Dün gece

---> Dün gece

Gözlerin bir kilit vurdu gönlüme
Senden başkasını hiç sevemedim
Ne engeller koydu kader önüme
Yine de ben senden vazgeçemedim

Aşkın ateş oldu kahrolmam için
Hasret kurşun oldu vurulmam için
Günler asır oldu yıkılmam için
Yine de ben senden vazgeçemedim

Ne büyük bir aşktın anlatamadım
Kimler gelip geçti unutamadım
Uğrunda mevsimler yıllar harcadım
Yine de ben senden vazgeçemedim...
 
---> Dün gece

Bir masalın hiç kaybetmeyen kahramanı gibi hissederdim senleyken...
Oysa bir oyuncak tiyatrosunda, ipleri başkasının ellerinde olan kuklaymışım...
"-Sola fazla çekme ipi, orada yüreğim var!.." "
 
---> Dün gece

Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum
Ve en çok seni söylemekti, seni sana anlatmaktı doyasıya..
Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini alabilmekti her düğüm.
Düşlerimi gerçekleştirebildiğim kadar düştüm.
Giderken gözlerimin içinden dakikalar içinde öldün
Ve sen beni anlayan gözlerinin aksine tane tane terk ettin kendi içinde..
 
---> Dün gece

Ellerim, Kanlı Savaşlardan Kalma Yorgunluğun Aynasından Döndü Henüz.
Bu Yüzden Ağrım Kirpiklerim(d)e.
Dün Gece Limanı Eksik Düşlerimden Bir Gemi Kalktı Yine.
Acımla Uğurladım.
Vedasızdı Gözyaşım.
Avutamadım Gözlerimi Közle.
Düş/tü...
Közdü...
İlla ki Yakmalıydı!
Bu Yara Kabuk Bağlamaz Artık Gül'üşünsüz...!
 
---> Dün gece

İyi’ demek adettendir ya !
‘İyiyim’ dedim…
Değilim.
Anlatılması zor bir duygu içimde ki.
Her harf
Her kelime
Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi.
Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum.
Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum.
‘Kime, neye konuşursan konuş’ diyorum…
Yeter ki susma!
 
---> Dün gece

aşk!”
Dedim attım içime seni...

Sonrası kimsenin kalbini meşgul etmeyecek kadar basit:
İçimde bir sen aşk içinde...
İçimde bir ben bir sen içinde
İçimde bir biz bin hiç içinde...


Sırrın kalemine perde indirdim ve ben bir kez daha ye-nil-dim!!!
 
---> Dün gece

Ayaklarıma takılıyor sağır ve dilsiz oluşun…
Çığlık çığlığa susuşumla bir değil binlerce kez öldüm…
Damarlarımdan çekiliyorsun… Kış geliyor… Ayrılık rüzgârı esiyor…
Ve yağmurla raks ediyorlar…

Evet…

Bu sevdaya kış düş ! tü…
 
---> Dün gece

Önümdeki yol, sonuna kadar gitmediğim sürece,
bana geçmişin yansıttıkların dan fazlasını vaat etmeyecekti
Biliyordum.
Yine de bir umuttu beklide içimde ısrarla büyütmeye çalıştığım…
Bilmiyordum ne kahvenin yansımaları nede bir telvenin beni anlatabileceğini
Boş bir bakıştı sadece, biri çıkacaktı, işte sen buradasın telvelerin arasında ne kararmış ne aydınlanmış
Çelişkiler içinde olduğun yerde…
Bir şeyler arıyordum umutsuzca bir umut peşinde bir aydınlık görebilirdim belki
Görebilseydim inanabilir miydim? Bilmiyorum…

Bir gülümseme oldu dudaklarımda “ Fal mı?… O kadar mı umutsuz”…
Aslın değildi ne aradığımı fallarda bulabilirdim, nede bulduğuma inanabilirdim…
Bir anlık tebessümdü beklide aradığım
Son yumun ağzımda bıraktığı acımsı bir o kadar keyifli tatla
Orta şekerli, biraz tebessüm, biraz umutla kapattığım kahvem ve bulamadığım düşlerim…
 
---> Dün gece

Varlığının ya da yokluğunun anlamı yok artık... Anlam yüklediğim tek şey yabancılığın... Yokluğun bile acıtmıyor canımı ama bu yabancılık kanatıyor yüreğimi. . . .
 
---> Dün gece

Ama bilirim en sonunda
Mülteciyim ben sana
Sığınacak bir yerim yok ellerinden başka...
 
---> Dün gece

Susmalı insan sırası ona gelince... Bazen bir anlık susmanın anlatabileceği şeyleri saatler süren konuşmalar anlatmakta yeterli olamıyor.

Bazen susuşlara saklanıyor sevgiler... bazen de nefretler... Her susuş beraberinde bir birlikteliği getiriyor yada ayrılığın soğuk duvarlarını örüyor araya. Söyleyecek, söylenmesi gereken çok şeyler olduğunda da susuyoruz çoğu zaman. Kendimize anlatıyoruz nedense karşıda ki dinlesin diye hazırladığımız hep 'ben' le başlayan uzun cümleleri.. Ve bitişlerde hep acabalar kalıyor aklımızda...

Her şeyi bitiriyoruz kimi zaman tek bir söz söylemeden, açıklama yapmadan. Susuşlara saklanıyoruz yine...Bırakalım da onlar anlasın diye...

Herşey bittiği zaman başlayan şeyler bazen güzel de olabiliyor ama hiçbiri sonsuza kadar sürmüyor. Sonsuz olacak bu defa diyerek başlanan her şey yarım kalıyor. Yarım hayatlarımıza bir de yarım insanlar ekliyoruz sonra. Ve her her seferinde savunmamız onları sonsuz sanmamız oluyor.

Tükeniyoruz yavaşça... Tüketiyoruz hayatı. Susuşlardan sıyrılıp yol oluşlara sığınıyoruz sonra. Gidiyoruz...uzanıyoruz sonsuza. Yolcular gelip geçiyor üzerimizden adlarını bile öğrenemiyoruz acelelerinden... acelemizden.

Her yolun vardır bir sonu deyip kendi sonumuzu keşfe çıkıyoruz. Vardığımız diğer yol ayrımları da aynı bizim gibi; hepsinin üzerinde izler var geçenlerden ve hiçbirini silebilecek kadar kuvvetli bir rüzgar yok ortalıkta.

Terk edilişler başlıyor sonra yapayalnız kalıyoruz...

..Kendi yarattığımız sessizliğe çakılıyoruz..
 
---> Dün gece

tek kişilik kışlarda,
tek kişilik akşamlarda;
tek kişilik yataklarda donmak istemiyorum . .

/..sensiz üşüyorum../

hani en çıkmazlarda,
gözyaşım kirpiğimin ucunda,
yaşamaktan önce sen geliyorsun ya aklıma . .

/..seni seviyorum../

yolum sevdada . .
virajlar, tümsekler . .
bir yanımdan kapris, bir yanımdan gurur geçiyor . .

/..ben sana koşuyorum../

gece ansızın açıyorum gözlerimi . .
senli bir rüyanın tam ortası . .
"kahretsin!" diyorum kahretsin !!
tekrar sana uyuyorum . .

/..sen uyma bana../

satırlara döküyorum seni . .
özene bezene, sayfa sayfa
kenarlarını süslüyorum . .
dur gözlerini kapatma !!

/..hala seni okuyorum../

onca zaman geçti . .
ayrıla ayrıla geldik tam aşkın ortasına . .
bilsen ne çok şey değişti . .
şimdi sevdama laf atanlara kocaman;
yanında küçücük oluyorum . .

/yaşım aşk, seninle büyüyorum..
 
---> Dün gece

Yaprak misali düştüysem başaşağı,
Ve tutunamadıysam
Hatta ağladıysam bir yandan
Gücüm yettiğince bir hevesle kaldırdıysam başımı
Son seslenişiydi bu nefesimin,
Sana dairliğimin son perdesiydi...
 
---> Dün gece

Kaybolup gidermiş insan, kendi içinde bilinmezlere. Bütün gördükleri, bütün bildikleri yalan gelirmiş, ne inanırmış yalanlara ne de gördüklerinin bildiklerinin yalan oluşlarına. Dirhem dirhem kopup giden parçalar, zamanla kocaman bir boşluk olurmuş meğer, meğer canı acıtan, o koskoca boşluk değil, kopup gidenlermiş, yitip gidenler...

Kapanmazmış, yamanmazmış, o boşlukla yaşanırmış, yaşamaya alışılırmış. Hiç bir acı insanı öldürmezmiş, ölmek o kadar basit değilmiş meğer. Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi, sanıldığı kadar ince değilmiş meğer. Masallar kalırmış, mutlu günlerden geriye sadece, ama artık masallarda kandırmazmış, yetmezmiş yüzüne iki santim gülüş asmaya. Hiç bir mavi kapatmazmış o boşluktaki siyahları, ya da masallar merhem olmazmış kanayan yaraya. Acıtırmış, kanatırmış, alışılınırmış.. Büyümek demişler acıya alışmanın ismine, büyüdüm.. Yalanmış yaşanmışlıklar gördüm..

Masallara kandım belkide biraz mavilerde boğuldum.. Uyandım.. üşümüşüm..
 
---> Dün gece

Düşündümdé.
bazı Zamanlarda bazı İnsanları Kéndi Kadérlériné Öylécé bırakmak Gérékiyor Öylécé Gidişlérini İzlémék.Bir Kaç Güné Kalmaz Sıyrılır Ténindén Kokum.
Şair Ölür, Zaman Ölür, Aşk Ölür Kalplér Vé Kalélér Hép İçtén Yıkılır. Sana Dair bir İhtimal Karışmadan Kanıma Artık Git.
biliyorsun béni bu Hiçlik, Séni KAN Tutar..
 
---> Dün gece

İki eli yakamda yalnızlığın .Sen gitmelere gittiğinden beri,ben yok olmaları öğreniyorum. Şansım yaver gitseydi eğer ;gelir bulurdu beni,yeşerirdi toprağımda ölüm. O değil de en çok seni öpmeleri arıyorum saklandığım sığınaklarda. Olacak iş değil ya yel değirmenleri de kendini savunmayı öğrenmiş,şimdi savaş meydanından kaçmalara sığınıyor Donkişot hallerim.

Yoksun ...
Hiçbir şey kar kalmıyor artık yanıma. Sırf senin hatırına ;selam veriyorum hayaline, ve her defasında borçlu çıkıyorum Özledim diye yolculukları çağıyorum imdadıma ama;nafile!faydalar boyunları büküp kaçıyorlar. Bu kaçırdığım kaçıncı hayat! Olsun diyorum zaten hiç birisi gözlerine bakmıyordu Zaman bütün dünyayı hükmü altına alsa da bir benim sokaklarımda koşarak geçmeleri beceremiyor. Yani sı askıda kalıyor hep gidişin. Yanlış anlama sakın bir gün;bir kaç tesadüfü denkleştirip de bulursam yine sevmeleri, işte o zamanlar kapılar çizeceğim duvarlara ,gelip de içeri girip baş köşeye oturtmak için unutmaları. Sevmek dedim de öyle bir şey vardı dimi neyse bir örnek verip kuvvetlendirmek isterdim bu iddiamı ama gerek yok. Bu saatten sonra haklı çıkmalar seni geri getirmeyecek nasıl olsa
Özledim elimden geleni ardıma koyduğum yer burası ,belki gelirsin diye bir arpa boyu bile gidemedim bu hüzünden..
 
---> Dün gece

Şimdi

Söndü ışıkimkansıza yazılan noksan sözler.

Sustu dudağımdaki sen çalan ıslık..

Senimkansıza yazılan noksan sözler.

Dünya ahret acımsın artık ...

İbrahim Tenekeci
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst