YokLuğuna Doyamadım `` VarLığında ÖLdür Beni ..

---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Ve düslerim avuclarimdayken..gördügüm birtek sensin !
.
.
.


Varligimin tek anlami/yoklugun !
Sen'siz büyüdügüm günlerde büyüttüm sen'imi...
Bu yürege sigmayacak kadar Kocamansin artik...
.
.
.
Baktigim hersey/de Sen ol..Senden birseyler olsun istiyorum!
.
.
.

Sadece varligini hissetmek (bile) yeterli/mutluluklarin en zirvesine cikabilmek icin!
Dokunmasi bambaska ama ... Hissederek seviyorum seni !
Gözlerimle degil Yüregimle seviyorum seni ...
Ellerimle degil Kalbimle dokunuyorum sana ...
.
.

Biliyorum vuslat' yakinlarda...Ve yine biliyorum sabretmesini bilmeli insan..
Sabrediyorum !!
Cok degil..Uzaktsam belki elimi dokunucak gibiyim sana..
Biraz Sabir..Biraz Zaman..
Elbet birgün kavusacagim sana !
Seni seviyorum Gülüs'lerim..
(M)utlulugum ..(sun)..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Sensizlik; alıştırdı beni yalnızlığa..
Sensizken koca alemde bile yalnızım...

Kimselerle konuşmak istemiyorum eski benin tebessumleri mazide kaldı yok artık..
Gülmemi yanaklarımda gamzeler açmasını isteme..
Kardelenler yalnız açar yalnız yaşar ve yalnız ölürler..

Buhranın üstüme yağmur yağmur yağdığı zaman...



Kalbim kırık dökük; siyahımsı perdelere bürünmüş..
Boynum ince ve bükük caresizlik ellerinde yokluğa sürünmüş..
Sense yoksun ve bense hep sensiz..

Merdivenlerde ayak seslerin maziyi bana getiren..
Umutlarım kırık kanatlarda kaldı..

Maviye uzanmış bulutlar gibi hür değilim..
Kocamış incir ağaçları gibi yorgun yüreğim..
Semada tebessum eden yıldızlar yok artık..
Bıktım sensizlikle ayıktım..

Ve yalnızlığın cirit attığı köşelere kustum derdimi..
Hasta benin boğazına düğümlenen sen'lerle ağladım..
Yokluğunu yaktım sensizlikle ayıktım..

Nefes alamamanın esaretinde gözlerimde dem çalan azrail..
Bu duygulara hüküm veren yalnızlığın peşisıra giden bir caresiz..
Düşüncelerimde siyahlara boyadım olmayan seni..
Konuşamamanın verdiği ıstırapla yargıladım seni..

Bittim yıldım tükendim tükenmeyen sende..
Maviye uzanmış bulutlar gibi hür değilim..
Kocamış incir ağaçları gibi yorgun yüreğim..
Semada tebessum eden yıldızlar yok artık..
Bıktım sensizlikle ayıktım..


Yalnızlığın başucumda bittiği zaman...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Yaş olup dökemiyorum gözümden..


Dökülmüyor..


Hak ettim yaşananları!


İçimdeki boşluğa asmak istiyorum ruhumu..


Dinlensin istiyorum ruhum da bedenim de..


Benden mahrum ettim seni, senden mahrum ettim beni..


Yasını tutuyorum şimdi..


Gelmeyecek olanın yası tutulmaz mı zaten?


Ah'ımda, eyvah'ımda yok artık..


Soğudu ve öldü (!) ateş!



Dar ettim kendime dünyayı..



Dar...



Da..



D.



Kan ağlıyorum gör, duy..


Ama bil(me)..


Yeter, dinsin bu tanımlanamayan hâl..


Yüreğim feryat figân..


İşitmiyor musun?


Dayanılmıyor..


Ama işit(me)..


İçimin ateşiyle yanasın!


Boğulasın yâr boğulasın..


Ne bana, ne benden başkasına yâr


o-la-ma!


Gözlerime susmayı öğrettim ama içime söz geçmiyor..


Öyle bir hâldeyim ki..


N'olur beni bir daha


Sev(me)..


Beni en çok anlayanıma sığınıyorum..



Gel(me)!




...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Bahar, yalvarırım çek git işine!..
Salma üstüme çiçeklerini,
...aklımı çelme!..
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek...
Yapma bunu bana bahar,
Böyle üstüme gelme...!

Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı...
Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime...
Kalbimin buzları erimiş.
Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir...
Bir de sen çıldırtma beni...
Krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana...
Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni...
Bulutların üşüşmesin başıma...
Girme kanıma benim...
...yoldan çıkarma...!


Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
Sevdanın suç ortağısın.
Kıyma bana...!
Biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin...
O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...
Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin
uçuştuğu günbatımları...
Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...
Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...
Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz...
Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim viraneye...
Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...
Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.


İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...
İş açma başıma...
Git işine!
Yoldan çıkarma beni!...




Can Dündar


 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Bilinmedik bir girdap,

Kalabalığın ortasında bir silüet,

Kendimi kaybettim...

Ruhum kirlenmiş,

Aşklarım yarım,

Yaşanmamış...

Silik...

HAYKIRSAM DUYAR MISIN?
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Kendimden yoruldum..
Sürekli maske takmaktan,

İçim kan ağlarken,
İnsanlara gülmekten yoruldum...


Çok sinirliyken bile,
Sakin olma zorunluluğundan yoruldum.
Hüzün çizgileri sarmışken yüzümü,
Gamzelerimi göstermekten yoruldum..
Bağıra bağıra ağlamak isterken,
Gözyaşımı içime akıtmaktan yoruldum.
İçimde deli gibi çağlayan aşk varken..
Dağlara taşlara haykırmak varken
Sesimi içime çekip,
Susmaktan yoruldum..



Gözlerinin mavisinde sana bulanmak isterken
Siyahın esiri olmaktan yoruldum..
Kendimden yoruldum
Hep güçlü olmak ne kadar zordur;
Hep sorumluluk sahibi olmak,
Çocukken genç olmak ,
Gençken olgun olmak
Kimlik değiştmekten yoruldum..
Çabuk tükettim
Umutlarımı
Yarınlarımı
Duygularımı..


Geri dönüşü olmayan bir tüneldeyim
Yine kurulmuş sahne
Başrolde ben
Yardımcı oyuncular ;hüzün, acı maske
Konu;herşeye rağmen mutlu olma sanatı
Ha bide
Oyunun adı var ;Hayat
Gülüyorum yine zorunluluktan..
Bu kaçıncı rol alışım bu filmde
Alışılmış senaryolar bunlar..
Acemi mi sandın beni hayat!!
Ben her gece bu sahnenin müdaviniyim
Hadi bırak mutlu olma tasasını
Yapışmış alnımıza Hayatın kavgası
Düş yakamdan hayat!!!..
Oyunumu oynarım
Sahnemi kapatırım
Ölümdür sonuma yakışan
Bilmezmisin!...
En çok ölülerdir alkışlanan..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Ey aşk hadi öğret bana bilmediklerimi, eksik kalanları..
Her seferinde canımın acımasının biraz daha azalacağını düşünürdüm hep.

Ama azalmıyor; yıllar geçtikçe daha da çoğalıyor can acısı.
Gençlik yıllarında böyle durumlarda başka şeyler düşünmeye çalışırdım. Hatta hatırlıyorum, ilk sevdiğimden ayrıldığımda daha doğrusu terk edildiğimde çok canim yanıyordu. Kendimi avutmak için bir yol bulmuştum; takvim yapraklarıyla oynuyordum. Her gün büyük bir özenle koparıyordum sayfaları, ‘ooh bir gün daha eksildi ‘ diye. Her gün ‘ bugün bir dakika daha uzadı, daha geç karanlık olacak ‘ diye ve her geçen gün canimin acısı daha çok azalacak diye!
Ama bugün fark ettim ki herkesin çok şaşırdığı bir sürü gereksiz bilgiyi o zamanlar ögrenmisim. Takvim yaprakları ne kadar çok şey öğretirmiş meğerse bana isterseniz size Kırlangıç Fırtınası’nın ne zaman olduğunu söyleyebilirim ya da cemrelerin ne zaman düştüğünü…

Hatta zeytinyağlı biber dolması tarif edebilirim.
Öyle hafifletmiştim canimin acısını o zamanlar.

Ne iyi etmişim de âşık olmuştum.
Sonra ikinci sevgilimden ayrılmıştım. Daha doğrusu yine terk edilmiştim… Başka vücutlar istemişti cani. Çok canim yanıyordu. Kendimi avutmak için yine bir oyun bulmuştum, yazarların kronolojik sırayla kitaplarını okuyordum. Artik onu telefonla
aramamam için kendimle mücadele etmem gerekmiyordu.
O zamanlar anlamıştım insanin kendisiyle mücadelesinin ne kadar yorucu olduğunu!
Mesela onunla nasıl bir yerde karsılaşırım diye planlar yapmam gerekmiyordu.
O zamanlar anlamıştım insanin kendisiyle oynadığı oyunların ne kadar yorucu olduğunu. Ya da telefon 10 dakika içinde çalarsa beni arayan O ‘dur diye bitmek tükenmek bilmeyen on dakikalar beklemem gerekmiyordu. Aslında o zamanlar anlamıştım on dakikanın bazen bir asır olduğunu. Yoldan geçen 3. araba kırmızı olursa tekrar barışacağız diye dilekler tutmam gerekmiyordu…
O zamanlar fark etmiştim trafikte ne kadar az kırmızı araba olduğunu! Ama bugün fark ettim ki, bugün çok az kişinin bildiği ve okuduğu yerli roman ve hikaye yazarlarıyla o zamanlarda tanışmıştım. Nihat Sırrı Örik, Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ethem izzet Benice, Kemal Tahir, Pınar Kür, Vedat Türkali, Orhan Pamuk ve diğerleriyle…
Ve simdi fark ediyorum ki, ne kadar çok şey öğrenmişim o romanlardan, hikâyelerden, yazarlardan… Ne iyi etmişim de aşık olmuşum…
Sonra üçüncü sevgilimden ayrılmıştım, doğrusu bu kez de
terk edilmiştim. Başkasına aşık olmuştu. Yine canim çok yanıyordu.

Kendimi avutmak için bir oyun bulmuştum, aşk şiirleri okuyordum, terk edilmek üzerine.
BASKALARININ da terk edildiğini çok canlarının yandığını
görmek ve anlamak acımı hafifletiyordu sanki. İlk ben değilim
terk edilen diye düşünüyordum.
O zaman ezberlemiştim Atilla ilhan’dan ‘ ben sana mecburum
bilemezsin, adini mıh gibi aklımda tutuyorum ‘ dizelerini, o
zaman ezberlemiştim. Murathan Mungan’ın ‘ ölü bir yılan gibi yatıyordu
aramızda, kirli ve umutsuz geçmişim ‘ mısralarını ve Ahmed Arif ‘ten
ve Kavafis ‘ten aşk dizelerini. Simdi fark ediyorum ki ne çok şey
öğrenmişim o şiirlerden. Ve ne iyi etmiştim de ÂŞIK olmuşum…
Sonra uzunca bir dönem yeni bir aşkı yeni bir sevgiliyi
beklemeye başladım. Çok bekledim. Sabırla.

Biliyordum gelecekti bir gün.
Bu bekleme döneminde de bir oyun bulmuştum kendime.
Ne kadar tiyatro oyunu varsa gidiyordum kudurmuş gibi! Ne
kadar film varsa onlar, seyrediyordum hiç kaçırmadan. İste o
zamanlar ögrendim benden başka bir sürü ask bekleyen insan olduğunu. Ve o
zaman öğrendim beklemenin de bazen bir keyif olduğunu ve insana çok şey öğrettiğini…

Ne iyi etmişim de beklemişim aşkı…
Hep bana soruyorlar nereden biliyorsun bu kadar çok şeyi
diye, dilimin ucuna kadar geliyor, söylemek istiyorum ‘ASK YÜZÜNDEN’
diye ama gülerler anlamazlar diye söylemiyorum, vazgeçiyorum. Yillar
geçtikçe azalacak sanırdım canimin acısı ama azalmıyor. Ne kadar
çok şey öğretmiş aşk bana. Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek.
Ya da hani derler ya; okumuş ama adam olamamış diye,
sanırım okuyup da adam olamayanlar; asktan canları yanmamış
olanlar, aşkı tanımayanlar, bilmeyenler…
şimdi…..yine canim yanıyor.Ama biliyorum bu duyguyu.
Geçecek!
Fakat simdi, hemen yeni bir oyun bulmalıyım kendime.
Ey ask hadi öğret bana bilmediklerimi, eksik kalanları…
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

" Ardında yıkık şehirler ve leylaklar bırakan
bir cümle dudaklarımı geçip beni ihlâl etti
saate baktım müthiş bir yenilme vaktindeyim
sevgilim
ben nerede yağmur yağarsa orada şemsiye kırmanın kitabıyım
ve en güzel cümlem sensin... "​
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Sapkın bir hayaldi tüneyen
Parmak uçlarından yakılası geceye.
Aykırı güdümlerim var
Engizisyon içimde kurulmalı artık
Ölümlere mahkum etmeliyim engellerimi
/yoksa heveslerimi çalacaklar/korkuyorum

Biz bahane
Koyu bir yalan, zemini sağlamlaştırmak adına
Sen ve ben ayrı ayrıyız
Kavuşmak için can atsak da
Çoktan çiftleşti acı
Sağır doğurganlığıyla.

Sınırlarımı kırmızıyla çizmeyeceğim.
Kutsalları alaşağı ediyorum bayım
Elle tutulur bir isim koy bana
Yalın ve sıcak
Sakın söyleme, biliyorum
Bu şiirde zafer, kaybetmenin diğer adıdır.
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Sen bana en güzel hediyeyi sevgi dolu yüReğinde yeR veRmekLe yaptın!
Ben ;
Ben işte o sevgi doLu yüReği sevdim..
Ben işte o eşsiz yüReğe "SENİ SEVİYORUM" dedim ...
YaŞadıkLaRımın hayaL oLmaması,,
Senin umut veRmen,umut veRebiLme umudunun oLması için..
HeR gece;o gecedeki heR saniye dua ettim ..!!



Dilimden dökülenleR,,
Gözümden akan yaşLar,,
Umut doLu bekLeyişim,,
HeR şey SEN için..
SENİN o sevgin için ..



UğRuna döktüğümü sandığın heR damLa yaŞ
Seni benden uzaklaRa göTüRen yoLLaR için ..
BuLuşmamıza mani oLan 2 ayRı şehiR için ..!



Ben denizin eşsiz güzeLLikLeRinin oLduğu ama;
[SEN]siz biR şehiRde nefes aLamaya çaLışıRken !
Sen kaRaRsızLıkLaRının,DüşünceLeRinin kaRıŞtığı baŞka şehiRdesin!
Ben haLa yaŞamaya çaLıŞıRken Sen düşünüyoRsun ..
SöyLesene yüReğin nasıL dayansın ??



GözLeRine bakan binLeRce göz vaRken söyLesene nasıL kıskanmasın ?
Nefesine biR baŞka biRinin nefesi çok yakınken söyLesene nasıl yanmasın?
SÖYLESENE SEVDİĞİM,,KISMETİM SÖYLE ..'



Ben sensiz,sessiz ve ücRa biR köŞede BİTİŞİME mektupLaR yazaRken !
Sen hala düşünüyoRsun..
BiR kez de oLsa güvenemiyoRsun!
Sana söyLeyemediğim,,Yazamadığım binLeRce cümLeyi kendime haykırıyoRum!
Kendime bağırıyoRum..
SEVİYORUM SENİ diyoRum ..!
Ben İZMİR e haykıRıyoRum ANKARA dan duyuyoR musun feRyadımı '
DuyuyoR musun yüReğimden döküLen o güzeL sözLeRi ?



HayalleR kuRuyoRum..
BİTİŞİME SANİYELER KALA ..
Bu şehRe teRk etmeme adımLaR kaLa !
2 söz bekLiyoRuM ...



SENİ SEVİYORUM..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Sen ki; önce yüreğime cemre oLup düşen,
sonra kara kışLarı getiren,
sen ki yakamoz oLup, karanLık ıssız geceLerde sahiLLere ışık gönderen . . .



Doğaya nispet edercesine, sen ki nurdan bir ışık, sen ki gökten bir yıLdırım… Düşten deLi gönLüme



Bu şehir, bu kaLdırımLar, bu gökyüzü seni hatırLatır. . .
GüLLer senin kokunu verir, kuşLar adına türkü yakmış, ismini söyLer.
Her adım başı sen varsın
Meğer ne çok sevmişim seni. . .



Gök sana aşina, güLLer sana hayran, nehir ki sana susuz. . .
Bense sana sevdaLı
Unuttum demek koLay
Göz görür gönüLsever, diL unuttum der, der de ya yürek ? ? ?



Hayat buLduğum gözLerinde bir daha, bir daha öLmek için ara sıra oturduğum semte uğrar, gittiğin yerLerde ararım,
kaLdırım taşLarından, köşe başLarındaki LambaLardan sorarım seni…
Bazen yaLnızLığımı gizLemek için kaLabaLık arasına karışır, bazen senLe beraber oLmak için kuytu bir köşe, karanLık bir gece ararım.



Acıdır zaman
Hazindir, hüzündür zaman…
GünLerim sayıLı. Her geçen gün eceL anına biraz daha yakLaşmaktayım.
ÖLüm zamanını biLmek, öLüm anını bekLemek:
SensizLiğe mahkûmLuk.
BiLiyor musun zaman öLümdür yar.



Ben ki her gün bir yaprak misaLi sararıp soLmaktayım.
DaLından kopup rüzgârın akıbetiyLe savruLmaktan korkmaktayım.
BiLiyor musun bu sevdanın sonu:
ya bir öLü ya da bir deLi



Hem sana hem de bu aşka…
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Falcının anlattığı kadar cümle kurabiliyorum karşında.
Hep aynı şeyler…
Küle dönme zamanı üç vakte kadar…
Zamanı parçalar halinde önüne seriyorum.

Bütünlüğü yakalamak mümkün değil, olmadı , olmasını diliyorum.
Hayırsızlığımı hatırlatıyor kahvenin telvesi…
Kara üstüne karalar bağlıyorum, kararsızca…

Acabadan kümelenmiş yüreğimin kabarması…
İki parmağımla tutunduğum kahve fincanı, çaresizliğimi savunur zararsızca…

Firari gecelerimde ay ışığına ortak olan fikrimin penceresi, susuzluğumu fısıldar kulağıma.
Fincanımın ters-düz edilmiş halinden kaçamak sabahlar biriktiririm.
Uçurumlar konar göz bebeklerime, uzaklığımı tırmanırım, parmaklarım kırmızıya bulaşır, toprağa ve taşa yeminlerim ulaşır.İnfaza yakın bu halim okunur kahvenin telvesinde, bendeki ne varsa, ve ne olmamışsa tüter buram buram…
İki parmağımla tutunduğum sigara dumanı,

hasretimi heceler, du-ra-mam…

Ruhumun kayıt bilmezliğinden hovarda zamanlarımı kovalıyorum.

Dudağımın kenarından yorgun sular süzülüyor,
elimin tersiyle siliyorum.
Fiyakası askıya alınmış acılarımı kullanıyor beli hayata bağlanmış hayatın kuklası…

Ne yazık!
Onu da yazıyorum.
Gölgesi gölgeme vurmuş yaratılanlardan öğrenirim sevmeyi, gülüşüme perde olan hüzünleri tanırım, her zamanda…
Her meclis duygularımın pazar yeri.

Düşüncemi satarım köşesi belli olmayan dilenciye...
İmdat dilendiğim anımda, yanımda ne pazaryeri ne köşesi belli olmayan dilenci…
Ne acı! Bunu da yazıyorum…
İki parmağımla tutunduğum kalem, huzurumu döküyor eteklerime, taş(lan)ıyorum…

Üç vakit…Üç hece…Üç taş…


Üç vakit kaldı kıyamete…
Yer, yüzüme imkansızı kör bıçakla öğretiyor.
Konuşma ne olur! Benim dudaklarım kanıyor.Rüyamda ismini öğrettiler üç defa…
Dünyamda sana yer bırakmadılar.

Konuşma ne olur!
Uykuma misafirim ol ve yüreğime…
Taşı kesmeyen kalemin sahibi benim.

Görgüsüzlüğümü bağışla…
Sevgisizlikten seviyesizleşti azalarım…

Sorgusuzca çirkinliğimden bahsettiğim gün…
Gülümsediğimin resmini çizeceğim...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Sus pus olmuş akşamlar!
İçimde ölen biri var!
Tüm hayallerimi ıskaladım..
Gizlemeye çalıştığım duygular ap açık ortada..
Adın bulaştı gözlerime çıkaramadım!
Bastırmıyor hiç bir şarkı sözü acılarımı.
Tüm şiirler lal!
Yoksun ya, yarım kaldım..
Pusulası yok yaşadığım hayatın
Yüzüme hasret çarptı ağladım!
Ne olur gel..
Çıkar düşlerimden intiharları!



Kimsesizligimde boguluyorum..
Yalnızlıgımda..
Senden hicbir sey beklemiyorum,bugune kadar oldugu gibi.. Senden hic yapamayacagin seyler istemedim.Aslinda belkide hicbirşey istemedim,sadece bekledim.. Bu yuzden yanıLdım,acıLarımı biLirsin gözLerinin önünde yavas yavas öLdügümü farkedersin diye..
YanıLdım..
Artık kurdugum hayaLLerde yetmiyor bana,ya$adıkLarım gözLerimin ı$ıgını söndürdü..
Heryer karanlık,kapkara.. Göremiyorum . Bana ulasan elleri geri ceviriyorum,beni uyandırmaya calisanlari bu kâbustan reddediyorum.. Cok sey istemiyorum,seni istiyorum.. Bir kac dakika sadece,gözLerine bakayım son kez.. eLLerini tutmasamda yüzünü göreyim ,, bu yeter bana.. dedim ya hicbir zaman zor seyler istemedim senden..tek istedigim biraz sevdiydi,belki biraz beni umursaman.. olmadı. sen yapamadın..
Ses cıkarmadım, dedigin gibi olsun,istedigin gibi olsun dedim..
Sadece sen mutlu ol istedim.
Mutluydun da zaten fazlasıyla. Ne ya$adıkLarım,ne ya$adıkLarımız.. ne ba$Lamamız ( ne biti$imiz ) umrunda biLe degiLdi.. farkındayım.
Ama bu farkındalık gec oldu biraz,,biraz gec ,, biraz zamansız..
Artık birseye yaramaz bunu anlamam, cunku artık ne sen varsın ne hayallerim..
Ne duygularim,hislerim,ne uzuluyorum artık ne seviniyorum..
Yönsüz,yoLsuz,saatsiz,zamansız,sessiz..
kaldım..
$arkıLarım , $iirLerim , öyküLerimin başroLü sendeydi de , sen roLünü beceremedin sevdigim..
Sen fazla acemiydin benim sevgimi tasiyabilmek icin..
Oysa cok sey beklememistim senden, ben sevecektim sen susacaktın.. sonra bir gün sen gidecektin ben bekleyecektim.. Bugune kadar yasadigin asklardan farkliydi degilmi ? bugune kadar oynadigin oyunlardan farklıydı.. Evet sevdigim farkliydi,,kimse seni benim kadar sevmemisti cunku.. Kimse senin icin bu kadar fedakarlikta bulunmamisti cunku.. Aslinda seni suclamiyorum,insanlar kendilerinden farkli olan seylerden hep korkmuslardir.. Benim sevgim hepsinden farkliydi,cunku ben seni digerLeri gibi cıkarLarı ugruna sevmemistim.. Seni benim olman icinde sevmemistim,,sadece ama sadece varLigini hissetirmeni istemistim.. Ama benim sevgim sana bir kac numara buyuk geldi ..
Benim sevgimi tasiyabilmen icin, önce biraz yüreginin olmasi lazimdi sevdigim..
Sende ne yurek,ne kalp var..
Sende ne insaf var ne vicdan..


Olan yuregini , kalbini , insafını ve vicdanını.. Tüm varLıgını harcayacaklar birgun,,ELinde patLayan baLonLarınLa kaLbimin Lunaparkında sabahLamak isteyeceksin birgun,nasıL oLsa seni hep sevmistim ya , senin oLmustum ya hep.. seni kimsesiz bırakamam diye düsüneceksin.. Ama cok yanilacaksin sevdigim,cok yanıLacaksın.. Beni yaLnızLıgın sokagında terk ettigin gibi bende seni terk edecegim..


Sonrasen,

"Yönsüz,yoLsuz,saatsiz,zamansız,sessiz..'kaLac aksı n'..


Susacaksın..
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Bakışlarım öyle boş ki, artık hissetmiyorum hiçbir şeyi...

Sanki tüm duygularım, gözlerimdeki tüm ışık yok olmuş ve bir daha hiç
çıkarılamayacak kadar derinlere gömülmüş gibi. Nerede hata yaptım bilmiyorum.
Zaten kurumuş olan hangi dala nasıl da bastım?

Daha önce beni mutlu ettiğini düşündüğüm her şey yok oldu sanki. Neydiler ya da
kimdiler bilmiyorum ama artık yoklar...

Ümitlenme her telefon çalışında
Koşma kapılara her adım sesinde
Senin sandığın yıldız artık yok yerinde
Kabul et kalbim, kabul et kalbim
Ah kalbim biz ayrıldık

"Aşk"... Tarifini bile yapamazken öyle olabildiğimizi ya da olabileceğimizi
iddia ediyoruz, ne garip değil mi? Kocaman bir soru işaretinden ibaret olan
hayatımızı bu ne idüğü belirsiz şeyin ardından koşmakla geçiriyoruz hep.
Yakalayınca ne oluyor peki? Bir anlık bir huzura kavuşuyoruz ve yine bir anda o
huzuru kaybediyoruz...

Kovalamaca; o basit ve bizi hayatın ne kadar kötü yanı olursa olsun yinede
yaşamaya değer olduğunu düşündüren yakalamaca oyunu en baştan ve yine yeniden
başlıyor...

İçimde bir şeyler kopuyor, paramparça oluyorum. Aynı parçalar yeniden kopup bir
daha parçalanıyor, sonu yokmuş gibi, garip bir yap-boz oyunu bu...

Gitti giden dönmeyecek,
Kabul et kalbim
Asla seni sevmeyecek,
Hayat ne zalim...

Bağırmak istiyorum, haykırmak istiyorum ama kelimeler boğazıma düğümleniyor ve
susuyorum... Susup sabrediyorum ve üstelik korkum daha da büyüyor... Aslında
ummadığım bir yerde, ummadığım bir anda patlamaktan korkuyorum... Düşünüyorum
da; sayılarını hatırlamadığım kadar çok olan "keşke"lerime bir yenisini daha
eklemekten ve geri dönüşü olmayan bir yola girmekten korkuyorum aslında...

O yanmadı senin kadar
Feryat etsen neye yarar
Ya sen dur sonsuza kadar ya kabul et...
Kabul et kalbim, kabul et kalbim...
Ah kalbim biz ayrıldık...

Diğer yandan da; hayat kısa, bağır çağır, boşalt içini diyorum kendi kendime.
Sonra da bu kısacık hayatı daha da çekilmez hale getirebileceğimi düşünüyorum.
Çelişkiye düşüp yine susuyorum. Kendi içime haykırmaya devam ediyorum kimsenin
duymadığından emin bir halde.

Gözyaşlarımı içime akıtıyorum ve biliyorum ki kimse görmüyor, göremiyor... Ve
"Sessiz Çığlığıma" ses vereceğin "o" günü bekliyorum...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Gel ‘ben’ bildiğim…


Zaman sensizlik…
Saat; yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…

Her hecesi ‘sen’ kokan özlemler biriktiriyorum içimde…
Ve gözlerime sığınmış, yüreğimde saklanmış sessizliğin…



Yalnızlık değil çığlığım, yokluğun sebebim…

Oysa ben, varlığının sesiyim…
Yokluğunun hüznüyüm…
Ve sana adanmış özlemlerin en kuytusuyum…


Ah bu uzaklar…
Sana beni, bana seni uzak eyleyen yollar…
Tükenmiyor bu yokluklar…


Ben ki,
Yanındayken bile sana özlem dolu…
Yüreğine tutsağım…


Gel ‘aşk-ı yar’ eylediğim…


Sensizliğe alışmak yerine sen’li zamanda kaybolmayı istiyorum…
Şimdiki zamana uyarlamak istiyorum ‘seni’…
Ve özlemin, varlığında anlam olsun istiyorum...
Seni yaşayan benliğime…


Ve şimdi...
Zaman sensizlik…
Saat; yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…


Lakin,
Yüreğine uzak düşen yüreğim seni yazıyor zamana…
Zaman ki sensiz bir asır, seninle bir an ‘bana’…


Ve ben yine...
Özledim, çok özledim…



Gel ömrüme ‘şans’ dediğim…
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Karma Karışık olmu$ Duygular..anlamını yitirmiş ßakı$lar..hep ağlayan cümleler...
işte senin yokluğunda döktüğüm gözyaslar ,cümleler,..
gülmeyi unutan ßen ..ağlamak hep ...
işte diyorum ya cümlelerim ,herseyim anlamsızlastı...

sen ßuralardan gideli ßu kalp kimseye a$ık olmadı ,..olamadı...
o gercekten mutlu olduğum günler..sevinçten ağladığım geceler...
sesini duyunca kendini kaybeden ben...
dudaklarından öpünce utanan ben..
sana sarıldgıım da hiç ßırakmayan ben...
her saat ßaşı arayan ßen...

işte cümlelerim hep ßenle ßaslıyor sen ve ben hiç ßiz olmadık ki...
ßelki çok saçma cümlelerim ama...
diyorum ya anlamı nı yitirdi hersey..senden sonra demem o ki..
biz olmayı ßeceremedik...

o günler geldikce aklıma ağlamak istiyorum..
sil bastan baslamak istiyorum herseye ama o acı geçmiş tam baslıcak ken ßirden cıkıyor..
ben seni cok sevdim ße güzelim..
şimdi ağlıyorsam sana değil...giden o güzel yıllarıma ağlıyorum...
seni unutamadıgım yıllara.ağlıyorum....

hep derler..
seven herseye katlanır...
benim ölmediğim kaldı..ölsemde senınle beraber olurdu zaten bu kalp..
hep oooooooooof cekmek geliyor içimden..
niye mi ?
kimse senin gibi olamıyor...herkes ßeni tasıyamıyor...

ama herkes senin gibi yalancı değildi..
sevmiyorken ...seni seviyorum hiç demedi..
senden sonra hersey cok değişti..hani hayatı sen yönlendirrdin ya...
işte o eskidendi...
şimdi hersey bende baslar bende biter...
elveda geçmiş...
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Suskunum...........!

Tüm acım tüm isyanım tüm feryadım
tek bi kelimeye nasılda sığabiliyor hayret!

Canım yanıyor parça parça bölünüyor içimdeki kök hücrelerim

Kalbim saklı haznesinden kurtuluyor da atıyor kendini bedenimin boşluğuna

İstila var herkes bi parça kopartma derdinde
Geriye kalanlar hurdacının eskicinin bile almayacağı kadar virane enkaz
olacak biliyorum…

Suskunum hiç bir şey yapamıyorum

Elinden oyuncağı alınırken karşı koymaya çalışan bi çocuk edasından
kurtulalı çok oldu
Tepindim ağlamaktan haykırmaktan yerle bir ettim ortalığı da
Ne oldu…
Hiç bir şeyim geri verilmedi bana benim olan ne varsa…


Ağlamak çığlık atmak bağırmak tepinmek nafile
hiçbir işe de yaramıyor
Giden zaten aklına gitmeyi koymuşsa kimse o gideni geri döndüremiyor
Yada onun
Senin oyuncağın olması onu dünyalar kadar çok sevmen bu mahkemelerde hafifletici sebep yerine bile geçmiyor…

Bu yüzden suskunum aklı başında bi suskunluk aklı firarda bir yürek için çok da akıllıca sayılabilir…
Belklide en büyük isyanım bu belklide tek çıkar yolum
Neden bilmem ama içime kapandım dışarıda bi dünya yıktım içimde bi dünya kurdum
Evimin kapısına da yazdım

Bunalıma gittim biraz zor dönerim…

Herkesi uzaklaştırıyorum kendimden beni seven herkesi
sevmeyen istemeyen her kim varsa ben istemesem de zaten beni terk etti…


Mutlu bir gelecek kurma hayallerim vardı

bir gecede kurulan bir gecede yıkılırmış

Peki o zaman benim dünyam neden her gece
tekrar tekrar yıkılıyor..
Zorlamı ittim ben kendimi bu yola
Zorlamı aklım almıyor dışardan gördüğüm ben içimdeki beni karşılamıyor
yada olmayı hayallettiğim düşlediğim beni
çok gerilerde bıraktım
Tek çıkar yol diye bişey kalmadı
Çıkar yol benim çıkmaz sokaklarımda geri dönüş umudumdu
Geriye dönemiyorum
İleriye gidemiyorum
Kaldım bu soğuk duvarlarda ellerim başımın arasında
Sesim çıkmıyor ağlamak nafile dedim ya
Suskunluk en büyük ceza hem bana hem etrafıma…

Ders almayı bilseydim yaşadıklarım benim kulaklarıma küpe olabilseydi yada ben bu başı taşlara vursaydım da şu yaptığım hataları yapmasaydım
Kader mi
Kısmet mi
Yaşanması gerekli mi
????
Eğer öyleyse amenna
Ama canım yanıyor anla bi yol lazım bana yada yada
Annem kızmasın ama
Bıçak getirin makas getirin kesin beni bu hayattan. Ne bu hayata ne bu bedenene bana ne sana ne yaşadıklarıma daha fazla dayanamaz bu yüreğim…

Aklım firari Ruhum kaçak…
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

...
Kaçıyorum, beni kovalayan; tükenişlerde rol oynayan kelimelerden. Kendimi tükettim de Yar, seni veremem tükenişlerin o zalim ellerine!Çehremden süzülüyor “hicran”ım; “vuslat” yok’luklara gebe… Bu kadar mıydı Sevdiğim, “aşk”ın uğultusu?

Yetişemedim adımıma; geç kaldım hep, sen kalışlarımda! Kasvetli bir düş geçiyor beynimden, düş/üyorum. Yara bere içinde kalışlarım beni bana şikayet ediyor, seni sen’de düşürdüğüm için. İçim sızlıyor tarif edemediğim tanımlarla.

Ayrılık diyor…

Kavuşma diyor…

Sonrası sessizlik…!

Kan ter içinde dürtülüyor, keskin harflerin içindeki ben’liğim. Sevdiğim! Münadi kimliğim son kez sesleniyor sana! Çıldırış’ım provasız çıkıyor bu sefer sahneye… Haykırışlardaki nidalarım sunuyor hayatımın son hamlesini! Kulak ver yok oluşuma…;

“hicran”a yar etmişim kendimi; “vuslat” bana kara sevda…

“aşk”ın iniltisiymiş bize verilen. Hicranlaşmış bir “vuslat”mış, yok oluşuma kazınan…


vuslat’ım sen’i benden ayırdı…
hicran’ım ben’i benden kopardı…

Öznesiz yaşanıyor artık hayatım, tümcesine anlamsızlıklar taktığım…!!!
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Bir yagmur oLup damla damLa pencerene vuracagım..
Yine zamansız bir zamanda pencerende buLacaksın beni..
Ve sen..
BeLki uykudayken, beLki kitap okurken, beLki de düşünürken..
Bir anda pencerende beni görünce şaşıracaksın..
BuğuLu gözLerLe izLeyeceksin beLkide..
KimbiLir beLki bogazına birseyLer dügümLenecek..
Ki mi zaman hüzünLü bir sarkınin nameLerinde buLacaksın beni..
Kimi zaman okuduğun şiirLerde..
Kimi zaman aynaya baktığında gözLerinde..
Kimi zaman bir yürek sızısında.. .
Herşeyim firari..
Gecelerim,Dünlerim,yarınlarım ve..
Sana olan aşkım..
Yüreğim esir kaLmış yüreğinde..
Bıraktım kendimi yüregine..
İster Al senin olsun..
İster al,kır,parçala yüreğimi..
İstersen dağıt küllerini bir baştan bir başına şehrin..
Ya da...
Ya da bırak kalsın kendi yangınıyla baş başa
 
---> ` Ey Aşk Yor Beni !.

Gece bile fazla bu akşam bana…
Öyle siyah, öyle alacalı ki karanlık..Uyumak istiyorum, alabildiğine..Kapatıyorum gözlerimi, sen oluyorsun uykularım..
Açıyorum gözlerimi, yalnızlığa kapılıyor düşüncelerim…
Anlamsızlığımla eş değer oluyorsun aniden…
Gidişini seyrediyorum, anılarımın arasından…Tozlanmış duyguları temizliyorum, kelime kelime..İçim acıyor, derinden…

Gülüşünü anımsıyorum…
İçim burkuluyor…


Sensizliğe alıştırırken günlerimi, şimdi ne gerek vardı ki sana ? Düşüncene bile tahammülü yok yüreğimin..
Silebilsem yüzünü, gözlerimden…


Ne acı…Seni hiç unutamamışım ki ben…Eskiyen eşyalarım arasına saklamışım yaşanmışlıkları...Ertelemişim sensizliği bile bile…

Şimdi…Ne şarkılar, ne satırlar dolusu cümleler..Hiçbiri iyi gelmiyor sensizliğime..
Belki, çığlıklarımı susturmasam, ağlasam yağmur misali damla damla…Kimbilir, unutulursun belki ozaman…

O an, duygularıma baş kaldırıyorum…Bakıyorum gökyüzüne, bırakıyorum çığlıklarımı yıldızlara doğru…
Atıyorum seni özleyen her bir parçamı…Yüreğimi arındırıyorum fazlalıklardan…
Bu kadar kolay olmamalı…İçimdeki ses, seni çağırıyor her darbemde…


Durmuyorum…Parçalıyorum seni…Kanıyor her bir yanım...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst