fıkralar zuhahahaha

DENEME ATLAYIŞI
Temel ile tursin askerde eğitimlerini paraşütçülük üzerine yapıyorlardı.
Komutan: Bu bir deneme atlayışıdır, şimdi herkes sırayla atlayacaktır sonra aşağıda buluşma yerine gidip diğerlerini bekleyecektir, eğer paraşüt açılmazsa fazla telaş yapmayın ikinci paraşütü deneyin der ve herkesi teker teker atlatır. Temel birinci paraşütü çeker açılmaz o anda ordan geçen Dursuna bağırır:
- Ula Tursun paraşüt açilmiy der.
Dursun soguk bir kanlılıkla yedeği çek der. Temel onuda dener oda açılmaz. Temel Dursuna yine bağırır:
- Ula yedeğide çektum oda açilmiy, galiba yere çakilip öleceğum Dursun der. Dursun Temeli şöyle bir süzer ver derki:
- Ula Temel hiç korkma haçen bu sadece denemedur
 
DÜŞÜŞ
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.
 
KUŞ YEMİ
Bizim Temel bir gün elinde bir çantayla havaalanına geliyor uçağa binmek için. Havaalanındaki güvenlik alanından geçerken tarama yapan alet ötüyor, bunun üzerine güvenlik görevlisi Temel'e soruyor:

-Çantanızda ne var?

Temel:

-Kuş yemi var, diyor.

Görevli:

-O zaman bir daha geçin bakalım, diyor.

Temel tekrar geçiyor ama alet yine ötüyor. Bunun üzerine görevli Temel'den çantasını açmasını istiyor. Temel çantayı açınca, altın, gümüş, mücevherât, kıymetli saatler filân çıkıyor ortaya. Görevli Temel'e soruyor:

-Hani kuş yemi vardı içinde?

Temel:

-Valla ben bunları götürüp kuşun önüne koyuyorum. Ama yer ama yemez...
 
NASIL ÖLÜRMÜŞ ?
Temel ile Dursun Toronto'ya gelmişler. Dünyanın en yüksek kulesi olan CN Tower'i gösterip Temel, Dursuna:
- Haçan burasi o kadar yüksek ki yukaridan düştüğün zaman aşağiya gelene kadar 3 gün geçer.
Dursun:
- Hadi yaa.. Peki düşünce ölür müsün? diye sorunca,
Temel:
- Ne zannettin ya 3 gün yemeden içmeden yaşanirmi da..
 
DOPİNGLİYMİŞ
Çok miktarda doping hapı alan Temel maraton yarışına katılmış... Sonuncu olmuş...
İdris haklı olarak sormuş:
- Yahu neden sonuncu oldun?
- Doping yaptığım anlaşılmasın diye, demiş Temel...
 
HEPSİ GEÇİMSİZMİŞ
Temel, İdris'e havasını atıyormuş:
- Haçan penum buyük dedem Rus harbinde Ruslara karşi savaşti... dedem Çanakkale harbinde İnciluzlere karşi savaşti... Babam Kurtuliş Savaşı'nda Yunan'a karşi savaşti...
İdris atılmış:
- Ula demiş, haçan senun de ne geçimsuz sulalen var imiş!
 
TELEFON KİMİN
Golf kulübünün soyunma odasında bir sürü adam giyiniyormuş. Ortada duran bir cep telefonu çalmis Temel açmış ve giyinirken konuşmaya başlamış

-Alo

-Merhaba şekerim kulüptemisin?

-Evet

-Ay ben burada süper bir deri ceket gördüm Bin dolarcık Alabilir miyim?

-Oluuur...Mademki cok sevdin al tabii....

-Aslında buradan önce de galeriye uğradım 2003 modelleri gelmiş tam istediğim renkte bir tane buldum.

-Ne kadar?

-60 bin dolarcık...

-O parayı vereceksem bütün aksesuarlarını isterim ama...

-Yaşasınnn...Bir şey daha var ...Geçen sene begendiğimiz ev yine satılık ve 450 bin dolar istiyorlar..

-Tamam ama 420 bin dolardan fazla verme sakın ...

-Oldu şekerim Sonra görüşürüz .Seni seviyorum..

-Ben de seni.. Görüşürüz.
Temel telefonu kapatıp şaşırmış bir şekilde onu seyreden topluluğa dönüp sormuş.

-Bu telefon kimin bilen var mı?
 
VURDUK ONU
- Babam öldü, demiş Temel.
İlyas sormuş:
- Neden öldü?
- Apartmanın sekizinci katının balkonundan düştü.
- Eyvah parçalandı mı?
- Yok, girişteki bakkalın tentesine düşünce oradan havalanıp karşı apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarptı, nasıl öldü?
- Yok, karşı apartmanın balkonunda çamaşırlar asılı idi.
Çamaşır ipine vurup fabrikanın bahçesine düştü.
- Orada mı öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikası, bahçedeki yayların üzerine düşüp havalandı yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrası ne? Baktık ki yere inmiyor, biz de vurduk onu.
 
BİSİKLET TAMİRCİSİ
Fıkra bu ya :Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. O sırada bara gelen bir müşteri onları görür ve şaşkınlıkla :

-Siz Hitler ve Stalin değil misiniz? diye sorar.Onlar :

-Evet.

- Eee napıyosunuz burada?

-3'uncu dünya savaşını planlıyoruz.

-Neler yapacaksınız?

14 milyon yahudi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz.

-Bisiklet tamircisi mi?

Hitler Staline döner ve:

- Ben sana demedim mi yahudileri kimse takmaz diye
 
YANGINDA
Üç kiş bir apartman yangında çatıda kalmışlar.Hemen itfaiye olay yerine yetişmiş tabi.Ve aşağıya hemen bir branda serilmiş.Ve üç kişden en küçüğü çocuğa atla demişler.Çocuk aşağıya atlamış tam yere düşerken itfaiyeciler brandayı çekivermişler ve çocuk ölmüş.Daha sonra erkeğe atla demişler erkek yanlışlık oldu bana olmaz herhalde demiş,atlamış o da yere yapışmış.En son çatıda kalan bayana demişler bu sefer atla diye.Kadın:
Hayır az önce diğerlerine ne yaptığınızı gördüm.Benim ölmeye niyetim yok atlamayacağım demiş.
İtfaiyeciler :
Biz çocukları ve erkekleri sevmeyiz,ondan öyle yaptık deyince yukardakinden gelen cevap:
Olsun ben yinede size inanmıyorum.Brandayı yere bırakıp etrafından ayrılın,ben öyle atlayacağım...
 
MANTIKLI MI YASAL MI?
Bir öğrenci, lojistik ve organizasyon dersinin yazılı sınavından kalıyor.
Öğrenci: Siz beni cezalandırıyorsunuz. Bunu hiç anlıyor musunuz?
Profesör: Evet tabi ki.Yoksa nasıl profesör olabilirdim?
Öğrenci: İyi o zaman. Size birşey sormak istiyorum. Eğer doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu alıyorum ve gidiyorum. Fakat bununla beraber eğer cevabı bilemezseniz bana iyi not vereceksiniz.
Prof: Anlaşıldı tamam. Sor bakalım.
Öğrenci:Yasal olupta mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olupta ama yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?
Profesör iyice bir düşündükten sonra hiç bir cevap veremiyor. Ve o öğrenciye iyi not vererek onu geçiriyor. Daha sonra profesör en iyi öğrencisini çağırıyor ve ayni soruları ona soruyor. Öğrenci hemen cevap veriyor:
"Siz 63 yaşındasınız ve 35 yaşındaki bir bayanla evlisiniz. Bu yasal ama bununla beraber mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir dostu var, bu gerçi mantıklı ama yasal değil. Siz, karınızın dostuna iyi bir not veriyor ve onu geçiriyorsunuz oysa ki o sınıfta kalmıştı. Bu ise ne mantıklı ne de yasal."
 
HABER VERİYOR
Temel'in askerliğini yaptığı bölükte bir askerin babası ölmüş. Komutanlar bu acı haberi o askere nasıl söyleyelim diye düşünürlerken Temel'i görmüşler."Hah demişler bunu ancak Temel'e söyletiriz", demişler ve Temel'i çağırmışlar. Temel'e :
-Temel arkadaşın Ahmet'in babası ölmüş. Bunu kendisine alıştırarak ancak sen söylersin. Ahmet'i çağır ve bunu kendisine söyle, demişler.
Temel Ahmet'e bağırarak :
-Ula Ahmet çabuk pura gel.
Ahmet :
-Ne var Temel, der.Temel :
-Senin Emicen varmidur?
-Vardır.
-Dayın varmidur?
-Vardır.
-Anan varmidur ?
-Vardır.
-Baban varmidur ?
-Vardır.
-Nah vardur!
 
TEMEL KLAVUZ AVCI
Köyün gençleri Temel'e gelip:"Temel amca, sen eski avcılardansın bize avlanmayı öğretir misin?" demişler.Temel de onları kıramamış ve hep birlikte ava cıkmışlar. Ormanda gezerken küçük bir delik görmüşler.Temel: "Çocuklar habu gördiğunuz tavşan deliğidur.Silahi doğrultup bekleyeceksin tavşan çıktı mı vurdun vurdun vuramadın gitti", demiş. Biraz beklemiş ve tavsan çıktığı anda Temel onu halletmiş. Biraz daha gitmişler, bu sefer ilk delikten daha büyük bir delik görmüşler.Temel: "Aha bu da tilki deliğidur.Silahi doğrultup bekleyeceksin tilki çıktı mı vurdun vurdun vuramadın gitti", demiş ve tilki çıkınca onu da vurmuş. Biraz daha gitmişler bu sefer bir insan boyunda delik görmüşler.Temel: "Bu gördiğunuz de ayi inidir.Silahi doğrultup bekleyeceksin, ayı çıkti mı vurdun vurdun vuramadın gitti", demiş ve daha öncekilerde olduğu gibi ayıyı da vurmuş. Biraz daha gittiklerinde, neredeyse 5 insan boyunda bir delikle karşılaşmışlar.Temel biraz çekinmiş:"Ula uşaklar bu kadar yeter hadi geri dönelim", demiş.Gençler dönmek istememiş.İllaki buraya da bakalım demişler.Temel ısrarlara dayanamamış."Pekala herkes tüfeğini hazirlasun hep birlikte içeri girelum", demiş. Hep birlikte dev gibi ine girmişler.Biraz sonra içerden silah sesleri gelmiş. Ertesi gün gazetelerde manşet:" Teroristler, Trabzon-Rize seferini yapan trene saldırdı!"
 
HAMSİ ALACAKTI
Karadenizli adam dükkana girdi ve hamsi istedi...
"Karadenizli misiniz" diye sordu tezgahtar.
Adam kızdı:
"Karadenizliyim ne olacak ?" Ve başladı yine öfkeyle sormaya :
"Ne yani? Şimdi Antep fıstığı istesem 'Antepli misin' diye mi soracaksın ?
'Izmir tulumu' istesem Izmirli, 'kestane şekeri' istesem Bursalı mı olacaktım?"
"Yooo" dedi tezgahtar ..
"O zaman niye sordun ? 'Karadenizli misin' diye ?"
"Burası NALBUR dükkanı da ondan"
 
EN KÖTÜSÜ
Bir diyetisyen, huzurevinde geniş bir kalabalığa konferans vermektedir:
"Midemize indirdiğimiz herşey bizleri her an öldürebilecek kadar
tehlikelidir. Kırmızı et kanser yapar, gazlı içecekler midemizin dokusunu
tahriş eder, sebzeler öldürücü bakteriler barındırabilir, Çin yemekleri
karbonhidrat yüklüdür. Ayrıca hiçbirimiz içme suyunun barındırabileceği
mikropların uzun vadedeki etkilerinin farkında bile değiliz. Fakat bir
yiyecek vardır ki içlerinde en tehlikelisidir. Hepimiz onu mutlaka
yemişizdir ya da yemek zorunda kalabiliriz. İçinizde birisi en ciddi
rahatsızlıkları yaratacak ve uzun yıllar bizlere acı verebilecek bu
gıdayı tahmin edebilir mi ?"

Ön sıralardan 75'lik bir ihtiyar ayağa kalkar ve yanıtlar, "Düğün pastası."
 
25 SENT
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
 
DEDİĞİ DEDİK
Temel ile Cemal tuttukları balığın dişi mi erkek mi olduğu konusunda iddialaşmış. Temel çözüm önermiş.
- Yüzbaşıya soralım.
- O ne pilir ki?
- Ama dediğu dediktur.
 
YANLIŞ ANLAMIŞ
Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir deve kuşuyla bara girmiş,
herkes şaşkın falan öyle adama bakıyorlar, adam bara yanaşmış:
-Barmen bana bir viski, ona da büyük bir bardak su...
Barmen talepleri yerine getirmiş, bir tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:
- hesap lütfen, demiş.
Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış,
Parayı çıkartmış, tam hesapla aynı.... ertesi gece adamımız geri
gelmiş,yanında tabii devekuşu da var,
-Barmen bana bir viski, ona da büyük bir bardak su...
Barmen istediklerini vermiş, bir tek iki tek, saat geç olmuş, adam hesabı istemiş, barmen hesabı göstermiş, adamımız elini cebine atmış, çıkartmış, tam hesap miktarı.... barmen şaşkın ama nafile.... birkaç gece sonra adamımız deve kuşuyla beraber geri gelmiş, barmenin içi içini yiyor... adam:
-Bana bir viski, ona da su ver..
Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı istemiş, barmen bol küsuratlı saçma sapan bir miktarı hesap olarak adama vermiş, adam
elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap, barmen oynatmak üzere, dayanamamış:
-beyefendi bir süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama bir şey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem; her gece cebinizden çıkan para hesapla kuruşu kuruşuna,küsuratıyla aynı oluyo, bunu nasıl başarıyorsunuz?
Adamımız gülümsemiş:
- Bir gün karşıma bir cin çıktı, üç dileğimi sordu;ilk olarak karizmatik ve yakışıklı bir tipim olmasını istedim, 2. dileğimde ne almak istersem istiyeyim elimi cebime attığımda
parası aynen cebimden çıksın istedim, barmen:
- Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?
Adamımız: - onu hiç sorma, son dileğim; beni hiç bırakmıyacak uzun bacaklı bir piliçti, yanlış anladı şerefsiz....!!!
 
SARIŞIN ÖĞRETMEN
Sarışının biri ilkokul öğretmeni olarak staja baslar, çok heveslidir.
Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun
alanının sonunda kenarda durduğunu görür. çocuğun iyi olup olmadığını
öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuk bir sorununun olmadığını
söyler.Bir sure sonra sarısın çocuğun yine tek basına aynı yerde durduğunu
görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak, "senin arkadasın olmamı
ister misin?" diye sorar, çocuk pek hevesli olmamakla birlikte "tamam"
der. İlerleme kaydettiğini düşünen sarışın öğretmen "Bütün çocuklar
topun pesinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?" diye sorar.
Afallayan cocuk hayretle cevap verir:
"Çünkü ben kaleciyim!!!"
 
NEREYE GİTMİŞ ?
Temel arabası bozulan bir kadına yardım etmiş..Kadın onu yemeğe davet etmiş.Temel eve sabaha karşı dönmüş.Kulağının arkasına bir tebeşir koymuş...

Fadime henüz yatmamış,onu bekliyormuş..Temel başlamış sıralamaya;

-Bir kadına yardım ettim...Beni yemeğe davet etti...Oradan çıktık,birşeyler içtik,sohbet ettik,gülüp eğlendik...Falan filan...

-Yalancı,demiş Fadime; -Kulağının arkasındaki tebeşiri görmedim sanma...Sen yine bilardo oynamaya gitmişsin...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst