Aşk Şiirleri

Hayat yoldaki kaldırım taşlarından ibaret
Şu üzerine bastığımız taşlardan.
Toprağı yok ettiler, ağaçları da...
Üzerine betonlar serdiler,
çiçekleri serer gibi.
Umursamadılar oradaki yalnız çiçeği.
Aşkları da önemsemedi bazıları,
beton kalpleriyle.
Sevildiklerini bilmeden...
Aşkların önüne setler çektiler kendi düşünceleriyle.
Bakışlar çok şey anlatıyordu.
Sevgiyi, dostluğu bazen yaşama sevincini.
Onu da engelledi betonlar.
Üzerinde betonu umursamayan,
Yalnızlığa alışan toprak bile ağladı kendi yalnızlığına.
Kimseler duymadı sesini kendisi yüzünden...
 
DİRİLİŞ


Ey bir emre hazırlanan simsiyah gecede
Karanlığı emip emip de gebe kalan
Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan
Herkesin
Veba girmiş bir şehrin hem halkı
Hem seyircisi olduğu bir günde
Ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke.

Her damlası bir zafer müjdecisi
Bir posta eri gibi
Yağmur yüzümüze değince
Çıkacağız yola.

Çıkacağız yola
Hesap günü gelince
Yağmur yüzümüze değince
Güneş bir mızrak boyu yükselince.
 
YAĞMUR, AĞIT YAK ARKAMDAN


Yağmur, ağıt yak ardımdan
Karanlık sokaklar boyunca
Ben yurdumun özoğluyum
Kimseler yanmıyor bana

Yaprak yaprak içimde yalnızlık
Onun dalları dünyadır
Kendi göğümde bu sürgünlük
Bedenimdir ona tek sınır

Kimsenin bir şey söyleyeceği yok
Ben susarsam, konuşmazsam
Acı bile sustu artık
Yağmur, ağıt yak ardımdan...
 
SUNU . .


Bedenini bir dünya haritasi gibi dizlerime
Serip de, yollar aradım yürümek için

İçime çekmek için hava, koklamak için çiçek
Ve bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek

Sevdiğim şeyleri sevecek, bir incir ağacından
Damlayan süt dolarken memelerine

Çocuklar doğuracak, kara gözleri
Dünyaya bıkıp usanmadan sorular soran

Kendisiyle yüzleşmekten çekinmeyen, doğayla
Ve insanla sonuna dek barışkın...

Yüzünü ak bir kitap gibi ellerime
Açıp da, umutlar aradım yaşama ilişkin

Uçurumların yamacında kök salacak ağaçlar
Boğulanlara uzanacak bir kol belki

Bunun için sevgilim, seninle başlattım bu şiiri
 
Degmezmiş..



Bir yıldızın soluk ışıgına,hasret kaldıgım gecelerde;
Seni düşündüm..degmezmişsin..! !
Her kalp atımımda,her tık..tık sesinde,
Aldıgım tüm nefeslerde;
Seni düşündüm..degmezmişsin..! !

Gücümün tükendigi anlar,
Burun buruna geldigimde ölümle,
Son bir gayretle..umutla..
Sarıldım dört elle yaşama...!
Seni düşündüm..degmezmişsin..

Ben seni..yalandandan degil..
Ölesiye sevdim..! !
Verebilecegim tek şeyi; vermiştim sana..
Yüregimi vermiştim..
Ama almasını,degerini bilmedin..
Seni sevmiştim...
Degmezmiş..! !
 
Gittin...
Ben arkandan sadece baktim...
Oysa,,, Oysa söylenecek o kadar çok seyim vardi ki...
Gidersen, iyiye dair ne varsa içimde, yitirecegim hepsini.
Gidersen, sönecek içimdeki ates ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen, karanliga mahkum edeceksin gözlerimi, o karanlikta yolumu
kaybedecegim.
...diyecektim sana...
KONUSAMADIM...

Gittin...
Gidisini görmemek için gözlerimi kapadim.
Öylesine acidi ki içim; tutup koparsalardi kolumu, bacagimi bu kadar aci
duymazdim.
Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.
AGLAYAMADIM...

Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa...
Tutkum seninle olmakti, tutkum teninde erimek, tutkum hayati sadece
seninle paylasmakti.
ANLATAMADIM...

Gittin...
Gidisini önlemek için tutmak vardi ellerinden.
Ellerim degil miydi her dokunusumda seni ürperten? Ürperirdin yine,
biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini, gitmek için biriktirdigin bütün
cesaretin kaybolurdu.
TUTAMADIM...

Gittin...
Bir yikim gibiydi gidisin.
Sen adim adim uzaklasirken benden, çöküp kaldi bedenim oldugu yere.

Nice terk edilislere dayanan bu yürek, bu kez yenilmisti.
Bu kadar zayif degildim ben kalkmaliydim.
KALKAMADIM...

Gittin...
Oysa geldigin gün gidecegini biliyordum.
Hazirdim gidisine. Kaçak zamanlari yasiyorduk. Zaman bitecek ve sen
gidecektin.

Bense gidisinin ertesi günü hayatima kaldigim yerden devam edecektim.
DEVAM EDEMEDIM...

Gittin...
Bir sey söyledin mi giderken?..
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi?...
"Bekle beni, dönecegim..." diye umut verdin mi?..
Beynim öylesine ugulduyordu ki.
DUYAMADIM...

Gittin...
Nereye gittigin önemli degildi.
Binlerce km. uzakta da olsan, iki metre ötemde de fark etmiyordu. Artik
yoktun ve asil bu düsünce beni felç ediyordu.
Kurtulmaliydim senden, bu yokluk duygusundan kurtulmaliydim.
KURTULAMADIM...

Gittin...
Unutulanlarin arasina katilmaliydin.
Anilari sandiga koyup hayati yeniden yakalamaliydim.
Bu ask noktalanmaliyd, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
YAPAMADIM...

Gittin...
Bir okyanusun ortasinda, tek küregi kaybolmus sandalda dev dalgalarla
bogusan bir denizciyim
simdi.
BIL KI SEVMEKTEN VAZGEÇMEDIM SENI,
BIL KI SENINLE BIRLIKTE, SEVDANI DA TASIYACAGIM YÜREGIMDE,
BIL KI;
SENI ASLA UNUTMAYACAGIM
 
gece esti bir rüzgar
soğuk ki ne soğuk
hani
son sözlerin gibi,
gözyaşlarımı gözümde
sevgimi yüreğimde
dondurdu gitti...

bakışlarım yere düşüverdi
karanlık ağladı yerime
gölgeler damlıyordu gözlerinden.
isli, puslu ve mahkum
artık...zifiriydim

gecenin güneşi olur mu Yâr?
olmuyor... bekledim doğmuyor...
kargalar kadar ömrü uzun el sözünün
bilmiyor... anlamıyor... susmuyor
Yâr...
yokluğun dinmiyor...
güneşimdin ya hani
güneş artık doğmuyor...
 
SENDEN ÖĞRENDIM

Öyle bir gelip geçtin ki hayatımdan
Kurtulmak mümkün olmadı hiç izlerinden
Ne kadar duygu varsa yaşadım sonuna kadar
yaşattın....

Sevdim seni biliyorsun
hem de nasıl!
Gözlerini kattım gözlerime
seninle baktım herşeye
seninle gördüm görülecek ne varsa
görmek adına...

Nefret ettim senden biliyorsun
hem de nasıl!
Sendin nedeni bana göre konulan bütün noktaların
Ölmüştük biz artık
İhanet ettiğimiz sevgimizle sevgilere layık değildik...
Sana göreyse bendim arkasını dönen
çekip giden hayatından
Oysa ben yitirilmişlerimizi görmüştüm çoktan
Onaramayacağımız yıkıntılarımızın farkındaydım sadece
Gittim ama hiç unutulmuşum olmadın sen benim
Senin gözyaşlarınla ağladım hep
Her deniz kıyısında
her köhne balık lokantasında
Taksim, Beyoğlu, Anadolukavağı’nda
ve içtiğim her yudum rakıda
acıdan öleceğimi sanarak
senin şarkılarını söyledim
Ne büyük aşklar dahil
hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmediğini
ben ilk senden öğrendim...
 
Beni anlamaya çalışma sevgilim, seni sevmekti güzel olan, sen asla olamadın...
Kalbimi koyup bir kafese minik ellerine bırakmak...
Sıradan basit cümlerle sana olan zaafımı anlatmaktı güzel olan...
Saatlerce dalıp dalıp gitmek gözlerinin buğusuna...

Sen değildin güzel olan... Sana çıkan yolları ezberleyişim, koşar adım gelişimdi her defasında...
Güzel olan kokunu anlatacak kadar güzel bir kelime bulamayışımdı...

Sırf sen kalasın diye yanımda, herkesten uzaklaşmamdı güzel olan...
Seni herşey yerine koyup, herşeyimi kaybetme endişesi ile sarılmamdı sana...

Bu suskunluğum, bu küskünlüğüm mirasıdır gözlerinin

Hala unutmadım göğsümde hatıralar..

Yemini hiç bozmadım

Sen git başımdan diyene kadar...
 
bileydim lâyık olmadığını
yürür müydüm yollarında

sen birazı tereddüt
birazı kan ve gurur
acılarla beslenen bir zakkum çiçeğisin

oysa hep ışıl ışıl
hep rengârenk göründün bulutların ardında
anlayamadım
yeşil sadece zehir dumanlı gözlerinde
özlem sadece tûfan

her akşam kefen giydi yüreğim kollarında
her gece bir giyotin
rüyalarım hıçkırık
kâbuslarım ölümdü
ellerin yavaş yavaş beni bataklığına
beni isyana gömdü

şimdi kopardım urganlarını
dostluğum da sensiz, düşmanlığım da
ırmak ikiyüzlü akar mı sandın
güneş karanlıktan korkar mı sandın
git, seninle gitsin pişmanlığım da

bileydim lâyık olmadığını
yürürmüydüm yollarında
 
Körpe umutları acılara bölmüşüm

Yaprak düşmüş ağaca küsmüşüm

Ben hüzün kentinde bin kez ölmüşüm

Güneş yarın doğmuş ne çıkar

Çok sevdim anlar sandım

Nasılda bir çift göze kandım

Kar yağarken ben ayrılığa yandım

Bahar ansızın gelmiş ne çıkar

Bu ayrılık istilası kanımı sarınca

Sonu gelmişti bu resitalin kanımca

Bir kahkaha atıp yüzüme bakınca

Bırakma beni demişim ne çıkar

Unuttu gitti bak sonunda

Cinayetim oldu “hoşçakal” tek satırda

Belki bir gün canı yanar onunda

Ben görmüşüm ne çıkar
 
Susuver de al gönlümü artık

Ben yorulmuşum savaşmaktan

Bıkmışım kaldırımları hüzne boyamaktan

Belki yorgundur belki kirlenmiştir yaşamaktan

Ama tutuver ellerimi

Aşk saçlarında çırpınan bir rüzgar

Salıver boynuma

Tükenmeden saltanatı nefesin

Ne yaşarsak o kâr..
 
Sana geldim sevgili;

Tüm ihtişamınla utandırırken güneşi saçların

Bak sana geldim...

Hangi denizin yansımasıdır gözlerin söyle

Nasıl tutuldum ben sana böyle...

Sus sakın..sakın..

Bozma ömrümün en güzel sahnesini..

Üzülmem şu an versem son nefesimi..
 
Gittiğimde ağlamasınlar sakın
Siz değil ha...
Hani yalnız odam var ya
Şiir defterim, kalemim
Yas tutmasınlar yokum diye
Belki de en çok
Onlar için kırılıyorum gittiğime
Sanmayın ki uzaktayım
Yine günbatımındayım
Yine şiir yazıyorum
Ve yine bir hayalin peşinde

Herkesi kendim gibi sanıyorum...
 
Aşk ;
Seni Hissetmektir..
Olmasamda Yanın Da..
Bilirim,
Kalbin De Ben Varım..
Sen Merak Etme Beni
Evet..kabul Ediyorum
Buralar Sen Yokken
Anlamsız..bomboşş
Karanlıgın Arkasın Da Bile
Sana Seslenmek Zor Bazen
Yüzün;
Ay ışıgının Odamın Içine Yansıttıgı
Gölgede Belirir Bazen..
Gözlerini O Gölgede Seçemem
çünkü Gözlerin
Gölgeler Kadar Karanlık Degil Ki..!!
Saatlerce Oraya Bakarım Konuşamam
Agzımdan Tek Kelime çıkmaz,
Ve Sabahın Ilk ışıkları Ile
Nidan Vurmaya Başlar..
Sen Agır Agır Kaybolursun Gölgende
Güneş Tam Tepeye Vurdugunda
Artık Sen Yoksundur..
Işte O An..o An..
Ismin Bir çıglık Olur Içimde
Haykıramam..!
şimdi Soruyorum Sana
Sen De Bir Gün
Tıp Kı Gölgeler Gibi
Gitmezsin Degil Mi ??
Yavaş Yavaş
Bırakmazsın Beni
Kendi Gölgemle Başbaşa
Gitmezsin Degil Mi??
Buralar öyle Bildigin
Güzel Yerler Degil.
Herkes
Bir Dünya Meşgalesinde.
çogu Geceler
Gezerim Karış Karış
Her Yerde Seni Ararım..
Ama Neye Yarar
Boş Bir çuvalın
Muhasebesini Yapmak
Degilmidir Bu??
Sen Uzaktasın..
Hem De çok Uzakta..
Biliyorum..
Kimsenin Hatırlatmasına Gerek Yok
Yanım Da Olmadıgını..!
Ben Sadece Bakışlarını özledim..
Burada Kimse
Senin Gibi Duygulu Bakmıyor..!!
Herkesin Gözlerinde
Donukluk Var Sanki..
Benim Gözlerim De;
Onları Hiç Sorma..!
Her Ikisinin De özledigi
Biri Var şimdilerde..
Her Ikisinin De
Yagmur Mevsimi Gelmiş San Ki..!
En Ufak şayler De Bile Aglıyorlar
Tıpkı Seninkiler Gibi..!
Dedim Yaa..
Bir Gün Sende
Bırakıp Gitmezsin Degil Mi??
Ama Unutma..!
Gitsen De Unutamam
O Güzel Gözlerini..
Işte Böyle Birtanem..
Inşallah Bu Satırları Okurken
Yine Gözlerin Dolmaz..
Unutma..!
Sadece Buraları Anlattım
Buralarda Ki Beni
Hiç Sorma..!
çünkü Her Satırında Agladım..
Gözyaşlarım
ıslatmış Olabilir Mektubumu
Kusuruna Bakmazsın
Artık Gözlerimin..
Onlarda özlemiş Seni...
 
Ağlıyorum...
Sebebi aşk mı?
Hayır...
Hüzün mü?
Hayal kırıklığı mı?
Ayrılık mı? Acı mı? Sevinç mi?
Yoksa sadece bir gereksinim mi?
Hayır hayır hiçbiri değil
Sanki
Sanki bi duygu kokteyli
Belki bir eksiklik düşüncesi
Belki bu kadar çok sevilmenin korkusu
Belki hep acı çekmeye alışmış insanlığa
Mutluluğun verdiği garip,sebepsiz bir hüzün
Sımsıcak güne$in kollarında donarak ölmek gibi
Ya da bembeyaz karlara bürünmüş
Çıplak bir bedenin sıcaktan bunalması...
Bilmiyorum,sakın sormayın
Herhangi bir zamanda
Herhangi bir mekanda
Herhangi bir uygarlığın adını bile koyamadığı
Ve belki de hiç bilmediği bu tarifsiz hissi
Zavallı ben nasıl anlatabilirim ki...
 
Sen gitmeye açınca yelkenlerini,
Deniz öylesine küstü ki,
Usulca git diye dalgaları seyrekleşti,
Sanki sonsuzluğunu yitirdi.

O gün tüm balıklar yakalandı,
Direnmediler yaşamaya.
Usulca yansıdı o gün güneş,
Gölgede kal diye üzerinden geçmedi.
Fırtınalar yerini esintiye bıraktı,
Martılar hiç bir yemi kabul etmedi.
Ölümüne sustu notalar,
Kimse şarkı söylemedi.

Ben seninleydim o gün.
Sen ise çok uzaklardaydın.
Bedenim limandan el sallıyordu,
Sen gittikçe ben kaldım,
Sen kayboldukça ben boğuldum...
 
Sevdim İşte Ötesi Yok

Ben seni kocaman bi yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimdi olmalıydın, orada kalmalıydın.

Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaparak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni böylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle.

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlama hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorumlamadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...




Resmine bakıyorum çaresiz
Gözlerim gözlerinde, elim güzel yüzende
Dolaşıyor parmaklarım sıcak teninde
Sevişiyoruz bu gece seninle,
Yetmeyeceğini anlıyorum bu sevmenin
Sana geliyorum, seni arzuluyor,seni istiyorum
Sokağa çıkıyorum gecenin en kör vakti
Öyle karanlık ki buralar,değil söylemeye
Bakmaya korkuyorum yollara
Işıklar sönmüş, ay gizleniyor bulutlar ardında
Yıldızlar bile sahtekar bu gece
Hiçbir şey seçemiyorum, sen dolu beynimle
Yürüyorum, tanrıya emanet yürüyorum
Sana geliyorum...
Bir tepe tırmanıyorum sanki
Şehrin tam ortasında
Kurtlar uluyor etrafta, yaklaşıyorlar bana
Kaçıyorum bu kaçmaksa,
Sana kaçıyorum, sana geliyorum
Kokun geliyor ta buralara
Takip etmeye can atsam da
Korkuyorum,ya bu bir tuzaksa...
Ve yürüyorum bildiğim yollarda
Bir şey görmeden, bilmeden
Yürüyorum, tanrıya emanet yürüyorum.
Daha bir sessiz şimdi her yer
Sanki sonu olmayan bir yoldayım
Çıkmaz bir sokağın son adımlarında
Ama inadına devam ediyorum, inadına
Sana gelmek için katlanıyorum
Bunca kör, bunca duygusuz gecelere
Bunca yoksul sevgiye...
Varıyorum çıkmaz sokağın sonuna.
Ama burası sokak değil, burası bir uçurum
Sen varsın diye bakıyorum aşağıya
Göremiyorum, karanlık her yer
Ay ışığı bile aldattı beni bu gece
Ve bırakıyorum kendimi boşluğa
Seni sevdim seveli
Daha nice kez bırakmıştım kendimi
Hep bir dal vardı takıldığım
Ya tuttuğum ya tutulduğum
Bu kez düşüyorum
Yine dallar var yanı başımda
Benden metrelerce öte bu kez
Düşüyorum hızla ve ölüyorum yavaşça
Ölüyorum, sana ölüyorum
Yürüyorum, tanrıyı boş verdim
Bu kez sana emanet yürüyorum
Aç kollarını,sana geliyorum.
 
sen yoksun
DENİZ yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harikalı bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım



ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
İstanbul minareler odamda gibi
gökyüzü temiz ve parlak
işte kol kola girmiş en mesut günlerimiz
muhalif bir rüzgar karşı sahilden



fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir DENİZ
havada kanat sesleri
ve çılgın kokular



DENİZ yok
yıldızlar uzaklaşıyor
ben yine yalnız kalıyorum
İstanbul minareler kaybolmuş
sen yoksun...
 
Sana bendeki seni anlatmak isterdim
Dokunuşun kaldı yüreğimin üstünde
Şimdi gel al desem bendeki izlerini
Fayda etmez bilirim, tenim soğuk bedenim bitkin...

İhanete kurban gitmiş bir sevdanın tam orta yerinde
Yanımda sensizlik, uzağımda sen varsın
Gözlerim dolsa da bizi düşündükçe
Dön diyemem sana, bilirim ki haklısın

Yeniden bağlansa tenim tenine
Dokunabilse dudaklarım yanağındaki gamzene
Erişsek huzura, ayrılık olmasa hep el ele
Gitmesen yanımdan gitmesen kalsan bir ömür....
İnan bu hayale düşünmeden verilir bir ömür

Geceleri rüyalarımın kadını oldun artık
Hep yanımdasın, yastığımda izlerin
Tenim üşüse bedenim solsa da
Dön diyemem sana, bilirim ki haklısın

Çok geç oldu, vakit ayrılığı gösterir
Ellerim uzanmaz sana yüreğim küflenir
Bu bedeni terk etmeye can, son sözün beklenir
Gayrı saat yalnızlığın, sonsuzluğun göstergesidir
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst