bir arşivde benden inanılmaz fıkralar

Bir bankada 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:
- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin bankanın kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. hafta sonra müdürleri gelir:

- "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız katınızdaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:
- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:
- "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.
- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır grup müdürleri, bölüm müdürleri, proje yöneticilerini yiyip duruyoruz ki kimse farkına varmasın diye, nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yok senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!"
 
Padişah vezirini çağırmış, Bana öyle bişey yap ki özrün kabahatinden büyük olsun demiş. Aradan bir kaç gün geçmiş vezir ile padişah merdivenlerden aşağı iniyorlarmış. Vezir padişaha parmak atmış ve Padişahın gözleri faltaşı gibi açılmış hiddetle vezire dönmüş

Vezir:


-Pardon padişahım sizi Valide Sultan sandım demiş...
 
Adamın biri işten eve gelmiş bir bakmış, karısı başka bir adamla yatakta. Hemen tabancasını almış ve öteki adama:

- ’Madem karımı istiyorsun onu benden erkek gibi al. Seni düelloya davet ediyorum’...


Öteki adam bunu kabul etmiş, ikisi birlikte yandaki odaya girmişler kapıyı kapatmışlar, sonra kadının kocası öteki adama fısıldamış;

- ’Aslında kimsenin canının yanmasına gerek yok, ikimizde havaya ateş edelim sonra ölmüş gibi yere yatalım, karım ilk önce hangimizin yanına koşarsa en çok sevdiği odur’...

Böylece ikisi havaya bir el ateş edip hemen kendilerini yere atmışlar... Kadın silah sesini duyar duymaz koşarak içeri girmiş... Yere yatan iki adama bakmış ve bağırmış.....:

- ’Hayatım çıkabilirsin, ikisi de öldü..!!!!
 
Ülkemizden bir ağa safariye meraklı imiş,
her çıktığı safariden gelincede marabasını toplar onlara safari maceralarını ve avlarını anlatırmış.


Yine böyle bir safariden dönünce gene marabasını toplamış başlamış anlatmaya;


-Ula çıhmışıh eraziye bahmışam bir gergedan tak çekmişem tüfengi furmuşam gergedanı

Köylü bilmiyor tabi gergedanı hemen sormuşlar;

-Agam gergedan ne oli ?

Ağa sormuş;

-Ey maraba eşşegi bilisiz ?

Maraba hepbir ağızdan;

-He agam bilik.

Aga;

-Aha işte gergedan o eşşegin zırhlısıdır, demiş, sonra devam etmiş.
 
-Tekrar düşmüşük yola aha bir bahmışam bir zebra
hemen çekmişem tüfengi furmuşam zebrayı.

Maraba bir ağızdan sormuş;

-Agam zebra ne olaki ?

-Eşşegi bilirsiz ?

-He agam bilikk.

-Aha zebra o eşşegin pijama giymişidir, demiş ve devam etmiş.
 
Temel e sormuslar : "Güzel olmayi mi tercih ederdin yoksa aptal olmayi mi?"
Temel biraz düsünmüs, "Tabii ki aptalligi" demis. "Niye?" diye sormuslar. Temel,
"Güzellik geçiçidir." demis...
 
Temel, dere kenarinda oturuyormus. Oradan jeeple geçmekte olan bir adam
suyun derin olup olmadigini sormus. Temel,
- Derin degildir, geçebilirsin...
demis. Adamda Temel e güvenerek suya jeepiyle girmis. Jeep bir anda sulara
gömülmüs. Kan ter içinde sudan çikan adam Temel in yakasina yapisarak,
- Hani derin degildi ulan.
diyerek Temel i tartaklamaya baslamis. Temel de,
- Abi vallahi benim suçum yok. Demin bir ördek geçiyordu su beline geliyordu...
 
Temelle Fadime evlenmis, gerdege girmisler. Fadime daha çok toy oldugu icin
Temel in "Bak bundan sadece bende var..." demesine inanmis ve uzun süre
bunu böyle sanmis. Ama Temel in oturdugu mahallede bir de uyanik sütçü
varmis. Her gün Temellere gelen bu sütçü sonunda zaten saf olan Fadime yi
ayartmayi basarmis ve birlikte olmuslar. O aksam Temel eve geldiginde Fadime
Temel e : "Sen beni aldattin. Bundan sadece bende var demistin, ama sütçüde
de var..." demis. Temel olanlari anlamis ama bozuntuya vermemis, "Dogru, bir
bende, bir de onda var, ona da ben vermistim zaten demis.
Fadime karsilik vermis, "Madem öyle iyisini neden ona verdin?"...
 
Temel bir gün bir hayvanat bahçesine gitmis. Akvaryumlarin yaninda birini
görmüs. Adam elini akvaryumun neresine götürse balik da takip ediyormus.
Temel sormus :
- Ula bu nasi oliyi?..
Adam bilmis bir tavirla cevaplamis :
- Her zaman daha zeki olan yaratiklar kendinden daha az zeki olanlari
yönetebilirler...
demis ve oradan uzaklasmis. Birkaç dakika sonra geldiginde bir de ne görsün?
Temel akvaryuma agzini yapistirmis, balik gibi bir açiyor bir kapiyor...
 
Temel hastaneye gitmektedir. Giriste birinin agladigini görür. Yaklasir ve sorar,
"Hayrola hemserim!.. Neden agliyorsun?" Adam, "Kan tahlili yaptirmaya geldim.
Parmagimi kestiler." der. Bu sefer Temel daha siddetli bir sekilde aglamaya
baslar. Ne oldugunu anlayamayan adam Temel e sorar, "Hayirdir hemserim. Sen
niye aglamaya basladin?". Temel, " Ben..." der, "Idrar tahlili yaptirmaya
geldim"...
 
Temel ile Dursun araba ile Rize den Trabzon a giderken yolda arabalari
bozulmus olan iki kadin görmüsler. Hemen yanlarina gidip yardim
edebileceklerini söylemisler ancak bu yardimlarinin karsiliginda aganigi naganigi
isteriz demisler...
Kadinlar çaresiz kabul etmisler yalniz prezervatif takmalisiniz, yoksa hamile
kaliriz demisler. Neyse bütün isler bitmis, aradan bir hafta geçmis, Temel
Dursun a :
- Bana ne ya!.. Ben artik çikartiyorum bunu!.. Hamile kalirsa kalsin!..
 
Azrail Temel in canini almak için gelmisti. Temel hemen bir çare buldu. Isaret
parmagini agzina sokup, "aguk guguk" sesleri çikartarak bebek taklidi yapti.
Azrail durumu anlayip Temel in oyununu bozmak istemedi ve gitti. Ertesi gün
Temel ialmak için geldiginde Temel in kendisine bir emzik bile aldigini ve yerler-
de emekledigini gören Azrail, Temel e :
- Temel, gel attaaaa gidecegiz...
 
Temel hayvanat bahçesinde gezerken açik buldugu bir kafesten içeri dalmis.
Görevliler panik içerinde arkasindan bagirmislar :
- Hoop, dur ne yapiyorsun, orasi aslanin kafesi !..
Temel geri dönmüs, görevlilere söyle bir bakip,
- Sankimaslaninizi yeduk...
 
Temel hayatinda ilk defa memleketinden çikmis, güneye, Adana ya gidecekmis.
Adana da buna bir hevenk muz ikram etmisler ve bu muzlari memleketine
döndügünde yemesini rica etmisler. Aradan birkaç ay geçtikten sonra
Adanalilar Trabzon a geridönen Temel e bir mektup yazmislar... Mektupta
sormuslar, "Nasil, muzlari begendin mi?" diye.
Temel cevaben gönderdigi mektupta "Begendim ama çekirdekleri çok büyüktü."
demis...
 
Birgün Temel marketten bir kutu orkidle çikmis. Onu gören Dursun sormus,
-Ne yapacaksin orkidi?
-Sen bilmiyor musun Dursun? Onunla tenis oynaniyo, bisiklete biniliyo,
kosuluyo, oohooo, senin dünyadan haberin yok...
 
Temel sehre inmis. Bakmis pencere kenarinda bir papagan. Içinden :
- Allah allah kusa bak yav....
demis. Tabi bu arada papagan da Temel in kendisine baktigini görüp :
- Ne bakiyorsun hemserim...
demis. Temel biraz saskinlik biraz da saflikla :
- Afedersun hemserum. Ben seni kus sandiydum...
 
Akıl hastanesinde delinin biri başhekimden iki tane şişe ister.
Başhekim şişe yerine,deliye iki tokat atar.Deli kızgın bir şekilde odasına döner.
Ertesi gün deli başhekimin odasına gider.Girer girmez başhekime iki tokat atar.
nolduğundan habersiz başhekim; "Deliye naptığını zannediyorsun" diye çıkışır.
Delide "birşey yaptıgım yok efendim,dün verdiğiniz şişeleri getirdim" der.
 
Adam çok zamparaymis.Faaliyetlerinin sonucu olarak günün birinde hastaligi kapmis.Doktor
hastaligin tedavisinin çok kolay bir yolu oldugunu,bir hafta boyunca ufakligi her gün 15
dakika içi süt dolu bir bardagin içinde tutmasini söylemis.Adam hergün banyoya bir bardak
sütle girip kapiyi kilitleyerek tedaviyi uyguluyormus.Karisi durumu merak edip sordugunda
bir sekilde geçistiriyormus.Dördüncü gün banyoya girmis ancak kapiyi kilitlemeyi unutmus.
Bunu firsat bilen karisi kapiyi açip içeri girdiginde gördügü manzara karsisinda bir an
duraklamis ve "aaaaaaaa
kirk yil düsünsem bunun bir dolmakalem gibi agizdan dolduruldugu aklima gelmezdi" demis
 
tıp fakültesinde profösör derse girer ve öğrencilere tıpta önemli iki kuralın olduğunu
söyle...birincisi hiç bir şeyden mideniz bulanmayacak hiç bir şeyden tiksinmeyeceksiz...
şimdi size uygulamalı olarak gösterecem der ve masanın üzerinde duran cesedin anüsüne
parmağını batırır ve yalamaya başlar..daha sonra bu işi tüm öğrencilerin yapmasını ister.
bütün öğrenciler sıraya girer ve cesedin anüsüne parmağını sokar ve yalarlar.bu iş
bittikten sonra profösör "şimdi gelelim ikinci kurala" der.
"tıpta ikinci önemli kural gözlemdir" der ve ekler "ben cesedin anüsüne işaret parmağımı
soktum ama orta parmağımı yaladım
 
Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mi? Her ne
ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca'nin yuregine
bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
"Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!" diyecek olmus ama,
hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
"Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak'ka tesbih
cekiyor!" demis.
Hoca'nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
"Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa,
bizim halimiz nice olacak!"
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst