süper fıkralarrrrrrrr

WC HALLERİİİ

Genç kız ve sevgilisi lokantaya giderler, yemekleri söylerler, genç adam sevgilisine çok sıkıştım bi wc ye gidim gelem hemen dönerim, çorbalar gelir adam gelmezzz çorba buz oldu adam yok oldu, gelmiyorrr.

Genç kız erkek wc'sine kontrole gidemeyeceği için garsona seslenir arkadaşım gitmiştide bayağı bir zaman geçti gelmedi bi sorarmısın kapıdan,

Garson gider kapıyı çalar ses yok tıktıktık yok ses yok
seslenir artık bağırır kardeşim çıksana ishal oldukkk duramıyoruzz

Bunun üzerine çok ıkınmalı bir ses gelir"NE MUTLU SANAA" HERİF KABIZ OLMUŞDA KURTARANI YOK

PİYANGONUN BÖYLESİ

Adamın biri rüyasında ak sakallı dedeyi görür, dede şöyle seslenir; bak evladım bu verdiğim numaralar hayatını değiştirecek,

Adam hışımla uyanır, hemen kağıt kalem filan yazar numaraları not eder. Sabah ilk iş sayısal oynar,çekiliş olur tık yok, rüyasında yine dede hayatın değişecek dede der yok değişmedii.
ertesi gün olur gider at yarışı oynar yok yine dede rüyada tabii hayatın değişecek yaw dede oynamadığım poh kalmadı hala değişecek değişecek alalaa
Adam ertesi gün yolda giderken bir milli piyango satış bayisi görür koşar bir bilet kalmış onuda alıyorlar bırak o benimmm bu benim şansım ben alıcam filan derken kavga çıkar adam bileti alanı öldürür ve bakar ki numaralar uymuyor

direkt hapis yolu,, ceza evini boylarken fotoğraf çekilir eline bir numara verirler kayıt numarası nedir dedenin verdiği numaradır... Ulen dede aksakalınaaa ......
 
Bilgiişlem!!!

Sirketin Bilgiislem departmanindan gelen son derece alimli genç
kiz,yeni ise baslamis olan genç adamin bilgisayarini kurmasina yardim
ediyordu.Kurulum tamamlandiktan sonra kendini begenmis tavirli gence döndü ve bir password seçmesini istedi. Zaten taciz için firsat kollamakta olan genç hemen cevabi yapistirdi: Penis.
Hafifçe bozulan kiz, genç adamdan passwordünü kendisinin girmesini
istedi ve bilgisayarin verdigi cevabi okuyarak kahkalara boguldu.
"PASSWORD REJECTED, NOT LONG ENOUGH"
((sifre reddedildi , yeterli uzunlukta degil))


Köylü ve Avukat

Bır gun bır uçakta bir avukatla bir koylu yan-yana oturuyor. Bakıyorlar yapmaya bir şey yok avukat demiş.
Hadi bir-birimize soru soralım. Sen bilemezsen bana 5.000.000 verirsin ben bilemezsen sana 50.000.000 veririm.
Avukat ilk soruyu sormuş:Japonyanın baskentı neresi? Adam bir şey soylemeden çıkarıp parayı vermiş.
Sıra şimdi koylude sormuş:O ne ki merdiveni uç ayaklı çıkıp 4 ayaklı iniyor?Avukat bir dakika duşunmuş
bilememiş 10 dakika duşunmuş bilememiş sonunda parayı vermiş ve sormuşahi cevap neydi?Koylu yeniden çıkarıp adama 5.000.000 vermiş.
 
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakisikli bir prens
yasarmis....
Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü kalpli cadinin lanetine
ugramis, ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yil sadece 1 kelime
konusabiliyormus....
Mesela prens 2 kelime söyleyecegi zaman bir yil boyunca susuyor
böylece ertesi yil da 2 kelime söyleme hakki oluyormus...
Bir gün bu yakisikli ama talihsiz prens dere kenarinda
otururken, bir de bakmis karsida küçük bir kulübe, ve kulübenin
bahçesinde muhtesem bir kiz..saçlari altindan daha sari, gözleri
gökyüzünden daha mavi, dudaklari kirazdan daha kirmiziymis ..
Prens bu güzelligi görünce akli basindan gitmis, o anda
vurulmus.. ve 2 yil boyunca konusmamaya karar vermis, 2 yil sonunda
kiza ;çok güzelsiniz; diyebilmek için....
Ama 2 yilin doldugu gün prensin içindeki bu ates daha da büyümüs
ve kiza ;size asik oldum;demek için yanip tutusur olmus...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM == toplam 5 kelimeyi
söyleyebilmek için, gecen 2 yilin ardindan 3 yil daha konusmamayi
göze almis....
Ve 5 yilin sonunda prens konusmak için hazir oldugu sirada,
birden bu muhtesem güzel ve zarif kizla evlenmeyi, onu sarayinin
prensesi yapmayi ne kadar istedigini fark etmis...
Böylece ÇOK+GÜZELSINIZ+SIZE+ASIK+OLDUM+BENIMLE+EVLENIR MISINIZ
toplam 7 kelime söyleyebilmek , için 5 yilin ardindan 2 yil daha
sabretmeye karar vermis....
Ve prens bu platonik duygularla 7 koskoca yili tamamladigi gün,
artik dünyanin en heyecanli ve en mutlu erkegi olarak kizin yasadigi
kulübeye kosmus....
Kiz yine kulübenin bahçesinde oturuyormus ve bir kitap
okuyormus....
Prens elindeki bir tek kirmizi gülü kiza uzatmis ve sormus:
- ÇOK GÜZELSINIZ, SIZE ASIK OLDUM, BENIMLE EVLENIR MISINIZ?
Kiz basini kaldirip prense bakmis...... Kulaklarini örten altin
sarisi saçlarini geriye atmis...
... ve prense söyle demis:
- PARDON ANLAMADIM?.
 
Karadenizliler, bir konferans düzenlerler. Bu konferansa konusmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir. Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur. Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter. Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir düşünce. Biz bu değerli bilim adamına ne alalım? Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki: Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın? Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır:

"Sünnet ettirelim..! "
 
İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."f
 
Doktorlar, delileri test etmek istiyorlarmış ve kim akıllandıysa onu bırakacaklarmış.
Duvara kocaman bir resim asmışlar. Resim, kırmızı bir otobüs resmiymiş.
Doktorlar delilere, "Atlayın otobüse" demişler ve deliler resme doğru yürüyüp gitmeye çalışmışlar.
Bir deli arkada dikilmiş.
Doktorlar "Sen neden otobüse girmiyorsun?" diye sormuş.
Deli cevap vermiş:
- Biletim yok!
 
Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş.Adam biraz
yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına
oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış.
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. Bir de bakmış ki
yanındaki sepet bomboş.Şapkalar gitmiş. Kafasını kaldırıp ağaca bakmış ki,
ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın
şapkaları...

adam düşünmeğe başlamış :

" Ben şimdi ne yapıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam?"

Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamın
taklidini yapıyorlar, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellilerini havaya
aldırmış, maymunlarda...derken adam ne yapacağını bulmuş, kendi
kafasındaki
şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da... Adam böylece bütün şapkaları
geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.

Aradan 50 yıl geçmiş...Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi
şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş.
Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla
dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış... Bir saat sonra uyanmış,
bir de bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok... Derken tuhaf sesler
duymuş,
bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin
kafasında birer şapka. Düşünmüş...

" Dedem yıllar once bana bir hikaye anlatmıştı...ne yapacağımı çok iyi
biliyorum..."

Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... adam
ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi
başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... o anda ağaçtaki maymunlardan
biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat
atmış ve şöyle demiş:

"Sadece senin mi deden var !!!"
 
Bilim adamları, birgün mağarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur,
bu fosili istihbarat teşkilatlarını sınamak amacıyla kullanma kararı alırlar.

Önce Japon istihbaratı mağaraya girer ve 15 dk sonra dışarı çıkıp derler ki;

- Bu fosilin yaşı 1.400.000 ila 1.600.000 arasında...



Daha sonra CIA girer ve 12 saat sonra baya bi havalı şekilde çıkarlar;

- Bufosilin yaşı 1.500.000 ila 1.600.000 arasında...



Hemen ardından KGB girer ve sırf Amerikalılara inat içerde 2 gün kalırlar.
49. saatte çıkar derler ki;

- Bu fosilin yaşı yaklaşık olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasında...



En son olarak bizim MİT girer.

Aradan 1 hafta geçer mağaradan ses yok,
1 ay olur ses yok,
1.5 ay olur ses yok.


Mağaranın dışında bekleşen gazeteciler daha fazla beklemeyip içeri girerken bizimkilerden biri çıkar dışarıya...


Yaka paça dağılmış gömleğin yarısı dışarıda...
Sigarası için bir ateş ister, sigarasını yakar, o sırada gazeteciler heyecanla;


- İçeride çalışmalar nasıl efendim ? Fosilin yaşını bulabildiniz mi ?

Bizimki sigaradan bir fırt çeker ve;

- Fosilin yaşı tam olarak 1.582.903, der.


Bunu duyan gazeteciler şaşkınlıkla sorarlar:

- Nasıl başardınız bunu, fosilin yaşını tam olarak nasıl tahmin ettiniz ?

Bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve derki;

- Zor oldu ama "Konuşturduk pezemengi"
 
Temizlikçi kadın ilkokul diploması almak için imtihana girer. Tabiat bilgisinden sınıfta kalır. Sorular şöyledir:

Soru : Mide ne iş yapar?
Cevap : Sindirim yapar.

Soru : Akciğer ne iş yapar?
Cevap : Solunum yapar

Soru : Kalp ne iş yapar?
Cevap : Dolaşım yapar.

Soru : Beyin ne iş yapar?
Cevap : Kapıcılık yapar.....
 
Eşek Değilsin

Trafik polisi arabayı durdurmuş ve eğilip sormuş:
-Ehliyet ruhsat lütfen
-Tabi buyrun demiş şöför ve vermiş.
Polis bakmış bir problem yok.
-Pekii demiş polis, çevre vergisi pulu?
-Burada, buyrun demiş adam.
-İlk yardım çantanız var mı? demiş polis.
-Tabii deyip bagajı açmış adam.
Polis bakmış içinde eksik yok.
-Yangın söndürücü?
-Burada buyrun.
-Zincir?
-Derhal çıkarayım buyrun.
Polis daha sonra tekrar sormuş:
-Mezdeke kaseti var mı?
Şöför çok şaşırmış.
-Evet var buyrun demiş.
Polis : Tamam siz onu takin teybe
ve sesini açın demiş ve başlamış polis oynamaya.
Şöförün şaşkınlığı daha da artmış ve dayanamamış
sormus.
-Hayrola memur bey?
Polis cevap vermiş:
-Ee eşek değilsin artık takarsın bi 20 milyon...
 
Adam köyden gelmiş. Biniyor ilk defa otobüse. Bakmış ki bazıları bi kağıt gösterip PASO deyip para ödemeden geçiyomuş. Üstünü aranmış adam, tek bulabildiği evlilik cüzdanı olmuş ve bir şansımızı deneyek hele demiş. Biletçiye yönelmiş ve cebinden çıkardığı evlilik cüzdanını göstererek PASO demiş ve tam ilerleyecekken biletçi adamı kolundan yakalayarak;
-Hemşerim sen o pasoyla anca karına beleş binersin demiş.
 
Cennet
Bir gün padişah Nasreddin Hoca'dan sormuş :
-Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş. Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.
 
100 Hamsi
Dursun Temel'e sormus : Uşagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Temel : 100 tane yerim valla... Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin... Bu espri Temel in acaip hoşuna gitmis.Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus: Usagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Cemal : 50 tane yerim ben... Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum...
 
Temel bir gün avrupaya gider.
Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.
Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
Temel cevap verir;
-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.
Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;
-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."
 
Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri sinavdan geçirip, dünya defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan katkilarindan dolayi cennete gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan içeri büyük bir bahçeye getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa ve etrafi çiçeklerle kapli bir bahçe vermisler. Einstein, sevinçle yerlesmis ve yasamaya baslamis. Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp kitab okurken kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca karsisinda bir adam görmüs. Adam:
-Benim IQ'um 180 demis
Einstein çok sevinmis ve hemen adama, "gel içeri seninle Quantum fizigi, izafiye teorisi biraz da felsefe konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis. Bir süre sonra yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam:
- "Benim IQ'um 90" demis.
Einstein "Gel seninle siyaset ve ekonomi konusalim" diye içeri almis adami.
Adam 7 gün 7 gece kalmis villada.
Aradan yine vakit geçmis ve bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
-"Benim IQ'um 15" demis.
Einstein bakmis bakmis "Buyur içeri, konugum ol" demis.
"Seninle de fenerbahçe'yi konusuruz".
 
Kapi vurulur ve bir erkek kapiyi açar.
Kadin :"Iyi günler. Az önce caminiz kirildi ve bunu
yapan benim çocugum.
Lütfen özrümü kabul edin. Ne kadar masrafi varsa
ödemek istiyorum".
Adam :"Hiç sorun degil. Cocugunuz cami kirdi ve içeri
giren top degerli bir vazoya çarpti ve o da kirildi"
Kadin içeri girdiginde gerçekten bir vazoyu kirilmis
görür ve daha fazla üzülür.
"Çok üzgünüm bunun da masrafini ödemek istiyorum" der.
Adam :"Hiç önemli degil aslinda çok büyük bir iyilik
yaptiniz bana"
Kadin merakla :"Ama caminiz ve degerli bir vazonuz
kirildi. Nasil olur ?"
Adam :"Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yildir o
vazoda hapis kalmistim.
Cocugunuz sayesinde özgürlügüme kavustum. Dileyin
benden ne dilerseniz."
Kadin sevinçle : "Ayy ne desem. Güzel bir malikane
istiyorum, hem de Paris'te."
Adam bir kisa telefon konusmasi yapar ve :"Tamam
hanfendi isteginiz oldu, dilediginiz zaman
gidebilirsiniz yeni evinize." "ya ikinci dileginiz ?"
Kadin : "çok lüks kiyafetler istiyorum"
Adam kisa bir telefon konusmasi daha yapar ve
:"armani, versace ve dkny'de kiyafetleriniz hazir
alabilirsiniz" der ve üçüncü istegi sorar.
Kadin :"En degerli mücevherleri istiyorum"
Adam yine bir telefon konusmasi sonrasi :"ok bvulgari
ve tiffany'den dilediginiz mücevherleri alabilirsiniz"
Kadin havalara uçmustur.
Adam :"yalniz ben de birsey rica etsem sakincasi olur
mu ?"
Kadin merakla :"Nedir ?"
Adam :"Biliyorsunuz 100 bin yildir bu vazodayim. Kac
zamandir bir kadin yüzü görmedim. Acaba bir gece
benimle olur musunuz ?"
Kadin biraz düsündükten sonra :"Neden olmasin ?" der
ve sabaha kadar birlikte olurlar... Sabah
uyandiklarinda adam :"Güzel hanımefendi acaba kaç
yasinda" diye sorar.
Kadin :"32"
Adam :"VAY BE BU YASTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ ?"
 
Adam, karısının kedisinden nefret etmekte. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!..
Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!..
En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider..
Akşam evde telefon çalar.. Karısı telefonu açar.. Karşısında kocası.
"Alo? Necla kedi evde mi?"
"Evdeee.."
"Versene şu lavuğu telefona, yolu tarif etsin.."
 
Bir sarışın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. İtfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları çıkarmış. Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler;
- ''Atlayın bu tek şansımız''.
Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler;
- ''Hadi atlayın yoksa kurtulamayacaksın''. Kızıl saçlı aşağıya bağırmış;;
- ''Atlamam biraz önce yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz''. İtfaiyeciler;
- ''Hayır çekmeyiz biz sadece esmerler için bunu yaparız''.
Böyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşağıya bırakmış. İtfaiyeciler esmer kızda olduğu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saçlı'da elmalı kek gibi yere serilmiş.
Çatıda sadece sarışın kalmış. İtfaiyeciler daha önce'de yaptıkları gibi;
- ''Atla atla yoksa yanarak öleceksin''.
Sarışın;
- ''Kesinlikle atlamam iki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz, ben atlarken'de çekersiniz''.
İtfaiyeciler;
- ''Kesinlikle çekmeyeceğiz söz veriyoruz''.
Sarışın kız;
- ''Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. Şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin''...
 
Lunaparkta bir yarışma: Tüfekle turnayı gözünden vuran hediye kazanıyor.
Bir adam geliyor. Dili dönmez sarhoş bir durumda olduğu her halinden belli:
-Deneyebilir miyim?, diye sorar.
İşletmeci: Kardeşim git işine, gerçek kurşun, sarhoşsun, elinden kaza çıkacak. Fakat adamın ısrarlarına dayanamaz. Bir de ne görsün, atış tam isabet.
Adama nesli tükenmekte olan bir tosbağa hediye verir.
Biraz sonra adam bir daha gelir. Bu kez daha sarhoş ama yine isabet ettirmeyi başarır. Al sana bir tosbağa daha.
Üçüncü kez gelir, ayakta duramaz ama yine isabet ettirir kurşunu. İşletmeci tosbağaları kalmadığından adamın eline büyük oyuncak ayı tutuşturur.
Sarhoş şaşkın şaşkın bakar ve sorar:
-Bademli kurabiyelerinden kalmadı mı?
 
Genc ve güzel sarisin, alisveris merkezinin beyaz esya reyonuna girer ve saticiya sorar:

- "Su küçük televizyonu almayi düsünüyorum, fiyati nedir ?"
- "Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz.!"

Genc kadin sinirlenir, evine gider, sacinin rengini degistirir ve ertesi gün magazaya geri gelir, ayni saticiya yaklasir ve:

- "Su küçük televizyonu satin almak istiyorum." der
- "Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz !!!!"

Kadin iyice sinirlenmistir, solugu bir kuaforde alir, bu defa köklü bir degisiklik yapar, hatta makyajindan,göz rengine o tam bir esmer bombadir artik.. Ayni magazaya gider, ayni saticinin yanidadir ertesi gun:

- "Su küçük sevimli beyaz renlki televizyon ne kadar ???"
- "Kusura bakmayin hanimefendi, sarisinlara satis yapmiyoruz"
- "Inanmiyorum, nasil anladiniz sarisin oldugumu, üç gündür kendimi esmere cevirmek icin yapmadigim kalmadi!"

- "Hanimefendi 3 gündür satinalmaya calistiginiz sey Mikrodalga firin!"
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst