KoJiRo
Kayıtlı Üye
---> Dün gece
Elimizde vedalar için hazırlanmış bir harita olsa keşke.Çünkü; bilinmezlikle başa çıkabilmek bazen zorluyor insanı. Ayrılık sonrası yolumuzu belirleyen; sağa mı, sola mı, sapağa mı, düzlüğe mi, feraha mı, sıkıntıya mı doğru yol aldığımızı anlayabileceğimiz ve o yoldan başka bir yolun daha olduğunu görebileceğimiz şöyle açıklayıcı bir harita olsa diyorum...
Ne zaman biriyle vedalaşmak zorunda kalsam ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemem ve buz kesilirim o an.Uğurlamanın da uğurlanmanın da bir usulü vardır derler ya, hiç anlamam o işlerden.
Ve bu gece vedalar adına birkaç satır yazmak istedim.. Daha doğrusu şöyle derinliği olan bir vedayla gitmek istedim kendimce…
Bir aşkın nasıl yaşandığını o aşkı yaşayan iki insandan başka kimse bilemez aslında.Artık hayatımda olmayacak birini iyi anmaya çalışma çabalarım çevremdeki herkesi çileden çıkarsa da ve bu ısrarıma anlam veremeseler de ben böyleyim.İnanmışlığımın önüne hiçbir mantık geçmiyor işte…
Madem okuyorsun yazdıklarımı, şimdi dinle:
Işığı göremediğin, hayat adına umudunu yitirdiğin ve kendini çıkmaz sokaklarda hissettiğin anlarda bil ki sana iyi dileklerde bulunan bir yürek var.
Evet biraz cadıyımdır, huysuzumdur, sinirlenince ne dediğimi bilmem, ağzımdan çıkan lafların sonunu asla hesap etmem ama her şeye rağmen nasıl bir kalbim olduğunu en iyi sen bilirsin bu hayatta.Acıyan yanımla acıtmışımdır seni bunu unutma.
Bana yaşattıkların pek hoş şeyler değildi elbette ama tüm bunları şaşkınlıklarına, hayatın seni artık yorduğuna, huzur istediğine, verdiğin kadarını aynı anda almak istemene filan veriyorum.
Vicdanen bir rahatsızlık içinde olmadığını biliyorum ama keşke bazı şeyleri bilmeseydi, dediğini de duyar gibiyim.Ben de iyi ki duydum, demedim zira…
Uzun süren beraberliklerin sonunda iki yol vardır.Ya sonsuzluğa çıkılır el ele ya da sonsuza kadar ayrılır eller.Tüm aşkların çizilmiş bir kaderi vardır derdim de bir türlü inanmazdın bana Bak, sonsuza dek ayrı kalacaklar tayfasındayız artık.
Şimdi cd de ‘Cennet’ çalıyor…Mahşerde olduğumu düşündüğüm o geceden sonra bu şarkıyı bir daha hiç dinlemedim biliyor musun? Şimdi ise son dinleyişim…Nedense samimiyetle ve gerçekten hissederek bana dinle, dediğini düşünmekteyim hala.Bence artık sen de asla dinleme bu şarkıyı.
Bir zamanlar içim çok rahattı ayrılsak bile birbirimizi sevdiğimizi, varlıklarımızın başka başka insanlarla asla ikâme edilemeyeceğini, ne derdim olursa olsun aradığım an yanımda olacağını düşünüyordum.Şimdi benim telefonumda senin numaran yok, hatırımdaysa daha ne kadar kalır bilmiyorum. İşte, ayrılıkların en yaman çelişkisi de bu bence.
Umarım çok mutlu olursun umarım sonsuza dek ayrılmaz elleriniz ve umarım benle yaşayamadığın her şeyi onunla yaşarsın ve böylece yeni arayışlar içine girmene de hiç gerek kalmaz.
Derinliği olan bir veda olsun istedim…İstesem arardım seni ve yine aynı sözcüklerle veda ederdim sana ama o zaman vedam ölümsüz olmazdı. Ne ben, bu satırları yazarkenki kadar içtenlikle söyleyebilirdim aynı sözcükleri sana; ne de sen, şu satırları okurken gibi dinleyebilirdin beni.
Şimdi son söz:
Varsa hakkım helal olsun sana ve canın sağolsun.
Hoşça kal.
Okuyacaksın Biliyorum Dostça Kal...
Elimizde vedalar için hazırlanmış bir harita olsa keşke.Çünkü; bilinmezlikle başa çıkabilmek bazen zorluyor insanı. Ayrılık sonrası yolumuzu belirleyen; sağa mı, sola mı, sapağa mı, düzlüğe mi, feraha mı, sıkıntıya mı doğru yol aldığımızı anlayabileceğimiz ve o yoldan başka bir yolun daha olduğunu görebileceğimiz şöyle açıklayıcı bir harita olsa diyorum...
Ne zaman biriyle vedalaşmak zorunda kalsam ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemem ve buz kesilirim o an.Uğurlamanın da uğurlanmanın da bir usulü vardır derler ya, hiç anlamam o işlerden.
Ve bu gece vedalar adına birkaç satır yazmak istedim.. Daha doğrusu şöyle derinliği olan bir vedayla gitmek istedim kendimce…
Bir aşkın nasıl yaşandığını o aşkı yaşayan iki insandan başka kimse bilemez aslında.Artık hayatımda olmayacak birini iyi anmaya çalışma çabalarım çevremdeki herkesi çileden çıkarsa da ve bu ısrarıma anlam veremeseler de ben böyleyim.İnanmışlığımın önüne hiçbir mantık geçmiyor işte…
Madem okuyorsun yazdıklarımı, şimdi dinle:
Işığı göremediğin, hayat adına umudunu yitirdiğin ve kendini çıkmaz sokaklarda hissettiğin anlarda bil ki sana iyi dileklerde bulunan bir yürek var.
Evet biraz cadıyımdır, huysuzumdur, sinirlenince ne dediğimi bilmem, ağzımdan çıkan lafların sonunu asla hesap etmem ama her şeye rağmen nasıl bir kalbim olduğunu en iyi sen bilirsin bu hayatta.Acıyan yanımla acıtmışımdır seni bunu unutma.
Bana yaşattıkların pek hoş şeyler değildi elbette ama tüm bunları şaşkınlıklarına, hayatın seni artık yorduğuna, huzur istediğine, verdiğin kadarını aynı anda almak istemene filan veriyorum.
Vicdanen bir rahatsızlık içinde olmadığını biliyorum ama keşke bazı şeyleri bilmeseydi, dediğini de duyar gibiyim.Ben de iyi ki duydum, demedim zira…
Uzun süren beraberliklerin sonunda iki yol vardır.Ya sonsuzluğa çıkılır el ele ya da sonsuza kadar ayrılır eller.Tüm aşkların çizilmiş bir kaderi vardır derdim de bir türlü inanmazdın bana Bak, sonsuza dek ayrı kalacaklar tayfasındayız artık.
Şimdi cd de ‘Cennet’ çalıyor…Mahşerde olduğumu düşündüğüm o geceden sonra bu şarkıyı bir daha hiç dinlemedim biliyor musun? Şimdi ise son dinleyişim…Nedense samimiyetle ve gerçekten hissederek bana dinle, dediğini düşünmekteyim hala.Bence artık sen de asla dinleme bu şarkıyı.
Bir zamanlar içim çok rahattı ayrılsak bile birbirimizi sevdiğimizi, varlıklarımızın başka başka insanlarla asla ikâme edilemeyeceğini, ne derdim olursa olsun aradığım an yanımda olacağını düşünüyordum.Şimdi benim telefonumda senin numaran yok, hatırımdaysa daha ne kadar kalır bilmiyorum. İşte, ayrılıkların en yaman çelişkisi de bu bence.
Umarım çok mutlu olursun umarım sonsuza dek ayrılmaz elleriniz ve umarım benle yaşayamadığın her şeyi onunla yaşarsın ve böylece yeni arayışlar içine girmene de hiç gerek kalmaz.
Derinliği olan bir veda olsun istedim…İstesem arardım seni ve yine aynı sözcüklerle veda ederdim sana ama o zaman vedam ölümsüz olmazdı. Ne ben, bu satırları yazarkenki kadar içtenlikle söyleyebilirdim aynı sözcükleri sana; ne de sen, şu satırları okurken gibi dinleyebilirdin beni.
Şimdi son söz:
Varsa hakkım helal olsun sana ve canın sağolsun.
Hoşça kal.
Okuyacaksın Biliyorum Dostça Kal...