Kürtçe Bir Dil midir?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kürtçe bir dil değildir..

Bana kürtçe çok çirkin geliyo nedense yanımda biri kürtçe konusunca rahatsız oluyorum burdaki turistlerde direk uzaklasıyor nedense
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Değildir, kesinlikle karşıyım konuşulmasına..

Çok kaba geliyor ayrıca konuşmalar..
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Resmi diL değiLidr..

Ve Resmi oLarak kabuL ediLmemiş ise evt dildir diyemeyiz...

o zaman Lazcada bir diLdir demi güzeL kardeşim..;)
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Önce bir devletlerinin olması gerekir.
Devleti olmadığına göre dil değildir.

Aralarında konuşup anlabiliyorlar diye dil oluyorsa her topluluğun kendi arasında konuştuğu şey dil olsun o zaman.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kürtçe bir diLdir neden? Çünkü eskiye dayanmış konuşmadır. Kürtçe 4 Gruba ayrıLır. Ona bakarsanız aLevıLere niye o kadar Laf yapmıyoLar ? ALeviLerin de kendıne ait böLgeLeri yok. Ben her diLe saygıLıyım. Her insan yanıma geLsin dili konusabiLir. Ama bende anLayabıLırım. Çünkü arapça kürtçe Lazca we ingiLizce biliyorum :)
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

bencede değildir. ama saolsun devlet bunu dil olarak kabul etmiş ki ulusal bi kanala kürtçe yayın izni veriyor.
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

not: Alıntıdır.

KÜRTÇE DİYE BİR DİL YOKTUR!... Evliya Çelebi 15 AYRI LEHÇE saymıştır. V.MİNORKSKY de FARSÇA'dan FARKLI özellikler gösteren BİR ÇOK LEHÇE'den söz eder. (23)
Sen Petersburg Akademisi'nin yayınladığı Kürtçe-Rusça-Almanca Lugat'taki 8308 kelimeden 3080'i eski Türkmen, 1200 Zent, 370 Pehlevi, 1030 yeni Fars, 2000 Arap, 60 Çerkez, 220 Ermeni, 108 Kaldani, 20 eski Gürcü, ve 300 asıl Kürt kelimesi vardır. Bunlardan Arapça ve Farsça olanların da, artık bu diller ile ilgilerini kesmiş, Türkler tarafından benimsenmiş kelimeler olduğu tesbit edilmiştir. Yeni yayınlanan ve 20.000 kelimelik olduğu söylenen sözlük de, ilkinden farklı değildir.

Kürt ayırımcılar buna karşılık TDK Sözlüğünü ele alarak Türkçe sayılan pek çok kelimenin de Arap-Fars-Latin kaynaklı olduğunu gösterirler. Ama önemli olan kelimeler değil, dil yapısıdır. TÜRKÇE yabancı kelimeleri dahi kendi dil yapısı içinde kullanır. Yani "nev'i şahsına münhasır" bir dil yapısı vardır!..

Kürtçe öyle mi?.. Hayır. Pek çok lehçenin birbirini tutan bir grameri yoktur. Kaldı ki, Kürtlerin çoğu, o Kürtçe olduğu iddia edilen 20.000 kelimenin büyük kısmını hayatlarında bir kere bile duymamışlardır, hiç kullanmazlar!.. Öte yandan bu kişilerin konuşma tarzı, vurguları, kelimeleri telaffuz edişleri hep ORTA ASYA TÜRKLERİ'ne, özellikle ÖZBEKLER'e ve TACİKLER'e benzer. Kürt ayırımcılar hele bir o diyarlara uzansalar, kendilerini hiç te yabancı bulmıyacaklardır!..

KÜRTÇE aslında "DİLLER KARIŞIMI BİLE OLMAYIP, KELİMELER KARIŞIMI BİR AĞIZ"dır!... Bu kelimeler tamamen TÜRK yapısı üzerine kurulmuştur. KÜRTÇE ASLINDA, ESKİ TÜRK LEHÇELERİNDE KAYBOLMUŞ KELİMELERİ ÇIKARMAK İÇİN BULUNMAZ BİR HAZİNEDİR!.

Mesela, Pülümür'de kış mevsimine doğru açan bir çiçeğe, yöre halkı KARBELİK der. Bu sözü Kürtçe sayar. Halbuki KAR'ın yağacağını BELLİ eden bu çiçeğe, bundan uygun TÜRKÇE bir ad olabilir mi?.. (24)

Bazı Kürt oymaklarının öz-be-öz TÜRKÇE adları da müslümanlığı kabul etmelerinden sonra değişmiştir. HALDİ-HALİDİ, CAFARLI-CAFERİ,(ABAZA) ABHAS-ABBAS, KURİS-KUREYŞİ, HASARENLİ-HASENANLI gibi...

V. MİNORSKY, "KÜRTLERİN İRANÎ SAYILMASI, IRKÎ OLMAKTAN ZİYADE; DİL VE TARİH MUTALAALARINA DAYANMAKTADIR. Kürtlerin merkezi sahaya yerleşmeden evvel, oralarda isimleri kendilerininkine benziyen, fakat başka menşeli KARDU adlı bir kavİm yaşamış olduğu ve bunların SONRADAN İran menşelilerle KARIŞMIŞ olduğunu ileri sürmek mümkündür," der.

Bu ifade dahi Kürt bölücülerin sahiplenmeye çalıştığı KARDULAR'ın KÜRT olmadığını, KÜRTLER'İN DE İranlı, yani ARİ OLMADIĞINI göstermektedir.

Ayırımcılar "kürtçe"yi ayrı bir dil gibi yutturmak isterler. Halbuki TEK bir "kürtçe" olmadığı gibi, hiç bir "kürtçe" ağız da yazıya geçmiş değildir!.. (Bakınız: GOİCHİ KUJİMA)

Kürtçe denilen ağızların pek çoğunda gramer TÜRKÇE'yi andırır...

Mesela cümlede öğelerin sıralanması çoğu zaman TÜRKÇE gibi


ÖZNE + TÜMLEÇ + YÜKLEM
şeklindedir. Hint-Avrupai dillerdeki gibi


ÖZNE + YÜKLEM + TÜMLEÇ
şeklinde değildir.... Bu da bizim uydurmamız değil, bilakis Kürtçülerin yayınlarında yer alan hususlardır.

Örnekler:

Ez it we re dibejim .... Min jı wi re da ... Kürtçe

Ben ona söylüyorum ... Ben ona verdim ... TÜRKÇE

I am telling him ... I gave it to him ... İngilizce

Min sev heye ... Ez dewlemend bum ... Kürtçe

Benim elmam var ... Ben zengin idim .... TÜRKÇE

I have an apple ... I was rich ... İngilizce

Wi lı ser reki ne aw heye ne çamor .... Kürtçe

O yolun üstüne ne su var ne çamur .... Türkçe

There is neither water nor mud on that road ....İngilizce

Ez Kırmanç ım ... Ez civan ım .... Kürtçe

Ben Kırmanç'ım ... Ben civanım (gencim) ... TÜRKÇE

I am Kırmanç ... I am young .... İngilizce

Zu vare, kalemiha hılda, hikatamın binvise... Kürtçe

Çabuk gel, kalemini al, hikayemi yaz .... TÜRKÇE

Come quickly, take your pencil, write my story... İngilizce

Ez dıbıjim, Kırmançi TURANİ'ye, ew dibiye na... Kürtçe

Ben diyorum ki, Kırmanç TÜRK'tür, o diyor ki, hayır... TÜRKÇE

I say that Kırmanç is Turk, he says no... İngilizce

Vare, çay veho... Kürtçe

Gel, çay iç... TÜRKÇE

Come, have tea.... İngilizce

Bu örnekler Hint-Avrupai olduğu iddia edilen "kürtçe" cümlelerin nasıl TURANİ bir gramer yapısına sahip olduğunu göstermektedir.

Kürtçe denilen şahıs zamirlerinden ilki EZ, Farsça gibi görünür ama aslı ÖZ'dür. ORTAASYA'da TÜRKLER "ÖZÜM KIRGIZ" der... Bu ifadenin EZ KIRMANÇ IM ile yakınlığına dikkatinizi çekeriz.

İkincisi MİN'dir ki, ANADOLU TÜRKÇESİ'nde BEN, Azeri lehçesinde MEN şeklindedir. ORTAASYA'da kullanılır. Birinci şahıs takısı yukarda görüldüğü gibi değişmemiştir bile!...

Azeri'nin MEN TÜRKEM demesi ile, ayırımcının MIN KIRD IM demesi arasında ancak ağız farkı vardır!.. Denizli ağzında MUSTEFALİ(Mustafa Ali) bile daha fazla farklılık gösterir!..

Öte yandan ORTAASYA'da Kürt kelimesi KURT veya KIRT olarak kullanılır. Bir TÜRK boyu olan BAŞKIRTLAR gibi!...

ikinci şahıs TU veya TE'dir ki, SEN'den bozma olduğu ortadadır... Üçüncü şahıs EW'dir. "W" harfinin V'den farkı; birincinin ağzı "O" der gibi yuvarlattıktan sonra telaffuz edilmesidir ki, TÜRKÇE'de TAVUK derken çıkar... Böylece EW'in aslında EO olduğu ve "O" kelimesinden bozma olduğu görülür!...

Şu halde sıralarsak MİN-TE-EW, BEN-SEN-O'dan başka bir şey değildir!... (Bak: Kürtçe Gramer, yazarı Dr. Kamuran Ali Bedirhan, Deng Yayınları, 1991... Bu sözde Kürtçü ayırımcı yazarın adı bile Türk'tür. Han ünvanını Türklerden başkası kullanmaz!)

"Kürtçe" ağızların İran'la olan bağlantısına gelince Pers, Sasani dillerinde, diğer Ari dillerde de Kürt kelimesi yoktur. Med dilinde de yoktur... Arapça'ya ise sonradan girmiş olup, Etrak(TÜRKLER) gibi çoğul haliyle Ekrad olarak alınmıştır. En eski devirlerden beri göçebe-konargöçer anlamında kullanılmıştır.

Yani Kürtler İranlılardan etkilenmişlerdir, bazı Fars kökenli Kürt aşiretleri vardır ama; köken olarak tümüyle onlara bağlı değillerdir.

451 yılında Kafkasya üzerinden Mugan'ın güneyinde yerleşmiş olan Akhun TÜRK topluluklarından, 12. yüzyılda Harzemşahlar döneminde MUGAN TÜRKMENLERİ olarak bahsedilmektedir.. Bu TÜRKMENLER Arap kaynaklarında Ekrad-ı bi-iskan, yani yerleşik olmayan Kürtler olarak geçer.

Açıkça görülmektedir ki, Arap kaynakları henüz yerleşik hayata geçmemiş ve belki de müslüman olmamış TÜRK boylarını ayırt etmek için Ekrad ifadesini kullanmaktadırlar... Çünkü göçebe de olsa müslüman Türkler'e TÜRKMEN adı verilmesi de bu dönemdedir.

Böylece GURTİ-KARDU gibi yakıştırmaları bir kenara bırakırsak; ilk olarak Kürt adına ORHUN kitabelerinde rastlıyoruz... Bu uruğun GÖKTÜRK diye bilinen devletin içinde ve diğer TÜRK boyları arasında yaşadığı ve liderinin adının ALP URUNGU olduğu tartışma götürmez.(Bakınız: ELEGEŞ ANITI, ORHUN KİTABELERİ )

Herat'tan üç fersah yukarıda Ulenknişin yaylasının batısında Kürtnişin adında bir köy vardır... Anadolu Kürtleri o diyara bir sefer yapmadıklarına göre, bu adın yöre Türkleri tarafından verildiği ortadadır.

Aslında bunda şaşacak bir şey yoktur!.. Çünkü Kürt kelimesi TÜRKÇE'dir ve zengin mânâlar taşır:

KÜRT : Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı

KÜRÜD: Merih gezeğeni (Ayrıca Beyşehir kenarında eskiden göçebe olan Türkmenlerin
oturduğu Kürtler köyünde ise "süpürge otu" anlamına gelir.)

KÜRT : kalın kar yığını (Kazak lehçesi)

KÜRTİK: yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)

KÖRT : Kar yığını (Kazan Tatar lehçesi) Karların dağlarda teşkil ettiği saçak,
kar yığıntısı (Çuvaş lehçesi)

KÖRTÜK: kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi)
kar yığını (Teleüt, Soyon ve Karakırgız lehçesi)

KÜRTKÜ: kar yığını (Karakırgız lehçesi)

KÜRTÇÜK: kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)

Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı "KÜRDÎ" diye adlandırdı... Kendisine, "Niye bu halının adı KÜRDÎ?" diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz?..

- "Çünkü bu tür halılar Afganistan'daki DAĞLI BİR KABİLE tarafından dokunur,"

dedi!.. Bu da bizim "Kürt" ifadesinin dağlı göçebeler için kullanıldığı tesbitimizi desteklemektedir.


(Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19)
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu asla bir "^Kürt Bölgesi" değildir!.. Bölgede 11. asırdan itibaren devlet kuran Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Saltukoğuları, Mengücükoğulları hep OĞUZ boyundandır. Aralarında hiç Kürt devleti yoktur!... Çünkü devlet kuran yerleşik hayata geçer, yerleşik olanın da Kürtlüğü sona erer!.. Çünkü KÜRTLÜK, DAĞ GÖÇEBELİĞİ DEMEKTİR!

Dil farklılığın sebebi, yörenin sarp dağlık olması ve Arap-Acem etkisinin hissedilmesidir...

Van Milletvekili İbrahim Aras dönemin GERDİ aşireti reisi OĞUZ Bey'e sorar:

- "Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt'sen) sana nasıl gelmiş?"

- "Bendeniz 21. OĞUZ'um... Bizde baba evladına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider," cevabını alır.

Ama maalesef öz-be-öz TÜRK olan bu aşiret reisi, TÜRKÇE bilmiyor, yörenin karmaşık ağzını kullanıyordu!...

Amcası KILIÇ Bey de!.. Adı TÜRK, KOÇBEYİ aşireti reisi Mehmet Emin Bey de!...
(Doğu Anadolu Gerçeği sf. 31)

Kürtçe denilen ağızlarda cümleler Farsça-Arapça kelimelerden oluşsa da cümle yapısı, yani grameri genelde TÜRKÇE'dir!..

Ve bilindiği gibi bir dilin aslını tesbite yarıyan kıstas ta gramerdir!..

Öte yandan, biliyorsunuz, artniyetli Avrupa Birliği'nin baskısı ile bir "kürtçe" yayın furyası başladı. Bu son derece komik ve amaçsız bir faaliyet...çünkü Kurmançça ve Zazaca yapılan bu yayınları dinleyenler Kurmanç ve Zaza grubundan dahi olsalar anlayamıyorlar. Mesela Mahsun Kırmızıgül annesinin Zaza olmasına rağmen, yayını anlayamadığını açıkladı!... Çünkü BİR JAPON DİL UZMANININ DEDİĞİ GİBİ 30'a yakın ağız var. İki komşu köyün "kürtleri" bile zaman geliyor, birbirini anlamıyor!...

Sırada "kürtçe" eğitim var!... Avrupa Birliği'nin istediği ve onların bu ülkedeki uşaklarının "başüstüne" deyip hemen yerine getirmeye çalıştığı her "emir" gibi bu hususu da yakında gerçekleştirmek için kolları sıvayacaklardır.

Ama bakın "kürtler"in ateşli savunucusu "türk" aydını Yalçın Küçük ne diyor:

- "Paris Üniversitesi'nde, belki de dünyanın en iyi Doğu Dilleri üniversitesinde, Farisî, Soranî, Kırmançi tahsil ettim."

- "Paris'te pek çok Kürt vardı, (ama) sınıflarımda hiç Kürt yoktu!.."

- "Bbir Türk (ben), sevimli bir Japon, Türk Harp Akademisi'ne gelecek bir Fransız yarbay, Paris polis departmanından bir komiser, dedesi Sevyet komünizminin kuruluşuna katılmış, adı oradan Tanya bir İsveçli hanım, üç yıl sınıf arkadaşı olmuştuk."

- "Enstitü'de Kürt öğrenci yok muydu?.. (el Cevap Çoktu!.. Ve bunlar TÜRKOLOJİ okuyorlardı!.."

Fransa'da Kürtler'e baskı mı var?.. Yok!.. Üstelik yağız bir Kürt delikanlısının azad kabul etmez kölesi ve de metresi Bayan Mitterand başta olmak üzere, tüm Fransa'nın kürtçülüğü, kürt bölücülüğü desteklediği düşünülürse, Yalçın Küçük'ün bu tesbiti ibret vericidir. (Tekelistan, 2004)

(23)- Yavuz, Edip; aynı eser.

"Kürt" tarihçi Celile Celil bunu destekler mahiyette şöyle diyor:

"Zazaki ve Kuzey Sorani GÜNEY Kürtçesidir. Benim konuştuğum KUZEY Kürtçesidir. Bundan başka Gorani var, Lori var, Mukri var... Kurmançi Arap dilinin etkisi altındaydı... Sorani ise Fars edebiyatı(nın)..."
(Yeni Ülke Gazetesi, 1992 sayı 28)

(24)- Yavuz, Edip; aynı eser.

Bir başka örnek te Kürt ayırımcılar tarafından verilmektedir. Bu kişiler bölgeye sahip çıkabilmek için Nemrut Dağı'ndaki heykellerin ait olduğu KOMMAGENE Krallığı'na bir kulp bulmuşlardır. Sözüm ona bu ad Kürtçe "KONE GİYA = herkesin çadırı" ifadesinde gelmekteymiş!..

KON gerçekten Kürtçe'de çadır demektir. Ama bu kelime öz-be-öz TÜRKÇE'dir!.. Bir yere "konmak"tan gelir. Türk göçebe kültürünün temel kavramlarından birini teşkil eder. O kadar ki, KONAK kelimesi şehir kültürüne bile yansımıştır. konaklamak, konuk bir yana; şimdinin göçebeleri GECE-KONDU'larda dur-durak bulur!..

Yani Kürt ayırımcılar, dil tahlilleri ile bize çok yardımcı olmaktadırlar!.. (Kafaoğlu, A.Başer-Yücel, Müslim; "Kurtarıcı mı, Masal mı?" Özgür Gündem Gazetesi, 27.7.1992 günlü sayısı)
 
Son düzenleme:
---> Kürtçe Bir Dil midir?

türkçe dünyada en fazla konuşulan beşinci dildir,
kürtçe bir dilmidir? değildir diyorum bende
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

not: Alıntıdır.

KÜRTÇE DİYE BİR DİL YOKTUR!... Evliya Çelebi 15 AYRI LEHÇE saymıştır. V.MİNORKSKY de FARSÇA'dan FARKLI özellikler gösteren BİR ÇOK LEHÇE'den söz eder. (23)
Sen Petersburg Akademisi'nin yayınladığı Kürtçe-Rusça-Almanca Lugat'taki 8308 kelimeden 3080'i eski Türkmen, 1200 Zent, 370 Pehlevi, 1030 yeni Fars, 2000 Arap, 60 Çerkez, 220 Ermeni, 108 Kaldani, 20 eski Gürcü, ve 300 asıl Kürt kelimesi vardır. Bunlardan Arapça ve Farsça olanların da, artık bu diller ile ilgilerini kesmiş, Türkler tarafından benimsenmiş kelimeler olduğu tesbit edilmiştir. Yeni yayınlanan ve 20.000 kelimelik olduğu söylenen sözlük de, ilkinden farklı değildir.

Kürt ayırımcılar buna karşılık TDK Sözlüğünü ele alarak Türkçe sayılan pek çok kelimenin de Arap-Fars-Latin kaynaklı olduğunu gösterirler. Ama önemli olan kelimeler değil, dil yapısıdır. TÜRKÇE yabancı kelimeleri dahi kendi dil yapısı içinde kullanır. Yani "nev'i şahsına münhasır" bir dil yapısı vardır!..

Kürtçe öyle mi?.. Hayır. Pek çok lehçenin birbirini tutan bir grameri yoktur. Kaldı ki, Kürtlerin çoğu, o Kürtçe olduğu iddia edilen 20.000 kelimenin büyük kısmını hayatlarında bir kere bile duymamışlardır, hiç kullanmazlar!.. Öte yandan bu kişilerin konuşma tarzı, vurguları, kelimeleri telaffuz edişleri hep ORTA ASYA TÜRKLERİ'ne, özellikle ÖZBEKLER'e ve TACİKLER'e benzer. Kürt ayırımcılar hele bir o diyarlara uzansalar, kendilerini hiç te yabancı bulmıyacaklardır!..

KÜRTÇE aslında "DİLLER KARIŞIMI BİLE OLMAYIP, KELİMELER KARIŞIMI BİR AĞIZ"dır!... Bu kelimeler tamamen TÜRK yapısı üzerine kurulmuştur. KÜRTÇE ASLINDA, ESKİ TÜRK LEHÇELERİNDE KAYBOLMUŞ KELİMELERİ ÇIKARMAK İÇİN BULUNMAZ BİR HAZİNEDİR!.

Mesela, Pülümür'de kış mevsimine doğru açan bir çiçeğe, yöre halkı KARBELİK der. Bu sözü Kürtçe sayar. Halbuki KAR'ın yağacağını BELLİ eden bu çiçeğe, bundan uygun TÜRKÇE bir ad olabilir mi?.. (24)

Bazı Kürt oymaklarının öz-be-öz TÜRKÇE adları da müslümanlığı kabul etmelerinden sonra değişmiştir. HALDİ-HALİDİ, CAFARLI-CAFERİ,(ABAZA) ABHAS-ABBAS, KURİS-KUREYŞİ, HASARENLİ-HASENANLI gibi...

V. MİNORSKY, "KÜRTLERİN İRANÎ SAYILMASI, IRKÎ OLMAKTAN ZİYADE; DİL VE TARİH MUTALAALARINA DAYANMAKTADIR. Kürtlerin merkezi sahaya yerleşmeden evvel, oralarda isimleri kendilerininkine benziyen, fakat başka menşeli KARDU adlı bir kavİm yaşamış olduğu ve bunların SONRADAN İran menşelilerle KARIŞMIŞ olduğunu ileri sürmek mümkündür," der.

Bu ifade dahi Kürt bölücülerin sahiplenmeye çalıştığı KARDULAR'ın KÜRT olmadığını, KÜRTLER'İN DE İranlı, yani ARİ OLMADIĞINI göstermektedir.

Ayırımcılar "kürtçe"yi ayrı bir dil gibi yutturmak isterler. Halbuki TEK bir "kürtçe" olmadığı gibi, hiç bir "kürtçe" ağız da yazıya geçmiş değildir!.. (Bakınız: GOİCHİ KUJİMA)

Kürtçe denilen ağızların pek çoğunda gramer TÜRKÇE'yi andırır...

Mesela cümlede öğelerin sıralanması çoğu zaman TÜRKÇE gibi


ÖZNE + TÜMLEÇ + YÜKLEM
şeklindedir. Hint-Avrupai dillerdeki gibi


ÖZNE + YÜKLEM + TÜMLEÇ
şeklinde değildir.... Bu da bizim uydurmamız değil, bilakis Kürtçülerin yayınlarında yer alan hususlardır.

Örnekler:

Ez it we re dibejim .... Min jı wi re da ... Kürtçe

Ben ona söylüyorum ... Ben ona verdim ... TÜRKÇE

I am telling him ... I gave it to him ... İngilizce

Min sev heye ... Ez dewlemend bum ... Kürtçe

Benim elmam var ... Ben zengin idim .... TÜRKÇE

I have an apple ... I was rich ... İngilizce

Wi lı ser reki ne aw heye ne çamor .... Kürtçe

O yolun üstüne ne su var ne çamur .... Türkçe

There is neither water nor mud on that road ....İngilizce

Ez Kırmanç ım ... Ez civan ım .... Kürtçe

Ben Kırmanç'ım ... Ben civanım (gencim) ... TÜRKÇE

I am Kırmanç ... I am young .... İngilizce

Zu vare, kalemiha hılda, hikatamın binvise... Kürtçe

Çabuk gel, kalemini al, hikayemi yaz .... TÜRKÇE

Come quickly, take your pencil, write my story... İngilizce

Ez dıbıjim, Kırmançi TURANİ'ye, ew dibiye na... Kürtçe

Ben diyorum ki, Kırmanç TÜRK'tür, o diyor ki, hayır... TÜRKÇE

I say that Kırmanç is Turk, he says no... İngilizce

Vare, çay veho... Kürtçe

Gel, çay iç... TÜRKÇE

Come, have tea.... İngilizce

Bu örnekler Hint-Avrupai olduğu iddia edilen "kürtçe" cümlelerin nasıl TURANİ bir gramer yapısına sahip olduğunu göstermektedir.

Kürtçe denilen şahıs zamirlerinden ilki EZ, Farsça gibi görünür ama aslı ÖZ'dür. ORTAASYA'da TÜRKLER "ÖZÜM KIRGIZ" der... Bu ifadenin EZ KIRMANÇ IM ile yakınlığına dikkatinizi çekeriz.

İkincisi MİN'dir ki, ANADOLU TÜRKÇESİ'nde BEN, Azeri lehçesinde MEN şeklindedir. ORTAASYA'da kullanılır. Birinci şahıs takısı yukarda görüldüğü gibi değişmemiştir bile!...

Azeri'nin MEN TÜRKEM demesi ile, ayırımcının MIN KIRD IM demesi arasında ancak ağız farkı vardır!.. Denizli ağzında MUSTEFALİ(Mustafa Ali) bile daha fazla farklılık gösterir!..

Öte yandan ORTAASYA'da Kürt kelimesi KURT veya KIRT olarak kullanılır. Bir TÜRK boyu olan BAŞKIRTLAR gibi!...

ikinci şahıs TU veya TE'dir ki, SEN'den bozma olduğu ortadadır... Üçüncü şahıs EW'dir. "W" harfinin V'den farkı; birincinin ağzı "O" der gibi yuvarlattıktan sonra telaffuz edilmesidir ki, TÜRKÇE'de TAVUK derken çıkar... Böylece EW'in aslında EO olduğu ve "O" kelimesinden bozma olduğu görülür!...

Şu halde sıralarsak MİN-TE-EW, BEN-SEN-O'dan başka bir şey değildir!... (Bak: Kürtçe Gramer, yazarı Dr. Kamuran Ali Bedirhan, Deng Yayınları, 1991... Bu sözde Kürtçü ayırımcı yazarın adı bile Türk'tür. Han ünvanını Türklerden başkası kullanmaz!)

"Kürtçe" ağızların İran'la olan bağlantısına gelince Pers, Sasani dillerinde, diğer Ari dillerde de Kürt kelimesi yoktur. Med dilinde de yoktur... Arapça'ya ise sonradan girmiş olup, Etrak(TÜRKLER) gibi çoğul haliyle Ekrad olarak alınmıştır. En eski devirlerden beri göçebe-konargöçer anlamında kullanılmıştır.

Yani Kürtler İranlılardan etkilenmişlerdir, bazı Fars kökenli Kürt aşiretleri vardır ama; köken olarak tümüyle onlara bağlı değillerdir.

451 yılında Kafkasya üzerinden Mugan'ın güneyinde yerleşmiş olan Akhun TÜRK topluluklarından, 12. yüzyılda Harzemşahlar döneminde MUGAN TÜRKMENLERİ olarak bahsedilmektedir.. Bu TÜRKMENLER Arap kaynaklarında Ekrad-ı bi-iskan, yani yerleşik olmayan Kürtler olarak geçer.

Açıkça görülmektedir ki, Arap kaynakları henüz yerleşik hayata geçmemiş ve belki de müslüman olmamış TÜRK boylarını ayırt etmek için Ekrad ifadesini kullanmaktadırlar... Çünkü göçebe de olsa müslüman Türkler'e TÜRKMEN adı verilmesi de bu dönemdedir.

Böylece GURTİ-KARDU gibi yakıştırmaları bir kenara bırakırsak; ilk olarak Kürt adına ORHUN kitabelerinde rastlıyoruz... Bu uruğun GÖKTÜRK diye bilinen devletin içinde ve diğer TÜRK boyları arasında yaşadığı ve liderinin adının ALP URUNGU olduğu tartışma götürmez.(Bakınız: ELEGEŞ ANITI, ORHUN KİTABELERİ )

Herat'tan üç fersah yukarıda Ulenknişin yaylasının batısında Kürtnişin adında bir köy vardır... Anadolu Kürtleri o diyara bir sefer yapmadıklarına göre, bu adın yöre Türkleri tarafından verildiği ortadadır.

Aslında bunda şaşacak bir şey yoktur!.. Çünkü Kürt kelimesi TÜRKÇE'dir ve zengin mânâlar taşır:

KÜRT : Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı

KÜRÜD: Merih gezeğeni (Ayrıca Beyşehir kenarında eskiden göçebe olan Türkmenlerin
oturduğu Kürtler köyünde ise "süpürge otu" anlamına gelir.)

KÜRT : kalın kar yığını (Kazak lehçesi)

KÜRTİK: yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)

KÖRT : Kar yığını (Kazan Tatar lehçesi) Karların dağlarda teşkil ettiği saçak,
kar yığıntısı (Çuvaş lehçesi)

KÖRTÜK: kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi)
kar yığını (Teleüt, Soyon ve Karakırgız lehçesi)

KÜRTKÜ: kar yığını (Karakırgız lehçesi)

KÜRTÇÜK: kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)

Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı "KÜRDÎ" diye adlandırdı... Kendisine, "Niye bu halının adı KÜRDÎ?" diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz?..

- "Çünkü bu tür halılar Afganistan'daki DAĞLI BİR KABİLE tarafından dokunur,"

dedi!.. Bu da bizim "Kürt" ifadesinin dağlı göçebeler için kullanıldığı tesbitimizi desteklemektedir.


(Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19)
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu asla bir "^Kürt Bölgesi" değildir!.. Bölgede 11. asırdan itibaren devlet kuran Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Saltukoğuları, Mengücükoğulları hep OĞUZ boyundandır. Aralarında hiç Kürt devleti yoktur!... Çünkü devlet kuran yerleşik hayata geçer, yerleşik olanın da Kürtlüğü sona erer!.. Çünkü KÜRTLÜK, DAĞ GÖÇEBELİĞİ DEMEKTİR!

Dil farklılığın sebebi, yörenin sarp dağlık olması ve Arap-Acem etkisinin hissedilmesidir...

Van Milletvekili İbrahim Aras dönemin GERDİ aşireti reisi OĞUZ Bey'e sorar:

- "Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt'sen) sana nasıl gelmiş?"

- "Bendeniz 21. OĞUZ'um... Bizde baba evladına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider," cevabını alır.

Ama maalesef öz-be-öz TÜRK olan bu aşiret reisi, TÜRKÇE bilmiyor, yörenin karmaşık ağzını kullanıyordu!...

Amcası KILIÇ Bey de!.. Adı TÜRK, KOÇBEYİ aşireti reisi Mehmet Emin Bey de!...
(Doğu Anadolu Gerçeği sf. 31)

Kürtçe denilen ağızlarda cümleler Farsça-Arapça kelimelerden oluşsa da cümle yapısı, yani grameri genelde TÜRKÇE'dir!..

Ve bilindiği gibi bir dilin aslını tesbite yarıyan kıstas ta gramerdir!..

Öte yandan, biliyorsunuz, artniyetli Avrupa Birliği'nin baskısı ile bir "kürtçe" yayın furyası başladı. Bu son derece komik ve amaçsız bir faaliyet...çünkü Kurmançça ve Zazaca yapılan bu yayınları dinleyenler Kurmanç ve Zaza grubundan dahi olsalar anlayamıyorlar. Mesela Mahsun Kırmızıgül annesinin Zaza olmasına rağmen, yayını anlayamadığını açıkladı!... Çünkü BİR JAPON DİL UZMANININ DEDİĞİ GİBİ 30'a yakın ağız var. İki komşu köyün "kürtleri" bile zaman geliyor, birbirini anlamıyor!...

Sırada "kürtçe" eğitim var!... Avrupa Birliği'nin istediği ve onların bu ülkedeki uşaklarının "başüstüne" deyip hemen yerine getirmeye çalıştığı her "emir" gibi bu hususu da yakında gerçekleştirmek için kolları sıvayacaklardır.

Ama bakın "kürtler"in ateşli savunucusu "türk" aydını Yalçın Küçük ne diyor:

- "Paris Üniversitesi'nde, belki de dünyanın en iyi Doğu Dilleri üniversitesinde, Farisî, Soranî, Kırmançi tahsil ettim."

- "Paris'te pek çok Kürt vardı, (ama) sınıflarımda hiç Kürt yoktu!.."

- "Bbir Türk (ben), sevimli bir Japon, Türk Harp Akademisi'ne gelecek bir Fransız yarbay, Paris polis departmanından bir komiser, dedesi Sevyet komünizminin kuruluşuna katılmış, adı oradan Tanya bir İsveçli hanım, üç yıl sınıf arkadaşı olmuştuk."

- "Enstitü'de Kürt öğrenci yok muydu?.. (el Cevap Çoktu!.. Ve bunlar TÜRKOLOJİ okuyorlardı!.."

Fransa'da Kürtler'e baskı mı var?.. Yok!.. Üstelik yağız bir Kürt delikanlısının azad kabul etmez kölesi ve de metresi Bayan Mitterand başta olmak üzere, tüm Fransa'nın kürtçülüğü, kürt bölücülüğü desteklediği düşünülürse, Yalçın Küçük'ün bu tesbiti ibret vericidir. (Tekelistan, 2004)

(23)- Yavuz, Edip; aynı eser.

"Kürt" tarihçi Celile Celil bunu destekler mahiyette şöyle diyor:

"Zazaki ve Kuzey Sorani GÜNEY Kürtçesidir. Benim konuştuğum KUZEY Kürtçesidir. Bundan başka Gorani var, Lori var, Mukri var... Kurmançi Arap dilinin etkisi altındaydı... Sorani ise Fars edebiyatı(nın)..."
(Yeni Ülke Gazetesi, 1992 sayı 28)

(24)- Yavuz, Edip; aynı eser.

Bir başka örnek te Kürt ayırımcılar tarafından verilmektedir. Bu kişiler bölgeye sahip çıkabilmek için Nemrut Dağı'ndaki heykellerin ait olduğu KOMMAGENE Krallığı'na bir kulp bulmuşlardır. Sözüm ona bu ad Kürtçe "KONE GİYA = herkesin çadırı" ifadesinde gelmekteymiş!..

KON gerçekten Kürtçe'de çadır demektir. Ama bu kelime öz-be-öz TÜRKÇE'dir!.. Bir yere "konmak"tan gelir. Türk göçebe kültürünün temel kavramlarından birini teşkil eder. O kadar ki, KONAK kelimesi şehir kültürüne bile yansımıştır. konaklamak, konuk bir yana; şimdinin göçebeleri GECE-KONDU'larda dur-durak bulur!..

Yani Kürt ayırımcılar, dil tahlilleri ile bize çok yardımcı olmaktadırlar!.. (Kafaoğlu, A.Başer-Yücel, Müslim; "Kurtarıcı mı, Masal mı?" Özgür Gündem Gazetesi, 27.7.1992 günlü sayısı)


Ben senin kendi düşünceLerini fikre sunmanı bekLiyorum. Yoksa bende biLirim aLıntı yapmayı. Ama ben Kürt feLan değiLim sadece Varmı yokmu onu tartışıyoruz. Lorke,Karaüzüm Habbesi şarkıLarını bir dinLe iLk önce kürtçesiyLe snra TürkçesiyLe. Kime ait oLdugunu anLarsın :)Bu arada DetayLı BiLgi yaptığın için teşekkurLer..
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kürtçe bir diLdir neden? Çünkü eskiye dayanmış konuşmadır. Kürtçe 4 Gruba ayrıLır. Ona bakarsanız aLevıLere niye o kadar Laf yapmıyoLar ? ALeviLerin de kendıne ait böLgeLeri yok. Ben her diLe saygıLıyım. Her insan yanıma geLsin dili konusabiLir. Ama bende anLayabıLırım. Çünkü arapça kürtçe Lazca we ingiLizce biliyorum :)

Şimdi sen anlıyorsun diye sorun yok anlamına geliyor bu iş.Lazca bildiğini iddia ediyorsun bana lazca nasılsın iyimisin desene :D
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Ben senin kendi düşünceLerini fikre sunmanı bekLiyorum. Yoksa bende biLirim aLıntı yapmayı. Ama ben Kürt feLan değiLim sadece Varmı yokmu onu tartışıyoruz. Lorke,Karaüzüm Habbesi şarkıLarını bir dinLe iLk önce kürtçesiyLe snra TürkçesiyLe. Kime ait oLdugunu anLarsın :)Bu arada DetayLı BiLgi yaptığın için teşekkurLer..

arkadaşım tartışmamızı yaptık cevabınıda aldın hala neyi savunuyosun. kürt olsan bu kadar üstüne düşmessin bu konunun. al sana delil al sana ispat. hala bna şarkı dinle diyosun :D
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

arkadaşım tartışmamızı yaptık cevabınıda aldın hala neyi savunuyosun. kürt olsan bu kadar üstüne düşmessin bu konunun. al sana delil al sana ispat. hala bna şarkı dinle diyosun :D


Bak güzeL arkadaşım Şubem neresi İzmir. Ben eğer Kürt oLsaydm beLki utancımdan Buraya BirşeyLer yazmazdm. Ben sadece DiL oLup oLmadığının yargısında savundum. Bir de burda Tartıştıgımız konuda Utanmadan gülüyorsun banane KürtLerden ben sadece diLini söyLedim. NormLde ben TÜRK'üm KemaListim. Dedim yha Kürt oLsaydım Buraya yazı biLe yazmazdım..
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

o zamanr inanmak senin elinde ben kanıtımı sunmuşum. benm yapabileceğim daha fazla bişey yok. hee ayrıca gülerim yada ağlarım o da seni ilgilendirmez. :D:D:D:D
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

o zamanr inanmak senin elinde ben kanıtımı sunmuşum. benm yapabileceğim daha fazla bişey yok. hee ayrıca gülerim yada ağlarım o da seni ilgilendirmez. :D:D:D:D

Ben sana Lk başta ne dedim yorumuma dikkat et Senin düşünceLerini istemıştım sonra ne yazdım Konu ve PayLasım için teşekkurLer dedim. Bide diyorsun ki ağLarım veya güLerim o seni iLgiLendirmez. O zaman Kendini benim yerime koy bakaLım ilgiLendiyorumu,iLgiLendirmiyormu..
 
---> Kürtçe Bir Dil midir?

Kemalist im diyosun kürtçe var diyosun. nasıl bi Kemalist anlayışı bu ? uzatmayada gerek yok açıklama orda. tartışılan dil mi değil mi ? sonuç : değil.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst