bir tek seni unutamam..

69-Yeniliyorum

yaralı yanlarımı kuşanıyorum
çırılçıplak ve erkek
uykuların kadar uyanık ve yenik
şiirler kadar

içtikçe
cam kırıklarına basıyorum hayatımın
yeniliyorum
galip gelen yerlerimi seninle
öncekiler gibi sıradan
gidenler gibi kızgın
kırgın tarihinden
savaşların başlangıç ve bitişlerini
imzalı imzasız antlaşmaları
kan renginde verilen sözleri hatırlıyorum
uğursuz haziranlarını
meydanlarda çürüyen ölülerin
yetiş diyorum yeniliyorum
galip gelen yerlerimi
ölü sevişmelerden devşiriyorum
içine boşaldığım sabahları
sancı diyorum sancı
köpeklere kızıyorum nedensiz

yeniliyorum
galip gelen yerlerimi
önsözlerini ezberliyorum okumadığım kitaların
kahramanlar adam gibi ölsün istiyorum
sozsözü intiharla yazılan romanlarda
herkes için mutsuz sonlarım var
yar yeniliyorum
iyileştirmiyor beni
yarım kalmış uykular
durup dururken yabancı dillere çevriliyor
en sevdiğim şarkılar

yineliyorum yar
yeniliyorum
galip sandığım yerlerimden
yeniliyorum yar
yenildikçe
yenileniyor aramızdaki duvar..

Yılmaz ERDOĞAN
12 haziran '99 ,cihangir
 
70-Sevgilim Yoksa Sen Sevgilim Olmayabilirmisin

Hiç bir yerinde yok asaletin ibresi...
Sessinde kımaşmasında tensel bir büyünün atlasan ilibas ve kuytu bakışlı mavi gözleri...
Sanki hepimize bütün şiirleri hâlâ fısıldayan bir eski büyük şairmiş gibi...
aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de mezbele ve yaralıymış eski yaraların yeniden kanamasından...
Hiç bir yerde yok asaletin ibresi...
Bir adamın yüzünde yada yalana çok benzeyen bir doğru sözünde belki...
Saçlarının çevreminde ıslak bir beyaz kadının yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında ve kokusunda çiçeklerinin kanır eşin...
Elbet şiir olacak şairin tesellisi ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların...
Yazana değilse bile okuyana faydalı...
Bak aynı başına gelmiş adamın benim başima gelen o da üzülmüş aynı benim gibi benimki daha acıklı değil onunkinden fiyakalı değil onun acısı benimkinden...
Sade güzel olan kelimeler....sade kelimeler....kelimeler...
Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya...
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkın aşık olmadık...
Bir elim sana uzanır öteki berikinin zaten elinde...
Bırak yoluma gideyim bildiğimce...
Yabancısı olduğum birsey değil yabancılar...
Baktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer... erkekler.....
Eğer bir söz bir ses bekliyorsan bu adamdan...
İçinde hiç göndermek isteği bulunmayan bir 'git'... lazımsa eğer...
İşte orda duruyor... ağzinin bir yerinde...
Almak istermisin dilini sokup aklımı...
Sana ait olan herşeyi bir nefeste...
Bir göz yumma anında...
Bir soğuk telefon konuşmasında...
Geri alabilirmisin...
Seni benden geri alabilirmisin...
Kovabilirmisin beni senden...
Sevgilim yoksa sen sevgilim olmayabilirmisin....
 
71-MÜCADELE HAMZA

Öyle bir
Mücadeleye
Atıldım ki senin için
Ne önümden giden
Var ne de arkamdan gelen
_slm_ÇILGINTÜRK

Yılmaz Erdoğan
 
72-Fire veren coğrafya'da


O düğün gecesi Mardin’de çektirdiğimiz resim benden söz eder.
Yüzüm, bu öksüz ülkenin bütün sabrını kuşanmış
Örtülmüş perdeleri gülümsemenin
Demek Mardin’de biraz akşammış...
O kent hala albümlerden, Kadir’den ve Lütfü’den
Birisi sevgilisi tutuklu bir genç kız kederinden
Birisi gidilemeyen kentlerden nar mevsiminden söz eder.
Ve yürürüz,
Yürümek her bahar papatya kokularıyla sarhoş
Sonra merakla açtığım mektup:
"Çankırı cezaevi, Görülmüştür", Kadir’den
Zarfta o düğün gecesi Mardinli resim
Ve bir hükümlü merhaba bizden söz eder.
Öylesine çoktuk ki ve çoktu Kadir
Daha çoğaltır kendini taş odalarda
Her geçen gün fire veren bu coğrafyada...
 
73-KIŞI SEVMEK
KIŞIN SEVMEK

Ağlıyordum…Bir kış günüydü…Üzgündüm…
Yenilmiştim…Herkesle selamı sabahı kesmiş bir sabahtı…
Kahvaltısız…Yola çıktım ağzımda bakır alışımı bir tat…
Efkar gibi yağıyordu kar…

Bazıları kışın öldü
Sevdiğim insanların
Dedem
Taha amca
Karda izledik ayak izlerini
Düşmanlarımızın
Bir inşaatın içine götürdü bizi
Uğursuz ayakların
Karda bıraktığı lekeler
Taha amca karlar içindeydi
Taha amca kanlar içindeydi

En güzel kar insanın çocukluğunda yağandır…
Pencereye yüzümü dayar dua ederdim,kar yağsın,durmasın,tutsun…
Rütbe düşüp yağmur olmasın diye…

Hep kış günlerinde düştüm
Umutsuz aşklarımın batağına
Buğulu camlara adlarını yazdım
Konuşamadığım kızların
Ve
Babaannemin
Nice kırgından taşıdığı
Eski mücevher kutusunun
Sırrı dökülmüş aynasında
O kadar çirkindim ki…

Bir grayder durmadan soluklanmadan çalışıyordu
Toprak damlı evimizin bahçesinde…
Kalabalıktı….
Küçüktüm acıdan, yaşça…
Babaannem bayılmıştı..
Herkes ağlıyordu…Dedem ölmüştü…
Kar ağlıyordu , yağar gibi…
Küçüktüm…Susuyordum…
Lapa lapa….Ağlar gibi…

Karda yürümek gibisi yoktur geceleri…
Işığın yalazında seyretmek kar tanelerinin dansını…
Birde ayazda sevmek olmadık bir kadını…
Soğuktan korumaktır asıl marifet sevdiğinin tenini…
Aşksız geçen kışların intikamıdır geleneksel bahar sevdalanmaları….

Ben hep kışı sevdim…
Ben hep kışın sevdim beni sevmeyenleri…
 
74-GİZLİ BİR EL YAPIMI İÇİN ÇOK SESLİ SEVİ

Sen
Sen olalı böyle gün böyle el
Böyle alkış görmedim
Seni böyle sevmenin saatindeyim
Sabaha karşıyım
Gece yanlısıyım
Dünyanın en kalabalık yalnızıyım
Mısralarımı çare bilenler bilsinler
Ayan beyan gece gece
Bir insan kadar acılıyım

Sen sen olalı
Güzel güzler yaşamadın
Bensiz kasımlar geçti üstünden
Hiçbir sevdayı ıslatmayan yağmurlarla
Gözlerinden tam olarak nereye gidilir bilmem
Kaybolmak isterim bizzat
Hiç pusula rehber istemem
Kabaca tarif edilmiş bir ölümdür aradığım
Ölüm arkam sağım solum
Yazık bir şaire konulmuş
Ambargoyum

Sen güzel olmadan önce
Bu kadar güzel değildi güzel
Bir yüze bir perçem ne zaman uğrar
Tende rüzgar nasıl kayar
Sırtındaki ürperti tabiatın en büyük
Mucizesidir
Bir deprem bir tufan
Nasıl çaresiz kalır
 
Sen böyle güzel
Güzel böyle sen
Gelecek sen
Bekliyorum
Gelme sen
De olur
Sen de yeter
O zaman mutlaka olur

Sen deniz olalı
Böyle görünmeye başladı mavi
Göz göre göre büyürmüş
Umut didişe didişe
Aşk yenişe yenişe
Mavi yeşile yeşile

O gözlerle sade bakılmaz
Anlar da insan
Bir sevdayı
Bir görmeyle….
 
75-YAZLIK

Açılır içimin yaz gülmeleri
İyi yazılmış kötü okunan şiirler gibi
Vazgeçilebilir bir öğle sonrası
Tadından yenmiyorsa
Tadı nasıl biliniyor
Madem ki yenmiyor bu
Güneş suyuna siesta çorbası?

Açılır içimin sayfiye yerleri
Yaşasın sosyal izmirin işsiz güçsüz öğle sonları
Havuz klorunda yıpranan gençliğim eyvah
Rica etsem sırtıma sürer misiniz
Kaçırdığım fırsatları?
Açılır yüzümün yazlık bahçesi
Evet belki artık çok geç ama
Herkes bilsin ki zamanında gençlerbirliğinden
İstediler
Ama ben gitmedim!
 
76-CAN YÜZEL’E

Dün gece kendi ellerimizle
Yalnız yattık
Senin elin can baba
Datça’da toprağın altında
Yeşil bir dalın kökünü okşuyordu
Kandilli ilkokulunda
Pis bir tatil günüydü…
 
77-BİR ŞEHİRDE KAYBOLMAK

Elimi bırakma ey şehir
Ey tutkal kokulu odalar
Duvarlar
Ki içinde resimler saklayan
Laf taşımayan
Islak bir ……..nun cüreti gibi duran sokaklar
Yağmurla yavşayan günler
Ey şehir
Boğazıma hançer kıvamında sözler ekleyen
Bütün suçlarımı kanıtlayıp
Günahlarımı yüzüme vuran ey şehir
Bildiğin akmaları kullanmıyor bu nehir
Bu baldıran bu zehir
Gözüme sekiz bin yıllık sürmeler çekerim
Kör olmak pahasına görmektir hayat bilirim

Ey akmayan şehir
Işıldamayan nehir
Geceleri bile rehin alıyor
Siyah giysili yıldızlar
Sen susmayı kararmak zanneden fikir
Yas dudaklı çocuklar gibiyim
Hani şımarmaya takat bulamayan
Acının sakızıyla balonlar yapıp
Düşler uçuran çocuklar hani
İşte onların ellerinde kullandığım
Tıpkı çöpçülerin elleri gibi sıcacık
Bırakma genç buklelerimi ey şehir
Ölür gibi doğan
Hiç ağaç hiç panzehir tanımayan
Kendi başına hiç soluk almamış
Poposuna o şaplak vurulmamış
İlk kez boğuluyor olmanın acemi çaresizliği bütün tabelalarda
Çıkmaz sokaklarında ağlatma beni ey şehir
İnmiyor gecekondu yolları hiçbir yere
Öyle bir beldeki bildiğim
Bütün sokaklar yokuş
Bütün yokuşlarda çıkmaz sokak ölüleri

Elimde binlerce
Yalan yanlış adres tarifi
Bilmiyorum
Tam olarak nerdedir bu şehir
Bırakma ellerimi
Ey baldıran
Ey zehir
 
78-YEDİ UYUYANLAR MASALI

Biraz kekredir derler buranın suyu
Beşe beş dayanakları vardır duvarlarının
Çünkü toprak kayar uyku zamanı
Taş yerinde değil düşerken ağırdır asıl
Ki ağrı’da dipsiz kuyular
Yedi uyuyanlar mağarada
Telefon sesini duyarlar da
Üşenirler açmaya
Yedi uyuyormuş gibi yapanlar
Mağarada
Pamuk prenses çözmüş sorununu üvey annesiyle
Ayne fişteklemiyor güzellik meselesini

-ayna ayna! Söyle bana , benden güzeli var mı bu dünyada?
-vallahi pamuk prenses var ama onunda yatağı kötü diyorlar…

kendini cüce zannedemiyor
çünkü uyuyor yedi andavallılar

Biraz kekredir derler buranın mısraları
Prens geliyor gerçi öpemiyor fakat
Uyku kokan ağızları..

Ve aradan yıllaaaaaarrrr yıllaaaaarrrrr geçiyor…
Derken uyanıyor yediden biri
Has…… diyor amma uyumuşum be
Çıkıyor kahvaltılık bir şeyler almaya
Dönmüyor fakat…
Ve derler ki altı keriz uyumaktadır hala ege’de
Turistik bir mağarada…
 
79-ANKARA

Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri
Sisli
Binalar...

Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.

Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz Ama tanrım neyi?)

Kahve önü çatlak mozaik
Bel kemiğine tehdit
Kürsüler üstünde
Çok sigara içen
Öğrenciler

Bir daha asla yaşayamayacağı
Aşkları teğet geçerken
Hep onu sevmeyenleri severek
Hep onu sevenin gözlerinden
Kalabalıklara kaçarak
Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
Bir izmirli güzele dayatmak varken
(Hep kardeş olacak değiliz ya, Yaşasın halkların sevgililîğî!)
 
Soyut bir sevdaya
Beşik kertilmiş olan
Dağda çoban,
Şehirde şark çıbanı sayılan,
Fırat'ın büyük elleri
Ararat'ın kız yelleri
Cilo'nun derin nefesleri
Hülasa kente hukuk mukuk okun
Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş

Anadolu çocukları,
Ankara' ya
Öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar

Belki balkona Kar seyretmeye çıkar diye
Sevdiğimiz kızlar
Çok dibimiz donmuştur
Ve çoğu zaman
Bu kar mevzuu
Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir

Hiçbir şey
Kapalı bir dükkan kadar
Hüzünlü gelmez insana
Ankara'da,
Yoksa bugün bir hayat
Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.

Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
Bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
O kadar aç oturrnadım sofraya
Ankara'ya

Öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı bir soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
Öyle deme Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan
 
Ankara'da yaşamak
Yollarına hep sevdiğimiz insanların
Adlarını vermediler ama
Biz her duvara
Bilvesile onların adını yazarak yaşadık
Kül ve betondan mürekkep
Yaşadıkça yaşanılası gelen
O tuhaf bozkır kokusunda.

Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar.
Asfaltlar ışıldar...
Bir günden bir sürü gün yapan
Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan

Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
Rakıyı bol sulu içen
Dokunmasın için deği!
Çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
Hep kağıtlara bakarak,

Hep kağıtlardan bakarak
Hem Neşet Ertaş' ı hem Bülent Ersoy' u
Aynı anda sevmeyi başararak,
Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
Çok beğenmeyerek ama
Yine de bu tasarrufunu takdir ederek
Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
Yürüyen...

Memurlar.......
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
 
Biz,
Şimdi kapalı birr kuruyemişçi

Dükkanının
-ki bütün plan kar altında
Tuzsuz ay çekirdeği çitieyip
Yanı sıra bafra içmektir-

Kötü ışıklandırılmış vitrininden
Umutsuzca içeri bakan,

Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,

-yani sistem kendi verdiği kimliği
Zırt pırt geri istemektedir-
Doğduğu yer yüzünden
Doğuştan kavgacı zannedilen ama
Pek çoğu kavgadan nefret eden

Kavgacı
Esmer
Cesur

Korkak
Çoğu kürt
Çoğu türk
Çocuklardık...
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar....
Ha sonra

Belki Ahmed Arif'in aklına
Hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara'' yı

O'nun kadar sevemeyecek
-bir şiir islenir:

Kar altındadır varoşlar
Hasretim,nazlıdır ankara.....

Ustam yine sen bilirsin ama
Hangi aralıkta bir şair ölmüşse
İşte o,en netameli aydır bence.

Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar...
Asfaltlar ışıldar...
Yalanlar...

Şimdi ve sonra
Ne zaman Ankara'ya kar yağsa
Elim gönlüm,
Çocukluğum buz tutar.
 
81-BİRAZDAN KUDURUR DENİZ

Birazdan kudur deniz birazdan dalgaların sırtından
Üst üstde fişkıran rüzgarlar
Bir intikam gibi saldırınca üstüne

Yüzüne şarkılar çarpar yüzüne şiirler çarpar ağlarsın
Sen artık sen artık buralarda duramazsın

Artık sazın bağrım olur kimsenin bilmediği bir ağrın olur
Gider kendine gömülürsün yoksa bu şehir bu sokaklar seni
Alır kullanır seni alır kullanır santim santim çürüsün
Bazen bir uçurum kalır bazende martıların ardından velvele
Bir leş kalır bir intihar gibi pusht olunca sevdalar bazen


Sırtını duvara yaslar sırtını ağaca yaslar susarsın sen
Artık sen artık hiç bir sözü kaldıramazsın

Şimdi yeni bir sevdamı olur
kimsenin kapımı çalmadığı bi inzivamı
Tutar sıfırdan başlarsın
yoksa bu ilişkiler bu zaaflar seni
Yiyip bitirir seni yiyip bititir
Dirhem dirhem azalırsın.
 
82-BEN YANDIM
Hangi dilde ağlıyorsa insan
İşte ana dilidir ayrılmanın
Her sokağa şifa niyetine bir açlık
Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzakiık
Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk
Kitaplann arasında dolanmış ve sahte fikirlerle
dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş
Ve gri demirii bir yatılı okulda uzun uzun
Kimsesiz kimsesiz ağlamış
Uykusunda adın çağırmış
Nöbetlerde edebiyat sohbetlerde bir yarışma kavgası
Fikirden fikire sıratlar geçilmiş
Ne murat suyu kan aksın isterim
Ne şiirinden vazgeçerim kavganın
Mesleğim göze almaktır
Kalabalığa faydanın bedelini
Öderim sağdan soldan aldığımla
Sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur.
Her beladan bir alıntıyla kurtulurdum
İlla ki adını hatırlardım lazsm olanın
Bir siverek acısı aslında sevdiğim
Bir mezopotarnyalı kederi
Asur'un Ninova'nın kehaneti....
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında
Ben yandım.
Kimi cüret etsem sevmeye
Kendime küçük geîdim
Zayıf kaldım
He murathan esir düştüm
Sefil oldum.
Acılarım hep tavsiyedir
Çok sevdiğim bir şairden
Yok bira yok ne etsek olmuyor'un ranza arkadaşıyım
Bilinen en uzak yatılı bölge okulundan
Ben bıraktım siz konuşun,
Yoruldum ben siz koşun.
Iskartaya ayırın beni
Bütün ayrılıklardan.....
Küsmedim kardayım yediğim dayaktan
Şimdi yalnız, şan saman kağıt kokulu günlerde
Türkçeye çeviriyorum ayrılık acısını
Beni bırakın
Ben meçhul oldum
Gizli özneyim
Vatansız cümlelerde
Ben yandım.
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında.
 
83-KENDİM VE HEPİMİZ HAKKINDA

Bir gün herşeyinle dimdik
Her türlü kavgaya hazır
çıplak gergin
her sözü verecek kadar aceleci
tutamayacak kadar unutkan
sade çaresizken kadın
genelde erkek.

kendi sözlerinin gölgesine hayran
hiçbir şey gerçek değil alkışlar yalan
hala bir çift çarpık bacak
kendi resmi resmiyle barışık
küs eskisiyle ve eski sevgililerin hepsiyle
ama hala çok güzel
hakkında konuşmak senin
ben senden bahsediyorum yine
kime darlansa kalbim kimin kılığında.
ne zaman aklım çıksa yerinden
tuzu ayarında gözyaşlarıyla
dönmeyeceğime inandığım günlerde
bu seyrüseferden
(bu seyrüsefer sözünün burada geçme sebebi
tamamen kelimeyi sevdiğimden)
diyorum işte bu sefer oğlum
işte bu sefer
olacak olmakta olan
yanacak yanmakta olan
yok çare akacak akmakta olan düşecek...
ama hala çok güzel
hakkında konuşmak senin
düşünmek seni en ayıp kılıklarda
en düşmüş saatlerde
Hala güzel
Hakkında konuşmak senin...
Otuzu geçmişiz hiç haketmeyecek kağıtlarla
Oysa boş kağıt vermişiz geçmeyelim
Kalalım diye o sularda
Yalnız çirkince geçmiş bir gençliğin ağıtı
Bu kadar acıksız olurdu zaten
Çocuktum kürtlerin kuyruğundan bahsedilirdi
Nicedir uyruğundan bahsediliyor
Ve kim ne söylese bu mühim mesele hakkında
Mühim kanamalar tespit ediliyor hastanın dosyasında
Ve diyorum ki ben bazen
bu iki sevgilinin arasında
ve ikisinin eşit derecede akrabası
ilk kez bir düğünde adam hem erkek hem kız tarafı
Bağırıyorum şaka yollu
Olacak olmakta olan
Yanacak yanmakta olan
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst