Aşk Şiirleri

Dişarda yagmur
Içimde sikinti var.
Açabilsem kalbimi
Bu yagmur içime yagsa
Ve yikasa
Içimde ne kadar aci varsa
Uyusam... yagmur altinda
Deniz gibi...

Boyum uzun olsa yagmur kadar
Öpebilsem semayi...
Sonra dökülüp yeryüzüne
Kucaklasam tüm insanlari
Dünyayi.
Hiç birini yapamiyorum
Içim taştigi halde

Aglayamiyorum...

Sende seviyorum tüm insanlari,
Sende büyüyor acilar, sevgiler, inan ki
Bu yagmurda ne var sanki...
 
SANA DEĞMEZ

Ne ilaçlar fayda etti
Ne sakinleştiriciler
Ben yine uykuya kafa tutup
Efelendim
Birikimlerim arttıkça arttı
Sıkıntılarım diz boyu
Ne tarafıma dönsem çıkar
Ne tarafıma dönsem ihanet
Korkularımsa cabası
Yüreğimin ağrısı
Galip gelmekte vücuduma
İlaçlar yüreğime vız gelmekte
Gecenin bir yarısı
Yıldızlarım bulutlara mağlup
Kasabam ışıklarla ve soğukla baş başa
Ve ben
Ve ben sana lanetler ediyorum
Biliyorum ki çaren değilim
Biliyorum ki geleceğin olmayacağım
Külleri eşelemen değiştirmeyecek
Değiştirmeyecek
Geçmişi getirmeyecek
İhaneti örtmeyecek
Saçlarıma düşen akları örtmeyeceği gibi
Kendini ucuza satmana içerledim
Yıllarca dua ettim Allah.ıma
Sabrıma sabır
Aklıma akıl
Yüreğime sükun versin diye
Yıllarımı kendime ayırıp
Bir başkasını sokamadım hayatıma
Yüreğimdeki izleri görürler
Yüreğimdeki acıyı sezerler diye
Hakkım yok duygularınla alay etmeye
Hakkım yok ellerle kıyas yapmaya
İnan hakkım yok
Bir başka Bendende seninle olmaya
Seni sana seni Allah’a demiştim
Sen hem bana
Hem Allah’a ihanet ettin
Yıllarıma ihanet ettin
Yollarıma ihanet ettin
Geceyi bırakıp
Sabahıma ihanet ettin
Anamın elini öptüğün güne
Babamın Dolan gözlerine ihanet ettin
Beni huzurla git diyerek gönderdiğin,
Asker ocağına ihanet ettin.
Ve her şeye inat
Yada ne bileyim umursamaz,
Sanki süt gibi ak,
Su gibi berrak ,
Masummuşsun gibi
Hadi gel buradayım diyorsun,
Yada sen,şunu bilmiyorsun
Ben geçmişimi bir ihanete sattım
Senide ihanetinle birlikte
Hem hayallerimden,
Hem rüyalarımdan,
Hem de hayatımdan söküp attım
 
Sen rüzgaralara söyle
Sen derdini rüzgara söyle.
Umudunu, korkunu, istediğini, acını aşkını sen rüzgara söyle...
Bilesin ki o her yere ulaştırır yüreğinin sesini, nice taş yüreklere girer,
Nice sağır kulaklarda yankı yapar o.
Onun adı poyraz, deli poyraz...

Rüzgar kıskançlık bilmez.
Rüzgar kin, öfke, yoksulluk da bilmez
Rüzgar yükünden ötürü yakınmız
Rüzgar zaman tanımaz
Rüzgar engel de tanımız
Sen ona bağrını aç, derdini söyle o seni serinletir, saçlarını okşar, sözlerini alır götürür acılarınla, nedenini-nedenlerini sormadan...
Rüzgar seni dinler

Hayatı bazılarına çekilmez kılan ekonomik zorluklar, yalan-dolan ve kandırmalarla da beslenince, insanların tüm yaşamsal dengelerini bozuvermiyor. Ruhsal ve bedensel acıların yoğunluğu, insanların hayatlarının sanki ayrılmaz parçaları yanlış gibi ölünceye kadar yakalarından düşmüyor. Düzenin acımasızlığı insanlarının omuzlarına biniyor hep. Kin, öfke, kıskançlık, acı verme dürtüsü insanları, başka insanlara karşı acımasız kılıyor. Düzen insanları çirkinleştiriyor. Hayatın acımasız anlamını da doya doya yaşayan bu zavallı insancıklar değil mi? Onlar değil mi? İnsalcıl yüreklerinde hayatın acımasızlığını değiştirecek umut ve sevinç ışığını taşıyanlar?

Rüzgar bulutların yoldaşıdır.
Bulutlarda dağların.
Bulutlar dağlara düşmeye görsün kara kara, rüzgar yetişir imdadına, alır bulutları dağlardan götürür uzaklara, uzaklara...

İnsanın bilinci de rüzgar gibidir.
Rüzgar gibi siler, süpürür herşeyi.
Alır umutsuzlukları sorar umutlarla, unutturur acıları. Her yeni güne hep yeni bir umutla başlar insan. Yüreğinin ak bulutlarıyla sarmaş dolaş, şu deli rüzgar, dağların doruklarında her an fırtınaya dönüşecek gibi ürpertir insanı.

Sen derdini rüzgara söyle.
Sırdaşın rüzgarın özgürlüğü olsun.
Rüzgar alır götürür acılarını bilinmez ülkelerin dağlarına, yaylalarına, ovalarına...
Yeni sıcak umutlar, dostluklar doğsun diye yüreğinde...

Öyle aydınlık bir sonbahar ki
Senin yaklaştığın anda
Kalbimdeki kör yangın
Bu yangından herkes kahkahalarla çıkacak bir sen kurtulamayacaksın.

Eriyen sadece kemik kalplerim kalacak
Ölümümden zırnık koklatmam toprağa Kanamalı bir için acele kin aranacak.

Bize susmak
Bize sevişmek yaraşır
Çocukluğunu özler zaman
Ben şimdi geceyi nerede senden saklasam

İçinde gül dolabı açılmış
Dikkat et, üşürsün solarken
Şal bir güz al arkana
Ağustostan doğm
Bir vahşi tay olur aşkım
Kim bilir.

Aslında insanın cebir karşısında zayıflığıdır aşk
Orgazm, sıfırdır
Oluşum durduğunda.
 
E V M E K A M A A N L A T A M A M A K



Sevdiğimi anlatamadım
Gözlerimle anlatayım dedim olmadı
Gözlerimi kıskandım senden
Utandım çekindim söyleyemedim
Seni seviyorum, seviyorum diyemedim
Sonra yollarımız ayrıldı ama sen
Çıkmadın ki aklımdan sevemedim ki başkasını
Evet sonra, sonra öğrendim evlenmişsin başkasıyla
Başkasının olmuşsun, dayanamadım kahroldum
Ama suçluyum sana açılamadım.
Yıllar sonra yolda gördüm seni
Yanına yanaştım titreyerek ak düşmüş saçlarımla
Çatlamış dudağımla seni seviyorum dedim
Gözümde bir damla yaşla o da hıçkırırcasına
Bende seni dedi bitirmişti cümlesini sonunda
Öğrenmiştim gerçeği ama artık çok geçti
Açılmalıydım baştan söylemeliydim her şeyi.
 
Yılların çilesi sarmış sanki üstünü.
O bu dünyanın en berduşu en küskünü.
Nerde be dostum mutlu bir günü.
Yarını olmayan bir sitem bu sadece.

Dokunmaya gelmez hemen kırılır.
Mutluluk varken yalnızlığa sarılır.
Bu kadarı yeter fazlasına darılır.
Gülücüğü kalmayan bir sitem bu sadece
 
İyi Güzel de

Dua ediyorsun
Ellerini açarak
İyi güzel de
Çalış bari

Her yer kıraç
Diyorsun
İyi güzel de
Ek bari

Cahiller çoğaldı
Diyorsun
İyi güzel de
Eğit bari

Haksızlık var
Diyorsun
İyi güzelde
Paylaş bari

Herkes bir taraf
Diyorsun
İyi güzel de
Birleş bari

İsmail
Sevgiye muhtaç
Diyorsun
İyi güzel de
Sev bari.
 
Y a r ı m K a l a n

İntikam çanları çalıyor beynimde
Şimşekler çakıyor yıldırımlar düşüyor
Zehrini akıtan bir yılan oluyor yüreğim
Vefasızlığının ilk gecesinde

Umutlarımız vardı henüz çiçek açmayan
Dağlar kadar yüce bir de sevdamız
Yaprak dökümünü yaşatmaz mı yokluğun
Paslı düşünceler kemirmez mi yüreğimi
Nasıl çiçeklenir umutlarım sensiz

Aşkın olmasa nasıl çekilir bu ruhsuz dünya
Üstüme gelmez mi bu koca şehir
Bu sokaklar nasıl gezilir sensiz
Hayata küskün ağlamaklı bu gece
İçimde yaşama savaşının yenilgisi
Ruhumun son direnişi umuda
Gülüşlerim yarım kaldı
Hasretinin ilk gecesinde
 
Hasretinle yangın yerine dönmüş bu bedeni
Daha fazla yokluğunla kasıp kavurma…
Bu gözlerimdeki yaşları ellerinle sil
Yabancı değilsin bütün bunlara,
Gelmeyeceksen sus!!!
Sus sakın söyleme
Bırak öylece kalsın,
Yüzümdeki tebessüm
Birazdan diner yağmur…
Bırak gölgede kalayım,
Güneş doğmasın üzerime…

Şimdi kör kuyuya atılmış kadar karanlık
Şimdi yokluğun kadar ıssız ve derinim
Şimdi gözlerimdeki yaşı azad ettim,
Bir ırmak misali denizlere…
Silmeyeceksen bırak öylece kalsın
Bırak sakın elleme kanasınlar
Tutsaklığa esir olsunlar bir fener boyunda
Kayalara çarpsınlar dalgalar misali
Paramparça dağılıp kalsın öylece
Şimdi sahile vurmuş ceset misali kaldım ortalıkta
Şimdi gelsen de bir şey veremem sana
Bende kalmadın, bende ben de kalmadım çünkü
Bende bir yüreğin kalmıştı
Oda sulara gömülüp gitti çoktan…
 
AZRAİLE SELAM.....

Selam sana Azrail hoş geldin..
Buyur şurası senin yerin ...
Biliyorum tahsil edeceksin birazdan şu can senedini...
Adına ölüm denilen ebedi terhisi
Ama acele etme ne olur daha bir iki dakikam var
Bana birazcık Muhammedi (sav)anlat..
Anlatki hasretim dinsin biraz
Anlat ki çabuk olsun vuslat
Birazdan alacaksın canımı ...
Ama acele etme daha bir iki dakikam var
Selamlar gönder benden o sevgiliye
Şefaat esirgemesin , mahşerde bize ...
Onu çok sevdiğimide söyle ...
Senin gibi yaşamak için çalışmış de...
Senin gibi yürümüş , senin gibi yatmış de..
sarığını bile senin gibi sarmış de..
Haa selamımı unutma ...
Haydi vakit doldu eyy kutsal melek
Canımı Alda bitsin bu dert...
Haydi kapadım gözlerimi,
Alda bitsin bu arzın çilesi derdi...
Haydi...hazırım haydi...haydi...
Eşhedü enlailahe illallah ve eşhedüenne muhammeden rasulallah...
 
İÇİMDE SAKLAMAK SENİ

İçimde yarattığın fırtınaları saklamak,
Hiçbirşey yokmuş gibi davranmak,
Sadece yüreğim ve beynimle paylaşmak,
Kimseye anlatamamak seni..ne kadar zor..
Oysa ben,
Sevdanın ateşiyle yanan bedenimin
Küllerini savurup masmavi gökyüzüne,
Bedenimin her bir zerresiyle
"seni seviyorum" diye haykırmak istiyorum.
Kızdığında ürküp titreyen dudaklarımı,
"Miniğim" dediğinde içi gülen gözlerimi,
Sensizliğin acısıyla kıvranan yüreğimi
Herkes görsün istiyorum.
Ama korkuyorum.
Biliyorum;görürlerse,bilirlerse ayırırlar bizi..
Ne kadar zor olsa da,
Sonsuza dek yaşayabilirim seni saklayarak..
Yalnız seni severek,
Yalnız sana aşık,
Yalnız seni özleyerek geçsin ömrüm..
İçimde sen olduktan sonra,
Bana ne etsin ölüm..
 
Yelkensiz Gemi



Kuru bir "Bitmesin"den başka hiçbir şey demedin.
Öyle kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki, ondaki anlam!
Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık uçuruma?
Savunmayacak mıydın sevgimizi?
"Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan?

Düşündüğüm bu değildi...
Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı senden,
Mücadele beklemiştim oysa...
Yelkensiz olan gemimizi kıyıya ulaştırırız sanmıştım...
Kıyıya ulaştırırsın sanmıştım...
Oysa, onu denizin ortasında savunmasız bırakmama göz yumdun...
Bu kadar yıpratıcı olamazsın...
Oysa, bir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda!
Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı.
Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı.
Beynimizdeki melodilerin, aramızdaki çekimin,
Geçen akş***i sohbetin bir anlamı olmalıydı.
Duygularımızın bir anlamı olmalıydı.

Yüreğimdeki tüm martıları uçurdun şimdi...
Hangi yöne gittiler bilmiyorum,
Geri dönerler mi bilmiyorum.
Dünya boşaldı mı ne!
Neden bu kadar sessizleşti birden yaşam,
Neden artık parlamıyor yakamozlar gözlerimde?
Neden artık rüzgar esmiyor,
Her şey seninle mi kaldı yoksa?
Mantığım... Mantığımı bana bırak lütfen, ona ihtiyacım var.
Bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var!
Evet! Ben istedim ayrılığı, çıkmaz yollara yönelen bendim,
Kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim...
Kahretsin! Bunu neden yaptığımı bilmiyorum.
Ve senin buna nasıl göz yumduğunu...
Tıpkı balkondaki akasyaları sularken,
Fazla sudan dolayı sararacaklarını bilmediğim gibi...
Su, onun için hayat olmalıydı oysa...
Ve... Sen de benim tutunacak dalım!

Bazı şeyler vardı aramızda biliyorsun,
Olmaması gereken ama daima varolan.
Farklı uçlardaydık seninle,
Farklı mevsimleri seviyorduk, farklı zamanlarda....
Sen büyük fırtınalara vardın, bense lodostan bile ürküyordum..
Oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen,
Daha doğrusu öyle sanıyordum...
Binlerce yıldız arasında,
Ayın güzelliğini gösterebilmekti tek amacım...
Yıldızları söndürmekti... Sorunları yok etmekti...
"Bitti" deyişim öylesine bir şeydi, öylesine, sıradan, şakacıktan...
"Hayır" demeliydin!
Hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde,
Hendekler açmalıydın yoluma gidemeyeyim diye.
Sahip çıkmalıydın gözlerimdeki ay'a sevgimiz diye...
Beni yolumdan alıkoymalıydın...
"kal" demeliydin... Defalarca "kal" demeliydin...
Oysa, demedin...

Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben
Akasyaları kışın yaşatmaya çalışmakla hata etmiştim...
Belki böylesi daha iyi oldu...
"Kal" deseydin kalırdım... Hem de seve seve kalırdım.
Martılarla kalırdım. Yakamozlarla kalırdım.
Demedin oysa!
Bilir misin?
Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken...
Bilir misin?
Nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan döndürecek...
Bilir misin?
Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek...
'KAL' desen kalacaktım...
DEMEDİN OYSA!!!
 
GİZLİ AŞIK


Gizli aşığınım ben yüzüme bakmasan da,
Sevdi diye gönlümden soracak hesap mı var ?
Kaderimde olmasan, fallarda çıkmasan da
Bu kadar anlayışsız olmana icap mı var ?

Sebepsiz gülüşümü,çekinmeden sözümden,
Çiçek koparır gibi hınçla kopar yüzümden!..
Cehenneme de gitsem takip eyle izimden,
Atlas gözlerin kadar korkulu azap mı var?

Dostluğunu eller mi benden kıskanacaktı?
Gidişin ümidimi yarı yolda bıraktı...
Sevdanın pınarları coştu, meçhule aktı,
Söyle senin kalbinde derin bir girdap mı var?

Can atsam da burada ismini haykırmaya,
Vermediğin kalbini korkuyorum kırmaya .
Merak etsen de beni,başlasan da sormaya,
Gizli âşığınım ben,soracak ahbap mı var?
 
GELENE
Gülleri dökecek olan benim
Sana uzatıpta
Dizlerine seren güneşi
Çık haydi yola
Senin için çarpan yürek
Benimdir
Sen kime gelebilirsin ki
Yangın yeri boynuna
Yağmurlarda uzanarak
Yedi renkli ebem kuşağı
Takacak olan
Ben olacağım mutlaka
 
Keşke

Yılların ardında
Kalsaydın keşke.
Keşke umut diye
Hep seni özleseydim.
Görmeseydim keşke gerçek yüzünü
Uykularımı karabasanlar basmazdı,
Yalanlarının utancından
Güvenin saçlarını yolmazdı ellerim.

Yılların ardında
Kalsaydın keşke
Keşke umut diye,
Hep seni özleseydim.
Görmeseydim keşke yolun sonunu
Şimdi böyle,
Pişmanlığın kucağında
Ecel terleri dökmezdi neşelerim
 
Kendimi aldatmışım
Söylenmemiş sözlerde
Söylenenleri arıyorum
Didikliyorum bulduklarımı
İşe yaramadığına yanıyorum

Söylenenler ele vermiş oysa
Ben bir şey anlamamışım
Söylenmeyenlere güvenip
Hep kendimi aldatmışım
 
Sizden Özür diliyorum.
Köy çocuğuyum ben,

Anamı ya süt sağarken görürdüm

Ya tarlada çapa yaparken.

Oturup bir su bile içemezdi,

Yedi çocuğun ana,ana demesinden.

Kendisi de bilmiyordu ki

Bize ne versin, nerden?



Babayıysa ayda bir, yada iki,görürdük

Hep komşu köylere gider gelirdi,

Çatı yapar kiremit döşerdi.

Eve geldiğinde dizilirdik

Merdiven başına,

Ürkek bakışlarla

Bize ne diyecek diye titrer

Boşuna sevilmeyi beklerdik.

Oysa o doğruca hazır bekleyen

Sofraya gider,

Daha ilk lokmasında anama,

Yemek tuzlu olmuş derdi .

Daha oturduğu yeri ısınmadan,

Gitmesini isterdik.



Baba olmak;

Çalışmaktı ona göre.

Karın doyurmak.

Bayramdan bayrama urba almaktı.

Sarıp sarmalamakta neydi öyle.

Onun babasıda onu sarmamışki .

Bize vermek için de ondan

Azarlanmaktan başka,

Birşey almamışki.



İşte bende öyle yaptım

Doğruyu yaptığımı sanarak,

Karın doyurmakla,urba almayı,

Yetiyor sandım.

Büyüdüğünüzü seyrederek

Size şöyle bir sarılamadım.

Düz çizgiden her çıkışınızda,

Yol göstereceğime,

Size yaptıklarımı başınıza kaktım.

Yapamadıklarımı,

Yaptıklarınızda aradım.

Hep sizi sorguladım,sorguladım,

Bunlardı çünkü benim babadan aldıklarım.



KENDİKENDİMİ HESABA ÇEKTİM BUGÜN

ÇOK GEÇ OLMADAN

ANLADIM.

BEN HAKSIZDIM.

İŞTE İTİRAF EDİYORUM

YÜZÜNÜZE SÖYLEYEMEDİM

SATIRLARIMDAN ANLAYIN ARTIK
 
Bacım
Köy kokusu soluğunda,
Bir nefes gibi sımsıcak,
Ellerime dokunuş.
Buğday resimli tarlaların
Masalsı güzelliğinde
Bir mola keyfi.
Suya karşı inatçı,
Çakıl taşlarının,
Farkına varıldığının
Farkındalığı.
Göz ,göz açan tomurcukların,
Dallara ilk dokunuşlarındaki,
Bakire ürkekliği.
Sandıklarda saklı,
Gençlik çeyizlerinin,
Sereserpe dolaşamaması,
Odalarda.
Islak,ıslak kalması ,anıların,
Düşlerin mahzeninde.
Unutulmuş dostlukların,
İpliğiyle örülmüş,
Giyilmesi zor,bir
Ateşten gömlek.
Seslensem ,
Duyulacak kadar,
Uzaklığındaki özlemim .
Kara tahtalara ,
Yazılıp,yazılıp silinen,
Kolayca kanan,kaderim.
Bebek bakışlarındaki,
O saf gülüşlerin,
Yansıyan mutluluğu.
Issızlığın ortasından,
sessizce çıkıp gelen,
Düğün bayram şenliği.
Söylemek isteyipte,
Söylenemeyen sözlerin,
Boğazdaki düğümü.
Bir başına kalan,
Yalnızlığın,
Yalnızlıktaki ölümü.
 
Hasretinle yangın yerine dönmüş bu bedeni
Daha fazla yokluğunla kasıp kavurma…
Bu gözlerimdeki yaşları ellerinle sil
Yabancı değilsin bütün bunlara,
Gelmeyeceksen sus!!!
Sus sakın söyleme
Bırak öylece kalsın,
Yüzümdeki tebessüm
Birazdan diner yağmur…
Bırak gölgede kalayım,
Güneş doğmasın üzerime…

Şimdi kör kuyuya atılmış kadar karanlık
Şimdi yokluğun kadar ıssız ve derinim
Şimdi gözlerimdeki yaşı azad ettim,
Bir ırmak misali denizlere…
Silmeyeceksen bırak öylece kalsın
Bırak sakın elleme kanasınlar
Tutsaklığa esir olsunlar bir fener boyunda
Kayalara çarpsınlar dalgalar misali
Paramparça dağılıp kalsın öylece
Şimdi sahile vurmuş ceset misali kaldım ortalıkta
Şimdi gelsen de bir şey veremem sana
Bende kalmadın, bende ben de kalmadım çünkü
Bende bir yüreğin kalmıştı
Oda sulara gömülüp gitti çoktan…
 
AZRAİLE SELAM.....

Selam sana Azrail hoş geldin..
Buyur şurası senin yerin ...
Biliyorum tahsil edeceksin birazdan şu can senedini...
Adına ölüm denilen ebedi terhisi
Ama acele etme ne olur daha bir iki dakikam var
Bana birazcık Muhammedi (sav)anlat..
Anlatki hasretim dinsin biraz
Anlat ki çabuk olsun vuslat
Birazdan alacaksın canımı ...
Ama acele etme daha bir iki dakikam var
Selamlar gönder benden o sevgiliye
Şefaat esirgemesin , mahşerde bize ...
Onu çok sevdiğimide söyle ...
Senin gibi yaşamak için çalışmış de...
Senin gibi yürümüş , senin gibi yatmış de..
sarığını bile senin gibi sarmış de..
Haa selamımı unutma ...
Haydi vakit doldu eyy kutsal melek
Canımı Alda bitsin bu dert...
Haydi kapadım gözlerimi,
Alda bitsin bu arzın çilesi derdi...
Haydi...hazırım haydi...haydi...
Eşhedü enlailahe illallah ve eşhedüenne muhammeden rasulallah...
 
İÇİMDE SAKLAMAK SENİ

İçimde yarattığın fırtınaları saklamak,
Hiçbirşey yokmuş gibi davranmak,
Sadece yüreğim ve beynimle paylaşmak,
Kimseye anlatamamak seni..ne kadar zor..
Oysa ben,
Sevdanın ateşiyle yanan bedenimin
Küllerini savurup masmavi gökyüzüne,
Bedenimin her bir zerresiyle
"seni seviyorum" diye haykırmak istiyorum.
Kızdığında ürküp titreyen dudaklarımı,
"Miniğim" dediğinde içi gülen gözlerimi,
Sensizliğin acısıyla kıvranan yüreğimi
Herkes görsün istiyorum.
Ama korkuyorum.
Biliyorum;görürlerse,bilirlerse ayırırlar bizi..
Ne kadar zor olsa da,
Sonsuza dek yaşayabilirim seni saklayarak..
Yalnız seni severek,
Yalnız sana aşık,
Yalnız seni özleyerek geçsin ömrüm..
İçimde sen olduktan sonra,
Bana ne etsin ölüm..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst