. Geri kalan yaklaşık 1000 sözcüğün ise yaklaşık 700 tanesi Ermenice, Çerkezce, Gürcüce, Pehlevice… gibi dillerden geldiği bilinmektedir. Bu sözcükler de çıkarıldıktan sonra, geriye yalnızca 300 tane sözcük kalmaktadır. Yani kürtçede var olduğu söylenen 8308 sözcükten,, onun ciddi anlamda bir söz varlığının olması gerekmektedir. Bu anlamda <%> 97 si yabancı dillerden alıntılanan sözcüklerden oluşan bir söz varlığıyla bir dilin olduğunu düşünmek, gerçekten kabul edilir bir şey değildir. Ayrıca burada yüz yıllardır işlenerek günümüze kadar gelen Türkçemiz ile, kürtçeyi karşılaştırıyormuşum gibi bir hisse kapılmayın. Ben, sadece insanların bu tür söylemler içerisine girdiklerini görerek, bu bağlamda açıklamalar yapabilmek amacıyla bunu yazıyorum. 1200 tanesi Zent Lehçesi yalnızca 300 tanesinin kökeni bilinmemektedir. Bir sözcük kümesinin “dil” olarak sayılabilmesi için

Kürtçenin bir dil olduğunu kabul etmeyenler, özellikle ortada bir “söz varlığının” olmadığını vurgulamaya çalışması, kürtçenin bir dil olduğu konusundaki düşünceleri “saplantı” hâline gelmiş kişilerce şöyle eleştirilmektedir: “Efendim, her dilde yabancı sözcükler vardır. Tükçede de Arapça ve Farsçadan alınmış binlerce sözcük vardır. O zaman Türkçe diye bir dil yoktur mu dememiz gerekiyor?” Bu tür insanlar, gerçekten bu söylemleriyle bile, çürütülmeye uygun bir düşünce yapısına sahiptirler. Bir kere Türkçe gibi 8500 yıllık (*) bir tarihi olduğu kabul edilen bir dille,, kürtçenin bütün söz varlığından daha zengindir. Türkçedeki toplam 105 bin sözcüğün, sadece 15 bin tanesi yabancı kökenlidir. Bu da Türkçedeki yabancı sözcüklerin oranının ortalama <%> 14 olduğunu göstermektedir. <%> 97´si yabancı kökenli sözcüklerden oluşan bir dilce nerede, <%> 14ü yabancı olan Türkçe nerede? Ayrıca, Türkçedeki yabancı sözcükler olduğu gibi kullanılmaz. Alıntılanan yabancı sözcükler, Türkçenin ses ve şekil özelliklerine uyacak biçimde dile alınır. Fakat kürtçedeki temel sözcükler bile alındığı dildeki biçimiyle aynıdır.

Kürtçenin bir dil olduğunu gösterebilmek için, onun dünya üzerindeki dört büyük dil ailesinden birine bağlı olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Genel olarak kürtçenin “Hint - Avrupa Dil Ailesi” içerisinde yer aldığı söylense de, Prof. Dr. Vladimir Minorsky kürtçenin bu dil ailesi içerisinde kabul edilmemesi için; “telaffuz farklılıkları, şekil farklılıkları,, sözcük farklılıkları ve ses değişimi farklılıkları” gibi maddeler sıralamıştır. Zaten tümce kuruluşu açısından da, normalde Hint - Avrupa dillerinde söz dizimi “Özne + Yüklem + Tümleç“ biçiminde olmasına rağmen, kürtçede “Özne + Tümleç + Yüklem” biçimindedir. Bu da, bu dilin Hint - Avrupa dilleri arasında olmadığını göstermeye yeterlidir. Eğer kürtçe Hint - Avrupa Dil Ailesi içerisinde değilse, “Sâmi” ailesinin içine konulabilir ki bu da imkânsızdır. Kürtçe, cümle kuruluşları açısından da Türkçe ile yakınlık göstermektedir. Örnek verecek olursak:

Benim elmam var. (Türkçe)

Min sev heye. (Kürtçe)

I have an apple. (İngilizce)

Yukarıdaki örnekte de göreceğiniz üzere, kürtçedeki söz dizimi,, kürtçede Türkçedeki gibi yüklem sondadır. Bu da kürtçenin,

Bugün bir kürt boyu olarak gösterilmeye çalışılan “kırmanç / kurmanç” boyunun adı bile, Kuman Türkleri ile bağlantılıdır ve bu adın tarihteki büyük bir Türk boyu olan “Kurmanlar“dan geldiği düşünülmektedir. Daha birçok sözcük, Eski Türkçedeki sözcüklerde çok yakındır. İşte onlardan bazıları;

Eski Türkçe Kürtçe Anlamı

apa apo amca

mın min ben, benim, bana

ka ka / ko aile büyüğü

kent gend / gund şehir, köy

buge bug(e) gelin

kon kon konak yeri, çadır

kutay kutni parlak kumaş

(Kaynak: Türkiye’nin Etnik Yapısı - Ali Tayyar Önder)

Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını, çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe, tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli, olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.
Bugün, Türkiye’de kürtçe konuştuklarını zannedenler, aslında uydurma bir takım sözcüklerle yaşamlarını devam ettirmeye çalışırlar. Zaten Türkiye’nin doğusunda birbirine yakın iki köyde yaşayan kürtler bile birbirlerini anlamazlar. Elbette bu, her yer için genellemelere uygun değildir. Bir de “Düzensizlik içinde bile bir düzen vardır.” felsefesiyle yapılmış olsa gerek, çeşitli bölgelerde kullanılan farklı söyleyişler için “Soranice” ve “Guranice” gibi lehçeler (?) uydurmuşlar. Daha bir dil olduğu bile kabul edilmeyen bir dilcenin, nasıl lehçesi olur, anlamış değilim. Zaten kürtçe, yazı diline de sağlam bir biçimde yansımış değildir. Sırf farklılaşmak adına “w, é, û” gibi harflerin Latin alfabesine eklenmesi neticesinde oluşturulan uyduruk bir alfabe ile, biçimsiz dizilişler ve görünüşler gösteren yazılar yazılmaya çalışılmaktadır. Kuşkunuz olmasın, temeli sağlam olmadığı için bir kürdün yazdığını, çoğu zaman başkası anlamaz. Çünkü rastgele yazılışlar vardır. Birisi “kardeş” anlamına gelen sözcük için “keko” der, diğeri “keki” der, başka biri “keke” der… Bu söyleyiş yazıya da yansıyınca, edebi değer taşıyan bir eser bile vermemiş olan bu uydurma dillin, tek heceli olabileceğini bile düşündürebilecek yapılarını görmek, insanı güldürmektedir. :)

Tüm bu anlattıklarım neticesinde; kürtçe, henüz ulus bilincine sahip olmayan ve bugüne kadar “toplum” olamamış kürtler tarafından, başta Türkçe olmak üzere Arapça, Farsça, Ermenice… gibi dillerden alınan sözcüklerle kurulmaya çalışılmış, sağlam bir dil bilimsel yapısı bulunmayan, kişiler arasında tam anlamıyla iletişimi sağlayamayan ve sadece çok basit konuları anlatabilmek için geliştirilmiş; bu nedenle de “sığ” kalmış ve bir “aşiret dili” olmaktan öteye gidememiş bir dilce veya dilimsidir. Bu dilce için, Türkçede dil adlarını yaparken de kullanılan “ca - ce - ça - çe” ekini kullanarak “kürtçe” demek de yanlıştır; fakat günlük yaşamda hep böyle söylenegeldiği için bu hâli kullanılmaktadır. Böylesine derleme ve uydurma dilce için “dil” demek, dil bilimsel gerçekliklerden uzaklaşmayı gerektirdiği için, biraz “yanlı” bir tutum içerisinde olunduğunu gösterir.


NOKTA !​
Hoca birinde dil yazmışsın diğerinde dil değil hangisi karar versen diyorum.
Ayrıca solid snake tarafsız dediğin site hangisiymiş benim bu yazıyı bulduğum yerin taraflı olduğunu nerden biliyorsun ?
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Tarafsız dediğim site senin de dün girdiğin internetin en önemli bilgi kaynağı sitesi.Ayrıca yazdıklarım içine yorum katılmış şeyler değildi,sorularına birebir cevaplardı.Senin yazdığın yazı taraflıydı çünkü taraflı bir yazar tarafından çürütme amacıyla yazılmıştı.

Ayrıca tekrarlıyorum,bir dilin başka dile benzemesi onun dil özelliğini götürmez.Türkçe'de sayısız Fransızca,Farsça ve Arapça kelime vardır.Bir başka örnek İtalyanca ve İspanyolca birbirinin neredeyse aynısıdır.Şimdi bunlardan biri dil değil mi?
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Türkçe'de %14 yabancı kelime var kürtçede %94. Bu büyük bi fark değil mi sence ? o girdiğim sitede kürtçe resmi dildir YAZ-MI-YOR. Kendin yorumlamak istediğin gibi yorumluyorsun. ırakta konuşulan dil ile kürtlerin konuştuğu lehçe aynı mı ?? Eğer aynısıysa ve kürtçe dil ise ben bu kellemi keserim !
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Official'ın kelime anlamı nedir?Resmi değil mi?Kürtçe,List of Official Languages'da yer alıyor o baktığın sitede ve diğer o listeyi yapan tüm sitelerde.Resmi dil derken bir ülkenin resmi olarak kabul ettiği demek değil,resmi olarak kabul edilen demek.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Nasıl kıvırıyosun maşallah :)
Kardeşim resmini de çektim koydum 2-3 sayfa öncesine ırak dilidir o kürtçe değil. Her sakallıyı deden mi sanıyosun sen? İşinize gelen yazı orjinal işinize gelmeyen yazı taraflı. Ne güzel be. Öyle bi enayi bulursan beraber yolalım ;)
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Neyi kıvırıyorum?Official Language=Resmi Dil,kıvırılan yeri nedir anlamadım.

Irak dilidir falan yazmıyor,Irak'ta konuşulan bir dildir yazıyor nasıl okudun hayret ettim.

Yazdığım alıntılı yazılarda yorum içeren tek bir cümle söyle,net bilgilerdir orada yazan.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Neyi kıvırıyorum?Official Language=Resmi Dil,kıvırılan yeri nedir anlamadım.

Irak dilidir falan yazmıyor,Irak'ta konuşulan bir dildir yazıyor nasıl okudun hayret ettim.

Yazdığım alıntılı yazılarda yorum içeren tek bir cümle söyle,net bilgilerdir orada yazan.
İlk başlarda resmi dil dedin sonra bi ülkenin resmi dili değil dedin sonra başka başka şeyler dedin bi karar ver artık ;)
O alıntılı yazılan yazıların net bilgi olduğunu iddia ediyosun ben alıntı yaptığım zaman taraflı diyorsun ? Sen ne konuştuğunu biliyomusun Allah aşkına. Sana gelince tarafsız bana gelince taraflı vay be...
Genc reis sen Askerden yenı mi qeLdin ?
Evet hayırdır kardeşim ?
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Resmi dilin açıklamasını milyonlarca kez yaptım neden hala aynı şeyleri soruyorsun?Resmi olarak varlığı kabul edilen dil,resmi dil derken.Tekrar aynı şeyi sorma artık.

Senin yazdığın taraflı yazı,neden mi?Çünkü o yazının amacı Kürtçe'nin dil olduğunu çürütmek amacıyla belirli gerekçeler gösterilerek yazılan bir yazı.Benim alıntı yaptığım yazı ise yorum içeren bir yazı değil,bir ansiklopedi sitesinden Kürtçe hakkında bilgiler olan bir yazı.Eğer bir yazıda yorum varsa taraflıdır,yoksa tarafsızdır.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

O yazı da yorum falan YOOOKKK...
Yavuz TANYERİ isimli bir yazarın yazısıdır. kaynağı da Türkiye’nin Etnik Yapısı - Ali Tayyar Önder isimli eserdir.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

O zaman parçayı sen de tekrar baştan bir oku.Eğer nesnel bir dille yazılmış diyorsan yani öznel ve nesnel yazıyı ayırt edemiyorsan zaten benim hiç burada yazıp kendimi yormama gerek yok.Yine de senin için bazı yorumları göstereyim:

"Günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından “alet” edilen kürtçe"

Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.

bu nedenle de “sığ” kalmış ve bir “aşiret dili” olmaktan öteye gidememiş bir dilCe veya dilimsidir

Bunlar en fazla gözüme çarpanlar,daha çoook fazla yorum var bu parçada.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Enteresan...
O zaman parçayı sen de tekrar baştan bir oku.Eğer nesnel bir dille yazılmış diyorsan yani öznel ve nesnel yazıyı ayırt edemiyorsan zaten benim hiç burada yazıp kendimi yormama gerek yok.Yine de senin için bazı yorumları göstereyim:

"Günümüzde bazı siyasal olaylarda kullanılan ve bazen Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranışlar içerisinde olanlar tarafından “alet” edilen kürtçe"

Kürtçenin ses ve biçim bakımından özgün olmadığını çevre dillerden yapılan alıntılardan oluştuğunu görmek yukarıda anlatılanlar neticesinde pek de zor değildir. Kürtçe tıpkı Osmanlı Türkçesi gibi Arapça Farsça ve Türkçenin karışımından oluşan bir dil olarak da görülmemeli olsa olsa sırf farklılaşmak adına sözcükleri birbirine karıştırarak oluşturulan bir “ağız” olarak kabul edilmelidir.

bu nedenle de “sığ” kalmış ve bir “aşiret dili” olmaktan öteye gidememiş bir dilCe veya dilimsidir

Bunlar en fazla gözüme çarpanlar,daha çoook fazla yorum var bu parçada.
Gardaş senin kafan iyi mi ya ? Yazı bu insan yazıyor bunu elbet yorumlarını katacak senin verdiğin alıntı töbe haşa hatimle mi geldi onu da insan yazdı çok acayip konuşuyosun anlamıyorum ben seni cevap veremiyorsan yorum yazma bu kadar dandik cümleler kullanmana gerek yok ki gözümde tartışma yapılacabilecek bilgiye sahip olarak görüyordum seni düşüyo yavaş yavaş :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst