bir arşivde benden inanılmaz fıkralar

Adamın biri zilzurna içkiliymiş.Yolda yalpalıya yalpalıya ilerlerken birden yanından geçen adama demiş ki :
-Kardeş şu yukardaki güneş mi ay mı? Adam demiş ki :
-Bilmiyom kardeşim ben buralı değilim.
 
Bir adam güzel bir restorana gider yemeğini yerken güzel bir piyano sesi gelmektedir. Sağına soluna bakar ne bir piyano nede bir müzik sistemi vardır. Adam şef garsonu çağırır :
-Merak ettim bu piyano sesi nereden geliyor? Garson masa örtüsünü kaldırır. Adam hayretler içinde kalmıştır. Masanın altında 30 cm boyunda bir piyanist vardır. Bu piyanisti nereden bulduğunu sorar. Şef garson iki arka sokakta 3. direğin cinli olduğunu ve sadece bir dilek dilemesi gerektiğini söyler. Adam hemen kalkar ve direği bulur. Cin gelir :
-Emret sahip, der. Adam da dünyanın en güzel kırk kızını ister. Cin :
-Hemen, der ve kaybolur. Ama adam şaşırmıştır. Çünkü cin dünyanın en güzel kırk kazını göndermiştir. Hemen restorana döner ve garsonu bulup anlatır. Garson cinin kulaklarının ağır işittiğini söylemeyi unuttuğunu söyler ve ilave eder. -Herhalde bende 30 cm boyunda piyanist istememiştim, der
 
v
Adamın biri lüks bir lokantanın vitrininde şu ilanı görür. "Yemeği siz yiyin, hesabı torununuz ödesin". Fikir çok cazip gelir ama yinede emin olmaz içeriye bir kez daha sorar.
-Gerçekten yediğim yemeğin parasını torunumdan alacaksınız?.
-Evet, der lokanta sahibi. Bunun üzerine patlayana kadar yiyip, aklına geleni sipariş eder adam. Tam kapıdan çıkacakken garson gelir ve hesabı uzatır. "20 milyon"
-Bu da ne demek hani parayı benden almıyordunuz, der.
-Evet efendim almıyoruz. Bu zaten büyükbabanızın hesabı
 
Adamin biri ismini degistirmek için mahkemeye basvurmus... Hakim Sormus :
- Adin ne ?
Adam Cevap vermis :
- Hasan H*yar, efendim...
Hakim :
- Isim degisikligi istemekte haklisin evladim... Peki yerine ne istiyorsun ?
Adam :
- Kazım H*yar...
 
Adam sünnetçi dükkanının vitrinine çalar saat koymuş biri de merak etmiş :
-Yahu sünnetçi vitrininde çalar saatin işi ne? Sünnetçi fena fena bakmış :
-Yani vitrine ne koyaydım?
 
Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş :
-Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona :
-Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum
 
Birgün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor :
-Bu deve nasıl gider?, diyor. Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor. Alıcı :
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor. Sahibide .
-Allahım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-Allahım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.
 
Birgün üç dilsiz adam karşılaşıyorlar. İşaretlerle birbirine merhaba diyorlar! Adamın birisi :
-Hayrola çok yorgun görünüyorsunuz? diye işaretle sorar. Öbür ikisi :
-Ellerimiz ağrıyor, dün sabaha kadar şarkı
- türkü söyledik işaretle demişler
 
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.

2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu ********e üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
 
Adamın biri falcıya gitmiş. Falcı şöyle bir yüzüne baktıktan sonra, sen bir gün milyonlarca İnsanin ölümüne neden
olacak bir şey yapacaksın demiş. Adam bunu duyunca dünyası yıkılmış ve İntihar etmeye karar vermiş ve en yakın tren

yoluna giderek raylara oturup treni beklemeye başlamış. O anda biraz ilerde rayların üzerinde oynayan 3
-4 yaşlarında bir çocuk görmüş.Treninde geldiğini fark edince kendini boş verip koşarak çocuğu kucakladığı gibi
raylardan çekip almış, kıl payı kurtulmuş çocuk.Adam sormuş
redface.gif
ğlum burada oynamak çok tehlikeli, nerde oturuyorsun sen?

Çocuk: Şurada ilerde amca demiş.Adam: Adın ne senin oğlum ? ''Adolf '' amca...
 
Üç kız üç erkek genç okulları kapanınca tren ile tatile çıkmaya karar verirler. İstasyonda bilet alacaklar kızlar
gider 3 adet bilet alır. Erkekler ise bir bilet alır. Kızlardan biri sorar: neden bir bilet aldınız? Erkekler

bekleyin ve görün der. Trene binerler hareket başlar. Kondüktörün sesi ileriden duyulur: Bilet, Bilet. Üç erkek
tuvalete girer. Kızlar biletlerini verirler. Kondüktör tuvalet kapısını tıklatır ve bilet der. kapı hafif açılır
bir bilet verilir. Kızlar çok şaşırmıştır. Erkekler çıkar ve hep beraber gülerler. Kızlar biraz bozulur.
Tatil süresi boyunca erkekler dalga geçer. Tatil biter yine aynı yolla geri dönülecektir. Kızlar hemen gider
bir bilet alırlar. Ama erkeklerde hareket yok. Kızlar sorduğunda ise yine bekleyin ve görün derler. Tren gelir
hareket başlar. Kondüktörün sesi duyulur: Bilet,bilet.Erkekler ve kızlar aynı anda karşılıklı olan tuvaletlere girerler.
Uyanık erkeklerden biri çıkar kondüktör gelmeden kızların tuvaletinin kapısını tıklatır, kızlar bir bileti hemen uzatır.
Erkek alır ve yerine döner. Kondüktör geldiğinde ona uzatır..
 
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş .. Aziz Peter'in karşısında cennetin kapsında duruken arkasında
saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş, ve sormuş:

-"Bu saatler ne böyle??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bunlar yalan saatleri. Dünayadaki herkesin bir yalan saati vardır.. Her yalan söyleyişinde saatteki
ibre hareket eder.." Ramsfeld:
-"OO, peki bu kimin saati?"
-"Bu Azize Teresa'nın saaai.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş..
-"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati??" Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bu Abraham Lincoln'ün saati.İbre iki kez hareket etti, yani Abe tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi..
" En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:
-"Peki Bush'un saati nerede??"
-"Bush'un saati Isa'nın ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullanıyor.."
 
Tayyip'le Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
Bush, Tayyip'e "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" der.

Tayyip altta kalmaz ve karsilik olarak "Bizde öyle bir teknoloji var ki,
partimizin bütün üyelerine 100 metreyi 3 saniyede kosmayi ögretiyoruz" der.
Türkiye'ye döndügünde Tayyip'i bir düsünce alir. Danismanlarini çagirtir ve
attigi palavrayi anlatir. "Haftaya Bush geliyor. Yalanimiz ortaya çikacak,
acaba ne yapsak?" diye sorar. Danismanlarindan biri hemen yanitlar:
"Onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu?" "Hayir sormadik"
"O halde hiç korkmayin basbakanim, alin Bush'u Anitkabir'e götürün.
Atatürk'ü diriltmesini isteyin. Diriltmezse o rezil olur. Yok eger diriltirse,
siz zaten 100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz......!!!"
 
Hitler belasının dünyayı kasıp kavurduğu dönem. Fuhrer emretmiş öyle bir otomobil
yapın ki demiş eşi olmasın gerçekten ilginç bir otomobil yaratmışlar su derdi yok

az benzinle çok kilometre falan filan adını da halk arabası
-volkswagen koymuşlar ilk arabaya binen Hitler pek beğenmiş, güzel dışardan küçük görünüyor
ama buna 5 alman ve 300 Yahudi kolaylıkla sığar. Çekine çekine sormuşlar büyük Fuhrer 5
alman alması doğru iki öne üç arkaya ama 300 Yahudiyi nasıl alacak 5i tamam da oteki 295
yahudi nereye sığacak? Hitler Nereye olacak? demiş otomobilin kül tablasına.
 
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen "Çocuklar konu serbest,
hayvan resimleri çizin bakayım" dedi. 10 dakika sonra küçük Ahmet el kaldırdı.

Öğretmen yanına geldi. Resim kağıdının üzerinde bir sinek duruyordu.
Çocuğun bu sinekten şikayetci oldugunu zanneden ögretmen eliyle sineği kovaladı ama
hayvan hiç hareket etmedi. Biraz daha dikkatli bakınca da sineğin gerçek olmadığını
farketti. Bu bir sinek resmiydi. Öğretmen şaşkınlıkla sordu:
-Senmi yaptın oğlum bu resmi?
-Evet öğretmenim.
-Peki bir de at resmi yap bakayim. Küçük Ahmet öyle bir at resmi çizdi ki, at,
sanki kağıttan fırlayıp çıkacak. O kadar canlı. Şaşıran Öğretmen:
-Yavrum beni hemen babana götür. Sen müthiş bir yeteneksin. Burada harcanmaman gerekir.
Derhal güzel sanatlara transfer olman lazım. Babanla konuşmalıyım, dedi.
Son dersten sonra Ahmetle beraber yola koyuldular. Dar bir patikadan bir gecekonduya
geldiler. İçerde, yatakta, dizlerini karnına çekmiş,üzerinde yorganı bir adam yatiyordu.
Öğretmen konuşmaya başladı:
-Geçmiş olsun efendim.
-Tesekkürler.
-Ben oğlunuzun...
-Allah kahretsin oğlumu.
-Aman böyle söylemeyin,yaptığı resimler...
-Onun yaptı resimler yerin dibine batsın.
-Ama beyefendi böyle yetenekli bir çocuğun...
-Yeteneğine başlatmayın şimdi.
-Peki ne oldu, niçin böyle kızgınsınız oğlunuza ?
-Neden olacak, dün gece eve biraz çakırkeyif geldim. Bu eşşoğlu sobanın üzerine çıplak kadın resmi çiziktirmiş.
 
Dünyanin en ünlü kalp doktoru De Bakey in arabasi bozulmus, arabasini tamire
götürmüs. Tamirci arabasinin kaputunu açmis ve De Bakey e dönerek :

- Size birsey soracagim. Siz ve ben neredeyse ayni isi yapiyoruz. Mesela ben
simdi itina ile kaputu açacagim, bir bakista problemin nerede oldugunu
anlayacagim, kapakçiklari temizleyecegim, gerekirse kablolari, motor yagini
degistirecegim, hatta çok gerekli ise motoru çikartip yerine yenisini takacagim.
Söylesenize nasil oluyor da siz milyon dolarlar kazaniyorsunuz ama ben metelige
kursun atiyorum?..
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulagina egilmis :
- Bunlarin hepsini motor çalisirken yapmayi denesenize :=)
 
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
"Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet

biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk,
"ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"
 
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis : "1912" diye.
Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis : "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan ölenlerin isimlerini!"
 
Sultan en güvendigi adamini Arabistan'a hünkar göndermis. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmis, araplar entari giyorlar ama alta donlari yok. Bir rüzgar estimi, manzara felaket!
Haber salmis, altina don giymeyenler kadi huzuruna çikartilip, hapsedilecek. Aradan günler geçmis Arabin bir tanesi don giymemis ve ilk rüzgarda olay farkedilmis.
Kadi huzuruna çikartmislar. Kadi sormus;
-"Adin?"
-"Aptülmecit"
-"Baba adin?"
-"Aptülleziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karim var!"
-"Kaç çocugun var?
-"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, besincisinden 18 tane."
Kadi kararini vermis ve söylemis:
-"Aptulleziz oglu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadigindan beraatine karar verilmistir!"
 
Maçtan dönen Kağan arkadasi Tolga ya maçi anlatiyordu;
- Sonunda ne oldu biliyor musun?
- Ne oldu?
- Misafir futbolcular stadyumda gol yerine dayak yediler
- Tabii oglum, misafir umdugunu degil buldugunu yer
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst