fıkralar zuhahahaha

AMELİYAT YERİ
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar. Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
 
KADINA BAK
Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen sağa çekmiş ve polis gelmiş: "Buyrun memur bey?"
"Beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz"
"Yok efendim sadece bip yaptı, ben de sarjı mı bitiyor diye baktım" Karısı lafa atlamış:
"Aaa yapma hayatım... Yarım saattir ortağınla iş görüşmesi yapıyordun
telefonda"
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
"Beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???"
"Memur Bey takmıştım ama sizin geldiğinizi görünce durduktan sonra çözdüm"
Karısı yine atlamış: "Aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere taktın mı acaba...."
Adam kadına bir tane patlatmamak için kendini zor tutarken; polis bu sefer de arabayı incelemeye başlamış vee... -"Beyefendi bakar mısınız sağ sinyaliniz de kırık"
"Aaaa.. kırık mı?? Sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık diildi...yolda oldu galiba, hiç de farketmedik" Karısı çenesini tutamamış yine:
"Amma da attın kocacıım, sana 3 haftadır söylüyorum artık şu kırık sinyalin icabına baktır diye....."
Adam en sonunda dayanamamış bağırmış:
"Bana bak sen susacak mısın çakıcam şimdi suratının ortasına!!"
Polis kadına sormuş: "Hanımefendi eşiniz size hep böyle mi davranır?"
Kadın cevap vermiş:
"Yok canım....sadece alkollü olduğu zaman"
 
MERAKLI ŞOFÖR
Ünlü bir bilim adamı özel otomobiliyle konferans vermeye giderken, uzun yıllardır onunla çalışan şoförü sıkılarak bir teklifte bulunmuş:
- Sizin konferanslarınızı dinleye dinleye virgülüne kadar ezberledim efendim, demiş, ne olur izin verin bu konferansı da sizin yerinize ben vereyim...
Bilim adamı öneriyi kabul etmiş. Şoför arka koltuğa geçmiş. Bilim adamı şoförün şapkasını giyip öne oturmuş. Konferansın verileceği salona varmışlar. Şoför kürsüye çıkmış, hiç teklemeden çok güzel bir konuşma yapmış. Ve sormuş:
- Sorusu olan var mı?
Ülkenin ciddi bilim adamlarından biri "var" demiş ve oldukça zor bir soru sormuş. Şoför hiç tereddüt etmeden:
- Çok kolay bir soru bu, demiş, şoförüm bile bilir. Gidip çağırayım, sizin sorunuzu o yanıtlasın...
 
BENİ KİM DÖVÜYOR
"Rakibiden dayak yine boksöre, antrenörü habire `çok iyi gidiyorsun. Adam sana hiç vuramadı.
Yakında onu düşüreceksin' deyip duruyormuş. Maçın ilerleyen raundlarının birinde boksör dayanamayıp sormuş antrenörüne; `ben rakibimi dövüyorsam, beni kim dövüyor?"
 
KUŞ BEYİNLİ
Fadime kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
-Nasıl gidiyor kanaryam?
-Kaybediyorum.
Bir müddet sonra yine:
-Nasıl gidiyor güvercinim?
-Kaybediyorum
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal sormuş,
"Neden karına hep kuş isimleriyle hitap ediyorsun?"
"-Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!" diye fısıldamış Temel.
 
AKILLANDIM
Düğünden sonra kayınpederi Temel'e:
-Biliyorum şimdiye kadar bir sürü aptallıklar yaptın, umarım artık akıllanmışsındır.
-Söz veriyorum babacığım, bu son aptallığımdır.
 
İKİYÜZLÜ
Öğretmen sormuş:
- Söyle bakalım, iki yüzlü kime denir?
Zeynep:
- Okula gülerek gelen öğrenciye
 
HAFIZA TESTİ
Üç yaşlı adam doktorda hafıza testindedirler. Doktor ilk yaşlı adama sorar:
-Üç kere üç kaç eder?
-274..?
yanıtını alınca doktor üzgün bir şekilde
ikinci yaşlı adama döner:
-Şimdi sizin sıranız. Üç kere üç kaç eder?
-Salı..?
Doktor artık iyice ümitsiz şekilde üçüncü yaşlı adama döner:
-Evet, şimdi de sizin sıranız üç kere üç kaç eder?
-Dokuz..?
cevabını sevinçle karşılayan doktor
-Bu harika, nasıl buldunuz? der.
Üçüncü yaşlı adam sakince:
-Oh, çok kolaydı. Sadece 274 ten salıyı çıkardım.?
 
NASIL BİLDİN
Genç delikanlı heyecanla annesine gelir ve aşık olduğunu, evlenmek
istediğini ve annesini tanıştırmak istediğini söyler. Ama sadece
eğlence olsun diye eve 3 kız getireceğini ve annesinin evleneceği kızı tahmin etmesini ister.
Ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir. Otururlar bir süre sohbet ederler.
Bir süre sonra çocuk heycanla annesine sorar tahmin ettin
mi diye. Anne, duraksamadan cevap verir: "Ortadaki kızıl saçlı" Oğlan
hayretle annesine sorar: "İnanılmaz, nasıl bildin?"

Anne cevap verir: "Ondan hoşlanmadım."
 
saol ama devam ediom okuyunda gülün die:55::106:
HOCANIN KIZLARI
Hocanın iki kızı varmış. Bunlardan birini kocası çifçi, diğerinin ki ise kiremitçiymiş. Hoca kızlarının ziyaretine gidince hatırlarını sorup, para durumlarını öğrenmek istemiş.
Kocası çifçi olan:
Bu yaz yağışlı geçerse bol bol ekin alırız. Ekini satınca elimi çok para geçer ve zengin oluruz, demiş.
Kocası kiremitçi olan:
Bu yaz yağmur yağmazsa, yaptığımız kiremitler kurur. Onları satar çok para kazanırız. Böylece zengin oluruz demiş.
Hoca başlamış düşünmeye. Böyle düşüne düşüne evine varmış. Karısı Hocayı düşünceli görünce:
Hayrola Hoca kızlardan bir hayırsızlık mı gördün ki böyle düşüncelisin? diye sormuş.
Hoca ağır ağır başını kaldırarak:
Kızlardan biri ayvayı yiyecek ama hangisi bilmiyorum, demiş.
 
İLTİFAT
BERNARD SHAW BİR DAVETTE ÇOK ÇİRKİN BİR KADINA İLTİFAT EDİYORMUŞ;

-HANIMEFENDİ ÇOK GÜZELSİNİZ...

KADIN EKŞİ BİR SURATLA BERNARD SHAW'I TERSLER;

-NE YAZIK Kİ BEN SİZİN İÇİN AYNI ŞEYİ SÖYLEYEMEYECEĞİM..

-KOLAYI VAR AZİZEM..BENİM GİBİ YAPIN,YALAN SÖYLEYİN...

Bernard Shaw bir davette çok çirkin bir kadına iltifat ediyormuş;
-"Hanımefendi çok güzelsiniz..
Kadın ekşi bir suratla Bernard Shaw'ı tersler;
-"Ne yazık ki ben sizin için aynı şeyi söyleyemiyeceğim..
-"Kolayı var azizem..Benim gibi yapın,yalan söyleyin..
 
HANGİSİ BOĞULMUŞ
Mark Twain'e sormuşlar;
-"Bir ikizim vardı..Zavallı Bill..
-"Öldü mü yoksa?..
-"Emin değilim.Bebekliğimizde bizi yıkarlarken birimiz boğulmuşuz ama hangimiz belli değil..
 
VASİYET
Kayserili zengin ölüm döşeğindeymiş.Vasiyetim var diyerek oğullarını,kızlarını başına topladıktan sonra öğüt vermiş,
-"Evlatlarım,size son sözüm..Devlet çalgı siz çengi..Ayak uydurmaya bakın..
 
ÖPTÜRECEKSE ÖPTÜRSÜN
Delikanlı,nişanlısı ilegezip dolaştıktan sonra evine getirmiş.Kapıda tam ayrılacakları vakit bir elini duvara dayayarak kızcağızı kendi ile kapı arasına sıkıştırmış;
-"Bir kerecik öpeyim hayatım..
-"Olmaz,komşular görür.."derken tartışma uzamış,
O sırada kapı açılmış ve kızın küçük kardeşi gözlerini oğuşturarak ablasına seslenmiş;
-"Babam diyor ki...Öptürecekse öptürsün,yoksa ben aşağı inip o herifi öyle bir öperim ki bir daha unutamaz..Hem söyle elini de diyafonun düğmesinden çeksin..."
 
ALİFORTONFONİ
Görevli çavuş,teftiş öncesi saf er Mehmet'e bazukanın parçalarını ezberletmeye çalışıyormuş.En çok ta "alev örten huni"de zorlanmışlar.Teftiş günü gelmiş.Birliği dolaşan general,bazukanın başındaki Mehmet'in karşısına gelince o parçayı gösterip sormuş;
-"Bu nedir?..
Mehmet gururla cevaplamış;
-"Alifortonfoni,komutanım!...
 
GENÇLİĞİNİ DE BİLİRİZ
Nasreddin Hoca bir gün ata binmeye kalkışmış.Ne kadar uğraştıysa da becerememiş;
-"Aah ah,demiş.Beni bir de gençliğimde görecektiniz..
Sonra etrafına bakınmış kimseler yok,kendi kendine gülmüş;
-"Aah Nasreddin,biz senin gençliğini de biliriz..
 
KARTVİZİT
Merhum meddah İsmail Dümbüllü bir gün tiyatroda oyun sergiliyormuş.Tam o sırada sahneye bir hıyar fırlatılmış.Dümbüllü hıyara şöyle bir bakmış ve seyircilere dönmüş;
-"Biri karvizitini düşürdü,gelsin alsın...
 
KOYUN VE KEÇİ
Koyun ve keçi yıllardır iyi arkadaşlarmış.Bir gün köprüden geçerken koyun sendelemiş ve kuyruğu sallanınca arkası görünmüş.Her nasılsa geride kalmış olan keçi başlamış bağırmaya;
-"Gördüüm,gördüüm..
Koyun kızmış;
-"A edepsiz,ben seninkini her gün görüyorum bir şey dedim mi?..
 
TEFTİŞ FIRÇASI
Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş..Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış.Er Mehmet'te fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş.Kıtayı denetleyen komutan sıra Mehmet'e gelince,cepteki fırçayı göstererek sormuş;
-"Bu ne bu?..
-"Teftiş fırçası gomutanım...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst