Dün gece

---> Dün gece

Eğer Uğuna Ölmeyi Göze Alamıyorsanızimkansıza yazılan noksan sözler. Özgürlüğü Dilinizden Çıkarın...
 
---> Dün gece

Herşey kararıyor artık

Ne gökyüzü mavi, ne de güneş parlak..

Son nefesim sana ağıtımın son notası

Acıların anlamını yitirdiği eşsiz melodi

Eğer bir gün senin de sebepsiz yere için ürperirse

Bil ki son kez yüreğine sevgimi fısıldıyorumdur...
 
---> Dün gece

Ne kir,
Ne de toz..

Yıllar birikmiş paçalarımda..

Sıralı dağlar ardına koşturduğum senli düşler, düşünceler vardı ceplerimde..
Her sana ulaşma isteği içimde belirdiğinde, ellerime alır serperdim yüzünü, yeryüzünün dört bir yanına..

Her taraf senin düşlerinle dolardı, her düşünce sana varırdı
Yollar sana çıkar, gözler sana bakar, birikmiş yıllar bir sana söz geçiremezdi..

Yıllanmış şarap gibiydin gönül mahzenimde. Kimse bulamasın diye arar gibi yapardım seni..

Halbuki ne kadar yakınımdaydın, bir nefes üfleyişi kadar..

Üç noktalı cümleler biriktirirdim senin için(...) ..

Konulan her noktaya bir ömür biçerdim, ömrünün uzun olmasını dilerdim..

Ağırlığın omuzlarımdan başlar, ayak parmak uçlarıma kadar inerdi..

Bükülürdü belim, susardı dilim, konuşamazdım sana karşı..
Konuşabilseydim eğer, yine "Seni Seviyorum" derdim..

Hiç bir engel yoktu benim çağlayan ırmağımın önünde..
Bir can borcum vardı, o da Allah'a aitti..
 
---> Dün gece

Adımlarım yavaş, mecburi bir gidiş nasıl olursa öyle işte
Geriye dönmek ister gibi...
Hani "gitme" desen koşarak gelecek gibi
Susmasan,
Son bir söz söylesen...
"Gitme"

"Gitme" desen Gitmesem...
Olmaz mI?

nokta nokta nokta..
 
---> Dün gece

Savaşım Seni Yenmek İçindi, Kendime Yenildim
Adlandıramadığım, Anlamlandıramadığım Ne Varsa,
Hepsi İçimde Öyle Bir Güç Olmuş Ki,
Ben Tek Başıma Hiçbirşey Yapamıyorum
"Sana"
Rağmen, Bu Yenilgi Üzmüyor Beni, Yıkmıyor,
"Sana"
Rağmen, Sesim, Yüzüm, Düşüm Kırık Ama Küsmüyorum
"Sana"
Rağmen Düşüyorum Uçurumlardan Ama Ölmüyorum
"Sana"
Rağmen Eksilmiyorum, Çoğaldıkça Daha Çok Yeniliyorum Kendime


"Sana" Rağmen "MAVİYİM" En Güzelinden
"Sana" Rağmen, "Seni"
Göğsümdeki Sıcaklıkta Saklıyorum
"Sana" Rağmen "Sana"
Üzülürsün Diye "Bana" Kıyamıyorum..

Herşeyi İnkar Etmek Varken "İtiraf Etmek",
Senin Lügatında, Beni Tanımlayan Hangi Kötü Kelimenin
Geniş Anlamında Siler Yüzümü ?
Doğrumu Kaçıncı Köyünden Kovarsın Bu Kez ?
Yapamadıkların Mı Yoksa Yapamadıklarım Mı Yargılar Beni ?
Ötesi Berisi Yok İşte Ne Yaparsan Yap,

"Sana" Rağmen
Seni Özlüyorum..
 
---> Dün gece

siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum

seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum..


Özdemir Asaf
 
---> Dün gece

büyüdük, umut öldü; küçüldük..





.

sefil bir ç i z g i y
di büyümek;
çaresiz susmak,
| sınırlanmak |

büyüdükçe daha da küçülmek...
 
---> Dün gece

Kirlettik AŞK' ı
yada AŞK sandığımız şeyi
sende kalmamış olabilir ama
ben parçalarını taşıyorum biraz

herşey kirlendi,
parçalandı,
acıdı,
kanadı...

hatta garip ama senden saatler sonra
bi parçanı buldum bende
ben o zaman anladım,kanıtladım
AŞK'ı kirletmişiz
AŞK'ın içine etmişiz

artık çıkılmaz bu işin içinden
artık hiç bişey beklenmez
artık hayal kurulmaz..
 
---> Dün gece

Hayat küsmüş, seninle basıyor üstüme, ölüm uzuyor içimdeki yollara..
Ve ben yavaş yavaş düşüyorum gidişine astığın uçuruma..
Şimdi ne okunur, ucuna kan bıraktığın dudağımda..
Gözlerime yuva yapmış hüzün kırıkları, bata çıka yaşıyorum bu koca yalnızlığı..
En keskin susmalarda öldürdün beni !
Harflerimi de adıma gömdün.
..Kara yazılarda okudum hikayemi...
 
---> Dün gece

Duymuyorsun,
O kadar çok konuşuyorum ki kendimle.
Köşelerimden hep senin gülümseyişin çıkıyor,
Çelişkilerim eskisi kadar anlamasa da beni…
Off sen bilmiyorsun ki
Gülümsediğinde tüm denizler kardeş oluyor,
Dağların leylak kokusuyla,
Gözlerimin kahvesinde bütünleşiyor.
 
---> Dün gece

yüz üstü bırakıp gitti gecelerde yıldızlar..
nereye baksan tül kanaması, ince sızılar..
kör karanlıklardasın ey kalbim,
uçurumlar kadar derin ve yalnız..
bir elinde ölüm fermanı,
bir elinde aşk..

 
---> Dün gece

bazen ağlamaklı olur gece,
hüznün yüzünü taşır karanlığında,
bazen susar..

bazen de kusar içindekilerini..

açarken süngülerini gece,
yine başladı seni anlatmaya,
anlatabildiği kadar yalnızlığı..
 
---> Dün gece

Fallarımda çıkan kapalı yollar gibisin!
Ne senden gidebiliyorum ne kendime varabiliyorum ...
Yüreğim kabarıyor,yüreğim kabardıkça yollar kapanıyor ..
Ve yollar kapandıkça ben hiç kopamazcasına bağlanıyorum ruhumun canımı yakan acısına !
Bağımlı oluyorum sonra,acıtmadan atmıyor kalbim !
Bağlandıkça sanıyorum ki canımı yakmana alışmış olmanın esiriyim ben ..
Çeviririken sonuna kadar içtiğim kahvemin fincanını,dilekler tutuyorum içimden !
Yollarım açık olsun artık diye ...
Ve bir adım atabilmek için fincanıma eşlik ederek bende,soğumasını bekliyorum yıkılmışlığımın ..
 
---> Dün gece

“Özenle yarına sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz; vakti gelip sandıktan çıkardığınızda bir de bakıyorsunuz ki, tedavülden kalkmış…”
 
---> Dün gece

Susmaktan kangrene çalar oldu dilimde ıslanan cümleler..
Sustum..
Sustukça büyüdüm...
Büyüdükçe kırıldım..
Kırıldıkça yine Sustum..
İçimde kal diye tuttuğum nefesimi vermedim henüz...
Boğazıma yumru gibi saplanışın,soluğumu kesiyor hala...
İçimde biryerler kanıyor..
Aşık yanım kan kaybediyor...!

Öyle bir bittik ki biz..
Biz bile şaşırdık..
Dilimin ucuyla son defa konuşuyorum..
Ve son defa gidiyorsun benden..
Sana gözlerime değen son düşlerini veriyorum.
Sana avuç içime bıraktığın son duanı veriyorum.
Sana kirpiklerimi ıslatan son yaşlarını veriyorum.

Silik Düş'üm..
Şİmdi,Git..!
 
---> Dün gece

Gülümsemen düşüyor yüzümden parça parça..
Ve adımlarını saymaya başlıyorum bir bir..
Sayıların vicdanı yok!..
/...Kaldırım taşlarına sıkıştı zaman, çelme takıp canımı yakacak.../
Hadi kaldır yüzüstü düşen yalnızlığımı yerden...
 
---> Dün gece

Gömülüyorum... Toprak at üstüme.

Heceleri eksik düşler bırakıyorum sana. Cümlelerini giyindim üzerime kefen niyetine. Can hesaplaşması bu... Saat ölüme vuruyor. İntiharı(mı) ise çoktan geçti!

Devrik bir masalın kahramanısın sen. Solundan düştüm yine... Ceplerin yırtıktı, yama da tutmadı... Virgül gibi eğdim boynumu, sana uzanan alfabede... Canım acı(ma)dı, kanadı!

Seni öyle sevdim ki, kendimden bile (s)akladım kirlenme diye... Yaralarıma seni basıyorum tuz misali.. İçimde ki kini bırakıyorum çatısız yüreğine. Evsizim şimdi... Yıldızlar gökten boğazıma dökülüyor. Kuyruklarında dillendiremediğim adaklarım var. Tut/ma!

Aşk bir oyundu. Çocukluğum çabuk aldanır, bu yalana. Ağlamaz. Büyüdüğümü hatırlatma. Sızı(n) kalır yoksa. Su alır yüreğimin gemisi o zaman. Sus... Bu çerçeveleri içten kırılmış yazgıyı kabul mu edeceğim? İstanbul yutardı masumiyetimi değil mi? Kaybolma ihtimalim yok artık. Senin okyanusun yuttu. Tatlı su balığı, tuzlu sularda yaşar mıydı? Boğuldum. Aynı yürek lisanıyla konuş(a)madık biz. Susturdun ya da sustum. Harfler yılana sarıldı.
İstanbul sus. Say ki kalabalıklarında terkettim varlığımı. Yüzyıl oldu ben öleli! Hesap lütfen...
 
---> Dün gece

düşlerim gebeyken sana
başka düş yasak bana

kalbim uymuyor başka aşka
dön gel artık lütfen anla

ah incindim
tazelendim
hep kaybettim
deli bozuk sevgilim


.../

seni yazmak istiyorum gecenin koynunda
seninle uyumak

/...
 
---> Dün gece

Ne güzel yürüyor zaman pek sık geceleyerek!



Nilgün Marmara/ daktiloya çekilmiş ŞİİRLER
 
---> Dün gece

Ne tuhaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni" dedim
Ya da git benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst