Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

untitghled2copy.png
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Neredesin? Meğer ne doldurulmaz bir delikmiş yokluğun. Kaderde bu sensizlikte varmış. Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramakta varmış. Sesini duymak varmış şarkılarda. Bütün kitaplarda seni okumak varmış. Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun. Kağıtlara seni yazmak varmış. Artık hiç yazmasan da olur,hiç gelmesende.
Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun.
Bir daha nerdesin demeyeceğim. Bendesin artık. Dudaklarımın değdiği kadehlerdesin.Yağmurlardasın üzerime yağan. Denizdesin, rüzgarda. Uzaktasın, ama yine de bu şehirdesin.
Gittiğine inanmıyorum, gel demeyeceğim.
+
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Ey Can/Sızım ...

Yüreğimin ayet ayet döküldüğünü,
Şifa'yı, sure-i aşkta bulduğumu
Birtek sen görsen Yeter ...!
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

bir gün öldürecekler beni.
ya da Seni.
kalemim elimde.
kalemimde hep güzel şeyler yazma isteği.
bana bıraksan yazarım…
bana bıraksalar, inanç derim.
bana bırakmazlar biliyorum…
sana da bırakmazlar biliyorum.
nefesimiz tükenecek bir gün Çocuk.
Biz sonsuz olacağız ama, bizden olanlar öksüz kalacak.
İnan Çocuk.
Güneş doğuyor ya her güne…
Uyanıyorsun ya.
Uyanmadan önce inan Çocuk.
Ruhumu kullan Çocuk.
ben sana sevgimi veriyorum Çocuk, ruhumu veriyorum…
Onların tadına bak.
benim verebilecek başka bir şeyim yok…
aynı anda ölemesek de,
benden önce sonsuzluğa gitmeni diliyorum Çocuk.
ben seni ardımda bırakmayı hiç istemedim…

Kızım.
Benim Pamuk yürekli Kızım.
gülsün hep yüzün.
hep gülümse Sen.
Çünkü Gece‘min KupaKızı‘yım…
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Gece’nin kör olmaya yüz tutmuş saatleri var gözlerimde,
”nasılsın?” sorusuna yine “Gece’yim” diyebiliyorum.
ay ışığının bile zorla aydınlattığı yerden bakıyorum gökyüzüne.
’ Tanrı diyorum ;
özellikle seçmiş olmalı bu yeri - bu göğü görmeyen tüm karanlığıyla.. ‘

yine ;
bir sonraki sabah uyandığımda gün’eş’e nasıl başlamalıyım bilmiyorum,
aylarca düşündüm ,
senelerce düşünebilirim eğer sessizliğine devam edersen,
hıçkırıkların kulağımda çınlar ,
içimde çığlıklar kopar.

biliyor musun ?
ben bıraktım an’ı’ları o şehirde ,
bıraktımki ;
bir ben daha gelmesin o şehre..
hurda olmuş bir durağa ,
sarılınanamamış bir gara ,
yıkıntı dolu sokağa bıraktım an’ı’larımı…

bir de;

ses(n)siz kelimeler sakladım avucunun içine,
kül olmuş bir papatya tacı ile birlikte..​
 
Son düzenleme:
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Gitme!
yalvarırım gitme…
bir tren yaklaşıyor gidişine hazırlanıyor kalabalık hıçkırıklarım nefesimi tüketiyor , gitmesin istiyorum , yalvarıyorum , sarılıyorum , nefesim tükeniyor , gözlerim buğulu , yaşlarım etrafı görmemi zorlaştırıyor.
Sen ?
ağlıyor musun ?
zehirli bir elma sunuyorum , hıçkırıklarım sesime karışıyor , ne söylediğimi bilmiyorum , birlikte ölmek istiyorum , sımsıkı sarılıyorum.
gitmesin , gidecek biliyorum..
nolursun buracıkta ölelim.
gitme!
sımsıkı sarılıyor , tüm gitmek istemeyen haliyle gitmeye hazırlanıyor , benimle kalmak acı veriyor artık O’na, tren saatini bekliyor , kalabalık umrumda değil yalvarıyorum tüm sessizliğimle..
yapamam ,
yapma!
kalamam artık.
vakit geldi… birden kollarımdan sıyılıp gidiyor ,
gözlerim buğulu , başım dönüyor kalabalık çok yalnız,
haykırıyorum…
gitme!
tren hareket ediyor
olduğum yere yığılıyorum, çığlıklarım tren sesiyle yankılanıyor,
gözyaşlarım tükeniyor..
istemiyorum gitmesini.
peşinden koşsam trenin yakalayacakmışım gibi geliyor,
koşuyorum nefesim kesiliyor,
haykırıyorum,
gitme!
bir okyanusa yöneliyor tren ,
O’nu alıp uzaklara götürecek,
bir daha göremeyeceğim.
dünyanın diğer ucuna gitse umrumda değil,
son bir kez daha sarılayım istiyorum
nefesim tükendi.
gözden kayboluyor tren
yalvarırım geri gel!

bir sarılış hissediyorum.
O’nun kokusu geliyor burnuma.
kendime geliyorum birden.
O
sarılışlarım nefesime karışıyor.
senhiçgitme!
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

407739_305262836178844_1888076217_n.jpg



Mutluluk sürpriz yapmayı seven bir aşık gibidir ve hiç ummadığın bir anda usulca gelip yüreğine dokunur..
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Onu ne kadar çok sevdiğini diğer insanlara anlatabilirken, oturup ona anlatamıyorsun.
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

Çok eskimiş bunlar, yeni günler yok mu elinizde?
Üzgünüz.
Çiçekler de eskimiş, getirin yenilerini.
Kalem eskimiş baksana, yazmıyor.
Tepesi de ısırılmış.
Fincanlar eski, çatlamış.
Sıcak çay görürse kırılır.
Yok mu bir yenisi?
Yok.
Gözler eskimiş.
Gözlük yok mu?
Olmaz.
Gözlükler de eskimiş.
Sözler eskimiş.
O kadar çok etkilemiyor artık.
Noktalama işaretleri eskimiş.
Artık kullanılmayacak kadar eskimiş hem de.
Nasıl unuturum!
Fotoğraflar eskimiş.
Yine de en çok insanlar eskimiş.
Bedenler eskimiş, görüyorsun değil mi?
Buruşmuş.
Eskimiş.
Elim, yüzüm.
Eski hep.
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

"Ne mi yapacağim bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için,
Sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce.
Şiir yazmayacağım bir süre,
Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye.
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim.
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu,
Bir gül ağacının dibine dökeceğim.
Falcı kadınlara inanmayacağım artık.
Trafik polislerine adres sormayacağım,
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye.
Ne yapacağımı sanıyorsun ki?"

— Şükrü Erbaş
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

"Neden sonra sen,
Ve neden yalnızlığımdan önce sen;
Sen, sen, sen,
Olmadığın yeri bir bilsen!"

— Turgut Uyar
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

"Bir şey yap. Güzel olsun..
Çok mu zor ?
O vakit güzel bir şey söyle.
Dilin mi dönmüyor ?
Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz.
Beceremez misin ?
O zaman güzel bir şeye başla..
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü: “Her insan ölecek yaşta"

— Şems-i Tebrizi
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

"Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız."

— Şeker Portakalı, José Mauro De Vasconcelos
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

"Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kah çığlık çığlığadırlar, kah sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler, turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgar sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz."

— Cemil Meriç
 
---> Mavi bir düşüm ben düşmemek için uğraşan.

[MENTION=54256]Mastor[/MENTION]

"Nefret ediyorum yalnız ve sarhoş olmaktan. Hiç kimse yalnızken tam anlamıyla sarhoş olamaz, şahit gerekir sarhoşluk için. O zaman gel onu arayalım diyor. Benim hiç gururum yok mu, nasıl istersin böyle bir şeyi benden diyorum. Seni sevmeyen birini sarhoşken arayamazsın. Seni sevmeyen birini gece yarısından sonra arayamazsın. Seni sevmeyen birini öğleden sonra bile arayamazsın. Belki akşamüstü mesaj çekersin. Olsun yine de arayalım diye tutturuyor. Olmaz diyorum. Herkesin içinde çocuk gibi ağlamaya başlıyor. Ağzını kapatıyorum. Elimi ısırıyor. Şişeyle vuruyorum kafasına o zaman. Küsüp gidiyor. Birkaç gün gözükmüyor ortalıkta. Sonra ansızın çıkıp geliyor yine, hiçbir şey olmamış gibi sarılıyoruz."

— Emrah Serbes
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst