fıkralar zuhahahaha

MÜHENDİS GETİRİRDİK
Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor.Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor.... Köye gelmiş olan Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar :
-Ne yapıyorsunuz böyle?
-Yol yapıyoruz.
-Bu eşek ne için?
-O, yolun mühendizi. Yola uygun geçeneği o gösterir.
Barış Gönüllüsü katıla katıla güler :
-Ya eşek bulamasaydınız?
-İşte o zaman Amerika'dan mühendiz getirirdik!
 
PAPAZ
Papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça sormuş:
"Gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı?" Zangoç'ta derin bir sessizlik... İyice köpürmüş Papaz: "Sana soruyorum be adam! Duymuyor musun?" "Hayır, buradan hiçbir şey duyulmuyor efendim!" Olacak şey mi! İki adım öteden beni duymuyorsun..."
Zangoç bıyık altından gülmüş;
"İsterseniz yer değiştirelim, anlarsınız..." Yer değiştirmişler. Bu kez Zangoç seslenmiş: "Kilise için toplanan yardımları kim iç ediyor?"
Papaz kendi kendine söylenmiş:
"Hakikaten yahu! Buradan hiçbir şey duyulmuyor."
 
BİLETİMİ YIRTIYOR
Delinin biri sinemaya girip, filmi seyretmek istiyordu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
"Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"
 
EŞEK KAYBOLUNCA
Nasreddin Hoca'nın eşeği kaybolunca arkadaşları üzülmüş ve eşeği aramaya koyulmuştu. Hoca ise bunların arasında:
"Allaha şükürler olsun", diye dolaşıyordu.
Arkadaşları dayanamadı:
"Hoca efendi biz üzülüyoruz ve eşeğini arıyoruz, sen ise şükürler olsun diye adeta seviniyorsun, bu ne haldir." deyince:
Hoca: "Ben eşeğin kaybolmasını değil, eşeğin üzerinde ben olmadığıma şükrediyor seviniyorum, yoksa dört gündür ben de yitik olacaktım
 
BAŞKASININ PANTALONU
Öğretmen çocuğa sormuş,
'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş
'Her halde üzerimde başka birinin pantalonu var!'
 
KANCA
Sahil kasabasındaki meyhaneye giren tek bacağı, tek kolu ve tek gözü olmayan kara korsan müşterilerin derhal dikkatini çekmiş.
Tahta bacağını ileri doğru uzatıp kanca kolunu yanındaki iskemleye dayadıktan sonra içkisini yudumlayan korsana meyhanedekiler biraz hoşbeşten sonra merakla sormuslar:
- Bacağını nerede kaybettin?
- Preveze deniz savaşında...
- Ya kolunu?
- Düelloda...
- Peki ya gözüne ne oldu?
- Güvercin pisledi...
- Güvercin pislemesi gözü kör eder mi?
- Güvercin pislediği gün koluma kancayı yeni taktırmıştım
 
SİYANÜRLÜ KARPUZ
Bir karpuz tarlası olan çiftçi, her aksam tarlasına çocuklariın dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini farketti. Epey düşündukten sonra, tarlaya bir uyari levhasi koymaya karar verdi.
"Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi! "
Ertesi akşam karpuz yiyemeden kaçan cocukları keyifle izledi.
Bir hafta sonra, çiftci tarlasında geziyordu. Karpuzlarıniı kontrol ederek eksik olmadığıı düşünürkenken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti
"Şimdi o karpuzlardan iki tane var !"
 
KUAFÖR
Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarışın adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin??"
Kız gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Boşversene" der adam, "Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!"
"İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor..."
 
DEĞİŞİM
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.. gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymis...
Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor... bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:
"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme... peki ama bu değişikliğin sebebi nedir??"
Kuveyt'li kadın cevap vermiş:
"Mayınlar..."
 
YİNE KARDAYIZ
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
 
İYİLİK
Okulda öğretmen çocuklardan hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister..Sınıftada 3 afacan çocuk vardır.. Hafta başı gelince öğretmen sırayla herkese ne tür iyilikler yaptıklarını sormaya başlar.. Sıra bizim afacanlara gelmiştir..
Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..?
Ali övünerek: Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der.
Öğretmen: Aferin der..
Sıra Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar..
Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Öğretmen : Peki hala der..
Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Hoca biraz düşünür ve sorar:
-Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep bir ağızdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
 
MESLEK
Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu :
-Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor? Tuna :
-Otobüsleri kaldırıyor efendim, dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu:
-Pekiyi anlayamadım, neymiş babası? Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi:
-Vinç miş, vinç!
 
KURTARMAZ
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
 
DENİZE GİRMEK YASAK
Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş. Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş:
-Eee, noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim.
Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
 
OSCAR
Atlas Okyanusu'nda giden geminin kaptanı gemide olan bütün herkesi güverteye çağırmış. Herkes gelince
-Size bir iyi bir kötü haberim var.
Önce hangisini söyliyeyim.
Herkes: "İyi" demiş.
-13 dalda oscar kazanacağız.
 
İDDİA
Nasreddin Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir. Hava da cok sıcak olduğundan hem kendisi hem eseği kan ter içinde kalırlar. Hoca odunları indirir, yerleştirir. Karısına:
- Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver, diye seslenir.
Karısıda o gün yorgun olduğundan:
- Efendi, benim işim var, sen yemleyiver, der.
Hoca sıcaktan iyice bunalmış vaziyette kendini minderin üzerine atar.
- Olmaz! Hiç halim yok, veremem, sen ver der.
Eşeğin yemini sen vereceksin ben vereceğim derken iş kızışır. Epeyce tartışırlar. En sonunda Hoca:
- Pekala! Öyleyse aramızda bahse tutuşalım. Kim önce konuşursa eşeğe o yem versin. Anlaştık mı? der.
Karısı teklifi kabul eder. İkisi de birer köşeye çekilirler. Az sonra kadın, el işini alarak komşuya gider. Hoca birşey diyemez. Aradan biraz zaman geçer. Eve bir hırsız girer. Hoca'yı görünce kaçacak olur. Ama Hoca'dan hiç ses ve tepki gelmediğini anlayınca kaçmaktan vazgeçer. Ortalıkta ne var ne yoksa koca bir çuvala doldurur. Hoca'nın gözleri önünde çuvalı yüklenerek evden çıkar. Karısı epey zaman sonra eve girip evin halini görür. Eşyaların yerinde yeller esmektedir. Telaşla:
- Bu ne hal? Efendi! diye çiğlik atar.
Hoca yattığı yerden doğrularak:
- Haydi bakalım Hatun, bahsi kaybettin. Eşeğin yemini sen vereceksin! der.
 
BİZİ DE UYANDIRIR MISINIZ?
Adam otele gelip resepsiyona kaydını yaptırırken görevli sordu :
- Sabah sizi kaçta uyandırmamızıi istersiniz? Adam başını salladı :
- Hiç gereği yok. Ben her sabah saat beşte kendim uyanırım. Resepsiyonda ki görevlinin yüzü güldü :
- Aman ne iyi. Lütfen uyandığınız zaman bizi de uyandırır mısınız?..
 
TOPUN HACMİ
Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kırmızı top verip bunun hacmini nasıl bulacaklarını sormuşlar. Matematikçi, bir mezura ile etrafını ölçüp formülle yarıçapını hesapladıktan sonra diğer bir formülle yarıçapından hacmini bulacağını söylemiş. Fizikçi ise topu suya batırıp yer değiştiren suyun hacmini ölçerek topun hacmini bulabileceğini söylemiş. Top son olarak mühendisin eline verilmiş, mühendis topu şöyle biraz çevirip bakmış ve sonra: "Bana kırmızı toplar kataloğunu bulun"
 
VANTROLOG

Vantrolog eline geçirdiği kukla ile konuşuyor ve aptal sarışın fıkraları anlatıyormuş. Gösterisi biraz ilerledikten sonra birden orta sıralardan sarışın bir kadın ayağa kalkmış ve yükses sesle :
- Afedersiniz !
Bu çıkış üzerine vantrolog ve kalabalık durmuşlar ve sarışına bakmaya başlamışlar, sarışın :
- Görüyorum ki sarışınların ne kadar aptal olduğuna dair şakalar yapmaktasınız. Peki söyler misiniz, bu kanıya nereden vardınız ? Tek suçumuz saçımızın rengi mi yani ? Sizin bu yaptığınınz ırkçılık olmuyor mu ? Kadınların birçoğunun sarışın olduğu ülkelerdeki kadınlara hakaret etmiş olmuyor musunuz ? Tanımadığınız bu kadar kadına ettiğiniz hakaretler sizi rahatsız etmiyor mu ? Söyler misiniz ?!!
Bunun üzerine vantrolog çok mahçup ve üzgün bir yüz ifadesi ile :
- Şey, ... ben özür dilerim, ... sadece şaka yapıyordum. Eğer sizi ...
Sarışın Vantrolog'un sözünü keser ve :

- Ben sizle konuşmuyorum bayım. O elinizdeki küçük terbiyesiz adamla konuşuyorum ! Siz onu savunmayın, o cevap versin.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst