Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Yokluğun içimde ateşten bir gömlek. Her gün yenisiyle değiştiriyorum. Her gün bir öncekinden daha çok yanıyor canım. her gün bir öncekinden daha çok ölüyor ruhum. Senin sevginle hayat bulurken diğer yandan yokluğunla biraz daha yok oluyorum.

Yokluğun içimde fırtına önceki bir sessizlik. Her zamankinden daha çok durgunum, her zamankinden daha çok yaralı. Rüzgarda yolunu şaşırmış bir kelebek misali salınıyor cansız bedenim sensizliğin girdabında..

Sana deli gibi aşıkken kollarımın hep boşluğu sarması acı veriyor. Sözler dokunuşların yerini almıyor. Bu yüzden ne söylesem hep yarım ne yazsam hep eksik kalıyor.

Seni sensiz yaşamaya alıştım demiştim ya.. Yalan söyledim sana. Kendimle birlikte kandırdım seni de.. Bir avuntuydu imkansızlığına karşı.. Bir teselliydi çaresizliğimize nispet.. Hani sensiz yaşayamam ben ölürüm demiştim ya sevgili.. Şimdilerde nefessiz kalışım bu yüzden.. Ben sensizim yokluğunda.. ben nefes alamıyorum.. ben ölüyorum sevgili.. ben ölüyorum.. yokluğun ölümün diğer adı..

Bugünlerde garip bir hal var üzerimde.. Alıştım sandığım yokluğun yüreğimi eziyor. Şarkımızı dinleyemiyorum artık.. İmkansızlığın ruhumu yakıyor. Şarkımızdan akan her ezgiyle, gözümden akamayan kristal gözyaşlarım kalbimi acıtıyor.. ben güçlü değilim.
Kalbim kalbine emanet yar..


Hani derler ya, "gitmek mi zor kalmak mı"... ben bu sorunun cevabını veriyorum şimdilerde gece gözlüm. Benim için en zoruydu aşkını sensiz yaşamak, seninle sensizliğinde kalmak.
Herşeyi ardında bırakıp da gitmek.. ruhunu emanet aldığın yere teslim etmek..


Adını kurutulmuş bir gül gibi yüreğimde saklıyorum
bu sevgiyi senden uzakta sensiz yaşıyorum
ne sesin var ne kokun
"hangi günahın bedeli senin yokluğun!"
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Ah bu aşk öyle büyük ki bütün benliğimle ona tutundum. Elim, ayağım, hayatım, nefesim, kanım, canım oldu.
Onun haberi olmadan ne adım atabiliyor ne başka bir şey yapabiliyordum. O canımdan bir parça olmuştu. Öyle güzel yüreği vardı ki; o masum bakışları, saçları içimi eritiyordu. Aynı toprakların üstünde sınırlı bir bölgede ulaşamıyorduk birbirimize. Öyle zordu ki onu yaşayıp tüm benliğimle sarılamamak öpememek. Bu acının ölümden beter olduğunu kimse bilemezdi. Kendi odamın duvarları ile dertleştim hasret gecelerimde. Resmine sarıldım resmini öptüm resmiyle konuştum. Günden güne eriyip bittim. Bu şehir zindanım oldu ne koşup kavuşabiliyor ne elimi uzatıp o sıcacık ellerinden tutabiliyordum. Ama artık tahliye oldum her şeyi göze aldım.
Beni uçurumun kenarından bir melek misali alan gülümü; karış karış bu toprakları arayarak bulma vakti geldi. Önümde ne onun şehir dışına çıkışları ne benim ardında ikiye bölünmüş çifte yüreğim gözü yaşlı bedenim ne de başka bir mani. Son kez dirildim tüm benliğimle artık. Gücümü topladım titreyen ellerimi tekrar dirilttim. Meleğime koşma vakti geldi.
Aramızdaki köprüyü aşıp sonu ne olursa olsun kollarımın arasına alıp ardıma bakmadan seninle beraber gideceğim. Artık benliğin yalnız olmayacak beraber olacağız. Yalnızlığını paaylaşacağım sıcacık ellerini tutup gözlerinin içine bakıp 'Meleğim Seni Seviyorum' deyip. Bekle beni gül kokulu yârim 5 gün bilemedin 6 gün daha bekle. Ellerin ellerimde bedenin kollarımın arasında olacak. Bu şehrin her noktasında aşkımızı yaşayacağız. Tüm hasret gecelerimize tüm aramıza çıkan engellere nispet yaparcasına. Ellerin ellerimden gözlerin gözlerimden hiç ayrılmayacak.Kollarımın arasına hapsedip, yüreğimin en saklı noktasına kilitleyip, ellerini ellerime kelepçeleyip seni alıp gideceğim.
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Yapraklar dökülecek ardımızdan..Sonbahara dönecek şimdi bu bahar vakti mevsimler.. Çünkü bitişi vuruyor saatler.. Bembeyaz bir örtü kaplayacak her yanı, soğuk..İçim üşüyecek sen yanımda yoksun diye.. Kal diyeceğim de, gitmeyi isteyen benim galiba.. Gidiyorum diyorum, bu dönemeçten sonrası yok diyorum..Olmuyor.. Sana yakınken başka bir sevdaya dokunulmuyor.. İçim üşüyor sevgili.. Değince tenin tenime ısınıyorum da yokluğun buna fırsat vermiyor. Keşke diyorum ve susuyorum, çatışıyorum sonra kendimle..Sana yalanlar söylüyorum..Kendime söylediklerimden daha hafifler.. Olmuyor.. Biz dediğin, yıkık bir kentin sevdaya yanık çocukları, ayrı düştük ama aynı yürekteyiz..Şimşekler çakarken senin gözlerinde benim içime düşüyor fırtınalı yağmurlar.. Bak yine yağmur var dışarıda, ılık esen rüzgar ve yine İstanbul, aklıma düşüyorsun.. Konuş benimle ve söyle, ne var bize dair yüreğinde.. Git diyorsan giderim, üç beş kırık cümle bırakarak geride..Sadece sevmiyorum de, geriye kalanları düşünme..Zaten soluyor susuz kalan aşk, dokunup dökme.Sonsuzluğa çıkan bir ses var içimden şimdi..Belki bir yakarış gibi, belki de çaresiz;Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki.. Bana sevdalı gözlerin vardı ya bir zaman.. Şimdilerde saklamaya çalıştığın.. Giderken yalnız onlar saklı kalır yüreğimde..bunu da çok görme...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Gömün Beni Bugün Yüreğime ..

Yüreğime gömün beni bugün.
Yoruldum sivri çakıl taşlarına benzer aşkların üzerinde yürümekten.
Dalgaların kıyıya vurup, savurup koynuna aldığı ince bir kum tanesi olmak istiyorum.
Ve boğulmak kendi mavilerimde.
Deniz yıldızının beş kolundan bir tanesi bile saramadı beni.
Oysa ince sızılara da,
keskin acılara da alışkın benim bedenim.
Suların durulduğu bir denizde
oynaşan martıları hiç izlemedim...

Yüreğinize gömün beni bugün.
Evrenin bütün güzelliklerini kutsayan yüzümü gömün yüreğinize.
Yorgunum kırık dökük kelimelerle konuşmaktan.
Yorgunum boş yüzeylere dolu kelimeler yazmaktan.
Usandım kendini tekrarlayan başlangıçlardan...


Ölümün kara lekesi düştü önüme.
Belki bedenin kan rengi vedası daha kolaydı.
Evet eminim daha kolaydı, lime lime doğranan bir ruhun çırpınışlarından.
Nefes alan ciğerlerin bir susuşu yetiyor ölümlere.
Ya ruh?
Zerrelere bölünüp bölünüp acılarını katlama derdinde.
Hangi doktor çare bu derde?
Yapışır mı acaba parçalarım en kuvvetli yapıştırıcılarla?
Tuzla buz oldum...

Kendi yüreğimin kara deliklerine saklanmak istiyorum.
Hiçbir ışığın sızmaya gücünün yetmeyeceği,
hiçbir umut çiçeğinin yeşermeye yeltenmediği.
Hayallerin kucağında öyle gündoğumları,
öyle manolya kokulu ilkyazlar yaşadım ki,
ağır geliyor artık sabaha varmayan gecelerin gerçekliği...
Saklanmak kendime ve yavaş yavaş yokolmak istiyorum.

Gömün beni yüreğimdeki küçük kızın gözbebeklerine.
Balköpüğü damlalar damlıyor göğsüne.
Çocuklara özgü umursamazlık,
çocuklara özgü vurdumduymazlıkla yaklaştı aymazlıklarınıza.
Uçurtmalar uçurdu bilmediği gökyüzüne.
Bir bedenin içine sığmayan kocaman ruhumu da gömün birlikte.
Güzelliğe tutkun, şehvete aç bakışların yükü altında ezildim.
Bir perde gibi örttü insana dair güzel yanlarımı bu süslü elbise.
Dokunabileceğiniz yumuşacık bir ten isteyen elleriniz,
öpebileceğiniz arzulu dudakları hedef belirlemiştiniz.
Oysa dokunmanın hiç aklınıza gelmediği bir yüreğe de sahibim ben.
Orada ebruli bir kadın bekliyor...

Kendimden yorulup, kendime kaçmanın kısır döngüsüne yolculuğum.
Ne menzili biliyorum, ne hedefin farkındayım.
Bir cenin olup annemin kutsal bedenine geri dönmek istiyorum.
Oysa yalnızlığım öyle koyu bir renk ki bugün,
toprağa bile koyamıyorum.


"Kayıp" ilanı vermek istiyorum ruhum için.
"Bir tutam umuda muhtaç, yarına dair özlemlere aç, belirsizliğin kıskacında yarım bir ayraç"
Var mı böyle bir ruh etrafınızda sahipsizce dolaşan?
Kayıptır kendisi.
Ulaşın lütfen sahipsiz bedenime,
ruhsuz boğuluyorum çok ama çok derinlerde...

Kendi yarattığım sahte balonların içine oturup,
kendi yarattığım sahte diyarları izledim gökyüzünden.
Kulaklarım sağır oldu patlama sesinden.
Patlayıp sönen sahte balonum muydu, boş hayallerim miydi bilemedim.
Patlama sonrası sessizliğindeyim ben...

Küçük bir masal ülkesi kurmuştum kendime.
Kraliçesi ve tek hakimi olduğum.
Sınırlarımı yerle bir eden bu deprem nereden çıktı birden?
Fay hattının tam üstünde mi inşa etmişim değerlerimi?
Kaçışlar çözüm olur mu ki?
Yıkılan binaların taze yanık ve toprak kokusu mu,
yoksa yıkılan değerlerim mi hıçkırıklarımın sebebi?
Bir kaosun içinde içiçe geçmiş hepsi...

Gömün, gömün beni yüreğime.
Emanet ediyorum elimde kalan son üç beş sevincimi bir avuç dosta.
Tek mirasım bu, o da yalnızca anlayana....
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

14vc2kc6.jpg
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

.................................................. ..........Bir
.................................................. ........Yildiz
.................................................. ..Var semada
.................................................. .Piril piril parlar
................................................As iklara goz kirpar
..............................................Onla rin askiyla isildar
.........................................Gunduzler i gunesden kacar
...................................Gecenin mavi atlas ortusuyle cikar
...Sanki butun asiklarin yoluna isik tutar,onlarin saadetiyle gokde raks eder
.......Caglayan kalblerine sevgi olup dolar,onun isiginda mutludur asiklar
.............O asiklarin sahididir,isiklari yureklerine umit asilar sevgililerin
.................Aksami guc ederler,ask yildizini izlemek en buyuk zevktir
......................Sevgililer ask dolu gozlerle ona bakip hayal kurarlar
..........................Yildiz onlarla oyun oynar gecer bulutlarin ardina
..............................Sevgililer beklerler...nazlica buluttan siyrilir
..........................Goz kirparak kacar.......sehere kadar gelmez
.......................O asiklara hayran................asiklarda ona hayran
.....................Asiklarla yildiz...........................arasindaki baglara
..................Kimsenin akli..................................ermezken bir gun
................Yabanci biri............................................or taya cikiverdi
.............Ismini kimse............................................. ...duymamisti ki
...........Kiskanclik............................. ..............................girdi araya
..........Husran.................................. ....................................kos gel
.........Dedi..................................... .........................................ama
.........Ask...................................... ............................................bir
.................................................. .........Yildizdir
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Yine de sen,
Son sevdiğim!

Uğruna sevgiler, aşklar tükettiğim,
Yine de sen,
Tek bildiğim..
Yollarına aşk tohumları serdiğim...

Korkularımın yakasından tutup silkiyorum birer birer artık. Başımı dimdik tutup, gözlerinin içine baka baka söyleyebiliyorum, ertelediğim her ne varsa. Dönüp bakmıyorum bile ardımda birikmiş karanlığa.
O karanlık ki; kibirli gözlerini dikip üstüme, içine almak istercesine beni, nereye gitsem takılıyor peşime. Ben artık aldırmıyorum ona.. Yürüyorum, seni, sevdanı, ışığını katıp yanıma...



Bu can buna hayran,
Sevişine kurban,
Alıştırmasaydın insafsız..
Bu can sana hayran,
Gülüşüne kurban,
Şimdi vazgeçemem ben inan...



Sanki ellerindeymiş bütün kilitli kapıların anahtarları. Senin yüreğindeymiş, yüreğimin aydınlığı. Sanki seninleymiş bütün çıkmazların çıkış yolları..
En yakınımda olmana rağmen, seninle ama sensiz geçirdiğim tüm zamanlara yanıyorum şimdi. Korkularıma, gözyaşlarıma, söylemediklerime, ertelediklerime bakıyorum dönüp te.. Öyle anlamsızlar ki hepsi, hiç yaşamamış sayıyorum .



Kurşun adres sormaz ki,
Yaktın beni en derinden,
Depremlerde yine yüreğim,
Yangınlar çaresiz...


Aldığım her nefeste daha bir doluyorsun içime adeta. Zaman akıp geçtikçe daha sıkı tutunuyorum sevdana, hiç bırakmamacasına..Hiç bir şeyi umursamıyor bu arsız yürek, hiç bir şey mağlup edemiyor onu, yokluğundan başka.

Dön gel yine sev beni,
Sar sevgine sevgimi,
Nefes gibi muhtacım sana...


Sensizliğimde canım yanıyor.. Dünden çok yarından az. Hiç hissetmediğim bir şeyler oturuyor içimde, esir alıyor gözlerimi bir kaç damla gözyaşı. Gözlerimi kapatıyorum, sen oluyorsun hayallerimin baş köşesinde..
Gülümsemelerimin bile üzerine bir bulut çöküyor adeta.. Ne kadar uzak ta olsan, o kadar yakınımdasın sen oysa.


Yine de ben,
Hep seninim!


İlk şarabı senin elinden içmişim,
Yine de sen,
İlle de sen,
Benim ilacım bil ki sende sevgilim...


İsterse dursun zaman, hiç geçmesin önümüzden, isterse geçip gitsin beklemesin beni, bizi..
Varsın bugün son günü olsun hayatımın, değil artık umrumda .


Günahın özüyse seni sevmek,
Cezam, cehennem olsun..
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

ya yeter be arkadaşım... sen edebiyat içerikli konular yükleme foruma.... senin (nerden-nasıl buluyorsan önemli değil) konu ve içerik seçimin beni melankoliye sürüklüyor. uzun zaman toparlanamıyorum... hani arabesk şarkılar çıkardı piyasaya her kes kendisine yazılmış hissine kapılırdı. kendi bilinçaltında derinlere gömdüğü, ertelediği, cesaret edemediği o duyguları o şarkı dile getiriyor diye bu millet kanıksar- benimserdi o şarkıları oysa işin özü şuydu o şarkılara ekmek parasını öderken:TEŞEKKÜRLER BENİM ANLATAMADIKLARIMI BENİM YERİME ANLATTIĞIN İÇİN... bu protest müzik için de geçerli... ezilen, susturulan, aç olanların dertlerinin dile gelemsi idi ve birileri bu durumu da paraya tahvil edecek şekilde istismar ederdi... hasılı; seçimlerin benim debeder ediyor muhterem... yazana kızıyorum neden bırakmadı ben yazayım... sana kızıyorum sen değil de sen den önce neden ben ithaf etmedim sevgiliye... sen gel koyu muhabbet, geyik bölümü, kadınca, ilginç resimler, yeni üye soru ve sorunları... bul işte kendine bir meşgale... zayıf ve naif duygularımla oynama duygusuz... duygusuz şey!.... bırak biraz yılan uyusun.... her seferinde yakıyorsın mehtaplı bir gecede kumsalda kocaman odunların yığıldığı bir meydan ateşi... etrafında kalabalık ve neşeli insanlar dansetse de o sıcaklık ulaşıyor kuytularda , serinlerde kış uykusuna yatmış yılan misali bilinçaltı tanınmayan kişilik yönlerim... uyandırma... sana duam da, bedduam da şu: duygusuz! bir duygusuza toslayasın..........................
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Aşk sana, gitmek kadar yakındı.. Bir rüzgar ile yollara düşebilen aklından, paslanmış aşk tortuları çıkabilirdi sadece. Sessizliğinle gelip geçerdin şehirlerimizden. Sana aşık yürekleri birkaç dakikalığına ziyaret ederek kayıtsızca, umarsızca çekip giderdin... Yüreğin yollara bölünmüştü senin.. Aşk sana gidemediğin yerler kadar yakındı ancak. Vardığında hayali son bulacak şehirlerin gibiydi... Ben seni bir akşam sonrası, ıssızlığına terk edilmiş o istasyonda gördüm ilk. Gerçek miydin, yoksa denizleri andıran gözlerini taşıyan, o saf,masum nilüfer kokulu yüzün bir sanrı dan öte değil miydi... Yalnızlığımı paylaşan eskimiş yarı kırık bankın üzerinde oturup hiç gelmeyecek bir yolcu bekler gibi raylara bakarken nereden de gelmiştin...

Yollara olan aşkından bahsederdin, ona olan tutkundan.. Sabitlenemeyen çelişkili ruhlarının bastırılmışlığı altında büyük bir sevdayı gizlediğin belliydi bakışlarından. Tutamadım bir an kendimi... Bir ses koptu içimden incecik bir tınıyla, kulaklarımın bile zor işitebileceği... ve sonra, kalkıp gittin yanımdan...Ben yüzüm raylara dönük, arkama yığılı şehirleri bırakmışlığımla kaldım oracıkta.. Bir akşam sonrasıydı, rüzgar aşk gibi esiyordu üzerimizden.. Rüzgara aldanan yüreğinle, sallanamayan mendillere karışan gözyaşlarının eşlik ettiği , başka bir yola düştün, içine bir nebze ben koyamadan...

Aşk sana, gitmek kadar yakındı... Yolu ikiye bölen şeritler gibiydi yollar, hayatla senin aranda. İkiye bölünmüşlüğünün farkındalığını unutmak için kaybolmayı seçmiştin. Çok eskiden birini seviyormuşsun, öğrendim.. Yollarda mı kaybettin onu yoksa.. Bir yolculuğun başlangıcında yitirilen bir aşkın yasımıydı senin gitmelere sebep olan tutkun. Ne kadar gidersen o kadar iyiydi senin aşk kadar güzel ve yakıcı yüreğin için. Bir yerlerde karşılaşma hayalinin kurbanlarındandın belki de, yolu parçalara bölen şeritlerin arasında yitirilmişliğine ulaşmayı amaçlamaktı belki de bütün yolculuğun.. Biri seni sevse korkardın, kaçardın kendinden kaçar gibi, bulunamayan o yabanıl aşklarımızın ölümü düşerdi aklına, susardın.. Gözlerinden anlasınlar isterken, sözcüklerini hiçliğe kurban ederdi aşk düşkünleri. Yapacak tek şey vardı ya, onu yapardın..Giderdin...

Zamanla akşam sonraları, kalabalıklaştı bu ıssız istasyon. Kırık bankımı mesken tutanlar "sarhoşlarım"ın dışındakiler de oldu. Gözlerim çok uzaktaki bir dağın tepesine takılı kalmıştım. Biri sordu ne oluyor diye, sana baktığımı söyledim, her dağın doruğunda sen varsın diye bakışlarımı geçirirdim uzaklara, bilmezlerdi. Sarf ettiğin son sözün kıyısında oturmuş, sensizliğe isyan olsun diye suyun içersindeyken bile kendini kurutan bir papatyanın özünde gördüm seni bir an. Gözlerin gözlerime yakın, yine savrulmuş bir kelebek misali güçlü görünmeye çalışan ama o incecik kanatlarıyla dirnemeyen bakışlarını gördüm. Neydi, bu sis dumanı kaplamıştı bakışların. Bu hayalin içinde ne anlatmaya çalışıyordun.. ?

Ben seni eskimiş bir aşkın yasını tutarken tanımıştım. Sen gelmeden önce sözlerin geçmişti içime..Sen gelmeden önce acıların geliyordu önünden. Yollar tükenir miydi sende bilmiyordun, gittikçe azalabilir miydi içinde gizliden gizliye sakladığın sevdaların. Gitmekle başlıyor sanıyorduk hayat, oysa gittikçe hayata gömülenlerdik biz..Şimdi yanıma geldiğin o kırık,eski, kazınmış bankın üzerinde her yola bakıp ayak izlerine karışmasını umduğun aşkın yasını izliyorum. Sevmek gitmekmiydi, sevdiği için mi giderdi insan, sevdiğine ulaşmak için mi giderdi...Biz ne için bu hayalin peşindeydik ? Kendimiz kime kavuşabilirdik ki boşlukta sallandırdığımız kendimize bu kadar uzak düşmüşken...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Her birinde seni,beni bulduğum herşeyden sakındığım günlerde...ßugün her günden farklı,sensizliği fark ettiğim,belkide ilk defa hissettiğimdin...Çaresiz günlerde sarıldığım,tozlanacak diye aklım gittiğiydin...ßirgün elimden kayacak diye bazen dokunmaya bile korktuğumdun...Öle narindikii duruşun,bir tüy kadar hafifti dokunuşlarda..


ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Seni sensizliği en derin yerlerde bıraktığımdın...Öle sıkı kitlemiş ve sarmıştımki ,kendimce dokunulmazımdın...ßilmeliydim birgün zincirlerimin kırılacağını,bile ..bileee karşı koyamazımdın...Herkesin yaşamaya korktuğu,bi o kadar da imrendiği sevgimin odak noktası, izdüşümümdün...Kendimle bile yaşarken yüreğimden öteye sakındığımdın..


ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Kendimle başbaşayım şimdilerde...Geri dönülmezliğim her anımda...Arkamı dönsemm oysaaa bütün güzelliğiyle orada...Şimdilerde sadece sessiz senle yetinmezlerde...Nereye kadar gittiği belli olmayacak bir serüvenin sonlarında...ßildiğim tek ''doğrunun'' sennn olduğu gerçeklerde...

ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

CaM KırığıM...durduğu yerde sızLıyor,öyLe kanamaktaki artık ßen de durduramıyorum içimdeki tarifsiz yarayı,zaman akıp gidiyor ve ßen sadece ßekLiyorum neyi ßekLediğimi biLe biLmeden....

CaM KırığıM...benden bir parçayken,artık herkesin içinde kanayan yaraya tercuman oLan bir haykırış oLdu sanki,hep var oLan kimsenin dokunmasına izin vermediğimiz,bize özeL ve bir o kadar da acıtan haLiyLe kanayan yaramız..

CaM KırığıM...topLanamaz gibi duran,içimizde ne var ,ne yok ise aLıp götüren bir fırtınayLa birLikte sürükLenip gitti bir yerLere ve bizz sadece canımızı yakan kısmıyLa kaldık öLece gidenLerin ardından...

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep kanayan ama vazgeçiLmezim,yanımda oLsan da oLmasan da...

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep sevdim,hep seviLdim,inan bana haLa seven bir yerLerdeyim kendimLe..

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep yanındayken artık uzağındayım anLadımki,canın saoLsun ßen,Seni ,ßizLiği yaşarım...

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep acır beLki ama,dayanamadığım noktada güzeL anLarımızı akLıma getirip sevmeye devam ederim..

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep uLaşamadığım gibi görüp,oysa tüy kadar hafif dokunuşLarda buLduğumdun,biLiyorsun dimi ?ve hep sahipLendiğim,sahipLendiğin..

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..HepLerin en önde oLanı sendin hayatımda,sayıLı Can'Larım dandın,kayıtsızca savunduğum,arkaLadığım,sonsuz güvendiğimm..

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep,hep,hep,hep,hep seveceğim...Canımı Acıtsan daa ßEN SENİ SEVMEYE devam edeceğim, ßenLe oLduğunu biLe,biLe kanayan yaramLa,seni sevmeLeri yaşayacağım köşemde,çünki bu gece yaram hiç oLmadığı kadar parçalandı,etrafa saçıLan miLyonLarca kırıkLar biLe soran gözLerLe bana bakar oLdu ve ben kendi sessizLiğime dönüyorum,senin için şimdiLerde,tıpkı senin dediğin gibi,oLan neş'en kayboLmasın diye...CaM KırığıM..
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

GidiyoRuM...kendimi biLe ,unutmak istediğim zamanlara,hayalini senle kurduğum ama hiç bir zaman ne benim olacağın,ne de yaşayacağım mekanlara....

GidiyoRuM...ardımda bırakdığım senliğin,sensizliğini sadece bir yerlere koyamadığım yıkık,son suz çaresizliğimin yaşandığı mekanlara....

GidiyoRuM...aslında hiç olmadığın belkide olamadığım,kayıtsızca varolabilme savaşını verdiğimiz,herkesin ''yaLan'' diyip asıl'ı yaşadığımız mekanlara...

GidiyoRuM...içinde ne senin,ne de benim hiç olamıyacağımız,olmasını o denli istediğimiz ama her zaman kara gölgesini,sırtıma vuran hançerini taşıyarak yok olacağım mekanlara...

GidiyoRuM...artık yolculuk vaktidir,sevmelerin,özlemelerin,hissetmelerin,beni msin,seninimin
sonlarında,hayata dair tüm kavgalarımın dibe vurduğu,''bu sonnn'' dediğim yarını bile olmayan
yalnız ve yalnız benle başlayan ve benle biten,bütün doğruların ''artık kazandınız'' diye içimde
tarifsiz acı ile kendime bile itirafının ağırlığında boğulduğum mekanlara.....

GidiyoRuM...

GidiyoRuM...

GidiyoRuM...

GidiyoRuM...Ne ben kaldı, Ne de sen........Sen Kazandın Kader!!!........
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Yazdıkça benliğimin kaybolduğu, gözlerimin daha çok uçurumlara daldığı, şehrin en kalabalık anlarında bile kulaklarımın sağırlaştığı, bir daha yazmasam keşke diyerek yazıyorum.
Yazıyorum savunmasız, bir iç çekişle dalgınlığımdan geri dönerek..

İçimde anıların birikintisi. Anlatılmıyor cümleler, harfler azalıyor birer birer.

Yetmiyor yetemiyor...

Bağışlamayı dileyip, yüreğimin kapısında yalvaran gözlerinin tüm yakarışları iyi niyetli ve kanatan çizikler bırakırken içime, ben bütün varlığımla bütün hücrelerimle yanıyorum...

Gözlerimdeki kendimi zorluyorum her adımda daha çok yalnızlığı sürüklüyorum ardımdan, nereye gitsem karşıma fırtınalarım çıkıyor...

Hayalleri birbirine katmış bir şehrin gölgesinde ne kadar çoğullaşabiliriz ki daha fazla? Bir tarafımız o en güzel anılar için yanarken, öbür yanımıza soğuk vurmaz mı?

Yüreğinden apansız sıçrayışlar gibi giderken, gülümseme değildi o dudağındaki kıvrım.
Öptüğüm yerde bıraktığım izindi gör ve hatırla istediğim.

Gecelerce uykusuz kaldım yalnızlığıma..
Gök yarıldı, şimşekler çaktı üstüme...
Nefessiz, ışıksız kaldım karanlık sokaklarda..

Bu gece kopan fırtınalarımdan kesilen bir bilet var şimdi elimde. Benim yağmurlarım başka bir şehre kim bilir kimlere çıkacak bu yokuş yollara..

Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde...
Gidiyorum kokun hala üzerimde...
Sana korkular bıraktım bir de yeni başlangıçlar...
Bir kendim bir ben gidiyorum...

Yokluğum bastırınca, sözler bitince yokladık bir bir kapıları.
Kimileri açıldı, kimilerinden biz giremedik. Bir karanlığın içinde yeni birilerinin düşlerini çektik içimize.
Yeniden yaşandı, yeniden geldik o aynanın önüne, hiçbir elveda sonsuza dek sürmedi. Senin yerin başkaydı diye söyledik hepsine, hepsi için aynıydı.

ve tüm aşklar aynıydı herzaman...
değişense sadece bizdik...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

bu kadar aci duymazdim.
Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.
AGLAYAMADIM...

soylekiflt27jf.gif


2cc9.jpg

Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa...
Tutkum seninle olmakti, tutkum teninde erimek, tutkum hayati sadece
seninle paylasmakti.

ANLATAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


3pm6.jpg

Gidisini önlemek için tutmak vardi ellerinden.
Ellerim degil miydi her dokunusumda seni ürperten? Ürperirdin yine,
biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini, gitmek için biriktirdigin bütün cesaretin kaybolurdu.

TUTAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


4ye8.jpg

Bir yikim gibiydi gidisin.
Sen adim adim uzaklasirken benden, çöküp kaldi bedenim oldugu yere.

Nice terk edilislere dayanan bu yürek, bu kez yenilmisti.
Bu kadar zayif degildim ben kalkmaliydim.

KALKAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


5qi6.jpg

Oysa geldigin gün gidecegini biliyordum.
Hazirdim gidisine. Kaçak zamanlari yasiyorduk. Zaman bitecek ve sen gidecektin.
Bense gidisinin ertesi günü hayatima kaldigim yerden devam edecektim.

DEVAM EDEMEDIM...
soylekiflt27jf.gif


6lj6.jpg

Bir sey söyledin mi giderken?..
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi?...
"Bekle beni, dönecegim..." diye umut verdin mi?..
Beynim öylesine ugulduyordu ki.

DUYAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


7fn9.jpg

Nereye gittigin önemli degildi.
Binlerce km. uzakta da olsan, iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artik yoktun ve asil bu düsünce beni felç ediyordu.
Kurtulmaliydim senden, bu yokluk duygusundan kurtulmaliydim

KURTULAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


8hdf5.jpg

Unutulanlarin arasina katilmaliydin.
Anilari sandiga koyup hayati yeniden yakalamaliydim.
Bu ask noktalanmaliyd, bu sevdadan vazgeçmeliydim.

YAPAMADIM...
soylekiflt27jf.gif


9fu1.jpg

BIL KI SEVMEKTEN VAZGEÇMEDIM SENI,
BIL KI SENINLE BIRLIKTE, SEVDANI DA TASIYACAGIM YÜREGIMDE,
BIL KI;
SENI ASLA UNUTMAYACAGIM


Biliyorum aslinda sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana,gitme !
Çigliklarim boguluyor gecenin karanliginda.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalniz...
Sesim kisiliyor
Gidisin bitisi olacak yüregimdeki heyecanin,
Gidisin sönüsü olacak gözlerimdeki atesin.
Beni,yüregimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidisin dinderemez bu firtinayi.
Bir firtinanin ugultusuyla sesleniyorum sana;

q10po2.jpg
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Tutsak kaldığım gecelerde camların buğusuna yazılan şiirlerim vardı sana dair...

Ne zaman gelip geçse aklımdan bir şairin dizeleri
Ben sana mecburdum bilemezdin...


Suskunluğuma boş bakışların karşılık verirdi.Neden diye sormadan, umursamadan belki...
Sandıklar dolusu hüzün biriktirdim sana...

Sevdanın her çelme takışında yanımdaydın
Aldatıldığında, bir kenara sessiz sedasız bırakıldığında
Sana verirdim kendime saklamayı bir türlü beceremediğim umutlarımı...

Ne zaman elini tutsa yalancı gülüşler ardından bir sevda
Yokluğunu hissettirip bir kez daha onun kollarına giderdin...
Oysa ki Ben sana mecburdum bilemezdin...

Okuduğun şiirlerim sanaydı!
Kim söylüyor bunu diyerek dinlediğin şarkılarım sana!
Gözlerinin içine bakarak söylediğim sözleri med-cezir sevdalarına ilanı aşk ederdin!
"Sen iyi beceriyosun bu işi güzel bişeyler söylesene bilmem kime mektup yazıcam" derdim hani...
Hepsi sanaydı o sözlerin...
Hepsinin içinde sen vardın....
Ben sana mecburdum... anlamadın...

Deniz kıyısında oturmuş izlerken güneşin batışını
Kolumu omzuna atıp seviyorum ya ben bu kızı diye haykırdığımda
"Ben de seni" dediğini hiç bir zaman duymadım!
Sonra gittin birgün
Sustu martılar...
Dalgalar isyan etti suskunluğuma...
Ben sana mecburdum sen yoktun...

Neden sustun..
Neden sustum
Neden sustuk ki....

Biz birbirimize mecburduk... bilemedik...

Sevip sessiz kalanlar için yazılmıştır..Suzun siz susun...

Susun ve söylemek istediğinizde kimse olurmu yanınızda onu düşünün....
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Yokluğun Buz Gibi Soğuk;
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...


Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim...

Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Karakıştaymışım gibi üşüyorum... Yüreğim donmuş sanki, gözlerim de...
Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere...
Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok...
Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım... Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara... Bakakalıyorum ardından çaresiz...

Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, söküp almanı hicranımı bir tılsımla...

Yüreğim kanrevan, yüreğim yorgun, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

Gel, yüreğim ol cangülüm, her ölümümde yeniden hayat ver bana. Elim ol, ayağım ol, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. Her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki canlı - cansız varlıklara, seni ne kadar çok sevdiğimi anlatayım ...

Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler ... Sonra ölüm gelsin...

Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.


--
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Sana doğrultuyorum yönümü, yüreğimi... Saçlarımı okşayan rüzgarlara, dipteki acılara, çığ düşmüş yollara... Sensiz kalmayı kaldırmıyor yüreğim kar yüreklim, ölümüne özlüyorum seni. Hasretin yaktığı günlerle geçip gidiyor ömrüm.

Seninle bir sokak başında buluşmak, sarılmak, doyasıya kucaklamak istiyorum...

Ama sevgim ihanetlere yazılıyor, yetmiyor gücüm, yeniğim, çaresizim, acizim... Suya düşüyor anılar, ıslanıyor duygu tellerim, düzen tutmuyor saz... Yine de ümitliyim, yine de ümidimi yitirmeden yaşıyorum...

Ateşi sönmüş bir küldeyim, her yer karanlık; yalnız bırakılmış çöllere dönüyorum... Dön artık gittiğin diyarlardan ey sevgili... Yağmura hasret topraklar gibi çatlak çatlak dudaklarım. Çatlayan dudağım, susayan kalbim, gül kokan nefesine hasret...

Gel,
özlemde gül damlıyor, gül'de özlem!.. Baktığım her kıyıda sevda kokuyor güller, ayrılıklar özlem kokuyor ...
Gel, nisan yağmuru gibi yağ üzerime, söndür içimdeki ayrılık ateşini... Bil ki, sensiz hasretin ve acının yangınında kar yığını bir şarkıdır dudağımda zaman... Bil ki, sensiz bir yanı mecnundur kıyılarımın, bir yanı leyla... Bir yanı Yusuf'tur kuyularımın, bir yanı Züleyha... Gel, gel Allah aşkına bitsin bu hasret...

''Ey sevgili aşk ehlinin sultanı, ey aşk iksiri, güzelliklerin yüreği, sevda mevsiminin en güzel iklimi gel artık. Yıllardır ki, yüreğimi sana rehin tutuyorum, sana saklıyorum içimin gizli yollarını''

Geniş ve yeşil çayırlar gibi seriyorum yüreğimi önüne ey kar gülüm, salkım söğütler gibi eğiyorum başımı önünde. Yürek tellerimde hasret ateşleri yakıp, yıllardır bu yangınla bekliyorum seni... Gel... Bir gün güneşin ardından, yağmuru içinden taşıyan bulutlar gibi gel çorak topraklarıma... Gel artık ey çölleri cennete çeviren gül-i RaNa... Bil ki, sabrımın son sınırındayım...

Özlemin doruklarındayım, bir kanat uzaklığında gökyüzü. Oysa sen çok uzaklarda bir yerdesin biliyorum... Belki İskoçya da, belki İngiltere de, belki hiç bir yerdesin... Elimi uzatsam dokunamam... Sesini özlesem duyamam... Bil ki, her gece rüyalarımda sana geliyorum, gel demesende...

Her gece gözyaşımın şiirini yazıyorum, içimin acıdığını, içimin kanadığını çiziyorum, seni ölesiye sevdiğimi, özlediğimi söylemek bir anlam taşır mı? Özlemin rengi var mı? sarı mı, yeşil mi, mavi mi, kırmızı mı özlemin rengi?

Her akşam bir şiirde kanarsa insanın kalbi, bin acı gelip saplanırsa yüreğine, çığ gibi büyürse yalnızlığı, artık ne teselli edebilir ki...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

En acıtanı ne biliyor musun dedi biri..
Hani o gidişlerin var ya... sessizce... suskun ..
Kırılan sen olduğun halde... kendisiymiş gibi... hani o arkasına dahi bakmadan gidişleri..
Hani senin "o an" "oracıkta" "ancak" arkasından baka kaldığın... anın durması için yalvardığın, tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığın an varya, hani yapabilsen o merdiveni, hani yapabilsen o kapıyı, hani yapabilsen o sokağı tutup ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an..
O işte...en acıtanı o..
Hani o tıpkı elinden düşen en sevdiğin, hani o tıpkı tutamadığı gibi... hani o tıpkı tüm gidenlerde yaşadığı gibi... hani o bir ince sızı varya içe akan... işte...tam öyle incecik... yırtarak kayan... düşen kanatan... acıtan.. tutamadığın... parçalanan... tuzla buz olan... zamana savrulan... zamanda akıp giden... hani o zamanla çatıştığın ama zaman içinde yok olmayan herkesin inandığı o kocaman ... "zaman her şeyin ilacıdır" yalanı ... bunun bir yalan olduğunu tekrardan hatırladığın an... ve kendini kandırmaya başladığın an ... istemeye istemeye inanmaya başladığın an..
O işte...en acıtanı o..
Ama senin orda oldugunu hep bildiğin ..
Ama senin hep hissettiğin..
Ama bir dahası olmayan..
Ama zaten hiç senin olmayan..
Ama senin hep bildiğin..
Ama senin hep hissettiğin..
Ama bir daha sana geri gelmeyecek olan..
Ama buna rağmen

Gelmeyeceğini bile bile senin beklediğin..
O işte...en acıtanı o..
Sonra o kocaman kocaman, akıp gitmek bilmeyen zaman..
O durduramadığın an' ın karmaşası tezatlığı..
Kördüğüm oluşu..
O "acabalarla" , "keşkelerle" dolu soruların ..
İçindeki kısır döngülerin..
Ve o an ..
Hiç bir şey yapamamanın çaresizliği..
O işte...en acıtanı o..
Belki de sadece çaresizliğin...
Çaresizliğim...lütfen beni artık acıtma...!
--
Bİr Neden İm Var Uzaklarda,
GÖzlerİnden Mahsun,ellerİnden Yoksun Kaldigim,
Ter Kİ Dİyarlarda
Yoklugunda Acilarimi Koyucak Yer Bulmadigim KaranliĞim Da,
Geceler Kendİnİ Sabaha Teslİm Edİyordu Da
Bİr Bana UlaŞmiyordu O Gecenİn Sabahi,bİr De YalnizliĞima....
Gecenİn SessİzlİĞİne Herkeslerden SakladiĞim Sirlarim Vardi,
Ama Onlar Bİle Neden Lerİme Çare Olamadi Benİ Anliyamadi.....!

Ve Hayatimin En Anlamli ---neden---İ Benİm AŞkimdi
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

Gelişini hatırlıyorum...Nasıl da çocukçaydı o geliş.Nasıl da yeni yetme.Gelişine bakmıştım ben sadece...
Sonra hayatımı nasıl dizdim nasıl şifreledim bilmiyorum. Dostlarım,çevrem,dünüm,yarınım ....

Uzaklaştık sonra...Daha gitmemiştin oysa ki.Gelişin bana değildi ki gidişin benden olsundu.Benim dizmiş ve şifrelemiş olduğum hayatın tümünde olacaktın zaten.Ben ona göre düzenlemiştim her şeyi.

Geldin sonra...DNA gibi şifrelenmiş hayatımın tüm şifrelerini elinle değiştirmeye geldin.Bu defa bana geldin.Sadece bana...

Sadece bana gelmediğini farkedişim tamamen gidişinle ortaya çıktı...
Tümden gelimlere dayatılmış yalnızlığım,sözlerini ezberlediğim ayrılık şarkıları,dizelerini aklıma kazıdığım sensizlik ve sevda şiirleri,bitmek tükenmek bilmeyen gecelerde yazılmış satırlar...
Sen yok oldun artık.Uzanamıyorum.Dokunamıyor um.Sevemiyorum.Ev et evet sevemiyorum.Seni sevmeyi bile unuttum.Cidden nasıldı benim sana olan sevgim???

Gittin ya hani sen...
bitti ya hani...
Üstüne birde kurduğum şifrem bozuldu ve ben bir sürü şizofrenik depresif yazılara gömüldüm ya paranoyak düşüncelerimle...

Ellerime bakıp,saymaya çalışıyorum...Saatleri,günleri ,tarihleri düşünüyorum...
Hatırlayamıyorum...
Gittin ya hani...
Kendinle ilgili her şeyi de götürdün...
Bir anı bile yok beynimde bizimle ilgili...
Biz gerçekten "biz" olamamışız demek ki diyorum beynimdeki boşlukları gördükçe...

Artık tümden gelim yalnızlıklarım yok...
Şiirlerim,şarkılarım,satırları m da...
Bir parça varmış eskiden ben de şimdi ne olduğunu bulamadığım...
Parça bendeyken mutlumuymuşum bilemediğim...

hepsi bu kadar işte...

Bizi "biz" yapma çabalarım günün birinde sen aklıma geldiğinde oturup yazamayacağım kadarmış...

Yani hepsi geçermiş...Yani ben unuturmuşum...
Yani ben öyle sevmişim ki...
gittiğinde acını bile bırakmayacak kadar unutmamı istemişsin seni...
sözünü dinlemişim...


Şimdi kimbilir neler yapıyorsun...
 
---> Bendeki Varlığının Sebebi Ben,Yokluğunun Sebebi Sensin...

idersen öyle bir gitmelisin ki ayrılık bile seninle gurur duysun...
Şayet ayrılığı seçiyorsan, giderken her şeyi de yanında götüreceksin...

Geriye hiç bir şey kalmayacak, ardında hiç bir şey bırakmayacaksın...
Ne söylenmemiş sözler kalacak, ne de yaşadığın güzel anlar...

Büyük olmalı ayrılıklar...
Uçsuz bucaksız, dursuz duraksız...

Ne aklında tuşlara uzandığında hatırlayacağın telefon numaraları olmalı
ne de
yollar bir daha kesişmeli.
Ne bir anıya yenilmeli ne de bir dizeye. Şarkılarsa göz pınarlarına değmemeli...

Gidiyorsan şayet, delikanlıca yakacaksın köprüleri,
dönüp bakmayacaksın ardına son bir kez de olsa....
Belki geri dönerim diye işaret koymayacaksın geçtiğin yollara...
Ayrılığı seçiyorsa eğer insan; şiirler okuyunca unutulmalı, hasret dokununca gülümseyebilmeli...

Gidiyorsan öyle bir gitmelisin ki; ayrılık bile gurur duymalı seninle..
Gidiyorsan öyle bir gitmelisin ki içimde sen diye bir şey kalmamalı...
gidiyorsan öyle bir gitmelisin ki sensizlik diye bir olmamalı...
gidiyorsan öyle bir gitmelisin ki beni de götürmelisin ya da gömmelisin derinliklere
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst