süper fıkralarrrrrrrr

********Iki araba karsilikli birbirlerine yaklasiyorlardi... Birinin
********> > > ****içinde bir
********> > > ****adam, digerinde bir kadin... Tam yan yana geldiklerinde
********>adam
********cami
********> > > ****açip
********> > > ****kadina
********> > > ****INEK
********> > > ****diye bagirdi....
********> > > ****Ve devam edecekken kadin çok sinirlendi ve o da cami açip
********>adama
********> > > ****HAYVAN
********> > > ****diye cevap verdi... Ve arabalar yollarina devam
********>ettiler...
********> > > ****
********> > > ****Kadin tam viraji dönmüstü ki...... Yolun ortasinda duran
********kocaman
********> > > ****bir inege
********> > > ****çarpti...
********>
********> > > *****Bu hikayeden çikarilacak realist sonuç :
********> > > ****
********> > > ****1. Kadinlar erkekleri dinlemeyi bir ögrenebilseler...
********> > > ****2. Erkekler de kadinlarla konusmayi bir ögrenebilseler...
 
BANKACI


> **** Çok zengin adam çok lüks bir restauranta gider garsona sipariş olarak kırmızı et, beyaz şarap , havyar ve salata istiyorum der.
> ****
> **** Tam o sırada çok güzel bir kadın gelir ve adamın ön masasına oturur ve adamın verdiği siparişin aynısından ısmarlar.
> ****
> **** Adam yemeği yedikten sonra hesabi ister. 500 milyon hesap gelir. Adam 500 milyon da bahşiş olarak toplam 1 milyar TL bırakır.
> ****
> **** Ayni hesap kadına da gelmiştir.
> ****
> **** Fakat kadın 1 milyar bahşiş olmak üzere 1.5 milyar TL bırakır.
> ****
> **** Bunu gören adam kadına yanaşır,
-"Hanımefendi, affedersiniz bir şey sormak istiyorum. Benim fabrikalarımın sayısını, paramin hesabini bilemezken 500 milyon bahşiş bırakıyorum. Siz kim oluyorsunuz da 1 milyar bahşiş bırakabiliyorsunuz" ...
> ****
> **** Kadın adama gülümser ve, -" Benim bankalarım var..." der.
> **** ...
> **** Adam,- " Öylemi, ben Türkiye deki bütün banka sahiplerini ve müdürlerini tanırım, ama sizi hatırlayamadım " der.
> ****
> **** Kadın tekrarlar,
- " Benim bankalarım var, bakin size anlatıyım ", der.
> **** " Kadın dudaklarını okşa***** : - " Bunlar var ya bunlar, ŞEKERBANK ..."
> **** " Ellerini göğüslerine ko***** : - " Bunlar da PAMUKBANK..."
> **** " Elini eteğinin önüne tutarak: - " Burası İŞ BANKASI ", der ...
> ****
> **** Adam, " anladım, ya bu bankalar bir gün iflas ederse " , diye sorar.
> ****
> **** Kadın : -" Arkada GARANTİ BANKASI var.."
 
Don't panic this is Arabic Technology"

Amerikalilar yeni bir ucak gelistirmisler.
Ve bu ucagi denemek icin Arabistan'a gotururler.
Bir arap pilotunu ucaga bindirirler ve ucak havalanir.
Arap pilotu ucagi kullanirken 4 motordan biri patlar.
Gostergelerde "Don't panic.This is American technology"
yazisi gorulur.
Pilot rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve
gostergede ayni yazi gorulur.
Biraz sonra iki motor ayni anda patlar ve hic
motor kalmayinca arap pilot panikler. Tam bu esnada
gostergelerde "Don't panic.
This is American technology" yazisi gorulur ve
ucak kendi kendine rahat bir sekilde yere iner.
Araplar sasirir ve kendileride boyle bir
ucak yapmaya karar verirler.
Yaptiklari ucagi Amerikalilara denetmek icin bir
Amerikan pilotunu ucaga bindirirler. Ucak
kalktiktan birkac dakika sonra bir motor patlar.
Gostergelerde "Don't panic.This is Arabic
technology" yazisi gorulur.
Birkac dakika sonra 2. Motorun patlamasiyla ayni
yazi gostergede gorununce pilot "Ulan bizim ucagin
aynisini taklit etmisler. Ne taklitci
adam yav bunlar" dedikten sonra kalan 2 motorda
patlayinca ucagin kendiliginden yere inecegini
dusunen pilot gostergede su yaziyi gorur.
"Don't panic.This is Arabic technology.
Please repeat after me;
Eshedu enla ilahe llallah, ve eshedu..."
 
babasının dursuna mektubu

Uy sevgili uşağum Dursun
Allah'ın selamı üstine olsin...
Mektubu çok yavaş yazayrum, çünkim bilirum, çabuk okuyamazsun !
Benden yana sual edersen, Allahuma pin şükür iyiyüm, yeni pir iş puldum.
Emrimde yüze yakın adam var, hepsi de sessüz sedasuz, kendi hallerinde.
Ne iş pulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum.

Bacin Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli değül. Haçan o yüzden sağa dayi mi oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum.

Temel emicen de tükan açtı, o da otuza aldigini yirmipeşe verir, sürümden kazanaymiş oyle dedi.

Bizim köye findukçularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da! Geçen gün hepimizi zelzeleye karşi aşi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur..
Geçenlerde bir taksinin şoforu köye varmış, muhtari arayu, meğer yolda pir tavuk ezmuş sahibini soraymuş. Muhtar Temel tavuğa pakmış, ha pu bizden değildur, pizum köyde yassu tavuk yoktur, demiş.

Senin küçüğün Memet cok akilli bir uşak çıktı. Geçen gün tepeye varmiş, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy uşağum ne edeysun orada ?” demiş. O da hava turumuna bakayrum demiş.
Çektum oni akşam karşuma, anlat pakayum şu hava turumu işinu dedim. Anlatti, meğer ip sallanunca havanin rüzgarli olduğuni, ip islaninca da yağmur yağdiğuni anlaymiş.
Çok akilli uşak vesselam. Sen o yaşta böyle akilli degildun!

Yaa işte boyle usağum.. Memleçetten sağa pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum..

Baki Hudaya emanet ol.
Baban
 
Amerika'da koyu dindar dört kadin, bir
yandan kahve
içiyorlar,
bir
yandan sohbet ediyorlardi.

Birinci kadin, oglundan söz açti; "benim
oglum rahiptir" dedi.
"Bir topluluga girdiginde onu gören herkes
kendisine 'peder'
der."

Ikinci kadin da kendi oglundan söz etti:
"Benim oglum ise
papazdir" dedi. "Bir topluluga girdiginde
onu gören
herkes
kendisine,
'Aziz Peder' der."

Üçüncü kadin da ogluyla övündü: "Benim oglum
ise kardinaldir"
dedi. "Bir topluluga girdiginde onu gören
herkes
kendisine
'Yüce Aziz'
der."

Üç kadin ogullariyla övünmelerini bitirdikten
sonra, dördüncü
kadini dinlemeye hazir olduklarini belirtmek
için
gözlerini
ona
diktiler, beklemeye basladilar. Fakat
dördüncü
kadin konusmuyor, büyük
bir keyifle kahvesini yudumluyordu... Ilk
üç kadin
bir agizdan sordular: "Ya senin oglun?" dediler. "Sen
de söz etsene
oglundan..."

Dördüncü kadin, kahvesinden son yudumunu
aldiktan sonra
agir agir
konusarak oglunu anlatmaya basladi: "Benim
oglum 1.85
boyunda,
dalgali siyah saçli, ela gözlü, genis
omuzlu,
atletik yapili,
son
derece
sik giyinen ve 29 yasinda olmasina karsin
çok
zengin bir
kisidir"
dedi.
"Bir topluluga girdiginde onu gören tüm
kadinlar
birbirlerinin kulaklarina egilirler ve 'AMAN
ALLAH'IM' derler".
 
temel bir gün şehir dışındayken otle yerleşmiş aradan 1 saat geçikten sonra resepsiyonu aramış otel sahibine bi tane kadın göndermesini istemiş ve telefonu kapatmış otel sahibinin hanımı telefonun ne için geldiğini sorunca kocası söylemiş kadın duruma çok sinirlenmiş ve hemen kocasına temelin haddini bildirmesini bu otelin öyle yerlerden olmadığını söylemiş kocası da boşver önemseme demiş tam o sırada temelden bi telefon daha gelince kadın sinirli bi halde kendisi yukarıya çıkmış ve ardından kavga gürültü patırtı ve bağrışmalar temel aşağıya kan revan içinde inmiş adam karısı temele haddini bildirdi diye sevinirken pişkin pişkin temele ne oldu diye sormuş temelde iki kere aradım be kardeşim gönderdiğin karı bu muydu yaptırmam diye tutturdu kavga gürültü yapasıya kadar anam ağladı demiş
 
Ve nihayet tüp geçit projesi tamamlanmıştır. İstanbul belediyesi Tüpgeçiti yaptırmak için ihale açar ihaleye amerikan firması, fransız firması, japon firması türklerden de temelin firması katılmıştır belediye firmalara açıklama yapmasını ister ilk önce amerikan firması anlatmaya başlar biz ilk önce eş zamanlı olarak iki taraftanda tüp geçiti yapmaya başlarız tam ortasında buluştuğumuzda heaslarımıza göre 1 metrelik boşluk kalır onuda giydirme sistemi ile telafi ederiz derler. arkasından fransız firması geilr o da aynı şekilde anlatmaya başlar onlarda biz ortasında buluştuğumuzda yarım metrelik boşluk kalır derler onuda giydirme sistemi ile telafi ederiz derler, ardından japon firması onlarda ortasında buluştuğumuzda 10 cm lik boşluk olduğunu söylerler en son temel gelir ve anlatmaya başlar biz sahilin iki tarafından da eş zamanlı olarak döşemeye başlarız tam tüp geçidin ortasında buluştuk buluştuk eğer buluşamassak iki tane tüp geçidiniz olu derler
 
bir gün trende 1 albay 1 asker güzel bi kız ve yaşlı bi kadın aynı kompartmanda karşılıklı gidiyorlarmış, tren bir müddet sonra karanlık bir tünele girmiş ardından bir öpücük sesi ve ondan sonra kuvvetli bir tokat sesi gelmiş tren tünelden çıktıktan sonra herkes şaşkın şaşkın birbirine bakmaya başlamış. Yaşlı kadın içinden kendi kendine söylenmiş - Bak sen albaya güzel kızı buldu nasılda öptü ama helal olsun kıza nasılda tokatı yerleştirdi kız diye düşünmüş. Kız da aklından o sırada - bak sen Albaya benim gibi güzel bi kız dururken nasıl olduda öptü o yaşlı kadını ama aferim nineye yapıştırdı tokatı albaya diye düşünüyormuş. - O sırada albay kendi kendine mırıldanmış baksen bizim askere kızı öptü kıimseye çaktırmadan ama tokatı ben yedim demiş. O sırada asker içinden içinden gülmüş ve demişki - Ne akıllıyım ama kendi elimi öpüp nasılda yapıştırdım tokatı albaya diye içinden geçirmiş
 
temel bir gün şehir dışındayken otle yerleşmiş aradan 1 saat geçikten sonra resepsiyonu aramış otel sahibine bi tane kadın göndermesini istemiş ve telefonu kapatmış otel sahibinin hanımı telefonun ne için geldiğini sorunca kocası söylemiş kadın duruma çok sinirlenmiş ve hemen kocasına temelin haddini bildirmesini bu otelin öyle yerlerden olmadığını söylemiş kocası da boşver önemseme demiş tam o sırada temelden bi telefon daha gelince kadın sinirli bi halde kendisi yukarıya çıkmış ve ardından kavga gürültü patırtı ve bağrışmalar temel aşağıya kan revan içinde inmiş adam karısı temele haddini bildirdi diye sevinirken pişkin pişkin temele ne oldu diye sormuş temelde iki kere aradım be kardeşim gönderdiğin karı bu muydu yaptırmam diye tutturdu kavga gürültü yapasıya kadar anam ağladı demişş
 
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
 
Kravat

Iki seyyah çölde seyahat yaparken sulari tükenmis. Kavurucu sicagin altinda
ilerlemeye çalisirken bir kervana rastlamislar. Kervandakilerin de hiç suyu
yokmus ama develerinde yüklü olan kravatlardan hediye etmek istemisler.
Bizimkiler almamis, harap ve bitap bir halde yollarina devam etmeye
çalisirlarken bir vahaya gelmisler. Vahada bir kösk görmüsler. Sakir sakir sulari
akan çesmeleri varmis, kapida ise kocaman bir yazi "Kravati Omayan Giremez".
 
Temel ilie Dursun Sultanahmet'te gezinirken bir turist gelip, elindeki kâğıtta yazan adresi öğrenmek ister. Turist İngilizce, Almanca ve Fransızca sorar, fakat bizimkiler anlamaz.Temel der ki:
-Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti!
Bunun üzerine Dursun:
-Ula neye yarayacak ki, bak adam üç dil biliyor;yine de derdini anlatamıyor!
 
caddenin genclige hitabesi...

*pantolonum dieselden, clubberım ezelden
*ortama akacak tikky caddede durmaz
*geçti mango indirimi sür porşeyi konverse
*hacı hacıyı mekkede tikky tikkyi caddede bulur.
*caddenin düşkünü, barbour giyer kış günü.
*solaryum girmeyen eve doktor girer.
*caddeliyim ezelden, dötüm geçmez dieselden
*ameleyi solaryuma sokmuşlar yine de amele yanıgı demiş.
*acele giden oha falan olur yane.
*ne insan gördüm üstünde tommy si yoktu,ne tommy gördüm içinde insan
yoktu
*her başarılı tikky'nin arkasında oha falan olan zengin bir baba
vardır
*puma balçıkla sıvanmaz.
*tikky'i rockistanbul'a koymuslar yine de club'ım demiş
*kal geliyorum demez
*cluba gitmek ibadetin yarısıdır.
*gucci'den babam çıksa giyerim.
*bir armani'nin nesi var, iki armani'nin cok strong bi presence'i var
*polosuz kaldığınızda bilin ki tek çare yine sizin tommy'nizdir
*insan nike'ı ile karşılanır gucci ile uğurlanır
 
85 yaşından bir adam doğumhanenin kapısında beklemektedir.
>Doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir bakındıktan sonra
>yaşlı adama sorar:
>D-"içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
>A-"Evet, eşim."
>D-"Ama bayan 25 yaşlarında..."
>A-"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
>D-"Yoo, aklıma benim dedem geldi de."
>A-"Nesi varmış dedenizin?"
>D-"Kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. Ancak yaşlanınca
>zorlanmaya başladı. Bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma
>dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. Kendisi Israr etti ve
>hazırlandı. E, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline.
>Ben de kendisiyle gittim. Ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik
>gördük. Dedim ya, dedem yaşlı. Bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe
>bastonla ateş etti. Geyik o anda vurulup yere düştü..."
>A-"Olur mu, başkası vurmuştur onu."
>D-"Ben de onu demeye çalışıyorum işte."
 
AIDS
Temel birgün ölümcül hastaliga yakalanir. Dursun da yaninda refakatçi olarak
kalmaktadir. Temel gelen herkese ben AIDS im der. Dursun artık dayanamaz ve
sonunda sorar :
- Temel sen AIDS felan degilsin neden herkese yalan söylüyorsun?
Temelde:
-Haçen öylede ölücem böylede. En azinda kariyi saglama alalim bari...
 
ÇİMENTO TORBASI

İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş..
Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin poposunun tam ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin.." Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele "Sağol Doktor bey.." demiş,
"Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.."
"Bir şey yapmana gerek yok.." demiş doktor,
"Tuvaletini yaptıktan sonra poponu çimento torbasıyla silme yeter..!"
 
Bir gün arkadaşları sabancıya bu dünyada işin iş:: marSA toyotaSA bosSA lasSA.... hepsi senin Bakalım öbür dünyada napıcaksın demişler
O da demişki: SAĞ TARAFIMDA iSA SOL TARAFIMDA muSA WAR DEMİŞ
 
Başbakan Ecevit, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş.
Ziyareti sırasında Kraliçe tarafından çay içmeye davet edilen Ecevit,
kraliçeye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş. Kraliçe de
'çevremi akıllı insanlarla doldurmak' cevabını vermiş. Ecevit bunun
üzerine kraliçeye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını
nasıl ayırt ettiğini sormuş. Kraliçe, 'onlara doğru soruları sorarak
ayırt ediyorum' diye yanıtlamış ve 'izin verin göstereyim' demiş.
Hemen Tony Blair'ı aramış ve 'Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap
verin' demiş: "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve
bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" Tony Blair
'bu benim' diye yanıtlamış. Kraliçe 'doğru, teşekkürler, iyi
çalışmalar sir Blair' demiş. Ecevit, 'majesteleri, çok teşekkür
ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım' diyerek oradan
ayrılmış. Yurda dönüşünde hemen Hüsamettin Özkan' ı çağırmış.
"Hüsamettin, sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum" demiş.
Özkan cevap vermiş:
"Tabii efendim, nedir?"
Ecevit: "Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk
senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu?"
Hüsamettin Özkan sağa bakmış sola bakmış düşünmüş taşınmış ve en
sonunda: "Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?" demiş.
Ecevit kabul etmiş ve Hüsamettin Özkan vakit kaybetmeden Bakanlar
Kurulu'nu toplantıya çağırmış. Saatlerce bu soru üzerinde
düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış. En sonunda Hüsamettin
Özkan işlerinin yoğunluğu nedeniyle toplantıya katılamayan Kemal
Derviş'i aramış ve durumu açıkladıktan sonra: "Annenizin bir çocuğu
var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu??"
Derviş 'bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!' diye yanıtlamış.
Cevabı alan Özkan hemen Ecevit'i aramış:
"Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Kemal Derviş! ".
Ecevit büyük bir hayal kırıklığıyla cevap vermiş:"Yanlış cevap verdin!
Doğru cevap Tony Blair idi"...
 
Bir GS'li, bir
Fener´li ve BJK´li Arabistan'da yasak olmasina
ragmen
bir otelde içki içerken yakalanirlar... Mahkemeye
çikarilirlar...
Karar IDAM... Itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis
cezasina
çevrilir.
Ama o gün, bayrama denk geldigi icin Prens Hazretleri
cezayi
kaldirip
hepsine 20 kirbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik
buldugu için
de bir
kiyak daha yapip herkese cezasini hafifletmek için bir
istek
hakki
tanir.
BJK li: "Sirtima bir yastik baglayin" der. 10
kirbaçtan sonra
yastik
paramparça olur ve pek fayda etmez. Uyanik Fenerbahçe'
li bunu
görünce:
"Sırtıma iki yastik baglayin" der. Ama iki yastik bile
10 kirbaca
dayanmaz.
Sira Galatasaray' lıya gelince Prens Hazretleri:
"Bak ben de
Galatasaray' lıyım!!! Sana ceza vermek istemezdim ama ne
yaparsın
kurallar
böyle..Bu yüzden sana iki istek
hakki veriyorum"
Peki der Galatasaray' lı:
"O zaman bana 40 kirbaç vurulsun". Herkes saskina
döner. Prens
Hazretleri: "Peki ikinci istegin nedir?" diye
sorar...
Galatasaray'lı
pis pis siritarak: "FENERBAHÇE´liyi sırtima baglayin
 
Adamin biri ana kuzusudur.. ve hikaye bu ya evlenir..anne oglunun ilk gecesi için çok endiselidir; dayanamaz ve oglunun evini arar. Telefona oglu çikar. Kadin sorar: "napiyorsunuz oglum?" Oglansa "hiiiiiiiiçç TV seyrediyoruz" der. Kadin ilginç bir vurgu ile "yatak odasina geçsenize oglum" der. Adam peki der ve telefonu kapar. Anne çok pimpirikli oldugundan dayanamaz ve biraz sonra tekrar arar... "Oglum napiyorsunuz?" oglan da yatak odasinda tv seyrettiklerini söyler. Anne bunun üzerine kizar.. der ki "oglum üstünüzdekileri çikarsaniza..!!". Adam peki der ve telefonu kapar. Aradan 5 dk geçmeden anne gene arar. Oglum napiyorsunuz? ,hiiiiç!, yatak odasinda, çiplak olarak tv seyrediyoruz.." der.. Annenin kafasinin tasi atmistir.. "OGLUM HERSEYI BEN MI SANA SÖYLEYECEGIM! SENIN EN KILLI YERINI, KARININ ÇISINI YAPTIGI YERE SOK!!!" der. neyse kadin verdigi talimatin rahatligi ile 15 dk oturur, ardindan oglunu arar.. fakat bu sefer telefona gelini çikar.. anne sorar "Naaaapiyorsunuz??" Gelin cevap verir : "Ben çiplak olarak tv seyrediyorum ama vallaha kocamin ne yaptigini anlayabilmis degilim; Kafasini Klozete sokup sokup çikariyor.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst