fıkralar zuhahahaha

MİYAV
İki deli, akılhastahanesinden kaçmaya karar vermişler. Gece vakti hızlı bir şekilde duvardan atlayarak
boşluktaki tarlaya çıkmışlar. Tellerin arasından sürünerek ilerlerken bir bekçi bunların hışırtısını duymuş.
Hemen bağırmış:
-Kim var orada?
Delilerden biri hemen:
-Miyaw, miyaww diye seslenmiş. Huşırtıyı kedinin çıkardığını zanneden bekçi tam geri dönecekken deliler yine
sürünmeye başlamışlar ve yine bir hışırtılar başlamış. Bekçi hemen dönmüş ve bağırmış:
-Kim var orada?
İyice sinirlenen deli:
Miyaw dedik ya len demiş
 
25 CM.
Adamın biri bara girmis.. Üç duble viski içtikten sonra barmene
-"Ödeyecek param yok,Ama cebimde 25 santimlik bir piyanist var.Sana istediğin herşeyi çalabilir.."
-"Hadi ordan sarhoş" demiş,barmen.Adam elini cebine atmış. Çıkarmış 25 santim boyunda bir piyanist. Piyanosu da önünde..
Barmen şaşkın
-"Türk marşı"diyebilmiş.Bir döktürmüş 25 santimlik piyanist, Mozart'ı..
-"Bu nasıl iş" demis barmen şaşkınlık içinde..
-"Hurdalıkta bir lamba buldum,bin yıllık.. Parlatmak için ovarken içinden bir cin çıktı..
Bin yaşında.Çökmüş.Kulakları da zor duyuyor.."
Elini öbür cebine atmış, bir eski lamba çıkarmış. Barmen'in önüne koymuş.
-"Ovala ve dilek dile" diye..
Barmen ovalamış lambayı.Hakikaten bir ihtiyar, ayakta zor duran cin.Bir eli kulağında
-"Haa.. Hii.." deyip duruyor..
-"Burada bu sigara dumanı ve içki kokuları arasında, iki ciğerim de perişan hale geldi.. Bana iki yeni ciğer" demis, barmen..
Hooop!.. Barın başında, pos bıyıkları , kocaman şapkaları, yeşil kırmızı kılıkları ile iki Yeniçeri.
-"Ama ben yeniçeri değil, yeni ciğer istemiştim" demiş barmen..
-"Ya ben 25 santimlik piyanist mi istedim sanırsın!.."
 
30 YIL
40 yaşlarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinden geçmis durumdaydı. Doktorlar kurtarmak için çilgınlar gibi uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-"Yanına geliyorum Tanrım," diye inledi kadın.
-"Hayır," diye cevap geldi yücelerden,"daha önünde 35 yıl, 2 ay, 8 gün var..."
Kadın nihayet kendine gelmişti. Doktorlar mutluydu. Kadın daha da mutluydu.
Biraz iyileşince kesenin ağzını açtı.
Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüserini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan hastane yönetimi bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bomba gibiydi kadın. Kendini çok iyi hissediyordu.
Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu.
Dışarıya çıkıp temiz havayı içine çekti.
Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına.
Vahimdi durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu:
-"Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl vardı?"
Tanrı'nin cevabı şöyle oldu:
-"Tanıyamadım..."
 
KOPYALA
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.
Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?
Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
 
ALMAN VATANDAŞI
Uzun çabalar sonucunda Alman vatandaşlığına kabul edilen genç, babasına sürpriz yapmak için sevinç içinde eve koşmuş:
- Babaaa, bak Alman vatandaşıyım artık...
Birinci kuşak milliyetçilerden olan baba çok sinirlenir:
- Ulan soysuz, hangi yüzle gider de Alman vatandaşı olursun," diye gürlerken oğlunun suratına bir de Osmanlı tokadı akşeder... Koşa koşa geri dönen oğlan bir yandan da şöyle
söyleniyormuş:
- Şu hale bak yaa, Alman vatandaşı olalı bir saat geçmedi Türklerle başım belaya girdi...
 
AMİN
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam : - 1 milyar dolar.
Papa : - Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?
 
10..9..8..7..
Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-"Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
-"10" Bizimki de
-"Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?" Doktor:
-"9, 8, 7, 6...."
 
ALIŞKANLIK
Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim daha!
 
BİLYE
Doktorun karşısına iki küçük çocuk gelmiş. Birisi:
-Bir bilye yuttum. Onu çıkarmanızı istiyorum.
Doktor öteki çocuğa sordu:
-Ya sen ne istiyorsun?
-Onun yuttuğu bilye benim de, almaya geldim...
 
ÇALIŞIRKEN
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
 
İYİ DOKTOR
Kadının beşinci kocası ağır hastalanmış.Adam korkunç ağrılar içinde kıvranırken kadın telaşla söylenmiş :
-Hemen gidip bir doktor çağırayım!
Kocası :
-İyii ama, demiş, bari doğru dürüst bir doktor çağır.İyi bir doktor olduğundan emin misin?
Kadın :
-Emin olmaz olur muyum, demiş.Ölen kocamı da aynı doktor tedavi etmişti!...
 
KAMUFLAJ
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes çuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... En son çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees
 
UZMAN
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış. Bir gün bunu komutana da götürmüşler ve olan biteni anlatmışlar. Komutan inanmamış...
- "Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?", demiş.Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve
-"1.75 efendim", demiş.Komutan:
-"Doğru.. Hayret, nasıl bildin?" demiş. Asker
-"Bilirim tabi efendim, ben kereste uzmanıyım.."
 
AH OĞLUM
Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...
 
BOKS YAPSAM
Yaşlı bir öğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları anlatıyordu.Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?
Çocuk sakin sakin cevap verdi :
-İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!
 
BU NE ?
Bir ana okulunda öğretmen çocuklara paraları öğretmek istiyordu.Cebinden bir 25 kuruş çıkarıp gösterdi :
-Bilin bakalım bu ne?
Ön sırada oturan küçük bir çocuk çabucak cevap verdi :
-Tura!...
 
CESARET
Ögretmen öğrencilere soru:
-Cesaret neye denir?
Birisi parmak kaldırıp yanıtladı:
-Bir şeyi bilmediği halde, biliyormuş gibi yapıp, parmak kaldırmaya denir...
 
CARLO
De Gaulle Cumhurbaşkanıyken Italya'yı resman ziyaret etmiş. Gezi programında Fiat otomobil fabrikaları da varmış. Fabrikada dolaşırken
De Gaulle birden :
- "Oooo Carlo! Sen burada mısın?" diye bağırmış ve makinenin başında
çalışan bir işçiye doğru yürümüş. İşçide :
- "Vay Charles!" diye De Gaulle'e dönmüş, kucaklaşmışlar. Herkes
şaşırmış. Koca De Gaulle ve işçi Carlo! De Gaulle yanındakilere :
- "Carlo benim eski arkadaşımdır" demiş. "Çocukluğumuz beraber geçti.
Çok iyi insandır", demiş.
Fabrikanın yöneticileri hemen atılmışlar.
- "Bizim de en iyi işçimizdir. Çok severiz kendisini!"
Bir süre sonra İtalya'yı Nixon ziyaret etmiş. Onu da aynı fabrikaya
götürmüşler. O da aynı böüme gelince :
- "O Carlo!" diye haykırmış:
- "Sen buradasın ha!"
- "Vay Nik! Bu ne tesadüf? Bunca yıl sonra seni görmek..."
Sarılıp kucaklaşmışlar ve tekrar görüşmek ümidiyle vedalaşmışlar. Bu arada Nixon Carlo'yu Beyaz Saray'a çağırmış. Herkes şaşkın. Nixon gidince Carlo'yu İtalyan Dışişleri Bakanlığın'dan çağırmışlar:
- "Hadi De Gaulle çocukluk arkadaşında. Ya Nixon'u nereden tanıyorsun?"
Carlo gülmüş:
- "Gençliğimde Amerika'ya gitmiştim. Bir gangsterlik olayına adım karışmıştı. Nixon da çiçeği burnunda bir avukattı. Beni savundu ve
beraat ettim. O zamandan beri dostuz."
Sonra bir gün İtalya'yı Sovyet Başbakanı Kosigin ziyaret etmiş. Ona da aynı fabrikayı dolaştırmışlar. Ve aynı hikaye devam etmiş:
- "O Carlo yoldaş! Nasılsın? Seni bunca yıl sonra burada görmek beni çok sevindirdi."
- "Vay Kosigin! Ne günlerdi onlar. Şimdi oturup iki tek votka atsak ne güzel olurdu."
Herkes şaşkınlıktan küçük dilini yutacak.
Kosigin, yoldaş Carlo'yu Moskova'ya davet etmiş, o da :
- "Fırsatını bulursam gelirim.", demiş
- "Ama bu patronlar insana hiç fırsat verir mi?"
Kosigin gider gitmez, fabrikanın müdürü Carlo'yı çağırmış:
- "Yahu hepsini anladık ama Kosigin'i nereden tanıyorsun?"
- "Ben eski komünistim. Biz birbirimizi tanırız."
Müdürün tepesi atmış:
- "Sen böyle herkesi tanırmısın?"
- "Tanırım ya!"
- "Şimdi bana Papa'yı da tanıdığını söyleyeceksin herhalde!"
Carlo müstehzi olmuş.
- "O ne biçim laf? Elbette Paul benim en iyi arkadaşımdır."
Müdür hırsından kıpkırmızı kesilmiş.
- "Palavra atma yahu! Sen Papa'yı nereden tanıyacaksın?. Hem de arkadaşınmış... Lafa bak."
İşçi Carlo gayet soğukkanlılıkla cevap vermiş:
- "Ben iddiaya girmem, girenleride sevmem. Ama size dediklerimin doğruluğunu ispat edebilirim. Bu pazar Vatikan'a gidelim. Orada benim Papa'nın arkadaşı olup olmadığımı görürsünüz."
Müdür pazar gününü iple çekmiş. Sabah erkenden Carlo'nun evine arbasını göndermiş ve buluşup Vatikan'a gitmişler. Vatikan meydanı ana baba
günüymüş. Biraz sonra Papa balkona çıkıp halkı takdis edecekmiş.Bu arada Papa'yı merak eden herdinden ve milletten insan meydanı doldurmuş.
İşçi Carlo müdürü bir elektrik direğinin dibine bırakıp, kalabalığı yarmış ve Vatikan Sarayı'nın kapısından içeri girmiş. Müdür şaşırmış ama, "Dur bakalım!" diye kendi kendini teselli etmiş..Biraz sonra balkonun kapısı açılmış ve Papa ile Carlo kolkola
yürümüşler. Hem de gülerek. Papa hıristiyanları takdise başlarken Carlo da sağa sola bakarak müdürü aramış. Bir de ne görsün koca müdür
birseksen uzanmış, yerde yatıyor ve etrafındakiler kendisini ayıltmaya
çalışıyorlar. Caorlo hemen Papa'ya dönüp
- "Bana müsaade, bizim müdür bayılmış" diyerek ayrılmış.
Koşup müdürün yanına gelmiş. Birini elinde kolanya müdürü ayıltmaya
çalışıyor. Carlo dayanamayıp sormuş:
- "Ne oldu bu adama?"
- "Bilmiyoruz! Siz Papa'yla balkonda görününce arkasında duran iki japon
-Allah Allah! Şu adam bizim Carlo! Ama yanında duran adam kim? dediler ve bu da düşüp bayıldı."
 
BAKAN KARISI
Bakanlardan birinin ölmesiyle başka bir milletvekili onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. Adam hemen karısına telefon ederek, bu haberi vermek istedi :
-Bir bakan karısı olmak ister miydin? diye sordu.Karısı biraz düşündü sonra:
-Hangisinin?
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst