bir arşivde benden inanılmaz fıkralar

Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar.
Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik.
Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum.
Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim?
650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim.
Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum.
Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak.
Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru...
Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
 
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir.
Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz kulubune goturmeye karar verir.
O aksam beraberce kulube giderler. Kapidaki bodyguard,
"Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der.
Karisi sasirir,
"Daha once buraya gelmismiydin Roger?"
Roger,
"Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..."
Iceri girerler ve bir masaya otururlar.
Garson gelir,
"Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?"
Karisi,
"Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?"
Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur.
Roger,
"Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek icmisligimiz var ordan yani..."
Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci,
"Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?"
Roger boka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar,
Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir, Karisi ofkeden patlayacak gibidir...
O sirada sofor arkaya doner ve soyle der,
"Bu geceki cok suratsizmis Roger!"
 
Cehenneme düşmüş olan bir adama önerilen cezalardan birisini seç diyorlar.
Cezalar kızarma, haşlanma falan ... Derken bizimki bakıyor ki, insanlar içi kanalizasyon suyu dolu bir havuzda beline kadar bu pis suyun içine girmiş sigara içiyor,
sohbet ediyorlar. Adam "bu çok da ağır bir ceza değil" diye düşünüp bu cezayı seçiyor. Havuza inince bir sigara yakıyor ve o sırada aşağıdan bir ses duyuyor:
-Mola bitmiştir, herkez aşağıya insin !
 
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu: "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip, dudaklarini islatti ve "Benden ne istersen alabilirsin" dedi, ben de arabasini aldim. Dursun; "Iyi etmissin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi…"
 
Adamın biri sabah evden ise giderken ilginç bir cenaze kafilesi fark eder. En önde yürüyen köpekli bir adam. Arkasında bir tabut ve onun 10 metre arkasında bir başka tabut. Bunları takip eden, tek sıra olmuş 200'den fazla adam. Meraklanır. Kafilenin başındaki köpekli adam hiç kuşku yok ki cenazenin sahibidir. Yanına yaklaşır ve sorar:
-Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?
Adam yanıtlar:
-Öndeki karım, arkadaki de kayınvalidem.
-Vah vah, başınız sağ olsun. Nasıl oldu?
-Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş. Köpek onu da öldürmüş.
Adam biraz düşündükten sonra sorar:
-Beyefendi, köpeğinizi ödünç alabilir miyim?
-Sıraya geç!
 
Uzaylı
Kamyon şöforünün biri yolda giderken bir anons yapılmış. 'Dünyayı uzaylılar bastı küçük boylu yeşil yaratıklar dünyayı bastı onları görürseniz dost olmaya çalışın'
Kamyon şöforü bu anonsu dinledikten bir süre sonra çişi gelmiş ve durmus tam çisini yapacakmış ki çalılarda bir hareketlilik görmüş ve aklına uzaylılar gelmiş ve dost olmak için 'Urfalıyam kamyon şöforüyem sizinle dost olmak istirem'demiş. Ses yok bi daha 'urfaliyam kamyon söforüyem sizinle dost olmak istirem 'demiş. Bu sefer çalıların arasından bir ses gelmiş' Adanalıyam kamyon şöforüyem rahat bırak da sı?am...
 
Daha sonra tekrar yola çıhtık bir bahmışam zürefe
çekmişem tüfengi furmuşam zürefeyi.

Maraba tekrar sorar;

-Agam zürefe ne olaki ?

-Marabalar eşşegi bilisiz.

-He agam bilirik..

-Aha işte zürefe eşşegin boynu uzun olanıdır.
 
Birgün ormancinin biri dallari nehrin üzerine sarkan agacin dallarini
keserken baltasini suya düsürür.
"Aman tanrim" diye bagirdiginda bir peri belirir ve "Ne diye bagiriyorsun?"
der.
Ormanci baltasini suya düsürdügünü ve yasamini sürdürebilmek için o baltaya
ihtiyaci oldugunu söyler.
peri suya dalar ve elinde bir altin balta ile tekrar belirir.
"Baltan bu muydu?" diye sorar. ormanci "hayir" diye cevaplar.
Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüs bir balta ile tekrar
belirir
ve yine sorar.
"Baltan bu muydu? "ormanci yine "hayir" diye cevaplar.
peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar
belirir ve yine sorar.
"baltan bu muydu?" ormanci "evet" der.
Ormancinin dürüstlügü perinin çok hosuna gider ve baltalarin üçünü
dekendisine verir.
Ormanci mutlu bir sekilde evine döner.

Bir zaman sonra ormanci esiyle birlikte nehir boyunca yürürken karisi suya
düser.
Ormanci "aman tanrim" diye bagirir. peri yine belirir ve sorar.
"ne diye bagiriyorsun?" ormanci "karim suya düstü der.
Peri suya dalar ve jennifer lopez le birlikte geri döner.
"Senin karin bu mu?" diye sorar. ormanci "evet" der.
Peri sinirlenmistir. "yalan söylüyorsun. gerçek bu degil" der.
Ormanci "özür dilerim peri, ortada bir yanlis anlasilma söz konusu.eger
Jennifer Lopez için hayir deseydim bu sefer Catherine Zeta-Jones ile geri
dönecektin, o na da hayir deseydim karimla dönecek ve her üçünü de
banaverecektin. ben fakir bir adamim ve üç karimin sorumlulugunu
tasiyabilecek durumda degilim. Jennifer Lopez e evet dememin sebebi budur.

Bu hikayeden alinacak ders : Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi
ve saygin bir nedenivardir ve bu baskalarinin yarari içindir. Kendileri
için
birsey istiyorsalarsa ekmek çarpsindir :))
 
Bir gün bi uçakta Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk,
laylaylom gidiyorlarmış. Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin
üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip
meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız.
İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın.
Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız.

Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur...
Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:

- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır.
Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır..
Geldik Türkiye'ye... Türk bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki
(o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra
başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki;
alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına,
götürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısına kızı evire cevire
çatır çatır s.ker.KGB nin de bişiden haberi olmaz.
 
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"
 
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor, bir de bakıyolar kocası eve erken gelmiş... Kadın panik içinde: - "Allahım bu nerden çıktı şimdi! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!" Adam pencereden aşaği bir bakıyor: - "Hayır atlayamam, deli misin, nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!" Kadın deli gibi koşturuyor: - "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür, atlamak zorundasın, hadi, çabuk çabuk!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor. Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bir tek kendisi olduğu için dikkat çekiyor... Koşuculardan biri soruyor kendisine: - "Siz hep çıplak mı koşarsınız?" - "Ah evet evet... Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok." - "Ama çıplak koşarken de kıyafetlerinizi hep elinizde mi taşırsınız?" - "Yaaa öyle... Koşu bitince arabama biner, giyinir, eve giderim diye." - "Gerçekten çok ilginç... Peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?" - "Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."
 
Yeni evlenen bir çift ilk gecelerini geçirmek için bir otele gitmişler. Adam kadına: - "Sen hazırlan ben geliyorum" demiş. Adam banyoya girmiş ve kahkaha atmaya başlamış. Kadın şaşırmış: - "Bu daha ilk gece, şimdi sormayayım daha sonra sorarım" demiş. Aradan yıllar geçmiş, çift evlilik yıl dönümlerini kutlamak için ilk gecelerini geçirdikleri otele gitmeye karar vermişler. Adam yine banyoya girmiş. Kahkaha atmaya başlamış. Kadın "bu sefer sorucam" demiş. - "Sen ilk gecemizde de böyle gülmüştün, ne oluyor içerde?" demiş. Adam: - "Yirmi sene önce gravatıma işemiştim şimdi paçama işedim", demiş
 
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"
 
Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın"Ah doktorcuğum"dedi."Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim." Doktor: - "Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin."
 
v
Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire, "Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar. Doktor da; "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider... Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der. - "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar... "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"
 
bu fıkra +18 dir
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<
<+18 ler okuyabilir<
<
<
<
<
<
<
<
<
sorunlardan sorumlu değilim
<

<
<
<
<
<
<
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor, bir de bakıyolar kocası eve erken gelmiş... Kadın panik içinde: - "Allahım bu nerden çıktı şimdi! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!" Adam pencereden aşaği bir bakıyor: - "Hayır atlayamam, deli misin, nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!" Kadın deli gibi koşturuyor: - "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür, atlamak zorundasın, hadi, çabuk çabuk!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor. Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bir tek kendisi olduğu için dikkat çekiyor... Koşuculardan biri soruyor kendisine: - "Siz hep çıplak mı koşarsınız?" - "Ah evet evet... Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok." - "Ama çıplak koşarken de kıyafetlerinizi hep elinizde mi taşırsınız?" - "Yaaa öyle... Koşu bitince arabama biner, giyinir, eve giderim diye." - "Gerçekten çok ilginç... Peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?" - "Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."
 
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi:

Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.
Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz,
karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat
12 'de Mac Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini
etekli tek parça elbise giyiyor demiş.
Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:
- S.... et benimkini seninkini arıyalım...
 
Üç ülke başkanları, Amerikan, İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklamsı yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.
İlk önce Amerikan konuşur; bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 USD gelir düşer, biz onlara 6500 USD veriyoruz,

1500 USD' yi ne yapıyorlar bilmiyoruz.
Sıra İngilize gelir bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor.
Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.
Sıra Türk'e gelir valla bizde dört kişinin açlık sınırı 800 000 000 TL gelir düşüyor.
Biz onlara 300 000 000 TL veriyoruz, onlar 500 000 000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz.
 
Bakan olan görgüsüz birisi şöförüne sorar. "Şöför söyle bakalım eşekle şöför arasında ne fark vardır?
" Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanım" diyor Bakan cevap olarak:

"Eşeğe çüs diyince, şoföre ise dur diyince durur" demiş. Bunun üzerine şöför çok sinirlenmiş ama karşıdaki
bakan olduğu için birşey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şöför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanım?
" der. Bakan da: "Sor bakalım" der. Şoför sorar: "Eşekle bakan arasında ne fark vardır?" Bakan bir süresonra:
"Bulamadım şöför söyle bakalım" diyor. Bunun üzerine şöför de: "Vallahi bakanım ben de bulamadim... "
 
biyoloji sınavı için öğrenciler hazırlıklıdırlar. hocanın deftere yazdırdığı her şeye çalışmışlardır.sınıfa girdiklerinde
masaların üstünde mikroskop görürler ve şaşkınlık içerisinde hocalarının açıklamasını dinlerler.

hoca der ki:" masalarınızın üstündeki mikroskopların camına böcek bacağı koydum inceleyip hangi
böceğe ait olduğunu bulacaksınız" bunun üzerine öğrencilerden biri sınavı yarıda bırakıp kapıyı çarparak çıkar.
hoca arkasından " kim bu sınıfı terkeden!!?" diye sorar. kapı aralanır ve çocuk bacağını göstererek
" tanısana bacağımdan ********" der..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst