fıkralar zuhahahaha

İKİ YILAN
İki deli kendilerini yılan sanıyorlarmış.Bir gün duvarın üzerinde güneşlenirlerken biri bağırmış;
-"Eyvah dilimi ısırdım,zehirlenip öleceğim!..Öteki
-"Yahu ne aptalsın..Biz zehirli yılan değiliz ki..
 
TAKSİMETREYİ DURDUR
Taksinin yokuşta frenleri patlamış,müthiş bir hızla aşağıya iniyor.Kayserili müşteri bağırmış;
-"Durdur şu arabayı"!..
Şofür panik içinde haykırmış;
-"Durduramıyorum"!..
-"O zaman taksimetreyi durdur hiç değilse" demiş Kayserili..
 
NASIL ÇALARMIŞ
Uzun yıllardır görüşemeyen iki Kayseri'li arkadaş, bir gün yolda karşılaşırlar.Kucaklaşıp hasret giderdikten sonra biri diğerine;
-"Bu kadar zamandır görüşmedik.Akşama yemeğe bize gel..Yer,içer sohbet ederiz"dedi..
Öteki bir Kayseri'liden beklenmiyecek bu cömertliğe şaşarak;
-"İyi ya,gelirim..Yalnız bana adresi ver"dedi..
Arkadaşı;
-"Falanca mahalle,filanca sokak"diye tarife başladı.."İşte o sokağa gelince soldaki büyük beyaz kapının zilini burnunla çalarsın"deyince öteki sordu;
-"Adresi anladım da zili niye burnumla çalıyorum?..
-"Canım bunda anlamıyacak ne var?..Elin kolun hediyelerle dolu olacağı için zili ancak böyle çalabilirsin...
 
BAŞARILI PSİKİYATRİST
Adam bara gider bir kadeh içki ister. Barmen içkiyi uzatır, adam bir yudum alır ve kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen çok kızar, tam yakasına yapıştığı sırada adam yalvarmaya başlar:
- "Çok üzgünüm. Bende bir hastalık var; işte böyle, ne zaman bara gidip içki istesem, hep içimden bir yudum alıp kalanını barmenin suratına fırlatmak geliyor. Çok utanıyorum ama kendime engel olamıyorum, üzgünüm."
Barmen çok anlayışlıdır.
- "Üzüldüm" der. "Benim tanıdığım iyi bir psikiyatrist var annem ve kızkardeşim de ona gidiyorlar, size adresini yazayım onu bir görün, çok iyidir..."
Adresi yazıp adama verir. Altı hafta sonra adam tekrar bara gelir ve bir kadeh içki ister. Barmen:
- "Nasılsınız? Size söylediğim doktora göründünüz mü?" der. Adam:
- "Evet evet" dedikten sonra bir yudum alıp yine kalanını barmenin suratına fırlatır. Barmen şok olur.
- "Anlaşılan o da işe yaramamış" diye çıkışır.
- "Hayır" der adam, "aksine, bana çok faydası oldu." Barmen köpürür:
- "Ama yine bir yudumdan sonrasını suratıma fırlattınız!" Adam:
- "Evet.." der. "Ama artık bundan utanmıyorum."
 
HAFIZA
Hasta doktora şikayet ediyordu;
-"Doktor bey hafızam çok zayıf, herşeyi unutuyorum"..
-"Ne zamandan beri"?..
-"Ne, ne zamandan beri?..
 
VİZİTE
Kadın kocasına:
- Doktor hafızanın çok zayıf olduğunu duyunca ne dedi?
- Ne desin, Vizite parasını peşin istedi.
 
GARANTİ
Anestezi sırasında hasta, doktora dönerek sorar:
- Yalnız gidiş için mi, yoksa gidiş-dönüş mü doktor?
 
SİZE BAĞLI
Kadın apandisitten ameliyat olmak üzeredir.
- Doktor bey, ameliyattan sonra herkes benim yara izimi görecek mi? diye sorunca
Doktor hemen ciddi takır tavınarak,
- Size bağlı efendim.
 
REÇETE
Doktor, yaşlı hastasına, reçete yazıyordu..
-Bundan sonra, içki yok, kadın yok, heyecan yok, kavga yok, dedi..

Hastanın yüzünün bozulduğunu görünce ekledi..
-Alçak bir sesle, şiir okuyabilirsiniz!..
 
BİR PUAN
Sarışın bir hatun eski okulunu ziyaret etmiş. Spor salonunun duvarlarında eskiden oyuncusu olduğu basket takımının fotoğrafları varmış. Fotoğrafları incelerken birden;
-"Yaa niye hep bir puan farkla kaybetmişler 77-78, 78-79, 79-80..."
 
EŞEK BOYAMAK
Kayseri'ye yeni gelen yabancı, ayakkabısını boyatırken boyacıya takılmış:
- Siz Kayserililer eşeği boyayıp babanıza satarmışsınız. Nasıl yapılır bu iş?
Boyacı, fırça sallamayı sürdürerek:
- İşte, demiş, eşeği böyle boyarız!
 
YUMURTA FİYATLARI
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 TL değerindeki yumurtaları göstererek :
-"Bak bunları ben yaptım" der.
Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 TL değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk
-"Bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 TL için yırtınmaya değmez dedi" der.
 
TUTUKLAYIN
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor da...
 
DEVE - KUŞ
Devekuşu sormuş:
-Şu kervanda biraz da ben yük taşıyayım. Bahaneyle görgümüz artar.
Olmaz, demişler. Sen kuşsun.
-Öyleyse şu göklerde biraz çalımla uçsam.
Olmaz demişler. Sen devesin..
 
ORMANIN KRALI
Bir gün aslanın birinin canı çok sıkılmış, şöyle bir ormanı gezeyim tebaamla biraz eğleneyim demiş...

Ormanda gezerken bir devekuşu görmüş, hemen devekuşunu boynundan yakalamış, öteki pençesiyle de "şak, şak, şak" diye üç tokat atmış hayvana, sonra da
" Söyle "demiş
" Kim bu ormanın kralı? ",
devekuşu ürkekçe
" Sensin aslan abiyyy " demiş,
" Tabii benim " demis aslan ve " Şak, Şak, Şak " diye üç tokat daha atıp fırlatmış hayvanı.

Derken aslanın karşısına bir kurt çıkmış, tutmuş kurdu boynundan;
" şak, şak, şak" diye atmış tokadı,
" Söyle " demiş
" kim bu ormanın kralı ",
kurt da ürkek ürkek "sensin aslan abi" demiş,
Aslan da " Tabi benim " demiş, "şak, şak, şak" diye üç tokat daha atmış fırlatmış bi kenara.

Derken bu defa aslanın karşısına bir fil çıkmış, tam tırsık tırsık kenardan sıyırtacağı sırada kurtla devekuşu gelip
"sen bu ormanın kralı değil misin aslan abi? koş yakala şu hayvanı" demişler.

Bu gazı yiyen aslan koşmuş tutmuş fili "şak, şak, şak" diye patlatmış tokadı ve hemen sormuş
" Söyle; kim bu ormanın kralı? "...
Filin kafası bir atmış, tutmuş hortumuyla bunu
"Pat, pat, pat" diye üç kere yere çarptırıp fırlatmış atmış...

Aslan yerden zorlukla kalkıp elleriyle üstünü silkerken file dönmüş ve şöyle demiş

"Bilmiyosan bilmiyom de kardeşim"... ne vuruyorsun...
 
GÖZLERİM KIZARDI MI
Aslan ile kurt arkadaş olmuşlar... Açlıktan kıvrandıkları bir gün, ovada otlayan bir at görmüşler. Tepenin üstünde atı seyreden aslan, kurda dönüp sıra ile sormuş:
- Gözlerim kızardı mı?
- Evet, demiş kurt.
- Kuyruğum dikildi mi?
- Evet...
- Tüylerim diken diken oldu mu?..
Kurt, yine; "Evet" deyince aslan yıldırım gibi ata saldırmış ve yere devirmiş... İki arkadaş, kendilerine güzel bir ziyafet çekmiş.

Bir zaman sonra aynı kurt tilkiyle dolaşmaya çıkmış. Karınları iyice acıkmış. Tam o sırada ovada otlayan bir at görmüşler ve kurdun aklına önceki olay gelip, tilkiye sormuş:
- Gözlerim kızardı mı?..
- Yooo, demiş tilki.
- Kuyruğum dikildi mi?
- Hayır!
- Peki tüylerim diken diken oldu mu?..
- Olmadı, diyerek gördüğü gerçeği söylemiş tilki... Ama duyduklarına bozulmuş olan kurt;
- Evet, desene!.. diye kükremiş.
Tilki bakmış ki pabuç pahalı... Çaresiz;
- Evet... Evet, evet, demiş.
Marifetin, tilkiden duyacağı "evet"lerde olduğunu sanan kurt bir hışımla atın üzerine saldırmış... Saldırmış saldırmasına da, ömrünün en sıkı ve en güçlü çiftesini yemiş!..
Tilki, cansız bir halde ve pestil gibi önüne yığılmış olan kurdun başında ona uzun uzun bakmış ve demiş ki:
-Hah işte. Şimdi gözlerin kızardı, kuyruğun dikildi ve tüylerin diken diken oldu!..
 
HOCA
Lüks bir semtteki kuşçu dükkanına giren müşteri güzel bir papağan almak istediğini söylemişti.
Dükkan sahibi, müşterisini papağanların olduğu bölüme götürdü.
İçerde birbirinden güzel birçok papağan vardı.
Adam gözüne kestirdiği bir papağanın yanına yaklaşıp
"Bu kaç para" diye dükkan sahibine sordu.
Kuşçu "1000 dolar" deyince adam "Nedir bunun özelliği ?" diye sordu.
Kuşçu :
- Efendim bu hayvan kendi türünün en güzel örneğidir,
ayrıca Türkçe ve İngilizce konuşur, diyerek papağanın özelliklerini saydı.
Bu arada müşterinin gözüne daha güzel,
rengarenk ve çok canlı renkleri olan başka bir papağan çarptı.
Hemen onun yanına gidip kuşçuya "Bu kaça" dedi.
Kuşçu :
- 1500 dolar efendim, buda kendi türünün en güzel örneğidir,
ayrıca Türkçe, İngilizce, Almanca konuşur, diyerek müşteriye bilgi verdi.
Müşteri tam bu papağanı almaya karar verdiği sırada,
dükkanın en arka köşesinde tek başına kendi halinde duran,
tüyleri yer yer dökülmüş kalan tüylerinin rengi ise siyah, beyaz, gri karışımı,
tavukla karga arası ne olduğu belirsiz ucube gibi bir yaratık görmüştü.
Gırgır olsun diye onun yanına gidip dükkan sahibine
- Ya bu kuş kaç para ? diye sordu.
Kuşçu
- Onbin dolar diye cevaplayınca adam şaşırdı ve
- Yok ya peki kaç dil konuşuyor bu hayvan ? diye merakla sordu.
Kuşçu "Bu hiç konuşmaz efendim" deyince adam büsbütün şaşırdı :
- Sen benimle dalgamı geçiyorsun kardeşim, o kadar güzel papağanlar var en iyisi 1500 dolar,
sen bu kuşa bile benzemeyen hemde hiç konuşmayan bir hayvana 10.000 dolar diyorsun
nedir bunun özelliği diyince kuşçu gülümseyerek :
- Valla bende bilmiyorum beyefendi, ama öbür papağanların hepsi de buna hocam diyor.
 
TANIK
Vinç operatörünün yanlış bir hareketi yüzünden vinç zincirlerine bağlı bulunan kocaman,
köklerinden sökülmüş bir ağaç birden kayar ve yol üzerinde harekete hazır bekleyen otomobilin kenarına çarpar.
Otomobildeki sarışın hışımla dışarı fırlar ve bağırır :
- Benimle birlikte gelin ve bu olayı kocama anlatın!
Sarışın yatıştırılmaya ve vinç sahibi şirketin gerekli sigorta ödemesini yapmaya hazır olduğu anlatılmaya çalışılır ama sarışın ısrar eder :
- Olmaz.. Her şeyden önce, kocamın karşısına bu kez benim bir ağaca değil, ağacın bana çarptığını doğrulayacak bir tanık götürmeliyim.
 
KARI - KOCA
Soğuk ve karlı bir günde bir işadamıyla sarışın sekreteri yollarını kaybetmişler ve bir ormanda kaybolmuşlar.
Bir süre sonrada arabaları bozulmuş ve arabayı terketmek zorunda kalmışlar.
Zor ve uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içinde bir kulübe bulmuşler ve kendilerini hemen bu kulübenin içine atmışlar.
Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürüde battaniye olduğunu görürmüşler.
Adam bir centilmen olarak sekretere onun yatakta yatabileceğini söylemiş ve kendide uyku tulumu alıp yere yatmış.
Adam yattıktan birkaç dakika sonra sarışından bir ses gelmiş,
- Efendim, ben çok üşüyorum.
Adam tulumun fermuarını açmış ve kalkıp sarışına bir battaniye vermiş ve sonra yine yatmış.
Tam uyumak üzereyken sarışın yine,
- Efendim, ben hala çok üşüyorum! demiş.
Adam yine fermuarını açmış, kalkmış ve sarışına bir battaniye daha vermiş.
Sonra aynı sakinlikle uyku tulumunun içine girip, fermuarı çekmiş.
Tam uykuya dalacağı sırada sarışın yine,
- Efendim, ama ben çooooook üşüyorum. demiş.
Adam sarışına dönüp,
- Burası ıssız bir yer. Ne olduğunu kimse görmez. İstiyorsan bir geceliğine karı-koca gibi davranabiliriz. demiş.
Sarışın cilvelenerek,
- Tabii efendim siz nasıl isterseniz. demiş.
Bunun üzerine adam avazı çıktığı kadar bağırmış,
- Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!!".
 
BİLMEM Kİ
Çok güzel bir sarışının otomobilinin lastiği patlamıştı.
Arabayı yolun kenarına çekti ve beklemeye başladı, birkaç dakika geçmeden, yoldan geçen başka bir araba durdu,
içindeki adam indi, büyük bir nezaketle sarışına;
- Yardıma ihtiyacınız var mı? diye sordu.
Sarışın :
- Bilmem ki, arabamın lastiği patladı...
Adam hemen aletlerini toparladı, arabanın tekerleğini çıkardı, kan ter içinde lastiği tamir etti ve yeniden yerine taktı.
Sarışınla konuşa konuşa iyice ahbaplığı ilerletmiş, sıra randevu istemeye gelmişti :
- Acaba sizinle bir daha nerede görüşebiliriz?
Kadın, çapkın bir ifade ile cevap verdi :
- Valla bilmem ki.. Arabamın lastiği bir daha ne zaman patlar.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst