Melâl~

---> Melâl~

İçinden çıkamadığım yollarda geçer oldu vaktim. Ve ben senden çıkıp başkasına gittiğime inandıkça, sana geri döner oldum. Meğerse senden başkasına gidemezmişim de kendimi kandırıp uyanır olmuşum.
En büyük rüyamken, en geniş gerçeğim olmuşsun.

ღღღ

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Ertesi günün sabahında ne olacağını bilmeden harcadığım vaktimdin. Bir an mutlulukla hayal kurarken, o anın sonunda ağlar oldum. Göz yaşlarımı kurulamaya bile mecalim kalmadı.
En büyük sevincimken, en acılı göz yaşım olmuşsun...


ღღღ

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Bir gün beni sevmen için dua ederken, duamın sonunda vazgeçer olmuşum senden. Bir an sağlığını umut edip caymışım sonra.. Rüyalarımdan bile korkup sadece iyiliğini düşünmüşüm de birden alışmışım sızına.
En büyük sevgimken, en güçlü nefretim olmuşsun...

ღღღ



Senin için her şeyden vazgeçip beklemişim günlerce, aylarca. Güneşin doğuşuna şahitlik edip batarken sadece seni düşünmüşüm de, bir yerde pes edip batmak istemişim senin için.
En büyük gücümken, en onursuz utancım olmuşsun...


ღღღ

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Her yaptığını, aldığın her nefesi savunurken ve hep arkandayken harcamışım bir avuçluk onurumu. Her söze karşı savunmuşum seni de yüzsüz kalmışım. Utanmamışım hiç sövmüşüm yüzüne.
En büyük yandaşımken, en büyük düşmanım olmuşsun...


ღღღ



Gözyaşlarını silmek için beklemişim gecelerce, sabaha kadar senin derdin için gözyaşı dökmüşüm de,ben mutsuzken sen dinler olmuşsun. Sonra sebepsiz, yoktan yere vazgeçmişsin benden.
En büyük dostumken, en kimsesizinden hiç olmuşsun...

ღღღ

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Kim olduğunu, kim olacağını çözemedim daha ama, nolur acısa da yaralarım ağlasam da gecelerce; bir önceki iyilik için sen sabret bana, kol kanat ger yalnızlığıma.
ve sen sen ol sakın
..gitme..


(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Konuşsam Sessizlik Gitsem Ayrılık

Resmin rehindir gurbetimde.
Gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin.
Alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana.
Sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına;
konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana...
Ve akşam, bir kez daha;
saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara!
“Bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır”:
Çekmiyorsun!
 
---> Melâl~

eyy gözlerimin neminden düş'en yar
neydi seni ömrüme getiren!
bir kader busesi mi . . . . . . . ?
bir alın yazısı hikayesi mi. . . . . ?
ellerimin semaya bakan yönüne akarsın
zifiri geceler gözlerini yumarken üstüme
bir sözünle s/özümü beyaza çalarsın
ılık yağmurlar öper alnımı
bakışlarının deydiği mavilikten yağarsın
sen şehrinde adımlarken kaldırımları
ben içimde sana yollar açarım
kalbime girdiğin o an'ı vuslatım bilir
ömrümü, ömrüne bağlarım.

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

eyy sözlerimin ufkunda gün niyetine doğan yar
neydi seni ömrümde büyüten!
bir sevda güncesi mi. . . . . . .?
bir dua iklimi mi. . . . . . ?

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

iyiliğimi iyiklere boğan gönül aşımsın
kopkuyo kokan bir yalnızlıkta
başucumda bekleyip korkularımı toplarsın
ne kadar gözyaşı lekesi varsa hüznümde
bir yudum tebessümünde rengine boyarsın
sen iki dudağında süzerken kelimeleri
ben bir bir toplarım harfleri
bir güneş sıcağı değer ellerimin acizliğine
özlemini demlerim satırlarımda,sana dökerim şiirimi.

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

eyy ömrüme şifa gibi gelen yar
neydi seni ömrümde ömürsüz eyleyen. . . . . . ?
neydi yüreğimin yokluğunda seni var eden. . . . . . ?
belki çocukluk sevincime saklanmış bir mutluluk tanesi
belki aşk mey'ine damlamış bir su incisi.


saçlarıma değen rüzgarı, kirpiklerine şahit tutarsın
göz bebeklerinde uyutup kırıklarımı
bir ninni buğusuyla yoksulluğumu okşarsın
sen değil misin bütün gitmelerime 'kal' diye güller döken
bir gün gidecek olsam da
uzatıp ellerinin kifayetsiz halini
benimle o bilinmeze, gözün kapalı koşarsın.

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

eyy ismini üç hecede dilime ezber ettirdiğim yar!
bunca güzelliğinle
sen benim sevda y/aşımsın. . . .

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Başka türlü birşey benim istediğim ,
Ne ağaca benzer ne de buluta benzer ;
Burası gibi değil gideceğim memleket ,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava ;
Nerde gördüklerim , nerde o beklediğim kız
Rengi başka, tadı başka .

Can Yucel..
 
---> Melâl~

Hangi rüzgar sabırla böyle
Koşar
durur ardından
Hangi yürek nakış nakış

Gergef dokur ardından
Kalbimin pembe köş

Harab oldu

Gelmedin…
Bahçesinde açan gülüm
Ziyan oldu

Gelmedin…
Bil ki kıyamet kopsa
Bu ate
ş sönmeyecek
Heyhat ş
air mehtaba
Mehtaba bir daha asla
Dönmeyecek.


Nurullah GENÇ
 
---> Melâl~

Beni koyup koyup gitme, n’olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin
kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, n’olursun
Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, n’olursun
Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim

Yaptıklarını affettim!
Seninle gelemiyeceğim…
Beni koyup koyup gitme, n’olursun
 
---> Melâl~

Sustum!
Tuz basıp yaralarıma!

Sustum
İçinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
Yaslanıp yalnızlığın duvarına
Gül döküp kalabalıklara
Kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
Kimse bilmiyor..
Sustum!
Sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
Acılar konuşuyor şimdi yalnız
Yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
Tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
Atıyorum uçurumlardan
Kimse hissetmiyor…
Sustum!
Saçlarını kokluyorum rüzgarların
İçimde incecik bir sevgi ürperiyor
Sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
Gelmiyor beklediğim bahar
Yaralar merhem tutmuyor
Gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
Mendil silmiyor
Yağmur dinmiyor
Sevdiğim bilmiyor..
Sustum!
Sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu Zaman
Sustum
Yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata…

alıntıdır.
 
---> Melâl~

“ -susmak aşkın dilidir- diyen sevgili
konuş şimdi, kelimelerine ihtiyacım var…”

Parça tesirli sancılar düşüyor kalbime…
düştükçe uçurum, sancıdıkça aşk…
ve aşklaştıkça kalp
daha çok parçalanıyor hayat
yaklaştıkça daha bir özlüyorum
kabul ediyorum,galibimsin
ve ben her şeyini savaş alanında bırakan
mağlup bir komutan gibiyim şimdilerde..
tüm zaferlerimi sende yitirmişim
kör bir şahinin gözleriyle yol arıyorum kendime
sana çıkmayacağını bildiğim yolları görmekten korkuyorum belki de kim bilir?..
 
---> Melâl~

çıkmaz sokaklarda kısır kalıyorum döngülere..
ve ben dönemezken kendime
labirentlerinde kaybolmuşken,
sağım sen, solum sen, yolum sen, yönüm sen olmuşken,
senden gayrısına yok,yokluğuna râm olmuşken,
susma ömrüm!...


yol kesil cehenneme...
 
---> Melâl~

keskin bir virajsın içimde bir türlü alamadığım..
ne zaman geçmeye kalksam senden,
ya bir uçurum boşluğu, ya bir şarampol oluyor sonum..
uzanan elleri tutmuyorum..
yüreğime taktığın alyans tutuyor içimi,
içini bırakmıyorum..
dul bir hasrete yâd/igar kalıyorum ötelerde
Yar dediğimi ağyar, yaban dediğimi yar sanıyorlar..
Sancılanıyorum sessizliğine
Tam vakti;
susturucu takılmışken yüreğime,
haykıramazken,
her kurşun içimi parçalarken,
infilak ederken isyanlarım sensizliğe,
ve akarken gözümden ırmak ırmak,
susma ömrüm!...
 
---> Melâl~

ateş kesil cehenneme...

tüm piyonlarım tükendi.
Elimde bir şah…
nereye koysam kendine mat çekiyor..
Cemreler ihanet ediyor adına,
Aslı hükümsüz..
kendini bile ısıtmıyor..
adım lâl kalıyor zemheri ayazlarına..
d-üşüyorum..
muhaciri değilim gayrı bu Arafın..
ne cennet kokabiliyorum, ne cehennem yanabiliyorum..
kendimsiz bir kent kuruyorum yokluğunun sokağına..
baykuşlara sakinlik yapıyor kentimin ıssızlığı…
sesine parazit yapan bir sesle yıkılıyorum
uğraşma aşk..!
kal(n)dıramazsın;
kumdan kaleler gibi bir rüzgarlık değil, bir cümlelik yıkımlarım..
bilmem ki hangi rihter ölçer sarsıntılarımı..
artçı sellere verirken sitemimi,
sana “sus”arken,
ölüme “su”sarken,
müptelâsıyken kahramanı bıçaklanmış masalların
aşk için aşıkları ezip geçmişken,
susma ömrüm!...


şehâdet getir cinnetime...
 
---> Melâl~

öznesi sen olan bir ömre verdim adını,
ki ölüm yar olana kadar tek yar dediğim ol diye..
sana geldim, ölüme yar etme diye.
Susma diye çırpınışlarımın tek müsebbibisin..
Biliyorum aldırmıyorsun
Dönmeyeyim istiyorsun sultanlığına
Ve aslında aşk’tan korkuyorsun
Zulmetin sırtımda yama olurken yar’alarıma


Hani olur da geldiğimde bir gün
kapanacaksa yüzüme şehrinin kapıları,
her lisanı lâl bırakan bakışlarım anlamını yitirecekse eğer
ve el elini tutacaksa ellerin,
Elimde değil yanacağım
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst