YokLuğuna Doyamadım `` VarLığında ÖLdür Beni ..

---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Kayboldugum Yerdesin"


Boş ver yinede beni. boş ver sadece anlatılanlara bak sen .. Hayatının eşiti para demeyi ögren ve bırak duygularını onlarda kim..

Hani boş yere yazıyormuşum hatırlatmasını yapma aklıma migdeme vuran faşist yaptırımları ve hiç bir zaman yazılmayan köşe yazılarımı hayata ve yaşatılanlara inat kalemime yoklugu yaşamama, acılarıma, acıya gülebilmeme ve sana ....


evet ve sana - ragmen hala yaşıyorum ya .. ben bile şaşırıyorum kendime gençligim ınanmadan ..

Yok artık bitti gene içimdeki isyanlar kaygılanmadan yaşamak zorunda olamadan biten öykülerim

kalbime attıgım bir kaç çizik..

bu denli aşkım..

yanlızlıgım...

ve herşeye ragmen
yine
sen


kayboldugum yerdesin
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Ağır ağır..
Kırmadan..
İncitmeden düşüyordun kirpiklerimden..
Yavaşça inerken yanağımdan aşağı..
Tüm hıncını alır gibi yanaklarımdan öpüyordun..
Kim için…?Ne için aktığını biliyor musun? diye soruyordum sana..Hayır diyordun..Ve sana çok kızıyordum ey göz yaşım..Elimin soğuk kısmıyla siliyordum değdiğin heryeri…
Ummadığım anlarda doluyordun gözlerime,sonra kirpiklerime tutunuyordun..Göz kapaklarımı kapattığımda üzerine,yüreğim yanıyor.. içli içli büzülüyordu dudaklarım…
Sana karşı koyamıyordum uzun süre..işte!Yine dövüyordu ıslaklığın göz kapaklarımı.. Dayanamayıp aralıyordum..Ve yine damla damla süzülüyordun yanaklarımdan..Tüm yaşanılamayan “keşke” leri hiçe sayarak..
Sancıyan yüreğime aldırmadan süzülüyordun..
Değdiğin her yeri kavuruyordu sıcaklığın...
Yavaşca dudaklarımın arasından sızdığında içime..
Bedenimi kor bir ateş gibi yakıyordun.…
Hesap soruyordum sana..
Hiç aldırış bile etmiyordun bana..
Yavaşça..
Aldırmadan..
Umursamadan akıyordun anılarımın üstüne..
Görenlere aldırış etmeden,beni rezil etmek istercesine..
Damla damla..
Acımasızca..
Birbirinize değmeden düşüyordunuz..
Birde utanmadan yanaklarımı okşuyordun..
Mutluluktan akmadınız hiç gözlerimden..
Mutlu olmam bu kadar mı dokundu kanına ?
"O" giderken elvedayı ben mi düşürdüm dudaklarına?
"O" giderken bir kez olsun DUR demedim..
Gittiği yerde mutlu olur belki diye..
Dudaklarımı kapadım sızlayan yüreğimin üzerine..
Sustum..
Sadece "O" mutlu olsun diye..
Göz yaşım…
Acımasızca süzülen tuz tadında damlalarım..
Yeter..
Dolma artık gözlerime...
Dolup da taşma ..
Taşıp da akma artık..
Sızlatma yüreğimi yeniden...…
YETER…
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Biz çok sevdik birbirimizi seninle. Ama ne yazık ki aynı zamanlarda değil.


Sen varken Gücüm Olurdu
Zaman Akmadan Dururdu
Hatırlasana


Ben varım derken sana, ben buradayım, seviyorum seni, anlasana derken, sen başka yerlerdeydin. Başka zamanlardaydın. Başka hayatlardaydın. Yanımdaymış gibi, canımdaymış gibi duruyor, ama asla orada olmuyordun. Farkındaydım ama değilmişim gibi yapıyordum. Zaman “gibi” yaparak geçiyordu. Sen benimleymişsin gibi yapıyordun. Ben sana inanıyormuş gibi. Ne sen benimleydin. Ne de ben buna inanıyordum. İnandığım tek şey vardı; Bir gün gerçek olacaktık.


Hep bekledim. Benimle olacağın günü bekledim. Davrandığın gibi olacağın günü bekledim. Beklerken tükendim. Fark etmedim.


Sonra sen de değiştin. Bana geldin.Bense çoktan gitmiştim. Fark etmedin.


Hani Aşk Seni Yormuştu
Yolun Sonuna Koymuştu
Dokunma bana


Ben varmışım gibi yaşamaya başladın bu kez de. Biz varmışız gibi. Oysa biz seninle aynı zamanlarda aynı yerde hiç olamadık. Oysa biz seninle aynı zamanda hiç olamadık. Oysa biz seninle hiç “biz” olamadık.


Şimdi Eskiye Döner mi
Dönse de buna Değer mi
Cevaplasana
İnsan Aynen Durur mu
Ayrılık Kolay Oyun mu
Dokunma Bana


Ellerimi ellerinden çektiğimde şaşırdın önce. Sonra “biliyorum” dedin. Gideceğimi biliyordun. “Kimi sevsem gidiyor” dedin gözlerini kaçırmaya çalışarak. İşte bu yüzden biz olamadık hiç diye düşündüm ben de. Ne zaman sevmek gerekse ya sen kaçtın, ya gözlerini kaçırdın benden. Kimi sevsen gidiyor muydu gerçekten, yoksa sen gidenleri mi seviyordun. Artık seni sevmeyeceğimi düşündüm. İçim acıdı.


Artık Ben Vazgeçtim
Yalnızlığı Seçtim
Her şey bitti Anlasana
Dokunma Bana


Bana mutluluk veren tek şeyi, seni sevmeyi bırakmak, aynı zamanda bana en çok acı veren şeyi de bırakmaktı. İkisini de bıraktım.


“Seni Seviyordum” dedin. “Ben de seviyordum” dedim ben de.



Evet çok sevdik birbirimizi.
Ama ne yazık ki aynı zamanda değil
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

eyy gözlerimin neminden düş'en yar
neydi seni ömrüme getiren!
bir kader busesi mi . . . . . . . ?
bir alın yazısı hikayesi mi. . . . . ?
ellerimin semaya bakan yönüne akarsın
zifiri geceler gözlerini yumarken üstüme
bir sözünle s/özümü beyaza çalarsın
ılık yağmurlar öper alnımı
bakışlarının deydiği mavilikten yağarsın
sen şehrinde adımlarken kaldırımları
ben içimde sana yollar açarım
kalbime girdiğin o an'ı vuslatım bilir
ömrümü, ömrüne bağlarım.

eyy sözlerimin ufkunda gün niyetine doğan yar
neydi seni ömrümde büyüten!
bir sevda güncesi mi. . . . . . .?
bir dua iklimi mi. . . . . . ?

iyiliğimi iyiklere boğan gönül aşımsın
kopkuyo kokan bir yalnızlıkta
başucumda bekleyip korkularımı toplarsın
ne kadar gözyaşı lekesi varsa hüznümde
bir yudum tebessümünde rengine boyarsın
sen iki dudağında süzerken kelimeleri
ben bir bir toplarım harfleri
bir güneş sıcağı değer ellerimin acizliğine
özlemini demlerim satırlarımda,sana dökerim şiirimi.

eyy ömrüme şifa gibi gelen yar
neydi seni ömrümde ömürsüz eyleyen. . . . . . ?
neydi yüreğimin yokluğunda seni var eden. . . . . . ?
belki çocukluk sevincime saklanmış bir mutluluk tanesi
belki aşk mey'ine damlamış bir su incisi.

saçlarıma değen rüzgarı, kirpiklerine şahit tutarsın
göz bebeklerinde uyutup kırıklarımı
bir ninni buğusuyla yoksulluğumu okşarsın
sen değil misin bütün gitmelerime 'kal' diye güller döken
bir gün gidecek olsam da
uzatıp ellerinin kifayetsiz halini
benimle o bilinmeze, gözün kapalı koşarsın.



eyy ismini üç hecede dilime ezber ettirdiğim yar!
bunca güzelliğinle
sen benim sevda y/aşımsın. . . .
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Ve Söylüyorum Sana Ben Vazgeçmedim


ak çiçekleri düşüren bu deli fırtına
kaç meyve katili?
dörtnala geçen yolcu
kaç karınca katletti?
şimdi neden deli deli esmeli
neden dörtnala geçip gitmeli

kuşlar takvime bakıp göçmez
göç vakti gelince giden gitti...
kim neden gitti?
sen neredesin şimdi?
bu hırçınlık kimden miras kaldı, bilinmez.

hasret bitimi kucaklaşmak gibi sımsıkı
sarmaşık gibi ,
sarıldığın gibi sarılıyorum anılarıma
ya benimsin,
ya yalnız!
seni düşünüyorum hep benden fazla

ben yalnız seni
“seviyorum”
kızaran gözlerinin akmayan yaşı gibi,
tutup sevgini yüreğimde
yapraklarımı küstürene küsmemeyi öğreniyorum, seviyorum
ola ki günün birinde
koyuverirsen göz yaşını omzuma diye
ucu yanık kalbimi taşıyorum göğsümde
çöz düğmelerimi oku diye...
ve söylüyorum sana “ben vazgeçmedim” diye...



ak çiçekleri düşüren bu deli fırtına
kaç meyve katili?
dörtnala geçen yolcu
kaç karınca katletti?
şimdi neden deli deli esmeli
neden dörtnala geçip gitmeli

kuşlar takvime bakıp göçmez
göç vakti gelince giden gitti...
kim neden gitti?
sen neredesin şimdi?
bu hırçınlık kimden miras kaldı, bilinmez.

hasret bitimi kucaklaşmak gibi sımsıkı
sarmaşık gibi ,
sarıldığın gibi sarılıyorum anılarıma
ya benimsin,
ya yalnız!
seni düşünüyorum hep benden fazla

ben yalnız seni
“seviyorum”
kızaran gözlerinin akmayan yaşı gibi,
tutup sevgini yüreğimde
yapraklarımı küstürene küsmemeyi öğreniyorum, seviyorum
ola ki günün birinde
koyuverirsen göz yaşını omzuma diye
ucu yanık kalbimi taşıyorum göğsümde
çöz düğmelerimi oku diye...
ve söylüyorum sana “ben vazgeçmedim” diye...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Gülüşün…..

Kimsede olmadığı kadar samimi,hiç olmadığı kadar yumuşak
Gülüşün, gözlerime yansıyan bir ışık..
Sen bir gülümsüyorsun benim içimde rüzgarlar esiyor,
Gülüşün çocuk, gülüşün haylaz, gülüşün umursamaz Ama bir o kadar uslu, söz dinleyen, huzur veren...
Gülüşün …..


İşte özlemin en koyusu senin gülüşüne saklanıvermiş

O gülüşü görmeden nefes almak öylesine zor ki...

Okyanusun en derin yerinin en büyük incisi..

Güven veren gülüşün, cesaret veren...

Her ne olursa olsun ölüme karşı direnme gücü veren…

Azraile bile pabucunu ters giydiren gülüşün..

her gördüğümde yeniden yüreğime yerleştiren gülüşün...


Gülüşün…
Sen güldükçe gülüyor çevremde kim varsa, ne varsa.
Sen güldükçe Yıldızlar bir başka parlıyor her birine senin adını verdiğim yıldızlar
Gülüşün, ayazı ısıtan bahar, sarı sıcağı serinleten rüzgar.
Tanrıdan alabileceğim en değerli 2. armağan gülüşün..

içinde tüm insansı duyguları barındıran bir hazine.
Damdan düşüverircesine hayatıma giren en beklenmeyen süpriz,
Mücadele eden, yenilmeyen ve bana aşkın zaferini ilan ettiren...
Sevdiklerine alçakgönüllü, zarar vereceklere kalkan.
Soran sorgulayan ama asla yargılamayan gülüşün...
Bedenimi saran fırtına , içimdeki ateş ve ellerimdeki titreyiş gülüşün.



Gülüşün….

Seni anlatan en iyi tarif gülüşün, içinde ne varsa dışına yansıtan.
Saklamayı bilen ama gizemden hoşlanmayan. Baktıkça, 'İyi ki yaşıyorum' dedirten...
Benliğime anlam katan gülüşün...
Baktıkça Tanrıya şükrettiren ve 'Hayatımdan hiç çıkmasın' diye dua ettiren gülüşün.


Sağnak yağan yağmur ve yanımdan hiç ayırmayacağım uğur...
Gecenin sakinliği, gündüzün hareketi.
Renklerin en yakışanı , çiçeklerin en güzeli

... ve bu sevdanın sebebi... Gülüşün
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Dışarısı ayaz...
Gece yıldızsız ve soğuk...İçimde yine suskumluğum avaz .
Zihnim ,özlemim ve acının her çeşidiyle dolu ruhum...Yaklaşan bir bitişin ayak sesleri geliyor kulaklarıma,uzun zamandır aramıza yerleşen bu sessizlik, bu ağır hava canımı acıtıyor....Radyoda yine o şarkı;

''Ay bile çekip gider,Beni hiç düşündün mü''?

Bu şarkıyı seninle dinlediğim gün geldi aklıma.Ne kadar sevgi doluydun.Coşkun bir pınar gibi yüreğime akıyordu gözlerin
Sonra ne oldu?...Kusur kimdeydi...Bendemiydi?Bu gecikmiş sevgide mi?Anlayamadım?Zahmetle geldi tebesümlerin,sıradan
dı,içime işleyen o sözlerin ...Umutlarıma sarıldım sıkıca...Bekledim.Beklemeyi öğrendim

Oysa yönüm hep sanaydı benim.Yüzü güneşe dönük günebakanlar gibi.Hep koşar adım yürüdüm bu sevgiye,her köşe
başında senin ''Dur''işaretinde çıksa karşıma...Ben hep sana yürüdüm...

Senin her gidişinde,ayrı ayrı yıkıldı yüreğim.Kaç parçaya bölündü sayamadım.Bir parçası sende kaldı hep.Ayrılığın
her halini yaşadım,Yalnızlığın ,yokluğunun ve acının...Suskunluğu öğrendi dilim,ve saklamayı kalbim.Her gidişinde
kirpiklerime sakladım gözyaşlarımı;Ağlayamadım...Ağlamamayı öğrendim...

Saatlerim senin gelişine ve gidişine ayarlıydı.Günaydınımdın...Ve çaresiz gün batımım.Oradaydın...Bir buzdağı kadar
soğuk olsanda,her damlan yüreğimde ayrı yaralar açsada ordaydın.Ben bekledim...Yüreğimdeki sevgiyi sundum sana,
belki yüreğini ısıtır diye....Sadece benim sevgim yetmedi ikimize...

Sen ve ben,''Biz ''olmadık hiçbir zaman.Eğreti yaşadık herşeyi.Hatta yaşayamadık.Hep bişeyler ukde kaldı içimde.
Ben anlatamadım,sende anlamadın.Dilimde hep kifayetsiz kaldı kelimeler.Bu sevgi yoksulluğunda ,her saniye bir serseri kurşunla vuruldu yüreğim...Açtığın yaraları sayamadım bile...

Gücüm kalmadı...Bu kan kaybına dayanamıyorum...Git...!
Artık dokunma yüreğime...Git sahipsiz gecelerimden,gündüzlerimden;Kimsesiz kalsın yine saatlerim...Git...!
Uzatma ellerini.Bırak üşüsün ellerim...!Bırak kavrulsun ciğerimm...!
Değme açtığın yaralara...Sarmaya çalışma, gecikmiş bir vefa duygusuyla...
Değme...!
Sızlayan Yaralarım Değil Ki!... Yüreğim...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

7601e2e618bd5fa1xm8.jpg


..Yağmurlar gözyaşlarıma gebe
Hasretin kapımda nöbette her gece
İçimde sana kana(ya)n binlerce hece...
Ve şimdi hepsini kusuyorum
Kustukça kusuyorum
Sustukça kusuyorum..
Yerinde mi diye yokluyorum yüreğimi bazen
Ve sonra biraz daha yok(o)luyorum...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Yazıyorum...

Damarlarımda dolaşanın "KAN" değil de "SEN" olduğunu..

Bir kesebilsem bileğimi..
Bir akıtabilsem içimden seni..
Tüm "Susuşlarım" bir son bulacak..

Yazıyorum...

Bir gün "SEN" kaybından öleceğimi..

Yazıyorum...

VE " yırt beni" diyen kağıdıma bakıyorum..

Yırt beni..
Yırt beni..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Kücükken oynadığımız evcilik oyunlarında anne babayken şimdi iki ayrı SevdaLı..Kücükken yaptıgımız Kumdan şehirleri Şimdi yıkıyoruz..
söyledigini unuttugum sözleri şimdi hatırlıyorum..
Beni seviyor(dun).. seni seviyor(d)um..
Bırak üşüsün Yalnızlıgım bıcak yaralarıyla.. Bırak saldırsın şehirlerin Şehirlerime..Acıtmaz arta kaLan SevdaLarın..Şimdi en miLitan KeLimelerini Kur..
Savur Üzerime..
Köşekapmaca Oynat duyguLarını DuyguLarıma..
Yıkık kentin armaganısın bana Kaybetmiş olsamda..
aynı durakta duruyorum..
Aynı Şehirlerde yok oLuyorum..
Yinede yeniLmiyorum sensizlige..
Bir martı sessizliginde doLaşıyorum Şehirlerinde..
Yıkma..
Kırma..

Savurma umutlarımı..
Son sevda Türküsü fısılda kuLagıma..
ALdırmadım aLdırmamaLarına..
Can yakmaLarına..
Simdilerde senden kalan enkazı kaldırmanın ugraşındayım..
en cokta kendimi bulma savaşındayım..
Zor oLanı tek başıma başarmaktayım..
Bir sevenin oLdugunu unut !
Cünkü ben Bir sevdigim oLdugunu hatırLamıyorum..
SıradanLıgımsın şimdi herkesLe aynı yerde..
Dışındasın bu sefer bu Sevdanın..
HastaLıkLı bir sevda bu benim ki.. Hiç Kırgınlıgı gecmeyen..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

hiç adil olmasada,

hayatı affetmeyi öğrendim. aslında kendimi affetmeyi öğrendim... çünkü ben hayatın ta kendisiyim.önemli olanın olduğum yer değil,"kiminle olduğum" olması gerektiğini öğrendim...çaba sarfetmeden birini " çok " sevmeyi öğrendim...


Kırıldığımda her ne kadar karşımdakini kırmaya değsede olan şey "önemli değil" demeyi öğrendim...


gözlerim , gözlerine sadece bir defa değsin diye saatlerce birini beklemeyi öğrendim sıkılmadan... nekadar acı çeksem de herkesin nefes almaya devam ettiğini ,
nekadar ağlasam da göz yaşlarımın hiç bi zaman yağmur yağdırmadığını öğrendim... iki kişinin tartışmasının birbirlerini sevmediği anlamına gelmediğini, iki kişinin tartışmamasının da birbirlerini sevdiği anlamına gelmediğini öğrendim... ilk önce beni sevdiğini söyleyen kişi "o" olduğu halde

ve o'nu sevmemi bekleyen kişi "o" olduğu halde

nasıl oluyorsa ilk önce o'nun gittiğini

ve nasıl oluyorsa kendince haklı olduğunu öğrendim...
haksızlığı öğrendim yani...
birini nekadar düşünürsem düşüneyim, ne kadar sevrsem seviyim, ve ne kadar hayran olursam olayım , yine de arkasına dönüp bakmadan gidebilleceğini öğrendim... duyup da konuşamamanın görüp de dokunamamanın acı verdiğini öğrendim... önce "sen ve ben" sonra "biz" sonra yine "sen ve ben" demeyi öğrendim... kandırmasam da kandırılmayı , aldatmasam da aldatılmayı, unutmasam da unutulmayı, sevsem de sevilmemeyi öğrendim... ama en kötüsü de ; bunları sadece bir kişiden öğrenmekti...
DEĞER SANMIŞTIM DEĞMEZMİŞ...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Cebimdeki son umudumu yitirdim bugün
Sıkı sıkı sarilmistim oysa
Tutamadim
Bulamadim

Sen hep bana kalacaktin
Hersey bitsede
Herkes gitsede
Yanimda kalacaktin
... Inandim ... Yanildim ......
Cok korkardim sensizlikten
Sensiz bir Ben düsünemedim zaten hic bir zaman
Gözlerinsiz yasayamazdim sanki,
Hep buna inandirmistin beni
... Inandim ... Yanildim ......

Önceleri seni yeniden görmek icin sabahlari iple ceken ben artik gecelerin bitmememesini istiyorum..
Görmesin kimse beni, bu aralar yikigim
Bilmelerine gerek yok gözyaslarimda bogulup yeniden kendimi buldugumu.
Resimlerimize bakip kendime eziyet ettigimi ve seni ne kadar özledigimi ben biliyorum ya, yeter....
Güclü gibi gözüküyorum ordan, biliyorum
Hic sevmedim sanki seni
Gelip geciciydin sanki benim icin
Evet geldin
Ama hic gitmedin..
Bilmeyin daha iyi!
Kalpsiz deyin bana kalbim aciyorken
Ruhsuz deyin bana ruhum daraliyorken
Ben biliyorum ya, yeter

Seninle gecen dört sene, ve önümde sensiz gececek nice seneler..
Düsünmesi bile zor geliyor, nasil yasarim, nasil katlanirim umudumu yitirmisken bilmiyorum (
Korkardim el olursun diye
Oldun iste
Yasiyorum acisini
Bilme....
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Gitmek!..

Gidememek!..

Ne kadar çok acılar bağlanabiliyor, çekimleri farklı, sonuçları neredeyse aynı bu iki kelimeye...

Ne zaman yüreğimi dipnotlara bölsem, herbir parçasına eklenen notlarımda, sonu mutlaka sevdanla biten, cümleler içeriyor...anlıyorum ki; inceden inceye zehirlenip, tükeniyor kelimelerim...

Gitmek ya da gidememek, bir kenara kalsın...

Gidiyorum...

Yastık altına gizlediğim ne kadar tebessümün varsa, yüreğimdeki dipnotlarla birlikte, hüzünlerimi doldurduğum valizinin, bir kenarına sıkıştırıp, gidiyorum...

Gitmeli mi!.. Gidememeli mi!.. sorularının hiyerarşisine kapılmadan; gidiyorum...



ışarıda buz gibi bir hava var... aylardan aralık... aralık hüzün kapılarım... hüznüm aralık gibi karanlık... kesik kesik nefes alışlarımın, lime lime edilen umutlarımın arasında, gözüme kaçan toz yüzünden, ince bir kan sızar elmacık kemiklerime... biliyorsun çünkü; asla ağlamam ben...

Yüreğinin istasyonuna doğru yol alırken, şiirlerimi ve senlerimi, masa lambasının altına bırakıyorum... belki de; hüzünlerimi anımsarsan bakasın diye...

“bir tren kalkacak birazdan yüreğinde; binip gideceğim... oysa ne çok isterdim, raylarına yatmak yüreğinin... üzerimden geçecek trenle, santim santim parçalanmayı ve ebediyen kanına karışmayı...”

sana bir oda dolusu kokumu bırakıyorum; birde, masada bir duble rakı... bir daha ne zaman girersin bu eve bilmiyorum... ama; hüznümü özlediğinde, seni tiksindirecek kadar bir benlik bırakıyorum; birde bir duble rakı masada... nereye giderim, yüreğinden kalkan trenin kondüktörü, hangi istasyonda biletim olmadığı için dışarı atar beni bilmiyorum... fark edilinceye kadar, yolu var yollarımın...

Kelimelerinle tüm bedenimi dondurduğun için; dilimde açtığın yarayla, kendi kanımı içtiğimi bilemedim... kendi kanımda boğulduğumu bilemedim... gidiyorum... belki dilimde açtığın yaraları kapatabilirim... ama artık çok iyi anlıyorum...

Kanımı zehirleyen, bir süveyda sevdan... hoşça(kal)...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

bir boşlukta sallandırıyorsun yüreğimi
kime baksam
../biraz sensizlik
..biraz yalnızlık
/biraz korku
sevilmeye muhtaç bir çocuk gibiyim sokak aralarında
adımı kim haykırsa sarılacak gibiyim
acı çekmek ne demek bilir misin özlemler içinde..?
derdini anlatamayan bir dilsiz gibiyim...

kırgınlıklarımı emanetçiye bıraktım
geri dönüp alır mıyım../..bilmiyorum
her gece ince uzun bir bardak dolaşıyor parmaklarımda
her gece istek parçalar alıyorum sevdaya dair
her gece biraz daha ölüyorum..

bizim buralarda hem sıkı içip hem de şarkılar söylemek,
her yiğidin harcı değil

şimdi desem ki gün geceye döndü
susuz bıraktın dudaklarımı köpek öldüren gecelerde
sancılarım sıklaştı../..ebesiz şiirler doğurdum kan ter içinde

nehirler boyu uzanan yüreğim işgal altında kaldı
kurtulan var mı dersen,
belki bir kaç düş
ve sakat kalan sözler
sevdam ise komada kan kaybediyor,
biliyor musun..?

belki de artık hiçbir şeyi bilmeni istemiyorum
istemek beklemek demek
beklemek ise kanamalı bir isyandır göğsüme yapışan
göğsümün bilinmezlere değil,
sevda RH + düşlere ihtiyacı var

artık rolleri değişiyoruz sevgili
sana şimdi anlamak
bana da susmak düşüyor
yaşattığın için ben iyi biliyorum,
yüreğin çok acıyacak..

 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Artık bir düşünce kozmosunda,yitip giden benden izler arama...detayları yine kendime yar ettim,bütünlerin senin olsun..ben yine söylerim ezberlediğim türkülerin nakaratlarını...yine dillendiririm sevdiğim şairlerin şiirlerini..yine seçerim cümlelerin en güzellerini..sen seçtin gitmeyi..ben de senin istediğin gibi yaptım,aldım ve kalbimi bir boşluğa attım..bir şiir dillendirdim seni anlatsın diye ardından..

Boşlukta uçuşan sencil benler şiire düştü.....

“Başardın sevgili..
son kurbanındı seçtiğin,kalbim...
senli izleri,bırakınca
tek bir kelam etmeden gittin..

Başardın sevgili..
Bu senin kim bilir kaçıncı zaferin..
Doyurdun mu ruhunu
Sevdamı yeni şiirlerine mi işledin..

Başardın sevgili...
Koskoca bir yokluk bırakıpta,ezdin..
Zamansız ayrılığı dillendirip,
Kendini aklayıp (da), beni sildin..

Başardın sevgili...
Hiçbir şey olmamış gibi gittin..
Dönersen,şiirlerin bayramı...
Dönmezsen şarkıların isyanı olacak ismin.”

Sen başardın....

Ey zamanın kuşattığı kalbim...yolları mı engel koydun yoksa sevdama...her aşkın sonunda hazırladığım idam sehpasında, kaçıncı tekmem bu yalnızlığa...,her kaçtığım yoldan, kaçıncı kendime çıkışım..

Ey aşk!!bu kaçıncı gidişin benden,uzaklara...

Sen Başardın...
Kendimi yine kendimde yok ettim..

Bu aşktaki intiharına şimdi kocaman bir “Eyvallah
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

ßir zamanlar dilimde dua olan adını duymayım artık
Susun ! ßaşharfi bile geçmesin kelimelerinizde…
Hatırlatmasın onu bana hiçbir hikaye…
Kapanmadı yaram kanatmayın …
Yardan kalan yaralar bunlar.
Dokunmayın çok kanattılar !


Yakıyım eşyaları,unutuyum anıları…
El ele gezdigimiz kaldırımları görmeyim şimdi…
Geçmeyim o sokaklardan…
Dayanmaz yüregim.
Kaldıramaz bu kadar acıyı…
Görmeyim hayalini,işitmeyim sesini…
Bahsetmeyin ondan bana…
Yaram taze daha…
Kanatmayın …
Yardan kalan yaralar bunlar.
Dokunmayın çok kanattılar !


Dinlemeyim artık hiçbir aşk şarkısı.
Sessizce vedalar olsun bestelerim…
Kilitleyim aşkı tabutuma.
Açmasım kimse !
Benimle ölsün içimde.
Benimle gömülsün sonsuzluga.
Çalmasın hiçbir aşk şarkısı.
Gücüm yok dinlemeye…
Öldürün gözümdeki O’nun hayalini…
‘’Dayanamıyorum’’
Yardan kalan yaralar bunlar.
Dokunmayın !
Çok kanattılar …
Bahsetmeyin O’ndan Yine Kanar !
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Bir dokunuşla,bütün benliğimi savurdum

İçimde gizliden gizliye sakladıklarım vardı ya hani..
Yüreğimde beslediğim,her şeyden koruduğum izler vardı ya hani..
işte ben tümünü sana vermeye geldim bu gece..
Sığabildiği kadarını bu geceye, arta kalanları gündüzlerine...


İnsanın rahatlıkla sığınabileceği kadar parlaktı bakışların..Alev alev yakıyordu gözlerin..Seni,gözlerine yandığım o gece sevdim işte..


Hiç korkmadan ve hiç kaçmadan dikilip karşına..Sana sarıldım..
Ve bütün benliğimide savurdum bir dokunuşla havaya..
.
.


Aşk...
Ne kadar "yok"sa herşey, o kadar olacaktı "aşk"..
Anlamadın..
Anlatamadım..
.
.


O sabah kara bir defter sayfası buldum yatağının kenarında..Boş yer kalmayacak şekilde karalanmış bir sayfa..Ve işte o an anladım..Senin yaşaman için boyamaya, karalamaya ihtiyacın vardı bir şeyleri..Ve bunun için de her seferinde yeni bir sayfaya..



Başlama ve bitiş noktalarından ibaretti hayatın...
Ve aralarda birkaç dağınık sayfa..
O sabah hiç pişman olmadan, ama çok acı çekerek..
Bütün kadınlara maletmeden, ama seni lanetleyerek ..
Hayatımdan seni, senin oyununla çıkardım işte..


"Ben değiştim.." dediğin gün elinde yine karakalemle bekliyordun.Sevinçle sarılmıştın boynuma..Sanki gerçekmiş kadar büyük bir hevesle..Değiştiğini sandın...Sandın..Ama yine yanıldın..


Sadece bu seferki sayfa o zamana kadar gördüklerinden daha büyüktü..
Sayfalar yanılttı seni, ben de..Çünkü artık bir silgi vardı elimde..
Yok ediyorum senin bıraktığın derin izleri..
Ve artık karalayamayacaksın eskisi gibi..
Korkma..
Meraklanma..
Şaşırma sakın..
Gidiyorum işte..
.
.


Ansızın uykulardan uyanmaların..
Gözlerini perdeleyen endişelerin..
Değişmeni AŞK sanıvermen..
Umutların ve insanları umutlandırmaların..
Bana dönmen ve beni sevme alışkanlığın..
Kapama gözlerini,bak..
Bitiyor işte hepsi..
Bir adım sonrası ayrılık..
Bir adım sonrası benden sonrası..


"Ben" de senden sonrası kalmadı..
Bu senin "Son"ran..
Bu senin "Son" olman..



Çünkü, gördün işte..Benim elimde silgi.. Seninse boş sayfaların yırtık..Ve kalemin bitmekte.
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Ben Artık Gidiyorum

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Ah bir görsem, bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden, sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye, galiba böyle de başarabilirim...

Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildigim yazmak oldugundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yaziyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.

Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz "bir tanemmm" olmuştun sen... Öyle ya; Sen bir taneydin; Eşin benzerin yoktu yeryüzünde, Yoktu Sen Kadar Güzel Güleni!





Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın... Ve ben her seferinde en baştan başladım... Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok... Ben senden vazgeçmek istiyorum!

Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum... Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek, ismini duydugumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum... Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen... Zaten kolay olan ne vardı ki benim için; Sanki seni öldürmemle sevmem arasında hiçbir fark yoktu.... Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım...Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek, saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak, bir sabah gözlerimi açtıgımda yanımda seni bulmak isterken, sen sevgimle utanmamı sagladıgın için galiba gerçekten "bir taneydin"!

Işte bu yüzden imkansızlıgına hep inandım!
Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever oldugumda, sen benim her şeyim oldugunda ben senin için hiç yoktum... Bu yüzden yalnızlıklarım, aglamalarım, özlemlerim canını hiç acıtmadı.Benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyecegin en son şeydi...





Keşke kendi dünyamda bir zamanlar seni sevdigimden hiç bahsetmeseydim
Sen beni hiç sevmedin!
Ben Seni Seviyorum dedigimde Seni Seviyordum!
Ben Seni Özlüyorum dedigimde Seni Özlüyordum.
Ben Senin Için Ölürüm Dedigimde ben senin özleminden zaten ölüyordum...

Ve Ben Simdi Senin Hayatından Gidiyorum!

Ben Kaybettim...
Sen Kazandın!
Artık sesimi duymayacaksın...

Sana sımsıkı sarılmak istiyordum, kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek, sana sımsıkı sarılmak istiyordum.... Gelmedin!

Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...Ben artık gidiyorum..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Kelimelerle köşe kapmaca oynuyorum bugünlerde.
Onlar içimdekileri dökmek için birbiriyle yarışıyor. Ben inadına tutuyorum, kilitlediğim kapıların ardında.
Çok oldu dayandılar kapıma, ama direniyorum hâlâ.

Havalardan mıdır? Bilemiyorum.
Zira “Ben bu havalarda âşık oldum demişti” şair. Ve başına ne geldiyse, havaları sorumlu tutup, diklendikçe diklenmişti.
Uzun zamandır, sıcak günlerin özlemini çekerken, şikâyet etmeyi çok görüyorum kendime. İstediğim ve “Ah bir yaz gelse” diye içlendiğim günleri yaşarken, hâlâ “Yorgunum” demek yakışmaz dilime.
Yoksa kafama taktığım küçük şeyler yüzünden midir bu halim? Şimdilik bilmiyorum.
Çocukları görünce etrafımda, en çok istedikleri şeyi soruyorum merakla… Cevaplar hem güldürüp, hem düşündürtüyor.
Biri elleri havada, ille de söz istiyor. Sabredemeyecek kadar istekli. Söz alınca “Ben uzun boylu olmak ve sarı saçlı olmak istiyorum” diyor ve ekliyor “Bir de mavi gözlü olayım, saçlarım da uzun olsun” derken, çantasının üzerindeki çizgi film karakterini gösteriyor; “İşte bu kız gibi.” Bütün çocuklar resmin üzerine üşüşüyor, “Ben de bu kız gibi olmak istiyorum.”
Oysa hepsi o kadar güzel ki, onlar gibi olmak isteyen birçoğundan habersiz, ellerindeki nimeti fark etmeden istiyorlar.
Biri, duruyor ve “Ben gelin olmak istiyorum” diyor.
Bir diğeri “Ben en çok Convers'im olsun istiyorum. Ama sahtesi değil, gerçeğini istiyorum” diyor.
Ve bir sürü küçük, ama onlar için büyük hayal ve istek uçuşuyor havalarda.
Çocukları dinlerken gülümsüyorum, arada gözlerim doluyor ama yutkunuyorum.
Onlara imkânsız ve kocaman gelen hayaller, bana ne kadar küçük ve basit geliyor. Gözlerime yansıyan masum güzelliklerinden habersiz bir başka güzelliği istiyorlar. Oysa bana göre hiç de çekici değil o istedikleri güzellik. Bunu o küçük yüreklerine anlatmak nerede ise imkânsız.
Bir ara kendime dönüyorum, benim de tıpkı bu kadar küçük hayallerim yok mu?
Benim de bu mânâsız ve sıradan isteklerime hayat gülüyor arada.
Boşuna dememişler zira bilenler: “İnsan kurar kader güler” diye.
Eğiyorum, isteklerimin başını…
İnsan büyüyor, ama istekleri hâlâ çocuk.

 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Saat yine üç,

Belki biraz beş geçiyor.

Ben yine biraz sessizim. Yine biraz bulanık…

Yine biraz derinlerdeyim. Yine biraz soğuk…

Kış gibi üşüyorum bugün… Kış gibi soğuk geliyor haziran…

İçimdeki kelimeler anlamlar bulmaya çalışıyor her harfinde. Ben yine yalan olmayan cümleler arıyorum bir yerlerde. Anlamlar yükleyemediğin cümlelerine anlamlar katmaya çalışıyorum. Delice yazmak istiyorum sana. Bittiğinde okumaya doyamadığın bir yazı olsun istiyorum bunu. Bir başlık bulamıyorum bu yazıya, istiyorum ki baş harfinle başlasın bütün cümle heceleri. Yağmurlu bir gecede yıldızlara anlatmak istiyorum seni. Denize, kuşlara, balıklara… Bazen babama. Annemde aklıma gelmiyor değil hani. Herkese anlatmak istiyorum. Neden bilmiyorum. Etrafında gördüğüm bütün kızların saçını başını yolasım geliyor mesela. Durup kavga etmek istiyorum onlarla, hiçbir sebep yokken. Soğuk bir kaldırım taşında karnımın ağrımasını bekliyorum seni düşünürken. Saçma sapan hayaller kuruyorum seninle ilgili. Bana getirmeyeceğini bile bile kırmızı bir gelincik istiyorum senden. Sonra yalansız bir kaç kelime söz duymak istiyorum dudaklarının arasından. Beni mutlu etmese bile yalansız olsun istiyorum her biri. Seni hep esmer halinle hatırlamak istiyorum. Hep o siyah gömlekli halinle. Bir sonbahar akşamında deli gibi yürümek istiyorum seninle. Uçsuz bucaksız bir yolda… Yapraklar arasında hayallerimi kaybetmek istiyorum sonra. Olmayacağını bildiğim hayalleri Heba ediyorum senin uğruna. Sırf bunu bildiğim için ağlaya ağlaya gebermek istiyorum mesela. Gözlerindeki kimsesizliğin tek sahibi ben olmak istiyorum. Onlar benim olsun her biri benimle, bende olsun istiyorum. Dolmuşa bindiğimizde cam kenarında oturup başımı sana yaslamak istiyorum. En güçsüz anlarımda seninle olmak istiyorum. Ve o hiçbir zaman aklımdan çıkaramadığım apansız bir zamanda kaybolmak istiyorum seninle. Ben bukadar çok isterken seni…

Artık hiçbir cevap bulmak istemiyorum sana sorduğum sorularda. Davranışlarına yerli yersiz sebepler kondurmuyorum mesela. Gelişinle ömür buluyor gidişinle kayboluyorum sanki. Bir gülüşünle çiçekler biriktiriyorum yüreğimde gül bahçeme ekiyorum tomurcuklarını. Ellerinle ezberliyorum seni. Parmak uçlarınla tanımaya çalışıyorum. En çok ellerini seviyorum mesela. Dokunmaya bile kıyamıyorum. Ben sevmeye bile kıyamıyorum ki seni. Ben bu kadar severken seni…

Olmayacağını bildiğim hiçbir hayalin peşinden koşmuyorum artık. Sana yazdığım hiçbir şiirde adına yer vermiyorum. Hiç bir virgül sonrasında seni anlatan cümleye izin yok. Kelebeklerin kanatlarına hayallerimi takmıyorum mesela. Peşin sıra kuşlara anlatmıyorum seni. Bizim denizden geçen beyaz gemiyi beklemiyorum. Süslemiyorum seninle ilgili olan hiç bir anıyı. Uyumadan önce seni düşünmüyorum saatlerce. Yarını iple çekmiyorum mesela. En çok hangi şarkıyı sevdiğini bilmek istemiyorum. En çok hangi yemeği sevdiğini de. Sen bu kadar istemezken beni…

Sana söyleyemediğim bütün cümleleri kelime arasındaki boşluklarda sakladım.İster baştan bir daha okursun ister siler atarsın…ben bu kadar beklerken seni….

Adı konmamış bir türkünün melodisindeyim şimdi…
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst