Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
bugün çıkıp bir yığın okunacak yeni kitaplar aldım kendime hava soğuktu eve kadar yürüdüm buna rağmen... yeni kitaplar her zaman iyi gelmiştir...
düşünmeye ihtiyacım vardı sokaklar düşünülecek yerlerdi... düşündüm... öyle sanıyorum...
gerçi aklımın içinde düşünülmeyi bekleyen o kadar şey var ki... sıraya koydum hepsini...
neyse aklıma gelen son şeyde sendin... şaşılacak şey doğrusu.
kendi içimde yarattığım senle gerçek sen arasında ne kadar fark vardı böyle...
hep doğruları söyleyeceğini sandığım adamın yerinde kelimeler konusunda çok cimri davranan biri vardı... ve nadir olarak söyledikleri de pek doğru değildi...
bu vicdanını dahamı rahat kılıyor? verilmemiş sözleri tutmak zorunda olmayışın
seni rahatlatıyor mu? ya da içimde açtığın yaraları iyileştirecek sözleri söylemeyi bilmiyor musun?
öyle ise sorun yok! kendine sakla bütün verilmemiş sözleri...
bulmacaları hiç sevmedim biliyor musun? hayatın içinde çözülecek onca gerçek soru varken... eğlencelik olanlar hiç ilgimi çekmedi...
bundan olsa gerek imadan fazla anlamıyorum... belki aptallıkta diyebilirsin...
senin anladığımı sandığın şeylerin hiç biri içimde çözülmüş değil... anlamadım yani... üzgünüm... kendim gibi düz ve açık olacaksın sanmıştım...
oysa en son konuşmamızda bütün bu soru işaretlerini kafandan kaldıracağım demiştin...
öyle olmadı...
aklımda başka sorular var şimdi... gözlerin başka konuşuyor senin dudaklarından dökülenlerle alakası yok... neden?
çok mu zor bazı şeyleri söylemek... hani ben bir melek kadar temizdim onun içinmi susuyorsun bu kadar çok... zorlanıyorsan içinde kalsınlar... yinede kıyamam sana...
bulmacalardan anlamasam da gözler konusunda yanılmadım daha...
biz aşkı meleklerden çalmamışız kırk yılda bir konuşmuştun ama bana yalan söylemişsin... o kadar çok yalan söylemişsin ki... ne zaman ağzını açsan istemediklerin dökülmüş dilinden...
artık söyleyeceğin her kelime aleyhine kullanılacak... ketum... ve yalancı...
ketumluk o kadar da iyi bişey değil... yalancılığın ne olduğuda malum...
içinde tuttuklarınla kendini avutuyorken ben sana gelen yollardan geri dönmeye karar vermiştim... yorgunum yürüdükçe azalmayan bir yola çıkmışım... bitmedi... vazgeçtim...
farkında mısın?
beni güldürmek için söylediğin bütün o komik olmayan sözler beni senden daha uzağa sürüklüyor...
bakma sen benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma ben çok gülerim... senden daha fazla... ve ben gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlamaz... öyle rol keserim anlayacağın...
eski sevgilim eğer gözlerinden okuduğumsa asıl gerçek bundan sonra sözlerinden okuyacağımla aynı olsunlar... ya dudakların arasından çıkana dikkat et ya gözlerine başka türlü bakmayı öğret...
ben bulmacaları sevmedim ya doğrular olsun söylediklerin ya sende sus ebediyete dek... bulmaca gibi çözmeye çalıştıkça seni yanlış yerde yanlış kelimeler kullanıyorum... üstünü karalayıp burada aslında bunu demek istemiş diye elli defa aynı kutucuğu düzenliyorum... artık yoruldum... ya geleceksen için dışın bir olarak gel ya daha fazla yorma beni...
bu kadar zor olmasa gerek... bunu söylemek... ama yinede zorlanacaksan boşver söyleme bütün söyleyemediklerin kalsın seninle...
Sen yoktun yine
Hüznün çiçeği bahçemde.Arılarsa beynimde.Her soluk alışımda iğneler batar yüreğime.Bir bahar yaşayamadım böylece.Islak dudaklarımla ateş güllerini söndürmeye çalışsam da her gece.Bir şarkı sözleri olursunbir türkü olursun bahar esintili düşüncemde.Ama kalkıp gelemezsin sen yine.Öylece seni dilerimseni isterim hüznün çiçekleri açtığı saatlerde.Kokun burnuma geldikçe suretin ince ince yağar üstüme.Islanırım hayallerinle.
Bir gece kanlı bir baykuş penceremde ötünce bir fare gibi sığındım merhametine.Sen yoktun yine.Parçalandı bedenim lime lime oldu yüreğim seni sevdikçe.Sen ay ışıklı gecemde göl suları serinliğinde yüreğime sızdın yine.Yüreğim sızladıgözlerim nemlendi hayalinle.
Kirpiklerinde arı kuşları uçuştu gözlerinden gözlerime.Çığlıklar çoğaldı sensizliğimde.Seni her görmek isteyişimde bakışlarıma hüzün aktıkan ağladım yine..
Sen çok romantiksin diyorsun
Dirseğimi masama koyupbaşımı bir model olurcasına açtığım avucuma bırakıyorum. Donup kalıyorum öylece. Kafamın içi odun ambarı sanki. Kapkalın odun ambarı. Sizde de olurmu bilmem hani balyozla vursan başını hissetmeyecekmişsin gibi.
Kapkara bir yalnızlık toplantısındayım. Açıp bütün dosyalarıbirbir masaya diziyorum. Bedenimin harareti yükseliyor. Cebimden çıkardığım paketimden bir dal sigaraya veriyorum çakmağın alevini. Derinden bir nefes çekiyorum. Alevi dudağımda hissediyorum. İlk nefeste odam duman doluyor. Kafam duman.
Bu yalnızlık zorbalık be doslar.
Yalnızlık insanın yalın hali değildir. Binbir yalnızlık tarifi okuyorum. Bin çeşit yalnızlık şiiri. Anlıyorum ki her insanın bir dünyası var. Evet evet insan sayısı kadar dünya var bu evrende. Eğer 80 milyonsa insan 80 milyonda dünya. Her bakış her insan her dünya bir renktir de bu rekleri görmesengöremezsen? Birbirimizi anlamamamızın sebebi işte.
Yalnızlık denince ne canlanır bilincinizde? Örneğin ben yalnızlık desem ilk olarak kapkara bir kelime atlar önüme frene basmasam kapkalın içi dolupürüzsüz bir silindire çarpacağım. Çapça genişlemeye basınçlı mat bir silindir. Hiç de tek başına kalma durumu anlamı taşımaz yalnızlık.
Bu yönetenler- yönetilenler konumu ve ilişkileri sizinde kafanızı kurcalarmı örneğin? Sizde mavi için yanıp tutuşurmusunuz? Kırmızıya artı paha biçermisiniz(manen)?
Biliyormusunuz kelimeler artık zıt anlamdaşıyla anlamlaşır oluyor. Bir nevi paradigmalaşıyor yaşamlar
Yalnızlık düşüpte bir türlü sonuna ulaşamadığın bir uçurum yolculuğudur. Ulaştığınızda ikinizden biri biten.
Ayağa kalktığım gibi sıçrıyorum yerimden. yalnızlığı silkelercesine silkeliyorum bedenimi. Çevremde anlamını taşımayan güleç yüzlü insanları farkediyorum. Masalarına uzanıp avuç dolusu kelime düküyorum önlerine. Kelimeleri bir ben diziyorum bir onlar. Ne onlar benim dizdiklerimi anlıyorlar nede ben onlarınkini. Masama yalnızlık modelini oluşturmaya devam ediyorum.
Yalnızlık kendini anlatamadığın ve başkasını anlamadığın oluş halidir. Birde kendi kendini anlatamıyor ve anlamıyorsan şeytanla karşılıklı "Bul karayı Al parayı"yı oynuyorsundur demektir.
İnsan içindeki yaşam gazıyla 75 şiddetinde deprem yaratabilir kendinde diyorum.gölüyorsun. Gölgede 40 derece bir aşktan bahsediyorum. Sen ağzını tavana kadar açıp elinle kapamaya çalışıyorsun. Uykunmu var diyorum. Yok diyorsun. Ve bu yok kelimesi hiç bu kadar acı anlam taşımıyordu diye geçiriyorum içimden. Sana şiir okuyayımmı? diyorum. Evetini beklemeden
"Seviyorum desem tüm duygularımla
Sevebilirmisin tüm duygularınla
Hiç konuşmasam bile anlayabilirmisin beni
Duygularım ki hiç söylenilmeyen
Sırlarım ki hiç açıklanılmayan
Tüm bunlarla sevebilirmisin beni"
Diyorum. Sen çok romantiksin diyorsun.
Uçurumun üst kotundan alt kotuna doğrukapkalınpürüzsüzmat bir silindir gibi iniyorum sanki bir asansörden. Alt kotuna geldiğinde ikinizden biri yok olacak. Eğer yüreğinizde Mavi-Kırmızıdan bir deprem varsa uçurumun alt kotunda dışarıya fışkıracaktır. Oracıkta bir ağaç bitecektir. Yaprakları yemyeşil. Ağacın üstüne Kırmızı-Mavi duyguların havai fişekleri atılacaktır.
Biliyorum anlatamamışım ve dolasıyla da anlaşılmayacağım.Ama yazmasam da olmuyor ki
Sevmek böyle özdeşleşmemeliydi isminle. Ve sen bunca yoğunluklar içinde
sıyrılıp sonsuzlaşmamalıydın içimde. Kaçsam bu duygudan kurtulabilir
miyim(?) bilmiyorum. Kurtulmaya çalışsam pesimden gelir mi bu sevgi?
Bilmiyorum. Sen bir bilinmez olarak devam edip gidecek... Ne yazık çok
yazık! Ben seni insanlarla paylaşmak istiyorum. Oysa insanlar seni
kendilerine ait kılmak istiyorlar. İnsanlar seni benimle paylaşmak
istemiyorlar. Korkuyorlar benden. Evet içimdeki yüceliğini içimdeki
sonsuzluğunu biliyorlar da korkuyorlar benden. Seni benimle paylaştıkları
zaman seni çekip alacağımı ve hatta senin kendiliğinden bana geleceğinden
korkuyorlar. Ve susmadığım zaman biliyorlar ki sen büyüyeceksin içimde.
Benim sözcüklerimle yüz yüze gelmek istemiyorlar onlar. Biliyorlar ki
sözcüklerle gelsem sığdıramayacağım seni hiçbir şeye. Ve onlar bütün bütün
bunlara rağmen seni küçük sevgileriyle anlatmakla yetiniyorlar. Seni
büyülten ve yücelten bir duyguya bir sevgiye karşı durup onu sindirme
cesareti bulamıyorlar kendilerinde ... Ve sen tüm bu insanlar içinde evet
sen bile o küçük hisciklerle yetinmek istiyorsun. istiyorsun çünkü o
hisçikleri görüyor kabulleniyor ama beni farketmiyorsun bile. Düşüncelere
sürüklüyor bu beni. İnsanlar evet korkuyorlar ama ya sen? Sende öyle
olacaktın? Sende mi onlar gibi olacaksın? Anlamıyorum ya senin korkun nedir!
O küçük göllerde yüzmekle yetinip bu koca deryadan neden kaçarsın bilmem?
Enginliği ve sonsuzluğu mu seni korkutan limansızlığı geriye dönüsü
olmamasından mi? Evet bu yola girersen geriye dönemeyeceğinin korkusunu
yaşıyorsun. Oysa ben seni yüreğimin bir yerlerine hapsedecek değilim. Sevgi
tutsaklık değildir hiçbir zaman. Sevgi hapsetmez seni yaşatır. Sevgi salar
sevgi özgür kılar sevgi özgür kılar. Aslında sen o küçük hisçik göllerinin
içine hapsolmuşsun da haberin yok be sevgili! Bana gelsen tutsaklıktan
çıkacaksın oysa. Oysa! Biliyorsun iste! Bilsen! Bilsen! Bilsen benimle yeni
bir doğuşa varabilirdin. Sevmeden de sevilebileceğini görürdün. Ben seni
insanların yasadığı bir yerde bekliyordum... Belki de biliyorsun. Nedir
sendeki olup bittiler bilmiyorum ki bir kerecik olsun bile onlardan
sıyrılıp da "SEN DE BENİMSİN" demedin ki bana. Nerden bileyim. Sen benimdin
ama ben senin değildim. Sen sana ait olmayanlara sahiplendin bense
yaşadıklarıma. Sen ah sen! öyle uzaksın ki... Öyle uzaksın ki ey sevgili
Sen Git "Aşk" Bana Kalsın..!
Her gidişine ayrı anlam yüklüyorum yapma Allah aşkına! Ya hep kal benimle yada söz etme gidişlerden yada silinsin isminde cismin de... Oynama benimle dengemi bozuyorsun. Aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda böyle değildin sen...
Bittiyse heyecanın bileyim ben de. 'seni çok seviyorum' diye başlayan ve 'Ama..' ile devam eden cümleleri duymaktan bıktım. Seviyorsan seviyorsundur aması olmaz bu işin. Üstelik bir cümlede 'Ama' varsa bir önceki yargının hiç bir hükmü yoktur. 'Seni çok seviyorum ;ama birlikte olmamız imkansız ... İmkansız diyebiliyorsan eğer sevmiyorsun demektir. Bahanelerin arkasına sığınma.
İnsanların hayatına sorgusuz sualsiz girip darmadağın eden sonra da hiçbir şey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum.
Böyle misin sen de? Gerçekten gitmek mi istiyorsun? Yürekli ol biraz hadi konuş. Söylemek istediğin ne varsa.
İki çift sözü hak etmedi mi bu aşk? Yaşanılan bunca şeye hiç mi saygın yok?
Ah ben niye yanılıyorum hep? Niye tam "işte bu" dediklerim sömürüyor aşkımı? Biraz daha mı katı olmalıyım? Biraz daha mı kapalı tutmalıyım kapılarımı? Bazen bu dünyadan olmadığımı düşünüyorum. Bu devrin insanı değilim ben. Oyun çeviremiyorumhesap yapamıyorum. Ban ait olmayan kişilere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum. İnsanız biliyorum hepimizin zaafları var ve hepimiz egolarımıza boyun eğebiliyoruz. İyide hep beni mi bulacak bunlar?
Hiçbir kaygıya yer vermeden hiç bir hesabı düşünmeden açsaydın bana yüreğini işte o zaman görürdün bir aşkın nasıl efsaneye dönüşe bileceğini.
Sen gözlerini kapıyorsun sen varsın başka hiç kimseye bakmıyorsun. Her şey senin çevrende şekillenmeli ve her şey sana göre düzenlenmeli. Beceremiyorum kusura bakma .
Aşk tam teslimiyet ister Kendini aşkın kollarına ya bırakırsın ya da bırakmazsın. "Bir yanım dışarıda kalsın" dediğin noktada aşkı boğarsın. Yok edersin o güzelim duyguyu. Bu yüzden hep cesurların işidir aşk. Kaçışları yalanları aptalca oyunları kabul etmez. Aşk; saf duru insanları sever. Kafasında bin bir tilki dönenler aşkı yaşayamaz. Arınmalısın. En saf en duru halinle dönmelisin ki yaşaya bilesin aşkı. Kısacası sevgilim sana göre değil bu iş..
Korkuyorum Sana Alismaktan
Neden bu kadar hayatımın içindesin ki sanki? Beklenmeyen bir anda geldin ve hayatımın tamda merkezine oturdun kaldın... Oysa ki sen davetsiz bir misafirdin sence de haddini aşmamış mıydın uzun zamandır kimsenin girmediği(giremediği)kalbimin gizli kapısını tıklarken(!) ? Önce o kapıyı duymamazlıktan geldim kaçmaya çalıştım ; yok olmadı işte... Sen o masumluğunla o kapıyı tıklarken sana karşı kayıtsız kalamazdım duyuyordum seni..
Günden güne alıştım sana... Oysa ki ben çok korkuyordum sana alışmaktan; çünkü biliyordum adım gibi biliryordum bir gün gideceğini... Sen bambaşka bir mevsimin çiçeğisin ben hep sonbahar.Ben bir çiçeği yeşertecek kadar güçlü değilim anla bunugüneşim yalancı ısıtamaz ki yüreğini!
Kaçıp kurtulmaya çalıştıkça daha çok içine girdiğim bir girdap gibisin...Yok mu bir kurtuluşum?
Adı aşk mı bu alışkanlığın? Aşk olmamalı ben hep kaçtım aşktan aşk beni böyle ansızım ummadığım bir anda yakalamış olamaz..Yoo aşk değil bu aşk olamaz olmamalı peki öyleyse ne?
Biliyor musun kalbimin senden önceki davetsiz misafiri de böyle masumca ansızın gelmişti... Kendimce kalbimdeki misafire hürmette kusur etmemiştim ; ama neden bilmiyorum o giderken kalbimide yakıp yakıp öyle gitmişti ancak toparlandım derken şimdi de sen? Yoo hayır kalbim artık çok güçsüz bir kez daha yıkılırsa toparlayamam onu bir gidişi daha kaldıramaz ..
Ah bir bilsem ki hak edeceksin bu sevgiyi kabulümdür senle gelen her hüzün ; ama bilmiyorum.. Tek bildiğim er ya da geç gideceksin ben benle tek bırakıp gideceksin...
Evet korkuyordum sana alışmaktan korktuğum başıma geldi alıştım; ama daha vakit erken gideceksen şimdi git sana daha çok bağlanıp sevmeden... Hiç girme kalbime sessiz sedasız git...
Gitmeyeceksen de öğret bana sevgiyi taa en başından yalansız yanlışsız
Birden bire girdin hayatıma
Günden güne bağlandım sana !
Unutmuşken herseyi 1 anda
Karsıma cikipta umudum oldun ;
Seninle yeniden doğdum
Kaybolan bi beni yeniden buldum
Ben ilk defa hayal kurdum
Anladım ki asik oldum
Elimi tut birakma ölene dek bir an bile
İnanki yerini tutmaz hic birsey ve hic bir kimse nafile
seninle dolu bu kalpte baska yer yok artik sevgilim
tarifi imkansız bir sey var o da kalbimdeki sevgidir.
Sana öyle alıstımki
yüzünü görmeden duramıyorum
bana öyle karıstınki
sensiz hayal bile kuramıyorum
nasil anlatsam bilemiyorum
Sen olmazsan yasamıyorum Ben-
Adimla uyumaya calisip
Her sabah adinla uyanıyorum
Gölgene bile hasret kalır oldum
Sensiz her saniye beni boğdu
Bana huzur veren tek kadın oldun
Seni bulmuşken kaybetmem
Uzakta olsan farketmez bunu bil
Ben seninim kirmizi melegim
Nefesine bile muhtacım bebegim
Ölsem bile seni terketmem!!!
Kanım canım yarım benim
Bu gece neden Yanımda değil ?
Gözlerimden uyku akıyor
Uyuyamam Elimde değil !
Neden mi yazıyorum ?
Çünkü çok özledim meleğimi
Çok özledim Hediyemi
Çok özledim Bebeğimi
Belkide senden önce insandım !
Beni bir ******tan kıskandın
Dün gece gözlerim ıslak yazdım
Bu şiiir sana askımın ispatı
Bak işte bunu ilk defa yapıyorum
Çünkü bu duyguyu ilk kez tadıyorum
ilk kez bu kadar içten yazıp
ilk kez yürekten okuyorum
Senin için;bunuda başarır
Ölene dek yanında yaşarım
Atla değil Uçakla yarışır
Çırıl çıplak Işığa koşarım...............
Ağzımdan çıkan her kelime
Aşk oyunu bile olsa
Vazgeçtiriyordu seni beni
Gülen her yüzde
Sensizliğim çağresiz bakışlarım
Bir umutlu bakıyordu insan
Gülen her yüze
Bir saniye bir an sen cıkıp gelçekmiş gibi
Oysa yakılan her sigara’da ölüme sana
Adım adım yaklaşıyordum
Ve bundan ne senin nede benim
Anlatmak isterdim senin’le
Bir ömür boyu yaşanmış bu hayatı
Gerçek seven küle deniyor
Sen inatla bir deniz oluyordun
Ellerim kollarım kilitlenip kalıyordu sanki
Sen yanımdayken
Kaçak gibi yaşarım yurt’umda seni
İçimde hiç bilmediğim bir kar yağışı
Hiç bilmediğim bir yağmur kokusu
Sen bende sözleri yazılmamış
Bir şiirsin aslında
Sen bende mahsum ağlayışlarımsın
Bellimi olur bir gün ölürsem
Ama bitmez yolculuklar
Biraz canın acır başlarda
Düştüğün yerden kalkarsın
Bir inatla yürümeye başlarsın
Ama sen bende sözleri yazılmamış
Bir şiirsin aslında
Gidiyorum işte
Yüzümde anlamsız bir gülümse
Duygusuzca bir git isteği
Ne düşmanım sana
Ne küslük
Yürüyordum sende
Her bir adımda sesin uzaklaşıyordu benden
Tutamıyordum seni
Sende gidiyordun benim gibi
Yüzünde anlamsızca bir gülümseme
Duygusuzca söylenmiş bir git isteği
Sen bende sözleri yazılmamış
Bir şiirsin aslında
fazla sevdim seni.
fazla sakındım seni gözümden...
fazla özledim fazla bekledim
fazla dinledim seni.
fazla anlattım sana..
derinliğim fazla geldi sana
fazla korktu gözün..
sense en kolayını seçtin: görmemezlikten geldin.
çırpınırken sana
sense yaraladın beni her adımda.
biliyordun çünkü heryerimi herşeyimi..
bu acı fazla bedenime ruhuma kalbime...
yüreğim fazla yaralandı kırıldı...
elinden gelenin en fazlasını yapsan da artık eskisi gibi olamaz ki..
zaten sende fazlasını yapmazsın ki...
işte bende hayatımdaki tüm fazlalıkları temizliyorum.
öncelikle en fazla yeri olan "seni" gönderiyorum hayatımdan.
özgürsün artık fazlalıklar ağır gelmeyecek sana..
bense temizlendikten sonra
fazlalıkları çıkarınca hayatımdan
ruhum eksilmiş kaybolmuş ama ben çoğalmış olacağım bu hayata...
doğru ya haklısın ben fazla geldim sana..
işte bu yüzden fazlasıyla bencillik yapıyorum ve terk ediyorum bu hayatı.
öylece gidiyorum
fazlasıyla yalnız
fazlasıyla yorgun
fazlasıyla kırgın
fazlasıyla bıkkın
ve fazlasıyla dönüşü olmayan imkansız diyarlara gidiyorum
gerçi bu elveda da fazla sana ya
neyse...
DÜN YANLIZ BİR SAATE SANA GELDİM
BELKİ SENİ BULACAĞIM SEVİNCİ İLE
BÜTÜN GÜCÜMÜ TOPLAYARAK
UMUDUMU YİTİRMEDEN
GÖZYAŞIMLA VE YANLIZLIĞIMLASANA GELDİM
SANA GETİRDİM YÜREĞİMİ
ELLERİNE BIRAKMAK İÇİN
SANA VERİYORUM ÖZLEMLERİMİ
HASRETİ YENMEK İÇİN
BEN SANA YAR DİYE GELDİM
EL DİYE GÖNDERME BENİ
YANLIZLIĞIMLA VE TÜM SEVGİMLE SANA GELDİM
EY YAAR SÖLE BANA KİME BU KÜSMELRİN
BEN AŞKINDENHANİ NERDE SEVMELERİN
ŞİMDİ ÇEKİP O GİTMELERİN
YANLIZLIĞIMA YANLIZLIK ÖMRÜME ÖLÜM KATAR
BEN SANA YAR DEDİM CANIMA CAN DEDİM
İKİ KELİME İLE CANIM SANA FEDADIR DEDİM
EYY CANANIM BEN KENDİMDEN AMA
SENDE GEÇEMEDİM
BEN SENİ ÇOK SEVİYORUM SEN SEVMESEN BİLE
(BELKİ SANA SEVMEYİ ÖĞRETEMEDİM
AMA SENDE BANA UNUTMAYI ÖĞRETEMEZSİN)
Boğazım düğümlene düğümlene çayımı yudumlarkengeçmişimin ayak izlerini sayıyorum teker teker...
Bıkmadan usanmadan sayıyorum...
Sabrımı bilirsinsonuna kadar beklerim.
Gel görki sen bütün "sonuna kadar"ları tükettin...
Son diye bişey kalmadı...
"Başlangıçlar" var bundan böyle.
Sesini duymadan adımlayacağım saatlerağlaya ağlaya kan revan olacak gözler ve " bundan sonra kimseyi sevmek yok " diyen acılı bir yürek var...
Beni seni terketmeye mecbur bıraktığın o dakikalarıson nefeste hatırlamak için beynime kazıdım...
Nokta koymadım o dakikalaramahşer günü Yaradan koysun diye..!
Ne ah ederim ardından ne de beddua...
Seven yüreğime yakışmaz...
Allah'a havale etmişim bilesin seni..!
Yaşattıklarının ve söylediğin yalanların şahidi "O" dur çünkü...
ACILARLA BÜYÜRMÜŞ İNSANBÜYÜDÜKÇE ÖĞRENİRMİŞ..KİMSEYİ HAKETTİĞİNDEN FAZLA SEVMEMEK GEREKİRMİŞ !!!
Git...
Benden uzak bir yere git...
Acı veremeyeceğin acı çekemeyeceğim bir yere...
Git...
Git ki bitsin bu işkence...
Biteceğini de sanmıyorum ya neyse...
Ben mi gitmeliyim yoksa...
Senden az sensizlikten çok alıp yanıma...
Bir başka şehire mesela...
Var mıdır senin olmadığın bir şehir...
Var mıdır seni hatırlatmayacak bir an...
Sanmam...
Sen içimde oldukça sensizlik olsa her yanım neye yarar bu çabam...
Gönül istemezse nasıl unutur insan?...
Önce yüreğimden çıkarmalıyım seni...
Yok olmuyor... Gitmiyorsun işte...
İçime işleyip damarlarımda dolaşmaya başlamışsın bile...
Nefesim olmuşsun kaybedemem ki seni göz göre göre...
Beynim git dedikçe yüreğime yerleşiyorsun sanki...
Çözülmüyor ki şu beyin-yürek bilmecesi...
Dinmiyor yüreğimin yüreğine hasreti...
En zorudur geride kalan olmak giden yüreğinden silmiştir çünkü.
Kalan elinde kalanlarla yaşamını sürdürürken yüreği dikenli tellerle çevrilidir.
Her nefes alışı acı verir gözünde hüzün kalıcı olur.
Her şarkı sözleri gözlerini daldırır derinlere ve her şey gideni hatırlatır nedense.
Sevda o zaman daha alevlenir terk edilmek en büyük dağları eritir
Neden engel olamaz peki geride kalan bütün bunlara?
Çünkü aşk acı ile beslendikçe yüreği kemiren bir canavara döner.
Kaybetmenin o derin sızısı sorgulara düşürür beyni.
Mantık yitirilmiş mağlubiyetin en acısı ile yere serilmiştir artık.
Hele birde o çok sevdiğinin başkaları ile sohbetine ya da kahkahalarına tanık olursa.
Kendi hayatı altüst olmuş ama onun hayatı normal seyrediyorsa.
Pişmanlık eziklik içine dönüklük kendini suçlamaları ben onun gibi neden unutamıyorum sorusu çaresizlikte kıvranmanın acısı…
İşte bitirir insanı şu an benim bittiğim gibi
Aslında alışkındım yalnızlığa ama daha önce hiç yalnızlığımdan ayrılmamıştım.
Bu aynı şuna benziyor hani hiç yürüyemeyen bir insan yürüyemediğine üzülse de o yükü taşır. Ancak bir gün yürümeye başlayıp daha sonra o yürümeyi elinden aldığınızda Bütün direnci kırılmış olur. İşte aşk aynı buna benziyor sevmeyi tatmayan tatmadan önce direnebiliyor yaşamın zorluklarına ve sevgisizliğe. Ama bir gün sevgi ile tanışıp yalnızlığına ara verdikten sonra ardından gelen yalnızlık yıkıcı oluyor.
İşte sevgili bu yüzden bana ne desen boş senden önce ki yalnızlığımı geri vermedikten sonra senden sonraki bu yalnızlık hep acı verecek bana.
Sen ne haldesin bilmem ama ben yaşayan ölüyüm şu anda
Sen bu yazdıklarımı okur musun bilmiyorum ancak okuyanlar içinde senin gibi olanlar varsa.
En azından insanlık adına geride acılar içinde bıraktıklarına sevgi veremeseler de canlarını acıtacak tavırlardan uzak dursunlar.
Sırf beğenilme ve hala istenildiğini görme egosu ile insana acı çektirmek ben insanım diyene yakışmaz.
Hele yaralı ise bir yürek tuz basmak insaf…
O bu acıları hak edecek ne yaptı bir sormalısın kendine acaba o sevmekten başka ne yaptı?
Sevmeye ceza vermek ve cezayı her gün çoğaltmak insaf…
Gidiyorsan bile insan gibi gitmelisin sessizce ve gülümsemeden.
Ağlamasan bile gözyaşına saygın olmalı!
Senin olmadigin bir sehirde...
Yangini olmadigin bir kalpte...
Nefesi olmadigin bir bedende...
Hayat devam ediyor !!!
Sadece yasadigindan ve yasattigindan ibarettir hayat !!!
Her biten gün basliyacak yeni bir günün habercisidir !
Tipki sevdalar gibi...
Biri gelir...Biri gider...
Gelen gideni aratir derler ama ...Gelen gidenden daha yürekli cikar !!!
Ben günesi umutla ugurluyorum ki geceyeumutlarimla tekrar dogsun diye !!!
Seni gözyaslarimla birlikte akan nefretimle ugurladim!
Her damlada haketmedigin beni ve benligimi senden geri alabileyim diye !!!!
Birdaha dönme diye.......
Dönmeyi düsünme diye.......
Döndügünde beni degil
nefrete susamis gözlerimi görecegini bil diye.......
Kavra...düsünme...niye diye sorma diye....
Günler güz yaprakları gibi birer bir er dökülürken ayaklarımın
Dibine ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim.
SEN YOKTUN...
Binlerce adim attım bu kentin sokaklarında her köseyi her parkı her ağacı
ezberledim. Sevdaya bulanmis her kaldirim tasinda senin adini aradim.
SEN YOKTUN...
Evlerin duvarlari birer bir er üzerime yikildi her bir hücremin acisini
ta yüregimde hissederken beni enkazin altindan çekip alabilecek elini aradim.
SEN YOKTUN...
Özlem sarkilarini ezberledim. Kimini bagira çagira kimini fisiltiyla
söyledim. Karanliga haykirdim hasretini sesimi duyacaksin diye bekledim.
SEN YOKTUN...
Senden gelecek tek bir haberi bekledim saatler asir gibi geldi geçmedi.
Çalan her telefonu yüregimin deli gibi çaglayana dönen atislariyla açtim.
Senden baska duydugum her seste hep ayni hayal kirikligini yasadim.
Onlar beni duymak istiyordu. Ben ise seni.
SEN YOKTUN...
Seni aramaktan yorgun düsmüs bedenimi karanligin kucagina uzattim her gece
bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasini istedim. Olmadi! Kaç
gece sabahi ettim gözlerimi kapamadan kaç gece merdivendeki ayak seslerini
dinledim gelen sensindir diye.
SEN YOKTUN...
Her yagmurla birlikte hüzünde yagdi bu kentin üzerine. Bulutlar yalnizligin
isaretiydi benim için. Beni islatan yagmur olmadi. Ben senin özleminle
sirilsiklamdim her mevsim. Hayat bana merhaba dedi. Uzun kistan sonra gelmez
dedigim göçmen kuslarin dönüsünü gördüm.
SEN YOKTUN...
Denizin sonsuz maviligine umut bagladim kiyilarda fark ettim
bekleyislerimi. Hep sensiz gemiler geçti limandan.
Ben gemicilerin hasret türkülerine eslik ettim.
SEN YOKTUN...
Gözümden tek bir yas akmadi. Onlar sana aitti.
Sana kalmaliydi.
Kimselere söyleyemedim acilarimi bekleyisimin öyküsünü kimselere anlatamadim.
Nice firtinalar koptu yüregimde dalgalar dövdü hayallerimi.
Siginacak bir liman yaslanacak bir omuz aradim.
SEN YOKTUN...
Maziyide unut dene bakalım
Bu kadar kolaymı vazgeçmek benden
Hangimiz geçecek hadi bakalım
Hangi söz silecek gönül pasını
Tutarım zannetme senin yasını
Derdin ya dünyanın şu anasını
Hangimiz satacak hadi bakalım
Yolun açık olsun git güle güle
Sana yetmeyecek pişmanlık bile
Yaprağı sararıp solmuş bir gül'e
Hangimiz dönecek hadi bakalım
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
senmisin seni sevdiğim o kavga
sen o kavganın güzelliğimisin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Bir tarafta müzik çalıyor
Ayrılığı anlatanacıyıkırılanı anlatan…
İçimde fırtınalar kopuyor..İsyan ediyorum…
Acıyor içimyüreğim ağlıyorkanıyor…
Duymuyorum çalan müziği…Sensizlikçaresizlik yok etmiş beni !
Anlamıyor gönlüm yada anlamak istemiyor !
Nedir bu çaresizliknedir bu göz yaşı…
Bu isyanlarkırılmalarayrılmalar neden?Neden şarkı sözlerilar ?
Anlam veremiyorum bir türlü…!
Şimdi saat sensizliği gösteriyor…
Sensizliği geçeli çok olmuşgarip !
Hala o gün gibidün gibi….
Unutulmamışsınatılmamış anılarfotoğraflar bir kenara….
En derine Gömmemişim seni
Hep öyle Sanmışım…!
Şimdi saat sensizliği gösteriyor;
Belki sensizliği geçeli çok oldu…
Belki sarardı takvimler…!
İlkbahar yerini sonbahara verdi belki de…
Ben hala sensizlikteyim..Görmemişim geçen Zamanı
Seninle meşgul olmuş yüreğimbedenim…
Bende sararıp solmuşum sonbahar yapraklarıtakvimler gibi…!
Belki Sensizliği geçeli çok oldu!
Unutmaya yüz tuttu zaman!Alıştı belki de yüreğim sensizliğe…
Ama hala Sensizliği gösteriyor Saat!
Çalan müzik bittieskidi onlarda;
Sensizliğe gömüldüler ben gibi…
Anlamıyorum yokluğunubu çaresizliği!
İsyanlar küfürler hepsi hepsi sensizliğe!
Yokluğuna…
Zaman dinlemiyor bizieskitiyoryıpratıyorsöküp atıyor…
Saatler sensizliği gösteriyor…
Ve yavaş yavaş ölüyorum..!
Son kez söyleyemeden sevdiğimiunutmadığımı…Ölüyorum !
Sensizliğe yolculuksensizliğe ölüm…
Yok işte hiçbir şeyin anlamı şimdi…Sövmeninağlamanın İsyan etmenin…
Saatler sensizliği gösteriyorbenim de öldüğümü…
Yok işte yok hiçbir şeyin anlamı…
‘Dön’demenin’seviyorumgitme’demenin anlamı yok…
Göz yaşlarımgülücüklerimacı tebessümlerim saklı;
Uçup giden mektuplardatakvim sayfalarında…
İsyanlarım saklı Sensizliğinde..!
Bırak acısın yüreğimağlasın gözlerimyüreğim…
Kelepçeler vursunyıksın gönül kapılarını bir bir!
Sensizliğe alışsın bırak yüreğim…
Saatler göstermesin acıyıhüznükederisensizliği!
Bırak bırakta öleyim..Gideyim sensizliğe..!
Çalan müziklerin hiçbir anlamı yok
Onlarda bittibenim bittiğim gibi…
Saatler sensizliği gösteriyorbenimde öldüğümü…
İsyanlarımıçaresizliğimi biliyor sararan yapraklar…
Karanlık gecelergardiyan olan sensizlik birde!!
Saatler öldüğümü gösteriyor…
……Gitmeliyim Artık Sensizliğinle……
Unutucam kendimden başka herkesi...!!!...Seni bile...........
Bize hep elimizdekiler için sawaşmak öğretilmişti.
o ilk dünyaya geldiimiz anda bile nefes alabilmek için ağlamıştık oysa...
Sonra ağlama demişlerdi;
güçsüzlüğünü belli etme kimselere
sewindirme seni üzmek isteyenleri...!
Bunun sayesinde odamızın en uç köşelerine kıwrılıpkıwranmayı
Ağzımızı yastıklarla kapatıpçığlıklar atmayı öğrenmek zorunda kaldık sonraları......
Gülme sesli kahkahalarla her ortamda;
yanlış anlaşılırsın dediler
Çok gördüler mutluluğun sembolü olan küçük we masum bi kahkahayı....
Tuttuk kendimiziengel olduk mutluluklara...!
Sığınaklarımızaewlerimize girdiimizde kapattık kendimizi..
Güldük içimizde kalanlara...;Deli dediler...!!!
Dertlerimizacılarımız oldu.....astık yüzlerimizi!
Somurtkansınmutlu olmayı beceremiyosun dediler!
yalandan gülücükler attık etrafımızdakilere...
Öylesine sahte....öylesine anlamsız...!!!
Dün geçtim aynanın karşısınauzun uzun baktım kendime...
Düşündüm sonra..
benmi yaşıorum benim olan hayatı..?
Benmi yön weriorum isteklerime...?
Benimmi bu mimikler diye...?!!
Anladım en sonunda...
Şu yalan dünyada kendi isteklerimden başka herkesin isteğini yerine getirmişim....
Ama kendimi unutmuşum bu sayede..!
kendi kimliğimi kaybetmişim
başkaları mutlu olsun yeterki diye...
Karar werdim bugünitiraz ettim yaşamamı engelleyenlere...
Bundan böyle neye gülüyosa gönlüm
ona kahkahalar atıcam..
kimseyi takmadankendimi dinleyerek..!
Neye acıyosa yüreğimonla yıkılıcam!
Belki çaresizbelkide aciz diycekler...
Ama ben her gözden yardım dilenicem!
sırf ben istiyorum diye..!!!
Unutucam kendimden başka herkesi...!!!
...Seni bile...........