Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ölümdür yaşanan tek başına aşk iki kişiliktir. En güzel şiirler
Kalbimin en acılı günlerinden birini yaşadığım bir anda çıkıverdin karşıma hayatın yorgunluğuydu senin gözlerinde unuttuklarım bakışlarındı kalbimi içten içe sızlatan varlığındı bil ki yaşama sebebim artık
Gözlerimde ki seni bir bilebilsen baktığım her güzel şeyde sen varsın bazen yağmur sonrası çiçek yaprağındaki düşemeyen damlamsın gözlerimdeki ışıltısın
Hele birde kalbimde ki seni bir bilebilsen (ah O seni) ismini her duyduğumda içimin sızladığı ve hatta seninle aynı isimdeki öğrencimi gördüğüm andaki mutluluğumu
Aşk kelimesini seninle özdeşleştiriyorum artık sanki senin adın aşk. Ne zaman duygusal bir müzik dinlesem ve duygusal bir yazı veya şiir okusam alıp götürür beni buralardan bilmediğim diyarlara
Ne zaman yağmur yağsa senin kokunu getirir yine o diyarlardan odama ne zaman rüzgar esse senin serinliğindir içimi ferahlatan
Her sabah odama doğan güneşimsin artık bilinmezliğimsin içimdeki gizem ülkesinde yolumsun sonunun nereye gittiğini bilemediğim
Ey gönlümün vazgeçilmezi şu an neredesin kimlerlesin ve ne yapıyorsun bilemiyorum ama bildiğim bir şey var ruhumda sensizliğin yorgunluğunu çektiğim
Bildiğim bir şey var kalbimin sana karşı olan özlemi
İçtiğim demli çayın tadını bile alamıyorum sensizlik içimi bu denli sarmışken
Ey gönül sarayımın prensi ne kadar özlenmekte olduğunu bir bilsen
Gece
Sessizlik ve hüzün müdür hep?
Yoksa;
Sevinç ve mutluluk mu?
Kimbilir?
Biryerlerde bu gece
Bir hayat sönüyor şimdi.
Yada doğuyor çığlıklarla
İsyan edercesine.
Bu gece bu geceler
Nelere gebeler?
Cehennem "insanı" yakıp nefsinden arındırdığı için rahmettir. Bilindiği üzere iyileşmez yaraları şifa bulsun diye yakarak dağlarlar. Bunun gibi maddi ve manevî yanışların söz konusu olduğu cehennem yaşamı da (ki bu yaşam dünya yaşamını da kapsar) "insan bilincin"e şifadır. Çünkü aslının özünün farkında olmayan bilinç devasız hastalığa yakalanmış gibidir. Bu sebeple bilinci birim nefs yanılgısından ve bu yanılgıdan kaynaklanan esaretlerden yakarak arındırır cehennem... Bu arınma bilincin aslını-özünü (zatını ve Tek'liğini) fark etmesiyle birim nefs zannından ve bunun oluşturduğu ıstıraplardan kurtulmasını sağlar. İşte bu açıdan yani "insan bilinci"ne şifa olması bakımından "cehennem bir rahmettir" denmiştir. Acı ilacın içimi gibi hastaya zevk vermeyebilir; lakin sonucu şifa sağlık ve selamettir. Böyle bakılacak olursa alemlerin Rabbı Allah'ın cehennem de dahil olmak üzere hayır ve güzellikten başka bir şey yaratmadığını söyleyebiliriz.
Peki aşk nasıl cehennem olabilir? Çünkü aşkın tarifi de cehenneminkiyle aynıdır. İkisi de sıkıntı verir ve her ikisi de rahmet diye tanımlanır. Hem aşk hem cehennem çokluk var sanısından kaynaklanır ve bilinci yakarak birim nefs yanılgısından arındırır. Birinde sen ve diğerleri vardır; diğerinde sen ve sevdiğin(!) vardır. Ha iki kişisiniz ha bin kişi.. Tek'liğin farkında değilseniz cehennemdesiniz demektir. Çünkü sadece zatını fark ediş ve Tek'liği idrak ediş bilincin selameti olur. Çok düşüncesi ise; hangi temele dayanırsa dayansın bilincin cehennemidir.
Neden Allah aklımızı örttü de cehennemde yanıyoruz?
Cehennemin rahmet oluşundan dolayı bilincin cehenneme girip yanmasında da hayır vardır. Çünkü bilinç ortam olarak zaman ve mekân kısıtlılığındaki cehennem boyutunu algılamaktadır. Bunun hikmeti de Allah'a ait ilâhi mânâları seyretme hükmüdür. Zira cehennemde seyredilen ilâhi mânâlar sadece bu boyutta aşikâr olabildiğindendir. O halde bilincin kendine ait kuvvede olan mânâları seyretmesi için bu boyutu seyri (algılaması) gereklidir. Ama çoklukta Tek'i görebilmesi için önce kendi kendine kapıldığı bu illüzyondan kurtulması gerekir. İşte bu sebeple insan bilincinin (halifenin) manevî ıstıraplarla yanışı aslında bir rahmettir.
Akıl kendi menfaatlerini kollar. Eğer birileri üzerinize ateşten gömlek giydirirse yanmamak için hemen o gömleği çıkarırsınız. Çünkü aklınız size böyle yapmanızı söyler. Bu sebeple manevî ıstırapla yanan bilinç de akıl özelliğini kullanarak kendini aslı olmayan bu aldanıştan (ateşten) kurtaracak şuur biçimine (hakikat ilmine) yönelir. Çünkü tüm ıstırapların kaynağı çokluk aldanışıdır (sanısıdır). Bu yanılgıyla ürettiği duygulardan kaynaklanan ıstıraplar yaşayan bilinç de aklıyla TEK'e yönelip odaklanarak acı çekmekten kurtulur. Bu ıstırap aşk dahi olsa böyledir. Kısaca; aşk bilincin akıl özelliği aktif olmadığında girilen bir cehennemdir. Bilincin akıl özelliğinin aktif olmasıyla o cehennemden çıkılır!
Aşkın en büyük cehennemi
Yenik düştüğünde yakan pişman kılan yaralar açan
Kimi zaman açılamama heyecanın kimi zaman ayrılık pişmanlıkların
Uğruna ne aşklar bitirmiş hatta ne aşklar yaşanmamıştır kim bilir...
Ben ikisinde verdim gururuma..
Yaşanmamışlıktan gelen acabalarım ölümüne sevdiğimden akan gizli gözyaşlarım
İkisini de gurura emanet ettim İkisinde de ayrı ayrı acı çektim..
Başta sevdim söyleyemedim her gün bugün derken yüreğimdekiler takılıp kaldı gurura başaramadım..
Ama o anlamsız heyecanı mutluluğu aşkı gururuma rağmen yaşadım..
İkinci yüzünü tanıdım gururumun sonra..
Sevdiğim giderken arkasından baktım yine geçiremedim yüreğimdekileri gururumun üstünden. Bu defa canım çok yandı..
Her gün yaşattığı o tatlı heyecan her an akan gözyaşı oldu.
Ne kapatabildim yaralarımı ne de yıkabildim gururumu.
Anladım ki aşkın en büyük katiliydi gurur
Katil bendim Yaralananda... ölende
Acaba diye soruyorum şimdi kendime
gurursuz mu olmak lazım en büyük aşkı yaşamak için
yoksa taviz vermeden duvarlarını aşanımı beklemek
Er yada Gec Fırtınalar Kopacak TAA Derinden Savuracak Sağa Sola Yüregimde Bulacaksın Yüregini.
Gec KalmIş bir Sevdaya Yanacaksın.
Karanlık saatlerini Doldurdugun Yalnızlıgına Yine Acılarını Yükleyip uzanacak Ellerin telefonuma..
Uykuların Kacar Geceleri Bir ugultu Başlar deli eder Seni
Girmez Gönlünden Kovdugun aydınlık..
Kapanırsın Yorgan altına Aglarsın .
Büyür icinde git gide incilmişlik kırılmışlıgı Terkedişligin Sessizligini Duyarsın En derinden. Hesapsızca caresizligine yanarsın .
işte ozaman anlarsın.
Lanet edersin Tek kelime bile etmeden terk edişine.
Mazide ne varsa yırtıp atarsın cöp tenekesine AMA NAFİLE cabalar.
Caresizce hayallerde buluşmanın mutlulugunu bile calmasaydın benden ikna etseydin kendini sende isteseydin başarırdık
Boş Boş bakmazdık Şimdi yarınlara Takılı Kalmazdık Senli Benli Mazide....
Kac Zaman unutturur Seni Bana Kac sevda Daha yakar yüregimi Söyleeeeeeee EY sevgiliiiiiiii
Hangi Adam sarar Şimdi Benim gibi Seni
Şimdi En kuytu Karanlık Köşeme Cekilme Vakti
Depreşirse Hasretin CınLarsa Kulakların
Umursama
Sensiz KaLmış Bir Yüregin YalnızLıga İsyanıdır.
Dinlenen bir nefes gibi yayılır kumsalıma
köpüklü dalgaların...
Bunlar; düşlerimin üzerinde oynaşan
Gülüşlerindir ya hani adına dalga denen...
Biliyor musun?
Bütün bu denizler düşlerimin rengidir
Ve işte sen o yüzden
Kendini seyreder gibi olursun baktığında denizlere.
O yüzden gözlerini lacivert sanırsın...
Saçlarını mavi...
Hatta canını camgöbeği...
Canının göbeği bunun için köpürür düşlerimin ortasında!
Biliyor musun?
Düşler üşüşür başıma gülüşlerinden.
Masmavi düşler...
Ve buseleri çağıran dişler gibi sıralı düşler...
Bir rüyadır gece hiç olmadığı kadar gerçek.
Hem geçmiş vardır içinde hem de gelecek.
Andır geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek...
Sancıdır gece bilinmeyene gebe. Bıçaktır gece yüreğinizde istemeseniz de.
Eski bir dostun eskimeyen sesinde saklı kalan hüzündür.Saklı kalan aslında geceden hep gizlediğin yüzündür.
Savaştır gece orduları olmayan. Yüzlerce ölü vardır içinizde ve bir o kadar
öldüremediklerimizle... Kendi kavganızdır gece kendi sevdanızdır da... Ya da ikisinin
ortasında yoğun bir bilmece.Kimi zaman yıldızdır dostunuz kimi zaman ay ama
kırgınsınızdır hep güneşe.
Gül ile bülbülün hikâyesinde gülün adı bülbülün kanıdır gece.
Gece ilham olur aşka düşen bîçâre gence.
Leyldir gece kelimelerin en karanlığıdır.
Leylâ olur gece sebebi mecnûnluğundandır.
"-susmak aşkımın dilidir- diyen sevgili
konuş şimdi kelimelerine ihtiyacım var "
Parça tesirli sancılar düşüyor kalbime
düştükçe uçurum sancıdıkça aşk
ve aşklaştıkça kalp
daha çok parçalanıyor hayat
yaklaştıkça daha bir özlüyorum
kabul ediyorumgalibimsin
ve ben her şeyini savaş alanında bırakan
mağlup bir komutan gibiyim şimdilerde..
tüm zaferlerimi sende yitirmişim
kör bir şahinin gözleriyle yol arıyorum kendime
sana çıkmayacağını bildiğim yolları görmekten korkuyorum belki de kim bilir?..
çıkmaz sokaklarda kısır kalıyorum döngülere..
ve ben dönemezken kendime
labirentlerinde kaybolmuşken
sağım sen solum sen yolum sen yönüm sen olmuşken
senden gayrısına yokyokluğuna râm olmuşken
susma ömrüm!...
yol kesil cehenneme...
keskin bir virajsın içimde bir türlü alamadığım..
ne zaman geçmeye kalksam senden
ya bir uçurum boşluğu ya bir şarampol oluyor sonum..
uzanan elleri tutmuyorum..
yüreğime taktığın alyans tutuyor içimi
içini bırakmıyorum..
dul bir hasrete yâd/igar kalıyorum ötelerde
Yar dediğimi ağyar yaban dediğimi yar sanıyorlar..
Sancılanıyorum sessizliğine
Tam vakti;
susturucu takılmışken yüreğime
haykıramazken
her kurşun içimi parçalarken
infilak ederken isyanlarım sensizliğe
ve akarken gözümden ırmak ırmak
susma ömrüm!...
ateş kesil cehenneme...
tüm piyonlarım tükendi.
Elimde bir şah
nereye koysam kendine mat çekiyor..
Cemreler ihanet ediyor adına
Aslı hükümsüz..
kendini bile ısıtmıyor..
adım lâl kalıyor zemheri ayazlarına..
(d)üşüyorum..
muhaciri değilim gayrı bu Arafın..
ne cennet kokabiliyorum ne cehennem yanabiliyorum..
kendimsiz bir kent kuruyorum yokluğunun sokağına..
baykuşlara sakinlik yapıyor kentimin ıssızlığı
sesine parazit yapan bir sesle yıkılıyorum
uğraşma [Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]..!
kaldıramazsın;
kumdan kaleler gibi bir rüzgarlık değil bir cümlelik yıkımlarım..
bilmem ki hangi rihter ölçer sarsıntılarımı..
artçı sellere verirken sitemimi
sana susarken
ölüme susarken
müptelâsıyken kahramanı bıçaklanmış masalların
[Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...] için aşıkları ezip geçmişken
susma ömrüm!...
şehâdet getir cinnetime...
öznesi sen olan bir ömre verdim adını
ki ölüm yar olana kadar tek yâr dediğim ol diye..
sana geldim ölüme yâr etme diye.
Susma diye çırpınışlarımın tek müsebbibisin..
Biliyorum aldırmıyorsun
Dönmeyeyim istiyorsun sultanlığına
Ve aslında [Only Registered Users Can See Links. Click Here To Register...]tan korkuyorsun
Zulmetin sırtımda yama olurken yaralarıma
Hani olur da geldiğimde bir gün
kapanacaksa yüzüme şehrinin kapıları
her lisanı lâl bırakan bakışlarım anlamını yitirecekse eğer
ve el elini tutacaksa ellerin
Elimde değil yanacağım
O vakit gülüp geçeceksen yangınlarıma
Sarmayacaksan
Benimle kınanıp benimle yanmayacaksan
Cennetten kovulmayı göze almayacaksan
Bir sözüne çölde vaha gibi susarken
öyle umarsız susacaksan
sen de sus ömrüm!...
Sus!..
Sus ki ölüm bana yâr
ben ölüme Yâr olayım
sen toprak kesil cesedime
Bir yer ayırabilsen benim için yüreğinde
Nadirende olsa hayalini kurabilsem beklemediğim bir anda
Karşına çıkıp gözlerinin derinliklerine inereK
Ruhuna bir gül yaprağı gibi dokunabilsem
Sevgim patlamaya hazır bir volkan yüreğimde
Sana çiçek değil
bir demet ateş sunuyorum
Korkma; sevgi ateşi bu
yakmaz
tut yüreğinde
Eminim
sevda ateşin tutuşacak senin de
Bu şarkım sana sevgilim
Biran önce dönmen tek Dileğim
Göz yaşım karışıp denizlere
Sana ulaşıp belki Hasretim.
Elimle tutamadığım
Gözlerimle Göremediğimsin
Şimdi çok uzakta
Nerden bileceksin halimi.
Hasret kapımda
Nöbetler tutuyor
Sevgilim uzak bir şehirde
Gözlerim onu arıyor
Bir kuş olup uçup gitsem
Aşsam şu enginleri
varsam senin yanına
Öpsem seni koklasam.
Ah yanı başımda durur gibisin
Ağlıyorum kaderime katlanıyorum sensizliğe
Öyle güzelsin ki sana gül diyemiyorum;
Çünkü sana bir bülbül aşık olsun istemiyorum.
aşkın hangi halinde tanıştıkta
çekimine giremiyoruz bir türlü
senmi çok uzağımdasın benim
ben mi çok yakınım senin uzağına
sorularla kafanı karıştıracak değilim.
bana ve kendine geldiğin an
haberim olsun lütfen.
Seninle yasamak icin ihtiyacım olan Nefesim
Seni sevmek icin ihtiyacım olan kalbim
Hayatın tüm güzelliklerini "Seninle" görebilmek icin ihtiyacım olan gözlerim
Sen benim
Tadım tuzum kıymetlim hayatımın anlamı umudum
''Sende kalan kırıntının sadece sana yeteceğini bile bile Serdim önüne sevdamı.
Senden ne aşk ne sevgi dilenmiyorum.
Ardımda bıraktığım kalanım olmayacaksın sen; Ama senin ardında kalan bir ben hep olacak… Ve sen kurumuş aşk kırıntılarınla boğazını parçalarken
Ismarlama aşklara tahammülüm yok artık
Ya beni adam gibi sev ya da çek git yolumdan.
Bir gülüş bir sarılışsa tek verebildiğinistemez. Tutku isterim ve delice sevmek! Bi coştumu dur durak bilmez bu yürek.
Yüreğini isterim yürek ister benle sevişmek Ya adam gibi sevya da çek git!
İkiye üç kala...
Satır aralarında sakladığım kenarı kırık seslerimi yerleştirdim boğazıma...
Oysa kaç tane perde aralamıştın aklımda...?
Adımların ruhumu sarıp sarmalardı her defasında...
Sen geçerken bildiğim tüm şiirlerimden
ayak seslerin ''adıma'' çalardı rengini...
Adım ''sen'' oldukça
Her doğan güne sonunu getiremediğim umutlar doğuruyorum
Hergün batımında sessiz sedasız gömüyorum hayallerimi
Yarınlarımı asıyorum çamaşır niyetine iplere yarınlarımı kurutuyorum
Kurudukça çeken yarınlarımı bugün yapıp giyiyorum üzerime
Her defasında sığamıyorum içine