Özel Arabul Şiirleri

Özel Arabul - Tanımıyorduk

Onları hiç tanımıyorduk
Seyrettiklerini sanmıyorum
Dökülüşünü yağmurun birden denize

Bakışlarında hiç çiçeğe durmadan
Sararıvermiştir
Bir kadının soluk ince gülüşü

Onları hiç tanımıyorduk
Köprünün tam ortasında
Terleri bir güz anısına yuvarlanmıştı

Yine bulutlu ve istenmeden
Taşıdıkları kin kadar kırıcı
Yürekleri bir toz yumağında döneniyordu

Su içinde açılan ilk nergisin açılışında
Seni gizleyen, beni gizleyen
O kalabalık söz tufanıyla
Bilediler açmazlığı sinirlerimizde

Onları hiç tanımıyorduk
Ne denli renkli olursa olsun
Aynı gökyüzü değildi
Omuzlarına çektikleri
Bir akşamüstü anlatılan sereserpe öyküye
Gülemediler, umutsuzluk egemendi

Hepimiz aynı şeyi söylüyoruz
Belki onlar bizimle, içiçe
Biz onları tanımadan bir yerlerimizden geçtiler
Biz onları tanımıyorduk
Onlar bizi ezberlemişlerdi
 
Özel Arabul - Taş Kuleye Ağıt

-Kulenin tepesınde
Gamlı, terkedilmiş
Tuğralı güneş kursu durur
Nakışları toz yeniği-


yaşamın uzayan geçit törenleri
girdaplar, kanyonlar, fay kırıkları, çatlaklar arasında
ki çatlak en acımasızı
dağıtır, acıtır, dağlar
zamanı
külle kaplı tarih sayfalarında
bütün adreslerin merkezi


sıcak terkedilmiş yaz öğlenlerini
yazmadılar
poyrazlı kış gecelerini
tonozların arasına sızan nemi
Hardal sarısı sonbaharlar geldi geçti
toz toprak yapılar var şimdi yerlerinde
kırık merdivenler
kurt yeniği konsollar, sararmış danteller
kuyu başında yıkılmış nar ağacı
duygular duygular duygular
ne kaldı onlardan
sanki hiç varolmadılar


İmbikten altın çekilen zamanlardı
Pirinç ve bakır karışımı akşamlarda
Bembeyaz patiskalar üstünde uykuya dalar
Bağ kulesindeki genç kadın
sadece düşlerinde uzun yolculuklara çıkardı

titrerdi rüyalarında ay ışığından
kapalı kepenklerden sızan
eline mala alan bir usta gibi
zamandan duvarı sislerle ören


Tükenen ne varsa hepsi ağır hesap işi
bu kadının gergefinde
Çivit mavisi duvara yansıyan
Enginar güllerinde perdelerin el oyası
Kuşlar ne çok kelebek ve bebek yüzleri

Yaşama arkasını dönmüş, korkudandı
Kapıları kendi örtmüş
Pencereye kendi örmüş perdelerini
Hastalıktan, yaşlılıktan, sevilmemekten ürkerek
bir tığ gibi yüreğinden iplik çekti
Kendi tadını beğenmedi, kendi dokusunu, kendi kokusunu
En öfkeli kendisiydi, ilk korkan o


gökyüzü bir kaya gibi ezdi yavaş yavaş
yapıştırdı bulutla geceyi
kayıplar ve bulunanlar hepsi önemsiz
yürek ne umduysa kaybetti


anılar rivayetti
hepsinde farklı yorum
gölgemi çekip gidiyorum taş kuleden
gölgem suretimdi
 
Özel Arabul - Temmuz

Bana yorgun, yoksul akşamlar verdin
Bir bulut kesimiydi dudakların, gülüşün
Sen mi getirdin,
Yoksa ben nasıl geldim
İzlerine basarak gölgenin

Bu kadar kısa bir ömür
Seninle nasıl çoğalıyor gitgide
Toprak tanıyor, güneş tanıyor
Ve üstümüzde gökyüzü, bak
Maviden yeşile akıyor..
Çoktan ayrılmış yerimiz
Bizi bekliyor.

Harlı bir ateş,
Bulut gibi bir sevda,
Yumuşacık meyan tadı..
Tanımlayamıyorum seni öpünce
İçimden bembeyaz bir nehir geçiyor..

Bekliyor seni
Bitip tükenmeyen uykular gibi
Arkandaki o ürkek çocuk hayaleti
Ne olur usulca göğsüme bıraksan
Temmuz ateşinde
Sarışın rüzgar esintisini
 
Özel Arabul - Tuz Yarası

Önce gözdük, çoğalmış binlerce göz
Dişlenmiş çavdar gibi
Diken artığı toprak sürmesinden
Yaprak saçıydık taşlarda

Öptük sırtını ürperdi dağlar
- Etekleri tuz yarası -
Parmakları tutuştu
Örs üstünde demir gibi
Dal sürdü kıpkırmızı

Ses içinde kaç koyak
Ağır söylenmiş türküydü sanki
Yüzüyle itildi kana
Ürküp fırladı birden
Tuttuk damar ağzında
Katılakaldı acı
 
Özel Arabul - Umut Ol

sevgilim umut ol ulaşmak için bana
tatlı bir yağmur gibi gecemi yüklen
güneşe kavuşmak için kır çiçekleri
nasıl iter ve nasıl zorlarsa taşları
sevgilim umut ol ulaşmak için bana
gözlerim hep sana çevrili
sıcaklığını duyarlığını tutabilmek elinin
uzakta bir yerde bahçesindeki tulumbadan
penceresindeki fesleğene dek
herşeyini özleyen yorgun bir yolcu gibi
sevgilim umut ol ulaşmak için bana
 
Özel Arabul - Umut Uzun Bir Açılma

Umut uzun bir açılma
Var git peşinden
Var git, belki bir öncesi gelir
Yavaş yavaş toplanası
Ölürse telef olan sevisi gelir
Bir yanına çifte gece sokulu
Bir yanından gündüz akan çiçeğin
En iç yaprağından tohum sevinir

Onlar suya adanmış
Onlar hiç gün görmemiş
Akar gider boşuna
Bir açılsa ağızları
Söylenmemiş sözler gelir

Nerden başlarsan başla
Her adım çiğner yalnızlığını
Daralmış,arada kalmış sevgi
Hiç ummadığın yerde
Neden uykular çiçek
Neden çiçekler uyku

Var git peşinden durma
Bir yerlerde yeniden
Tezgahta yaşam kurulur
 
Özel Arabul - Umuttur Adı

Hep bir teknedeyiz rüzgara karşı
Açılan suya karşı, dönen korkuya karşı
Çapamızda yıldız bulaşığı bir gece
Sarı ipek uykularında boşluk
Eski bir boşluk
Deniz düğümü


Sıkışan hava mıydık
Buharlaşan gökyüzü mü
Sabırla, umutla taşıdığımız
Duman yalamış gövdemizde
Mayalanır yüreğimiz


Gece çıkarız kıyılara
Topraktan
Patates yumrusu gibi eşeleyip bulduğumuz
Taze ot kokularına bulanmış
Yatar gözleri açık ölülerimiz


Daha önceden olmalı bütün bunlar
Kimseler anlamıyor
Daha önceden
O ölüler
Bizim tüm gençliğimiz

Ay tam dolunayda bakın
Bir çekim gülü gibi
Ve bey arılarla kanat kanata.
Karanlık üstünden bu son uçuştur
Ağzımızda alaca karanfil tadı
Gecede kan gider
Göğüs boşluğumuz


Her yaprak yansır bir parça ateş
Ve çocukların sonsuz güzellikleri
Tıpkı kuş açması dalga boylarının
Tıpkı ipek sağması
Rüzgar kesitlerinden
Teknemiz sarsılır
Umuttur bu
 
Özel Arabul - Unutup Bırakırız

Unutup bırakırız bir günü
Öbür günden
Eriyip gider yüzün.
Tutmaya çalışırım güzelliğini
Umudu çoğaltırım
En genciyle dokularımın

Ağızda dolaşmasıdır yüreğin
Yorulduğunda
Bin kez benden uzanan
Ateşli yaşam tutkusu
Sana sunduğum

Büyüğünü hazırlarsa
Küçük ayrılıklarım
Ana karnında taşır gibi çocuğu
Vurur yalnızlığıma
Açılır kapanır kapım
 
Özel Arabul - Unuturuz

Hep unuturuz da bir öncekini
Sanırız yenidir ya da sağlamdır andımız

Hiç denemedik ki beklememeyi
Zor günleri kolaylaştırmak
Rahat bırakmak için kendimizi

Bir solukluk yolu kalmış
Son diye bir şey varsa
Güven sorumluluk demekse ya da
Yalnız kendi adıma onu yükleniyorum
 
Özel Arabul - Ustam

Ustam,
Bana nektar sundu
Soluklandı genç yüreğim

İlk kez değil
-İlk kez değil-
Bir ışık yağmurundan aşka
Bu kaçıncı
Dönüştüğüm.

Hiç söz açmamak yeğdir
Gökyüzüyle toprağın
Avuçlarımıza yaslandığından
Hiç söz açmamak
Sabrımızı korkutur
Umursamaktan

Döşenir sulara
Tutkulu yaşamımız
Biz tek değiliz sevdiğim
Hüzünden yanayız
 
Özel Arabul - Usulca Bırak


Usulca bırak başını
Usulca suyun yüzüne

İnce yüzlü bu çocuk
Kaç ay devşirdi
Düzlüğe inmeden
Acır gibiydi bize
Bir çömlek dolusu güneş
Taşır gibiydi
Sırtının ortasında

Gece yorgunluğundan
Öyle doluydu ki gözleri
Dut yaprağında ipek böceği
Gül lokumu
Süt kesiği
İnce yüzlü bu çocuk
Yaşamayı öğrenmeden
Aramızda eskidi
 
Özel Arabul - Uykuda

Ağzı ağzına açılıyor avuçlarımın
Dişlerimin arasından geçmiyor hiçbir sözcük
Pembe gül reçeli kaynayan
Yüzünden öpüyorum

Bahçemde radikalar,
Soframda bol kırmızı biberli çorbam var
Su gibi fışkırıyor
Odama aydınlığın.

Yalnızlık senden bana
Mor püsküllü akşamda yankılanıyor
Ne ay ışığında, ne şafak söküşlerinde
İçleniyorum.

Küçük bir kız çocuğuyum ben
Ağır, koyu bir kahve gibi
Uykumu yudumluyorum.
 
Özel Arabul - Üşüme

Bir gün bir kır evi, bir gün orman, bir gün göl kıyısı oluveriyor sustuğum yerler.. Şömineyi yakmalı, ormana gidip biraz çalı çırpı toplamalı,yetişmeli ısıtmalı odayı, korkuyorum, yoksa sevdiğim üşüyecek..

Kendi hüzünlerimden, acılarımdan, sustuklarımdan izler arıyorum ormanda, ateşe atacağım bir bir hepsini.

Kimin elleri üşüyordu, kimin gözlerinde kırağı.. Hangimizde? ..

Bak! Ne çok anı topladım senin için,birazdan üşümeyeceğiz sevdiğim (üşümeyeceksin) .
 
Özel Arabul - Uykum Ki Ağırdır

Her gece uykunun tam boşluğunda
-Uykum ki ağır kurşun yarası-
Sonsuz yaşam ve tad içeriğiyle
Sınırsız isteklerdir
Bedenimde sıkışan

Yaşam özünden damıtılmış
Azar azar üzerimizde işlenir suç
Ne de suçluyuz
Yoğun tensel ilişkilerde

Raslantıya güvenmeden
Tuzaklarla dolu dehliz
Ve ortaklaşa yaşarız
Öze inmek için derinliklerde
Oyak görüntüleri çok aldatıcı

Kalıtımla geçen
Ya da doğanın tutsaklığı
Uğursuz bir tutkuyla
Koparıp atamayacağımız
Zevke sürükler bizi

Vermek daha zor da olsa
Alan da veren de rahattır artık
Biçimsiz ve tutulmaz
Bu aşkın sapmasında
 
Özel Arabul - Vaktim Yok Mutluluğa

Mavi yüklü sularında
Canlı, sıcak kiliminde
Aradım da bulayazdım

Tomurcuk açıverdi ansızın
Bir çığ kopup düştü dağdan üstüme
Bir ucunda sallandım
Yaprağın ve dalın bir ucunda

Yaşamayı kaynağından öğrendim
Vaktim yok mutluluğa
 
Özel Arabul - Varsağı

Biz alıştık ne kadar eski olsak
Sularımıza vurduğundan beri ilk kürek
Dönüp durduğundan beri yaprak kozası
Toprağın iliğinde çoğalan umut
Toza dönüşen taş gözesinde

Fışkıran her yüze başka bakıyoruz
Başka dolaşıyor bir başka genişliyor
Öfke ayak uçlarından yükselerek
Senin kanını paylaşıyor
Koparıp alınan bir dağ burcunun
Damarlı gözlerinde

Hep bir yerlerde kendimizi kuşatmak
Yüreğin sürülmüş boşluğunda
Yüzümüzün sağılması
Tam göğüs altında gerilerek
Yeni bir fırtınaya
Yeni bir köy aranması
İyice sakınarak bir el yazması gibi
Çekinerek değerinden
Havada tozlara, meyve tüylerindeki ışığa dağılmasından
Korkarak uçup gitmesinden
Mıhlarız acımızı

Küle gömülmüş bir taş yontudan
Ölü bir balığın pulu damlıyor
Suyu damlıyor bildiğimiz kadarıyla
Anlamı yaşamın

Denizle beslenmiş dalgın gökyüzü
Yaşını çoktan aşmış
Şaşkın bakıyor yalnızlığımıza
Onun ağaçlar gibi kalın kabuklarında
Hi öyle yırtılma olmamış
Tırnağı hiç hüzne saplanıp kırılmamış
Yağdı yağacak ya biz susmuyoruz.

Biz bilmiyoruz ilk kurşun nereye varır
Sarı derisini nasıl sıyırır böcek
Gölgenin ışıktan ayrımı nasıl

Nicedir yaralı dolaşır adın
Ağır defne kokan ölünde
Nerelere gömeceğiz onu
Nemli bir kış rüzgarına sarılı
Devrilmiş yatar su üzerinde

Yaşam bir parmak ucu kadar yakın
Yaşam senin dağılan ses tellerinde
Bir alıp koyabilsek onu
Ya da yakamıza ilişse hiç sakınmadan
Çiçek gibi güneş salkımı
Tutardık o zaman
Bölerdik günü tam ortasından
 
Özel Arabul - Ya Ben Kimim Şimdi

ya ben kimim şimdi
kimi sevdim, kimleri uğurladım
kaç pazar yalnız geçti
dışarda bir yaprak sürse
bir yaprak saksımdan eksildi

kaç yaşındayım bilmem
nasıl geldim buraya
yorulmuş sızlıyor taşımaktan
basıyor toprağa ya
gitgide inceldi ayakbileklerim

uzandım sularımın altına
gelip geçer üstümden gemilerim
kadın mıydı erkek miydi bilemem
gövdeleri rüzgar yarası
içleri ben gibi savruk
kırgın bütün sevdiklerim
 
Özel Arabul - Yabancı

Dağbaşında bağdaş kurmuş
Yalnızlığı bedenimin
Karanlığa dönüşmeden
Askıya aldığımız zamanı,
Suların kaynağına çeker yabancım

Kararsız ve çok savruk
Büyük dalgalar aşındırır
Kendi törelerini,
Omuzlarım, göğsüm daralır
Gölgeleri uzamakta korkularımın

Umuda yüklediğimiz
Tüm sevi çeker gider
Kaya toprak olup dökülmeden
Sarsılır önce bilinci
Ateşi bana vurur
Süregiden uğraşların
Kutsal bir kavuşmanın uykusunda
Bütün tasalarıyla
Akşamına çekilir.

Ellerinde yüreğimin olmamış meyvası
Adım sesleri beni çağırır
Haykırışım çakılı kaldı
Bana sunduğun gizle, yabancım.
 
Özel Arabul - Yağmur

Kimselere yağmıyor bu yağmur
Gençlik anılarından başka
Kimseler bilmiyor, ıslanmıyor hiç kimse
Yalnızca uzak denizleri çağırıyor

Hangi mevsime yakışır acaba
Baharlara.. kışa uygun değil
Yazın gözyaşı gibi çabuk kurur
Kesinlikle gündüz yağmalı ama
Her damlası bir geceyi bir daha dokur


Bir ıslık sesidir yağmur, bir uyarı
Hayat gibi vazgeçilmez yine senindir
Bundan sonra ne değişir aşkım, sonsuzum
Yağmur bir başka düşün eşiğindedir
 
Özel Arabul - Yağmur Adamı

Bütün gücüyle camlara çarpıyor yağmur
Ve bin yıl ötede
Acıdan katılaşmış
-Ağır kayaların arasında sessizce uyuyan
Ve uyandırılmayı hiç ummayan-
Bir dağ adamı
Sonsuzluğu özlüyor
Farkına varmadan

Bütün perdeler ağır
Bütün camlar karanlık
Bu evleri arıtamaz yağmur
Dışarıya
Hiç ışık sızdırmıyor

Öylesine korkmuş
Öylesine güvensiz ki aşklarımız
Bütün geceler
Yağsa da yağmur
Arınamıyor

Gece yatağımıza uzandığımızda
Başımızı dayadığımızda karanlığa
Sestir, müziktir, çağrıdır yağmur
Yağmurda yıkanan rüzgar
Tozlanmış yüreklerimize
Ulaşamıyor
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst