Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Ben daha çok seviyorum" kavgamızı hatırlıyormusun? Sanırım ben yine kazandım.
İçimden kopup gelen bir korkuydu sana aşık olmak.
Dalgalarına kapılıp sürüklenmek bir sal gibi ufka doğru.
Bu yüzden gecelere gizlerdim gözlerinin eşsiz ışıltısını.
Geceleri dizelere gizlerdim sonra.
Saçlarından yola çıkardım sessizce.
Uzun ve yorucu bir yolculuk olurdu parmaklarıma.
Yumuşak dokunuşlarda alevlenirdi dudakların.
Dudakların İzmir
Dudakların İstanbul
Dudakların içimi ısıtan bir masaldı annemden dinlediğim.
Bütün bir gün seni seyredebilirdim.
Gözlerin gözlerimde yankılanırdı.
Gözlerim sessiz çığlıklarla gözbebeklerine koşardı.
Kaybolurdum.
Her defasında çekip çıkarırdın beni
acının derinleştirdiği dipsiz kuyulardan.
Beni "SENİNleştirirdin".
Dudakların ateşdudakların volkan gibi yakardı.
Ruhum yükselmek isterken ölüme
her defasında beni çeker alırdın.
Dudakların alırdı benigözlerin alırdı.
Benliğim olurdun.
Yüreğim olurdun.
Gökyüzünden bir parçaydın sen.
En güzel maviden kesip almıştım seni.
O günden beri sonsuzmuş gibi meydan okuyup her kıyamete
dilek yerine seni tutmuştum yıldız geçişlerinde.
Her seni dilediğimde daha çok senin olmuştum.
Uzaklardannehirlerden bir şarkı mırıldanıyor yalnızlık...
Soğuk gecelerden biri
Soğuk ve sensizlik dolu
Saçlarınellerin yok yanımda
Sensiz ölüm gibiyim...
Gözlerinin dokunduğu her yer acıyor bebeğim.
Biliyorsun sensin silemediğim aklımın en uzak köşelerinden.
Sen gittin ve mutluluk ta kalktı tedavülden.
İçimde öldüğün günden beri
Geceler uzun
Geceler sonsuz düşler
Ayrılan ve bir daha hiç birleşmeyen eller
Bir gece "küçük bir hikayeyle biten"
Ölümsüz sandığımız sevişmeler
Gecelerden biri
Bir son daha istiyor Tanrılar uzaklardan
bir son daha
Kurban aranıyor sonsuzluğa...
Gökyüzünden bir yıldız kayıyor
Dere kıyısındaki taşlar parıldıyor
Ve her gece bir yıldız
Bir ayrılık
Bir yıldız
Bir ayrılık
Kaçamadım sensizliğimden bu son dansın olsun bensiz...
Ve
Bu son şiirim olsun sensiz...
Uçurum keskinliğinde bu sevdamla
Umut mevsiminde yaşıyorum sensiz.
Koklasam solacak
Ağlasam üşüyeceksin sanki.
Uzansam...
Dokunamayacağım bilirim.
Bu yürek ki param parça
Dokunsan bana yaşayacağım belki
Ama!
Ellerin yok ki.
Zalim bir gardiyan gibi kapattın demir kapıları üzerime.
Şimdi nefretle bakıyorum parmaklıklar arasından
Bir zamanlar bakmaya kıyamadığım yüzüne...
Etrafım nice sevda mahkumuyla dolu artık; kime baksam kimi görsem hep kederli.
Beni hapsettiğin bu uzak dünyada herkes bana benziyor hepsinin yüzü tanıdık...
Kime sorsam neden burada olduğunu insanlardan kaçtığını söylüyor; sonra düşünüyorum demek sandığım kadar yalnız değilim bu dünyada...
Benim gibi insanlardan kaçıp kendini bir çok benzer kaçakların arasına atan acılarını sineye çeken yalnız kaderiyle bir başına kalmak isteyen yalnızlığını ve inzivasını bir hücre misali bir yerlerde yaşayan yüzlerce insan var...
Hepsinin hikayesi farklı ama sebebi hep aynı...
Hepsinin kendi dünyalarını zindan eden başka insanlar var uzaklarda bir yerlerde...
Sense; kendi dünyamı zindan ettin bana.
Acımasız bir gardiyandan farkın yok gözümde
Mecburum boyun eğmeye işkencelerine; mecburum ve tutsağım sineye çektiğim sevgime...
Ve her defasında kalbimi hançerlediğin nefretine...
Şimdi kendimi hapsettiğim beni hapsettiğin bu hücrenin penceresinden baktığımda; masmavi dalgalı ve sonu olmayan bir deniz görüyorum.
Her şeyin bir sonu vardır ya benim gördüğüm bu engin denizin bir sonu yok...
Tıpkı senin ve benim bir sonumuz olmadığı ve olamayacağı gibi.
O denize her baktığımda kendilerini acımasızca ve özgürce bırakan insanlar geliyor aklıma.
O insanları düşündükçe gerçek özgürlüğün ne demek olduğunu anlıyorum.
Beni hapsettiğin bu soğuk hücreden bir gün dalgalara atlayarak çıkacağım biliyorum.
Ve sonra özgürlüğümü ruhumu kalbimi benden alıp yine bana hükmedecek hüküm giydirecek ve beni tekrar başka bir hücreye atacak başka bir zalim bulacağım.
Yaşamım hep tutsaklık yaşayarak geçti birilerinin sevgisine ilgisine şefkatine esir olarak...
Ve ben bu tutsaklığı hep içimde yaşadım nereye gitsem benimle geldi; dışarıda özgürce akan dalgalara inat...
Şimdi bir ben varım soğuk hücremin içinde
Bir de sen varsın parmaklıkların ötesinde...
Sana baktıkça tutsaklığıma olan tutsaklığımı hatırlıyorum.
Tutsaklığımı hatırladıkça kaçışlarla uzaklaşmalarla inzivalarla geçen ömrüme isyan ediyorum.
Sevmek inanmaktır.
Güvenmektir duygulara..
Direnmektir sevmek..
Tüm acılara direnmek....
***
Sevdiğini kendin gibi kendinden de çok duyumsamaktır
İki ten iki kalp iki gönül yoktur sevgide tek bir yürek olunur.
Sevmek paylaşmaktır sevdiğinle kalbini bölüşmektir sevmek.
Ve sevmek direnmektir tüm acılarıyla direnmek.
Sevmek sevilmeyi haketmesini bilmektir.
Sevmek sevgilinin baktığı yerde sustuğu yerde olmaktır.
Sevginin olduğu yerde dışa vurur istekler..
Sevme özgürlüğünü istersin sevginin kabul edilmesini istersin
bir gün gelir bu istekler de son bulur kendinden istersin artık
sevgiliyi daha çok sevmek istersin hataları kusurlarıyla sonsuz kılmak
istersin sevgini...
Beklentilerin son bulduğu duraktır sevda denizinin son limanıdır.
Sevmek sevgili için yaşamaktır.
Onun eli kolu gözü kalbi olmaktır.
Sevmek vermektir sevdiğin için almasını bilmektir..
Güvenmektir duygulara sevmek..
Sevdiğine seni seviyorum! diyebilmektir.
Okuyabilmektir gözlerdeki sözcükleri.
Haykırabilmektir sevgiyi hiç bağırmadan..
Sevmek sevgiliye bir nefes kadar yakın olmaktır.
Sevmek özveride bulunmaktır.
Ve sevmek İNANMAKTIR !...
İNANMAKTIR SEVMEK...
İnanmaktır sevmek.
Tüm içtenliğinle...
Güvenmektir duygulara
Okuyabilmektir gözlerdeki sözcükleri
Haykırabilmektir sevgiyi hiç bağırmadan
Direnmektir sevmek..
Tüm acılara direnmek....
Sevdiğine seni seviyorum! diyebilmektir
Anlatabilmektir sevdiğini..
Yazabilmektir en yüce aşk şiirlerini..
En güzel aşk sözleriyle...
Bazı an'lar vardır; haykırmak
gelse de içinden fısıltıyla söylersin
''seni seviyorum''ları..
Seni duymayacağını bildiğin sevgilerde
Hasretin Kilidini Vurup Yüregime Git
Zaten Alistim Ben Hasretlerle Yasamaya
Yanimdayken Bile Benim Degilsin Ki
Bedenin Benimle Ama Ruhun Benimle Degilki
Yanimdayken Bile Benimle Olmayani Uzaktayken Niye özleyim Ki
Seni O Kadar Cok Sevmeme Ragmen Sen Beni Sevmedin
Ne Kadar Deger Verdiysem Olmadi Ne Istediysen Yaptim
Iste O Zaman Anladim Ki Ne Yapsam Olmayacak Sevmeyeceksin Beni
ümitsiz Bir Aska Kapilmistim Ama Yasayacagim Bu Aski Demistim Kendi Kendime
Zaman Istedin Ben Bir ümitle Onada Peki Dedim Belki Seversin Diye Düsündüm
Ama Bu Zamanda Sadece Benden Adim Adim Uzaklasini Izledim Caresizce
Bir Zamanlar Hayatimda Belki Diye Bir Kelime Vardi Tüm ümitlerim Ondaydi
Ama Artik Yok Belkilerle Yasanmayacagini Cok Iyi Anlamistim
Aci Cekerken Ders Almak Buna Denir Heralde
Sevdigime Hic Pisman Olmadim Hatta Simdi Daha Cok Seviyorum Seni
Aski Gercekten Sevdigin Biriyle Yasayacagim Icin Daha Cok Sevdim Seni
Sevgi Fedakarlik Ister Ya Iste Fedakarlik
Benim Icin Ask Senin Mutlu Oldugunu Görmektir
Baskasiyla Olsa Bile
Gitmene Degil Askimbaskalarinin Sana Hakedecegin Sevgiyi Veremeyecegine üzülüyorum
Sen Artik Uzakta Olsanda
Benim Icin Her Günesin Dogusundasin
Her Günes Dogdugunda Seninle Beraber Yeni Bir Güne Basliyorum
Yani Her Gün Seninle Yeniden Doguyorum
Dünyanin Döndügügünesin Dogdugukiyametin Koptugu Güne Kadar
Her Gün Bikmadan Usanmadan Seninle Yeniden Dogacagım.....
Gittin...
Ben arkandan sadece baktım.
Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş ve
bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim"
diyecektim sana; konuşamadım...
Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.
Öylesine acıdı ki içim;
tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden; ağlayamadım...
Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa.
Tutkum seninle olmaktı
tutkum teninde erimek
tutkum hayatı seninle
sadece seninle paylaşmaktı; anlatamadım...
Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden.
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperirdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam bir kez tutsam ellerini
gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu; tutamadım...
Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin.
Sen adım adım uzaklaşırken benden
çöküp kaldı bedenim olduğu yere.
Nice terk edişlere dayanan bu yürek
bu kez yenilmişti.
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım; kalkamadım...
Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum; hazırdım gidişine.
Kaçak zamanları yaşıyorduk.
Zaman bitecek ve sen gidecektin.
Bense gidişinin ertesi günü
hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım; başlayamadım...
Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyordu ki; duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi.
Binlerce kilometre uzakta da olsan
iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım; kurtulamadım...
Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydın.
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı
bu sevdadan vazgeçmeliydim; yapamadım...
Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki sevmekten vazgeçmedim seni
bil ki seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde.
BİL Kİ SENİ...
UNUTAMADIM...
En sonunda bitti..
Bittiğine üzülmüyorum ve seni özlemiyorum..
İlk defa ayrılığı seviyorum..
Senin söylediğin gibi..
En azından içindeki ben kirlenmeyecek..
İşte bu yüzden bu ayrılığı seviyorum..
Bu yüzden akşamları yastığıma sarılıp ağlamıyorum..
Bu yüzden sabahları uyanınca gözlerim gözlerini aramıyor!!!!
Bu yüzden senden vazgeçmek daha kolay..
İçindeki yani hayalindeki ben gerçek ben ile kirlenmeyecek....
Bazen kendime nasıl bu hale geldik diye soruyorum; ilişkide neden nasıl gibi soruların sorulmaması gerektiğini bilmeme rağmen..
İlişkinin muhasebesi yapılır mı? Ben ilk defa yaptım..
Ne verdim ne aldım diye düşündüm..
Çok şey almışım ama hiçbirşey verememişim..
Bu da benim ek***liğim..
Gerçek benin ek***liği..
Senin hayal ettiğin olduğunu düşündüğün insanın değil..
Benim ek***liğim..
Gece ilerliyor..
Diğer ek***liklerim aklıma geliyor..
Sevdiğimin hayatındaki sorunlara ortak dahi olamayan beni düşünüyorum..
Bak gördün mü bu bile sendeki benden farklı..
Ama diyorum ya ben buyumben böyleyim..
Beni tanı..
Neredeyse sabah oluyor..
Bu seferde en büyük ek***liğim aklıma geliyor..
Seni düşünüyorum..
Şimdi git..
İçindeki ben daha fazla kirlenmesin...
Avuçlarında ben burnunda benim kokum..
Ben seni çoktan unuttum..
Sen beni unutamayacaksın..
Bir duygunun esiri aklım sadece delicesine yaşamak var seni seninle..
Özgürlüğün pençesinde kıvranırken düşüncelerim hep sen varsın düşüncelerimde
Sen gözlerimdeki hayal bakışlarımdaki tutarsızlık sen gecem sen gündüzüm gibisin
Bir yolun başındaki kararsızlığım başlamak istediğim
ama bir o kadar da korktuğum bir yol..
Seni istiyorum geceler boyu karşımda korkmadan dokunmak için sana
içimdeki yangınların ötesinde sarılmak hiç bırakmamacasına
Git!! Git artık sen bana çok gibisin.
Kahvemin kokusuna sinme.
Aynada seni görmek istemiyorum.
Sesini de al git başımdan.
Gecelerde seni istemiyorum.
Yok hayır gitme...Gidersen yıkılır bu gönül seni ister.
Sarhoş bir edayla bakarken başkalarına.
Yoo gitme; herşeyim senin olsun.Sen bende kal ne olur.
Beni bırakırsan paramparça olur dünyam..
Kurduğum sırça köşk yıkılır hayallerimle birlikte.
Ama hayır git.
.Git ki sana alışmışlığım son bulsun
.Artık kokunu burnumda hissetmek ve bununla yaşamak istemiyorum.
Aldığım havaya seni sığdırmak yediğim ekmeğe sen gibi bakmak istemiyorum.
Al anılarını da çek git benden.
Git...me gitme. gidersen yok bedenim ben yokum canımda can gibisin senin gitmen benim yok olmam demek.
Tan yelleri ağartırken gecenin karabulutlarını
Her gece soğuk camlara yaslanıp hayalini kurarken
Sen yoktun..
Bir çok gece camlarda izledim apartman çatılarını
Ezberledim evlerin camlarındaki kalın siyah perdeleri
Kara üzüm tanesi gözlerini çizdim o perdelere
Sen yoktun..
Saniyeler dakikaları dakikalar saatleri devirdi
Yelkovanla akrep bile vardı
Sen yoktun..
Sabah olurdu sokağa atardım kendimi evlerin duvarları dar gelirdi
Hanımeli ve deniz kokusu sokağa sinerdi
Senin kokun olmazdı üzerime sinen
Çünkü sen yoktun..
Yağmurlar yağardı güneş açardı. Mevsimler birbirine oyunlar oynardı
Ve ben seni yine beklerdim.
Sen yoktun..
Gel otur yamacima
Seni sana anlatayim
Ben seni cok eskilerden bilirim
Piriltisini ruhunun gostermeye geldim
Ruyalarina girecegim
Aski ne kadar ozledigini anlatacagim sana
A*** olmaktan ne kadar cok korktugunu
Ozlem buyudukce nasil daha cok korktugunu
Korktukca nasil umudunu kararttigini anlatacagim sana
Gel sana mutsuzluguna dokunmani ogretecegim
Gel otur yuregimin kiyisina
Zayifligini anlatacagim sana
Haykirmak istedigin
Ama icinde sakladigin zayifliklarini anlatacagim
Sana zayifliklarini bilmenin
Seni ne kadar guclendirecegini anlatacagim
Sana senin bildiginden fazlasini anlatmayacagim
Sadece senin sozlerin
Senin yuregin
Senin bakislarin olacagim
Sana seni gosterecegim
Gel gece yastiga basini koydugunda
Kurdugun dusleri anlatacagim
Kurdugun duslerden ne kadar korktugunu da gosterecegim
Korkunun sonunun olmadigini fisildayacagim uykularina
Bunu aslinda bildigini de soyleyecegim sana
Kactikca kactigin yerde
Daha cok kacman gereken seni bulacagini da soyleyecegim
Ne zamandir ruhuna kimsenin dokunmadigini anlatacagim
Gel sana a*** olanlari elinin tersiyle ittigini
Ama asil a*** olmak istedigini anlatacagim
A*** olunca nasil bir nehir gibi deli akacagini
Nasil bir ruzgar gibi esecegini anlatacagim
Sel olacagini
Cig olacagini anlatacagim
Kendini bulmak icin ask yolunda
Nasil yikintilarin ustunden yuruyecegini anlatacagim
Bunu senin nasil da bildigini
Nasil yeniden korktugunu
Bildikce nasil da yuregini gomdugunu anlatacagim
Geceler boyunca sevismelere nasil dus buyuttugunu anlatacagim
Gel otur ruhumun renklerinin yanina
Anlatacaklarimin seni nasil korkutacagini anlatayim
Bu yalanci mutluluk oyununu bozacagimdan
Sendeki o gercek sene dokunacagimdan nasil korkacagini anlatayim
Sonra sana dair her cumleden sonra
Her korku engelini gectikten sonra
Zaten senin bildigin
Bildigini sakladigin seni ne kadar sevecegini anlatayim sana
Haydi gel kacislarini sonlandir
Anlatayim seni sana …..
Cümlelerim daha cok devrilmeye basladı son zamanlarda.. .
Daha hizli cöker oldukaranlik tozlu...Aksamlarina ...
Ve daha cabuk tükenmeye basladi hersey..
Daha bir donuklasti bakislarim..
Daha agir ilerliyor artik Sensiz her saat...
Sonsuz her dakika...
Ve birakmak vazgecemediklerimi. ..
Daha derinlere inebiliyorum. .
Artik nefesimi daha uzun tutarken
Ve daha sert vuruyorum dibe..
Cigliklarimi daha az yutarken...
Daha da sessizlesiyorum gecen her günde...
Daha da hissizlesiyorum. .
Her daha cok Sensizlestigimi fark ettigimde...
Ve gecen her gün biraz daha az Sen kokuyorum.
Artik yasamak daha zorbiraz daha kutsanmis
Her geceyi ve ölüm biraz daha yakin..
Bulamadikca aynalardaSende kalan beni...
Söküp atamadikca icimden bende biraktigin Seni...
Artik bilerek bekliyorum her henüz gelmeyisini ....
Ve daha acik secik görüyorum daha fazla gecikisini.. .
Ve daha cok seviyorum Seni Seni sevmeyi
Seni cok sevmeyi Seni daha cok sevmeyi.
Artik daha cok korkuyorum hirpalamaya baska duraklarda buldugum gölgeni.
Ve sonunda yastigima dagitip rüyalarima hapsettim Seni.
Hayalin daha canli simdi ve gözlerin daha nemli.
Daha dayanilmaz artik Seni Sensiz sevmek.
Ve daha imkânsiz cebimde kalan son Seni birakmak ve tekrar tekrar susmak...
Kokunu her uyanınca unutmak...
Ve ben artik daha pervasiz ve Sen daha insafsiz...
Ve ben daha yalniz... Sen daha duyarsiz.
Ve ben daha umarsiz... Daha savunmasiz.. . Daha dermansiz.
Ve Sensiz her sey daha tuzsuz tatsiz ve her yer daha issiz daha bucaksiz.
Sustum!
.............
yüzünle konuşuyorum şimdi!
bir beyaz hayal seriliyor çimenlerime;
papatyalara benziyor...(dönüyor sonra sarışın bir kuş sürüsüne..)
gözlerinde dokunuyorum güzelliğine..
seni özlüyorum anlamıyorsun
tutup öldürüyorum birini (sevgim kanıyor..)
gömüyorum sineme...
sustum!..
............
ellerini tutuyorum şimdi!
başak dolu bir ova nazlanıyor gözümde..
göçüyor harman yerlerine..(rüzgara direnen yaba gibi)
bir inip bir çıkıyorsun gene de
sen duymuyorsun
samanların arınıyor tenimde
tanelerinde acıkıyorum...
parmaklarını yiyorum kimse görmüyor
benimdir onlar vermem geriye...
sustum!..
............
saçlarını kokluyorum şimdi
tel tel güller doluyor bahçelerime..
kar mevsimini düşünmüyorum hiç!..(leylekler ağaç tepelerinde)
kim demiş!
doruklar beyaz değil!..beyaz değil işte....
sen görmüyorsun
yazdan kalma güneşle eğiliyorum
kırmızıların solmasın diye.
sustum!...
...........
uzaklığını ölçüyorum şimdi..
mesafeler artıyor içimde..
yollar büklüm büklüm..yollar dikine...(noktam derinleşiyor gitgide)
sen bilmiyorsun
kilometre taşlarını kaç kez saydım dersin...
bir tanesi bile yoktu
kapının önünde...
Soğuktan korkarsan
küflenmiş gümüşle kaplanır bedenin
Kendine kışkırtılırsın
çiçekli mağarayı unutursan.
Sana ikindi odaları yok
anarşist ruhunu taşıyamazsan
Kalbin gözlerini örterse
flamalar düşer yerinden
Yüzeyde kalır sevgin
kendini abartırsan...
Yağmurdan korursan sedeflerini
kısalır ve karışır yollar.
Haksız olur hep güneşe uçan kız
kumların altında saklı kalır benlerin.
Şımart içindeki sızıyı
büyüklerin erişemeyeceği o yerde kal.
Bırak içindeki kuş sadece ellerinle
konuşsun...
Kendini dokunulmaz bir güzel bulursan
büyükler erişir sana
Eğer irkilirsen yılanların çığlığından
dünyayı kabullenirsin;
dünya ki
sıkıntı kasvet zehir...günaşırı intihar...
Hadi önce benimle başla
gözlerime bak kır beni
yoksa...yoksa
'çaylar içine buz gibi akar'
yüreğimin saati durur sana gelişimde.
ne seni geçer ne beni..
utanmaz bir zaman başlar..
akrep'le yelkovan üstüste..!
gölge oyunları sarar soğuk duvarları..
sen bedenini giydirirsin bana
birkaç beden büyüktür aşkın..
ama ben inatla büyürüm aşkına...!
sonkezmiş gibi
bir daha sana ölememenin korkusuyla
aşk-ı şahadet getiririm dudaklarının arasında...
utanmaz saatler diner..
vurgun saatler başlar
vurur kaçar..!
ve nefesim kesilir..
tüm kahramanlığıyla buselerin beni..
hayata döndürür.!
pardon..?
döndürür mü
öldürür..!
ben gözlerinde çekerim ipimi...!
şaşırmazsın deliliğime
bilirsin sevgilim;
..gömleğinin kolları darağacı olsa
...yine geçiririm boynumu kollarının arasına...
uyanırım
rüya biter..
ben seni sevmek için
inadına yaşarım...
Hiç haketmedin beni
Temiz Kalbimisaf sevgimi
Anladım ki hiç sevmemişsin beni
Gözyaşı ve acıdan başka şey vermemişsin
Nefret bile etmiyorum senden
Varsın yada yoksun şimdi
Ben gülmeye başladım
Hayattan zevk almaya
Ama sen kaybolacaksın yalanlarında
Beni aldatmanınKalbimi kırmanın
Bedelini aynı şekilde ödeyeceksin
İnkar etmiyorum sevdim seni
Ama sen hiç haketmedin beni!!!
Gidiyorsun öyle mi?
Beni bu lanet yerde bi başıma bırakıp gidiyorsun?
Ve benden son olarak bişe duymak istiyosun..!
Biliyorum bunları zamanında duymadın benden
Ama dinle bak artık konuşabiliyorum…
Senden son olarak birkaç şey istiyorum
Defolup giderken hayatımdan önce bana
Sevdirdiğin gibi unutmayı öğret
Tattırdığın o zehri kusmasını öğret
Sevginle eriyen şu ruhumu bedenimde taşıyabilmeyi öğret
Çekip gittiğin o anı hafızamdan silmeyi öğret
Sebepsiz bu ayrılığın çaresini değil! Nedeninisonucunu öğret..
Ve kendine her şeyden önce;
Sevmeyi bir o kadar da sevilmeyi öğret
Sevginin değerini bilmeyi onu beslemeyi öğret
Kıskanmanın ne demek olduğunu nasıl önemli olduğunu öğret
Her defasında sevgini söyleyebilmeyi öğret
Sevgilinin ellerinden tutudünyaları gördüğün o gözlerine bak
Ve onu ne kadar çok sevdiğini o dünyaya haykırmayı öğret
Sonra acı çekmeyi öğret
Senin gibi biri karşısına çıktığında savunsun kendini
Dürüstlüğü öğret hani ben yapmadım ya onu..
Sonra da ağlamayı öğret..
Hıçkıra hıçkıra her gece ağlamayı..
Sevmeyi öğret sevilmenin sevginin değerini öğret