Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kimselere yağmıyor bu yağmur
Gençlik anılarından başka
Kimseler bilmiyor, ıslanmıyor hiç kimse
Yalnızca uzak denizleri çağırıyor
Hangi mevsime yakışır acaba
Baharlara.. kışa uygun değil
Yazın gözyaşı gibi çabuk kurur
Kesinlikle gündüz yağmalı ama
Her damlası bir geceyi bir daha dokur
Bir ıslık sesidir yağmur, bir uyarı
Hayat gibi vazgeçilmez yine senindir
Bundan sonra ne değişir aşkım, sonsuzum
Yağmur bir başka düşün eşiğindedir
Sessizce uzar gider bu ağaçlar
Girer yavaşça bedenimize
İçimizden çekilen suyla
Ağız uçlarımızda, el ayamızda
Her öpüşte gül açan
Anlatma bana önce gözlerin
Vurmuş yüzüne yaprak gibi
Son nerede gördüysem seni
Toprak altında yürüyen kökler
Kımıldar yüreğin su çatlaması
Son nerede gördüysem seni
Durur orada akşamım, bir de dalların
Yalnızsan, ayırdıysan suda yüzcesini balığın
Gel hadi, değişmiş olsa da adın
Öyle yorgun, öyle eksiğim
Ateşe tuz serper gibi
Yağmura tohum tutar gibi yokluğun
Hüzün bir kayadır dip sularında
Zor olacak şimdi sevinci koymak
Çil basmış yüzüne günün
Ne daha az yunmuş, ne daha canlı
Bekledik uzun zaman kurulan düşü
İncecik bir elin uzanıp, incecik soluk verişiyle
Bağışlamak mı, unutmak mı yoksa
Kolay değil, sevi göreneğimizde
Seçmek birini
Başkalarından ayırınca
Gelir, tezcek gelir ne kadar kaçsak
İtilir yüreğimiz yalnızlığına
Bir ağaç gibi devrilmiş
Bir ağaç gibi yol üstünde
Yakıcı, hızla inen örümceğin
Daracık acılı karanlığına
Burada yaşam, yalnız yaşam
Ölümcül, ölüme sımsıkı yaşam
Kıvrılır sapsarı sıcaklığıyla
Eski bir yapı ustasıyım ben
Teknem sıvama güneş
Yeni bir gökyüzü kurdum bu kente
Taştan ağızlarıyla
Genç dağlara benzer çatılar
Gözkapaklarım düştü
Yapraklar gibi gözkapaklarım
Duvarların soluğunda
Öyle yoruldum ki
Kalın ağaçlar gibi ağır
Kumla karışmış gövdemi
Bıraktım ortasına
Kıyıları salkım salkım kök içinde
Sanki ırmak bu caddeler
Taşır dağınık düşleri
Yaşlı bir köprü yüreğim
Kuşlar geceler yalnızlığımda
Aydınlık kuşlar
Uzaktan gelmiş
Zaman sonsuz birikim
Onların ayaklarında
Eski bir yapı ustasıyım ben
Teknem sıvama güneş
Yine de yerleşmiş değilim
Bir tuğla gibi hiçbir konuta
İnerim dağlarımdan
Ayaklarım toz dökülür denize
Geleceksen, hiç bekleme, hiç durma
Bugün mola
Yarın yine yol bizim
Yaslandı güneş zeytin ağaçlarına
Damarımda tuz, dişlerimde tuz
Bir bıraksam uykulara
Açılmayacak gözlerim
Kirpiğimde tuz
Yol üstüne nişan koydum adımı
Bulursan izimi, sür en sıcağa
Akar bir yerlerim buharlaşarak
Akarım dinlenmeden gök uçlarına
Geleceksen hiç bekleme, hiç durma
Yeni yollar açarım yolculuğuma
Yine de toprak suyu dışına salar
Kan boşaltır güneş beyinlerimize
İki özgür ruhuh kucaklaşmasıdır
Birbirimize çektiğimiz hançerle
Yine de tıpkı bana benzer
Senin açtığın ilk kişiliğimin döngüsü
Yine zevk içinde güzel bedeninden
Doğanın en soylu sessizliği
Mıhlanır yıldızların gücüne.
Tanrısal bir şölendir
Umutlara bağlıdır görüntümüz
Birbirimize inancımız ya da
Sudan geçer gibi ellerimiz
Birbirine değmeden dokunur
Ve konaklamadan hiçbir yerde
Sadece sonsuzda, o bomboş ıssızlkta
Yüreğimiz durulur