Dün gece

---> Dün gece

Bir adam gelir,
aŞkı başlatır.
Hayat değişir,adamın gözlerinde.

Bir adam gelir
aŞkın adını sevda koyar
Yaşam gelişir , adamın kollarında.

Bir adam gelir ,
Sevdayı yaşanılası kılar
Anlam kazanır ,yaşamak ,adamın kalbinde

Bir adam gelir
Sevda gözyaşlarına boyanır
Canın acımaya başlar, adamın sayesinde.

Bir adam gelir
Bir kadın gider
Sevda olur gözyaşı.



CemiLe K.
 
---> Dün gece

bu gece yine çok barlıyosun...
yoksa hani sana anlattığım kişiyimi görüyorsun?
peki iyimiymiş bari onu söyle.?
beni buralarda onsuz bıraktığına değiyormu olduğu yer?
şu an oda sana benimi soruyo yoksa?
ona deki onsuz yaşamayı öğrenemedim hala olmuyor işte
duhaf değilmi.. o nerde ben nerdeyim
ama gözlerimiz sende buluşuyor
hani yüreklerimiz hiç habersiz buluştuğu gibi
bana izin verdin senden ona köprü kurdum
aşk bumu acaba sence?
sen ne aşklara şahitsin
ne acılı yürekler gördün..
benim aşkımın seviyesi nerelerde acaba
bakma bana alaycı alaycı napim işte
yüreğim acıyor acıyor işte
sende olmasan inan cekilmezdi bu hasret ya neyse
ben yine ağlamaya başlarım şimdi
sende gökyüzünden ağlama der gibi bana bakarsın
napıyim çok uzun yıllar gecti aradan
iyleşmiyor yaram iyleşmiyor işte
şuramda hissediyorum gelecek biliyorum
ben ona ayla güneşle köprüler kurdum
onu ben her esen rüzgara her doğan güneşe sorudum
o bukadar vefasız biri değil.oda hissediyor ve anlıyor eminim
yine ağlıyorum işte napıyim elimden bunlar geliyor
offf off neyse yine üşütüm
hadi benim sırtaşım ve en değerli dostum
iyi geceler sana...

Ayşe
 
---> Dün gece

bebeğim
büyüyüp gitme ne olur bebeğim
sen benim yaşama kaynağımsınya
hayatıma reng, neşe verensinya
büyüyüp gitme ne olur bebeğim

hani konu sen olunca dururya dünya
akan suları ellerimle durdururum ya
işte ciğerimin en büyük barcasısınya
büyüyüp gitme ne olur bebeğim

bebeğim deyince bile yüreğim şahlanıyor
anneler böyle işte yürkten oluyor
dünyam seninle anlam buluyor
büyüyüp gitme ne olur bebeğim

hani sevgi delinen şey varya
hani acmadığı kapılar yok ya
işte bebeğim işte sen ondada ödesinya
büyüyüp gitme ne olur bebeğim

sen …sen dünyalar güzelimsinya
hani yüreğimin en zayıf noktasısınya
senin için düm cihanı karşıma alırımya
büyüyüp gitme ne olur bebeğim


ayşe
 
---> Dün gece

Sol yanımda hissetmek sevgisini
Tatmak ayrılığın acısını
Gözyaşı dökmek yok oluşuna
Aramak gizli bakışlarını
Beni bende değilde onda bulmak
Yakıştırmak gülüşünü
Teselli etmek için dil dökmek
Aldığı yaraları unutmasını dilemek
Onunla ağlamak
Ağladığı zaman başını yasladığını
Bir omuz olmak,üzülmek dertleriyle
Değildi ki zor gelen
Sadece söylememek
"SENİ SEVİYORUM"
Diyememek bu kadar kahreder..
 
---> Dün gece

Züleyha, kalbi acının anlamına doğru sınırlarda dolaşmaya başlayınca Yûsuf'a bir mektup yazmaya karar verdi. İçindeki hallere tercüman olacak sözcükleri bulup da Yûsuf'a göstermek istedi. Dedi, her vasfın karşılığı bir sözcük var nasılsa. Ben de halimi arz edeyim sözcüklerle Yûsuf'uma.

Papirüsten ezilmiş kâğıdı, sivri kalemi aldı eline....
Yûsuf, diye yazdı, nâmenin en başına, sayfanın tam ortasına. İçinden binlerce Yûsuf ses verdi.

Ey içimdeki yıldızlar mütercimi, ölü olmayan kuşlarım benim
Mısr'ın sularına dökülmüş kandillerin aydınlığı
Gizli bahçelerden geçen yeşillerin ıslak çoğulluğu
Konuşan ağacım bana, konuşan ırmağım benim.
Işıklı yağmurum.
Gözlerimle gören ey, ey gözleriyle gördüğüm.

Yûsuf, dedi Züleyha, nâmenin tam ortasına, sayfanın başına. İçinden binlerce Yûsuf daha ses verdi.

En derin kuyusunda kaybolduğum ey,
Nil'in sesi geliyor, gelsin, sesim Nil'e gitmiyor gitmesin.
Sesi bana gelmeyen, sesim ona gitmeyen ey.

Züleyha sayfanıın tam ortasına devam etti, Yûsuf, dedi.

Ey kalbimle seven
Ey kalbiyle sevdiğim.
Muhabbeti kolay giyilir libas olmayan,
Vahayı terk edip çölün rahmetine düşen defterim,
Yitik tahtına gönlünce kurulan çöl misillemesi sevdiceğim,
Dağ lâlesi
Çöl çiçeği
Âh benim yitik ezel gülü vasfınca sahiplendiğim,
âh beni ezel gülü vasfınca sahiplenip de sahiplendiğini henüz bilmeyen sevgilim,

Âh benim! Âh benim!
Ey adı gelecek zamanların ve mekanların insanlarına adımla birlikte kalacak olan,
Ey adım adıyla bile yazılacak olan
Sularıma dökülen karanlık, yoklarımı örten aydınlık
Tezatlarım benim, benim tekrirlerim
Ama muhabbetinden asla dönmediğim
Gün geçtikçe çoğalan benzetmelerim,
Sözcüklerim, lugatim. lisan hacmince vasıfladığım vâsıfım

Yûsuf, yazdı Züleyha, sayfanın tam ortasına. Hâlâ hitaptaydı kalemi, bir satır ileri geçemedi. Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses: Yan o zaman, yan o zaman! Züleyha devam etti:

Âh benim Yûsuf'um, âh benim, âh/senim, dedi, başka bir şey diyemedi.

Züleyha, Yûsuf'a bir mektup yazmaya başlayınca. Yûsuf diye başladı, Yûsuf diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha'nın lügatinde Yûsuf'tan öte sözcük yok.

Yûsuf, dedi, kelâmım artık sende hükümsüz. Ama kelâmımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelâmdan da ötede sadece âh var, âh ki dünya onun üzerinde durur, gök kubbe onun hararetiyle döner.
 
---> Dün gece

A benim nasiplim!
Senin aşktan yana nasibin varsa,
dokunsan da,dokunmasan da yanacaksın.
İyi bil ki, bazıları hasrette de vuslatta da yanar.
Zira onlar, aşk ateşinin sürekli temizleyen tesirine muhatap ve
bu vesileyle sürekli ve pek hızlı Hakk’a yaklaşan,bahtı güzel kullardır.
Allah aşkına, aşkı zayi etme!
Allah aşkına, aşk gibi aziz bir duyguyu, nefsinin arzularına kurban etme!
 
---> Dün gece

Rabıta-i Yâr.. Tefekkür-i Yâr.. Tahayyül-ü Yâr..
Ve Elhamdülillah.. Kalbim buldu inşirah..

.. Dîde ..
 
---> Dün gece

İlk ben değilim ya YAR’e tutulan..
Onun özlemiyle kavrulan,onun için ağlayan ilk ben değilim ya..
Hani sonda değilim biliyorum..Hani benden sonra nice aşıklar doğacak..
Hani benimki çok büyük sevda da demiyorum.
Leyla’yla Mecnun’a , Şems’e vurulan Mevlana’ya iddia da etmiyorum..
Benim aşk ateşim alemi yakar diye aşkımın şiddetiyle övünmüyorum da..
YARİN’e kavuşmak için kendini yakan pervanelerden ise hiç değilim.
Dünyada bir tek kendisinin böyle tutkulu bir aşka sahip olduklarını zanneden sarhoşlardan da değilim..
Hani yarin tatlı haline muhabbet edipte fena halini görünce dayanamayan terk eden vaz geçen timsali aşk müsveddelerinden de değilim..
Ah ben feleğin çemberinden geçtim.benim aşkım sessiz sedasız.insan gözü,kulağı değmemiş.
Benim aşkım garip. Öyle ki aşkımdan YAR’in değil yalnız YAR’in Rabb’inin haberi var..
Aşkını mutlak aşka basamak zanneden dışta mütevazi içte kibirlilerin en kibirlisiyim ben

Dide
 
---> Dün gece

Tam da gönlümü duâya açmıştım ki “aşk” diye bir şey çıktı karşıma.
Herkesin kendince yaşadığı bir muammâ…
Bir de baktım, aşkın kuralları sayılmış;
ama heyhât, o da ne, şu âlemde en kuralsız kimseler âşıklarmış.
Çünkü aşk, ne şekle girermiş, ne kaba sığarmış, ne de kalıba konarmış…
Gülerken ağlar, severken kaş çatar, içine işlerken kaçarmış.
NNT
 
---> Dün gece

Sertabîbim!
Yaraya da sevdâlıyım, merheme de.
Hâlimin tuhaflığı, dostlarımı ürkütse de,
gel ! dilediğince yak kül eyle vârımı.
Ürkmelerden uzaklardayım. Gayrına âmâ, emrine âmâde...
( .Su Külü. )
 
---> Dün gece

kalemim bitti, yitirdi şiirini şuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sis'e intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken
 
---> Dün gece

herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz?
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi! en kanadığımız yerden susalım
'gel' desen gelirdim
'git' dedin ve gittin
 
---> Dün gece

Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde
ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu
seni bulup bulup yitirdim düşlerimde
sonra yeniden buldum yeniden yitirdim
bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım
sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım
bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım
her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi...
 
---> Dün gece

Unutmuşum aşkta söylenenleri
Nasılsını bile bir başkaydı
Hemen gitme
Böyle tenhalaşmışım ya
Durup halini hatırını soruyorum gölgemin
Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle
Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor
Kovamıyorum da
Hemen gitme
 
---> Dün gece

rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi
kent suskun
ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde
imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken
ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar
imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan
gecenin en serseri yanını alırım günceme
 
---> Dün gece

yağmurlarla inseydin içime
içim senden yanaydı
yüzümdeki işgaller senden karaydı
seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi
sana yazacaklarım sil sil bitmezdi
ve ben
sende hiçbir şeydim
sen bende herşeyken
 
---> Dün gece

Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek,hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küfretmeyecek, Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.

Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak. ..

Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürlerle yemeklerle işi olmayacak. şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe.

Temiz olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri, Yahut pahalı parfümlerin sindiği, boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.

Kadın dediğin güzel olacak... Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terketmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek, başka sevgili
edinmeyecek.

Sarışın, renkli gözlü uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak.. .

Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıkları nı senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden, tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak. Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.

En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa...

Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle.

Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de...

Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Bileceksin ki evde "O" kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
Öyle bir kadın işte... Nerede öyle kadın yoktur deme...
Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!
CAN YÜCEL
 
---> Dün gece

Yüreğimdeki senli izleri siliyorum bir bir..
bu kez oldu bitti derken..
lekesi takılıyor gözlerime senden kalanların...

-senden başka hiç kimseyi...
-sus..!

tenini okşayan dudaklarım yanaklarından süzülenlere gebe..
çatlamış susamışsana aç...
teninde yeniden can bulmak ister gibi burkulmakta..

-seni çok özledim desem?
-deme..! ne olur..

Cama yansıyan yüzümü bir bir dövüyor yağmur damlaları..
esen fırtına yüzüme çarpıyor tokat gibi..
tebessümüm öksüz kalıyor camda asılı..

-sana bir kez gülümsesem?
-canım acırdayanamam..!

Soğuğa direnen bir yaprak gibi savrulurdun kırılgandın..
düş dalından savrul rüzgarınla bir tarafa..
bitsin artık..
ama sallanıp durma yeter...

-tüm kırılganlığınla bana gel desem?
-korkuyorum..!

Geceye eş değer siyah şiirlerim mahzun ..
sayfalarımın icinde senli lekeler..
bu kez oldu diyorum bu kez silmeliyim diyorum..
ağzı bantlı haykırışlarım isyan ediyor..
duymadığın kadar varım..
görmediğin kadar yakınındayım bu kez

-gitmeliyim artık desem?
-dur..!
...
artık çok geç..gitmeliyim....!

Bu gece;
dilimin ucunda asılı kalan son çırpınışlarım da
heba oldu uğruna.
 
---> Dün gece

Aşık olmak istiyorum..

Hani Varyant yokuşundan
İzmir'ime,her baktığımda derim ya,

Heytt be İzmir'im,Melike İstanbuldan önce seni görseydi, İstanbul'un lafınımı ederdi sanki?"

İşte öyle.. .

Yüzüne her baktığımda,
iyi ki yaşıyorum bee! diyebileceğim bir aşk istiyorum..

"İyi ki İzmir'de iyi ki kalbinde oturuyorum sevgilim"
diyebilmeliyim kolunun altına sırnaş sırnaş yerleşirken!

Aşık olmak istiyorum ....

Beni en az İzmir'im gibi kocamannn kucaklayacak,
Daraldığımda daha da daraltmayacak içimi;
soğukkanlı,

Kendimi kimsesiz hissettiğimde
Başımı yasladığım omuz olabilecek kadar
duyarlı...

İşte öyle
bir aşk istiyorum ben..

İzmir'im kokacak
nefesim gerdanında volta atarken!
Sonra İzmir'im göz kırpacak bana yukarıdan,
ağlama numarası yapacak

-ikimiz yalnızken bir akşamüzeri
Bir saçak altında birbirini sarmalayacak kalplerimiz!!-

Aşık olmak istiyorum kardeşim !!!

Hiç hesapsız !!

Ansızın çalsın istiyorum telefonum!!
"Nedeni yok sesini duymak için aradım"
demeli bir ses !!

Aşık olmak istiyorum işte var mı ötesiii!!

Varyant yokuşunda bir akşam,
Otobüsle çıkarken,
İzmir'im gari yanımda birilerini görüp
sevinmeli be kardeşim!

Aşka aşık şu yüreğe bu kadarcığı çok mu?

Aşık olmak istiyorum

Yok mu?



Ceyda Arslan
 
---> Dün gece

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mu...tlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım.
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil.
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım.
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım.
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım.
''Sana ihtiyacım var, gel! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım.
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım.

Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım.
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.

Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst