Aşk sevgi şiirLeri

Seni kıskanıyorum.
İçimde gururdan eser yok artık. Kıskançlığımın başladığı yerde yüreğim tertemiz oldu, aydınlandı, pırıl pırıl şimdi. Gururum, zaman zaman benliğimi saran kendini beğenmişliğim, güvenim ve inançlarım; hep seninle yaptığım savaşta yenildiler. Bir kıskançlık hissi kaldı içimde dipdiri ve her zamankinden daha güçlü. Kazandığın savaş onu da yenebildiğin anda bir zafer olacak, ancak o zaman "Kazandım" diyebileceksin.
Fakat ben o duygunun, bende fethedemediği son kalenin o son kalenin asla düşmeyeceğine inanıyorum. Bütün çabaların boşa gidecek, seni sevdikçe kıskanacağım. Bir gün beni sevmemen bile bu savaşa tesir etmeyecek. O zaman asıl büyük yenilgiye doğru sen gideceksin. Sevgimi karşılıksız bırakman bana attığın son kurşun olacak. Açacağın büyük yaraya rağmen yıkılmayacağım, ölmeyeceğim anlıyor musun? Yine seni sevmeye, yine seni kıskanmaya devam edeceğim.
Beni tanımadan önce yaşadığın yıllar var ya; onları da kıskanıyorum. Düşün bensiz yaşayacağın bir dakikaya bile tahammülüm yok artık. Bir gün güzel bileğindeki küçük saati parçalayabilirim, bensiz bir zamanı sana bildirdiği için. Mümkün olsa bütün o dakikaları, o günleri sana yeniden yaşatmak isterdim.
Sana kıskanılmış zamanlar, mesafeler ötesinden seslenmek ne acı bilemezsin. Seni gören, güzelliğini arzulu bakışlarla seyreden insanların da bu dünyada yaşadığını düşünmek ne korkunç bir şey anlayamazsın. Hele seni başkalarının da sevdiğini ve seveceğini bilmek ne türlü bir ölümdür düşünemezsin.
Kıskançlığım bir hayvanın dişisini kıskanması değil. Mayamızda olan arzunun ötesinde bir şey bu. Ebediyyen sahip olmak hissinin çok üzerinde bir ölümsüzlük çabası, bir sonsuzluk duygusu...
Seni kıskanıyorum. Verdiğin huzursuzluğa rağmen bir kadını kıskanmanın büyük huzuru içindeyim. Oysa ben seni tanıyıncaya kadar kıskançlığı daima ilkel bir duygu olarak düşünür, reddederdim. Bu davranış belki de o güne kadar kıskanılmaya senin kadar değer bir insanı tanımamış olmanın verdiği eziklikten gelirdi.
Şimdi o ezikliğin yerine bir kabına sığamamak var içimde, taşmak var. Sevginle tamamlandımsa verdiğin kıskançlıkla bütünlendim.
Hep böyle kıskançlığımı besleyecek kadar güzel kal...
 
Ölmedim işte. Ölmedim. Demek ki yaşamam gerekliydi. Bir gizli kuvvet olmalı bizi yaşatan. Yaşamakla ölmek arasındaki maceramızı düzenleyen, Çaresizliğimizi her yerde yüzümüze tokat gibi indiren bir kuvvet olmalı.
Şimdi seni daha çok seviyorum. Meğer ölüm senin kadar güzel değilmiş. Şimdi güzelliğin daha yakıcı, daha alımlı. Bütün neden'ler senin için yaşamayı gerektiyor şimdi.
Nasıldım nasıldım o gece, o gün bilemezsin? Eski, taş binalar üstüme yıkılıyordu, başımda parçalanıyordu vitrinlerin camları. Her taşıt beni ezip geçiyordu yanımdan. İnsanlar anlımda yürüyordu çamurlu, pis ayaklarıyla. Rüzgar gırtlağıma yapışmış bir el gibiydi. Kitaplar dergiler, gördüm boyalı dükkanlarda. Hepsi ölmek diyordu. Yalnız ölümdü gördüğüm kaldırımlarda.
Artık her şey boştu, yalındı.
Kirli bir çamaşırdı üzerimde yaşamak. Umutlarımı yitirmiştin. Arayıp bulacak gücüm kalmamıştı. Öyleyse yorgundum, bitkindim. Ellerimi sevmiyordum, gözlerim utanç veriyordu gözlerime. Damarlarımdaki kan rahatsız ediyordu beni. Ölmek, gitgide bir umut haline geliyordu içimde. Büyüyor, büyüyordu.
Boşlukta bir tel gerilemeye başladı... Gerildi, gerildi. Sonra kan rengi bir karanlığa düştüm. duvarlar kırmızıydı. yerler, masalar, sokaklar, insanlar hep kırmızıydı. Ama karanlıktı yine, korkunç bir karanlıktı. Kırmızı sisler içimdeydi. Dört yanım denizdi, kıpkızıldı.
Sonra rengi değişti çevremin. Bulutlar dağılmaya başladı. İlk gün ışığı merhaba dedi pencereden, Yeşil yapraklar el salladı. Bir adam uzun öksürdü.
İlk ellerimi buldum vücudumda, derken ayaklarımı, gözlerimi dudaklarımı, saçlarımı buldum.
Ve seni düşündüm. İşte o zaman yaşadığımı anladım, utandım.
 
000sev00412vbxa9qh4.gif


Gel

sen yoksun
bütün sokaklarına kar yağıyor ömrümün
nefesim
üşüyen bir gelincik ayazı
bütün geceler aysız
durmadan bir ezgi savruluyor dudaklarında gecelerin
hüznün uzayan saçlarında kimsesizliğim kanıyor
yağmalanmıs bir ömrün ortasından sızarak
yaralı gönlümün ırmaklarına doluyor
gel
her gece bır deprem oluyor
ey çağlayan bir suda yittirdiğim menekşe gözlü kız
seslen bana nerdesin, hangi uzak şehirdesin
bir rüzgârın kanatlarına vursam duyulur mu sesim
gel
erişilmez uçurum diplerinde kaldı özleyişler
yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda
tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz
her durakta boynu bükük bir çocuk üşüyor
ve ben bu yağmurlar dolusu yalnızlığımla
bütün bulutlardan sana koşuyorum gel
yürekler boş, bakışlar anlamıyor beni
her akşam vakti,
el ayak sesleri çekilirken caddelerden
vurup yüreğimi narlı sevdalara
yıldızlara ağladığımı kimse bilmiyor
kimse bilmiyor, her gece
dudağımda bir şiirin kanadığını
ey yavru bir kuş gibi
düşlerimin arasından uçup giden uçarı kız
yaşım on beş idi, yüz oldu, binyüz oldu
yaşlandım yaşamadan aşkı ve baharı
farkında değilim şimdi,
geçen günlerin değişen mevsimlerin
yağan karlar altında kaldı kalbim
gel
geçmiş bahar sokaklarına çıkar beni
bahçesi tarumar bir çiçeğin kirpiğindeyim
bir kar çölünün ortasında
bir insan mahşerinin içinde
yapayalnız
her bakışta bir hüzün,
her hüzünde bir bakış kanamada
bir sonsuz rüzgar başladı gittiğin yerde
gel
gel
bahar sokaklarına çıkar beni
yıldızları sönmüş bir gecenin sayfalarında ışıksızım
özlemler damıtıyorum durmadan karanlığın yapraklarına
kalbimin üstüne üstüne yağıyor kar,
göçüp gitti kuşlar çoktan ve ben
bölüp iklimlere o sevda tılsımı türküleri
işleyip alnımın çizgilerine tel tel
kalbimi sana rehin tutuyorum
gel
hasret ki yolları kanamalı ağır bir hüzündür
geçip giden günlerin terkisinde
rüzgâr koyaklarını yitirdi, sözcükler büyüsünü
her mısrada çığlık çığlık yüreğim
gel
ömrümün bütün sokaklarına kar yağıyor şimdi.

 
3871604198a40b03d32ii5.jpg

YÜREĞİMDEN HERKESE YÜREĞİMİN SESİ Hayatı Iskalama Lüksün Yok

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan,´Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?´ diye bir soruyla bile karşılaşabilirsin.

İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen,´Ama senin için şunu yaptım´ derken o,´Şunu yapmadın´ diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka hiç getirmediğin bir iddiayla karşılaşacaksındır.

Üzülme, sen aşkı yaşaması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. ´Peki, o ne yaptı?´ deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Senin hayatı ıskalama lüksün yok. Onun varsa bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen.´Acılara tutunarak´ yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç girmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun ki aslolan YÜREKTİR. Yürek sesini bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler.Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil,güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini....
 
429268324258ebca09cxi3.jpg
Ben,senden önce yaşamamışım sanki...
Günler geçmemiş yıllar olmamış sanki hayatımda
Doğmuşum ve zaman durmuş sanki!Ne ağlamışım acıya NE de hayata inat gülmüşüm!!!
GÜLEMEDİĞİM anlarda uçurum yamaçlarında boşuna durmuşum..
Çok zaman geçti o yamaçta!!!Direndim inadına şu hayata
Bir yerlerde diğer yarım vardı,biliyordum bunu!!!

SABRET dedim kendi kendime...SABRET!

Her canım yandığın da sığındığım tapınağım,beni karanlıkta bırakmayan ay ışığımdı...
Saatlerce ona bakar,diğer yarım nerdesin derdim!!!
Dualar eder "ALLAHIM BİR MUCİZE" diye beklerdim.Yıldızlardan dilek diler,bir tek seni isterdim...

Biliyorum,bir yerlerde diğer yarım vardı.Saniyeler yıl olsada sabretmeli,beklemeliydim GECE GÖZLÜMÜ!!!

Evet sevdiğim...Bekledim ben seni tanımadan,tanımadan diledim seni Allahtan!!!SEN,canım diğer yarım HOŞGELDİN hayatıma...Hayattaki tek MUCİZEM hoşgeldin!!!

Sevgilim,güzel gözlüm,derinliklerde ışık ol bana!Şuana dek hep ay ışığı yardım etti,bundan sonra hep sen ol yanımda.Yürüdüğüm bu dikenli yollarda hep yalnızdım,artık kol kola gidelim o yolda...Batan her diken,çıkan her engel yıpratmasın beraberken BİZİ...

Canım,diğer yarım,artık seninle bir bütünüm,gitme ki eksik kalmasın BU YÜREK.Acı ile dolmasın.Gülmeyi bilmeyen bu gözler seninleyken güldü,ağlamayıda sende görmesin...

YÜREĞİM,herkes bilsin ki,bundan sonra sen bensin,bende sen...
SENİ ÇOOOK SEVİYORUM...
TEKRAR HOŞGELDİN HAYATIMA...​
 
a$k duası..
Rabbim
Bir insan koy kalbime
Ama o insan senin de
sevdigin olsun


Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanin kalbi Seninle sevisen bir mabed olsun.
Beni öyle bir insanla bulustur ki benden önce
Onunla bulusmus olan sen olasin


Onunla el ele tutustugumuzda
Ikimizin uzerinde Senin elin olsun


Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden sana bakayim
Bana öyle bir sevgili ver ki
O gözler cennete acilan iki pencere olsun


Onunla oyle bir yolda yürüyelim ki
Kilavuzumuz sen olasin ey Rabbim


Oyle bir sevgili verki bana
Ona sarildigimda kainat bize baksin
Birbirine sarilsin
Sevgimiz kurtla kuzulari baristirsin
Bize bakip seytan Adem'e secde etsin
Günah sevap ugruna kendini feda etsin
Olüler birer birer uyansin sevgimizle


Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin
Oyle sevelimki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin
Ve desin ki;


"Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde... bizde onlardayiz.
Bak Askimiz birkez daha yasaniyor yer yüzünde..
Allah Askimizi öyLe cok seviyorki binlerce insana yasatiyor...

ALLAH HERKESE BÖYLE AŞK VERSİN.AMİN


 
zero1soontopnr4.jpg

AŞK, iyi geceler öpücüğünü uzun tutmaktır. BEKLENTİDİR.

AŞK, delicesine flört ederken yanındakinin hiçbirşey
yapmama hakkını teslim etmektir. SAYGIDIR.

AŞK, zaaflarınızın olduğunu
ortaya çıkarır. KABULLENMEKTİR.

AŞK, şimdi zamanı değil diye
beklemeyi bilmektir. SABIRDIR.

AŞK, saçlarda başlayıp,
topuklarda biten bir gezintidir. KEŞİFTİR.

AŞK, "Sevişelim" demeden sevişmek, yanındakinin
ne istediğini bilmektir. ANLAŞMAKTIR.

AŞK, bağlandığını sandığında, karşındakine
"Hayır" deme şansını tanımaktır. İNCELİKTİR.

AŞK, korumaktır. SORUMLULUKTUR.

AŞK, ciddi bir tokalaşmayı
kıkırdamaya dönüştürmektir. MİZAHTIR.

AŞK, evinizdeki her şeyin yerinin
değiştirilmesini kabullenmektir. TESLİMİYETTİR.

AŞK, saatin kaç olduğunu
bilip aldırmamaktır. NEŞ'EDİR.

AŞK, sizi kucaklayan kolların gittikçe
daha çok sarılmasıdır. MUTLULUKTUR.

AŞK, gecenin bir vaktinde "Sen uyu, benim gitmem gerek"
dediğinizde, "Uyanık kalıp seni biraz daha görmeyi
tercih ederim" cevabını almaktır. SICAKLIKTIR.

AŞK, tanıdığınızı zannettiğiniz insanın
yeni yanlarını keşfetmektir. TAZELİKTİR.

AŞK, uyandığınızda rüyanızı yanınızda bulmanızdır.
DÜŞLERİN GERÇEK OLMASIDIR.

AŞK, kocaman yatağın
üçte birine sığışmaktır.YAKINLIKTIR.

AŞK, evin anahtarlarından bir kopya daha
yaptırmaktır. GÜVENDİR.

AŞK, "Hoşçakal" dedikten sonra tekrar
karşılaşacağını bilmektir. KADERDİR.

AŞK, "Gerindiğinizde sızlayan vücut"
lafının anlamını bilmektir. DERSTİR.

AŞK, ecza dolabını açtığında, diş macunu kapağını
kapatılmamış bulmaktır. UYUMDUR.

AŞK, pencereden dışarıya baktığında
kiminle olduğunu hatırlamaktır. DÜŞÜNCEDİR.

AŞK, rüzgârın ağıçların arasında dolaşırken
çıkardığı sesi dinleyip sevgilisinin yanında olmadığına
hayıflanmaktır. YALNIZLIKTIR.

AŞK, asla anlatılmayacak hikayelerdir.ÖZELDİR...​
 
Ödünç hançer öldürmez beni!
Bir küfür gibi kara
kayış dilini ver
Binlerce kez açıklasam da
dilini çözemediğim ihanet...
Gel bir daha bende dene kendini
Ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte
Ne ben yenebiliyorum seni
Yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden
Giden yolları,suçlarından arındır.
Arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler
unutkan şiirler, kopmuş alıntılar....
Hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla
kendine yazdığın yaşam öyküsü!
Ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır
gelme üstüme...
Boşalmış yeminlerin bileği;
ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir

Ödünç hançer öldürmez beni!

Ya başka bir silah seç kendine
ya bırak başkasının ellerine.
ölüm aşkın işidir...
kork benden sevgilim.
Ahretin olurum senin.
Bu kadar çok seven öldürmesini de bilir
Ben seni çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim
Gücümdü güçsüzlüğüm.
Ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge,
Büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat
yanıltma beni, beni bana yakıştır.
Son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen!
kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak...
Kör eder hançerini içimin gücü
Ölümü göze alan yaşamasını da bilir
 
Ve gitti,
Her intihar gibi bu yasak umutta bitti.
Artık ne volkan dudaklarında can verebilirim
Nede kurşun gözlerinden ölüm tadabilirim,
İlk defa delicesine ölmek isterken böyle,
Yalnızlığa mahkum edip bir vefasız,
Ömrüme serap olup gitti....
Ve gitti,
Bitirdi sevgi adına ne varsa yüreğinde,
Bir damla yaş miras bırakıp gözlerime,
Pimini çekip yaşanmamış sevdaların,
¤¤¤¤¤¤¤ satıp bütün acıların
İlklerime son olup gitti...
Ve gitti,
Artık azrail alacağı candan kararsız,
Sevda uğruna dökülen yaşlar vefasız,
Ve verilen onca vaatlere inat,
Tüm umutlarımı katıp ardına,
Kanıp kahpe bir yalana,
Yarınımı dün edip gitti...
Ve gitti,
Son bir vedayı bile çok görüp,
Hastası olduğum pembe rujunu son kez sürüp,
Akıp damarlarımdan tarifsiz sancıyla,
Yüreğimin defterini dürüp insafsızca,
Baharda güz olup gitti...

Ve gitti,
Artık yeni bir liman mı bulur bu gönül?
Acıklı bir türkümü tutturur?
Yoksa küfredip topuna sevdaların,
Gecenin acısını mı unutturur?
Ama kuraldır pınar yüzlüm!
Aşkta da hesap sorulur,
Satılmış yüreklere pusu kurulur,
Her gidenin ardından ağıtlar yakılsa da,
Bu sevdaya da darağacı kurulur,
Ki o an ne kıralı çakar dümeni,
Ne de bu infazın tutar fireni,
Yüreğim kabrin olsa ne yazar gözüm,
Sancının kıskacındayken bu ihanet yemini...
Hani her gece sevişirken unutma derdin ya beni,
Ne seni unutabildim hala,nede tenini,
Şimdi sende unutma bu sözlerimi,
Aşk her şeyi affetmez,bilirsin
Tanırsın dönekliğin bedelini...
Nasıl bir ihtiras ki bu aşkı bitirmeye yetti,
İşte öyle her intihar gibi bu yasak umutta bitti,
Katıp beni toza dumana,
Döndürüp bahtsız mecnuna,
Hasret yoluna gittin... Ve gitti,
Bir sosyete düşkününün
Şişelere meze olma hayali
İŞTE BÖYLE BİTTİ...
 
Balçık çamur içinde
Paçalarımda isimlendiremediğim hüzünler,
Hergele gülüşünün ardında
Duman kokulu izlerle
Uyandım sabaha seninle
Gece gözlü adamım
Papatya beyazı yanım...

Sabaha serseri bakışınla uyandım bu gün
Gece düşlerim sana kaçtı
Aç bir bebeğin anne memesine yapışması gibi
Yapışıp kaldım gece mavilerinde,
Kirpiklerim sımsıkı kapalı,
Kanımda kan kırmızı adın
Bekledim düş sokaklarının kapısı
Özlemine açılır diye...
---Gün doğdu,
----------Gece soldu
-----Uyandım
----------Kaçtın...

Platon girdi sabahıma,
Androjen bir varlığa dönüştüm usul usul
Gövdem tekti, boynum tek
Ama iki ayrı yüzüm vardı
Biri sen biri ben...
Sarmaşık gibi dolanıp
İsim anası olmuştuk aşka
-----Derken
Zalim Zeus
Fırlattı kara fırtınalarda sakladığı şimşeğini,
------Bölündük
Lime lime doğrandık
------Parçalandık...
Öbür yanı eksik ben,
Kadını olmayan sen
Yarım kaldık şimşek hızıyla...

Aynalarda yarımdı yüzüm,
Sol tarafım mavi, sağ yanım hüzün...
Öptüm bir yanı kırık camı
------Kanadı,
Bembeyaz dudağımın kan kırmızı yanı.
Tek elim olmasa kucaklar
Sımsıkı sarar
İçime katar, tenimde uyuturdum seni...
Parmaklarımın beşi emanetken bedeninde
Olmadı gece gözlü adamım...

Kaygan zemin üstünde
Bıçak sırtı yaramla
Karıştım
İçinde kaybolduğum hayata
Arzulu bakan gözlere
Bir çizik atıp kanatmak geldi içimden...
“Senin gibi bir kadınım olmadı” dediğin gün,
Cicili bicili fiyonklarla paket yapmadan
Hediye ettim sana kadın yanımı
Adın yakarken dudağımı
Tadın değdi tenime
İki deli borandık biz
Maviye bulanan gecede...

Sana uyandım bu sabah,
Boz bulanık sulardan atlayıp
Kanat taktım yüreğime
Sana uyandım sevgili
Temmuz sıcağı kıvamında
Mavi bezeli yatağımda
Dudağımda gözyaşımın tadı tuz,
------Sana uyandım...
 
Bana seni yazdıran yarım kalmışlığındır..


Neden azalmıyorsun bende?
Neden gidişin dün gibi?
Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim... Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç kimse, yok’ken bu kadar sevilmedi... Benim karşıma “aşk” diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmış’lıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım...Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin..... Bitmeyensin... Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü...... Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam... unutamam..... içimde sızısı kalır.

Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı! Biz bunu başaramadık, ayrılamadık! Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatrıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır...O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum... Anlamıştın benim soyut’ a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de... Olağan hiç birşeyi sevemedim ben hayatım boyunca..... Herkesin, her an yaşadığı hiç birşeyi benimsemedim...

Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder... Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın... eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz bunu başaramadık.... oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı bir dokunuş, ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya..... Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek.... Belki de onandır, yanındaylen yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek...
Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim.....

Evet seviyorum seni varlığına rağmen! Üç mevsim değişti bu şehirde ama ben varlığınla-yokluğunun tezatını çözemedim... seni yaşamak istemiyorum! .... öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını... sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen var içimde.... seni senle savaştıryorum, olan bana oluyor... Tam olarak hatırlamıyorum ama uzun zaman önce bir yerden duymuştum bu sözü, “HANİ RUHLARIMIZ ÖPÜŞÜR YA? BAŞKASINDAYKEN AĞZIMIZ...” şu an varlığınla yokluğunun tezatını bu şekilde tanımlıyorum, seni senle savaştırırken mağlup olan yüreğime... Birkaç ay geçtikten sonra, daha anlaşılır bir tanım bulabilirim elbet ama şimdi gerçek olan bu; RUHLARIMIZ ÖPÜŞÜYOR SEVGİLİM...

Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin... Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... “Keşke sen yanımda oslaydın, keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık” diye hayıflanmıyorum artık..... Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede..Yazık! son sözü zaman söyleyecek..Yazık!bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık aşkı...

Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varlığın... ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata döndüremezdi beni... işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın.....


VARLIĞININ CANI CEHENNEME, YOKLUĞUNU ALMA BARİ..
 
Sana

Sana mülteci geliyorum uyruğunu ver

Yüreğim sevda, yüreğim sen tutuşur, yüreğim ağlamaya tutulur, ağlama sakın. Saat gece yarısı gözümde iki damla yaş, aklımda hep sen varsın. Ağlarken gülümsüyorsam eğer bir hayalim vardır, ondandır direnmelerim.

Kurduğum her hayal bir yol, bütün yollar sende bitmeli.

Sana sesleniyorum yüreğimin en aşık yerinden ve yüreğimdir yüreğinin en ulaşılmaz dağlarından sana yol bulan.

Ben seni bunca seviyorum… Ya sen …

Nereye gitsem hep sende kalıyorum. Yıldızların gökyüzünde kaldığı gibi. Ve içinden bir dilek tut denildiğinde seni tutmak.

Sizin orda kar yağıyor, burda ben üşüyorum. Şarkılar söyleyerek ısınıyorum, sana uzanan soğuk yollarda. Yollar kaygan, yollar uçurum, yollar derin. Son durağım oluyor sende biten. Kış kapına dayandı üşüyen benim ellerim, uzanır mı ellerime ellerin!

Sen yüreğimin merkezi, içimde bütün sevgililer yörüngende döner. Terk edersen yerini bütün umutlarım ölüme gider.

Yabancı sokakların soğuk yalnızlığı… upuzun bir yolculuktur sana vaad edilen.

Bir kalbim var uzansan tutabileceğin. Tutulacaksa bu yürek sende tutulmalı… Ne kötüdür bir duyguyu sadece yaşayanın bilmesi. Oyuncağı elinden alınmış çocuğun gözyaşlarıdır yanaklarımdan süzülen ve boğazımda düğümlenen birkaç hıçkırık.

Sevmek bir şey değil, sevilmekte… Bir meleğe aşık olmak… Anlatamıyorum. Susuyorum… Ya sende susarsan.

Senden kalan, içimde koca bir yara…

Biliyor musun, çocukken her düştüğümde ellerim kanar, ağlardım. Annemin öpmesiyle akan kan durur, acısı geçerdi ellerimin. Ve yeniden koşardım hiç durmadan. Ah anne şimdi yüreğimde kanayan bir yara, ve sen de yoksun.

Ey yüreği yaşamak olan melek, bilmezsin göz aldıklarımın içinde ölüm de var. Ama bedelsiz düştüm ölüme. Bitmez bir suçlamayla ödüllendirildim

Bir su damlası gibi gözlerimden kayıp da gitme sakın, yazma adımı yanında silgisi duran ömre.

Bir ayrılık şarkısıdır kulaklarımda çınlanan gecenin bir vaktinde… Davetsiz bir misafirdir kapımı çalan. Ve senin ömründe bir kere düşündüğün,dilimde her gün söylenen bir şarkıdır.ZAMAN ALIŞMAYI ÖĞRETİR,UNUTMAYI ASLA…

Ben başlamadan biten aşklardan anladım, mevsim sonbahar.

Yalnızlık sonbaharda düşen son yaprak.

Şimdi söz sırası kahır ve kaybedilmişliğindir.

Tek bir kelime ile yaşama döndürülebileceğin bu gönlü harabeye döndürüp gittin. Olsun arkadaş yine de ben seni seviyorum. Sevgiler ayrılıkta bile bitmemeli.

Bu ayrılığı da benim hesabıma yaz… Ben ödemeliyim bedelini. Sen sonbahardan bahara uzan. Gir yangınsız yüreklerin irem bağlarına, topla gülle nergizi. Tak saçlarına solmamış bütün gülleri, sana bıraktım güzelliklerin hepsini… Sen mutlu ol yeter. Çünkü senin o eşsiz yüreğin tüm bunlara değer.
 
Dönsen de tanımaz yüreğim yüreğini



Sözlerim kesildi aniden,konuşamaz,yazamaz oldum…
Oysa vardı söyleyeceklerim sana dair…
Ama bulamadım hangi kelime anlatır beni sana?

Bulmak isterdim,bulup söylemek..
Belki…anlardın beni.

Sanki her söz eksik biraz seni anlatmaya,şaşırdım,nasıl olur da konuşamaz insan bu kadar anlatacak şeyi varken…

Uzun zaman oldu karalayamadım iki satır.oysa anlatmak isterdim seni kıta kıta…olsun isterdim,olmadı…

Oldurmak isterdim,
Belki…o zaman anlardın beni.

Sen gittin aşk bana kaldı,aşk yakışanda kalırmış.
Ardından siyah geceler kol gezdi yüreğimde,


Ben sol yanımı öldürdüm de Siyah'a büründüm.Kimse girmesin diye yüreğime,aşka küstüm.

Yazamıyordum demiştim ya işte yazdım…acaba hiç yazmasamıydım?
Ben seni aşk sanmıştım,yanılmışım…öyle olsan yanımda kalırdın.

Şimdi,
seni sevdiğimi unut,
Vazgectim seni sevmekten
Dönsen de tanımaz yüreğim yüreğini,en iyisi unutmalı bu yalan olmuş ikiliyi.

-
 
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
 
unutulmazımsın
Yıllar yılı acı çekmiştin, istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın. Acına, yaşam mücadelene ortak olup, yüreğimi yüreğine, ömrümü ömrüne katıp seni mutlu edecektim. Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip, bu sevgiyi yaşamanı istemiştim. Yalnız seni istiyordum… Ama o kadar ters davranıyordun ki bana… Çok sevilmek bu kadar kötü müydü? Gerçekten böylesine ağır mıydı ki?

Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da... Hayatıma bilmediğim anlamlar getirmiştin. Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım. Ya seni kazanacaktım, ya da kendimden VAZGEÇECEKTİM. Hem seni kaybettim, hem de kendimden VAZGEÇTİM.

Var mıydı böyle kimsesiz darmadağın olmak, biçare kalmak, var mıydı? Keşke beni böyle ödüllendireceğine, hiç ödül vermeseydin. Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde, yüreğin kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi…

Ben de sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum. Bu kadar direttiğim için beni bağışla…

Beni kırgınlıklarla, çelişkilerle, cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen "keşke"lerle bıraktın, bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor. Her gün alabildiğine yanıyor, istesem de istemesem de seni özlüyor, seni istiyor.

Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım. Ama artık kendime sözüm geçmiyor.

Başımı ellerimin arasına ne ilk ne de son alışım. İlk acım değil ama en büyükacımsın.

Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti. Bunu kabullenemiyorum, zoruma gidiyor, canımı acıtıyor.

Sen yüreğimdeki hasret! Yarım kalmışlığım, unutulmazımsın…
 
gözlerde yaş kaldım

--------------------------------------------------------------------------------

Biliyordum...
Suskunluğuna öyle alışmış ki zemheri yüreğim,
Sen söylemesen de,getirmesen de dile ve anlam getiremesem de;buralara ait olmadığını kabullenebiliyorum...

Kimlere uzanıyordu ellerin?
Benimkilere dokunmama nedenine nasıl da uzaktı gözlerim...
Oysa tenim bir nefes uzağındaydı,
Sense sadece soluksuzluğunu verirdin bana...

Cayır cayır sana yanan ve bir o kadar susuz,
Bir o kadar ıssız,
Sana,varlığına,bana kattıklarına ve belki daha da fazla aldıklarına rağmen hâlâ masum bir bekleyiştir bu...

Ekmekle katık edecek kadar bile değildir umudum
Olsun da...doyurmasa da olur
Bir bak yeter...konuşmasan da olur

Karmakarışık,derbeder bir yerlerdeyim ben
Kendimi kaybettim,bulamıyorum...(Bulsana beni...)

Sonu gelmeyen bekleyişlerden,gecelerin bitimsizliğinden,içimdeki sancıların canımı yakmasından öyle yoruldum ki...
Ve sıkıldım...
Bunları tek başıma aşacak gücü kendimde bulamamak çok koyuyor bana

Yokluğun vurdu zayıflığımın ortasındayken ben,
Yediremedim gururuma...dudaklarda sus kaldım
Yağmurlar yağdırdım gittiğin şehre,
Sen olmayınca...gözlerde yaş kaldım....
 
DAYANAMIYORUM......

Dayanamıyorum Ey Sevgili...
Direniyorum..Ama Dayanamıyorum...

"Hep Sana Doğru koşuyorum... Başını ve sonunu bilmediğim tüm yollarımda sen varsın .. Bense bütün karanLığıma rağmen hep Sana Doğru geliyorum.." dedikçe kaçtın benden..

Oysa bu karanLık ve ürpertici yoLcuLukta tek istediğim sarıLmaktı sana doya doya...
Sıcak bir kâLbin aynasında şımarmaktı bir nefes..
BeLkide bir soLukLuk dinlenmekti yanı başında..
Ya da konakLamaktı seviLdiğim sürece sıcak yüreğinde..

Aşka kapattım tüm kapıLarımı ...
Hep Sana Doğru Koşmuyorum artık..
Koşarken takıLan ayakLarım şimdi daha sağLam yere basıyor..
Acı yok..
Keder yok..
Bir gün dönersin diye BekLemek yok..
ÖzLemLerin Yakmıyor içimi...

Yaşamdan bir parça vicdan diLeniyorum..
Ya adam gibi vaz geçersin nefesimi kesmekten..
Ya da sökerim insafını yerinden ....!!


Kapattım tüm sayfaLarı,YazıLanların şahitLiğinde...
Kimse ; ama hiç kimse , Artık Benim neden ağLadığımı ve neden öfkeLendiğimi biLmeyecek..

BiR Kendim..

Birde Yüreğim yazacak..

ÖLüm Senaryosunu ...
 
EY SEVGİLİ ; seni sevip sevmediğimi söylemeyeceğim ama sevgiyi öğretebildim sana sanırım.....(ne kadar öğretilebiliniyorsa ).....


dilerim kalbine kalbimden verdiğim şey yüreğinde yeşerip meyve verir.. o zaman , böylece ne sen bende kaybolacaksın ,, ne de ben sende ,,sen beni kendin de ,,ben seni kendimde bulmuş olacağım...o zaman hiç ayrılmayacağız....


sakın seni sevgimle tuzağa düşürdüğümü sanma ...sevgi hayatın hem çekirdeği hemde meyvesidir....bir ağaç seni kendine çağırıyorsa , bu bir aldatmaca sayılmaz ..unutma ki ağaç meyvesine çağırır kendisine değil.....


ey sevgili : sen bir sığınak arıyorsun,,,ama ben durulmaz bir fırtınayım....sen kendinin sakini olmak istiyorsun,ama ben evrenin sakini olmak istiyorum..........sen olmayacak bir barış arıyorsun ,,,,,,,bense tüm kötülüklerle savaşmak istiyorum.....sen küçük bir çocuksun ,,,ama ben küçükken çok büyüdüm.......sen aydınlığa kaçmak istiyorsun,,,,,ben karanlıkları aydınlatmak istiyorum.......sen bir ağacın gölgesinde yaşamak istiyorsun,,,,,,ey sevgili seni gerçekten sevmişim.....





seni kaybetmek istemiyorum .....sen susuyorsun ,,bense haykırıyorum.....KALBİM PAYLAŞILAMAYACAK KADAR SENİNDİR SENİNLE BİLE ......

ama bilmiyorum sen bukadar bendemisin......?
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst