Melâl~

---> Melâl~

Bi çirpida sustuklarimi yazacagim simdi sana
Ne imla hatalarimabakacagim bu sefer,
Ne
de sancilarda olan cümlelerimin devrikligine..
Olabildigince
haykiracagim sana seni..
Bak basladim bile
Susmak kadar zor degildir ya..

Simdi sen bi bahar düsün..
Içinde de beni..
Sensiz
bi bahar..
Kimsesiz yani..
Sevimsiz.
bi hiç gibi, bi * i ç..

Sana konustuklarimi yazmakta vardi ya kaderde..
Olmadi iste..
Izin vermedin ki..
Kimbilir belki sen izin versen, yine bi mani çikardi..
Hangi sevda
sonsuza dek sürer ki degil mi?
Hayir, öyle degil iste..
Benim ki sürecekti..
Sürerdi de..
Hadi yin
e neyse...
 
---> Melâl~

5089.jpg



Sen ‘gönlümün’ yüküsün, omzumun değil! ..
Sen canıma yarasın tenime değil! ..

Yürekte taşınan sırta ağır gelir mi? ..

Sen; çeşmibülbül duruşlum, ışık yüzlüm…
Sen; nefesimin rüzgarı…
Sen; akarsuyum, durugölüm! ..
Sen;
Ceylan kaçışlım…

Harman sıcaklarımda, terlemiş bir cam bardak gibi gülsene bana…
Saklandığın fidanların ardından çıkıp, yine gelsene bana…
Ve yapışıp en susuz yerime, susuzluğunu kandırsana;
zaten kandırılmayı umduğun, sanki hayalî bir çeşme başında! ..

Avuçlarıma konsana yine, ürkütmekten ürktüğüm bir mavi kuş gibi…
Derin bir soluk alsana sonra;
kaşlarının ve kirpiklerinin üstünde dolaşırken parmağım…
 
---> Melâl~

Kelebeğim;
Sarsana kanatlarının hepsini üstümüze!
Veya, ikisini ödünç verip kanatlarından; uçursana beni de peşin sıra, gözlerinin derinlerinde!..

Sen gönlümün yüküsün, sırtımın değil…
Yani, tenimde görünmeyen bir yarasın;
İçimde büyüyen!..

Yani bir “bülbül gözü” gibi güzel, ama bir kristal gibi kesici;
Bakışlarımdan aldığın her ışığı binbir renge çeviriyorsun sanki bir renk skalası gibi… Sonra da incecik ve uzuun ipek iplikleri gibi başında savuruyorsun “saçlarım” diye!..
Yani sana değen her ışık, bin renge dönüp yansıyor bana!..

Yani, içimde savruluyorsun.
Ve savruldukça saçların, içimde rengârenk kanıyor; canımın kesikleri!..

Sırtımın değil; canımın yüküsün benim…
Motorumsun; içimdeki sesini ninni gibi dinlediğim…
Veya çalmanı beklerken, tik-taklarınla hayallere daldığım, saatimsin!..

Vaktimiz, ne zaman gelecek?
 
---> Melâl~

susuyorsam,hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözle bakıyorsam;üzülme…


iyiyim ben.!

saçlarıma takılıyorsa hayallerim,ruhum derin bir çöküntü yaşıyorsa bile geçer…

meraklanma sen.!

geceleri uyuyamıyorsam,her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime;endişelenme…

zamanı gelir uyurum ben.!

içime akan öfkeyle saldırıyorsam sağa sola,kırıp döküyorsam içindekileri geçer…

sakinleşirim ben.!

yeni bir başlangıç yapayım derken,bir yanım kederden azalıyorsa ve görmek acı veriyorsa sana;acele etme sakın…

bütünlenirim ben.!

aynı şeyleri konuşup,farklı anlamlar çıkarıyorsak ve o anlamlarla kararıyorsak;üzülme…

aynı dili öğrenirim ben.!

gecenin ayazını sen sanıyorsam ve yüzüme çarptıkça derin kesikler oluşuyorsa;vazgeçme…

biraz daha uğraşırsan parçalanırım ben.!

sen öyle tepkisiz,sen öyle hareketsiz bekle…mükemmel bir egoyla yaşa ve düşünme…

çırpınır çabalar hallederim ben.!

ben gülümsemeye çalışırken,kırılan yanlarımızı onarırken;sen öylece geç karşıma ve sus…

tepkisiz kal yine…

işte o zaman arkama bakmadan giderim.!

kendi vicdanını rahatlatmak için yalanlar söyle kendine…

olgunlukla karşıla yaşananları…

gül geç içindeki acıya…

bilirim vurdumduymaz tavırların gücüyle iyileşirsin sen.!

son kez söylemek istedim…

beni düşünme sakın…

”…İYİYİM BEN…”
 
---> Melâl~

Senden sonra hiçbirşeye anlam yüklemedim
ben
kelimeler seçtim karmaşadan uzak
şiirler yazdım yokluğuna inat… bazen okyanuslar yarattım kendime
sularında hayallerimi yüzdürdüm. Bazen kurbanlar verdim kendime ne hayırflanabildim ne de üzüldüm.
aslında hiç büyümemiş bir çocuğu sevdim ben
ismin -i hali oldun sen-i- sevdim
-de haliydin sen-de- olmayı sevdim
bir tek -den hali küfürbaz geldi bana sen-den- sonrasını sevemedim
sen-den- sonra hiç sevmedim
 
---> Melâl~

y1pR3dLuve6VIcJWaVT0oRmp_WfWfw3DUVNr74Vapwu6LLTLDdC7MjjHEn7BCzSmvfP7ds21QnLdlU



bak küçük kız ağlama artık gitti o.!

gelmeyecek bir daha

ne kadar ağlasan ne kadar haykırsan boş…

yanındayken sevdiğini söyledin de ne oldu ki

hala arkasından haykırıyorsun ağlıyorsun…

o susmayı seçti ve gitti…

aklında binlerce soru işareti

eline de sadece kalbinin ipini bırakıp gitti…

ve artık sadece şunu söylemelisin ona küçük kız

o iple beni geçici asacağına kalıcı öldür seni hiç olmazsa izi kalsın yüreğinin ipinin boynumda…”
 
---> Melâl~

Hani olur ya bazen; İçinizi dökmek için bir kağıt bir kalem ararsınız Sizi anlayacak bir omuz ararsınız Geçmişten bir anı çıkagelir aniden; oturduğunuz yerde misafir olur size ve depreştirir duygularınızı... Gözlerinizdeki yaşı silmeye kıyamaz o anı yaşamaya verirsiniz kendinizi Hani olur ya bazen; Sadece kendinizin bildiği birine verdiğiniz değeri haykırmak istersiniz sesinizin yankılanacağı bir köşe ararsınız... Sevgi; uğruna yaşanılmaya değer olan! Aşk; uğrunda ölünmeye değer olan!
 
---> Melâl~

yamurapkabs3.gif



Hep kaçtım
Bir tek kendimden kurtulamadım
En çok kendimi kanattım
Her insan yangınını içinde taşırdı
Ve hiçbir kente ait değildi hiçbir acı
Çok geç anladım
Yalnız bu şehrin ayrılıkları mı vururdu insanı
Sadece bu şehirde mi uykusuz kalırdı insan aşk acısından
Hep aradım
Bir tek kendimi bulamadım
Hiçbir sokakta
Hiçbir şarkıda
Hiçbir aynada
Gülen yüzüme rastlamadım
Hep savaştım
Bir tek kendime yenildim
Yüreğiyleydi en büyük kavgası insanın.
Kendimden başka herkesi suçladım
Oysa hiçbir kente ait değildi hiçbir acı
Ve herkes içinde taşırdı yangınını

Kül olduktan sonra anladım...
 
---> Melâl~

Günün birinde
Sen aklıma geleceksin
Ve ben üzüleceğim
Biliyorum
Sevmeyi bile beceremedim ben
Anlamsız gidişin üşütür beni
Sevmek kimi zaman yetmiyormuş demek ki
Sensiz yaşayamazmışım
Yaşıyorum işte
Bu utançta sana yakışır.Git..
Hadi beni terket
 
---> Melâl~


için öyle sıkılır kimse bilmez neyin var

sen bile olup bitenleri seyredersin öylece
yanlızsındır kalabalıklar içinde
kim daha iyi bilebilir ki
bir ses vardır çözer her şeyi

yasaktır
duyamassın

boş kaldırım taşlarıdır çığlığına ortak......
 
---> Melâl~


Öyle çok andım adını,dudaklarım kanarcasına, çığlık atarcasına.. lakin çıkmadı sesim, içime dolup kaldı

..
donup kaldı dudağımın kıyısında bir harf, yutkunamadım..öyle zordu ki yokluğuna susmak, gözlerinin içine bakarken seni sevebiliyorum ben! diyememek gibi birşeydi işte..ama sen anlamazsın, anlayamazdın; alınma,kızmadım..


yüreğim yırtıldı dün gece, eski resimlerine dokunmaktan..
öyle sıkı tutunmuşuzki birbirimize..
sen sarı, ben yeşil, deniz maviyken..


soluk karelerden ibaret emanet gülüşün..nasıl da gidebildin içimden!nasıl bir umarsızlıkla..denizin rengi kaçtı birden..arkada haliç ağladı, halimize, halsizliğimize, sensizken takatsizliğime..
ben hüzne yordum hepsini.sensizliktendir,olağandır,olmalıdır diye.. geçer dedim, elbet bu da geçer! yırtık bir yürek taşımak zordu içinde evet, ama ölmek kadar kolayına da kaçamadım.. ölmedim bu yüzden.sensizliği yaşadım iliklerimde.


yüreğim yırtıldı yine, en ince yerinden..lime lime olmuş anılara sığınmak da yetmedi, eski yokluklarını hatırlayıp ağlamak da..
yeni acılar gerekmiş bana, öyleymiş işte, sorgulama dedi birileri.
karşı gelmedim,
yüreğimi yırttım,
tenimi ayırırcasına,
amansız,
zamansız,
afsız,
ahsız..
geride ince bi acı, bikaç damla gözyaşı var elimde.
..azcık zorlasam rüzgar girer içeri, üşürüm..
hissettin mi yine üşüdüm..al ellerimi ellerine yine..
yırtıldı yüreğim işte dün gece!
sensizlikten..
hiçsizlikten..
hissizlikten..


Yüreğim Yırtıldı Dün Gece..


Alıntıdır.
 
---> Melâl~

Yumuk yumuk ellerle başladım ben de hayata herkes gibi. İki nokta üst üste koyuldu yaşayacaklarım için hayata.

Günler günleri kovaladı, aylar aylara el uzattı, yıllar bağladı ayları birbirine zaman bu günlere ulaştı.

Ne mutlu ki sevenlerim oldu, ne mutlu ki sevdiklerim oldu. Sevgilerle dolu geçti yaşamım, doyamadım.

Bazen bulutlar kıskandılar saf sevgilerimi, bazen yağmurlar özendiler göz yaşlarıma, bazen güneş benim kadar sıcak gülemediğini düşündü dünyaya, bazen kuşlar uçmayı bilemediklerini anladılar.

Bazen hüzün geldi yüzüme ama tebessümlere bıraktı yine her şeyi.Kalbim ara sıra ağlasa da utandı sevgi pınarlarının yanında akıtmaya yaşlarını.

Bazen soru işareti (?) koydum anlayamadıklarıma,

bazen bir şeyler anlatmak istercesine ünlem (!) .

Bazen güzellikler tıkadı, sevgiler ağır geldi konuşamadım üç nokta (...) koydum anlatamadıklarıma.

İnsan tek başına ama hayat değil bunu anladım.

alıntı
 
---> Melâl~

Yüreğimde türlü yıkıntılarla gezerken tanımıştım onu.. Yaprakları buz tutmaya alışmış ve yere düşmekte olan son yapraktım belki de..

Ona söyleyin; güneş oldu doğdu yüreğime.. İlkbaharımı onunla buldum ben...

Öyle bir yaşam seçtik ki birbirimize, o ilk gülümsemenin sıcaklığı ile her gün daha fazla ısıttık birbirimizi.. Daha fazla hep daha fazlası... Ve bazen olup da aramızdaki mesafe arttıkça üşür olduk, üşüdük...
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; buz tutan ellerimi en güzel o ısıtırdı..

Zaman geldi alışkanlılarımız değişti... Artık biz vardık.. İkimiz..O nun yanında olmak, onu hissetmek, yollarda onunla adım atmak, ona: dostum, birtanem, herşeyim diyerek sımsıkı sarılmak dünyanın en büyük mutluluğuydu... Mutluyduk...
Ne yalanlar söyledik ama en güzelleri, en profesyonelce olanları bizimdi... En son adıma kadar düşünür öyle söylerdik hepsini, Arkasında en ufak bir şüphe bırakmadan; Bu yalanların bir gün gelip bizi bulacağını nereden bilirdik ki...
Ama en huzurlu insanlar hep biz olduk.. Çünkü o vardı, onun için ben vardım; bulmuştuk artık birbirimizi...
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; benim hiçbir alışkanlığım onun kadar güzel değildi.. En değerlimdi...

Hep doğru yollar çizmeye çalıştık birbirimize.. Ben ölümü seçtim, o bana ölüm oldu ölümün ellerine vermedi... Yaşamaktan vazgeçtim, yaşam oldu ben varım burada dedi.. Ölmedim, öldürdü, öldük, yaşamadım, yaşattı, yaşadık...

Ona söyleyin; onunla yaşam hiç bu kadar anlam kazanmadı..

Ama zaman geçtikce bir şeyler yitirmeye başlamıstık... O büyük heyecan, o büyük dostluk kan kaybediyordu artık... Kıskançlıklar, davranışlar, anlamsız tavırlar ,insanlar ,çiçekler ,böcekler.. Bir sürü de bahanemiz vardı bunun için.. O kadar çok ve o kadar anlamsız bahaneler ki..
Gün geldi bunların arkasına sığındık.. Halbuki hiç böyle yapmazdık biz.. Yapmadık.. Yapamadık.. Ve gün geldi, birbirimizin arkasında durmak, birbirimize sığınmak varken bahanelere sığındık, biz'i unuttuk.. Unutturdular.. Unutmak zorunda kaldık...
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; o olmadığında yanan, acıyan yüreğim bir daha asla öyle yanmadı.. Yanmaz, Yanmayacak..

Ve o kadar zamanın ardından anlayışımızı kaybettik.. Dostluk anlayışını, bağlılığı..
Aslında biz kendimizi kaybettik, biz'i, birbirimizi...
Farklı insanlar, farklı yüzler tanıdıkça birbirimizi göremez olduk artık.. Tercihimiz hep farklı yüzler oldu..
Gerçeklerden hep kaçtık, o kovaladı, biz sürekli, her seferinde, defalarca ama defalarca kaçtık.. Çok uzaklara gittik.. Kapılarımızı kapattık herşeye, adı; yeter ki gitmek diye konulsun dedik ve gittik..
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; tak etmişti hayatın canına ve dur dedi artık! dediğimde kimse bana bu kadar kızmamıştı...

Bir akşam, bir hoşçakal kelimesiyle yıkıldı içimdeki herşey.. Anlamadan, dinlemeden, anlamaya bile çalışmadan hoşcakal...
Gitti.. Tarifi olmayan bir hüzün, tuhaf bir bakış, buğulu gözlerle arkasında bıraktı herşeyi ve gitti.. İçimdeki o yangın, o gidişle söndü..
Onu öldürdüm..
Yüreğimdeki onu öldürdüm..
Hem de kendi ellerimle, kendi yüreğimle...
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; ben hiçbir seyi onu üzmek için yapmadım, belki O'da...

İşte o günden sonra, yanımda olması için bıraktığım elleri tekrar tutmaya başladım, hem de en baştan itibaren; ilk bıraktıklarımdan başlayarak.. Birazcık sevgi, biraz daha umut, biraz daha değer taşımak için.. Biraz daha.. Biraz daha....
Gün gelip beni görmek istediğinde de hayır dedim.. İçimdeki bu ateşi artık söndürmeliydim... Ben hayatımı verdim gülen yüzüne, gecelerimi verdim, geleceğimden vazgectim uğruna, kendimi bıraktım ellerine ve sonuç?.. Biz değil.. Ben.. Sadece ben.. Bir ben...
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; dönüşü olmayan bu gidiş hiç bu kadar acı olmamıştı...

Şimdi günler geciyor, zaman farklı demlerden çalıyor hayatımda.. Fırsatlar arıyorum her gecen gün.. Daha farklı umutlar atıyorum bana verdiği o masmavi, o şirin kutuya..
Umutlar.. Ama artık ona dair değil.. Bize dair değil..
 
---> Melâl~

Ona söyleyin; hep dediğimiz gibi diyorum artık.. Hayat işte, kader, kısmet, hayırlısı.. En hayırlısı bu muydu?..

Ve bu da son vedam.. Artık paylaşmak zorunda oldugun bir gökyüzün yok.. O artık sadece senin.. Daha gidecek cok yolumuz vardı ya hani, o da yok!.. Bütün yollar sana kaldı.. En geniş haliyle... Daha rahat yürürsün eminim..

Dilerim en güzel hayat senin olur.. En güzel yollarda sen yürürsün.. Yaprakların hiç dökülmesin, buna sakın izin verme.. Onları da toplayamaz kimse, sakın güvenme, yazık etme hayallerine...

Ona söyleyin.

Ona söyleyin..

Yalnız ona söyleyin...

Her şeyi ona söyleyin...

O da Hoşça-kalsın...


O' mu..? O bilir kendini!..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst