Melâl~

---> Melâl~

bir sigara içimi kadar kalmışken ömrün
eline batan kıymığı çıkarmaya uğraşmak ne diye
dar ağacı kurulmuşken ömrüne
bir kıymık kadar küçüksen bu hayatta
nereye battığının önemi varmı
küçücük bi sızı olarak geçer gidersin
hatılanmazsın bile
tam******* kopan bi ağaç parçasısın sadece
tam******* koptuğuna mı yanarsın

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

düşün bakalım hangisi olmak daha iyi olurdu
yanarmısın ateşe düştüğünde
yada savrulup giderken rüzgarla acırmısın
yar gelip beni görende dediğinde
bütününden mi bahsediyorsun
mutlumusun bu hayatta
bir bütün olamasan bile
bir terzi lazım bana
gönlümün söküklerini dikmek için dedin mi hiç
yada gönlünün söküldüğünden haberin varmıydı
soğukmuydu yattığın yer karanlık darmıydı
yağan kar içtiğin zehir elinde tuttuğun harmıydı
yar gelip beni görende dediğin yer yolun kenarımıydı
bunlar sana revamıydı ah böyle olsamıydı
sordun mu hiç kendine yada bi başkasına



(alıntıdır)
 
---> Melâl~

cevap bulabildin mi bari
gitmek düşmüşmüydü hiç payına
yada giderken payına düşenin gitmek olduğunu biliyomuydun
yada hiç gitmişmiydin
haykırırcasına susmak istedin mi hiç
konuşacak çok şeyin olmasına ramen
ıssız kalmalarda kaldın mı
koşarken acıyan ayaklarınmıydı
taşların battığı yer yoksa gönlünmüydü
koşan senmiydin ömrünmüydü
takılıp düştün mü yerli yersiz engellere
sebep bulabildin mi olanlara
ağladın mı gidenlere güldün mü kalanlara
kalmalarda kalmıştın ya
kalıyomusun hala oralarda
(alıntıdır)
 
---> Melâl~

bir sigara içimi kadarken ömrün
onu yakacak kibrit bulabildin mi
yandın mı sende tutuşarak
karıştın mı küllerine
dokuna bildin mi yüreğine
sesin ulaştımı acaba kulağına
bir toz misali girebildin mi gözlerine
seni çıkarmak için ağlayan oldumu hiç
soluklanmak için oturduğunda
taş varmıydı kolunu koyabilmen için
yada soluklanmaya zamanın oldumu
içinde döndüğümüz derya deniz bu zaman çıkmazında
yolunu bulman için ışık tutan oldumu
kaç adım kaldı yolun sonuna
sonum ne olacak acaba dedin mi
yada olması gereken bi son varmı aklında
şimdi yağlı urgan boynunda
hiç endişelenme sıksa bile çok fazla hissetmeyeceksin
yavaş yavaş bedenden ayrılıp gideceksin küçük kıymık
batarmısın bi daha bi başkasının eline
karar verecek olan sensin
oymak gerekir ya seni çıkarmak için
önce kendine zarar vermeli seni çıkarmak isteyen

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

gideceksin sende nereye gittiğini bilmeden
açacaksın bir çiçek gibi solduğunu görmeden
döneceksin bir gün bütününe
bütün olduğunu bilmeden...

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Şimdilerde bir yürek sızısıdır gidiyor..
Nedeni önemli değil önemli olan ne kadar cok acıttığı..
Gözyaşlarımı süzdürüyor ya yüregime gerisi susmaktan ibaret..
Beklemek.. bekleyiş günün gelişini beklemek...
vazgeçmemek.. daha da vurulmak her defasında..
ne istedigimi bilmeden ağlamak ağlamak ve sonunda yine susmak..

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
Evinin, seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan sağlık."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksın...

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittiğin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiç bir şey oyalamayacak seni...
İlaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin...
nafile...

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin... Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde aşık olabilirsin ...


(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Aslında bir kibrit kâfi gündüzleri tutuşturup,
Gecenin gerdanına dizi dizi yıldızlar yapmaya.
Hani sabahın boyu yetişse uzanıp öpecek alnından Ay'ı
Bir de hep geç kalınmış ömrün son deminde gelmese ölüm,
Belki böylesi dar gelmez giyindiğimiz mutluluklar

Mevsimlerin peşine takılıp ta,
Hüznü oradan oraya taşıyan yağmurlar gibiyim..
Sıcak avuçlarda buhar olup göğe karışan
Soğuk bakışlarda buz kesip anlamdan alabildiğine uzaklaşan,

Seni bekleyişimin adı yok,

Hasreti çeke çeke uzaklara götüren çok vagonlu trenlerin de.
Hani giden gider de, geçmişi kalır ya geride,
Onu hep yaşlı gözlerle bekleyen.
Zamanla dilindeki özlemi kırıverir zaman, en hassas yerinden…

Çok geçmeden, çok geçiyor yokluğunun üzerinden,
Haram saatler diziliyor boğazıma uzadıkça ,
Tenhasına sere serpe uzandığım düşler de yetmiyor
Yorgun arzularımı kışkırtmaya
Verdiğim sözlere saklanmış militan kılıklı yalanlar yakayı ele veriyor bir bir
Tutuklayıp aynalara hapsediyorum
Sonra vicdanım delil yetersizliğinden serbest bırakıyor

Seni bekleyişimin adı yok



(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Kurulmamış köprülerden geçmeye çalışan benliğimin de
Şiirlerim şahit olsun ki
İki satır arasına sığmıyor yalnızlığım
Ne nokta anlatabiliyor kararsızlığımı
Ne de virgül koyabiliyorum yılların ardına
Yenik düştü keşkelerim oynadığın oyunlara
Yine de teslim olmadım
Ama sen, namluda hüzün
Beni tam on ikiden vurdun
Seni bekleyişimin adı yok

gelmeyisinin de!!!

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Uzak bir limana yolculuktur aşk,
Ben acemi bir kaptan
Sen gemi tutan bir yolcu
Dümen ikimizin olursa
İnan batmaz bu gemi.

Gel hadi
Yüreğimin engin ufuklarına
Yelken açalım
Göreceksin bak;
Seni hep mutlu edecek anlamadığın bu deli.

Şimdi hoyratsa bu aşk
Ölümsüz kılalım
Müebbet bir sevda koy adını
Aşkın son anı olalım
Şu kaldırımlar şahit
Yağan her kar tanesine
Eğer ıslatmıyorsa beni sırılsılam sevdan
Bu can yoluna kurban...

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Duvağını açtım hüznümün
Öykülerimi astım kapı arkasındaki paslı çiviye
Hayallerim zaten naftalin kokar bilirsin
Bir bir özenle katlamıştık hatırlar mısın ?
Her mutluluğun arası bir tutam naftalin,
Her mutluluğun arası bir tutam sen...
Her sen yeni bir hüzün
İşte öyle ...
Görüyorsun
Yine aynı ben
Yine gece
Ve kendin olamadığın gölgenle cebelleşiyorum tüm mecalsizliğimle

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

İçimin sen köşesi acıyor
Gözümün sen kenarı ağlıyor yine sana
Üşümüşlüğüm tuttu yine hayata
Ruhum sersefil
İçim buz
Siyah dantellere matem boncukları iliştirdim ellerim titreyerek
İki sen - bir boncuk arası - sonra yine sen
Sırası şaşmadı asla
Her arada gidişin vardı ve her arada bitişim
Bite bite varoldum hüznümle
Aşkıma ziyade olsun
Duvağını açtım hüznümün
Gelişine de Eyvallah
Gidemeyişinede....

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

KeLimelerin AnLamını yitirdim anLadın mı
Her şey boş anLamsız saçma…
Neden yaşıyoruz yada neden ölemedim hala
Çokmu sevdi beni bu dünya..
Çokmu baglandı bana acılar
Yoksa aşıkmı oLdu gözyaşları bana..
Neden yakamı bırakmıo hüzün
Neden kavuşamıyorum o Çok özLedim ölüme…


(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Sevdamin Adi Sensİzde Mutluyum Olacak
Senİ Unuttum Olacak
Ama Bİr Sevda Birakmadinkİ Bende
Bencİl Bİr Çocuk Gİbİ Alip Gİttİn
Benİ HİÇ DÜŞÜnmeden Gİttİn
Apansiz Bİr AkŞam Üzerİ
Ama Yikilmadim YokluĞundan
BoŞuna Sevİnme
Senİn Kadar Acİz Olmadim Yoklukdan
Bİr Yokluk İÇİn Herkesİ Üzmedİm
Şerefsİzce Bİr Yokluk İÇİn DaĞ Gİbİ Bİr Adami Devİrmedİm
MutluluĞu Elİmİn Tersİyle İtmedİm
Ben Ayaktayim YokluĞunda
Sensİzlİk HanÇerİ Kalbİme Bastirinca
Ben Daha Çok Dİrenİyorum
Unttum Dİyorum
Unuttum
Senİ Unuttum diyorum
ama ne çare__!


(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Günün ağarmasına inat, hala karanlıktır gördüklerin
Işık yoktur,
Ufuk yoktur,
Umut etmek bile istemezsin
İsyan değildir aslında göğe savurdukların
Yaşadığın haksızlıklar, aşktaki hayal kırıklıkların
Ve ömrünü adadıklarının ihaneti sarar tüm benliğini
O günü kafanda geçirirsin;
Her gün yaptığın gündelik işler bile yük gelir sana.
Hayatın yükü ağır,
Yaşadıkların ağır,
Ve bunları taşıyacak -omzum- hala minicik dersin
Ezilirsin altında hayatın
Gözlerin hala ıslak ıslak, en hüzünlü şarkıların
Ağır dizleridir dilindeki
Yalnızlık demlersin, çile katarsın
2 şekerli açık sabah çayının içine biraz da
Sonra yola çıkar, etrafına şöyle bir bakarsın,
Ne hazin bir öyküdür hayat
Ve yaşadıklarımız da
Dersin...
Ve devam edersin


(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Bağırmak geliyor içimden,
Aşkım, canım, hayatım, birtanem demek...
Seslenmek, tebessümün olmak
Sımsıkı sarılmak boynuna
Öpücüklerimle boğmak adeta...
Yapamıyorum...


Ağlamak geliyor içimden,
Özlemim, dünya güzelim
Maviş maviş bakan gözlerine dalıp
Yolculuk yapmak istiyorum tebessüm ederek..
Yapamıyorum.


Pamuk ellerini tutup sevmek istiyorum
Tebessümümle...
Öpmek, okşamak, sürmek yanaklarıma
Gülen yüzünü seyretmek doyasıya
Yapamıyorum.

(alıntıdır)
 
---> Melâl~

Zaman...
Kelimede dahi meymenet yok.
Ne menem bir şey bu zaman-aman-ama-zam
Olumsuzluk
Soldan sağa
Yukarıdan aşağıya
Ve ne kadar da çok dillerde.
Doğru Zaman çok mu zor.
Doğru İnsan’a Yanlış Zaman
Hoş Zamanın doğrusuda çok nadir olmalı
O zaman geldiğinde durur mu acaba Doğru İnsan

(alıntıdır)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst