Gönlüm Düştü Aşk'a

---> Gönlüm Düştü Aşk'a

sensizliğin tarifini yapabilirmisin
yalnızlık deme sakın
anlatabilirmisin geceyi
karanlık deme sakın

ben anlatayım sana sensiz kalmayı geceyi
dört duvar arasında yaşarken duyduğun tek ses
saatin tiktaklarıdır
göremediğin ama hissettiğin bir ruh vardır yanında
ellerini tutamadığın

gözlerine bakıp seni seviyorum diyemediğin
bir kara gölgedir o
her gece ayın yansımasında gelen
paylaşırken zamanı gece ve gölgelerle
o hayal aydınlatır karanlıktaki yüreğini

tatmadığın duygulara hapsolmuşsundur
yaşamaksa bu duyguları sevda
nerde olduğun önemli mi ey sevgili
bak demir parmaklıklar ardına hapsettiğin bu beden
sen olmadan da özgürce yaşıyor seni

karanlıklar içindeki ışıktan bedeninle
sabahlara varıyor hep yeni bir umutla
ve her güneş doğduğunda arkandan bakarken
doyamadığı gerçekliğine inanamadığı

bir aşkla daha çok büyüterek sensiz sevdasını
tekrar geleceğinden emin bekliyor bir sonra ki geceyi
sensizliğin tarifi yok ki

seninle dolu olan dünyada sessiz kalmak denir buna
hayalinle aydınlattığım bir odada
dopdolu yaşıyorum aşkı sevdayı ve seni
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
kalbim şimdi bir sokak çocuğu
kelebekleri göç etti gönlümün
ıssızlaştı hayat sanki
sanki sabahı eksik şiirlerimin
sanki gecesi hep kanayan bir yara
ve sanki artık hep kanayacak
ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
çare yok ağlayacak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
kapıları kendime ben açamadım
ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
ter içinde takvimler
istasyon öksüzlüğünde gözyaşım
düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım
sarmaşık aşkın sarısında kaldım sarılamadım
savunamadım seni kimselere
anlatamadım seni kimselere
kimsesiz kaldım
en çok da sensin

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
sana uyumak
sana uyanmaktı hayat
sıratını geçtim yaşarkenkorkmadan
korkumu geçtim cesarete ihanetle
berduş biryalan masumiyeti öptüm bile bile
tek sen gitme diye
sonbahar oldumyaprak yaprak
ağaç oldum köklerimi unutarak
tesellisiz bir geceye fırlatıldım
kalbimi dar bi kafese kapatarak
içimde bir kanarya
hiç susmadan ağlayacak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
beyazında aklandım bulutunun
mavi mavi sevdim seni
içim kan ağlayarak

Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
anlattıkça üşüyoranlattıkça ısınıyor yüreğim
bu gün sardunyalarım da açmadı
belkide küskün renklere
ellerimde ibadet gibi yaşadıklarım
ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
sensiz soluyorum anlayacağın
mavi mavi ölüyorum
duyuyor musun
orda mısın
var mısın
yok musun?
Bir tek şeyi unutma
seni sevdim ben
yanarak
yıkılarak
aklıma her geldiğinde AĞLAYARAK
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Sabah ezanıydı...
Aklımın bütün kuşları buz kesmiş kanatları sancılı bir sessizliğe kapanmıştı.
Uçsuz bucaksız uçurumlar sarmıştı DERİNliğimi hangisinden atlasam yüzün tutuyordu beni.
Keder de yüzünü çok sevmiş olmalıydı...
Dokunmak ne zamandır günahtı ki sevişmelerimizin parmak izi tenimize düşmüyordu!
Avuç içlerimde uyuttuğum bir yalan olabilir miydin?
Fısıltıyla söylediğim ninniler bilmediğim gözlerden damlarken
Fondaki hüzün seni görmüyor olabilir miydi?
Hazin bir rengi vardı bütün sabahların...
Ve iliklerimden geçiyordu sert rüzgarlar...
Ya da gözlerim hep yorgun olmalıydı..
Belki de ağzımdaki tadın ağırlığından yanıyordu canım...
Ama yanıyordu işte....
Sana gelen yollara çığ düşmüştü
Ve ayaklarımdan geçiyordu cesaretsizliğim
Ya da ben yol yordam bilmez olmuştum
Belki de gözlerindeki iklimlerin kara kışlarında kalıyordum
Ama gelemiyordum işte...
Tarifsizdim!...
Senin huzurlu yalnızlıkların vardı ve bana düşmandı!
Ne zaman gelse beni incitmeden tutar aklının en uzak odasına götürürdün
Kapanan kapı incinen huzurun olurdu bilmezdin...
Bütün duvarları kana boyardı öfkem ve ben de kırmızıya düşmandım!
Yüzümde en koyu ağıtı yakıp ses çıkarmadan çıplak ayakla dolaşırdım düşüncelerinde...
Her köşe başında seninle karşılaşır gözlerinin tam içine bakmaktan alıkoyamazdım kendimi.
Bakışlarımın ayazı bütün yaprakları dökerdi ama üşümene asla izin vermezdim
Yağmurlarım senin toprağına yağmazdı çünkü bilirdim..
Kırmızıydım!...
Altı üstü üç gündü ömrüm
Seni beklerken tükettiğim kaç ömürde sakladım günahımı?
Sığdırabildim mi?
Aşk çok mu mühimdi ki ölümlerden ölüm beğenemediğimizden bütün suçu biz üstlendik?
Acısını ciğerlerimizde hissedip
Sigaradan sandık idam ettik dumanını son arzusunu sormadan...
Ya şimdi?...
Akşam ezanı...
Aklımın bütün kuşları göç etmiş olmalı
Uçsuz bucaksız uçurumlar sarmış DERİNliğimi hangisinden atlasam aşka düşüyorum yüzüstü
Sersemim başı dönüyor duygularımın
Hatta tutmasam kendimi aşkın tam üstüne kusabilirim.....
Kelimelerimde isyan var dudaklarım açısını şaşırıyor
Adını mırıldansam harf harf dişlerime çarpıyorsun
Tarifsizliğimi alıp öfkeme gizliyorum kırmızı nabzımı tutuyor
Belki de bu ağıt yakışmadı yüzüme ondan yanıyor canım....
Ama yanıyor işte yanıyor...
KAYBOLUYORUM!...
BENİ İÇİNE AL !
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Ortadan ikiye bölünmüş bir yalnızlıktı benimkisi.
Küflenmiş kadınlar tarafından –annem dahil-
Bir parçası yaşamıma bir parçası ölümüme ithaf edilmiş...
Çırılçıplak bir cümlenin koynunda anlam bozukluğu
Yaratan kelimeler gibi dışlanmış sohbet ederken
Babam sohbetin en tatlı yerinde delici bir aletle atlardı kalbime
Kalbim bölünürdü ikiye içinden sen düşerdin.
Babamın boynuna sarılıp dokuzuncu kattan aşağı atlardım.
Beşinci katta el sallardı Nazım Hikmet
Üçüncü kata geldiğimde kanlar içinde bulurdum Özge Dirik’i
Küfür ederdim gelmişime geçmişime
Nasılsa düşerken beni kimse yakalayamaz diye.
Tanrıya ‘reddedemeyeceği bir teklif’ yaparken
Kafasına düşerdim Don Vito’nun
Montana babama kızardı.
Babam ağlardı kefenim kanardı bembeyaz.
Doğrulup kurşunların gölgesinde seni sorardım hepsine
‘Pardon bakar mısınız? Bu kadını buralarda ölürken gördünüz mü?’ diye...
Renklerden umudunu kesmiş kör bir adam gibi Beatles dinleyip
Maviyi düşünürken; neler yapıyor nasıl görünüyor.
Papatyalar kırlarda nasıl geçimini sağlıyor diye...
Bir cellat kafasını ayırırken vücudundan kirletilmiş bir bedenin
Tanrının tatilde okuduğu kitap devriliyor kütüphaneden
Çürümüş hatıraların üzerine...
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Kaybolmak
Her şeyi unutmak değildir.
Sadece uzaktan izlemektir bazı şeyleri.
Unutmak olur iş değildir zaten.
İstesen de unutamazsın bazı şeyleri.
Hayatın da olanlar yaşananlar...
Hepsi unutulmamalıdır zaten.
Her anı önemlidir yaşamaktan zevk alanın.
İnsan kaybolmak ister bazen.
Unutabilmek için unutabileceğini sandığı için
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Binmediğim hiçbir otobüs
Beklemediğim hiçbir durak kalmadı bu şehirde.
Gittikçe azalıyor hayat.
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum.

Sana göçüyorum her sonbahar.
Yolların çıkmıyor aşkıma.
Unuttuğun yağmurların adı saklımda.
Seni içimden terk ediyorum...

Susmaktan yoruldum.
Kuşlar ve şarkı sözlerilar bu şehri terk edeli beri
Efkar demliyorum gözlerimde.
Yaşlarımı yanağıma varmadan öldürüyorum.
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi.
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
Seni içimden terk ediyorum...

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin!
Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin
Biliyorum.
Beni hep bulmamak için aradın.
Yanılgımdın
Yandığımdın
Yangındın...

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsa da
Ardımda bir sürü belkiler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum...

Şimdi
İçimizde öldürülecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık;
Tamamlayamadık bizi.
Elimden tutmadın yalnızlığımın
Saçlarımı da uzaklarına gömdün.
İçimin mavisi senin okyanusundandı.
Al! Geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun.
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terk ediyorum.

"Yarime uzanmayan bütün dallarım kırılsın" demiştin.
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuhaf değil mi?
İçimi acıtan da sendin
Acımı dindirecek olan da...
Ya öldür beni dedim
Ya da git benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda seni kaybettim.

Aldırmadın aldırmalarıma.
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini!
Külüme basanlar bile utandı yaptığından.

İşte soluk bir ömrün
Son nefesi.
Benden İçimden
Terk ediyorum...

KAHRAMAN TAZEOĞLU
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Bir kâğıda sığar mı bir yürek?
Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt?
Daha sana yaralarımı göstermedim.
Kaldı ki ben
Senden önce kendime tehlikeyim.


Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi.
Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı.
Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını.


Biriktirme unutacaklarını!
Oyuncak tabancalar kadar yalan
Hüzündür yakama iğnelediğim yamam.
Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin?
Beni bir gülle bıçakladığın zaman…


Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı.
Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil!
Ey gözlerimin arka bahçesi!
Bu dağa tırmananlar düşer
Seyredenler değil.


Yitik bir aşkta uyuyakalmış
Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim.
Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım.
Öyle durulup durulup.
Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi
Yârin gözleriyle vurulup…


Bir rüzgâr esse senden geçmişim üşüyor.
Sesin kulağımdan düşüyor.
Ben sadece
Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım.
Daha fazlasını verme!

Ey yar
Böyle çok çorak bekledim.
Kolayıma gelmedin
Zoruma gittin...

KAHRAMAN TAZEOĞLU
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Bu yol korkaklar için değildir
iyi oldu gelmediğin
Bu sulardan her babayiğit içemez
Bu köprüden her benim diyen geçemez
iyi oldu gelmediğin
Yumuşacık yürek gerek
sevgi kadar derin gözler
inançlı bir bilek gerek
iyi oldu gelmediğin.

Sen bilindik kıyıların sığ sularından açılmadan yaşarsın
Senokyanus mavisine uzaklardan bakarsın

Biz
yürüyemeyeceğin kadar uzak
düşleyemeyeceğin kadar renkli
ve berrak bir ülkeye birlikte gidemezdik.


Sen açık denizlerden habersiz bir balık
yalçın tepelerden uzak bir martısın.
Sen benim için korkak
herkes için heryerdeki insansın.
İyi oldu gelmediğin.

Alınmanı istemem
darılman üzer beni
sana yalan söyleyemem.
Tabi hep sevdim seni
sende sığ suları sende martıları
açık denizden habersiz balıkları
sıradan insanları.
Geçemeyeceğin köprüleri
düşleyemeyeceğin mavileri
sende korkaklığı sevdim.

Sende sevgisizliği sevdim.
İyi oldu gelmediğin...

KAHRAMAN TAZEOĞLU
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Gözü çıkartılmış yalnızlıklar tarafından
Takip ediliyorum memur bey.
Uyuşturucuya bulanmış kadın kokan caddelerde
Kaybettirmeye çalışırken izimi
Yitip gidiyorum sokak serserileri gibi
Kalabalıkların arasında.
Belki linç edilirek kurtulurum yalnızlıktan
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Sevgili...
Yine bahar gelip vurdu kapımızı.
Ben ki yaktım bütün anılarımı
Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara.
Film bitmedi son yazmadı henüz.
Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında.
Hiçbir cemre dokunmadı bana ısıtmadı yaz güneşleri.
Durup durup kendime yaktım yıllar boyu
Onun için biraz is kokar libasım
Onun için dağınık biraz saçlarım.
Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm.
Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü
Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan.

Sevgili...
Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi
Düşüyorum içimin kuyularına durmadan.
Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey
Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim.
Budur ürkmüşlüğüm budur gizlenmişliğim
Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi.

Yoruldum artık sevgili yoruldum karanfillere kan vermekten.
Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur?
Ve neden aşkın çocukları yoktur?

Oysa sevgili...
Bir Eylül günü saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana
Birikmiş bütün baharlarımı adayarak
Koşarak doru taylar gibi yalınayak
Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın
Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın.
Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim yine de derin bir sızı içimde
Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda.
Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka
Her aşka biraz gözyaşı biraz kalp ağrısı.

Sevgili...
Bu senaryo bu kuyu bu Eylül bırakmaz beni.
Geleceksen sen gelmelisin hüzün kadar cesur aşklar takınarak.

Madem aşk cemresidir gönlün
Gönlüme biraz bahar biraz sen katarak...

KAHRAMAN TAZEOĞLU
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Günes batmadan yildizlar görünmez elbet.
Gelecek günler ne alir ne verir bilemem
Bildigimsarkilar biten asklarin cenaze törenleridir.
Bir sarki söyle göm gitsin
Göm gitsin yalanlarigöm gitsin yalnizligigöm gitsin acilari
Sonra da otur yüregin yeserene kadar agla
Birakbirak baska bir yerde büyüsün o bebek
Belki böylesi daha iyi olur.
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Mevsimlerden sonbahardayim…
Resimde sararmis yapraklarkurumus dallaryilgin bir rüzgar
Ve ne yapacagini bilmeyen bir çocuk var.
Aslinda sana söylemek istedigim çok sey vardi:
Mesela keske bu kadar çok sevdirmeseydin kendini
Neyin bedelini ödedigimi bilmiyorum
Herseye ragmen sana da kizmiyorumkizamiyorum
Acim duruldugunda bir sarki söylerim belki
Belki o zaman anlarsin.
Bunca hüzün bizde iyi durmadi
Ve bu ayrilik bu aska hiç yakismadi
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Severek ayrılanlar bilirler ayrılığı
Sen benim eş ruhumsun
Unutmuş olsan hissederdim
Unutmuş olsan yanımda durmazdı her sabah hayalin
Seni görmek için geri geldim
Sen gideli çok olmuş
Nereye gidersen git
Çantanda bir resmim aklında gülüşüm olsun
Ben seni gerçekten sevdim
Bitmez demiştim bitmedi
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Artık çıkmıyorum İstiklale
Sabah Fatma hanım uyandırıyor
Helvaekmekçay bana onlar bakıyor
Odanın hali perişan ben perişan kimse yok işime karışan
Ara sıra balkona çıkıyorum
Fesleğenler kuruduğunda ocaktı ban baharı bekliyorum
Ne olduğunu bilmediğim bir umudum var hala
Gözüm şişelere takılıyor becerebilseydim ne ala
Bu günlerde böyleyim ben yas denen şiirdeyim
Bir köşede gülüşün var sırtımda kanlı bıçağın
Hiç bir zaman duymayacağın duysan da anlamayacağın
Bir çığlıkta
SANA BİRİKİYORUM….
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

yarımı alıp da kalamazdım sende..
bunu sende iyi biliyorsun..
ve her gece bir avuntuyla sevişiyorum..
bir keşke daha ilişiyo rüyalarıma..
intiharlarım sıkış pıkış satır aralarımda..
sende görebiliyo musun?
...
düştüğüm kaldırımlarda yürüyebiliyo musun?
...
henüz saydamlaştıramadığım gözyaşlarım var..
gitseydin benden herşey tam olacaktı..
tam kelimesini nasıl kullandığımın farkında mısın?
ben farkına varman için açıyorum..
"tam bi boşluk gibi"
işte bu kadar güçlüyüm..
...
aslında bu gece bazı şeyleri tersden söylemeyi istiyorum..
beni bi tek sen umursuyosun..
ya da -di li geçmiş bi zamandın..
...
hayır hayır!!
benim için değil..
sen öyle istedin..
...
benim isteklerim mi?
...
bi önemi yok artık..
gitmeni bekliyorum artık..
seni görüp her gün kavga etmekten yoruldum artık..
...
seninle mi geldim sanki bu eve..
bi türlü gitmiyosun..
...
ne olur bana beni sevdiğini söyleme..
inanır minanarım başıma başına bela olmiyim..
...
üzmek istemem ki seni..
çocuklaşmayalım bu gece..
...
lütfen!!
çocuk olunca kaybediyorum..
anladım sonunda..
büyümek istedikçe de zaman geçmiyo..
aslında seninle beraber çocuktuk ya hani..
...
o zaman işte zaman çokça geçiyo..geçti..geçmiş..
...
bütün zamanları ardı arkasına sıralamak da neyin nesi diye sorma..
uzun cümleler kur bana..
konuşmama izin verme..
konuşursam kusarım bilirsin..
...
aslında bilir misin bilmem ama olsun..
şimdi bil işte..
üstüme kusunca kokuyorum..
tiksiniyorum kendimden..
...
bari bu gece izin ver elimin saçlarının arasında dolanmasına..
ya da elinin elimde terlemesine..
...
bak kimse görmesin diye ışıkları kapattım..
...
tamam gözlerimi de görmeyeceksin..
...
tamam.. konuşmak istemiyosan da konuşma..
...
tamam.. dokunmam sana..
ama kal yanımda bu gece..
sonra yine gidersin..
...
son kez deme bana!!
git..

gelme ama ben son olduğunu bilmiyim..
...
tamam dokunmuyucam cam parçalarına..
...
kırmıyıcam da aynaları..
...
uyumamı mı istiyosun?
...
ama sen?
...
bilirsin beklerim çok kez uyumanı..
sonra ben uyurum..
en azından sen beni kandır..
uyumuş numarası yap..
...
izlerini de silme olur mu?
zaten herşey bulanık..
daha fazla bulama etrafa..
bak sen de dağıldın görüyo musun?
...
bunu sadece ben mi görüyorum?
...
kendi parçalarını görmüyo musun?
...
kapının ardında gözlerin..
perdenin arkasında saçların dalgalanıyo..
koltuğun kenarında ellerin kalmış..
yastığımda dudakların..
...
ne!!
onlar benim mi?
...
kendi parçlarımı göremeyecek kadar kör mü oldum..
paramparça olmuşsun işte..
...
peki onlarda benim olsun..
gidersen -ki gideceksin- onları götürme o zaman olur mu?
...
tamam çocuk gibi bişeyler istemiyicem senden..
...
ama sen yine de toplama onları olur mu?
...
bişey sorabilir miyim?
gitmesen olmaz mı?
...
yeniden başlasa hani..
kapıdan içeri girip merhaba desen..
gözlerimi kapasam sana..
sonra açtığımda yine sen olsan..sen olsam..
hani gitmesen diyorum..
...
ben bi yüzümü yıkıyım..
sonra git o zaman..
çok şey istemiyorum..
fazla kalmam..
...
en son nasıl gördüysen o şekilde hatırla beni..
...
sen gittikten sonra ne mi yapıcam?
biraz amfetamin alıcam önce..
sonra uyku ilaçlarımı alıcam..
...
uyuyucam evet neden ki?
sen gidersen uyumam lazım..
gözlerimi Tanrı'ma kapatmam gerek..
...
uyku sorunu çekmiyodum uzun zamandır hayır..
uyuyamadığım için öyle bi sorun kalmadı ki..
...
bak saatlerdir gitmek için uğraşıyosun..
...
geç oldu biliyorum..
dedim ya işte sana seninle beraber çabuk geçiyo be zaman..
...
şimdi nasıl olacak?
...
yani gidersen..
...
tamam daha fazla çırpınmıyorum..
boğulduğumun farkındayım..
cümlelerim eksiliyo..
...
sen şimdi git ben arkanda kalan kelimelerimi sökiyim dişlerimin arasından..
sessizlik olmasın..
sensizlik kadar kötü olur sonra bu olay..
çığrından çıkar..
................
gitmişsin..
biliyodum gözlerimi kapatmamam gerekirdi..
uyanmadım hala..
gidişinin bilmem kaçıncı gününündeyim..
yeni yaşıma girdim..
en dip yasımdayım..
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

ÖZLEDİM SENİ..

özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı
yürüyüşlerimizi
sevimli haşarılığını
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
''git artık'' demek
''beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa''
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

CAN YÜCEL
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Yaşıyor ama uzaktaysam senden
bilki seni hiç unutmadım
ölüm değilse bizi ayıran yazık olmuş
hata yapmısız
senden yada benden ne farkeder
şeytana uymuş aşkı yakmısız
adımı sölemezdin bana seslenirken
aşk derdin ''aşkım'' derdin
her aşk dediğinde
beni kendine dahada aşık ederdin..
.......
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Ahmet Selçuk İlkan- Kim

sen bu şiiri okurken
ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım
artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası
nede telefonların çalacak gece yarısı

seni sana beni beni bir akıl hastanesine bırakıp gideceğim bu şehirden
nasılsa nasılsa kavuşamadım sana
nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım
nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın

ne ettimse ne yaptımsa bir türlü sana yar olamadım
işte çıkıp gidiyorum hayatından
işte senide sana bırakıp gidiyorum

artık pusulam hasreti saatim yanlızlığı
ve takvimler sensizliği gösteriyor bana
neylersin yolcu yolunda gerek
belki bundan sonra belki senden sonra
adam olur bu asi yürek
dersini alırda bu sevdadan
birdaha boyundan büyük denizlere asılmaz kürek


sen kimbilir kaçıncı uykuda
sen masal varisi bir rüyada
sen korsan yüreğiyle pusuda
ben yollarda olacağım
ve seni unutacağım


yarın bu saatlerde ben yollarda olacağım
sen kim bilir kaçıncı uykuda
masal varisi bir rüyada
ve elbette o korsan yüreğin yine pusuda

oysa oysa ilk defa sesimi duyamayacaksın
sitemlerin sahipsiz soruların cevapsız kalacak
belki ilk defa içini kemirecek yokluğum
tanımadığın bir korku içini kaplayacak
ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın

ne oldu ne oluyor ne olacak

sonra bir gözün kör
bir kulağın sağır bir ayağın kırık
bir kolun kesik düşeceksin yollara
yani baştan başa yarım yani baştan başa eksik

bütün duvarlar üstüne yıkılacak
belki ilk defa unutuldum diyerek
yüreğin sızlayacak
ve sen ve sen bu şiiri okurken
ayrılığımız çoktan başlamış olacak

belkide tek tesellin belkide son tesellin
sana yazdığım bu son şiir olacak
sakın unutma
bütün şehirler uyur istanbul uyumaz
ve bir gün bütün sevenlerin unutur seni
ama bu şair yürek asla unutmaz

........
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

SANA BAKMAK

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır

YILMAZ ERDOĞAN
 
---> Gönlüm Düştü Aşk'a

Hayat Bazen Boş Bir Kağıt
Güzelliklerle Doldurman Gerekir
Bazen de Dolu Bir Defter
Anlamsız Olanları Silmen Gerekir.

Hayat Bazen Yalnız Bir İnsan
Öylece Bırakman Gerekir
Bazen de Çaresiz Bir İnsan
Buralardan Gitmek Gerekir.

Hayat Bazen Akan Gözyaşı
Hemen Silmemek Gerekir
Hayat Bazen Özlem
Hemen Gidermek Gerekir.

Hayat Bazen Karanlık Bir Oda
Korkmamak Gerekir
Hayat Bazen ÇıkmaZ Sokak
O Zaman Ne Yapmak Gerekir?

Hayatın Ne Önemi Var ki Sevda Karşısında
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst