Aşk Şiirleri

Ben bencilim biliyorum.
Çünkü seviyorum.
Ve hep sevgilimi yanimda istiyorum.
Içerek degil,
Gözlerine bakarak,
Sarhos olmak istiyorum.
Konusmak degil,
Dinlemek istiyorum.
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Bu güne gelemiyor,
Ben hala dünde yasiyorum.
Bu günü hep,
Bir sonraki güne erteliyorum.
Kocaman bir yürek,
Kaldiramayacagi kadar hasret,
Bu özlemi bir güne sigdiramiyorum.
Eziliyor bedenim tik tak'larda...
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Onun yaninda,
Zaman geçmesin diye dua ediyorum.
Onsuz zamanlarda,
Dakikalari asir saniyorum.
Teselli etmiyor kurdugum hiç bir hayal.
Ben sevdigimin ellerini yanimda,
Iste tam surda,
Yoklugunda kanayan,
Avuçlarimda istiyorum.
Onunla 24 saat yetmiyor yüregime...
Sikayetim var!
Günleri en az 36 saate çikarsinlar...
Yada bütün saatleri onun bana geldigi ana kursunlar...
 
Çözüm olsaydı eğer çilingir sofrası,
Herkes içerdi be CAN DOSTUM.....
Ama içenlerde biliyor
Unutulmayacağını hiç bir şeyin..
Unutmanın zor olduğunu...
Unutmanın imkansızlığını.
Sigara zehirler de bedeni
Aynı zamanda zevk de verir..
İnsanlar bilmezler mi ki
Sadece bu bir hissediştir
Gecenin karanlığı insana yanlızlığı,
Bir başınalığı hissettirir..
Kaçmak kurtulmak ister amaaaaa
Elden gelmez birşey....
Sen hayatı bıraksan da o seni bırakmaz çünkü...
Bunu da bilirsin sen..
Yaşamak zorsa eğer neden yaşanır dünyada bilinmez?
Ama eğer yaşamak zorunluluksa..
Boşver can dostum yaaaaaa
Yaşayalım kaderimizi ..
Nasıl olsa bitecek bu karanlık ...
Elbet aydınlık bulacak bizide...
 
SEN HİÇ EYLÜLDE SEVDİNMİ?


Bir sabah,
Zamanı durdurdun sen...
Ayrılığı ekledin sonbahara
Mevsimin bütün bulutları,
Gözlerimde biriktide
Ben yağamadım bakışlarına...
Söyle!
Hangi güneş
Baharı getirecek şimdi bana?
Kadehimiz ayrılığa kalkmadı ki hiç
Ben nasıl içebilirim yokluğuna...
Belki,
Zamansızdı sevgim
En az gidişin kadar!
Elde değil bu.
Sen hiç eylülde sevip de
Vakitsiz hüzünlere beyaz bayrak salladın mı?
Bilemezsin sevdiğim...
Nasıl koyuyor adama güzün geri kalanı...
Doğduğum gündeyim şimdi.
Yoksun...
Bir başıma içip,
Kağıda gidişini karaladım...
Hazanda sevmek akıl karı değilmiş sevgilim
Anladım...
 
gitme beni terk etme
ömrümü tüketme
beni göşyaşımla tek başıma bırakma
aşkımı yakıp küllendirme
bu zor dünyada beni sevgisiz bırakma
sevdamı bitirme
gündüzümü karartma
sen bana kalbini dostluğu verdin geri alma
...........................
giitin terk edip gittin beni
ne hallerdeyim bir bilsen
sen gittin benden bende
ne sevgi kaldı nede dostluğa dair birşey
şuan o kadar yanlızım ki
ne sığınacak bir sevgi
nede güvenecek bir dost var yanımda
mutsuzum bir zamanlar senin gülüşünle gelen gündüz
yine senin gidişinle karanlığa büründü
artık ümidim tükendi
umutlarım kayboldu
artık ne bir geçmişim dene bir geleceğim var
kendi sözlerimdir
 
puslu bir duman havası gibidir yaşam
dilin amana getirilir
sığıntı karanlığı heyulalığında
ufkun sarsıntılı anı sana uhdeleşir

sonra kapanır çelik kapılar üstüne
dar pencereler demir saçaklarla örtülür
savrulur hekes çiğ tanesi gibi
yanında yalnız
yalım yüzlü yapayalnızlığı görürsün

bildiğin gibi değil
coşkun sefaletin harabe bendi yıkılır topraklarına
keza kolay kolay yertinemezsin
o düş paletinin
sahte toz pembeliğinden katı aydınlığa

nihayetinde
hiç kurtulmuşluğun yolu da yok sanırsın
içine savrulduğunda karamsı döşemi kara başlı düşler
alışasıya kadar örtünmez de gözlerin
öğlen bel iki büklüm
acınası yok ikindide gelir ölüm
ve dişlerini döker iç bülütlarının
artık,sevinebileni de göremezsin içinde
seyrine dalamazsın bahar/döleti:
dağ kekiğinin,karabaş otunun
ve kudretinden sual sorulamayan
meyhoş avareliğiyle çiğnediği semiz otunu aşıkların

puslu bir duman havası gibidir yaşam
dilin amana getirilir
sığıntı karanlığı heyulalığında
ufkun sarsıntılı anı sana uhdeleşir

bildiğin gibi değil
yokluk dehşetinin kızkacında
peltekleşir bir can canından
tutuklu kalır ahın dilinde
ahın iki büklüm eyvah!
ömür zamanından
tenden boşa akan bir ömür görürsün

hatta çizgileri bozulur
varlığın yüzüne birtürlü çalamadığın resimlerin
bürüşür bakışların,gök-yüzünden akar
kalkar -ana- eli havaya
Haydan okkor dilini özlediği gülüşüne atar

sonra her hadsizliğini perçinleştirir acımasız özletenler
sırtında ay
tozlu yollarda diline küfür yürüdüğünde
önce zerafetini kaybedersin yüzünün
ya da azar azar enğinlerdeeki bedenini
ve yine çarptıkça bakışların
kötürüm ahlaklı insanların yüzüne
yüzene canhavliyle çekersin
böcekleri çiğnenmiş al ipek perdeleri

sıkılsıkım bir hale bürünürsün
perperişan müşaadesiz görünümün
sonra sefaletin sırrıyla yıkılır özlemlerin
kendine dönüşün
sadece bir öykünmeyle olur
haberdar bile olmazsın bunlara
felç tutmuş ellerinden de bir şey gelmez
ama yine de
öksüz bakışlarını seresin yetimlerin üstüne
 
Aşka Demlenen Ömür

Sevdam, yüreğinde üşürken,
Denizler yanıyor bakışlarımdan.
Yalnızlığın kalabalığına karıştığı gibi sensizliğim;
Yokluğunun sesine karıştı sessizliğim.
Ellerimde kalan;
Ayrılık acıları
Ve duygularımın dokusundaki bir tek hayalin.
Rüzgarın dokunuşları alnımın ateşini alırken;
Islak gözlerim üşüyor bu sabrın buzulundan.
Zaman dışı saatleri kim anlar ki söylesem?
Çiçekler tutuşturulmuş ayrılığın eline.
Ve bir yokluk yakamozu düşmüş gönül nehrine.
Gökyüzüne düşen gecelerimden alınmış sabah,
Artık, yalnızlığım doğuyor güneş yerine.
Sesinin yankısıdır bu isimsiz çığlığım,
Hasretin buharıdır bütün bulutlar.
Duyamazsın beni duymayacaksın;
Çünkü acılarım kadar sevinçlerin var.
Bense, elime verdiğin bir bardak zehrin;
Ölümünü yaşıyorum an be an sana.
Sana, can çekişimin her saatini,
Armağan ediyorum, son nefese kadar.
Bin ömür mutlu olmana yetecek kadar
Bir acılı ömür yokoldu sana...
 
ben seni ertelenmiş yaşanmamışlıklarla saklamıştım
paslı ve kanayan şiirlerde
paramparça uykularda buluyorum artık seni
ne denli sulasam da birer birer soluyor saksı çiçeklerim
birlikte dolaştığımız deniz kıyılarında
ölü martılar buluyorum artık ne tuhaf
okul duvarlarına yazdığımız yazılar silinmiş de
sahildeki ayak izlerimiz silinmemiş ne tuhaf
artık kan, gözyaşı ve keder bulaşıyor gecelere
şimdi gözlerin eskisinden daha hüzünlü
şimdi gözlerin eskisinden daha çekik ve dalgın
ağlamaklı ve umarsız gözlerine
öpücükler konduramıyorum ne acı
hep o dalgın ve hüzünlü gözlerine ağlarım
bir türlü tükenmeyen gecelerime çığlık çığlığa giriyorsun
çaldığım yaralı ıslıklar gözlerini anlatır hep
gözlerin hala ilk günkü gibi utangaç mı?
devriyeler gezer düşlerimde uykularım kana bulanır
dostlarımı şiirlerimde saklıyorum
gözlerin şiirlerimden çıkmıyor
o işgalci gözlerinin gönüllü kölesiyim

konkunç yanılgılar yenilgiler
kısır döngülerde tükeniyorum
çürümüşlüğün ortasında gözlerine tutunuyorum
 
Ne seni ne de sevgini istiyorum senden.
Sana olan çocuksu saf sevdamı,
Sana bağlı canımı istiyorum.
Sana en büyük ceza; Yalnızlığı
Bırakıyorum...

Gözlerimden akan yaşlara değil,
Sana acıyorum.
Yüreğime sapladığın hançere değil,
Ssensiz gecelerde kurduğum hayallere
Yanıyorum...
Sana olan sevdamdan değil,
Kaderimden kaçıyorum...
Sana en büyük cezayı yalnızlığı
Bırakıyorum...

Sana sensiz yaşayamam demiştim.
Yaşıyorum
Sensiz gözlerim gülmez demiştim...
Gülüyorum...
Sensizlik nefes almadan yaşamaksa
Sensizlik acı çekerek gülmekse
Yaşıyorum Gülüm
Sensizliğe mahkum olan benliğimle...
 
Tutacağım Gözlerinden

Sen varsın az ötemde
Biliyorum az ileride
Uzansam biraz daha tutacağım gözlerinden
Bir liman aralığı uzaklığın
Biliyorum gemileri de yaktım zaten
Dönüş yok az kaldı tutacağım gözlerinden.

Işık tükendi karardı eylül bizimle birlikte
Derinlere yolculuk var bu gece
Hazırlan sevdiğim uzaklara yolculuk bu gece
Az ötemdesin biliyorum az uzağımda
Bir kapı açıklığında
Açılsa biraz daha tutacağım gözlerinden.

Ağustos bitiminde eylül başlangıcında
Yaz sonunda güz başında
Bir yaprak dökümünde ağaçların
Sararmış yaprakları aşkımız gibi
Dökülmeye yüz tutmuş yüreklerimiz
Biraz daha dökülse tutacağım gözlerinden.

Dinle uzaktan gelen müziğin sesini
Ritminde saklı ezgimiz bizim
Sus ve dinle kalbimin atışlarını
Ağır ağır eylüle çalan bedenim
Aksak hazin bir rüzgarla savrulmakta
Savrulsa biraz daha tutacağım gözlerinden.

Biliyorum sevdiğim az ötemdesin
Yıldızlar kadar yakınsın gecelerime
Düşler kadar sıcak bakışların
Eylüldü dökülüyordu yaprakları aşkımızın
Ben topluyordum yerden bakışlarını
Ah, az kaldı biraz daha toplasam tutacağım gözlerinden
 
ÖZLEDİM

Her sabah güneşin doğuşuyla birlikte,
Ellerinle uyanmayı özledim,
Yağmurlarla birlikte koştuğumuz,
Sonbahar akşamlarında,

Rıhtımda oturup, dizlerinde uyumayı özledim,
Sabaha karşı yıldızlarla şarkı söylemeyi,
Ve üşüyünce sana sarılıp saçlarını okşamayı özledim,
Yokluğun gökyüzündeki dolunay sanki,

Elimi uzatıyorum, dokunamıyorum,
Kaçmak istiyorum, kaçamıyorum,
Nereye gitsem dolunayda geliyor yokluğunda
Gidişin hasretim, yokluğun her şeyim oldu benim,

Sana şiirler yazıyorum her gün batımı,
Özlemin doluyor ciğerlerime
Çığlık çığlığa uyanıyorum her sabah,
Avuçlarım yanıyor,

Mütehassis hercai öpüşlerin,dudaklarımda eriyor,
Sevda yüklü membalar taşıyor gönlümde,
Payidar bir aşkın içinde, ebedi yolculuk,
Hep sürecek mi bu böyle,

Ömür geçiyor muttasıl bir termosfer içinde,
Gidişin hasretim, yeter çektiklerim,
Özledim sevdalım, özledim seni her şeyinle�
 
SENMİSİN

Bu nasıl hüzündürki gönlüme çöken

Senmi varsın yoksa içinde

Salına salına geçen

Bir ümit savurda git sensen

Bir sızım var tedavisi gecikmiş

Bir ilaç eylesen

Yaraları kapayarak geçsen

Eğer geri dönmeyeceksen

Tuzlarını eritemedim bastığın giderken

Evet çok ağır diyemedim

Sen ağırmı geldi derken

Yıllarca kurtulamadım sayısız bir sözden

Çınladı durdu yüreğimde

Hadi şimdi doğruyu söyle

Eğer sensen hüznüme değen

Bende birdaha seni anmıycam

Eğer sen değilsen gönlümden geçen
 
Kıymetimsin
Üşüyen aksamların suskun saatlerinde buldum seni
Sevgiye hasret gönlüme,
Aşka suskun dilimle
Seni seviyorum diye haykırıyorum tüm dünyaya

Yalnızlığa demir atmısken cıkageldin kalbimin en güzel köşesine
Gülmeye hasret gözlerimle,
Sevdaya yoksul bedenimle ,
Canım diye sesleniyorum gecenin ayaz vakitlerinde

Yaralı yüreğimi tatlı gülüşlerinle iyilestirdin
Karanlıgı emziren geceme parlak gözlerinle giriverdin
Sen benim kıymetimsin..
Aldıgım nefesim, sevdigim canımsın..

Ölüme davetiye bastırırken tuttun ellerimi
Mutluluga hasret tenimle,
Umutları fakir gülüşlerimle,
Seni senden cok seviyorum diye yazıyorum kalbime
 
Sensiz Öleceğim
Çok sevdim seni ben
Sen bunları bilemeyecek kadar kördün
Yüreğimde öyle bir acı düğümlendi ki
Ne ağlayabiliyor ne de düşünebiliyorum
Günden güne hasretin kor olup
Yakıp tüketiyor bu bedeni.

Çiçekler açar bahar gelince
Sular dağlardan coşarcasına akar
Bir kuzu anasına koşar
Benimse ne açacak bir tomurcuğum
Ne koşacak bir bekleyenim var
Sadece hasret var yüreğimde

Yakıyor yüreğimi bu umutsuzluk
Canım çok yanıyor
Bak gece bile gündüze
Kış bahara kavuştu
Hala neyi bekliyorsun
Söndürmek için bu hasreti

Her akşam kurduğum rakı soframda
Kadeh kadeh sensizliği içiyorum
Yanında mezesi hasret
Bir de bakmaya kıyamadığım
Resmin var sıvaları dökülmüş
Biraz da rengi solmuş duvarda

Ve o kadehimdeki hasret var ya
İçime her çektiğimde
Sanki seni tekrar yaşıyorum
Beni nasıl yaşarken öldürdüğünü
Beni anlamayışını

Ama yine de sana
Kızmıyorum be kara gözlüm
Ben senin resmine bile bakmaya kıyamazken
Nasıl da isyan ederim ben sana
Nasıl da kötü düşünürüm hakkında
Gönül ferman dinlemiyor işte

Çok defa denedim seni unutmayı
Olmuyor be kara gözlüm
Unutamıyorum seni
Sen beni sevmesen de
Sen ellerin olup gitsen de
Yine ben seni seveceğim

Bir gün duyarsan ki
Gitmişim bu dünyadan
Unutma seni ne kadar sevdiğimi
Unutma ki hasretinden öldüğümü
Unutma seni bunca severken
Sensiz öldüğümü.
 
Yok senden başka bir dünya, yok senden başka bir alem,
Cenneti verseler almam, ben senden asla ayrılmam...
Belki bu da gelir geçer, şu saniye esastır gel...

Geçsede beni unutma, hiç bir aşkını unutma,
Zira budur elimizde kalan, AŞKTAN BAŞKA HER ŞEY YALAN...

Ne yaptıysan yaptın kalk gel, affeder elbette Hak gel...
Ne yaptıysan yaptın kalk gel, affeder elbette Hak gel...

Düşünmek istemem şimdi, büyü bozulsun istemem,
Hafiflettim her şey dedim, geçerim aşkın içinde...

Belki bu da gelir geçer, şu saniye esastır gel....


Geçsede beni unutma, hiç bir aşkını unutma,
Zira budur elimizde kalan, AŞKTAN BAŞKA HER ŞEY YALAN...
 
kış ikindisi. Ağaçlarda salkım salkım eski zamanlardan kalma anılar... Yapraklarda yere düşmeye hazırlanan yağmur damlaları... Bir yaprak kıpırdıyor işte, gümüşi bir damla usulca yere düşüyor. Sen sanki, yaprakların arasından bana müzipçe gülüyorsun. Beni her zaman şaşırtırsın zaten. Beni her zaman güldürmeyi bilirsin. Farkına bile varmadan bir şarkı dökülüyor dudaklarımdan "Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var."
Rüzgâr keskin ıslığı ile şarkıma eşlik ediyor. İstasyon Caddesi'nin tenhalığı nedense ilk defa içime dokunuyor. Arabaya binsem ve birlikte gezdiğimiz yerlere gitsem, evimde şiirler okuyarak telefonunu beklesem, telefonunun gelmediği zaman seni başka yerlerde arasam. Sonra sen gelsen yanıma, yine "seviyorum" desen, ben yine senin gözlerinde sonsuzluğa mahkum edilen aşkımı görsem. Ayrıca şarkılar gerçek oldu bu kez. Caddelerde rüzgâr, aklımda aşk var.
Yalnızım, üşüyorum, özlediğimse çok uzaklarda. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.
Benimse herşeyim aynı. Geceleri bodrum katlarına yağmur daha çok yağıyormuş, bugünlerde bir tek bunu ögrendim. Bir de geceleri daha uzun sanki, bitmek bilmiyor. Bana anlatmak için neler biriktirdin içinde? Benim sana anlatacağım yeni birşeyler yok. Dedim ya, her şey aynı. Ama sanki biraz mahsunluk çöktü üzerime, bir de gülüşlerim sanki biraz azaldı. Sen olsaydın hemen anlardın. Sen benim herşeyimdin. Arkadaşım, dostum, öğretmenim, talebem, sevdiğim.
Koşulsuz bir sevgiyle sevdim seni, bağlandım. Sen kimbilir belki de, uzak bir kıtanın, Uzak bir şehrindesin şimdi. Benimse içimde kocaman bir boşluk var. Hayır, Üzülmüyorum, içimdeki boşlukta birtek özlemin yankılanıyor. Hayır, sana anlatmak için yeni şeyler biriktirmiyorum içimde, çok istesen hikayeler uydururum. Ama hikayelerimden önce itiraflarım olacak. Kendimden bile gizlediğim duygularımın itirafları. Sana aşık olmaktan delice korktuğumu, sana bakarken içimin titrediğini. Daha pek çok, sırrımı anlatacağım sana.
Gerçi anlatmama gerek yok, sen zaten hepsinin çoktan farkındasın... Sen kimbilir, belki de uzak bir kıtanın, uzak bir şehrindesin şimdi.
Bense odamda senden uzak. Hayır beni merak etme, üzülmüyorum. Biliyorum, ikimizde yoktuk bu aşk başladığında ve çok iyi biliyorum, sonsuzluğa mahkum edildi bizim aşkımız. Dedim ya, beni merak etme. Üzülmüyorum. Yalnızca biraz, biraz üşüyorum...
 
gece esti bir rüzgar
soğuk ki ne soğuk
hani
son sözlerin gibi,
gözyaşlarımı gözümde
sevgimi yüreğimde
dondurdu gitti...

bakışlarım yere düşüverdi
karanlık ağladı yerime
gölgeler damlıyordu gözlerinden.
isli, puslu ve mahkum
artık...zifiriydim

gecenin güneşi olur mu Yâr?
olmuyor... bekledim doğmuyor...
kargalar kadar ömrü uzun el sözünün
bilmiyor... anlamıyor... susmuyor
Yâr...
yokluğun dinmiyor...
güneşimdin ya hani
güneş artık doğmuyor...
 
Keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvAllahlar bana göre değil artık
bana göre değil pişmanlıklar
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
ben seni unuturum sevdiğim
ela gözlerini bir bardak rakıya gömerim
anıları içime
yıllar önce bir temmuz gecesinde
zamansız bir yağmur altında başlayan
o zamansız aşkımızı unuturum
ben seni unuturum sevdiğim
zaten hayat bir yalan.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
üzerimde eskiden kalma bir sevdanın yorgunluğu
yüreğimin kara kaplı defterinde
sararmış sayfaların arasında
bir adamın yıllar arkasında kalmış
suskunluğu var
ve küskünlüğü hayata
o ki kapanmış bir kapı umutlarıma
çaresizliğe bir geçit
durma hadi gözlerimden de çekip git
çek git gecelerimden
bir daha girme düşlerime
kanıma girme artık
yeter git.
kimseler bilmez geceden başka yine yalnızım
sokaklar dolusu insan içinde
bir ben bir ben yalnızım.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
ne fırtınalar kopar yine içimde
bu sevda yakar yüreğimi
yıkar derinden
susar içimdeki ağıtlar
geceler inadına susar
ben susarım.
an gelir
zamanlar dolusu ağlarım
ağlarım çocuk gibi
ihanet karası gecelerde
kıvrandırır bir sancı
kahpe bir kurşun gibi
arkadan vurur yalnızlık
sabahlara kadar ağlarım
ağlarım ölesiye.
neden içi karanlıktı bu kadar gecelerin
neden geceler umut taşımaz sabaha
ve neden ağlatır beni bu uzun yolculuklar
yeter artık yeter
buraya kadar
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvAllahlar bana göre değil
bana göre değil yerli yersiz ağlamak
madem ki bir kez yaşanıyor bu hayat
kılıcımı çektim kınından
kuşandım cesareti
ve bitirdim esareti
gömdüm denizlere.
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvAllahlar bana göre değil artık
anladım ki insan her an sevebilir
mevsimsiz açan bir çiçek gibi
dirilir yeniden
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
geleceksen bugün gel
yarın çok geç olabilir.
 
Dinmiyor Hasretin yaniyor bağrimda
Bitmiyor icimdeki Sevgin büyüyor kaldikca
Ya gel ya dindir artik bu izdirabi Sevgillim
Yoksa Yüregim dayanamiyor artik bu kadar Izdiraba
Yokluğunla Vurma beni Bitanem....

Ne geliyorsun nede bir Haberin geliyor
Yillar gecti sanki gül yüzünü göremedim
Beklemeye tahammül edemiyorum artik
Gücüm kalmadi yapamiyorum sensiz Sevgillim
Yokluğunla Vurma beni Bitanem....

Kalbinden cikardinmi beni yoksa Sen
Baska ellerimi Sevdin sen bileyim Söyle
Beklemek öldürüyor insani bilmeden
Ya gel yada bir Haber gönder Sevdigine
Yokluğunla Vurma Bitanem

Seven insan böylemi yapar sevdigine
Habersizmi birakir böyle Öksüzce
Ne olursun birazda artik beni dinle
Yokluğunla Vurma beni Bitanem....
 
SANA KISMET

Bir bunalim, bir cinnet
Cekiyorum belimden
Ruhsatsiz silahimi,
Bütün hayallerimi kusatiyorum...
Sarjörümde ondört kursun
Ondördünü de bosaltiyorum...
Sana Nisbet!..

Serseri gibiyim, gözüm kara
Ayaklarimin altinda
Bütün hatiralari eziyorum...
Seninle gecen bütün hayallerimi
Bir bir kursuna diziyorum
Bu kursunlar,
Sana Kismet!..
 
Her şeyi sana yazdım
seni de her şeye...

Kalemler tükettim, tükenmeyen hasretle,
ucundan dökülen aşkla,
umutla
çığlıklar,
belki de nefretle.

Her umuda avuc açtım
sen dilendim.
Aşktan harap bir dilenci şimdi yüreğim...

Her şeyi sana yazdım
seni de her şeye...

Hayallerimin paragraf başlarına,
umutlarımın parantez içlerine.
Kalemler tükettim tükenmeyen hasretle..

Her şeyi sana yazdımseni de herşeye

Binlerce kez okudum her gün
bir ilkokul defterinden.
Binlerce kez okudum
seçebilmek için seni
soru işaretlerinden
Seni ezberledim hergün
karmakarış yazılar içinden.

Sana da kendimi yazdım
bana ait harflerle,
farklı alfabelerle..

Herşeyi sana yazdım
Herşeye seni yazdım...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst