Aşk Şiirleri

zımbalıyorum şiirleri üst üste
hedef tahtasındalar şimdi
vuruyorum on iki'den
düşüyorlar

vurgun yerken şiirler
sinsice iniyor gece
geceye idam mangaları diziyorum
yetmiyor barut!
bir daha yeniliyorum dili
benden içre suskun
çığlık çığlığa benden öte
boydan boya
bedenimle örtüyorum geceyi

delice koşuyorum
sağrımda bir it delişmenliği
kanımda
diz boyu itlik
:
boynunu ilk büküşte hani
vurmuştum yüreği ona
emanetim oldu mahşer yollarında
emaneti oldum bir tutam zehrin ucunda

gece aksak
dokunsam hırlayacak
gece
it azmanı sıcak
yanıyor delifişek kalbim:
“ceketimle örteyim gecenin bütün itliğini”*
gömeyim kendimi vurgun sesine
gecenin oyduğu mezar sessizliğine
gürlesin şiir ey gönül
çağlasın
selama dursun alem!

bekle
saba gölgesi düşecek güne
ardı sıra izler bırakan hiraman sam yeli ateşinde

çek geceyi kınından!
 
Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya
Özlüyorum elini tutmayı sesini duymayı
Boynuna sarılıp omuzun da ağlamayı
Nedensiz sevinçleri
Hasret dolu sevgi dolu sımsıcak düşlerimi Özlüyorum
Gücüm yetmiyor unutmaya
Seni aramazsam unuturum sanmıştım
Girmez sanmıştım hayalin beynime
Geceleri düşlerimde
Gündüz baktığım her yerde seni Özlüyorum..
Renkler gitmenle soldu
Kırmızı kırmızılığını unuttu
Mavi maviliğinin farkın da değil
Beyaz yalnız sen giydiğinde güzelliğini haykırıyormuş
Özlüyorum
Bu özlem bu bekleyiş hiç bitmeyecek
Ruhumda sana açan eflatun renkli çiçekler solmayacak
Olmasan da sensiz sensizliği yaşatacağım
Sensiz seninle olmayı başaracağım
Sonun yaklaştığını hissettiğim gün
Beyaz,bembeyaz mendilimi sallayarak
Sensiz yaşamın kahrediciliğine veda ederek
Seninle sonsuzluğa kavuşacağım...
 
Seni gördüm,
toy bir çocuktu yüreğim
henüz yağmur yağmamış buluttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...
Tutsaktım,
Yok pahasına bir gemiye satıldım
sonra gözlerimi sattım,
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Yalnızlığıma
nice zaman
silah çektim, süngü tuttum...
Dağların zirvesinde destan,
çöllerin ortasında ağıttım...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Yakacak diye gözlerin, kalbimi
ellerinin nârına
kendim attım.
Senden duydum en güzelini sözlerin
en tatlı yudumları
senden yuttum
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Sevdan için
her gül mevsiminde
arzu arzu,
umut umuttum....
Gördüğüm her renkte rengini gördüm
Duyduğum her seste adına
türküler tuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim....





Akrep düştü gecelerime
Gelirsin tutkusuyla
yıldızlarını göğün
birer birer uyuttum...
Adından başka
isimleri
kelimeleri
harfleri
Adından başka
Bütün bildiklerimi unuttum...
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim...





Ben,
hiç kimseyi
senin kadar sevmedim...
 
Sevgilim Yoksa Sen?

Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi
Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün
Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin
Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan
Bir eski büyük şairmiş gibi
Aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de
Mezbele ve yaralıymış eski yaraların yeniden kanamasından
Hiçbir yerde yok asaletin ibresi
Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen
Bir doğru sözünde belki.....
Saçlarının çevriminde ıslak bir beyaz kadının
Yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında
Ve kokusunda çiçeklerinin kanirej’in
Elbet şiir olacak şairin tesellisi
Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların
Yazana değilse bile okuyana faydalı
"bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen"
O da üzülmüş aynı benim gibi ....
Benimki daha acıklı değil onunkinden,
Fiyakalı değil onun acısı benimkinden..
Sade güzel olan kelimeler..
Sade kelimeler...
Kelimeler....
Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık
Bir elim sana uzanır, öteki berikinin zaten elinde
Bırak yoluma gideyim bildiğimce
Yabancısı olduğum bir şey değil yabancılar
Baktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer erkekler....
Eğer bir söz, bir ses bekliyorsan bu adamdan
İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git
Lazımsa eğer...
İşte orada duruyor...
Ağzımın bir yerinde...
Almak ister misin dilini sokup aklıma
Sana ait olan herşeyi bir nefeste
Bir göz yumma anında
Bir soğuk telefon konuşmasında
Geri alabilir misin?
Seni benden geri alabilir misin?
Kovabilir misin beni senden?
Sevgilim..
Yoksa sen,
Sevgilim olmayabilir misin?..
 
Benimde kaderimde varmış ayrılık
Bende istemez miydim mutlu mesut olmak
Neyin varsa aldılar elimden
Sesin
Kokun
Nefesin
Bir canım kaldı bende de verecek aşkım
Senin sevgine adağım
Herkes gibi bizde mutlu olsaydık
Garip yuvasız serçeler gibi
Yuvamızı kursaydık

Ne güzel hayallerimiz vardı
Şimdi ne oldu halimiz
Varsın buna kader diyelim
Tanrım böyle istedi
Ayrılacakmış yolumuz
Herkes gibi bizde mutlu olsaydık
Garip yuvasız serçeler gibi
Yuvamızı kursaydık
 
Kalbinden yaralı
Gidenlere hep ağlamaklı
Gidenler anlamaz ki
Gidenlerin seven yüreği olmaz ki
Yürek taşırlar, ama
Taşıdıkları yürekler taş kesilmiş
Seviyorum diyen diller ise yalana mahkûm edilmiş
Oysa ne hoş geliyordu kulağıma
O sözler. O kelimeler
Şimdi anlıyorum ki
Hepsi yalanmış meğer
Demek ki
Yalanmış seviyorum diyen sözler…
 
aşkın ihanete uğradığı gün
yangınım olmustun hatırlar mısın
kalbim seni aradığı gün
"elveda" demiştin hatırlar mısın
ilk doğum gününü kutladığımda
yutkunup kalmıştın hatırlar mısın

alevler kaybolur dumanların içinde
masum aşklar artık roman içinde
neleri unutmadık ki geçmişten bugüne
adımı sorsalar hatırlar mısın
 
takvimlerde buz tutmuş gülüm
bitmeyen kışımın baharı hani
yollarım bir çıkmazda biter gülüm
öfkemin hışımın baharı hani

meltemlerin bestelediği türküler nerde
kuşların söylediği şarkılar nerde
mehtapla uyanan uykular nerde
tek gerçek düşümün baharı hani

güneş doğmazsa gün ağlar
yağmur düşmezse toprak ağlar
benim gözlerim zaten ağlar
dertli başımın baharı hani

ben hasret içinde hasret yaşadım
dermanı bulunmayan bir dert yaşadım
doğduğumdan beri yalan aşklar yaşadım
gerçek mutluluğun baharı hani
 
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez

Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
 
Yer yok,
Mekan önemsiz,
Zaman sıfır...

Bana şah damarımdan daha yakın olana sığınarak!..
Hala acının acemisiyim ve hala sensizliğe bakamaz gözlerim.

Kaybolmuyorsun,
Bitmiyorsun,
Çoğalmıyorsun,
Eksilmiyorsun.

Çıkmaz bir vuslata sürüklenen yüreğimde sen yanıyorsun!
Bu gün kelimelerin tutsaklığına yer yok yüreğimde;
ister anla, ister es geç ve vur sensizliği yalnızlığıma. Çiğne kalabalığımı, tıkansın yürüyüşlerimi ve duyma ayak seslerimi gidişinin ardından.

Gittin, durdum.
Duydum, sustum.
Konuştun, kırıldım.
geldin, yıkıldım.

Susturduğum sabır taşı bu gün dillendi.
Ah, zaman!...
Nereden sürgülendiğini bir bilsem.
Derdim ne seninle, ne de sensizliğe...
Sürülsem kendimden ve benliğim el seluleti gibi yansısa aynalardan.
Ve hırçın bir fırtına sonunda durulsa içim.

Seni düşünmedim,
Yalan!
Seni beklemedim,
Yalan!
Seni hiç önemsemedim,
Koca bir yalan!...

Böyle düşünmemiştim hiç.
Ne seni, ne kendimi ve ne de bu vakitsizliği...
Akrep sancılanmayacaktı zamanda ve akrep umursamaz dönecekti kolumda.

Denizine açtım gözlerimi.
Varlığın ne zaman süzüldü içime?
Zamansızlığındaki çokluğun ve yalnızlığımdaki azlığın...
Neden bu kadar zorsun?

Uzaklarda dolanışım varlığına duyumsadığım ihtiyaçtan ve senden bana arta kalan, durgun anlarımın yalnızlığına...

Söylemediğim
Ve
Söyleyemeyeceğim
Sadece iki kelimeyle...
 
Ne sevmek ne de sevmemek değil bu
Beni biraz kendine sor ne olur
Her sevda dile gelmez söylemez dil
Gönül işidir bu biraz gönül yor ne olur

Sevda içimdedir özümdedir kat kat
Her katta ayrı bir saltanat
Sensin bu kalbin sultanı
Feda olsun sana binlerce taht

Kan kaybeder aşkımızın yarası
Düşlerim bestelenir güllerin açılışına
Aynı acıları duyduk ikimizde
Bıçak bile bizi ayıramadı
Güneşi kaybettik soğuk ayazlarda
Sıcak bile bizi ayıramadı

Sevda zor gelecek baharı bekler
Gözlerinde ağladığın ben
Her gönül bir ömür aşkı bekler
Yüreğimde yandığım sen
Reyhanlar açtı yine neşe içinde
Beklerim beklersin bir umut içinde
 
Gün
Gittiğin o gün
Arkana bile bakmadığın
Benimse bakmaya kıyamadığım
O okyanus gözlerinle bakmadığın
Gün
Gittiğin o gün
Sonbahar yaprakları düştü üzerime
Gündüzlerim karardı
Güneşim battı
Ay bile doğmadı
Yüreğim bu sensizlikte daraldı
Dayanamadı artık gözyaşımda aktı
Gün
Gittiğin o gün
Yüreğimi binlerce kez vurduğun
Düşmanlarımı bana güldürdüğün
Beni diri diri toprağa gömdüğün
Gün
Gittiğin o gün
Sonbahar yapraklarını döktüğü
Ben gözyaşlarımı döktüğüm
Seninse hiçbirşey olmamış gibi davrandığın
Gün
Gittiğin o gün
Senle yıllarca yaşadıklarımızı yaşanmamış
Yaşadığımız o büyük aşkı
Bir rüya bir hayal bir masal say
Seni çok sevdiğimi bilirsin
Artık hiç sevmemiş say
Çünkü ben seni unuttum
Beni bırakıpta
 
Gülüm
Sen ruhumun tek iklimi
Aşkımın gerçek mevsimi
Sayfa sayfa okuduğum
Name name söylediğim
Tek güzelliğimsin
Nerden başlasam
Nasıl anlatsam
Hislerimi tarif edemiyorum
Biliyosunki seni çok seviyorum
Bıraktığın resim yetmiyor bana
Doyamıyorum
Ellerine sesine kokuna bakışına
Uyuyamıyorum
Başımı dizlerine koymayınca
Yirmidört saate sığmıyor günüm
Bir kıblede birde sende yönüm
Ne bu şehre sığar nede gönlüme
Sana olan sevgim

gözlerini kana kana içtim ben
hiçbir pınar böyle engin olmadı
 
Yaşıyorum,tek başıma bir bende ben
Tutsağınım,soğuk gecem de yapayalnızım
Aniden gözlerin geliyor aklıma ağlıyorum
Susuyorum;hatalıyım,biliyorum
Derken;elime konuyor resmin
Nerden,nasıl geldiğini bilemiyorum
Korkuyor yüreğim,bendeki senden
Sensiz yaşamamaya and içiyorum
Sabah olmak üzere,güneş doğuyor
Ben,cehennemindeki alevlerde donuyorum
 
Çok ince benim meselem çok
Bir akşam üstüydü onunla tanışmamız
Elini verdi eridim elimi tuttu eridim
Zor bela merhaba diyebildim
O kadar güzel o kadar güzeldi ki sorma
Gözleri bahardan tatlı
Saçları kömür karası
Durmasımı desem bakmasımı
Hele o konuşması mest ediyordu beni
Evleri yolumun üstündeydi
O muhteşem o çok şahaneydi
Onu görmek herşeye değerdi ya
Dolayısıyla sık sık eve gidip gelmelerde
Hep bahaneydi
Seni seviyorum demek an meselesiydi
Her defasında erteledim utandım
Bugün olmasa yarın olur,olur sandım
Sana nasıl anlatayım
Ben çok aptal bir adamdım
Bazen caddede karşılaşırdık
Tokalaşır hal hatır sorardık
Ama o hal hatır sorardı
Ben aşkı ile yanardım
Sana nasıl anlatayım bilmemki
Ben çok aptal bir adamdım
Ve bir akşam üstüydü
Onu gelinlikle
Kuaförden çıkarken gördüm
İçimi bir tufan sardı
Dünya yansa ne yazardı
İnanamadım
Acele edecek
Evlenecek ne vardı
Başıma taç yapmazmıydım?
Gözüm gibi bakmazmıydım?
Nasıl anlatayımki
Ben çok aptal bir adamdım
Ve yine bir akşam üstüydü
İstemeye istemeye
O kahrolası sokaktan evime dönerken
Evleri'nin önünde bir feryat bir figan
Aman Allahım
O an aklıma gelen
Başıma gelmişti
Hayatımın anlamı hasretim özlemim
O sevdiğim kadın o ölmüştü
Vay anasını sattığımın dünyası vay
Vay anlımın kara yazısı
Tarifi yok pişmanlığımın anlamıda yok
Giden gitmiş felek edeceğini etmişti
Gözümde dünyanın tüm güzellikleri bitmişti
Yahu ona bir açılabilseydim
Onu çok
Ama herşeylerden çok sevdiğimi söyleyebilseydim
Ne olurdu
Artık nasıl sevdiğimi bilmeyecek
Ve ben kendimi hiç affetmeyecektim
İçme diyorsun iyi söylüyorsun
Biliyorum beni düşünüyor beni seviyorsun
Önceleri kızardın bakıyorumda
Şimdi anlıyorsun ve sende içiyorsun
Boşver can arkadaşım
Yazılan gelir başa
Çekilen tasa boşa imiş
Kendim ettim kendim yandım
Anlayacağın anlayacağın
Ben çok aptal bir adamdım
 
Gelemiyorum yanına !
O kadar çok engel var ki arada
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp
gelmek istedim;
Çekmedi yorgun bedenimi.
Bulutlara takılmayı denedim;
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi
kıyılarına vurmak için
Kağıttan bir gemi kesti yolumu
Koparılan takvim yapraklarıyla
gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi
Küle dönen kor tenimde
İzi kaldı dokunuşlarının.
Üşüyorum...
Sıcaklığını bulmak için
vurdum kendimi sahranın göbeğine.
Güneşin ortasına attım
ip merdivenimin ucunu.
İp tutuştu...
Ben yanamadım.
O kadar nasırlaştı ki sensiz can
Öylesine mahsun kaldı ki duygular
Sevda nerdedir,
Özlem ne tarafa düşer?
Ne yönüm kaldı, ne mevsimim
Sana çıkan yolu bulamadım...
Tuttuğum nefeste kaldı,
Bir boğum daha ukte sevdam.
 
Anlamı yok
Tadı da yok
Sensiz geçen
Günlerin
Saatlerin
Anların
Hepside soldu
Sana olan sevgim gibi
Çiçeklerin yüzü gülmüyor artık
Hepsininde boynu bükük kaldı
Benim gibi
Nerde hani verdiğimiz sözler
Var mıydı bırakıp gitmek
İnsan sanmıştım seni
Duygulu
Kalbi sevgi dolu
Gözlerinde görmüştüm çünkü
Derler ya
Gözler kalbin aynasıdır
Ben de ona vurulmuştum
Yanmıştım
Ama
Ne yazık yanılttın beni
Bir anda sildin herşeyi
Bu kadar kolaydı demek senin için
Aşk senin için
Bu kadar kolaydı
Yazık
Anlamsızsın artık benim için
Yaşadıklarımızı rüya farzediyorum
Herşey bitti bende uyandım
Sadece kabustu
Güneşin altında yeni bir gün başlıyor
Umutlu
Sevgi dolu
Huzurlu
Yalan aşk olmayan
Rüyada bile yaşanmayacak ola
 
Sonbahar, aylardan Kasım'dı .
Ilık bir Sonbahar günü inceden inceye yağmur yağıyordu.
Boğaz köprüsnden geçerken İstanbul bir başka güzel görünüyordu gözüne..
Biraz sonra sevgilisi ile buluşacaktı, heyacandan tirtir titriyordu.
Hayatının anlamı olan, o büyük bir tutku ile sevdiği erkeğinin kollarında olacaktı.
Belki defalarca kırılmış defalarca incinmişti öyle acılar vermişti ki kalbine, öyle çaresiz bırakmıştı ki! ..
Çare sevdiği idi biliyordu.
Biliyordu …
Yüreğindeki acıları yok etmeyi ..
Sevgisi onu hep yenilemişti..

Oysa !? sevdiğinden…
Hep sevildiğini duymak isterdi.
Nedense o
Sana çok değer veriyorum derdi…

Kendisi ise
Seni seviyorum derken hakkını verenlerden olmak istiyordu ..
Bu sevgiyi dolu dolu yaşamak için tek çaresi...
İçindeki tutkuyu sonsuza dek korumaktı..
Seviyordu hemde ölürcesine ..

Sevmek onun için;
Yürek isterdi. İnanmaktı, güvenmekti
Çok sevmek ise küçülmek değildi,büyümekti
Aşkımın adı ise sevgi idi …Karşılığı ise yoktu..
Ağladıka büyüdü sevgisi.
Ayrılıklarla beslendi ..

O hayal kırıklığına uğramıştı.
Fakat asla kalbindeki sevgiyi zedelemesine izin vermemişti .
Kalbindeki aşkın büyüklüğü ona defalarca göstermiş,
Yarınlar için emin olmasa da ;
Buğün sahip olduğuma sarılmak ,ama bu sevgiyi tüketmek istemiyordu..
Biliyordu ki verdiği sevgi mutlaka ona geri dönecekti.

Yaşanmışları inkar edilemezdi
Sevdiğinin yokluğunda yaşıyordu ;
Seviyordu onsuz cennet bile ona cehennem oluyordu..
Yağmurlu bu kasım günü bile ona bir ilkbahar mevsiminin mayıs ayı gibi geliyordu.
Dolmuştan inmişti.Buluşacakları köşe başına gelince nefesi durmuş
Kalbi hiç atmıyodu sanki
Birden yanında belirivermişti.Ellerinden tutup ..
Sevgisi kadar sıcacık bir öpücük kondurmuştu yanağına.sevmişti yanılmamış
sevdiği de yanıltmamıştı ..
Sevgisine ve sevdiğine güvenmişti
Sevgi .Aşk kazanmıştı…

Sevgileriniz karşılığını almanız umudu ile
 
Canım sevdiğim yüreğim
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili...
Bir gün akıp gideceğiz hayata...
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
 
İçmeden resmine bakamıyorum
Kırılırsın diye aklım çıkıyor
İçince karşına çıkamıyorum
Darılırsın diye aklım çıkıyor...

Korkarım derdimi sana dökerken
Utanır gözümden yaşlar akarken
Uzunca yazamam belki okurken
Yorulursun diye aklım çıkıyor....

Yakasız gömleği giysem eğnime
Biricik resmini koysam koynuma
Nezaman geçirsem ipi boynuma
Sarılırsın diye aklım çıkıyor.....

Her beden bir candan sorumlu sanma
Hey ! Ruhu kalbimi saran muamma...!
Benim bir kurşunluk işim var amma!
Vurulursun diye aklım çıkıyor....
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst