' Lahuti #

---> ' Lahuti #

Hangi Aşktan Söz Ediyoruz ?​

Biz sevgilerimizi insanlığın büyük ütopyası yolunda yaşadık. Sevgililerimiz vardı, aşıktık.:R Fakat büyük bir umudun düşü içinde aşıktık ve bizim için aşk, çıkmak ya da gösteriş yapmak için değildi, daha sağlıklıydı. Birlikte tiyatroya gitmek, birlikte bir konser izlemek, birlikte sergi gezmek, birlikte sahafa gidip eski kitapları karıştırmaktı aşk. Bunların içinde mutluyduk. Ya da Boğaz vapuruna binip, çay ve simitle bütün günü geçirmekti aşk. Mutluyduk. Paramız yoktu ki! Paralarımızı birleştirip haftayı öyle geçirirdik. Evden aldığımız harçlıklarımızı ortaya koyup, nerelere gidebiliriz diye programlardık. Yani bugün görüyorum da, her şeyin tüketildiği bir ortamda aşk da bir tüketim malzemesi oldu. Hani doktorların ya da kuaförlerin bekleme salonları vardır ya, orada dergileri çevirirken aşkla ilgili yazılar okunur. Ama hayatın bekleme salonu yoktur. Şimdi aşkı galiba oraya hapsettik. Aşk deyince aklıma Rosenbergler gelir. Rosenbergler’in aşkı insanlık tarihinin en büyük aşkıdır. Sizlere bunları anlatmak bir yerde zor, çünkü nesli tükenen bir şeyi tarif etmeye çalışıyorum. Ya da başka bir gezegene gidip gelmişim, orayı anlatmaya çalışıyorum gibi geliyor. Bu da, az önceki sorularda konuştuğumuz köşeye kıstırılmış bir Türkiye’nin sorunudur. Bu da, yine konuştuğumuz insana bakış sorunudur. Toplumumuzda, Osmanlı’da var olan ama cumhuriyet dönemi ile sokağa inen kadınlarımızın haklarının ellerinden kayıp gitme sorunudur aşk. Hangi aşktan söz ediyoruz? Bugün magazin programlarında sözü edilen aşklardan mı, İstanbul Bağdat Caddesi’ndeki aşklardan mı, yoksa Anadolu’da sokağa çıkması bile yasak edilen genç kızların aşklarından mı ya da töre cinayetlerinde öldürülen kadınların aşklarından mı? Neden söz edeceğiz?​
 
---> ' Lahuti #

"Ne garip bir oyuncak şu insan!
Yürür, konuşur ve acı çeker.
70 kilodur.
Kendisine ve çevresine ait hiçbir şeyi bilmez.
Bir nevi ıstırap makinesi.
İplerini başkaları çeker.
Hantal ve şapşal bir robot.
Neye sevinir bilinmez.
Sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı kabiliyeti.
Etten bir kafes ve aciz içinde çırpınan bir ruh.

Vücut araba akıl arabacı.
Ama gözleri bağlı arabacının, arabaya hükmeden atlar..

Buda haklı :
Varolmak için yokolmak lazım, parça bütüne kavuşacak ki hasret dinsin.
Bütün musiki, bütün şiir, bütün aşk,
bu bir çuval kemik, bu asi ten, bu aptalca endişeler ne olacak?
Ne olacağını bilen var mı?
Kader hep oynayacağı roller yükler insana ve ıslıklar.

Alkış sahtekarların.."
 
---> ' Lahuti #

Tesadüfler​

Ne zaman arabamı yıkatsam mutlaka yağmur yağar
Yağmurda yürüsem su sıçratır üstüme pis arabalar
En uzun yanan yeşil ben geçecekken sararır
Sol girsem sol tıkalı, terk ettiğim şerit boşalır

Doğru zaman, doğru yer hikayesi
nerde yazılır bu kara bahtın reçetesi

Ne zaman falıma bakılsa falcıları bir keder alır
Dilek tutmak istesem yıldızlarım çakılı kalır
Gecenin bir yarısı son sigarama dökülür çayım
Telefonum çalar ses gelmez: hep mi yanlış numarayım

Ne kumarlar kaybettim aşk için bile bile
Şeytanın bacağı demirden, gelmiyor dize

Ah, bu kör talihim nerde olsam bulur beni sobeler
Ben mutluluktan bir parça şefkat dilenirken
Hiç sevmiyor beni tesadüfler...
Anladım ki kral tesadüfler.
 
---> ' Lahuti #

Nasıl mı çıkma teklif edilir ?

Çıkma nasıl teklif edilir, hoşlandığımızı nasıl söyleriz diye düşünürken biz; bir çocuk kadar bile olamıyoruz bazen. Tabi bunda eski Türk filmleri tadındaki aşkların kalmamasının da etkisi büyük sanırım. -çıkma lafını da kullanmaktan haz etmem ya. neyse.-_-

10 yaşlarında kumral çocuk, aynı yaşlarda ki sarışın kızın yanına gider ve bir süre konuşurlar. Ardından geçen diyalog aynen şöyledir:

Kız: Hadi evcilik oynayalım. Ben anne olayım, sen baba
Oğlan: O öyle hemen olmaz. Önce nişan olur, sonra nikah, sonra da düğün. Biz en iyisi flörtle başlayalım.
Kız ::rolleyes:
 
---> ' Lahuti #

12445.jpg


İradeyi engellemelerin hepsi islam’a aykıdırıdır:

ister zorla baş açtırın
ister zorla baş kapattırın.
Aynı derecede kabalık ve zorlamadır.


Zorlamanın olduğu yerde din yoktur.
Dinin olduğu yerde zorlama yoktur.



Senai Demirci
 
---> ' Lahuti #

İçimde bir merak, Öyle bir merak ki:

12590.jpg




Ölümümden bir ay sonra
Bir güncük yaşamak
ve

Dostu düşmanı
Suç üstü yakalamak.
 
---> ' Lahuti #

Bir resim yapar mısın bana?
İster kara kalem, ister renkli.
Seçim senin olsun,
Ama resim benim.
Dağlar, nehirler denizler olmasın.
Çiçek, böcekte istemiyorum
Güneşi, ayı, yıldızları da çizme
Bir çocuk çiz.
Öyle bir gülüyor olsun ki yüzü,
Baktığım da kahkahaları çınlasın kulaklarımda
Saçları öyle bir uçuşuyor olsun ki
Rüzgarı görebileyim resimde
Bir zeytin dalı olsun elinde
Barışı hissedeyim
Yanakları al al olsun
Karnı tok bu çocuğun diyebileyim.
Gözlerine baktığımda, güveni
Ağzına baktığımda, gül kokan nefesini hissedeyim
İster karakalem olsun, ister renkli
İşte umudun resmi diyebileyim.

Oya Özpoyraz
 
---> ' Lahuti #

'Aşk; herkesi o'na benzetip,

-Kimseyi o'nun yerine koyamamaktır...''

*Can Yücel
 
---> ' Lahuti #

Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
Hiç konuşmadan…
Kısa pantolonlu siyah beyaz halini…
Bir lokma boyunu…
Diz çöküp yere sımsıkı... Ama çok sıkı
Sarılmak sana…
Gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
Sana kim olduğumu söylemeden... arkama bakmadan
Ağladığımı sana göstermeden
Seni çok özledim
Ama çok özledim
ÇOCUKLUĞUM!

Cem Yılmaz​
 
---> ' Lahuti #

17077.jpg





Oyuncağın bile bir gururu var,
Haketmediği şekilde oynarsan kırılır.
Diyeceğim şu ki küçüğüm;
Büyüme, kalbin kırılır.

Cemal Süreya
 
---> ' Lahuti #

18479.jpg


Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan.. eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst