' Lahuti #

---> ' Lahuti #

İnsan nasıl susmaktan yana olur öğrendim..

Senden sonra herşey öylesine boş kaldı ki;
Kimi zaman kendimle doldurmaya çalıştımsa da
Asla kendime sarılamadım..
Sen kokamadım, sen gibi bakamadım..

Ardından binlerce satırlık kelime katlettim ama yetmedi..
Çoğu kez anılara gülümsedim ama
Ağlamaya direnemedim..
Harflerim çığlıklarıma tutsak olduğu kadar sessizdi de..

Ve anladım..
Ömrümün sonuna dek
Kalemimi elimden düşürmemecesine milyonlarca satırı da doldursam,
Acımı anlatmama yetmeyecek..

/

Kendini zavallı görmek nedir bilir misin eskiyemeyen ?
Etrafındaki insanlardan çoğu ört-pas ettiğin zayıflığını güçlülük zannederken
Yıkıntılarını sığınaklaştırmak nedir ?
Her şarkı nasıl da ölümü getirir aklıma düştüğün andan sonra,
Bilir misin ?

Ben öğrendim..

Bir insan nasıl yıldızlaşır öğrendim..
Belki parlak belki sönük daha çok
Ama hep baktığın yerden uzak..
Sen beni ancak gökyüzüne baktığında görürsün,
Bense gözlerinden bakışlarımı hiç ayırmam..
Sen en parlak yıldıza bakarsın oysa gözlerini lütfettiğin o nadir anlarda,
Bense milyarların arasında sadece sana..


//

Birgün unutmayı da öğret bana..
Ama öyle bir öğret ki,
İlk unuttuğum seni hatırlamak olsun.
 
---> ' Lahuti #

Cumartesi..

Buz gibi bedeniyle sarılınca ayrılık bana,

Önce ürperdim.

Sonra ısıttım onu da,

Öyle sıcaktı ki sevgin..

Alıştım, onu da sevdim.

Seni unutmayı değil, seni sensiz yaşamayı öğrendim.

Ben seni böyle sevdim;

Bir insanın diğerini sevmesi gibi değil,

Derin bir nefes gibi, kendim gibi sevdim seni..

Canım, herşeyim..

İste hemen geleyim...

Yollar..küçülür gözümde yanına gelirken, kaybolur.

Aklımdaki tek şey yüzün olur, yollar biter.

Zaman anlamını kaybeder sen yanımdaysan eğer.

Sana sarılınca kaçan acılarım, görüşürüz der gibiler.

Çünkü sen gidince gelecekler geri,

Hep yaptıkları gibi, ilk ayrılışımızdan beri.

Hepsi birbirinden zordu o ayrılıkların,

Hepsi birbirinden beter.

Hani son kez görürdüm ya gülümsemeni;

O yeterdi sanki,

Unuturdum her şeyi,

Uykum gelirdi..

Koyardım kafamı soğuk koltuklarına trenin, yüzün aklıma gelirdi..

Hiçbir şey senin omzun kadar yumuşak değil,

Hiçbir şey senin dokunuşun kadar huzur vermedi...

Hiç kimse senin kadar güzel gülmedi.

Ya da kimse benim gibi görmedi.

Ama inan kimse kimseyi, seni sevdiğim kadar sevmedi...

Kendimden bir parçayı özlüyorum sanki;

Sen, ismimin en uzun hecesi.

Yok benim adım.

Yarım..

"Sanki sen gelince cumartesi oluyordu" dedin ya

Sanki seni görünce cumartesi oluyordu,

Benim takvimim cumadan, pazara atlıyordu.

Peki bugün ne?

Cumartesi yazıyor, ama değil işte.

Bugün ne?

Sıradan bir gün, sıradan bir gidişte.

Sensiz geçen bütün günler gibi fazlasıyla sıradan.

Belki de diğerlerinden daha sıradan olması onu değişik yapan..

Cuma, cumartesi..farkeder mi sen yoksan eğer..

Bugünü sevdiğimi sanırdım, yanılmışım meğer.

Hatta seninle gezdiğimiz yerler,

Belki o kadar güzel değildiler..

Ben rüyalarımı da sevmezdim ki sen girmezden evvel..

Bu hafta uzun sürecek bi tanem;

Bir cumartesi günü buluşacağız yine o ağacın altında,

Belki pikniğe gideriz yine,

Yine uyursun dizimde sen...

Ama gözlerim yaşarırsa ağladığımı sanma sakın;

Seni özlediğimden, çok özlediğimden...



Cüneyt Kocabıyık
 
---> ' Lahuti #

Hani son kez görürdüm ya gülümsemeni;

O yeterdi sanki

Unuturdum her şeyi

Uykum gelirdi..
ellerine saglik
 
---> ' Lahuti #

Kim anlardı sen olmayınca gözlerim
Sen olmayınca yar olmayınca
Kim büyürdü sesinde
Kim çığlık olurdu sana
Sen sevmeyince bitti deyip gitmeyince
Kim severdi seni böyle delicesine
Kim haykırırdı gökyüzüne
Dağtaşa
Kim ağlardı
Böyle ansızın vurup yıkmayınca​

..Doğu..​
 
---> ' Lahuti #

10408.jpg



İçimden gelmiyor artık senin için ağlamak. Senli hayallere dalmak gelmiyor işte ..
Dualarıma seni katmayalı çok oldu .Rüyalarımdan da sildim seni .Ben keşkelere elveda dedim!

Al senin olsun,sevgin, aşkın... al senin olsun.
Nasıl yaşamak istiyorsan, kiminle istiyorsan yaşa.
Al senin olsun yaşamak istediklerin…

Bıraktım artık sevgini, bıraktım artık eskileri…
Ve sildim anıları kafamdan, sildim yaşadıklarımızı, paylaştıklarımızı, birlikte ağladığımız günleri sildim.
Arkadaş olduğumuz günleri de sildim.
Kilit vurdum anılara ve kapattım bir sandığa her şeyi.
Kilidini de attım denize, bir daha bulmayayım diye.

Kızgınım sana, Kızgınım bu vurdum duymazlığına. Ve kendime kızgınım. Niye değer verdim, niye bende unutmadım, niye bu kadar güvendim diye, sen güvenimi boşa çıkarttın. Sana bıraktım sevgileri, sana bıraktım dostlukları ve sana hediye ediyorum.
Yalnız yaşanıyorsa sevgiler, yalnız yaşanıyorsa dostluk, al kendin yaşa, paylaş tek başına. Yalnızlıksa tercihin, al senin olsun.

Yok saydım seni, bundan sonraki her baharı sensiz karşılayacağım.
Her sonbaharda hüzünleri unutacağım sana inat.
Bundan sonraki her yaza sensiz gireceğim, yine sevinçle.
Ve her kışı sensiz yaşayacağım zemherisiyle...
Geçerken her mevsim, sensizliğe üzüleceğim...
Yinede bırakmayacağım sevinçlerimi.
Ve sen bensizliğe alışmaya çalışacaksın.

Gidişin kalacak sadece aklımda ve o gidişle yaşayacağım sensizliği.
Sensizliğe inat, sana inat, her günü yaşayacağım hiç olmamışsın gibi.

Al senin olsun gidişler...
AL SENİN OLSUN HER ŞEY...
 
---> ' Lahuti #

4127.jpg



Sabrı anlat bana...
Mağlubiyetlere dayanmayı öğret ruhuma
Bir ışık yak aydınlansın ufuklarım
Söyle ne vâkit sona erer bu amansız sınanma?



4161.jpg




Özlemi anlat bana...
Göğünde kanat çırpan vuslat kuşları
Nereye konarlar yorulduklarında?
Ayaz yemiş sevdaların bakışlarındaki
Ümitsiz ümitleri anlat.
Yalnızlığın dili olsaydı sormazdım sana...


Sevgilerin nihayetini anlat...
Nasıl biter bir sevda?
Yakıp, yıkılan umutların külleri
Nereye savrulur sonunda?
Ben sustukça sen anlat...
Hüzünlerine geldim,
Bir damladan derya yaptığım hasret
Ve
Dinmek bilmeyen bir sancıyla.
Al kat acılarımı acılarına...


Hep vuslatı düşünürken savruldum
Yüreğimin esir rüzgârlarıyla.
Hayat körebe oyunuydu
Sobelendim yaşanmamışlıklara.


4172.jpg



Anlat, merak ediyorum
Her zaman ışık var mıdır, tünellerin ucunda?
 
---> ' Lahuti #

16054.bmp




Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın.

Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında.
“ YANDIN! “
diye atılıyorsun oyun dışına…


Elif ŞAFAK – Siyah Süt’ ten


16078.bmp




Hiçbir şey hayat memat meselesi değildir, hayatın kendisinden başka.

Yaşamak başlı başına bir mesele...​
Elif Şafak​
 
---> ' Lahuti #

Uzun zamandır uğramıyoruz ne kadar çok şeyle doldurmuşun (. Seksek güzelmiş :R
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst