bir tek seni unutamam..

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum
 
Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum
 
Yarime uzanmayan bütün dallar kırık” demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
“Ya öldür beni”dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
 
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.
 
İlişkilerimizi düşündüğümüzde, yanlış mı doğru mu dediğimizde ilk aklımıza gelen bizi acıtan ilişkilerimizdir.Çünkü; Yeri hala kanıyor ve acıyordur.

Her ilişkimizin bir sebebi bir hikmeti bir de bedeli vardır.

Yere göğe koyamadığımız adına sevgi ve aşk dediğimiz ilişkilerimiz vardır ki bunlar kalbimizin daha çok yıpranmasına güven duygumuzun çökmesine sebep olur.

Aşk arar
Aşk isteriz
Aşkımızı bulamamaktan korkarız
Bulduktan sonra da kaybetmekten

Gençlik duygularımızı kaybetmemek içinmi bilinmez
Gönül kapımızı her an yeni bir aşk hikayesi için hep açık tutarız.
 
Ruh mayasını mayamıza tutturmaya çalıştığımız
O mübarek duygu selini yaşamak istediğimiz o adamı o kadını arar dururuz.

Bulduğumuzda da kaybettiğimizde de ne hikmetse saçımızı başımızı yolar pişmanlık duygusuyla aşkın acısını çekeriz.

Ben yeterince kıymet verdim de o bunu anlamadı bir türlü diye söylenip bize göre haklı sebeplerle hayıflanırız kendi kendimize.

Buldu da bunadı deriz.

Biz mi hep yanlış adama yanlış kadına çatıyoruz?

Bu yanlışlıktan mıdır bilinmez mutsuzluk ekiyoruz sevmeye sevilmeye hasret kalplerimize!

Hele de bu aşk ilişkilerimizi neden bu kadar kolay harcıyoruz onu da anlamış değiliz.

Bir tek duyguların fiyatı yok değil mi efendim?

Oysa her seçtiğimiz insani ilişkimiz bizim tercihimizdir.
 
Kim bilir?

Belki de eski aşkımızın yarasına merhem olsun diye de seçmişizdir birbirimizi ne dersiniz?

Eğer böyleyse daha başından bitirilmiş bir ilişki gözüyle bakmalıyız bu birlikteliğe.

Belki zenginliğini
Belki güzelliğini
Belki huyunu
Belki suyunu
Belki mevkiini seçmiştik
Ya cahillikten ya da çok bilmişlikten, kimse kimsenin gönlünü ve dürüstlüğünü seçmeyi düşünmez.

Gönlüm gönlüne kondu başka yere konamıyorum dediğim o sevdiğim ne yapıyordur şimdi
 
kim bilir?

Ama seçim yapılmıştır artık geri dönemeyiz, ta ki yanlış ilişki olduğunu fark edeceğimiz o ana kadar.

Bu arada hasarlarımızı görme olanağımız olabilseydi keşke karşılıklı.

Eee her tercihin mutlaka ödeyeceği bir bedeli de olmalı değil mi?

Geliniz bir yudum nefes alıp kalbimizi beynimize çekip soralım kendimize.

Tercih mi?
Bedel mi?

Bedeli peşin düşünülmüş ilişkiyi tercih etmişsek şayet
Öyle göze alıp öyle sonuçlarına katlanmalıyız.

Bizi acıtan bu ilişkilere psikolojik olarak ne kadar hazırız o da meçhul.

Aşk ve sevgi duygusundan daha çok güven duygumuzun zarar görmesi bizi iyice yıpratır ve kendimize olan güvenimizi sorgulamaya kalkarız.

Bundan böyle şüphe ve kuruntunun girdabında çaresiz yüzmekteyizdir.

Ayrı ayrı yerlerde ama aynı kayboluş içinde boğulur gideriz duygusal yenilmişliğimizle.

Allah aşkına burada doğru düşünüp doğru cevap verelim
Sorduk mu hiç kendimize?
 
Bu adamla
Bu kadınla
Var olan ilişkimiz
Yani özelimiz dediğimiz nereye kadar sürer diye?

Mesela kendimizi ne kadar tanıyoruz?

Nasıl bir ilişkinin adamı ya da kadını oluruz diye
Hiç düşündük mü?

Bu tip ilişkilerden tek öğrendiğim şey,

Yalanların bana doğruyu öğrettiğidir.

Lütfen!
Allah rızası için gerçek aşk ve gerçek sevgi adına kendimizi dürüst olmaya davet edelim.

Geliniz yalanları yalanlara gömelim.

Çok güç değil,bizleri huzurlu ve mutlu yuvalarda yaşatacak değerlerimizi hatırlayalım.

İki kıçı kırık ilişkiye geleceğimizi peşkeş çekmeyelim.
 
Yani!
Adam olalım.

Birlikte yine göreceğiz ki doğrular özlediğimiz ilişkilere kavuşturacak bizleri.

Öncelikle yalansız dolansız dosdoğru yol almamızı tembihlesek kendimize kulağımıza küpe yapsak doğruluğu dürüstlüğü sizce ne kaybımız olur?

Körelmiş pişmanlıklarımızın ve günahlarımızın helal arzularımıza kavuşmamıza mani olmasına izin vermeyelim.

Umudumuzu bir an dahi yitirmeden ruhumuzun ışığını titretmeden sevgi dualarımızla besleyelim ki içimizde hasret kaldığımız o aşkı hak edelim.

Yaşamış olduğum ihanetlerin ardından
kangren olduğu için,
kesip köpeklere attığım kalbimin hatırasına yazdığım
kırık seslenişimi okudunuz.

Teşekkür ederim.
Zaman mı?
Zamanı takan kim?
 
Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir. Bertnard Russel
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst