fıkralar zuhahahaha

İŞ KAVUKTA MI
Bir gün bir adam, elinde bir mektup, hocayı tutup: - "Hocam zahmet ya sana, şu mektubu bir okusana?" Açar bakar ki Hoca mektup baştan sona arapça.. Şöyle bir iki evirir çevirir söktüremez çaresiz geri verir. Der ki: - "Başkasına okut bunu sen.." Adam şaşırır: - "Neden?" - "Türkçe değil bu mektup okuyamam." Yine anlamaz adam, Hoca'nın okuması yok zanneder: - "Ayıp hoca, ayıp" der. - "Benden utanmıyorsan şundan utan; şu başındaki koca kavuğundan utan!" Hoca, kavuğunu çıkarıp uzatır adama: - "Madem ki" der, "iş kavuktadır; haydi bakalım, giy de şunu; kendin oku bakalım
 
SÜNNET
Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden oburdur. Hoca ne yemek çıkarırsa silip süpürürler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlar. Bu sirada odaya Hoca'nın oğlu girer. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için: - "Aman ne güzel çocuk. Adı ne bunun?" diye sorarlar. Hoca: - "Adı Farzdır", der. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakarlar: - "Bu ne biçim isim Hoca Efendi?" derler. "Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık." Hoca hemen taşı gediğine koyar: - "Ya sünnet diyeyim de onu da mı yiyesiniz?"
 
GÖLE KOŞ
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken: - "Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı?" diye düşünür ve şeytana uyarak çalı çırpıyı yakar. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmaya başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır: - "Aklın varsa göle koş!"
 
BIRAKSALAR
Civciv annesi olan tavuğa sorar;
-"Anne babam niye yumurtlamıyo"?..Tavuk da;
-"Anatomisi izin vermiyo"der.Civciv düşünür ve der ki;
-"Bıraksalar yumurtlıycak yani!!!
 
ALDIN MI CEVABINI
Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaşır ve
- Afedersiniz hanımefendi biraz konuşabilir miyiz acaba? diye sorar.
Kız birden haykırır.
- Terbiyesiz ! Ben senin bildiğin kızlardan değilim !
Adam utancından yerin dibine girmiş, kıpkırmızı bir suratla yerine oturmuştur. Herkes ona bakmaktadır ve bu onu daha da rahatsız etmektedir. Bir süre sonra kız ona yaklaşır ve gülümseyerek..
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyorum.
Bu açıklama adamın canını daha fazla sıkar ve avaz avaz bağırarak cevap verir.
- Ne ? Gecesi 200 dolar mı ? Deli misin sen ?
 
AHTAPOT
Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış dolaşıyorlardı.Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı:
-Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?...Mehtap,yıldızlar,sen,ben...Ve bu güzel gecede seninle ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz...
 
ÇEKİRGE
Avusturalya'ya gezmeye giden bir Amerikalı yerli bir rehber tutmuş. Bir gün dolaşırlarken bir inek gören Amerikalı, "Bu nedir ?" deyince rehber "İneek" demiş. Bunun üzerine Amerikalı küçümser bir tavırla,
- Siz buna inek mi diyorsunuz ? Bizim kuzularımız bile bundan büyüktür, demiş. Yerli rehber bu olaya çok bozulmustu ama çaktırmamış.
Gezmeye devam ederlerken bu sefer de bir tavuk gören Amerikalı ya bu nedir bu ? diye tuhaf tuhaf sormuş, rehber de "tavuk" deyince,
- Siz buna tavuk mu diyorsunuz ? Bizim serçelerimiz bile bundan büyüktür, diye yine dalga geçmiş.
Bütün bu olanlar karşısında rehber fena bozulmuş. Tam o sırada zıplayarak geçen bir kanguruyu gören Amerikalı, "peki bu nedir?" diye sorunca, daha önce olanlardan dersini almış olan rehber atılmış;
-Çekirgee..
 
HAFIZA
Akvaryumda iki balık karşılaşırlar. Biri diğerine;
- 'Balıkların hafızası iki saniyelikmiş duydun mu?' der.
Diğeri;
- Ha?..
Soruyu soran ;
- Ne?..
Bunun üzerine tekrar diğeri;
- Ha?..
 
ŞAŞIRMADIM
Gorilin biri bara girmiş.Barmenden bir içki istemiş.Barmen çok şaşırmış tabii,ama belli etmeden gorilin içkisini vermiş..Hesap ödeme zamanı gelince de üç misli fazla söylemiş.Goril ses çıkarmadan ödemiş.Barmen;
-"Şey,buraya pek goril gelmez" deyince,Goril;
-"Eh şaşırmadım..Bu fiyatlarla kim gelir buraya?..




Okuma : 2601 Fıkrayı yazıcıdan almak için tıklayınız
 
ASLAN VE BOĞA
Aslan ile boğa barda oturmuş,sohbet ediyorlardı..Aslan bir ara saatine baktı ve telaşla ayağa kaktı;
-"Geç olmuş gideyim..Hanım bekler şimdi..
Boğa güldü;
-"Koca ormanlar kralı hanımdan mı korkacak canım..
Aslan;
-"Öyle deme.beni evde bir dişi aslan bekliyor..Seninki gibi inek değil...
 
BİZE DE UĞRARDI
Arkadaşları Hoca'ya, katı bir koca olmadığına dair, takılırlar:
"Hoca, karın tüm zamanını komşu arkadaşlarıyla geçiriyor!"
"Hayır doğru değil. Eger doğru olsaydı, bize de bir ara uğrardı!" diye cevaplar Hoca.
 
TİCARET
Nasreddin Hoca birgün pazarda 10 akçeye aldığı 10 odunu,
9 akçeye satıyormuş. Etraftan sormuşlar: "Hocam bu ne iştir hiç
böyle ticaret olur mu?"
Hoca gayet sakin cevaplamış:
"Olsun. Önemli olan işi nasıl yaptığın değil,
Maksat dostlar alışverişte görsün."
 
NWERELERE KADAR
Nasreddin Hoca, kırda sesinin yettiğince bağırarak ezan okuyor ve olanca
hızıyla koşuyormus.
Bu durumu gören birkaç kişi, Hoca ya birsey olduğunu düşünerek yanına
yaklaşıp sormuşlar :
- Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne iştir?
Hoca, koşmasını sürdürerek :
- Sesimin nerelere kadar gittiğini merak ettim de... demiŞ. Onun için
arkasından koşuyorum...
 
ÇÖMLEK HESABI
Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.

Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri:

"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder.

Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.
 
PARAYI VEREN..
Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.

Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:

- Peki, olur...

Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:

- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?

Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen

Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.

Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.

Ötekileri bağırmaya başlamışlar:

- Ya bizim düdükler nerede ?

Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:

- Parayı veren düdüğü çalar.
 
KAVUK
Bir gün bir adam, elinde mektup

Der ki, Hoca'yı tutup :

"Hocam, zahmet ya sana,

Şu mektubu bana bir okusana."

Mektup baştan sona kadar Arapça

Şöyle bir iki evirir çevirir:

Sökemez; çaresiz, geri verir.

Der ki: "Başkasına okut bunu sen."

Adam şaşırır : "Niçin ?"

"Türkçe değil bu mektup okuyamam."

Yine anlayamaz adam.

Hocanın okuması yok zanneder:

"Ayıp Hoca, ayıp!"der.

"Benden utanmıyorsan şundan utan!

Şu başındaki koca kavuğundan."

Hoca kavuğu çıkartıp uzatır.

Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır;

Haydi giy de şunu,

Kendin oku bakalım mektubunu."
 
O ZAMAN BAŞKA
Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:

-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.
-Buyrun sorun.

Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:

-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek?

Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :

-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..
-Teşekkür ederim kadı efendi.
-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını?

Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:

-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş.

Hoca , yerinden doğrulup:

-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...
 
SUBAŞININ EŞEĞİ
Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:

-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış.

Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca’ya rastlamışlar:

-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala n’olur.
-Eşek kimin?
-Subaşının.

Demişler. Hoca da: “Peki ararım” demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :

-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun?

Deyince ,Hoca:

-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum!

Demiş. Adam , yine sormuş:

-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?

-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşının sa....
 
NASIL ANLADIN
İki sarışın bir yandan içerek yolculuk yapıyorlarmış.Bir ara biri diğerine;
-"Kasabaya yaklaştık galiba?..Öteki;
-"Nereden anladın?..
-"Git gide daha fazla adam ezmeye başladık ta...
 
KAHRAMAN ER
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
- Söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor
- bir daha söyle bakalım nerdensin ?
- Maraş'lıyım komutanım..
Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor
- Sana son defa soruyorum nerelisin ?
- Kahramanmaraş'lıyım komutanım..
- Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor,
- Oğlum sen nerelisin ?
- Kahramansinop'luyum komutanım !
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst