fıkralar zuhahahaha

ARSLAN OĞLU ARSLAN
Temel askerdeyken yeni başçavuş gelir ve tüm bölüğe şöyle der:

- "Sakin benim adimi unutmayin, benim adim Arslan Oglu Arslan...Eger adımı unutursanız geldiğimde canınıza okurum" der ve gider.

Aradan haftalar geçer ve Basçavuş gelir herkese adını sorar ve hepsi bilir. Sıra Temel'e gelir. Temel:

- "Bi hayvan oğlu hayvandi ama haçan hatirlayamayrum oni"..
 
UZMAN ASKER
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölcüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış.Bir gün bunu komutana götürmüşler ve olan biteni anlatmışlar.Komutan inanmamış.
-"Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç demiş".Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve " 1.75 efendim demiş."Komutan "Doğru hayret nasıl bildin" demiş.Asker "Bilirim tabi efendim ben kereste uzmanıyım demiş"
 
KAYSERİLİ ASKERDE
Askerde komutan okuma bilenlerin öne çıkmasını istemişti. Ortaya fırlayan bir tanesinden şüphelenmiş. Tekrar sorunca, asker,
- Okumam yazmam yok, ama Kayseriliyim, demiş
 
PAPAZ
Sahranın ıssız bir köşesinde,bir din adamı lejyonerlere vaaz vermeye gelir. Vaaz'dan önce binbaşı askerleri uyarır:
-Rahibin ziyareti sırasında, özellikle küfür ve müstehcen kelimeler istemiyorum! Dövüşmeyi bildiğiniz gibi, kendinizi tutmayı da bildiğinizi ona gösterin...
Daha sonra rahip, birliğin önünde vaazına başlar :
-Herşeyden uzakta yaşıyorsunuz, ama geleneklerinizle övünmeniz gerekir.Ben size kendisi de sizin gibi bir kahraman olan Hz. İsa'nın selamlarını getirdim.Söyleyin bana, kahramanlıktan daha saf, daha güzel ne vardır?
Tam o anda birkaç lejyoner ağızlarını açmaya hazırlanırken binbaşı ayağa fırlar ve haykırır :
-Popom, diyene onbeş gün hapis!...
 
İŞİN KOLAYI
Cephedeki İrlandalıya karısından gelen mektupta şunlar yazılıydı:
"Erkeklerin hepsi askere alındı, yardım edecek tek kişi kalmadı. Bu yıl bahçeyi benim bellemem gerekiyor."
İzlandalı hemen cevap yazdı:
"Sakın bahçeyi kazma. Silahların hepsi orada gömülü."
Mektup askeri makamlarca okundu. Bir manga er gelip bahçenin her yerini kazarak silah aradı. Eli boş döndüler...
Cephedeki İrlandalı, ikinci mektubunda şöyle dedi:
" Bahçenin iyice bellenmiş olduğunu sanıyorum. Artık sebzeleri ekebilirsin."
 
KARAVANA
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar : -Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi? -Evet. -Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi? -Otlamayacağım. -Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi? -Yıkattırmayacağım. Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet : -İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine tükürmeyeceğim..
 
ONA OLMAZ
Ölüm yatağındaki kadın kocasına sormuş:
Bana söz ver ben öldükten sonra elbiselerimi evleneceğin kadına giydirmeyeceksin...
Adam;
-Saçmalama birincisi sen haftaya kalmaz iyileşirsin, ikincisi onun boyu seninkinden ufak elbiselerin ona olmaz...
 
KRAMP GİRDİ
Istanbulda özürlüler için açılan bir olimpiyat salonunda, yüzme yarışları yapılmaktadır. Yüzücüler yerlerini alırlar. 1. Kulvarda bacağından sakat bir yüzücü, 2. Kulvarda kolundan sakat biri vs vs. 10. kulvarda ise Temeli getirirler, Temel sırf "Kafa" dan oluşmakta:
Sonra yarışma başlamış tüm sporcular kulvara çıkmışlar,bizim temelin kafasınıda koymuşlar kulvara.Start verilmiş tüm sporcular havuza atlamış. Neyse oradan biri de temelin kafayı sallamış havuza. Herkes finishe doğru giderken bizim temelin kafa dibe doğru gidiyormuş. Yarışma bitmiş görevliler temelin kafayı çıkartmışlar "hani 1. olcakdın" demişler.
Temel "Ya hiç sormayın, olacaktım ama kulağıma kramp girdi" demiş.
 
DİKENLİ TEL
İki deli tımarhaneden kaçmaya karar vermişler. Biri ötekine: "Git bak bakalım dikenli teller yüksek mi alçak mı, eğer yüksekse altından kaçarız, alçaksa üstünden atlarız." Diğeri gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş: "Ne yazık ki kaçamayacağız arkadaşım çünkü hiç dikenli tel yok!"
 
ÇİVİ
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek sivri tarafına vura vura duvara çakmaya başlamış.
Onun bu halini gören başka bir deli işe karışmış :
-Baksana, yahu! Sen yanlış bir iş görüyorsun.Bu çivi karşıki duvarın çivisi olacak galiba,demiş.
 
ESKİ GAZETELER
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı :
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...
Başhekim bu işten hoşlanmış :
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim
 
SADIK
Bir avcı diğerine sordu:
Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
-Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.
 
RÖTUŞ
Temel çok iyi bir doktordur" demiş Cemal..
"Nereden biliyorsun" demişler.
"Geçen yıl cok pahalı bir ameliyat olmam gerekiyordu, param yoktu, rontgende rötuş yaptı."
 
SARIŞIN DEDEKTİFLER
Üç sarışın detektif olmak üzere polis teşkilatına müracaat etmişler.
Yapılması icap eden bir sürü imtihandan birini idare etmek de Komiser Kâzım'a düsmüs. Komiser Kâzim birinci kiza beş saniye müddetle bir dosyadan çıkarttığı bir resmi göstermiş ve "Söyle kızım" demiş "Bu bir suçlunun resmi, bu adamın bariz ne özelliği var? Bunu ileride nasıl tanırsın?"
Kız şöyle bir durmuş ve "Çok kolay" demiş "Adam tek gözlü" Komiser Kâzım resime bakmış ve "Kızım bu resim profilden, yani yandan çekilmiş. Tabi tek göz göreceksin..." demiş ve aynı resimi ikinci kıza gösterip aynı suali sormuş ve "Bana bak" diye ilave etmis "Doğru dürüst
bir cevap ver"
Ikinci kız "Bu adamı tanımak çok kolay" demiş "Çünkü adamın tek kulağı var" Komiser Kâzım "Kızım" diye bağırmış "Bu resim profilden dedik yaa!...Adamın suratının öbür yanını göremiyoruz. Onun için kaç gözü, kaç kulağı olduğunu bilemeyiz..."
Kâzım üçüncü kıza "Kızım lütfen akıllı bir cevap vermeye çalis. Beni çildirtma. Bu adamin bariz özelliği nedir, bu adamı ileride nasıl tanırsın?" diye sormuş Kız "Bu adam lens takıyor" diye cevap vermiş.
Komiser Kâzım saskin, şaşkın resime bakmış ama adamın lens takıp takmadığıni bir türlü anlayamamış. Merak etmiş adamin dosyasını açıp okumuş, dosyadaki bilgiye göre hakikaten adam lens takıyormuş.
Komiser Kâzım üçüncü kıza hayranlık içinde "Aferin be kızım" demiş "Doğru bilmişsin. Şimdi söyle bakalım bu adamın lens taktığını resimden nasıl anlayabildin?" Kız "Çok kolay" diye cevap vermiş:
"Tek gözlü, tekkulaklı bir adamın gözlük takacak hali yok ya
 
SARIŞINLARA SATIŞ YAPMIYORUZ
Genç ve güzel sarışın, alışveriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıya sorar:

- "Su küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir ?"
- "Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz.!"

Genc kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, ayni satıcıya yaklaşır ve:

- "Şu küçük televizyonu satın almak istiyorum." der
- "Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz !!!!"

Kadın iyice sinirlenmiştir, soluğu bir kuaförde alır, bu defa köklü bir değişiklik yapar, hatta makyajından,göz rengine o tam bir esmer bombadır artık.. Aynı mağazaya gider, aynı satıcının yanındadır ertesi gün:

- "Su küçük sevimli beyaz renkli televizyon ne kadar ???"
- "Kusura bakmayın hanımefendi, sarışınlara satış yapmıyoruz"
- "İnanmıyorum, nasıl anladınız sarışın olduğumu, üç gündür kendimi esmere cevirmek için yapmadığım kalmadı!"

- "Hanımefendi 3 gündür satın almaya calıştığınız şey Mikrodalga fırın!"
 
SERİNLERİM DİYE
Bir sarışın, bir kızıl saçlı ve bir esmer kadın çölün ortasinda arabayla yol almaktadırlar. Hava korkunç sıcaktır. Arabanın motoru birden stop eder.
İnip baktıklarında, motoru tekrar çalıştıramayacaklarını anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüş yapmaları gerektiğinden, her biri arabadan birşeyler alır.
Esmer, bir şişe su; kızıl saçlı bir paket bisküvi ve sarışın da arabanın kapısını söküp alır. Çölde yürümeye başlarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler.
Mola sırasında sarışın ve esmer kadınlar kızıl saçlıya döner ve niye bir paket bisküvi aldığını sorarlar.
- "Acıkırsam yerim, diye düşündüm" cevabını verir kızıl saçlı "..çölde ne kadar yürüyeceğimiz belli değil.."
Hepsi de bunun çok mantıklı olduğunu düsünür. Ve sonra sarışın kadınla kızıl saçlı olanı esmere döner ve niye yanına bir şişe su aldığını sorarlar.
- "Eğer susarsam, yanımda içecek birşeyim olması gerektiğini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadın.
Evet, bu çok akıllıca bir fikir, diye düşünür diğer ikisi. En sonunda esmer ve kızıl saçlı kadınlar sarışına dönerler ve arabanın kapısını niçin söküp aldığını sorarlar.
- "Şeyy.." der sarışın "..çok sıcak olursa pencereyi açıp serinlerim diye düşündüm de.."
 
BUDAKSIZ AĞAÇ
Nasreddin Hoca çocukken Akşehir'e yapılan ilk büyük caminin (Ulucami M.1213) minaresine tamamlanır ve hizmete girer. Küçük Nasreddin birgün oradan geçerken ilk kez gördüyü camiyi ve özellikle minareyi şaşkın bakışlarla inceler. Tam bu sırada vakit namaz vaktidir, müezzin şerefeye çıkıp ezan okumaya başlar. Nasreddin bir an korkar, kendisini biraz toplayınca minarenin çevresinde telaşla bir tur atar, bakarki çare yok, minaredeki müezzine bağırır ;

- Boş yere bağırma amca! öğle dalsız budaksşz bir yere çıkmışsın ki ... ben seni nasıl kurtarayım
 
O DA YILMIŞ
Hoca merhum Akşehirdeki evinde ocak yakıyormuş. Üflemiş püflemiş yanmamış. Hemen yukarı çıkmış, karısının hotozunu alıp başına takmış. Aşağıya inip ocağın önüne çömelerek püf der demez, ocak harlamış, odunlar tutuşmuş, bunu üzerine :

-Meğer demiş ocakta benim gibi karıdan yılarmış..
 
YENİ AY
Hoca bir gün Sivrihisar’ a gitmiş. Halk bir yere toplanmış yeni aya **** hilale**** bakıyorlarmış. Hoca:

-Yahu siz ne tuhaf adamlarsanız, bizim Akşehirliler bunun araba tekeri kadarını görürlerde başlarını çevirip bakmazlar. Siz kaş kadar ayı göreceğiz diye buraya toplanıp vaktinizi öldüyorsunuz demiş.
 
RAHMETLİYE ÜZÜLÜYORUM
Nasredin hocanın karısı hocaya sinirlendiği bir gün çorbayı hocanın önüne çok sıcak bir şekilde kor.

hoca farkına varmadan bir kaşık daldırır..O kadar sıcaktırki gözleri yaşarır karısı..

--- ne oldu hocam neden ağlıyorsun der

hocada sinirli sinirli;

-yok bir şey aklıma anan geldi de der..

- Ne olmuş anama;

-Rahmetli olduya ona üzülüyorum o rahmetli olduda senin gibi mendebur bir karıyı bana kakaladığına ağlıyorum
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst