Gönlüm Düştü Aşk'a

---> Gönlüm Düştü Aşk'a

alışmışım sana
bu ayrılıga dayanamam
nasıl söylerim
elvada diye
diyemem diyemem
ben bunu diyemem
sensizliği hazmedemem
yürüdüğümüz sokaklar
oturdugumuz parklar
seni sordular bana
sustum ve agladım
anlatamadım kimselere
daha kendim inanamıyorumki
insanlara söyleyeyeim
ona son birkez
hoşcakal diyemedim
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Bugün bitti ne kadar direttim
Bu aşk bitmesin diye
Ama sen son gülümü de ayağın altına aldın
Şimdi rahatla derin bir oh çek
Çünkü hiç yoktun
Gelecektir diye bekleme
Bugün kalbimi aside verdim bitti yok oldu
Çok güvenme kendine senden başkası mı yok deme ya da de nasılsa
anlarsın benden daha aptalı olmadığını
Çok arayacaksın beni çok
Bulunca yalvaracaksın boşuna
Sakın sorma aramada ben yokum
Şimdiden söylüyorum mezarıma gelipte dert yanıp ağlama
Bir işine yaramaz artık
Beni yaşarken küstürdün hayata
Mezarıma gelipte keşke deme
Yılların hiç uğruna gitti uçup gitti
Sen varken yoktun
Sana sön sözüm ölünce anlama kıymetimi
Çünkü zaten ölmüştüm
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

hayatmda bi çok insan yer buldu.
kimi iyi bir yerinden kimi ise kötü.. zamanla bir çoğunun yeri dahi
slinip giderken kimisi hayatmın en kral yerini kaptı.ama daha önce
kimse başlı başına hayatım olmaştı.kimse için sadece o olsa yeter
diyememiştim..kmseyle bu kadar ilkimi paylaşmamştım..
bunu bugn bir kez daha hatrlattn bana.ben en mukemmel duyguları hep
sennle tattım.sensiz kantsız kuşa benzerim..
gözlerinses tonunsöylediklerinsıcaklığın.. senn yanmda nefes alman
bile beni kendine bağlamana yetiyor artık.ben bugüne kadar en çok
seni
sevdim..bir gün beni bıraksanda aklmda en iyi kalacak insan sen
olacaksın..
sonsuza dek hayatımın bir parçası olacaksın..kendin olmasanda ismin
anılarınhayalin olacak..sen benim unutlması imkansızımsın seni çok
seviyorum..
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

nesemiz yukselirken goklere kanat kanat
bana bir seyler soyle bana bir seyler anlat
sessizlige sesinin tatli ahengini kat
bana bir seyler soyle bana bir seyler anlat

birak yansin ellerin avuclarimda bir an
sen de bu hisle tutus sen de bu arzuyla yan
uykuya dalar gibi yani basima uzan
bana bir seyler soyle bana bir seyler anlat
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

ellerini tutup sicakligini hissetmeyi özledim
●/кιѕα¢α ѕєηι özℓє∂ιм в(є)η/● seninle ictim o kahvenin o tarifsiz tadini özledim
bana kizmani ve hatta bazen sinir olmani özledim
tepkime kizip sigarayi bi hisimla söndürüsünü
kisa bir sessizlikten sonraki o gülüsünü görmeyi özledim
kisaca seni özledim ben





sana bakarken gülümsemeyi özledim
gözlerine mühürlenip öylece kalmayi
soguk günlerde simsiki sarilip sicakliginla isitmani özledim
bir nefes gibi derin derin icime cekmeyi
ömrün son demine dek izlenmeyi
kisaca seni özledim ben





su minik dünyamda ki koskocaman sevgiyi canli canli hissedebilmeni
ve sonrasinda gözlerinin parladigini görmeyi özledim
bana olan güvenini sadakatini özledim
icimde tutsak ettigim duygularimi yüzüne söylerkenki halimi/zi
ve akabinde senin söylediklerinin yanimda benimkilerinin hafif kalisini özledim
otobüste uyuklamalarimizi özledim.. ve
benden önce uyanip kulagima birseyler fisildamani özledim
aniden sarilarak korkutmalarini özledim
kalp atislarini duyabilmeyi özledim
sonra..sonra kokunuda özledim ben





takvimlerden rakamlar degil sen düsüyorsun üzerime
saatlerinde rakamlarini unuttum ben
sen giderken saat kacti ki ??? hatirlamiyorum hatirlayamiyorum
akreple yelkovaninda özledigim seni görüyorum hep
sebebim´i sebebim gece.. sebebim´e sebebim kala..sebebim..sebebim
sensiz gecen zaman düsman sanki
sende sen bende sen.. herseyde sen.. hepsi sen
yoklugun atesten bir gömlekmis sanki hergün istemeyerek üzerime giydigim
gözlerimi gözlerine istersen bi ömür mühürlerim
hadi durma ! aslini resmet ruhuma sevdigim
kisaca seni özledim sebebim





tüm hücrelerime sen yazilmistin yar
cogaliyordun..
bu cogalisi durdurmak icin yavas yavas öldürüyordum kendimi
sonra..
sonrasi mi ?
aklima her düsüsünde seninle birlikte yeni hücreler dogurdu bedenim


ölüm gecikti sen cogaldin ben varolusa tutundum
yine yeniden seni cizdim vücudumun her karesine..



aLinTi..

...
..
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Sana uzaktan bakıyorum...


Sanki yakınımdasın bir sözün kadar ya da yüreğinin sıcaklığını hissedecek kadar...


Sen gidince aklım da senin peşinden sürüklenip gidiyor yüreğim de...


Seninle yaşamaya başlıyorumonca kalabalığın içinde


Karmaşık yaşamın ortasında eğer sen varsan daha seni görmeden bir kuş gibi çırpınmaya başlıyor yüreğim.


Bir ışık çarpıyor yüzüme bir sıcaklık yürüyor göğsümdeanlıyorum ki sen varsınsen ordasınsen gelmişsin...


Ben sende duruşunu uyumanı gülmeni kızmanı şaşkınlığını saflığını kurnazlığını çocukluğunu olgunluğunu sevdim...


Sesini de sevdim suskunluğunu da.Kaprislerini sitemlerini korkularını sevdim...


Ama yine de sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadıolamazdı da...


Seni severken yorulmadım


Her gün yenilendimseninle çoğaldım büyüdüm


Eksik kalan neyim varsa tamamladım yine seninle


Ve seninle bir şeyi daha öğrendim:


Bedeli ödenmeden hiç birşeyin kıymetini bilinmiyormuş


Bedel öderkende ölemezdimölmeyecektim çünkü sen ölümsüzlüğün ta kendisiydin...
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Gereksis Artıq Söylediklerin
Duymak istemiyorum..
istedigim Gibi Anliyorum Zaten Herseyi
ifade Edemessin ki Kendini
Tıkadım Kulaklarımı..
Duymuyorum iste Anlıyomusun
Sen Ne Desende Bos..!
Anlamı Yoq "Seni Sewiorum" Desen Bile
Gösündeqi o tek Damla Yas icin Ölümü Göse Almas Artık Bu Can
Duygularım Duygularına inanmıyo..!
Acıyamıyorum Bile Sana Bak..!
Yasananlari Hatırlamayacak Kadar Kalpsizim
Anlatma Bana ilk Günü
Sus..!
Sucsuz Gibi Bakma..
Katilsin Sen...
Sen Seni Seveni Paramparca Ettin
Önüne Gelen Sansı Teptin!
Simdi Bak Basının Caresine
Artık Ellerim Elini Tutamaz
Hangi Ucurumda Olursan Ol Pesinden Kosup Seni Baglayamam Hayata
Cünkü Benimde Baglarım Koptu!
O Ucurumlardan Kac Kez Düstüm Ama Ölemedim Bile!!
icimde Hep Sen Vardın Öldüremedim Seni Ölemedim Sensiz
Ama Simdi Anlıyorum ki insan Yasarkende Ölebiliyomus..!
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak saksılarımız artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon... Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın dikkat et!..

Dostlukmuş... ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş... vefaymış!..
Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları
-Oy benim yaralım-
Asıl sancıuyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit... dışarısı enkaz!
Şunu cbine koy ne olur ne olmaz..

Eylül mağdurlarıydık kimsemiz yoktu
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun git..
Kırılsın kapı-çerçeve kırılsın bu cam..
Sorma git!
Dışarısı panik.. dışarısı izdiham!
Biliyorum seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun git..
Aptal bir hayat kur içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut.. dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi; ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun
Ve bana bir tek secenek kalıyor: güle güle!

Beni öldürüyorsun git..
Kalmasın sende kahrım kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim...
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Üç noktayla yaşamasını öğreneceksin hayatı.
Nice yaşanmışLıkLar kaLacak gönLünde!
Tam seviyorum derken anlamını unutacaksın sevmenin.
Eller göreceksin tutmasını biLmeyen.
Şöyle sıkıca kavrayamıcak seni.
En ihtiyacın olduğu anda uzanmayan…

Gözler göreceksin bir damla yaş akmamış.
Şöyle sevgiyle içten içe bakmamış.
Sanki bir cam parçası ya da mercan tanesi
Zümrüt olsa ne yazar içi zulüm hanesi.

Sonra diller göreceksin.
Aşktan mahrum sevda sözcükleri yalan olucak.
Aşk şarkı sözleriları çok uzak…

Kalpler göreceksin!
İçinde sevdadan eser yok.
Sorsan içindedir aşkın alası
Bir de girip baksan rengi kararmış bir kan pompası.

Âşıklar göreceksin bir birinden ayrı.
Zalimin eline düşmüş
Bir diktatörün elinde kukLa.
Aman SEVME
Aşkı kaLbinde sakLa…

Ya da aşığım diyenler göreceksin.
Söz de âşıktır onların ki.
Ama ne gönül var ortada
Ne de sevdanın sesi.

Sonra nokta koymak isteyeceksin hayata
Ama noktalar çok görülecek sana.
Bari virgül verin dinlenmek için
Dinlenmesi mi olur senin gibi bir için?

Bir soru işareti belirmesin kafanda.
Düzen böyle gelmiş böyle gider dünyada.
Ünlemlere yer verme sonra başını yerler
Karanlık zindanlarda seni mahkûm ederler.

Üç noktayı koy ardı ardına.
Yarım kalmışlığına yan.
Düzen arama dünya da
Hayattan habersiz insaN.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Suskunluğun misafiri olmaktan haz alıyor yüreğim!
Sensizlik Bir Dildir
Musalla taşındaki cesedin suskunluğu kadar suskunum!

Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.



Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.

Kime neyi nasıl ispatlayacaksın! o halde suskunluğun elini tutuyorum.

Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum…

İçime atıp susuyorum.

Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.

Sayfalarca susuyorum.

Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda

Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda

O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.

Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi

Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorum

Konuştuğum zaman mahkûm

Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.

Ne yapacaksın kime gideceksin…

Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum

Zor olanı tercih ettim sustum…

Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden haykıramadan içime atarak…

Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu

Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu…



Tarif edemediğim acıları

Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.

Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan

Canım çok yandı!

Konuşursam;

Kırmaktan kırılmaktan

Gözyaşlarımı tutamamaktan

Kelimeleri yan yana getirememekten

Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.

Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!

Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm

Sustum…

Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da

İncitseler de beni artık vakit susma vaktidir

Korkup kaçtı

Suçunu kabul etti

Haksız olduğunu kabullendi diyecekler…

Desinler… Dudağım mühürlü!

Duygularım susuşlarımda saklı kalacak.

Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi

Devren satılığa çıkarıyorum. İlan verdim!

Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim...



Sahi her susan haksız mıdır?

Belki de her Suskunluğun arka planında ciltler dolusu anlamlar vardır.

Kim bilir!

Ve bir gün Söylenmemiş cümlelerimi zulama koyup gideceğim bu şehirden

Varsın kaçtı desinler…

Susacağım!

Derin denizleri her rüzgâr dalgalandıramaz…
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı
yürüyüşlerimizi
sevimli haşarılığını
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

İstemem sevgili yüzüme gülme
Eğer ki sonunda ağlatacaksan
İstemem sevgilim ümitler verme
Sonunda dünyamı karartacaksan

Ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim
Bir ömür boyunca sevenlerdenim
Ellerin ellerime değmesin derim
Eğer ki sonunda bırakacaksan

Gönüle vurulmaz asla bir kilit
Seveni öldürür kırılan bir ümit
Sevgilim yanıma yaklaşmadan git
Eğer ki sonunda ayrılacaksan
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım
her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi...

bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini
takvimden günleri birer ikişer çalmama
aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin
görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle

bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle
hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik
kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye
o gün gelmezdi bir türlü
vade dolmazdı
birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi
yeni hayaller armağan ederdi bize
çocuk olur kanardık
sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk
seviyorduk
bir yaz gecesi dolunaydı
bana bakmıştın.
bende korkularımı yenmiştim
bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı
yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik
adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk
içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik
birbirimize güvendik bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık
en güzel günlerimizdi o günler

bu sonu önce ben yazdım
kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
sonra her şey değişiverdi
umutlarımızı yitirdik
kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize
dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın
kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk
ayrı dünyaları özledik
kendi peşimizden koştuk başkaları diye
şimdi şarkı sözlerilar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor
beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
bir cennetten bir cennete geçmeliydim
itirazım olmazdı
sürgünleri bana vermemeliydin.
Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin
ayrılık çığlıkları kanımı dondururken
gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip
kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim
benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin
ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım
bu sonu önce ben yazdım


_KAHRAMAN TAZEOĞLU_
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Askın Yalan Olduğunu Söylemediler Bana Aşkın yalan olduğunu söylemediler bana bu yüzden yara bereyim gönül evimde...
Kaşlarımdaki öfkeyi susturacak söz bulamıyorum lugatımda!
Yakışmıyor artık sana susmalar tadını kaçırdın yıllarca. Aramıza boyumuzdan büyük ayrılıklar koydun oldu mu? Bende kalabalığın tenhalaşıyor yavaştan... Meltem esmiyor nicedir fırtınalar susmadı henüz. Hayat anlamsız geliyor tutunamıyorum canıma...
Ben hiç mutluluktan delirmedim ama; delirmekten mutluluğu aşkta öğrendim.
Neden herkes bakışlarını üstüme yapıştırmış bana bakıyor? Biliyorum çok çirkinim kimin yüreğinin zilini çalsam açılmaz kapılar ardında kalırım kimsesizliğimden... Oysa ben düşlerin pembesini yüreğimin görünmezliğinde saklarım... Temiz hayallerimden kurşun yemek öldürüyor içime sığmayan umutlarımı: Yine de her gece mektuplar yazarım sana hiç okumayacağın.

Yüzün flulaştı gözümde aklım yavaş yavaş seni unutmaya yelteniyor sevgili!
O duyumsuz bakışlarından aldığım yitik anlamı göğsümde tutuyorum...
Geç bastırılmış bir yalnızlık ihtilali için MERHABA! bu yüzden zehirli geceler bırakıyorum ve seni onarıyorum kendimi yaralayarak. Yalnızlığımdan bir sen çıkarıyorum sensizlik büyüyor yanımda...
Mor bir ölüm giyiniyorum sensizliğimin sessizliğinde... Seni çıkarıyorum hücrelerimin beyinden kan revan her parçan ben kanıyorum gözlerimden sen düşerken.

Seni bende devleştirmeseydim bu kadar sen de bilmeyecektin farkının farkındalığını sevgili!...
Sen de unutamayacaksın yar beni... Her şarkı sözlerida biraz beni hatırlayacak sevgimi bırakıyorum yüreğine usulca haykırarak farkında olmasan da.
Göm şimdi beni aklının dehlizlerine sana da bu yakışır sevgili!
Beni saçlarının toroslarında uyut beyaz gelinliği sen giydir başımın mezarına!
Sonranın azı mor dağların eteğinde ölüm kusacak aşkın ciğerlerimden... Bu ölüm beni de korkutuyor ama; gelsem yoksun gelmesen ölüm oluyorum; nedir bu ters denklem anlamıyorum!
VE BEN SENİ BİLMESENDE HALA ÇOK SEVİYORUM.............. Kahraman Tazeoğlu
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Böcekleniyor ruhum.. Gizli bir sır perdesi bu illet..
Yapıştı tenime.. Dokundu gamzelerime..
Dudakları Eylül serinliğinde..
Gözleri Ağustos yangını inan..
Bütün denizleri tutuşturacağım ayrılığa inat..
İliklerim çeker buselerini..
Yıldızlar ateşe versin gecelerimi..
Hayalinle bitirdin..
Gözlerinle söndürdün ateşimi..
Yarın musalla taşından nefesini içeyim..
Gelme! Günahkar olayım..
Gözlerini ateşe vereyim..
Tutuşturur sensizlik damarlarımı..
Ve dudaklarım affetmez dudaklarını..
Sırılsıklam aksam tenine..
Yine unutacağım adını..
Gittiğin güne lanet olsun..
Bittiğim vakit öleceksin..
Yine yaktın denizlerimi..
Gözyaşlarım körükler alevi…
Ey tutkulu sevda ateşim!
Hayalinle taparak seviştim..
Nefesin bırakmaz hayallerimi..
Öpücük yağmuruna tut beni..
Öyle kanına işledim ki..
İç çekerek unut beni!
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Burnu bir karış havada gözü
yükseklerdeydi ben onu sevdiğimde.
Hele hele benim aşkımı
yerden yere vurup
nasıl kırmıştı kalbimi zalim.
Dudaklarından dökülen acı sözleri;
öyle ki bugün bile unutamadım.
Ne tebessümdü o zehirden beter.
Her olayda içim paramparça
gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olurdu.
Yorgun düşerdim onsuz geçen
onunla dolu koyu siyah gecelerden.
Pişmanlıktan kendime lanetler eder
sevgimi söylediğim günü düşündükçe
kaleme sarılıp yazardım ona nefretin
aşkla kucaklaştığı o uzun mısralarımı.
Derdim ki; alın yazımdı
onbeşimin çocuksu aşkıydı.
Nasıl da gülerdi canı istedi mi...
En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir
ardından bir uçurumun kenarına
yapayalnız bırakır giderdi.
Ben çaresiz ben yorgun
ben bıkkın bu sevdadan.
Ah bilirdi o insafsız
diri diri yanardım o böyle yaptıkça...
Şubatın buz gibi kasvetli soğuğunda;
onda ne bulduğumu bugün bile bilemem.
Ama o günlerde hayatımın amacı
varolma gibi gelirdi bana.
Çocukluk mu yoksa gençliğimin
safça tutkusu muydu bu
kölesiye bağlanış
içten içe kopan fırtınalar
bu delice yakarış?
Kimbilir belki de
sevilmeye muhtaç bir kalbin
bitmek bilmeyen kaprisi...
Ondan hiçbir şey istememiştim.
Sadece sevgi...
Evet şimdi yıllar sonra ben
onu düşünüyorum ilk defa
kucağımda resimler hatıralarla.
Hava yine soğuk yine kasvetli
gözleri gözlerimde yine
sevgi derin yüreğimde.
Unuttum sanırdım meğer aldanmışım
ağladım saatlerce.
Bu onun "ölüm yıldönümü"dür.
17'sinde toprakla kucaklaşan
o zalimin hikayesidir anlatılan.
Bir melodidir kırık umutsuz...
Doldururken sensizlik o an odayı
gönlüm hala boş kafam yine dumanlı.
Bir feryat yankılanmıştı acı dolu
tam 15 yıl önce bugün bomboş kırlarda.
Deli gibi koştum sınıfa sırası boştu.
Benim kadar çaresizdi her köşe.
Kendi kendime konuşarak
yaklaştım sırasına;
"Sen ölemezsin; canımsın sevgimsin emelimsin
Dileğince nefret et alay et duygularımla Kızmam sana
Ama ne olur bir yalan olsun acı bir şaka.
Evet evet beni üzmek için yapıyorsun.
Herşeyini özledim...
Allahım son defa göreyim yeter bana"
Bu sensiz yakarış defalarca sürmüştü
ta ki ölümün o sinsi kokusunu
içimde duyana kadar.
Hıçkıra hıçkıra ağladım
sıraya kazıdığın ismini öptüm.
Sonra ona ait birşeyler bulmak için
aradım her köşeyi...
Yalnızca buruşturulmuş bir sayfa
rengi solmuş.
Yazı onun yazısı.
Bir mektuptu özenilerek yazılmış
belki de çok emek verilmiş her satırına...
Çok şaşırdım mektup bana hitabendi.
Korkakça kaybolmasından korkarak
acıyla okudum her cümleyi
kalbimde büyüyen bir özlemle...
Hele hele o ilk satırı...
Öyle ki bugün bile unutamam
okudukça ağlarım.
"İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş
bir tanem AFFET BENİ !!!..."
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Ben bir Ayten´dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten´li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten´e beş var
Ya da Ayten´i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Aytenertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten´i övecekseniz ne ala oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten´li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten´i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten´i düşünürüm üşümem
Üç kere adını tekrarlarım karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Beni özle diyorsun ya

Ben en çok seni özledim.

Ben seni en çok özledim.

Seninle ilgili milyonlarca düşünce geçirdim kafamdan.

Kimine sarıldım kimine hiç yüz vermedim.

Ürktüm bazılarından bazılarından korktum.

Aklımdan geçsin diye başımı yastığa koymak için sabırsızlandıklarımda oldu aklıma getirmemek için uykuya teslim olduklarımda.

İlk defa gördüklerimde oldu son olması için dua ettiklerimde.

Çok düşünceler geçirdim kafamdan seninle ilgili.

Nede olsa zaman çoktu.

Gözle görüldüğün bir saniyenin karşılığı bir alev gibi saracaktı düşüncenin yangınını.

Gözlerin gözlerime değerken cimrileşen zaman gözlerini özlerken öyle cömert ki.

Öyle uzun ki zaman ucunda sen olduğunda. Ucunda sen etrafında ben olduğumda.

Beni özle diyorsun ya…

Bunca yıl nasıl geçti sanıyorsun.

Öyle çok özlüyorum ki seni. Artık deliriyorum. Bunca yıl dediğime bakıp alışıyorum sanma.

Seni doğru düzgün sevmeyi beceremedim ya. Eğri büğrü sevmenin yollarını öğrendim. Özlemekte bunlardan biri işte.

Ben seninle ilgili sayamayacağım kadar çok şey hissettim çok şey akıttım yüreğimden içeri.

Ama

Ben seni en çok ÖZLEDİM
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Ateş denizi.
Gül bahçesi.
Renk fırtınası
Aşk seması.
Işık ve bakış
Su üzerinde buluşuyor.
Renk ve ahenk
Suya koşuyor.
Aşkın yüzü suyu hürmetine
ateş suya konuk oluyor.
Gül suda diriliyor yeniden
Renk kalbin derûnuna damlıyor.
Su coşuyor aşk oluyor
ateş oluyor alev alıyor.
Su yakıyor ve yanıyor.
Rahmet su yüzüne çıkıyor
Celal ve Cemal dalga dalga nöbetleşiyor.
Bir manevi yangın oluyor
Ve bir uhrevi serinlik sunuyor ebru...
Yerçizgisi ile gökçizgisi suya düşen renklerde birleşiyor.
Öylesine belirsiz öylesine elden gelmez bir form oluyor ebru

Ve ebruzen
Yer ile gök arasında..
Göklerin ötesini yere indirmeye çalışıyor.
Kalbinde beslediği sözsüz şiirleri su üzerine nakşetmeye çalışıyor.
Hep güzel gören gözleri güzel bakışlarla süslüyor.

Ebru gören gözün ışığı ebru.
Rengini gönülden alıyor.
Ve gayba aşina gönlün
gördüğüne razı gelmeyen aklın ayinesi
Işıltılı büyülü ayartıcı.
Aşkı ve tevhidi bir kor tereddüdüyle
Avucunda tutmaya çalışıyor ebruzen.
Gözleri güzelle süslemeye niyetli.
Boyanın su üzerinde kaotik dansından
nice gönüllere güzeller devşiriyor.
Ebruzen aşkını suda arıyor.
Ve buluyor da....

Güzellik bakanın gözündedir ezelden.
Bakılanı güzel eyleyen bakıştır.
Aynı zamanda aşkın en yalın tarifi bu
Mecnun Leyla’nın gözünde güzeldir.
Yusuf Züleyha’nın bakışıyla güzeldir.
Ve kevn Mevla nazar ettiği için güzeldir.
Mecnun’un Leylası neyse ebruzenin ebrusu o.
Önce ebruzeninin gözünde güzel ebru
Ebruzen güzel baktığı için güzel görüyor
güzelin yüzünü öylece su üzerine düşürüyor.
Bu defa Leyla Mevla’ya yol oluyor.

Ebrunun verdiği huzur toprağa yakın oluşundan gelir
Sanatkar semayı temsil eden herşeyi toprak renklerine yansıtır.
Suya düşürür ve toprağa kazır ve çamura bular.
Modern sanatın aksine çığırtkan ve saldırgan renklerle değil
mutevazı toprak renkleriyle açar gönülleri.
Ebru su üzerindeki toprak renklerinden oluşur.
O yüzden ebru biraz dünya biraz insan...

Ebru aslında bir nefis terbiyesi.
Modern yaşamın herşeyi
determinist kalıplara vuran anlayışının aksine
belirsizliğe razı olmayı belletiyor
beklemeyi ve tevekkülü öğretiyor.
Ebruzen eserinin son halini başından belirleyemiyor.
Suyun ve boyanın esrarlı dansı
renklerin ve biçimlerin salınışları arasında
sadece bekliyor.
Tek bir yaprağın kıpırtısına bile bigane kalmayan Külli İradenin
niyetini gerçeğe döndürmesini bekliyor ebruzen.
Ebru biraz da kaderi öğretiyor.
En küçük ve sıradan eylemlerin
Kainatın Sahibince nasıl da ciddiye alındığını farkediyor.
Sonsuz gökyüzü altında ve yeryüzünde
değersiz ve terkedilmiş olmadığını anlıyor insan.
Rengarenk bir ayinede ebruda kendini yeniden keşfediyor..
Ebruyu elinizle değil gönlünüzle yaparsınız diyor ebruzen.
Sanatkarın yeni bir şey yapmadığını zaten var olanı yansıttığını kaydediyor.
Tasavvuf tabiriyle batını zahire çıkarıyor Ebruzen.
Kainat sayfalarında saklı güzellikleri gün yüzüne çıkarıyor.
Ebru su üzerine kurulu evreni yine su üzerinde tasvir ediyor.
Ve aslında bu fonksiyonuyla aşkın yine başladığı yere
yani bakışa güzel bakışa dönüşünü temsil ediyor.
Ebru kainatla birebir örtüşüyor.
Modern fiziğin teorik tasvirlerle yakalamaya çalıştığı gerçeği
çoktan beri biliyor ebruzen: hiçbir olayın tekrarı yoktur.
Hiçbirşey tekrar edilebilir olmadığı gibi
Göründüğü gibi de değil.
Eşyanın rengi biçimi ve hacmi
İnsanın eşyaya eklenmesi ile
gerçeküstüne doğru kanatlanıyor.
Ebru suretin sirete dönüşünü
Gözün gördüğünün gönüle düşüşünü temsil ediyor.
Ebruzenin su ile serüveni ebru..
Herserüven gibi nerede başladığı bilinse de
Nereye vardığı kestirilemiyor.
Ve hangi kalbi fethedeceği bilinmeyen bir akın.
Hangi gönülde durulacağı bilinmez bir coşku..
Ruhunu renge ve ahenge tekne yapıyor ebruzen.
Boyayı kalbinden damlatıyor.
Göze bir sürme gibi çekiyor gönlünün karasını.
Rengi ve ahengi aşk denizine salıyor
Aşkı suya düşürüyor..
Yakıyor suyu..
Tevhid sırrının yüzüsuyu hürmetine kesret ateşine salıyor
Ve ahenkle ve renkle serinletiyor insan yüreğini.
Yandıkça su alev alıyor aşk.
Ve yüreğimiz kanlı bir ebruya dönüşüyor.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Birkaç dal sümbül var bahçemde sana sakladım.

Birkaç dal nergis.

Lale zamanı değil

Badem çiçekleri patlamış bilirsin çok deli pembe olur çoğu.

Bir dalda badem kıracağım en dolusunu.

Sardunyaya kıyamam bilirsin ama yinede belli olmaz.

Sahi erik ağacından da kopartabilirim bir dal o da açmış ve mis gibi kokuyor.

Biraz fazlaca sıska kaldı bu sene papatyalar

Ve adını bilmediğim mor ve sarı çiçekler…

- Keşke ıhlamurlar ve iğdelerde bu ayda açsalardı çiçeklerini…

Portakallar

Limonlar…

/Kimi erken

Kimi geç... - bizim gibi.-/ -

Erguvan dallarından da kıracağım bolca.

Sonra bir saksı…

İçine yağmur suyu dolduracağım.

Geçen yıl bahçe duvarına koymuştum saksıyı bir ufak kız çocuğu alıp gitmişti. Sendin o. Bende ben değildim bende o kızın çağlarında bir çocuk…

Gözlerimi yumup öylece kalmıştım

Deli gibi gülerek kendi kendime…



Bu yıl çocuk parkına bırakacağım saksıyı haberin olsun. Diliyorum sen erken gelip alırsın.

Burada yağmur var ve birkaç gün daha devam edecekmiş ve bilirsin bende bir alışkanlık var ne zaman bulutlar sen taraftan gelse ve ne zaman yağmur olsa o bulutlar ben şemsiyemi almam yanıma.

Bu hafta rüzgâr hep senden yana esti.

Bu haftada bulutlar doluydu hep

Bu haftada yağdı senide ıslatan yağmur ve benim bademciklerim geldi…

Anlıyorsun değilmi?



Seni seviyorum

Seni seviyorum

Seni seviyorum

Seni seviyorum



İptal ettim randevumu biraz daha kalmaya karar verdim

Sana geliyorum.

Kutlu ol canım…
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst