Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Dul


Aylar, ... acılardan terhis oldu..
yoksun..
yokluğun hayatıma asılı bombalı pankart

Geceleri, sokaklar ve yalnızlık daha uzun
sonu belirsiz bir karartma var dudaklarımda
bilmiyordum:

hiçbir kedinin istenmezmiş imzalı resmi

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Dün

yaşadıkça soyuluyor yüzüm kendi suretinden
aynalarda bir boyama kitabı oluyorum
unutmak mümkün mü onu: o,
gençliğimi yatağa düşüren tehlikeli difteri
güzelliği : ebruli hüznüm / bir iğfalin seyir defteri!

- sizi, demiştim, bir ayrılıktan hatırlasam,
gitgide soğuyan karanlığı ifade eden bir sesten..
- olmaz, demişti, hüznüm izin vermez!
- ama, demiştim, yalnızlığınız sanki bir kuğunun
kanatlarının kopartıldığı rüzgarlarla şekillenmiş..
- bilmem, demişti, belki kokum öyle istemiş!

uykusuzluktan acımasızlığa geçerken yükselen bir koku bu
huzursuzluktan ayaklanmaya geçerken yükselen bir koku
sarıverirken vücudumu bir yeraltı zenginliği
kalbimde bulunurken petrol
hatıralar bile çekingen, hatıralar bile mahcup!
sol yanımda oğlum ölüm
sağ yanımda kızım intihar
hatıralar bile küs, hatıralar bile meçhul!

-sizi, demiştim, son bir kez öpsem bari nadir köşelerinizden..
uzaklaşırken,bir sümüklü böceğin bıraktığı iz gibi parçalanan kalbim,
-imkansız, demişti, aşk kabul etmez!

evet!
yaşadıkça soyuluyor artık yüzüm kendi suretinden
aynalarda hiç beklenilmeyen bir soğuk hava dalgası
oluyorum/ ellerim için ölüm henüz çok erken!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Düşük

Yasak kartların çevrildiği
beyaz dillerin çemberinde
alkışlanan kara haber

Bir filmin sonunu önceden bilmek
gibi bir boşluğu gerisin geri
dönmek

başımı dayayacağım omuzlara mayın döşemişler

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Eğretina

Herkes biraz denizdedir. Suç
eğretilemesinde suyun maviyi.

Herkes biraz caz dinler. Güç
eğretilemesinde sözcüğün harfi.

Herkes biraz anarşisttir. Haz
eğretilemesinde dogmanın doğruyu.

Herkes biraz ölümlüdür. Can
eğretilemesinde hayatın umudu.

Herkes biraz haindir. Gün
eğretilemesinde ihtirasın ihaneti.

Herkes biraz eşcinseldir.Gen
eğretilemesinde zevkin soyluluğu.

Ve herkes, tabii, biraz da sevdalıdır. Aşk
eğretilemesinde insanın kendi kendini.

11.haziran.1986
İstanbul

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Elifbamın Yapraklarında Gemilerim, Yelkenli Gemilerim

-asal sayıdır yalnız insan
bir'den ve kendisinden başka
kimselere bölünmez! -

kapaklanmışım kapkara bir neyin üstüne
başımdan aşağı kaynar karanfiller dökülüyor
kendimin elleri bunlar, kendimin gözleri, unutmadım
tavaf ediyor yüzümü
bir eşcinselin lalli ölüsü

tüller serpilmiş gençliğim
bir hicran kını sanki. sahil düşüyor pozum
filmin negatifinde. fotoğrafçı, asıl çocukluğum.
ve bana verdiği ödünç gülümsemeyi bırakıp oraya
bir masalı yazmaya başlıyorum yeniden
kötü üvey anne, iyi prenses
aciz, hasta padişah baba
kurbağalar, balkabakları ve kaf dağı
ne çare! efsun yetmiyor acımı dindirmeye
perikızı inandıramıyor beni hayatın gerçeklerine!

ve ben çıkar çıkmaz
iri bir palyaço burnuna dönüşüyor
hayal kasabası
nerden aktığı belli olmayan bir kan var dudağımda
ve dudağımda nerden gelip konmuşsa bir kuş gözyaşısı!
ağlıyorum, omzuma puhular yerleştirerek
teselli ediyor beni elifbam,
bu akşamüstü ben
hala kimi sevdiğimi ve kimi özlediğimi bilmeden
bir sıkıntıyı ateşe veriyorum
alevlerin leşini kucağımdan yatağıma yatırıyorum sonra,
kalbim
altta hüznün uyuduğu
üstte umudun sabahladığı bir ranza
gibi sürekli gıcırdıyor birinin koynunda.

23.kasım.1989

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Embriyo

Sokularak soğuğa ileri çıkışından
bir uzun saçlı yelkenin
notalara ayak atarken sihir

Şimdi nerede ağlıyor billur
kanatırken son rüzgarın
sessiz kimliğini

cesedi tanınmayacak haldeyken aşkın

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Emin


Rüyalardan geçerek gelen
engerek buhar çizmekte
gaz odası taslaklarını

Bir kolun uyku anında
kıvrılıp örtmesi gibi yüzü
aşk örtüyor hüznü

şeref madalyalarından tanıyorum gökyüzünü

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Entrika

Ah nasılda geçiyor zaman
Yeni ölmüş birinin üstünü örtercesine narin
Heryerde akşamüstleri bir gül gibi kopartılabilir
Polisle tartışan kadının arasına bayılan deniz
Neden her denizin bir de annesi olmasın
Bir elin bir elden hamile kalması denli zengin
Ve Taksim'den Beşiktaş dolmuşuna binen sardunya
Her adam adını bir yerlerde düşürebilir
Bu şiir yazıldığı gibi okunmalı
Bu hayat bilindiği gibi yaşanacaksa
Yani hüzün dediğim yalnızca bir küfürdür
Ve küfür bir karanfilin ağzına ne kadar yakışırsa
Kalın kırmızı bir çizgi çekin aşkın altına
Bakışların altına, ihanetlerin, intiharların da
Sonra karşılarına geçip şaşırın biraz
Yani uçuruma yuvarlanan kamyona koşan köylü çocuklar
Direksiyonun başında bir palyaço bulunca nasıl nar gibi şaşırsa
Ah nasılda geçiyor zaman
Nefes nefese doğan sevdaya rağmen
Keşke bir şeyler keşfetseydik diyor insan
Ve mezarlık yoluna sapıyor hemen
Ben bütün bir gece uyumadan ölebilirim
Herhangi biri bütün bir gece ağlayabilir
Unutturabilir saydam bir renk eski bir sevgiliyi
Ve bir camın patlayarak kırılması
Eski bir sevgiliyi birdenbire
Hatta acımasızca hatırlatabilir
Yani sevgili dediğim yalnızca bir fıkradır
Hem insan bir fıkraya daha ne kadar gülebilir

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Erkek Olanlarınız Bilirler

erkek olanlarınız bilirler: Sarıdır
pikabındaki plak takılı kendisi balkon
da da durabilen kadının öldürdüğü erkekler:
şüphesiz büyük saraları vardır ve bir
teknenin açıldığı ama dönüşte bulamayacağı
iskeleler;

erkek olanlarınız bilirler: Yeşile geçmiştir
uzaktan çığlıkları işitilen kendisi yan
mış bir tekerlekli iskemleden sallanan
sandalyeye doğru atlayan kedinin içindekiler:
şüphesiz büyük yaraları vardır ve bir
insanın ettiği ama aslında tutamayacağı
son yeminler;

erkek olanlarınız bilirler: Siyaha susamış
ceylanın avcısıdır bir gece boyunca din
lediğiniz o hiç bilmediğiniz hoş melodiler:
şüphesiz büyük göndermeleri vardır ve bir
şarkının istenmeden hatırlattığı amaunutulmuş
amahepdüşünülen ah o eskiyememiş
sevgililer;

erkek olanlarınız bilirler: Griyi seçmiştir
kayıp ülke çocuğu elleri kadifeden
içi dökülü akşamlarda okuduğunuz küçük İskender:
şüphesiz büyük yanlışları vardır ve bir
gün bakarsınız o da bir yanlışa kurban
gider;
erkek olanlarınız bilirler

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Erotik Yaratımlar Rehabilitasyon Merkezi

kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum
kusura bakma gözlerim biraz kirli

soyulmuş elma gibi duruyor dışarda kent
bir çocuk yere uzanmış gibi duruyor

beni denizden oymuşlardı baharlarım örtbas
beni ketenden çıkarttılar baharlarım örtbas

bazı caddelerin akrabası yoktur almando!
bileklerimden aşağı tabiat analar hamile

parkamın cebinde sana neler getirdim
dışarlıklı birkaç sözcük bir de köz getirdim

sahte barlarda asitli rakılar içiyordum
dudaklarımda bir gençkızı doğradılar içiyordum

sonra gemilertrenler birbiri ardınca gitti
müziği kestiler upuzun bir yaz gürültüsü oldum

vücudumu gözetlediler biri kaşını kaldırdı
kaşının altından bin sarı akrep yüzüme kaçıştı

delikanlılar telefonlarla beni rahatsız ederdi
öteki çıkagelip parmaklarıma bal sürerdi

biraz zebur okudumdu biraz trapezden düştüm
haritadaki denize girdim yüzemedim boğuldum

yakındaki baharatçıdan keditozu aldım
dokuzuncu kıtaya benim bir heykelimi dikin

ben dönüyorum
blues çalarken, mumları yak, gülleri sen söndür

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Etheromanie

Bana...
ayna dönerken içine bakamam

kanapede uyuyor çıplak delikanlı
aşk memnun

Cuk Paşa'nın fermanı sarılmış
ütüler arasında yatıyorum, buruşmuşum

el peşrev, ölü gözleri ve şehvet,
zamanın arifesinde bir çift
siyah deri eldiven

kapı aralığı bir sevgilim var
dudakları: intihar fragmanı
gözleri: filmin devamı
türkçenin ilk büyük Yalnızlığı bu

komşu bahçede öldürülüyorum

yangın uyandırıyor beni sesimden
akışta sürekli yenilenen bir renk,
rakı içmeye ve sevişilmeye gidilen
o kenar ev, bahçıvanın beni seyrettiği

boynumdaki mor atkıyı örtüyorum
delikanlının ateş kasıklarına, bir denizatı
çıkmak istiyor aralayıp gözkapaklarını
mazgala yuvarlanmış bakışlarda ara
anı hapishanesinin gaddar gardiyanını

bir jilete bütün hayatımı anlatıyorum

kız bir memesini yatağın altına düşürmüş
öbür memesi apartman boşluğunda,
dışarsı?
dışarsı sahte bir dua sarhoşluğunda!

snop ve kedi, kalorifer dairesinde
gizle cehennem sarıyorlar

yeşil horoz geceyatısı öter

künyemi ve seksimi ders diye okutuyorlar
otomobilimin arkası yarın ve dışkı kırıntıları

bir lise tuvaletinde, camda, korkma!
buğuya yazdığım son destan:
-yürüyemeyeceğin caddede
kaldırıma çıkman fayda etmez

pazar günleri sokakta sevişelim

raconumu bozarak doğuyor gün ve
ve gün raconumu ortadan çizerek,
dlyrk bir dark side of the moon
ayışığının ayışığı bir yılgının sanrıları
bir sebeplenişle, ilelebet saks eşliğinde,

kes sakallarını!

bazı sözcüklerin tozunu alma sırası geldi
sırtının demiryolu omurgana deydirdiğim makas
senin denizfenerinde yakıldım ben
özür dilerim

tamamı siyah! timsah siyah!

ayna dönerken içine bakamam

ve asansörün çelik halatlarını kesiyor
annem

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Evarkadaşı

Ölü kuşlara attığın yem
suladığın kırık dal
hatırlayamadığın telefon numarası

Nedendir bilmem
zamanın keskin yüzünde vücut bulan o ihmal
o yabancılık merakı, o ihanet ihtirası

ağladıkça temizlenip parladılar mutfakta seni bekleyen bulaşıklar

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Fassbinder

kanı dönmüş işte. maymun ne yapsın.
denizciyse.. çiçekleri bilmez o. beyaz
bir satırla geldiğinde, çocukların gözü
önünde
sürdürdüğü ıslaklık, hatta suç..
okşanır. uzak. renksiz meyvaları var.
istemem. caz durur. sarılır. danseder.
kim. nerede mezarı. öldürülmüş mü.
elinde bir bebeğin kafası
onu ekleyeceği bir sonbahar arar. bulsa.
takacak. anlıyor musun. gitmeyeceksin.
öp. pişir. misafirler aç / misafirler pis.
bant sardı. onu konuşturamadılar. onu
götüremediler. çiçekleri bilmez o.
saten miço. leylak miço. ****** miço.
geminin kıçında miçonun adı yazılı
spermle. geminin canı acıyor.
filikaları yakmış kadınlar. kan dönmüş işte.

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Fenalık


can almaya devam eden masumiyet
boşluğa yağan yağmur
tahminleri boşa çıkartan sürat
hangi kalıba sığar his

yeryüzüne yönelik en tehlikeli tehditken gökyüzü
ben terketmeye müsait misiniz?

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Fincan

Kontrolden çıkmış aşk etkinlikleri
için baktığım yerlerden uzaklar
nasıl da köpük köpük

Zararına sevilmiş erkeklerden
geriye kalan diz çöküşler
eğeler törpüler zımparalar

hatırlıyorum o kadar ıssız değildi maceralar

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri


Flucin


Ölüm, doğası gereği eğlendirici.
Flu cin giymiş bir delikanlı içi
n: ama uzun yola çıkarken
yanına insan almalı bir deli.
tereddüt etmeden ertelemeli esrarı
gözkenarlarında yürürken düşgücü dersleri.

Belirsizliğin yüzüne yayılırken sağlıklı acı:
birdenbire karşılaşılınan çizgiler-daireler
etrafta kimse yokken çivilenmeli, çakılmalı
sıçrarken tenin pırıltılı nefretinde diğer
değişmeler: katlı duran meşhur çatı katı
ve oranın suçlu sakinleriyle kurulan masum bağlantı.

Uşak ve zehir. Uşak ve entrika.
Ateşe kalbini bahşiş bırakan sahip.
Dokunuşun sütü. Yırtılan yabani hayvanların
salyalarında kalan düğümlü, ıslak ip. Jilet
cevaplamasın demek
bulaşıcı bir kaosta o kösnül intiharı.

anlamak değil sorun,
enseden öpmek. Enseyi uygun bir çiftleşmede
korkunun kasnağına gererek ürpertmek.

O, hala lacivertlere bürünmüş çatlak bir cımbızla
otomobillerden lastik ayıklıyor
O, hala peltemsi bir atığın görkemli hücumunda
karanlık liderlerin delik deşik kaslarını sayıklıyor

KUTU. UĞURLU KUTU. UĞURLU DAR KUTU.
mezarı ağzına alıp bağlamış etmüzik
kızgın yağız esmer gururlu DAR KUTU.

Özel bir kart açılışı kılların çarpıştığı
kalabalık dialoglarda sessiz ve olgun.
biraz göl canavarları, biraz su perileri,
biraz dürbünle uzakları tarama alışkanlığı
dudaklarımda bir yara taşıma şanssızlığı.
köpürtülmüş siyah saçlar
köpürtülmüş siyah avuçlar
köpürtülmüş siyah yaz meyvaları:
şimdi yağmalanmış bir ülkenin dağlarında
birbirine sarılmış baygın uyuyan
kuşlara hayal götürür çağıyla çakışan melek
ve meleğin espri hapları

kızgın yağız esmer gururlu DAR KUTU
perişan kumral terli tekerlekli PUSU
mutlu son kabusu!

Kesici aletlerle yakın bir yatakta uyuşturucu
hep alkol hep alkol hep alkolün tekrarında
bilincin kanlı ucu.

aşka çökerken
ölüm, doğası gereği eğlendirici.

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Freud Juice

kahverenginin derisi soyulurdu
sokulurdu mutedil bir gülümsemeyle romans

şairler aşkı bir günde uyur buldular
kalıntılar arasında kurşunlanan ordu
ben yalnızca, hüzünden bir pardösü, istedim
kim bilir yalnızlık bitince artık ne başlayacak

ve kim bilir en büyük sevdalar kimler içindi
ve biz ki dünyanın tetikleri,
bir yer vardı bir yer vardı şimdi hatırlayamadığım
hani, insanların cümbür cemaat gelip
ölümle alay ederek tek başlarına gittikleri!

bir cinnet yaşanır da
ardında ılık bir orgazm bırakır ya,
orda etini, sütünü, rengini aşarak
uzar uzaklaşır büyür junior sardunya!

oysa ben oyuncaklarıma acıyı çoktan öğrettim
anlattım onlara, hesse'in romantik ölü gençlerini
ben oyuncaklarımı hiç öpmedim
hep onlar sarıldılar bana...kim bilir
yalnızlık bitince artık ne başlayacak
kim bilir neyi tanımlayacak hiskara'mızın örttüğü gece
ölüm! öyle uygun gördü
uydumuz olan şeytan
onu kerhaneye götürmedik diye bize küstü!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Füme

kadını öldürmeme yardımcı ol

dedi tek basamaklı muhakeme üzerinde
kırmızıya tutunarak ayakta durmaya çalışan
gün adamı rüzgarı entarilerken de, geride

ovaları ağ yapan bilicilerin yorgunlukları
birikmişse de onları satın alarak geçinen
saatten çocuğun kırparak geçtiği

sözlü denizlerin upuzun yarıkları boyunca

uzanmış uyuyan büyük böceklerin ağızları
nı birleştiren siyah kalın çizgide yürüyen abbas

gereken gerçeği harekete geçirmiş ve
çarklarla bobinlerin birbirlerine karışmasını
önleyen suni izdivaca tanık olmuştu bile büyü

aracılığıyla; o gürültüde büyümeyle meşgul
olma inancı benimser benimsemez rah
iplerle imamlar özel bir dans ederlerken ben
ayakparmaklarımın ucunda dönüyordum arda ben; ben

döndükçe kafatasımda ters yöne çevriliyordu beynim
cesaretini yitirmiş topraklar güllerini
uzatarak uzlaşıyorlardı lalelerini, el

meyvası veren ağaçların dallarına güceniyor
ölülerini taşıyan kuşlarla, aşk
-ateşin kasasında saklıyordum- şarkılarımı

gelmiyordu
açılışıma davetli yeryüzü

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Garam

yeryüzünü gökyüzüne itiraf ederek başlıyorum;

vardın; klasik döşenmiş yüzünle
bir gemi indirilir gibi denize
indirildim sessizce bedenine, o gece
dudaklarına sığınmış ölü martınla hep
söylenmesi askıya alınmış aşk adına
ballarımı aldın en güzel çiçeğimden

ne sarılıyordum kabusuma
ne de bir müzik parçası bitiyordu,
itiyordum sesimi kulaklarına doğru
duy beni duy beni duy beni Hayta
tasarlanmış bir gezegen değil bu
ormandaki tek yalnız hayvan benim
kar yağıyor üşüyorum donacağım Hayta

avcımı arıyorum bir çabuk

istediğim, sıkılacak bir kurşun
kendi kanımı görmek istiyorum Hayta
bir gelinlik gibi giyeceğim kanımı bir başıma
kocam karanlığın ruhuna uzanacağım sonra
duvağımı en korktuğum canavarlar kaldıracak
ve ağzıma deyecek hafifçe uzay
bekaretimi hüsrana saklıyorum Hayta
tasarlanmış bir gezegen değil bu
tanrı dediğimiz, şaşkınlığımızın karakutusu

ellerim artık senin suyunda denizyosunu

felaketten arta kalanlar senin olsun
gözlerine deprem olmak için ne yapmalı
kasıklarını yıkıp geçen sel
kim bilir şimdi nerelerde ve
şimdi hangi güzel çocuklar çırılçıplak
yüzüyor içinde, yüzüyor senin için de!

Hayta! mum bitiyor
Hayta! padişahımı devirdiler
sarayda nereye saklayacağım küçük şehzademi
ve tahta atını
o da ağlıyor
biz bu yalnızlığa ne zaman yazıldık
ne zaman günışığına çıkarttılar sevdamızı

mektuplarımızı taşıyan ulak niye öldürüldü
mektuplarımızı şimdi kim okuyor
mektuplarımı şimdi kim yakacak
bak, öfkem firarda, Hayta!
bak, öfkem firarda!
prangasında yasadışı güller açan;

madem kalbime bırakılmış şu yeni yurdum uçurum
ilk kez, ama ilk kez
yeryüzünü gökyüzüne şikayet ederek başlıyorum

ölümüm evcilleşmeyecek asla sen olsan da Hayta!

Küçük İskender
 
---> Kücük İskender Şiirleri, Kücük İskender'in Tüm Şiirleri

Garden

Siyah havuçların arasında haç ve
ikisi çıplak suçsuz üç konfeti
mağduru

Fırfır, lame ve rengarenk kordelalarla
süslü bir ölümün
ağzında sakladığı tek atımlık soluğu

toprak da veriyor insana

Küçük İskender
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst